AYM 2012/18 Esas 2013/80 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı

Abaküs Yazılım

Esas No: 2012/18
Karar No: 2013/80
Karar Tarihi: 18/06/2013

AYM 2012/18 Esas 2013/80 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı

 

 

 

Esas Sayısı : 2012/18

Karar Sayısı : 2013/80

Karar Günü : 18.6.2013

R.G. Tarih-Sayı : 28.12.2013-28865

 

İPTAL DAVASINI AÇAN : Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Emine Ülker TARHAN, M. Akif HAMZAÇEBİ ile birlikte 116 milletvekili

İPTAL DAVASININ KONUSU : 1.12.2011 günlü, 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun;

1- 29. maddesinin;

a- (2) numaralı fıkrası ile (4) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""ve/veya özel"" ibarelerinin,

b- (5) numaralı fıkrasının,

c- (6) numaralı fıkrasında yer alan ""veya naklen"" ibaresinin,

 d- (9) numaralı fıkrasının,

e- (10) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin,

2- 30. maddesinin;

a- (5) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki ikinci cümlesinin,

b- (8) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki son cümlesinin,

3- 36. maddesinin,

4- 41. maddesinin;

a-  (7) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinin,

b-  (8), (9), (10) ve (11) numaralı fıkralarının,

5- Geçici 2. maddesinin (10) numaralı fıkrasında yer alan "(bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır)" ve ""farklılık giderilinceye kadar"" ibarelerinin,

6- Geçici 10. maddesinin (4) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ""uyarınca istihdam edilemeyecekler"" ve ""24 üncü Yasama Dönemi sonuna kadar"" ibarelerinin,

Anayasa"nın  2., 7., 10., 36., 70., 126. ve 128. maddelerine aykırılığını ileri sürerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.

II- YASA METİNLERİ

A- İptali İstenilen Yasa Kuralları

6253 sayılı Kanun"un dava konusu kuralların da yer aldığı maddeleri şöyledir:

"MADDE 29- (1) Genel Sekreter, Genel Sekreter yardımcıları, TBMM Başkan başmüşavirleri, TBMM Başkan müşavirleri ve Özel Kalem Müdürü doğrudan, diğer personel ise Genel Sekreterin teklifi üzerine TBMM Başkanı tarafından atanır. TBMM Başkanı, atama yetkisini Genel Sekretere devredebilir.

(2) Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanabilmek için üniversitelerin dört yıllık eğitim veren fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve en az on iki yıl kamu ve/veya özel sektörde çalışmış olmak zorunludur.

(3) Başkan olarak atanabilmek için üniversitelerin en az dört yıllık eğitim veren fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve en az on iki yıl kamu hizmeti yapmış olmak zorunludur. Başkan Yardımcısı olarak atanabilmek için bu fıkrada belirtilen eğitim şartını taşımak kaydıyla, askerlikte geçen süreler dâhil; en az on yıl veya yüksek lisans yapmış olanlar için en az dokuz yıl kamu hizmeti yapmış olmak zorunludur.  

(4) Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve bu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıkların Başkanlığına atanabilmek için en az on iki yıl kamu ve/veya özel sektörde çalışmış olmak, Başkan Yardımcılığına atanabilmek için askerlikte geçen süreler dâhil en az on yıl kamu ve/veya özel sektörde çalışmış olmak zorunludur. Bu fıkrada belirtilen süreler hesaplanırken altı yılı aşmamak kaydıyla yüksek lisans ve doktorada geçen sürelerin tamamı dikkate alınır. Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı ile Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığına Başkan olarak atanabilmek için müzecilik, restorasyon ve tarih gibi alanlarda çalışmış veya bu alanlarda tecrübe sahibi olmak koşulu aranır.

(5) Yasama ve Denetim Hizmetlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, bu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıklarda ve Araştırma Hizmetleri Başkanlığında başkanlık veya başkan yardımcılığı yapanlar veya yapmış olanlar arasından atanır. Kanunlar ve Kararlar, Bütçe ve Araştırma Hizmetleri başkanlıklarının başkan ve başkan yardımcıları, İdari Teşkilatta  yasama  uzmanı  olarak  görev  yapanlar  veya  yapmış  olanlar  arasından, Tutanak Hizmetleri Başkanlığının Başkan ve Başkan yardımcıları stenograf olarak görev yapanlar veya yapmış olanlar arasından atanır.

(6) İdari Teşkilatın kadrolarına aşağıda sayılanlar ile TBMM Başkanlığı tarafından açılan sınavlar sonucuna göre yapılacak atamalar dışında açıktan veya naklen atama yapılamaz:

a) Genel Sekreter

b) İdari, Mali ve Teknik Hizmetlerden, Bilgi ve Bilişim Hizmetlerinden ve Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter yardımcıları

c) Milletvekili Hizmetleri Başkanlığı hariç, İdari, Mali ve Teknik Hizmetlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıkların başkanları

ç) Araştırma Hizmetleri Başkanlığı hariç, Bilgi ve Bilişim Hizmetlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıkların başkanları

d) Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıkların başkan ve başkan yardımcıları

e) Özel Kalem Müdürü ve Müdür yardımcıları

f) Hukuk Hizmetleri Başkanlığının Başkanı

g) Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığının Başkanı

ğ) Strateji Geliştirme Başkanlığının Başkan ve Başkan yardımcıları

h) Hukuk müşavirleri

ı) Mali hizmetler uzmanları

i) İç denetçiler

(7) Altıncı fıkrada sayılanlar hariç olmak üzere memuriyete ilk defa İdari Teşkilat kadrolarında başlayacak olanlar, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan sınavda başarılı olanlar arasından sınavla seçilir. Bu şekilde atanacaklarda aranacak özel şartlar ve sınavlar ile atamaya ilişkin usul ve esaslar Başkanlık Divanınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı birimlerde bakım, onarım ve restorasyon işlerinde zanaatkâr olarak çalıştırılacaklarda ilgili kurumlar tarafından verilen çıraklık, kalfalık ve ustalık belgeleri aranır, ayrıca sınav şartı aranmaz.  

(8) İdari Teşkilatta, toplam kadro sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) ve (C) fıkralarına göre sınavla alınmak suretiyle sözleşmeli ve geçici personel çalıştırılabilir.  Bu şekilde çalıştırılacaklarda aranacak nitelikler, yapılacak sınavın şekli ve konuları ile bunların çalışma usul ve esasları Başkanlık Divanınca belirlenir. Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısına bağlı birimlerde bu fıkrada belirtilen sınırlamaya tabi olmaksızın 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasına göre restorasyon işlerinde en fazla 400 personel çalıştırılabilir.

(9) İdari Teşkilat kadrolarındaki herhangi bir personelin (bu Kanunun 31 ve 32 nci maddesi kapsamında bulunan personel hariç) diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanmasına ihtiyaç duyulması ve Başkanlık Divanınca bu konuda karar alınması hâlinde; atamaya ilişkin talep TBMM Başkanlığınca, Devlet Personel Başkanlığına bildirilmek üzere Başbakanlığa gönderilir.Devlet  Personel  Başkanlığı  personelin  atanacağı  kurum  ve  kuruluş  ile  kadro görevini tespit eder. İlgili kurum ve kuruluşlar atama işlemlerini genel hükümlere göre yaparlar. Ancak bu personelin ataması Ankara"daki kamu kurum ve kuruluşlarından veya talep etmeleri hâlinde talep ettikleri ildeki kamu kurum ve kuruluşlarından birine yapılır.

(10) İdari Teşkilat personeli TBMM Başkanlığınca uluslararası kuruluşlarda görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilenlerin; niteliği, mali, sosyal ve diğer özlük hakları ile görevlendirme usul ve esasları TBMM Başkanlığınca belirlenir.

(11) İdari Teşkilat kadrolarında bulunan personel hakkında bu Kanunda belirtilen özel hükümler dışında 657 sayılı Kanunun istisnai memuriyet hakkındaki hükümleri uygulanır.

MADDE 30- (1) TBMM"nin faaliyetleri ile ilgili alanlarda TBMM Başkanına danışmanlık yapmak üzere, kadro şartı aranmaksızın ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak beş TBMM Başkan danışmanı çalıştırılabilir. Bu kapsamda çalıştırılanlara, (60.000) ila (100.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık sözleşme ücreti hak edildikçe ödenir ve sözleşme ücreti dışında mali ve sosyal haklar kapsamında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz. Bu şekilde çalıştırılacak personelin sözleşme ücreti ile sözleşme usul ve esasları tam veya kısmi zamanlı çalıştırılacak olması dikkate alınarak TBMM Başkanlığınca belirlenir.

(2) Yasama faaliyetleri ile ilgili özel bilgi ve ihtisas gerektiren konularda siyasi parti grup başkanlıklarında kadro şartı aranmaksızın ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu kapsamda her siyasi parti grubunda on grup danışmanı, yirmi beş büro görevlisi ve TBMM"de grubu bulunan her bir siyasi parti için, her bir siyasi parti grubunun milletvekili sayısının yüzde onu oranında ilave büro görevlisi çalıştırılabilir. Bunlardan grup danışmanına (85.000), büro görevlisine (73.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık sözleşme ücreti hak edildikçe ödenir. Bu kapsamda çalıştırılan personele sözleşme ücreti dışında mali ve sosyal haklar kapsamında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz.  

(3) Yasama faaliyetlerinde milletvekillerine yardımcı olmak üzere kadro şartı aranmaksızın ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın her milletvekili için bir danışman, bir ikinci danışman ve ilave bir personel sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Danışmanın en az iki yıllık yükseköğretim ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından, ikinci danışmanın en az liseden ve diğer personelin en az ilkokuldan mezun olması ve ikinci danışmanın kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların personeli olması zorunludur. Bu kapsamda çalıştırılanlardan; danışmana (83.500), ikinci danışmana (73.000) ve diğer personele ise (63.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık sözleşme ücreti hak edildikçe ödenir. Bu kapsamda çalıştırılan tüm personele sözleşme ücreti dışında mali ve sosyal haklar kapsamında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz.

(4) İkinci, üçüncü ve beşinci fıkra uyarınca sözleşmeli olarak çalıştırılacak tüm personelin sözleşme usul ve esasları Başkanlık Divanınca belirlenir.

(5) Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlarda çalışanlar aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla kurumlarının ve kendilerinin muvafakati ile bu maddenin bir ila üçüncü fıkraları kapsamında TBMM"de görevlendirilebilirler. Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz.Bu kapsamdaki personel ilgili mevzuatında yer alan süre sınırlamalarına tabi olmaksızın ihtiyaç duyulan hizmet süresince kurumlarından aylıksız izinli olarak da bu madde hükümleri uyarınca TBMM"de görevlendirilebilir. Aylıksız izinli çalışanlara çalıştıkları görev unvanları dikkate alınarak birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri uyarınca ödeme yapılır ve bunların sosyal güvenlik kurumu ile ilişkileri kendi kurumlarındaki statüleri dikkate alınarak devam ettirilir. TBMM Başkanlığının bu konudaki talebi ilgili kurum ve kuruluşlarca ivedilikle sonuçlandırılır. Bu personelin TBMM"de çalıştıkları süre, varsa mecburi hizmetlerine sayılır ve bunlara TBMM"de çalıştıkları süre karşılığında herhangi bir mecburi hizmet yükletilmez. Bunlardan aylıksız izinli olarak çalıştırılanların TBMM Başkanlığında geçen süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirilir ve bu süreler terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır. Terfileri başkaca bir işleme gerek duyulmadan süresinde yapılır. İdari Teşkilat kadro veya pozisyonlarında bulunan personel de ikinci ve üçüncü fıkrada belirtilen sayılar aşılmamak kaydıyla aylıksız izinli olarak bu fıkralarda belirtilen görev unvanlarında çalıştırılabilirler. Bunlardan 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 14 üncü maddesi kapsamında bulunanların, geçici 14 üncü maddedeki hakları saklıdır.

(6) Bu madde uyarınca çalıştırılan TBMM Başkan danışmanlarının sözleşme veya görevlendirmeleri TBMM Başkanının görev süresinin sona erdiği, grup danışmanları ve büro görevlilerinin sözleşme veya görevlendirmeleri siyasi parti gruplarının ilgili yasama dönemi içinde grup kurma hakkını kaybettiği, danışman, ikinci danışman ve ilave personelin sözleşme veya görevlendirmeleri milletvekilinin ilgili yasama dönemi içinde milletvekilliği sıfatını kaybettiği tarihte veya tüm sayılanlar açısından milletvekili genel seçimlerinin ardından yapılan ilk seçimle TBMM Başkanının seçildiği tarihte hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ermiş sayılır. Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların personeli bu fıkrada sayılan hallerde hiçbir işleme gerek kalmaksızın kendi kurumlarındaki kadro veya pozisyonlarına dönerler.

(7) Bu madde uyarınca, aylıksız izinli olanlar hariç, sözleşmeli olarak çalıştırılacak tüm personel, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.

(8) Gerekli hallerde TBMM Başkanlığının talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlarda çalışanlar aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla kurumlarının ve kendilerinin muvafakati ile bu maddenin diğer fıkra hükümlerine tabi olmaksızın TBMM"de görevlendirilebilirler. Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz.

MADDE 36- (1) TBMM Başkanlığının sorumluluğundaki tarihî bina ve objelerin onarımları ve restorasyonları ile çevre düzenlemesine ilişkin mal ve hizmet alımları ile münhasıran özel ihtisas gerektiren konularda TBMM Başkanınca mütalaa ve hukuki hizmet satın alma işleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın Başkanlık Divanınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir.

MADDE 41- "

(7) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin;

a) Ek 5 inci maddesinde geçen "13/10/1983 tarihli ve 2919 sayılı Kanun" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu" şeklinde değiştirilmiştir.

b) Ek 10 uncu, ek 11 inci ve geçici 14 üncü maddelerinde yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı" şeklinde değiştirilmiştir.

c) Geçici 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına "belirlemelerde" ibaresinden sonra gelmek üzere "(sözleşme ücreti artışları hariç)" ibaresi eklenmiştir.

ç) Geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "personelin" ibaresinden sonra gelmek üzere "(Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışanlar hariç, İçişleri Bakanlığınca tahsis edilen polis kuvvetine mensup personel ile mevzuatı uyarınca görevlendirilmiş personel dahil)" ibaresi ile fıkraya "Geçici 12 nci ve geçici 16 ncı madde hükümleri bu madde kapsamındaki personel hakkında uygulanmaz." cümlesi ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Bu madde kapsamına giren personelden kadro unvanları (II) ve (III) sayılı cetvelde yer alanların, uygulanmasına devam olunan mevzuat hükümlerine göre mali haklar kapsamında fiilen yapılması öngörülen her türlü ödemeler toplamı net tutarının, herhangi bir nedenle ek 10 uncu maddeye göre ödenmesi öngörülen ücret ve tazminat toplamı net tutarına eşit duruma geldiği veya daha düşük kaldığı tarihten itibaren bunların mali hakları ek 10 uncu maddeye göre belirlenir.

Bu madde kapsamına giren personelden (II) ve (III) sayılı cetvellerde kadro unvanları sayılmayanların, uygulanmasına devam olunan mevzuat hükümlerine göre mali haklar kapsamında fiilen yapılması öngörülen her türlü ödemeler toplamı net tutarının, herhangi bir nedenle ek 9 uncu madde uyarınca ek ödeme yapılan emsali personel için kadrosuna bağlı olarak yapılan fiili ödemeler net tutarıyla eşit duruma geldiği veya daha düşük kaldığı tarihten itibaren bunlar, ek 9 uncu madde uyarınca yapılan ek ödemeden aradaki fark tutarı kadar yararlandırılırlar."

(8) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelin; 1 numaralı sırasında yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreteri" şeklinde, 3 numaralı sırasında yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreter Yardımcısı" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı," şeklinde, 4 numaralı sırasında yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Başmüşaviri ve Daire Başkanı" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Başmüşaviri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Başkanı" şeklinde, 5 numaralı sırasında yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Müşaviri" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Müşaviri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Başkan Yardımcısı" şeklinde, 7 numaralı sırasında yer alan "Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde birim yöneticisi konumundaki Müdürler," ibaresi "Cumhurbaşkanlığında birim yöneticisi konumundaki Müdürler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatındaki Müşavirler" şeklinde değiştirilmiştir.

(9) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (III) sayılı cetvelin 1 numaralı sırasında yer alan "ile uzman stenograf" ibaresi cetvelden çıkarılmıştır.

(10) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (IV) sayılı cetvelin; başlığı "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Personeli Ek Göstergeleri" şeklinde, "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün; (ç) bendi "Devlet Denetleme Kurulu Üyesi, Başdanışmanlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Başmüşavirleri, Başkan, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Başkanı ve Özel Kalem Müdürü" şeklinde değiştirilmiş, bölüme aşağıdaki bent (d) bendi olarak eklenmiş, diğer bentler teselsül ettirilmiş ve mevcut (d) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

d) Başkan Müşaviri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Başkan Yardımcısı

1

4800

e) Danışman, Devlet Denetleme Kurulu Sekreteri, Müdür, Genel Müdür Özel Kalem Müdürü

1

3600

f) Müşavir, Hukuk Müşaviri, Müdür Yardımcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Özel Kalem Müdürü

1

3000

 

(11) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (V) sayılı cetvelin; başlığı "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Personeli Makam Tazminatı Göstergeleri" şeklinde değiştirilmiş, 5 numaralı sırasında yer alan; "I. Hukuk Müşaviri," ibaresi cetvelden çıkarılmış, "Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi"nde birim yöneticisi konumundaki Müdürler" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Başkan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığında birim yöneticisi konumundaki Müdürler" şeklinde değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı, I. Hukuk Müşaviri,  Daire Başkan Yardımcısı, Müdür, Müdür Yardımcısı, Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisi, Şube Müdürü, İdari Şube Müdürü, Saray Müdürü, Saray  Müdür Yardımcısı, Grup Başkanı, İşletme Müdürü, Fabrika Müdürü ve Personel Müdürü unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ermiş sayılır. Bu fıkra  uyarınca görevi sona erenler ile bu Kanunun  yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde;  Başkan Başmüşaviri, Başkan Müşaviri ve Müşavir unvanlı kadrolarda bulunanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın ekli (2) sayılı listede yer alan aynı unvanlı,  Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisi ise Müdür Yardımcısı unvanlı şahsa bağlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bu fıkrada sayılanlar TBMM Başkanlığınca ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilir. Bunlardan talepte bulunanlar İdari Teşkilatta durumlarına uygun başka kadrolara da atanabilirler.

(2) Birinci fıkrada belirtilenler,  bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kadrolarının sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, özel hizmet tazminatı, ek ücret, ek ödeme, fazla çalışma ücreti ve benzeri adlar altında yapılan her türlü ödemelerini yapılacak artışlarla birlikte almaya devam ederler. Bu fıkrada belirtilen ödemeler Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisine ekli (2) sayılı listede yer alan Müdür Yardımcısı unvanlı kadro emsal alınarak ödenmeye devam olunur. 

(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliği kadrolarında bulunan personelden birinci fıkra dışında kalanlar, bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın ekli (1) sayılı listede yer alan aynı unvanlı TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı yeni kadrolarına atanmış sayılırlar. 

(4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde Uzman Yardımcısı unvanlı kadrolarda bulunanlar ile Uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan mesleğe özel yarışma sınavı ile Uzman Yardımcısı olarak alınan, 31 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen eğitim şartını taşıyan ve hazırladıkları uzmanlık tezinin kabulünden sonra uzmanlığa atanmış olanlar ile TBMM Genel Sekreterliğinde Uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğünde görevli olanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın durumlarına göre Yasama Uzmanı veya Yasama Uzman Yardımcısı unvanlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bunların uzman yardımcılığında ve uzmanlıkta geçen süreleri yasama uzman yardımcılığı ve yasama uzmanlığında geçmiş sayılır.

(5) TBMM Genel Sekreterliğinde mesleğe özel yarışma sınavı ile Uzman Yardımcısı olarak alınmış olup Uzman unvanlı kadrolara atandıktan sonra başka görevlere atananların uzman ve uzman yardımcılığında geçen süreleri yasama uzman ve yasama uzman yardımcılığında geçmiş sayılır.

(6) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde Uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan bu maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen şartları taşımayanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın ekli (2) sayılı listede yer alan aynı unvanlı şahsa bağlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bunlar hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

(7) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde Uzman Stenograf unvanlı kadrolarda bulunanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın ekli (2) sayılı listede yer alan aynı unvanlı şahsa bağlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bunlar hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

(8) Bu Kanuna ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar, herhangi bir nedenle boşalması hâlinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.

(9) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, TBMM Genel Sekreterliğinde Teknisyen kadrosunda çalışanlardan en az yüksekokul mezunu olup Tekniker unvanını haiz olanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın bulundukları kadro dereceleriyle Tekniker unvanlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bu fıkra uyarınca atanmış sayılanlar üçüncü fıkra uyarınca atanmış sayılan aynı ya da emsali unvanlı personelin her türlü mali ve sosyal hak ve yardımlarından aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılırlar.

(10) 29 uncu maddenin dokuzuncu fıkrası uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanan personelin yeni kadrolarına atandıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda almış oldukları sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlar altında yapılan her türlü ödemeler ile diğer malî hakları toplamının net tutarı (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır) yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak yapılan sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlar altında yapılan her türlü ödemeler ile diğer mali hakları toplamının net tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark tutarı, atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece farklılık giderilinceye kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir. 

GEÇİCİ MADDE 10- (1) TBMM Genel Sekreterliği veya İdari Teşkilatta istihdam edildikleri sürece, TBMM Genel Sekreterliği veya İdari Teşkilat kadro veya pozisyonlarında 15/1/2012 tarihine kadar istihdam edilen personelin (İçişleri Bakanlığınca tahsis edilen polis kuvvetine mensup personel dâhil), mali ve sosyal hakları hakkında ilgili mevzuatın 2/11/2011 tarihinden önceki hükümleri uygulanır. Bu madde kapsamında bulunanlar açısından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 14 üncü maddesinde uygulanmasına devam olunacağı belirtilen mevzuat hükümleri bu maddede belirtilen mevzuat hükümleridir.

(2) TBMM Genel Sekreterliği tarafından açılan sınav sonucu stenografi kursuna katılmaya hak kazanıp bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kursa devam edenlerden ilgili mevzuatıuyarınca  StenografYardımcılığı  kadrosuna  atanmaya  hak  kazanacaklar  ile  bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan Uzman Yardımcılığına alım sürecinde ilgili mevzuatı uyarınca Yasama Uzman Yardımcılığı kadrosuna atanmaya hak kazanacaklar hakkında da 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 14 üncü maddesi hükümleri uygulanır.

(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde Uzman Yardımcısı kadrolarında bulunanların yeterlik sınavları ve Yasama Uzmanlığı kadrolarına atanmaları ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan Uzman Yardımcılığına alım süreci, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki ilgili mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.

(4) 2919 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri bu Kanunun 30 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği tarihe kadar uygulanmaya devam olunur. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde bu kapsamda çalıştırılanlardan bu Kanunun 30 uncu maddesi uyarınca çalıştırılacakların, TBMM"de bu hükümlere tabi çalışmaları 30 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar devam eder. Ancak bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM"de geçici görevlendirmeyle çalışan personelden 30 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca istihdam edilemeyecekler hakkında 2919 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin uygulanmasına 24 üncü Yasama Dönemi sonuna kadar devam olunur."

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

Dava dilekçesinde, Anayasa"nın 2., 7., 10., 36., 70., 126. ve 128. maddelerine dayanılmıştır.

III- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 8. maddesi uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN"ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına 22.2.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

IV- ESASIN İNCELENMESİ

Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Erhan TUTAL tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Kanun"un 29. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrası ile (4) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan ""ve/veya özel"" İbarelerinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, Kanun"un 29. maddesinin (2) ve (4) numaralı fıkralarında sayılan görevlerin ancak memurlar ve kamu görevlileri eliyle yerine getirilmesi gerektiği, bu görevlere daha önce kamu hizmetinde bulunmamış özel sektör çalışanlarının atanacak olmasının kamu hizmetinin nitelikleriyle bağdaşmadığı gibi kamu yararı sonucunu da doğurmayacağı belirtilerek kuralların, Anayasa"nın 2. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.  

Kanun"un, TBMM idari teşkilatının personeline ilişkin hükümlerin yer aldığı "Beşinci Bölüm"ünde yer alan 29. maddenin (2) ve (4) numaralı fıkralarında, bazı kadrolara atanabilmek için aranan eğitim ve çalışma şartlarına yer verilmiş, anılan fıkralarda yer alan ve iptali istenilen "ve/veya özel" ibareleriyle özel sektörde geçirilen çalışma sürelerinin de dikkate alınacağı öngörülmüştür. Maddenin (2) numaralı fıkrasına göre, genel sekreter ve genel sekreter yardımcısı olarak atanabilmek için en az on iki yıl; (4) numaralı fıkrasına göre ise milli saraylardan sorumlu genel sekreter yardımcısı ve bu genel sekreter yardımcısına bağlı başkanlıkların başkanlığına atanabilmek için en az on iki yıl, başkan yardımcılığına atanabilmek için de en az on yıl kamu ve/veya özel sektörde çalışmış olmak zorunluluğu getirilmiştir.

Anayasa"nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, her türlü işlem ve eylemi hukuka uygun, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa"ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, yargı denetimine açık olan devlettir.

Anayasa"nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği ve üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esaslarının da kanunla özel olarak düzenleneceği belirtilmiştir. Maddede, idare hukuku kurallarına tabi olarak istihdam olunan kamu görevlileri ile ilgili olarak temel ilkeler yer almaktadır.

Memurların atanması, görev ve yetkileri, aylıkları ve ödenekleri ve diğer özlük işleri, kısacası memurluk statüsü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nda düzenlenmiştir. Kamu görevlileri, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri gören kişilerdir.

Kanun"un 29. maddesinin (11) numaralı fıkrasında, "İdari Teşkilat kadrolarında bulunan personel hakkında bu Kanunda belirtilen özel hükümler dışında 657 sayılı Kanunun istisnai memuriyet hakkındaki hükümleri uygulanır." biçimindeki kuraldan, iptali istenen kurallarda belirtilen personelin istisnai memuriyet kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır.

Atama yönünden, diğer memuriyetler için gerekli bazı şartlardan bağışık tutulmuş kamu görevlilerine istisnai memur denilmektedir. 657 sayılı Kanun"un 59. maddesinin birinci fıkrasında, istisnai memuriyetler sayılarak, bu kadrolara, 657 sayılı Kanun"un atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği belirtilmiştir. Buna göre, istisnai memuriyet kadrolarına, hâlen ya da daha önce Devlet memurluğunda bulunanlar atanabileceği gibi bu kadrolara atanmak yoluyla ilk kez Devlet memurluğuna başlayabilmek de mümkündür.

Kanun"un ilgili madde gerekçesinde de, yerine getirilen görevin gereği veya belli alanlarda birikim sahibi olanların değerlendirilebilmesini teminen üst düzey yöneticiler ve bazı yöneticilerin atanmasında istisnai memuriyetin esas alındığı, kurum içinde yetiştirilme imkânı kısıtlı olan veya mümkün olmayan belli unvanlar açısından da açıktan veya naklen atamaya imkân tanındığı belirtilmiştir.

Devlet sistemindeki özgün konumu nedeniyle TBMM için genel kamu personel rejimi içerisinde kalmakla birlikte kimi yönlerden farklılaştırılmış bir personel statüsü çizilmiştir. Bu çerçevede tanınan esnekliğin ve sağlanan geniş imkânların kamu yararı doğrultusunda yetkin bir insan kaynağı oluşturulmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.

TBMM idari teşkilatının görevleri ile yaptığı hizmetler göz önüne alındığında konusunda uzman ve özel sektörde başarısını kanıtlamış kişilerin istisnai memuriyet hükümleri kapsamında idari teşkilata atanmasında kamu yararı olmadığı söylenemez.

Öte yandan, söz konusu kişilerin anılan görevlere "Devlet memuru" statüsüne geçirilmek suretiyle atanacakları, Anayasa"da kamu görevlilerinin atanma usulü konusunda kanun koyucuya takdir yetkisi tanındığı ve kanun koyucunun bu takdir yetkisini kullanırken istisnai kadrolara atanacak personelin, öncesinde kamuda veya özel sektörde çalışmış olması arasında bir fark görmemesinin Anayasa"ya aykırı bir durum oluşturmadığı da açıktır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 2. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Osman Alifeyyaz PAKSÜT ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe farklı gerekçeyle katılmışlardır.

Mehmet ERTEN bu görüşe katılmamıştır.

B- Kanun"un 29. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi

Dava dilekçesinde, kuralla getirilen düzenleme ile dışa kapalı olan ve kapalı devre çalışan bir kast sisteminin oluşturulduğu, diğer kurumlardan naklen atanma suretiyle idari teşkilatta çalışmaya başlayanların anılan kadrolara atanamayacağı, kuralın yasama uzmanları ile stenograflara imtiyaz sağlamak suretiyle eşitlik ilkesini ihlal ettiği, fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığı belirtilerek kuralın, Anayasa"nın 2., 10. ve 70. maddelerine aykırı olduğu belirtilmiştir.

Kanun"un 29. maddesinin (5) numaralı fıkrasında, Yasama ve Denetim Hizmetlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanabilmek için, adı geçen Genel Sekreter Yardımcısına bağlı başkanlıklarda ve Araştırma Hizmetleri Başkanlığında başkanlık veya başkan yardımcılığı, Kanunlar ve Kararlar, Bütçe ve Araştırma Hizmetleri başkanlıklarında başkan ve başkan yardımcısı olabilmek için idari teşkilatta yasama uzmanı, Tutanak Hizmetleri Başkanlığında Başkan ve Başkan yardımcısı olabilmek için de stenograf olarak görev yapmak veya yapmış olmak şartı aranmaktadır.

Anayasa"nın 10. maddesinde, herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunlar önünde eşit olduğu belirtilmiştir.

Anayasa"nın 10. maddesinde belirtilen "kanun önünde eşitlik ilkesi" hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa"da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.

Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yürüten Devlet memurlarının hukuki rejimi çağdaş personel hukukuna uygun olarak sınıflandırma, kariyer ve liyakat esaslarına dayanmaktadır. Devlet memurları, görevlerinin gerektirdiği niteliklere ve mesleklerine göre sınıflara ayrılmakta; kariyerlerine, yürüttükleri hizmet için gerekli bilgilerine ve yetişme şartlarına uygun biçimde, sınıflarında en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmaktadır. Kamu hizmetlerine alınmada ve görevde yükselmede ise kamu personelinin nitelikleri, başarıları, işe bağlılıkları gibi liyakat ölçütleri dikkate alınmaktadır.

Dava konusu kuralın da yer aldığı maddenin geneline bakıldığında TBMM idari teşkilatında yapılacak atamalarda belli bir silsile takip edildiği, bazı üst görevlere atanabilmek için aranılan belirli bazı görevlerde bulunmuş olmak şartı ile atanılması düşünülen görev arasında doğrudan bağlantı bulunduğu görülmektedir. Ayrıca, atanması öngörülen kişiler de daha önce kendisi ile eşit durumda olan kişiler arasından belirli özellikleri nedeniyle ön plana çıkmış ve bulundukları konum itibariyle mesleki yeterliliklerini kanıtlamış kişiler olacağından bu kişilerin belirlenen üst görevlere atanmasında kamu yararı görüldüğü anlaşılmaktadır.

Bu nedenle, mesleklerine girdikleri ilk andan itibaren yeterliliklerini kanıtlayarak kıdem ve liyakat esasları çerçevesinde belirli konuma gelen kişiler arasında yapılacak atamalarla bir sınıf ya da zümre oluşturulduğu iddia edilemez.

Öte yandan, TBMM"nin çalışma yapısı ve hizmet vermiş olduğu kesim dikkate alındığında önemli kadrolara yine TBMM bünyesindeki ilgili birimlerde yetişmiş,  uzmanlaşmış ve liyakatli kişiler arasından atama yapılabilmesine olanak sağlanmasında kamu yararı olduğu gibi söz konusu durum hizmetin gereklerine de uygundur. Bu nedenle, ilgili birimlerde uzun yıllar çalışarak yetişmiş tecrübeli personelin çalıştığı birimde terfi ederek yükselmesinin ilgili kişilerin motivasyonunu arttıracağı açık olup bu durumun bir kast sistemi oluşturduğu söylenemez.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın, Anayasa"nın 70. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.

C- Kanun"un 29. Maddesinin (6) Numaralı Fıkrasında Yer Alan ""veya naklen"" İbaresinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, fıkrada sayılanlar dışındaki kadrolara naklen atama suretiyle atama yapılmasının engellendiği, 657 sayılı Kanun"un 74. maddesine istisna niteliğinde olan dava konusu kuralın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, idari teşkilata fayda sağlayabilecek personelin naklen atanmasının engellenmesinde kamu yararı bulunmadığı belirtilerek kuralın, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu belirtilmiştir.

Dava konusu kuralın da yer aldığı (6) numaralı fıkrada, idari teşkilatın kadrolarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Buna göre, fıkrada yer alan ve on iki bent hâlinde sayılan kadrolar ile TBMM Başkanlığı tarafından açılan sınavlar sonucuna göre yapılacak atamalar haricinde idari teşkilatın kadrolarına açıktan veya naklen atama yapılamayacağı belirtilmiştir.

Yasama yetkisinin genelliği, kanunla düzenleme alanının konu itibariyle sınırlandırılmamış olduğunu, Anayasa"ya aykırı olmamak şartıyla her konunun kanunla düzenlenebileceğini ifade eder.

Memur hukuku bir statü hukukudur. Anayasa"ya uygun olmak kaydıyla kanun koyucunun, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin koşulları belirleme ve kamu görevlilerinin statülerine ilişkin yeni kurallar koyma ya da var olan kuralları değiştirme yetkisi vardır. Nakil işlemi, idarece takdir yetkisi kapsamında kamu görevlisinin istemi olmaksızın tesis edilebileceği gibi istemi üzerine de tesis edilebilir. Nakil isteminde bulunmak kamu görevlileri için bir hak olarak görülmekte ise de, kamu yararı ve hizmetin gereklerine bağlı olarak bu istemin idarelerce mutlaka karşılanması zorunluluğu bulunmamaktadır.

Kanun koyucunun iradesi doğrultusunda yasama yetkisinin genelliği ilkesi kapsamında ve kamu yararı doğrultusunda fıkrada sayılan bazı kadrolar ile gerçekleştirilecek sınav sonucuna göre yapılacak atamalar haricinde naklen atama yapılmaması da öngörülebilir.  

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

D- Kanun"un 29. Maddesinin (9) Numaralı Fıkrasının ve Geçici 2. Maddesinin (10) Numaralı Fıkrasında Yer Alan "(bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır)" ve""farklılık giderilinceye kadar"" İbarelerinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, dava konusu kuralların getirilmesinin sebebinin TBMM idari teşkilatındaki personel fazlalığı olduğu ve bu personel fazlalığının belirli bir tarihten önce göreve başlamış olanların herhangi bir kritere tabi tutulmaksızın başka kurumlara atanmaları suretiyle azaltılacağı, kurallarda atamaların hangi kriterlere göre yapılacağının belirlenmediği, hâlen idari teşkilatta çalışanların kazanılmış haklarının olduğu, kuralların hukuki güvenlik ilkesi ile bağdaşmadığı, atanacak kişilerin mali hak kaybına uğrayacakları belirtilerek kuralların, Anayasa"nın 2., 10., 36., 70. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Kanun"un 29. maddesinin dava konusu (9) numaralı fıkrasında, İdari Teşkilat kadrolarındaki personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanmasına ihtiyaç duyulması ve Başkanlık Divanınca bu konuda karar alınması hâlinde; atamaya ilişkin talebin TBMM Başkanlığınca, Devlet Personel Başkanlığına bildirilmek üzere Başbakanlığa gönderileceği, Devlet  Personel  Başkanlığının  personelin  atanacağı  kurum  ve  kuruluş  ile  kadro görevini tespit edeceği, ilgili kurum ve kuruluşların atama işlemlerini genel hükümlere göre yapacakları, bu personelin atamasının Ankara"daki kamu kurum ve kuruluşlarından veya talep etmeleri hâlinde talep ettikleri ildeki kamu kurum ve kuruluşlarından birine yapılacağı hükmü getirildikten sonra geçici 2. maddenin (10) numaralı fıkrasında, ataması yapılacak olan kişilerin mali haklarının korunmasına yönelik olarak kazanılmış hak çerçevesinde fark tazminatı ödeneceği belirtilmiş ve bu çerçevede ödenecek tazminata ilişkin olarak "(bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır)" ve ""farklılık giderilinceye kadar"" ibaresi ile kişilerin fark tazminatı almasına yönelik düzenleme yapılmıştır. Buna göre, atanacak personelin eski ve yeni kadroları arasında mali haklar yönünden fark bulunması hâlinde kişinin önceki mali hakları toplamının yeni kurumundan alacağı mali haklar toplamından az olması hâlinde aradaki farkın tazminat olarak mali haklar toplamı eşitleninceye kadar ödeneceği belirtilmiştir.

Anayasa"nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri "hukuk güvenliği" ilkesidir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.

Kazanılmış haklara saygı, hukuk güvenliği ilkesinin bir sonucudur. Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haktır.

Hukuk güvenliği ilkesi uyarınca geleceğe yönelik olarak statü hukukunda değişiklik yapılabilmesine engel bulunmamakta, Anayasa"ya uygun olmak kaydıyla kanun koyucunun, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin koşulları belirleme ve kamu görevlilerinin statülerine ilişkin yeni kurallar koyma ya da var olan kuralları değiştirme yetkisi bulunmaktadır. Dava konusu kurallarla, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanacak olan personelin belirlenmesi yetkisi TBMM Başkanlık Divanına verilmiştir. Yapılacak belirleme üzerine atama talebi TBMM Başkanlığı tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilmek üzere Başbakanlığa gönderilmektedir. Görüldüğü üzere herhangi bir personelin atanmasına ihtiyaç bulunup bulunmadığını belirleme yetkisi kanun koyucu tarafından Başkanlık Divanına verilmiş, atama işleminin de kamu kurum ve kuruluşları tarafından genel hükümlere göre yapılacağı hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin emredici nitelikte olduğu ve dava konusu kural kapsamında bulunan memurların atama ve özlük işleriyle ilgili hükümlerin kanunla düzenlendiği, atamaya ve yapılacak ödemelere ilişkin olarak tesis edilecek işlemlerin idari yargı denetimine tabi olduğu da açıktır. Bu bağlamda dava konusu kurallar hukuki güvenlik ilkesine aykırı değildir.

Dava konusu kurallarda, kişilerin bulunduğu statülerden doğan, tahakkuk etmiş ve kendileri yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklara yönelik bir düzenleme öngörülmediğinden kazanılmış hakları ihlal eden bir müdahaleden de söz edilemez.

Öte yandan, ihtiyaç nedeniyle diğer kamu kurumlarına atanmaları öngörülen personel hakkındaki fark tazminatı uygulamasına ilişkin yasal düzenlemeler, söz konusu personelin lehine olup bunların maddi anlamda mağdur olmalarının önlenmesi amacını gütmekte ve kanun koyucunun bu konudaki takdirini yansıtmaktadır. Fark tazminatı ödenmesi uygulaması, fark tazminatı sabit bir değer olarak aradaki farkın kapanmasına kadar uygulanacak bir yöntem olarak kabul edilmiştir ve Anayasa"ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 2., 10. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralların, Anayasa"nın 36. ve 70. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

E- Kanun"un 29. Maddesinin (10) Numaralı Fıkrasının İkinci Cümlesinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, uluslararası kuruluşlarda görevlendirilenlerin nitelikleri ve hakları ile görevlendirmeye ilişkin usul ve esasların belirlenmesine ilişkin yetkinin idareye bırakılmasının yasama yetkisinin devri anlamına geldiği belirtilerek kuralın, Anayasa"nın 7. ve 128. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

 

Dava konusu kuralda, TBMM idari teşkilatı personelinden uluslararası kuruluşlarda görevlendirilenlerin niteliği, mali, sosyal ve diğer özlük hakları ile görevlendirme usul ve esaslarının TBMM Başkanlığınca belirlenmesi öngörülmüştür.

Anayasa"nın 7. maddesinde, "Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez." denilmektedir. Buna göre, kanun koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı, yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir. 

Anayasa"nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmektedir.

Kuralda, uluslararası kuruluşlarda görevlendirilenlerin mali, sosyal ve diğer özlük haklarının TBMM Başkanlığınca belirleneceği düzenlenmiş ancak söz konusu hususlarla ilgili olarak herhangi bir belirleme yapılmamış, bir çerçeve de çizilmemiştir. Ayrıca, yurtdışı görevlendirme konusunda genel hükümler ihtiva eden 657 sayılı Kanun"a herhangi bir atıf da yapılmamıştır. Uluslararası kuruluşlarda görevlendirilecek olanların kanunla düzenlenmesi gereken mali, sosyal ve diğer özlük haklarının belirlenmesi yetkisi TBMM Başkanlığına bırakıldığından, kuralda yer alan, "mali, sosyal ve diğer özlük hakları" ibaresi kanunla düzenlenme ilkesine aykırıdır.  

Açıklanan nedenlerle kuralda yer alan "mali, sosyal ve diğer özlük hakları" ibaresi Anayasa"nın 7. ve 128. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Haşim KILIÇ, Serdar ÖZGÜLDÜR ile Muammer TOPAL bu görüşe katılmamıştır.

Öte yandan dava konusu kuralda, TBMM Başkanlığına tanınan TBMM İdari Teşkilatı personelinden uluslararası kuruluşlarda görevlendirilenlerin görevlendirme usul ve esaslarını belirleme yetkisi, İdari Teşkilatın yönetimi kapsamında verilen bir yetki olup söz konusu hususların kanunla düzenlenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle dava konusu kuralın, "mali, sosyal ve diğer özlük hakları" dışında kalan bölümü Anayasa"nın 7. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

F- Kanun"un 30. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." Biçimindeki İkinci Cümlesi ile (8) Numaralı Fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz."Biçimindeki Son Cümlesinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, TBMM faaliyetleri kapsamında başka kurum ve kuruluşlardan görevlendirme suretiyle çalıştırılacak bir kısım personele, kurumlarından aylıksız izinli sayılmak suretiyle sözleşme ücreti üzerinden çalışma veya geçici görevli olarak kurumlarındaki maaşları üzerinden çalışıp TBMM bütçesinden ek ödeme almama suretiyle çalışma imkânının verilmesinin kamu yararına aykırı olduğu, söz konusu kişilerin alanlarında uzman olup kurallarla öngörülen ödemelerin ilgililerin geldikleri kurumlarda aldıkları ücretten düşük olduğu, bu durumun da TBMM"de nitelikli eleman istihdamını engelleyeceği, mülga 2919 sayılı Kanun"da öngörülen teşvik edici mali ve sosyal ödemelerin ortadan kaldırıldığı, düzenlemenin yasama faaliyetlerinin kalitesini olumsuz yönde etkileyeceği, başka kanunlarda bu tür görevlendirmelerde teşvik edici düzenlemelerin bulunduğu belirtilerek kuralların, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Kanun"un 30. maddesinde, TBMM"de çalıştırılacak sözleşmeli personele ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Maddenin (5) numaralı fıkrasında, diğer kamu kurumlarında çalışanların kendi muvafakatleri ile tüm mali, sosyal ve diğer hakları kendi kurumlarınca ödenmesi kaydıyla 30. maddenin (1) ila (3) numaralı fıkraları kapsamında TBMM"de görevlendirilebilecekleri; (8) numaralı fıkrasında da, TBMM Başkanlığının talebi üzerine diğer kurumlarda çalışanların kendilerinin muvafakatiyle ve her türlü ödemelerinin kendi kurumlarınca karşılanması kaydıyla 30. maddenin diğer fıkralarındaki hükümlere tabi olmaksızın TBMM"de görevlendirilebilecekleri belirtilmiştir. Dava konusu kural olan "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." cümlesi ile de söz konusu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Buna karşılık (5) numaralı fıkraya göre kurumlarından aylıksız izinli olarak görevlendirilenlere bir ila üçüncü fıkra hükümleri uyarınca TBMM tarafından ödeme yapılması da öngörülmüştür.

Dava dilekçesinde, dava konusu kuralların TBMM"de nitelikli personel istihdamını engelleyeceği belirtilmekte ise de TBMM"de görevlendirme suretiyle çalıştırılacak personele ilişkin mali ve sosyal hakların hangi suretle ve kim tarafından ödeneceği, ayrıca herhangi bir ek ödeme yapılıp yapılmayacağı kanun koyucunun takdirinde olup kanun koyucunun takdirini söz konusu şekilde kullanması ve görevlendirilecek personele kadrolarının bulunduğu kurum tarafından ödenen mali ve sosyal haklar haricinde herhangi bir ödeme yapılmayacağının öngörülmesi Anayasa"ya aykırılık oluşturmaz.

Kaldı ki kuralların yer aldığı fıkra ve maddelerin bütününün incelenmesinden, TBMM"de yapılacak görevlendirmelerde ilgili kişinin ve kurumunun da muvafakatinin gerektiği, muvafakat olmaksızın görevlendirmenin de yapılamayacağı, bu bağlamda kişilerin önünde seçimlik bir hak bulunduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan Kanun"un 30. maddesi kapsamında TBMM"de görevlendirilecek ve her türlü ödemeleri kendi kurumlarınca karşılanacak personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmayacağından ve bu personel, kurumlarından aylıksız izinli olarak görevlendirilen ve maddenin bir ila üçüncü fıkraları uyarınca TBMM tarafından ödeme yapılan personel ile aynı hukuki statüde bulunmadıklarından kurallarda eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Bütün kamusal işlemler, nihai olarak kamu yararını gerçekleştirmek hedefine yönelmek durumundadır. Kanunun amaç öğesi bakımından Anayasa"ya uygun sayılabilmesi için kanunun çıkarılmasında kamu yararı dışında bir amacın gözetilmemiş olması gerekir. İlgili yasama belgelerinin incelenmesinden kanunun kamu yararı dışında bir amaçla çıkarılmış olduğu açıkça anlaşılabiliyorsa kanunun amaç unsuru bakımından Anayasa"ya aykırı olduğu söylenebilir. Yasa koyucunun kamu yararı amacıyla hareket edip etmediği ise ancak ilgili yasama belgeleri incelenerek ve kuralın objektif anlamına bakılarak tespit edilebilir. Kuralların objektif anlamı da dikkate alındığında söz konusu kuralların kamu yararı dışında başka bir amaçla düzenlendiğine ilişkin bir sonuca varmanın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, dava konusu kuralların amaç yönüyle de Anayasa"ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

G- Kanun"un 36. Maddesinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, TBMM"nin genel bütçe ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olduğu, hizmet satın alma işlerinin 4734 sayılı Kanun kapsamından çıkarılmasının yasaların genelliği ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa"nın 2., 10. ve 126. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

Kanun"un "Restorasyon işleri ve hizmet satın alma" başlıklı 36. maddesinde, TBMM"nin sorumluluğundaki tarihi bina ve objelerin onarım ve restorasyonları ile çevre düzenlemesine ilişkin mal ve hizmet alımlarının ve özel ihtisas gerektiren konularda TBMM Başkanı"nca mütalaa ve hukuki hizmet satın alma işlerinin 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın Başkanlık Divanınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirileceği belirtilmiştir.

Kamu İhale Kanunu, kamunun mal ve hizmet alımlarına ilişkin ihalelerinde saydamlığın, rekabetin, eşit muamelenin, güvenilirliğin, gizliliğin, kamuoyu denetiminin, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasının ve kaynakların verimli kullanılmasının en geniş şekilde sağlanması, kamu kurum ve kuruluşlarının kullanımlarında bulunan her türlü kaynaktan yapacakları ihalelerde tek bir yasal düzenlemeye tâbi olmaları amacıyla çıkarılmıştır.

Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı gibi, Devlet harcamalarında Kamu İhale Kanunu"nun uygulanmasını zorunlu kılan bir Anayasa kuralı bulunmamaktadır. Kamu İhale Kanunu bir Anayasa kuralı niteliğinde olmadığından, kamu mal ve hizmet alımlarının mutlaka Kamu İhale Kanunu"nda öngörülen usuller uygulanarak gerçekleştirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Kanun koyucunun bazı mal ve hizmetler yönünden farklı usuller benimsemesinde anayasal açıdan bir engel yoktur. Ancak, kanun koyucunun, bazı mal ve hizmetleri Kamu İhale Kanunu"nda öngörülen usullerin dışında tutarak farklı usullere tâbi kılabilme yetkisine sahip olması, bu amaçla çıkarılacak kanunlarda hiçbir anayasal ilkeyle bağlı olmayacağı anlamına gelmez. Bir mal ve hizmet alımı ihalesinin Kamu İhale Kanunu"nda öngörülen saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenilirlik, gizlilik ve kamuoyu denetimi esas alınarak belirlenen usullerin dışına çıkarılırken, özellikle hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan kamu yararı amacı gözetilmelidir.

Kanunların, ilke olarak genel ve nesnel nitelikte bulunmaları gerekir. Kanunun genelliği, onun belli bir kişiyi hedef almayan, özel, aktüel, geçici bir durumu gözetmeyen, fakat önceden saptanmış olup soyut şekilde uygulanabileceği bütün kişilere hitap eden hükümler içermesi demektir. Anayasa Mahkemesi"ne göre kanun, genel hukuk kuralları koymalı, genel, soyut ve kişilik dışı hükümler içermelidir. Kanunun genel olması, herkesin statüsünü düzenleyeceği anlamına gelmemekte, yalnızca kanunun belli bir kişiyi veya kişileri göz önünde tutmaksızın genel hükümler koymasını, hukuki durumları soyut olarak düzenlemesini gerektirmektedir. Şu halde, kanun hükümlerinin, her şeyden önce genel nitelikte olması, herkes için nesnel hukuki durumlar yaratması ve aynı hukuki durumda bulunan kişilere ayrım gözetilmeksizin uygulanabilir olması gerekir.

İptali istenen kuralla verilen yetki, TBMM"nin sorumluluğundaki tarihi bina ve objelerin onarım ve restorasyonları ile çevre düzenlemesine ilişkin mal ve hizmet alımlarına ve özel ihtisas gerektiren konularda mütalaa ve hukuki hizmet satın alma işlerine yönelik uzmanlık gerektiren bir yetkidir.

Kanun"un madde gerekçesinde, maddede yer alan düzenlemenin uygulanmasına ilişkin hususların yönetmelikle belirlenebileceği, Başkanlığın sorumluluğundaki özellikle tarihi bina ve objelerin kendine has özellikleri ve özgünlüğü ile uygulama aşamasında sonradan ortaya çıkan süreçler dikkate alındığında, belirlenecek kriterler çerçevesinde çok kısa süre içerisinde aslına uygun olarak onarım ve restorasyonunun gerçekleştirilmesini zorunlu kıldığı belirtilmiştir.

Madde ile verilen yetkinin amacı, yine belirlenecek bazı kriterler çerçevesinde çok kısa bir zaman içerisinde aslına uygun onarım ve restorasyon faaliyetlerinin gerçekleştirilmesidir. Yapılacak ihalelerde Başkanlık Divanınca belirlenen usul ve esaslara uygun hareket edileceği de tabiidir. Bu bağlamda, kuralın, belli bir kişiyi veya kişileri göz önünde tutmaksızın genel hükümler içerdiği ve hukuki durumu soyut olarak düzenlediği anlaşıldığından ve anılan işlerin Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasında kamu yararı amacı dışında bir amaç güdüldüğü saptanamadığından kural kanunların genelliği ve hukuk devleti ilkesine aykırı değildir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa"nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamıştır.

Kuralın, Anayasa"nın 10. ve 126. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

H- Kanun"un 41. Maddesinin (7) Numaralı Fıkrasının (b), (c) ve (ç) Bentleri ile (8), (9), (10) ve (11) Numaralı Fıkralarının İncelenmesi

Dava dilekçesinde, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin, 375 sayılı KHK"da yer alan 2919 sayılı Kanun"a ilişkin bazı madde, fıkra ve bentleri hakkında 27.1.2012 günlü dava dilekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açıldığı, iptal davasında söz konusu hükümlerin iptal edilmesi hâlinde başvuruya konu davada iptali istenilen Kanun"un 41. maddesinin (7) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentleri ile (8), (9), (10) ve (11) numaralı fıkraları ile eklenen ibare, ifade, bent ve fıkralar hükümsüz kalacağından söz konusu düzenlemelerin hukuk devleti ilkesine aykırı hâle geleceği, ayrıca kurallarla aynı kurumda aynı işi yapanlar arasında eşitsizlik meydana getirildiği belirtilerek kuralların, Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Kanun"un "Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler" başlıklı 41. maddesinin (7) numaralı fıkrasında, 375 sayılı KHK"nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmaktadır. Fıkranın (b) bendinde, 375 sayılı KHK"nin ek 10., ek 11. ve geçici 14. maddelerinde yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği" ibaresi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı" şeklinde değiştirilmiş; (c) bendinde, 375 sayılı KHK"nin geçici 10. maddesinin birinci fıkrasına "belirlemelerde" ibaresinden sonra gelmek üzere "(sözleşme ücreti artışları hariç)" ibaresi eklenmiş; (ç) bendinde ise 375 sayılı KHK"nin geçici 14. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "personelin" ibaresinden sonra gelmek üzere "(Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışanlar hariç, İçişleri Bakanlığınca tahsis edilen polis kuvvetine mensup personel ile mevzuatı uyarınca görevlendirilmiş personel dahil)" ibaresi ile fıkraya "Geçici 12 ve geçici 16 ncı madde hükümleri bu madde kapsamındaki personel hakkında uygulanmaz." cümlesi eklenmiştir. Kanun"un 41. maddesinin (8), (9), (10) ve (11) numaralı fıkraları ile de 375 sayılı KHK eki cetvellerde yer alan bazı unvan ve ifadeler 6253 sayılı Kanun ile uyumlu hâle getirilmiştir.

Buna göre, dava konusu kurallarla, 2919 sayılı Kanun"un yürürlükte olduğu dönemde 375 sayılı KHK"da geçen "TBMM Genel Sekreterliği" ibareleri "TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı" olarak değiştirilmiş, 6253 sayılı Kanun"un yürürlüğü girmesinden sonra oluşturulan kadro ve pozisyonlar ile 2919 sayılı Kanun dönemindeki kadrolara ilişkin geçiş hükümlerine yer verilmiş, 375 sayılı KHK eki cetvellerde yer alan 2919 sayılı Kanun döneminde kullanılan genel sekreter, genel sekreter yardımcısı, daire başkanı gibi bazı unvan ve ifadeler 6253 sayılı Kanun"la öngörülen yapılanmaya uygun hâle getirilmiştir.

Dava dilekçesinde yer alan Anayasa"ya aykırılık iddiaları, iptali istenilen hükümlerin, 666 sayılı KHK"ya ilişkin iptal davasında verilecek iptal kararı neticesinde dayanaksız kalacağı ile aynı kurumda aynı görevi yapan personelden belirli bir tarihten sonra atanan personel ile bu tarihten önce kurumda görev yapan personelin mali ve sosyal hakları arasında eşitsizlik meydana getirildiği gerekçelerine dayanmaktadır.

666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK"de değişiklik yapan hükümler 6253 sayılı Kanun"dan önce yürürlükte olan 2919 sayılı Kanun"a ilişkin olup, 6253 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesiyle birlikte 375 sayılı KHK"da yer alan 2919 sayılı Kanun"a ilişkin hükümler değiştirilerek yürürlükten kaldırılmıştır. Buna rağmen 666 sayılı KHK ile 2919 sayılı Kanun"a ilişkin olarak yapılan değişiklikler yürürlükten kaldırıldıktan sonra 666 sayılı KHK"nın iptali istemiyle dava açılmıştır. Bu nedenle, 666 sayılı KHK"nin iptali istemiyle açılan davanın ilk incelemesi sonucunda Anayasa Mahkemesince, 375 sayılı Kanun"un ek 10, ek 11, geçici 10 ve geçici 14. maddelerine ilişkin başvuranın yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmiş olup bu bağlamda hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Diğer yandan, eşitlik karşılaştırması yapılabilmesi için karşılaştırmaya esas alınacak kişi ya da grupların aynı veya benzer durumda bulunmaları gerekir. 15.1.2012 tarihinden sonra maddede belirtilen kadro ve pozisyonlara ilk defa veya yeniden atanacaklar ile bu tarihten önce kurumda eski görev ve kadrolarda görev yapan personelin aynı durumda olmadıkları ve bu nedenle eşitlik karşılaştırmasına tabi tutulamayacağı açıktır. Başka bir ifadeyle, farklı tarihlerde göreve başlayan, farklı kurallara tabi olan ve statüleri farklı personel arasında eşitlik bulunmadığından, personelin mali ve sosyal hakları arasında eşitsizlik meydana getirildiği söylenemez.

Öte yandan, dava konusu kurallarla getirilen değişiklik ve düzenlemeler geçiş dönemlerinde yapılması gerekli olan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler ile TBMM idari teşkilatının gerek isim, unvan ve kadrolarına gerekse de personeli ile personelin mali haklarına ilişkin mevzuatta değişiklik yapma yoluna gidilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

I- Kanun"un Geçici 10. Maddesinin (4) Numaralı Fıkrasının Üçüncü Cümlesinde Yer Alan ""uyarınca istihdam edilemeyecekler"" ve ""24 üncü Yasama Dönemi sonuna kadar"" İbarelerinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, kurallarla getirilen düzenleme ile İçişleri Bakanlığınca tahsis edilen polis kuvvetine mensup personel lehine mali haklar bakımından ayrıcalık tanınmak suretiyle eşitsizlik yaratıldığı belirtilerek kuralların, Anayasa"nın 10. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Geçici 10. madde, Kanun"un yürürlüğe girdiği tarihte TBMM"de görevlendirme suretiyle çalışanlara ilişkin geçiş hükümleri öngörmektedir. Maddenin (4) numaralı fıkrasında, mülga 2919 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile ek 1. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin 15.1.2012 tarihine kadar uygulanmaya devam olunacağı, 6253 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 18.12.2011 tarihinde TBMM Genel Sekreterliğinde, 2919 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile ek 1. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında çalıştırılanlardan 6253 sayılı Kanun"un 30. maddesi uyarınca çalıştırılacakların, 2919 sayılı Kanun"un 12. ve ek 1. maddesinin 2. fıkrasına tabi çalışmalarının 6253 sayılı Kanun"un 30. maddesinin yürürlüğe girdiği 15.1.2012 tarihine kadar devam edeceği belirtilmiştir.  Dava konusu ibarelerin de yer aldığı (4) numaralı fıkranın devamında ise 6253 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği tarihte TBMM"de geçici görevlendirmeyle çalışan personelden 30. maddenin (5) numaralı fıkrası uyarınca istihdam edilemeyecekler hakkında 2919 sayılı Kanun"un 12. maddesinin uygulanmasına 24. Yasama Dönemi sonuna kadar devam olunacağı belirtilmiştir.

Buna göre yukarıdaki hükme dayanılarak TBMM"de çalışmaya devam edenlerle yeni kanun uyarınca sözleşme imzalanmayacak ve dolayısıyla çalıştırılmayacak personel hakkında önceki kanunun uygulanmasına sınırlama getirilmiş ve bu süre sınırının da 24. Yasama Döneminin sonu olduğu belirtilmiştir.  

Geçici 10. maddenin (4) numaralı fıkrası ile getirilen düzenlemeler, 2919 sayılı Kanun uyarınca çalışanların yeni kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte hangi hükümlere tabi olacağını belirlemektedir. Kadroları diğer kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan ve TBMM"de görevlendirilen personel ya sözleşme imzalamak suretiyle ya da geçici görevli olarak kurumlarındaki maaşları üzerinden çalıştırılmakta, söz konusu personelin sürekli olarak çalıştırılma zorunluluğu bulunmadığı gibi çalıştırılanların tamamının da aynı hukuki statüde çalıştırılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu bağlamda önceki kanun hükümleri uyarınca görevlendirilen bir kısım personelin 6253 sayılı Kanun uyarınca istihdam edilmeleri zorunlu olmadığı gibi görevlendirmelerinin devamına karar verilen personelin de Kanun"un hangi maddesi uyarınca çalıştırılacağını belirleme yetkisi idarenin takdirindedir.

Öte yandan, kurallarla, TBMM"de görevli emniyet hizmetleri sınıfına mensup personel lehine eşitsizlik meydana getirildiği belirtilmekte ise de, TBMM"de görev yapan emniyet hizmetleri sınıfına mensup personel ile İdari Teşkilatta görevli diğer personelin statüleri aynı olmadığından aralarında eşitlik karşılaştırması yapılamaz.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 10. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

 

V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ

1.12.2011 günlü, 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun;

A- 29. maddesinin (10) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan  ""mali, sosyal ve diğer özlük hakları"" ibaresinin yürürlüğünün durdurulması isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,

B- 1- 29. maddesinin;

a- (2) numaralı fıkrası ile (4)  numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""ve/veya özel""  ibarelerine,

b- (5) numaralı fıkrasına,

c- (6) numaralı fıkrasında yer alan ""veya naklen"" ibaresine,

d- (9) numaralı fıkrasına,

e- (10) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin ""mali, sosyal ve diğer özlük hakları""  ibaresi dışında kalan bölümüne,

2- 30. maddesinin;

a- (5) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki ikinci cümlesine,

b- (8) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki son cümlesine,

3- 36. maddesine,

4- 41. maddesinin;

  

a-  (7) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerine,

b-  (8), (9), (10) ve (11) numaralı fıkralarına,

5- Geçici 2. maddesinin (10) numaralı fıkrasında yer alan "(bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır)" ve ""farklılık giderilinceye kadar"" ibarelerine,

 6- Geçici 10. maddesinin (4) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ""uyarınca istihdam edilemeyecekler"" ve ""24 üncü Yasama Dönemi sonuna kadar"" ibarelerine,

yönelik iptal istemleri, 18.6.2013 günlü, E.2012/18,  K.2013/80 sayılı kararla reddedildiğinden, bu maddelere, fıkralara, bentlere, cümlelere, bölüme ve ibarelere ilişkin yürürlüğün durdurulması istemlerinin REDDİNE,

18.6.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

VI- SONUÇ

1.12.2011 günlü, 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun;

A- 29. maddesinin;

1- (2) numaralı fıkrası ile (4)  numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""ve/veya özel"" ibarelerinin Anayasa"ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, Mehmet ERTEN"in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

2- (5) numaralı fıkrasının Anayasa"ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,  

3- (6) numaralı fıkrasında yer alan ""veya naklen"" ibaresinin Anayasa"ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

4- (9) numaralı fıkrasının Anayasa"ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

5- (10) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin;

a-  ""mali, sosyal ve diğer özlük hakları""  ibaresinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Haşim KILIÇ, Serdar ÖZGÜLDÜR ile Muammer TOPAL"ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,

b- Kalan bölümünün Anayasa"ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

B- 30. maddesinin;

1- (5) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki ikinci cümlesinin,

2- (8) numaralı fıkrasının "Bu personele mali ve sosyal haklar kapsamında ayrıca bir ödeme yapılmaz." biçimindeki son cümlesinin,

Anayasa"ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

C- 36. maddesinin Anayasa"ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Zehra Ayla PERKTAŞ"ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

D- 41. maddesinin;

1-  (7) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinin,

2-  (8), (9), (10) ve (11) numaralı fıkralarının,

Anayasa"ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

E- Geçici 2. maddesinin (10) numaralı fıkrasında yer alan "(bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır)" ve ""farklılık giderilinceye kadar"" ibarelerinin Anayasa"ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

F- Geçici 10. maddesinin (4) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan ""uyarınca istihdam edilemeyecekler"" ve ""24 üncü Yasama Dönemi sonuna kadar"" ibarelerinin Anayasa"ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,

18.6.2013 gününde karar verildi.

 

Başkan

Haşim KILIÇ

Başkanvekili

Serruh KALELİ

Başkanvekili

Alparslan ALTAN

 

 

 

Üye

Mehmet ERTEN

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

 

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

Üye

Recep KÖMÜRCÜ

Üye

Burhan ÜSTÜN

 

 

 

Üye

Engin YILDIRIM

Üye

Nuri NECİPOĞLU

Üye

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

 

Üye

Erdal TERCAN

Üye

Muammer TOPAL

 

 

 

Üye

Zühtü ARSLAN

Üye

M. Emin KUZ

 

  

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1.12.2011 tarih ve 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun 29. maddesinin onuncu fıkrasının iptali istemine konu ikinci cümlesinde, TBMM Başkanlığınca uluslararası kuruluşlarda görevlendirilecek idari teşkilat personelinin niteliği, mali, sosyal ve diğer özlük hakları ile görevlendirme usul ve esaslarının TBMM Başkanlığınca belirleneceği hususu hüküm altına alınmaktadır. 29. maddenin iptal istemine konu olmayan onbirinci fıkrasında ise idari teşkilat kadrolarında bulunan personel hakkında bu kanunda belirtilen özel hükümler dışında 657 sayılı Kanun"un istisnai memuriyet hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmekte, yine aynı Kanun"un iptal istemine konu olmayan 26. maddesinin birinci fıkrasında ise kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde Bakanlar Kurulu kararına lüzum gösterilen hususlardan TBMM ve İdari Teşkilatla ilgili olanlar hakkında Başkanlık Divanı"nın yetkili olduğu ifade edilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 1, 77, 78, 79, 80, 156, 157, 180, 181, 182 ve Ek 38. maddeleri, bu Kanuna tabi memurların yurt dışında görevlendirilmeleri ile ilgili hususları detaylı bir biçimde düzenlemekte ve tüm kamu idareleri yönünden uygulanabilir mahiyette hükümler içermektedir.

Davanın somutunda da, TBMM İdari Teşkilat Kanunu personelinin uluslararası kuruluşlarda görevlendirilmesi ile ilgili hususlardaki düzenlemelerin esasen 657 sayılı Kanun"un işaret edilen maddelerinde mevcut bulunduğu, 657 sayılı Kanuna yapılan yollama dolayısıyla, bu gibi personel hakkında da sözkonusu usul ve esasların geçerli olacağı, dolayısıyla konunun çerçevesinin ve hatta önemli ölçüde ayrıntılarının yasa ile belirlendiği, bu düzenlemelerde yer alamayacak ölçüdeki kimi teknik ve idari ayrıntıların ise TBMM Başkanlığı düzenlemesine bırakılmasında Anayasa"nın 128. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı, esasen iptaline karar verilen "mali, sosyal ve diğer özlük hakları" sözcükleriyle ifade edilmek istenenin de salt bu gibi hallere münhasır olduğu, dolayısıyla iptal isteminin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine vardığımızdan; kuralın iptaline yönelik çoğunluk kararına katılmıyoruz.

 

Başkan

Haşim KILIÇ

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Muammer TOPAL

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

6253 sayılı Kanun"un 29. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı"nın kimi unvanlı kadrolarına atanabilmek için aranan diğer şartların yanı sıra, anılan fıkralarda yer alan ve iptali istenilen "ve/veya özel" ibareleriyle daha önce sadece özel sektörde çalışmış olanların da bu kadrolara atanabilecekleri öngörülmüştür.

Anayasa"nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının kamu kurum ve kuruluşları arasında yer aldığı T.C. Başbakanlık Devlet Teşkilatı Veritabanı listesinde belirtilmektedir. Buna göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatının genel idare esaslarına göre yürüteceği kamu hizmetini memur ya da diğer kamu görevlileri eliyle görmesi gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.

İptali istenen ibareler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatına, kamu hizmetine ve idareye tamamen yabancı olanların, başka bir ifade ile memur ya da diğer kamu görevlisi niteliği taşımayanların (sadece özel sektörde çalışmış olanların) atanmasına imkân sağlamaktadır.

Bu durum,  genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken bir kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memur ya da diğer kamu görevlileri eliyle görülmesi gereğine işaret eden Anayasa"nın 128. maddesine aykırılık oluşturur.

Açıklanan nedenle sözü edilen ibarelerin iptali gerekir.

 

Üye

Mehmet ERTEN

 

 

 

FARKLI GEREKÇE

6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun 29. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""ve/veya özel" ibarelerinin iptali isteminin reddine ilişkin gerekçenin,  TBMM"nin anayasada düzenlenmiş özel konum ve işlevi gözetilerek, TBMM idari teşkilatında bazı istisnai memuriyetlere atanacak yöneticiler için sadece özel sektör deneyiminin yeterli sayılması hususunda yasa koyucunun takdir hakkı bulunduğu yolundaki kabule ve ret yönündeki sonuca katılmakla beraber, gerekçenin ""Anayasa"da kamu görevlilerinin atanma usulü konusunda kanun koyucuya takdir hakkı tanındığı ve kanun koyucunun bu takdir hakkını kullanırken istisnai kadrolara atanacak personelin, öncesinde kamuda veya özel sektörde çalışmış olması arasında bir fark görmemesinin Anayasa"ya aykırı bir durum oluşturmadığı"" şeklindeki bölümüne katılmamaktayım.

İstisnai memuriyetler de tüm memurlar ve kamu hizmetlileri gibi, Anayasa"nın 128. maddesindeki esaslara tabidirler. 128. maddenin ikinci fıkrasında memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Buna göre, memuriyetlerin ilişkin olduğu asli ve sürekli kamusal görevin özelliklerine göre memur ve diğer kamu görevlisi için farklı düzenlemeler yapılması asıldır. Bir görev için geçerli olan özellikler diğer bazı memuriyetler için geçerli olmayabilir. TBMM"nin özel anayasal konum ve işlevi nedeniyle genel sekreterlik görevlerinde ihtiyaç duyabileceği istisnai memuriyet nitelikleri, İdaredeki diğer istisnai memuriyetler için geçerli olmayabilir, bunlar için farklı koşullar aranabilir. Bu konularda yasa koyucunun öngörebileceği düzenlemelerin her biri kendi amaç ve kapsamı içinde Anayasa Mahkemesinin yapacağı anayasallık denetimine tabidir.

İptali istenen kural incelenirken, inceleme konusunu aşacak ve Anayasa Mahkemesi önüne ileride gelebilecek iptal istemlerini de içerebilecek şekilde, istisnai memuriyetler için kamuda veya özel sektörde çalışmış olmak arasında bir fark bulunmadığı yolunda yapılan genelleme Anayasa"nın 128. maddesine aykırı olduğundan, gerekçenin bu bölümüne katılmıyorum.

Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

  

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1.12.2011 günlü, 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu"nun 36. maddesinde "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının sorumluluğundaki tarihi bina ve objelerin onarımları ve restorasyonları ile çevre düzenlemesine ilişkin mal ve hizmet alımları ile münhasıran özel ihtisas gerektiren konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca mütalaa  ve hukuki hizmet satın alma işleri 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın Başkanlık Divanınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir." denilmektedir.

Anayasa"nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile bağlıdır. Hukuk devleti devlet etkinliklerinin düzenle sürdürülebilmesi için gerekli olan hukuksal alt yapıyı oluşturmak suretiyle aynı zamanda istikrarı da sağlamaktır. Bu istikrarın özü hukuki güvenlik ve öngörülebilirliktir. Hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik sağlanabilmesi ise kuralların genel, eşit ve nesnel olmalarına bağlıdır.

Dava konusu kuralda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının sorumluluğundaki tarihi bina ve objelerin onarımları ve restorasyonları ile çevre düzenlemesine ilişkin mal ve hizmet alımları ile özel ihtisas gerektiren konularda  mütalaa  ve hukuki hizmet satın alma işleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri dışında tutulmak suretiyle bu işlerin Başkanlık Divanınca  belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yapılacağı düzenlenmekte olup, bu haliyle idareye keyfi uygulamalara neden olabilecek geniş bir takdir yetkisi verildiği gibi, aynı durumda bulunan başvurucular yönünden de hukuki güvenlik ve öngörülebilirliği sağlamaktan öte objektif olmadığı ve belirsizliğe neden olduğu açıktır.

Açıklanan nedenle, kural Anayasa"nın 2. maddesine aykırı olup, iptali gerektiği düşüncesi ile  çoğunluk görüşüne  katılmıyorum.

   

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

 

FARKLI  GEREKÇE

1.12.2011 günlü, 6253 sayılı Kanun"un 29. maddesinin  (2) numaralı fıkrası ile (4) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""ve/veya özel" ibaresinin  incelenmesi;

Anayasa"nın 128. maddesinde Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği belirtilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin bir kamu kurumu olduğu ve genel kamu personel rejimi içinde kaldığı açıktır. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin yaptığı görevlerin niteliği gereği bazı istisnai görevlere Anayasa"nın 128. maddesi çerçevesinde atama yapılmasına ilişkin düzenlemede bu kapsamda isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan  nedenle, yukarıda belirtilen 29. maddenin  (2) numaralı fıkrası ile (4)  numaralı fıkrasında yer alan ibare ile ilgili kararın son paragrafındaki görüşe katılmadığımdan, farklı gerekçe ile sonucuna katılıyorum.

 

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

 

Hemen Ara