Esas No: 2019/508
Karar No: 2022/553
Karar Tarihi: 15.09.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/508 Esas 2022/553 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/508 E. , 2022/553 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.06.2019 tarih ve 8-96 sayı ile; evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar ... ve ... ile Yargıtay Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istemli 02.10.2019 tarihli ve 94676 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:Verilen kararın türü yönünden yasal şartları oluşmadığından sanık ...'in duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren reddine oy birliğiyle karar verilmiştir.Ceza Genel Kurulunca, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılma istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde evrak üzerinde yapılan yargılama sonunda, kamu davasının reddine dair verilen kararların hukuki yönüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
I) TEMYİZ EDENLERİN SIFATI, BAŞVURULARIN SÜRESİ VE TEMYİZ NEDENLERİNE GÖRE YAPILAN İNCELEMEDE:
A) Uygulanacak Temyiz Hükümleri:07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 7 nolu protokolün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlıklı 2. maddesinin "Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükmü doğrultusunda, bazı kamu görevlilerin özel yetki kuralları uyarınca Yargıtayda veya Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları hâlinde istisna getirebilme olanağına rağmen iç hukukumuzda, ilk derece olarak Yargıtayda yargılanacak kişiler bakımından verilen hükümlerin temyiz edilebileceği öngörülerek, iki dereceli sistem benimsenmiştir. B) Temyiz Süresi ve Neden Bildirme Yükümlülüğü:Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresinin, mercisi ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilerek hazır bulunan sanığa ve müdafisine bildirilmesi gerekmektedir.Temyiz istemi, tutuklu bulunan sanıklar hakkında CMK'nın 263. madde hükmü saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasından itibaren eğer temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılmasının gerekliliği, temyiz sebebinin ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği gözetilerek, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilmesi gerekliliğine uyularak usulüne uygun başvuru yapıldığı anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.
C) Temyiz Nedenleri ve İncelemenin Kapsamı:
İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, "olgusal dünya"ya; hukuki sorun, "normatif dünya"ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına başvurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır.
Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir. Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan "Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır" kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.D) Temyiz istemlerinin süresinde ve geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi:
a) Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirilen ve evrak üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın;
Sanık ...'ya 04.07.2019 ve sanık ...'e 08.07.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, kararın UYAP ortamına 01.07.2019 tarihinde düştüğü, Bu karara yönelik olarak sanık ...'nun 10.07.2019 ve sanık ...'in adli tatilin sona ermesini takiben 03.09.2019 tarihinde süresi içerisinde sundukları dilekçelerle temyiz kanun yoluna başvurdukları ve temyiz dilekçeleri içeriklerinden nedenlerini belirtmek suretiyle kararın bozulmasını talep ettikleri,Görülmekle temyiz taleplerinin süresinde ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.Ancak, vekaletnamesinde kanun yollarından feragat etmeye yetkisi bulunan sanık ... müdafisi tarafından dosyaya sunulan 20.01.2020 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden vazgeçilmiştir. Bu nedenle CMK'nın 266/1. maddesi gereğince sanık ... yönünden temyiz incelemesi yapılmasına yer olmadığına oy birliğiyle karar verilmiştir.
c) Yargıtay Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesini gerekçeli kararın 05.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek 09.09.2019 tarihinde sunmuştur. Özel Daire, 01.07.2019'da UYAP ortamına düşen gerekçeli kararı 04.09.2019 tarihli müzekkeresiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş ise de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Elektronik İşlemler" başlıklı 38/A maddesinde yer alan,
"(1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.
(3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
(4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmez.
(5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.
(6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(7) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.
8) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.
(10) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmez. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler
ayrıca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmez.
(11) Ceza muhakemesi işlemlerinin UYAP’ta yapılmasına dair usul ve esaslar, ... Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" şeklindeki hükmün sarahatine ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına nazaran elektronik ortamda (UYAP) yapılan işlemlerde sürelerin UYAP kayıtlarındaki elektronik imza tarihi esas alınarak hesaplanması gerektiği, elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi hâlinde UYAP'ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belgeye üstünlük tanınacağı ve UYAP ortamında gerçekleştirilen işlemin elektronik imza ile onaylanma sürecinin tamamlanmasıyla hukuki varlık kazanacağı gözetildiğinde Yargıtay Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesini gerekçeli kararın UYAP ortamına düştüğü 01.07.2019 tarihini takiben 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde belirtilen 15 günlük süre geçtikten sonra 09.09.2019 tarihinde sunmuş olduğundan temyiz isteminin aynı Kanun'un 298. maddesince reddine oy birliğiyle karar verilmiştir.
II) SON SORUŞTURMANIN AÇILMASI KARARI:
''... HSYK Soruşturma Bürosu'nın 07/06/2018 tarih ve 2018/9 soruşturma, 2018/7 esas 2018/7 iddianame ile yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı sanıklar hakkında 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 89. ve 90. maddeleri gereğince Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde kovuşturma açılıp, yargılanmalarının yapılmasına karar verilmesi talep edilmiş olmakla dosya yukarıdaki esasa kaydedildi, incelendi.
... Cumhuriyet Başsavcılığı HSYK Soruşturma Bürosu'nun 11/08/2016 tarih ve 2016/4 Soruşturma, 2016/5 Esas, 2016/5 iddianame sayılı iddianamesi ile dosya mahkememize tevzi edilmekle, C.Savcısının yazılı mütalaası alındı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
... eski Cumhuriyet Başsavcı vekili olan hakkında yürütülen farklı bir soruşturma nedeniyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarih, 2015/8 Esas no. ve 2015/311 Karar no.lu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve bu cezası 13.01.2016 tarihinde kesinleşen (35837) ..., ... eski, Cumhuriyet Savcısı iken, hakkında yürütülen farklı bir soruşturma nedeniyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarih, 2015/8 Esas no. ve 2015/311 Karar no.lu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve bu cezası 13.01.2016 tarihinde kesinleşen (36921) ...,- ... eski, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen .) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40243) ..., ... eski, Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39880) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 24.08.2.016 tarih, 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39730) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39587) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40267) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40074) ... SARİ, ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39602) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, TMK’mn 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) A., ... eski Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 12. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen .) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (35190) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40180) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39735) ... ile ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37952) ... haklarında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 2013/5595, 2014/7933, 2015/11068 dosya numaralı, 19/12/2016 tarihli ve 2016/12157 sayılı soruşturma izni verilmesi teklifi ve Kurul Başkanının 27/12/2016 tarihli "Olur"u üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başmüfettişi ve Müfettişleri tarafından yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda düzenlenen 07/04/2017 tarihli soruşturma raporu sonrası Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 2013/5595 dosya numaralı, 11/09/2017 tarihli ve 2017/7779 sayılı "İnceleme maddeleri yönünden soruşturma izni verilmesine yer olmadığı teklifi ve soruşturma maddeleri yönünden dosyanın İkinci Daireye tevdii" kararına istinaden dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinde 2018/7 Esas numaralı soruşturma dosyası incelendiği ve isnat olunan eylemler nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğünden Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 23.05.2018 tarih ve .-. sayılı yazıları ekinde gönderilen Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 2018/7 Esas, 2018/242 karar sayılı ve 17.04.2018 günlü kararıyla kovuşturma izni verilen ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açılmak üzere dosyanın gönderildiği anlaşılmış olmakla,Şüpheliler hakkında kovuşturma izni verilme sebebinin şüphelilerin Milli Güvenlik Kurulu’nca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplardan MGK kararlarında ifade edildiği şekliyle "paralel devlet yapılanması” ile “üyelik, mensubiyet, iltisak veya irtibat” şeklinde bağlantılarının bulunduğu, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak “...” yapılanmasının içine girerek örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket etmeleri olduğu, bu bağlamda;... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK 2. Dairesinin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli(36921) ...’nın;27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı, 27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen . ile .’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde .’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,... eski hâlen . Cumhuriyet Savcısı HSYK 2.Dairesinin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (.) ...’ün;23.11.2009 tarihli müzekkerede şüpheli ...’in kaydedilen telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığının belirlenmesine ve iletişimin tespiti işleminin sonlandırılmasına rağmen bu görüşmeleri 05.03.2011 tarihinde şüphelinin alınan savunmasında suç delili olarak göstererek dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,Talep ettiği arama kararı yazısında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgüîkra dayalı bir şüphenin de yer almadığı halde dinleme kararı istenip alındığı,C.’u 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamaya sevk ettiği, adı geçenin üzerine atılı bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi .un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla tutuklamaya yönelik talebin bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulunun24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (34287) ...'ın;27.06.2011 tarihli “...’tan el konulan . kitaplarıyla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK250 SMY) 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı kararı” şeklindeki tutanak ile iddianame eklerinde yer alan “26 nolu klasör, ..., . TV’de ele geçirilen belgeler, 132-193-197 arası sayılarla işaretli bölümde; doküman inceleme tutanağı, sabit disk imaj alma formu ve şüpheliden el konulan . kitapları ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın 30.03.2011 tarih ve 2011/687 soruşturma sayılı yazısı” şeklindeki dizi pusulasının gerçeği yansıtmaması, bahse konu kitapların ... ile ilgisinin bulunmaması ve bu kitapları bulundurmanın ...’un üzerine atılı suçların delili niteliğinde olamayacağı hususları nazara alındığında ...’un masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını gözetmediği, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden olduğu ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu,... ile ilgili olarak atılı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarına ilişkin somut delil niteliğinde olmayan, eylem ile suç arasındaki irtibat niteliğinde bulunmayan, bu suçların yasal unsurlarına ait olmayan telefon görüşmelerini ve köşe yazısını iddianameye yazmak suretiyle görevini kötüye kullandığı,...’un gözaltına alındığında el konulan telefonlarında kayıtlı bulunan tüm numaraları üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlan ile ilgisi bulunmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisinde bulundurmak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği, Müşteki ...’un o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan ... ... ile mesajlaşmalannı, bu mesajların içeriği itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisine koymak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği, görevini kötüye kullandığı anlaşılmıştır.
Yine müşteki ... ile ilgili olarak dosya kapsamındaki atılı suça ilişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibatı ortaya koymadan, suçun yasal unsurlarını göstermeden ve atılı suçun unsurları oluşmadan iddianame tanzimi suretiyle görevini kötüye kullandığı,... (Kapatılan) (CMK’nin 250. Maddesi ile Görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (37278) ...’in;
27. 01 .2011 tarihinde verdiği karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK’nin 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme kararını hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak verdiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarım içermediği, dolayısıyla 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde müşteki ... ’aleyhine dinleme kararı verdiği,... (Kapatılan) (CMK’nin 250. Maddesi ile Görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayıh kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (37952) ...'ın;
Müşteki ...’a ilişkin verdiği arama kararında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı, dolayısıyla verdiği arama kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış,Müşteki ...’un 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verdiği, adı geçenin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı dolayısıyla verdiği tutuklama karanmn bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu değerlendirilmiş... Cumhuriyet Savcısı HSYK 2. Dairesinin 12.05.2015 tarihli ve 311 sayıh karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (35837) ... ile ... HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (34287) ...'ın yine Müşteki ... hakkındaki lehe olan delilleri toplamadıkları, adı geçenin masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını diğer deyimle dürüst yargılanma hakkını gözetmedikleri, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden oldukları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel oldukları uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdikleri ... (Kapatılan) (CMK’nin 250. Maddesi ile Görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (33372) ..., ... (Kapatılan) (TMK’nin 10. Maddesi ile Görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (39730) ... ile ... (Kapatılan) (TMK’nin 10. Maddesi ile Görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (40849) ...'nin birlikte;CMK gereğince Şüpheli ya da şüphelilerin iddianame ile kendilerine isnat edilen eylemleri işleyip işlemediği, isnat edilen eylemlerin iddianamede belirtilen suçlan oluşturup oluşturmadığı, devam etmekte olan yargılamanın sonucunda ve bir bütünlük içerisinde görevli mahkemece belirleneceği ve yine bu belirlemeye göre varılacak sonucun hukuka uygun olup olmadığı kanun yolu incelemesi ile belirlenecek ise de mutlak delil niteliğinde bulunan deliller toplanmadan ve aynı zamanda Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar ve 21.04.2016 tarihli kararının gerekçesinde de belirlendiği üzere, bu soruşturmada da görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye’nin birçok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek düzenlenen bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar edilerek yasaya bariz şekilde aykırılık ile delillerin takdirinde açık keyfilik yapmak suretiyle iddianamenin iadesine karar verilerek eksikliklerin tamamlattırıldıktan sonra iddianamenin kabulüne karar vermesi gerekirken açılan iddianameyi hemen kabul etmek suretiyle usul ve yasaya aykırı şekilde davrandıkları Yine tüm şüphelilerin müştekilerden ...'nın 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanan ve 12.12.2013 tarihine kadar tutuklu kalan ...’nm üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmamasına ve ...’nın bu suçları işlediği ya da bu suçların işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmamasına rağmen Cumhuriyet savcılarının ilgilinin tutuklanmasını talep etmek veya tutukluluğun devamına ya da tahliye taleplerinin reddine ilişkin mütalaa vermek suretiyle, şüpheli Hâkimlerin ise ilgilinin tutuklanmasına karar vermek veya tahliye talebinin reddine yahut tutukluluk halinin devamına ya da tutukluluk halinin uzatılmasına karar vermek suretiyle bariz şekilde yasaya aykırı davrandıkları, açıkça keyfi davranarak kişi hak ve özgürlüğünü ihlal ettikleri, hürriyetini haksız yere kısıtladıkları,Yine ... eski Cumhuriyet Savcısı olup HSYK 2. Dairesi’nin, 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüphelilerden (.) ...’ün;Tedbir kapsamında elde edilen kayıtları imha etmediği,Müştekiye konu ile ilgili bildirimde bulunmadığı,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin, CMK’nın 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK’nin 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykın olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 0l.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,Yine müşteki . ile ilgili 23.11.2009 tarihli müzekkerede şüpheli ...’in kaydedilen telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığının belirlenmesine ve iletişimin tespiti işleminin sonlandınlmasına rağmen bu görüşmeleri 05.03.2011 tarihinde şüphelinin alınan savunmasında suç delili olarak göstererek dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,Talep ettiği arama kararı yazısında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gîbi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı,
... eski hâlen ... Cumhuriyet Savcısı HSYK 2. Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (36921) ...’nın; 27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011tarihinde müşteki ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasa’ya aykırı olduğu,
Müşteki ...’u 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamaya sevk ettiği, adı geçenin üzerine atılı bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...'un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla tutuklamaya yönelik talebin bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,
... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (.) ...'ın; 27.06.2011 tarihli “...’tan el konulan. kitaplanyla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK 250 SMY) 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı karan” şeklindeki tutanak ile iddianame eklerinde yer alan “26 nolu klasör, ..., . TV’de ele geçirilen belgeler, 132-193-197 arası sayılarla işaretli bölümde; doküman inceleme tutanağı, sabit disk imaj alma formu ve şüpheliden el konulan . kitaplan ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın 30.03.2011 tarih ve 2011/687 soruşturma sayılı yazısı” şeklindeki dizi pusulasının gerçeği yansıtmaması, bahse konu kitapların ... ile ilgisinin bulunmaması ve bu kitapları bulundurmanın ...’un üzerine atılı suçların delili niteliğinde olamayacağı hususları nazara alındığında ...’un masumiyet karinesini ve lekelenmemehakkını gözetmediği, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden olduğu ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu,... ile ilgili olarak atılı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarına ilişkin somut delil niteliğinde olmayan, eylem ile suç arasındaki irtibat niteliğinde bulunmayan, bu suçların yasal unsurlarına ait olmayan telefon görüşmelerini ve köşe yazısını iddianameye yazmak suretiyle görevini kötüye kullandığı,....’un gözaltına alındığında el konulan telefonlarında kayıtlı bulunan tüm numaralan üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçları ile ilgisi bulunmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisinde bulundurmak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,...’un o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan .ile mesajlaşmalarını, bu mesajların içeriği itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisine koymak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,... ile ilgili olarak dosya kapsamındaki atılı suça İlişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibatı ortaya koymadan, suçun yasal unsurlarını göstermeden ve atılı suçun unsurları oluşmadan iddianame tanzimi suretiyle görevini kötüye kullandığı,... (kapatılan CMK’nın 250.maddesi ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (37278) ...’in;27.01.2011 tarihinde verdiği karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK’nin 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukukî ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme kararını hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak verdiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, dolayısıyla 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,
... (kapatılan CMK’nın 250.maddesı ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37952) ...’ın;...’a ilişkin verdiği arama kararında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı, dolayısıyla verdiği arama kararının usul ve yasaya aykın olduğu,...'un 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verdiği, adı geçenin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı dolayısıyla verdiği tutuklama kararının bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,... Cumhuriyet Savcısı HSYK 2.Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli (.) .ile ... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (.) ...”ın;... hakkındaki lehe olan delilleri toplamadıkları, adı geçenin masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını diğer deyimle dürüst yargılanma hakkını gözetmedikleri, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden oldukları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel oldukları, Şüphelilerin ... bölümü özeti, kadro cetvelleri ile izin, rapor durumunu gösterir cetvel temin edilerek dosyaya eklendiği, İnceleme ve soruşturma görev emirlerine esas ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/112 (kapatılan TMK’nrn 10. maddesi ile görevli ... 16. Ağır Ceza. Mahkemesinin 10.03.2014 gün, 2011/14 esas sayılı karan ile devredilen) esas sayılı dosyası ile ... Cumhuriyet Başsavcılığı'mn 2014/115339 soruşturma sayılı dosyası incelenmek üzere istenilmiş, tamamı tetkik edilerek, lüzum görülen tutanaklann onaylı suretleri dosyaya iliştirildiği,Müşteki ...’e ait iletişimin tespiti tutanaklan, .... Emniyeti Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’nün 4608 ihbar no, 06.05.2009 tarihli ihbar tutanağı , ... 14.Ağır Ceza Mahkemesİ’nin (kapatılan CMK. 250. maddesi ile görevli) 2008/1692 soruşturma, 2009/931 teknik takip karar, 22.05.2009 tarihli iletişimin dinlenmesi karan , ... 13.Ağır Ceza Mahkemesinin (kapatılan CMK. 250. maddesi ile görevli) 2008/1756 soruşturma, 2009/1496 teknik takip karar, 20.08.2009 tarihli iletişimin dinlenmesi karan, ... Cumhuriyet Başsavcılığı, CMK. 250. maddesi ile yetkili biriminin 2008/1756 soruşturma, 23.11.2009 tarihli Cumhuriyet Savcılan ., ., . ve ... tarafından imzalanan ve ... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yazılan iletişim tespitlerinin uzatılması talebinin yerinde olmadığına dair müzekkere suretleri alınarak dosyaya ilave edildiği,Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kamuoyunda “. davası” olarak bilinen 2015/4672 esas, 2016/2330 karar, 21.04.2016 tarihli ilamının bir sureti dosya içerisine konulduğu,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kumlu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih, 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılanlara ilişkin gerekçeli karar ve liste alınarak dosyaya bırakıldığı,... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.08.2016 tarih, 2016/1655 sayılı ilgili Hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında yapılan soruşturmaya ilişkin cevabi yazısının dosyaya eklendiği,Şikâyetçiler ..., ., ... ., ..., . ve ...’nın beyanlarının alındığı,
Şikâyetçi ... vekilleri Avukat ., Avukat. ve Avukat .; 15.07.2013 tarihli Hâkimler ve Savcılar Yüksek Başkanlığı’na verdikleri dilekçelerinde özetle;
Müvekkilleri ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı CMK. 250. maddesi ile yetkili biriminin 2008/857 soruşturma sayılı evrakında arama ve el koyma kararı verildiğini, 03.03.2011 tarihinde müvekkillerinin gözaltına alındığını, kollukta susma hakkını kullanan müvekkillerinin 05.03.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... tarafından ifadesinin alındığını, ifade alma işlemi sırasında 51 adet soru yöneltildiğini, 14 adedinin dinlenen telefon görüşmelerinin içeriği ile ilgili olduğunu, gizlilik kararı sebebiyle davanın açılması neticesinde yaptıkları inceleme sonucu ... hakkında ... Emniyet Müdürlüğü’ne kimliği bilinmeyen bir muhbirin ihbarı üzerine ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/1692 soruşturma sayılı dosyası kapsamında sabit ve cep telefonunun 3 ay süre ile dinlenilmesine, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/1756 soruşturma sayılı dosyası kapsamında da 22.08.2009 tarihinde dinleme kararının 1. kez 3 ay süre ile uzatılmasına karar verildiğini ancak dosyanın incelenmesi sonucunda uzatılan 3 aylık dinleme süresinin sonunda CMK. 135. maddesi gereğince dinlemenin sona erdirilip erdirilmediğine ilişkin bir kararın olmadığının görüldüğünü, Mahkeme’den 22.08.2009 tarihli yazı ile dinlemeye son verilip verilmediğine ilişkin kararın araştırılması ve dinlemeye son verilip verilmediğinin bildirilmesi hususunda talepte bulunduklarını, talebin ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek ... Cumhuriyet Başsavcılığından bilgi istenildiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.03.2012 tarihli cevabi yazısının aynen “....’in telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütü faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığı, telefonların bizzat şüphelinin adına kayıtlı olduğu, kimlik ve adres bilgilerinin sabit olduğu, CMK. 135 ve Yönetmeliğin 12. maddesine göre suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka türlü delil elde etme imkânının bulunmaması koşulu gerçekleştiğinden 23.11.2009 tarihinde iletişimin dinlenmesine son verildiği...” şeklinde olduğunu, cevabi yazı ekinde ... Cumhuriyet Başsavcılığının iletişimin dinlenmesine son verilmesine ilişkin ... Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdiği 23.11.2009 tarihli yazının mevcut olduğunu, dolayısıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ...’in kaydedilen telefon görüşmelerinin içerisinde yasa dışı terör örgütü faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin olmadığının anlaşıldığına ilişkin 23.11.2009 tarihli yazısının 4 ... Cumhuriyet Savcısı tarafından imzalandığını, bu Cumhuriyet Savcılarından birinin ... olduğunu, yazıda ...’in telefon kayıtlarının terör örgütü faaliyeti kapsamında sayılmayacak nitelikte olduğu ve kuvvetli suç şüphesinin bulunmadığının belirtildiği, şüpheli Cumhuriyet Savcısı ...’ün 05.03.2011 tarihinde müvekkillerinin ifadesini alırken telefon kayıtlarına dayanarak sorduğu 14 soru ile “... silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasında bulunduğunu ve tutuklanmasını talep ettiğini, tespit edilen İletişimin içeriğine göre, terör örgütü faaliyeti bulunmadığı tespit edilerek dinlemeye son verildiğini ve iletişimin devamına ilişkin hâkim karan bulunmadığı halde dinleme kayıtlarının CMK. 137/3-4 maddeleri gereğince yol edilmediğini ve ...’e yazılı bilgi de verilmediğini, özet olarak ...’in 6 aylık iletişim kayıtlarının, dinlemeye 23.11.2009 tarihinde son verilmesine rağmen yok edilmediğini ve gözaltına alınma tarihi olan 05.03.2011 tarihine kadar yazılı bilgi de verilmediğini, iletişimin son verilmesine ilişkin kararın dava klasörlerine de konmadığını ancak talepleri üzerine davanın ilgili olmadığı 2008/1756 ve 2011/65 sayılı soruşturma dosyalarından çıkartılarak gönderildiğini, müvekkillerini 2008/857 sayılı soruşturma evrakında sorgulayan ...’ün sorgunun yapılmasında önceki karan ile çelişkili tutumu ve iletişimin sonlandınlması kararından sonra eksik, hatalı, özgürlüğü yok edici işlemleri sebebiyle kanun, tüzük ve yönetmeliklere aykın davrandığını, daha önce telefon kayıtlarında yasaya aykırı bir örgütün bulunmadığını ifade etmesine ve bunu imzası ile belgelemesine rağmen daha sonra aynı telefon kayıtlarına dayanarak müvekkillerini saatlerce sorguya çektiğini ve tutuklamaya sevk ettiğini,Şikayetçi ... 05.03.2014 tarihinde müşteki sıfatıyla vekili huzurunda alınan beyanında özetle,2009 yılı içerisinde ... Emniyet Müdürlüğü mail adresine gönderilen İhbar üzerine ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iletişimin dinlenilmesine dair karar verildiğini, sürenin bitiminde yeniden talep edilmesi üzerine ... 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dinlemenin devamına karar verildiğini, bu sürenin sonunda da emniyet birimleri tarafından dinlemenin devamı için talepte bulunulduğunu, yapılan değerlendirme sonucu talebin uygun görülmeyerek reddedildiğini, aralarında Cumhuriyet Savcısı ...’ün de bulunduğu 4 Cumhuriyet Savcısı tarafından “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından” şeklindeki gerekçenin yazıldığını ancak aynı konu ile ilgili dinleme kayıtları delil gösterilerek aleyhinde “... terör örgütüne üye olmak” suçundan kamu davası açıldığını, sorgulamada bu kayıtlar sonucu elde edilen dokümanlara göre soru yöneltildiğini ve tutuklamaya sevk edildiğini, dava sürecinde de aynı dokümanlara dayanılarak soru yöneltildiğini, tapelerin imha edilmediğini ve tarafına bildirimde bulunulmadığını, dinlemelerin iki ayrı soruşturma kapsamında gerçekleştirildiğini, asıl suçlandığı 2010/857 soruşturma sayılı evrakta şikâyet konusu dinlemelerin yer almadığını, dilekçesine ek olarak sunduğu 4 Cumhuriyet Savcısı tarafından imzalanan tutanağın “... TV” dosyasında yer almadığını, kovuşturma aşamasında talep etmeleri üzerine mahkeme tarafından verilen ara kararı gereği ... Organize Şube Müdürlüğü’nden temin edilerek mahkemeye gönderildiğini, esasen bu tutanağın savcılıkta da bulunması gerektiğini, Cumhuriyet Savcısı ...’ün Emniyetin mail adresine gönderilmiş olan ihbar tutanağı üzerine tutanağın içerisinde yer alan vahim ve ciddi konuların hiç biri ile ilgilenmeyerek sadece kendisi hakkında iletişimin tespiti talebinde bulunduğunu, ihbarda yer alan hususların çok ciddi ve kapsamlı bir soruşturma konusu olmasına rağmen bunu yapmayarak görevini ihmal ettiğini ayrıca polis tarafından düzenlendiği aşikâr olan ve somut delil içermeyen ihbar tutanağına dayanarak iletişimin dinlenmesine dair talepte bulunması sebebiyle görevini kötüye kullandığını, hakkında terör örgütüne yardım etmekten dava açıldığını, bir yılı aşkın süre ile tutuklu kalmasına sebebiyet verdiğini, tüm bu sebeplerle kendisini usul ve yasaya aykırı olarak dinleyen, çelişkili uygulamalara sebebiyet veren, kayıtları imha etmeyen, bildirimde bulunmayan ve başka soruşturma kapsamında elde edilen bu kayıtları ilgisi olmayan soruşturmalarda kullanıp hakkında dava açılmasına sağlayan, görevini ihmal eden ve kötüye kullanan Cumhuriyet Savcısı ...’den şikâyetçi olduğunu,Şikayetçi ... 01.06.2016 tarihinde müşteki sıfatıyla vekili huzurunda alınan beyanında özetle... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 23.11.2009 tarihli yazısı ile tedbir kararının uzatılması talebinde bulunulması üzerine müvekkillerinin yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmesinin bulunmadığı, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği halde bahse konu tedbir kararı kapsamında elde edilen kayıtları imha etmeyen, bildirimde bulunmayan ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/857 sayılı soruşturma kapsamında ifadesi alınırken bu kayıtları kullanan Cumhuriyet savcısı ... hakkında şikâyetçi olduğunu ayrıca Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 23.11.2009 tarihli yazısı ile uzatma talebinin Cumhuriyet savcıları tarafından reddedildiğine ilişkin belgenin soruşturma evrakı içerisine konulmadığını, bu belgenin ısrarlı talepleri neticesi ancak iddianame tanziminden yaklaşık altı ay sonra dosya içerisine girebildiğini, evrakı soruşturma dosyası içerisine koymayan Cumhuriyet savcısı ... hakkında da şikâyetçi olduğunu, hakkında hiç bir delil bulunmamasına rağmen iletişimin tespiti, teknik takip, yakalama, gözaltı, tutuklama vb kararları talep eden, veren, iddianame tanzim eden, iddianameyi kabul eden, tutukluğun devamına karar veren Hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında da şikâyetçi olduğunu, soruşturma ve yargılama aşamasında görev alan ve bahse konu kararları veren Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının bir örgütün bünyesi dahilinde hareket ettiklerini, kendisi hakkında bu kararları veren Hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında bildiği kadarıyla .örgütüne dahil olmalarından dolayı yargılama yapıldığını, Cumhuriyet savcısı ...’ün . örgütün bir üyesi olarak karar aldığı ve uyguladığın, hakkında soruşturma yapılmasının tek sebebinin “.” cinayetinde cemaatin ve cemaatçi polislerin rollerini ve sorumluluklannı ortaya çıkaran kitap yazması ve haber yapması olduğunu, hakkındaki soruşturmanın cemaat tarafından yapıldığını,Şikayetçiler ... . ve .'ın 01.06.2016 tarihli ayrı ayrı alınan beyanlarında özetle,... müdafîleri olarak görev yaptıklarını, vermiş oldukları 15.07.2013 tarihli dilekçenin ve içeriğinin doğru olduğunu, ... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 23.11.2009 tarihli yazısı ile tedbir kararının uzatılması talebinde bulunulması üzerine müvekkillerinin yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmesinin bulunmadığı, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği halde bahse konu tedbir kararı kapsamında elde edilen kayıtları imha etmeyen, bildirimde bulunmayan ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/857 sayılı soruşturma kapsamında ifadesi alınırken bu kayıtları kullanan Cumhuriyet Savcısı ... hakkında şikâyetçi olduklarını,.’ün ... vekili olarak 27.08.2014 tarihli ... Cumhuriyeti Başsavcılığı’na verdiği dilekçede özetle;Müvekkili ...’un kamuoyunda “. Davası” olarak bilinen ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasında manipülatif dijital dokümanlara ve gerçeğe aykırı olarak düzenlenen tespit tutanaklarında yapılan değerlendirmelere dayalı olarak yargılandığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/425 sayı, 26.08.2011 tarihli iddianamesine konu soruşturma evrakı içerisindeki 26. klasörün 196. sayfasında dizi pusulası bulunduğunu, burada “...’tan el konulan . kitaplarıyla İlgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2011 tarih, 2011/687 sayılı kararı” ifadesinin geçtiğini, . TV davasının 26 numaralı delil klasörünün 193. sayfasına bakıldığında dizi pusulasının gerçeğe aykırı olarak kaleme alındığının ortaya çıktığını, delil klasörünün 193. sayfasında yer alan ... Cumhuriyet Başsavcılığının 30 Mart 2011 tarihli yazısında, dizi pusulasında müvekkiline atfedilen kararın .” isimli şahsın ikametinde yapılan aramada ele geçirilen kitaplarla ilgili olduğunun anlaşıldığını, bu çerçevede dizi pusulasında imzası bulunan “274817” sicil numaralı polis memurunun müvekkili hakkında suçlu izlenimi yaratmak adına gerçeğe aykın bilgi ve evrak oluşturduğunu, bu gerçeğe aykırı evrakın soruşturma dosyasına girmesini sağlayanların ... Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç ile bu evrakı iddianame eklerine koyan Cumhuriyet Savcısı ...’ın sorumlulukları bulunduğunu, .TV davası 26. delil klasörünün 140. sayfasında, hakkında ifade özgürlüğüne aykırı bir mahkûmiyet kararı bulunduğu için yirmi yıla yakın bir süredir sürgünde bulunan Kürt gazeteci yazar .ın, memleketi ...’a yönelik hasretini dile getirdiği e-postanın soruşturma dosyası ile hiç bir ilgisi bulunmamasına rağmen suç delili gibi gösterildiğini yine aynı klasörün 82 ve 118. sayfaları arasında “...’un görüşmelerinde geçen haberler” başlığıyla yer verilen ve daha önce hiç bir soruşturmaya konu edilmemiş köşe yazılarının birer suç delili gibi gösterildiğini, 51 numaralı klasörün “inceleme tutanakları” başlıklı bölümünün 55-57, 60-68, 76-77. maddeleri boyunca müvekkili gözaltına alındığında el konulan telefonlarında bulunan tüm numaraların isimleri ile birlikte ifşa edildiğini, böylece soruşturma ile ilgisi bulunmayan kişilerin özel bilgilerinin de yayımlandığını, yine aynı bölümün 69-75. sayfalarında, o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan ... ... ile mesajlaşmalannın, içerikleri itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialar ile hiç bir ilgisi bulunmamasına rağmen ek klasörlerde yer aldığını, kişilerin Özel yaşanılan ile ilgili bilgiyi suç delili olarak tutanak haline getiren “313996” sicil numaralı polis memuru, ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü . ve gerçeğe aykırı evrakı olduğu gibi İddianame eklerine koyan Cumhuriyet Savcısı ...’ın sorumlulukları bulunduğunu, müvekkilinin akademik çalışmaları ve yazdığı makaleler sebebiyle terör örgütü ile ilgili bir soruşturmanın şüphelisi haline getirildiğini ve telefonunun dinlenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin adının soruşturmaya üstünden iki yıl geçmiş bir telefon görüşmesi ile gerçeğe aykırı şekilde yanıltıcı bir talep yazısı ile karıştırıldığını, bu hususun bahse konu telefon görüşmesinin içeriğine bakıldığında açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu 01 Aralık 2008 tarihli telefon görüşmesi dökümünün 26. delil klasörünün 37-39. sayfaları arasında yer aldığını, görüşme içeriğine bakıldığında konuşmanın daha çok .tarafından yapıldığı, müvekkilinin konuştuğu kısımların da bîr terör örgütü soruşturmasına dahil edilemeyecek sözler olduğunun görüleceğini, müvekkili hakkında gerçeğe aykırı bir ifadeye dayanılarak dinleme kararı verilmesinin talep edildiğini, talep yazısının altında ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü .ın imzasının bulunduğunu, gerçek dışı beyan aracılığı ile yapılan dinleme talebinin aynı gün Cumhuriyet savcısı ...’ün yazısı ile ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hâkimi ... tarafından kabul edildiğini, bu dinleme faaliyeti ile müvekkilinin isminin soruşturmaya dahil edilerek önce gözaltına alınmasına sonrasında da uzun süre hapiste tutulacağı kumpas sürecinin başlamasına neden olunduğunu, ... Emniyet Müdürlüğü’nün 02 Mart 2011 tarih, 46755 sayılı yazısında müvekkili ile ilgili olmak üzere “. ve . TV çalışanlarına yönelik teknik takip çalışmaları devam ederken ... TV çalışanlarından şüpheli ... ve .ın . ile irtibatlı olduğu, .’ün talimatları doğrultusunda ...’un “.” müstear ismi ile . TV’de yazılar kaleme aldığı, yazdığı yazılara bakıldığında örgütün gizli toplantılarda aldığı kararlar doğrultusunda . terör Örgütü lehine yayınlar yaptığı, terör örgütü elebaşı .’ın görüşlerini bir kanaat önderi gibi göstererek kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı tespit edilmiştir.” değerlendirmesine yer verildiğini, hiç bir somut delil göstermeksizin müvekkilinin gizli örgüt toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda ve . terör Örgütü lehine yayınlar yaptığı değerlendirmelerinin art niyetli ve gerçeğe aykırı beyanlar olduğunu, o tarihte .’de araştırma görevlisi olduğu gerçeği araştırılmaksızın . TV çalışanlarından olduğu şeklindeki gerçek dışı değerlendirmeler içeren arama, el koyma talepli yazının altında .’ın imzasının bulunduğunu, 02 Ocak 2011 tarihli bu yazının aynı gün Cumhuriyet Savcısı ... talebi haline getirilerek mahkemeye gönderildiğini yine aynı gün talebin ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi üye Hâkimi ... tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin yöneltilen suçlamalara dört günlük gözaltı sürecinin sonunda çıkarıldığı Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali huzurunda açıklıkla cevap verilmesine rağmen Cumhuriyet Savcısı ... tarafından tutuklama istemi ile ilgili Mahkeme’ye sevk edildiğini, ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi üye Hâkimi ... tarafından da tutuklama karan verildiğini, şüpheli kamu görevlilerinin resmi belgede sahtecilik, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, suç uydurma, iftira, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarını işlediklerini,
... Ersöz 27.05.2016 tarihinde şikâyetçi sıfatıyla alınan beyanında özetle;... CMK. 250. maddesi ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/1657 soruşturma sayılı evrakında ve bu evrakın soruşturması neticesi düzenlenen iddianame ile kamu davası açılan ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/14 esas sayılı dosyasında ... müdafi olarak görev yaptığını, yargılamanın ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, Cumhuriyet savcısı ...’ın “... TV” davası olarak bilinen davanın soruşturması aşamasında müvekkili ile ilgili suçlu izlenimi yaratmak adına gerçeğe aykırı bilgi ve evrak oluşturularak “...’tan el konulan . kitapları ile ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı CMK 250. maddesi ile yetkili biriminin 30.03.2011 tarih, 2011/687 sayılı karan” şeklinde gerçeğe aykırı dizi pusulasını iddianame eklerine koydurduğunu zira bahsedilen bu kitabin müvekkilinin adresinde ele geçmediğini, aynı soruşturmada şüpheli konumunda bulunan ... Terkoğlu’nun evinde bulunduğunu, aynı Cumhuriyet Savcısı taralından, Kürt gazeteci yazar .’ın memleketi ...’a yönelik hasretini dile getirdiği bir e-postayı müvekkilinin üzerine atılı suçlarla ve soruşturma konusu olaylar ile hiç bir ilgisi bulunmamasına rağmen suç delili olarak dosyaya konulduğunu, yine müvekkilinin köşe yazılarının da suç delili olarak nitelendirilerek soruşturma evrakına katıldığını, müvekkilinin Günay Aslan ile yaptığı yazışmaların tamamının.’de Kürt sorunu ile ilgili yaptığı doktora çalışmasına ilişkin olduğunu, .TV İnternet sitesinde yazılan köşe yazılarının da bu çalışmaların bir parçası olarak kaleme alındığını, bunların atılı suçların delili olamayacağını, ...’un gözaltına alınması sırasında el konulan telefonlarındaki kayıtlı numaraların soruşturma dosyası içerisine inceleme tutanağı yapılmak suretiyle konulduğunu, bu numaraların soruşturma ile ilgisinin bulunmadığını yine o tarihte kız arkadaşı olan. ile ilgili mesajlaşmalarının da içerikleri itibarıyla delil niteliğinde bulunmamasına ve iddialar ile irtibatı bulunmamasına rağmen ek klasörlerde yer aldığını, Cumhuriyet Savcısı ...’ün müvekkili hakkında atılı suçlarla ilgili hiç bir delil bulunmamasına ve atılı suçların unsurları oluşmamasına rağmen, akademik çalışmalar ve yazılan makaleler sebebiyle müvekkilini terör örgütü ile ilgili bir soruşturmanın şüphelisi haline getirdiğini, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kamuoyunda “... davası” olarak bilinen davada ortada örgüt bulunmadığına dair karar verdiğini, müvekkilinin dahil edildiği soruşturmanın da bu davanın medya yapılanması olarak nitelendirilip soruşturma aşamasında tefrik edildiğini, bu durum nazara alındığında ortada örgüt bulunmadığı hususunun açıklığa kavuştuğunu, müvekkilinin 4 günlük soruşturma sonucunda şüpheli sıfatıyla kendisine yöneltilen tüm sorulara açıklıkla cevap vermesine ve dosyada atılı suçlar yönünden hiç bir delil bulunmamasına rağmen Cumhuriyet Savcısı ... tarafından tutuklama şartlan oluşmadığı halde haksız ve hukuksuz şekilde tutuklanması isteminde bulunulduğunu, ... Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçek dışı beyanlarla yapılan dinleme talebinin usul ve yasaya aykırı şekilde Hâkim ... tarafından kabul edildiğini, bahse konu dinleme kararındaki gerekçenin, müvekkilinin diğer şüpheli ...ile terör örgütü soruşturmasına konu edilemeyecek diyalogları olduğunu yine Hâkim ... tarafından verilen arama ve el koyma kararının yasal olmadığını, o tarihte .de araştırma görevlisi olan müvekkilini .TV çalışanı olarak nitelemek suretiyle gerçek dışı değerlendirmeler içeren ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 02.01.2011 tarihli yazısı uyarınca Cumhuriyet Savcısı ...’ün talepte bulunduğunu, müvekkilinin tutuklanmasına karar verilen suçlar yönünden hiç bir delil bulunmamasına, gösterilen delillerin hukuka aykırı deliller olmasına ve atılı suçların unsurları oluşmamasına rağmen Hâkim ... tarafından tutuklama karan verildiğini, tüm bu sebeplerle Cumhuriyet Savcıları ..., ..., Hâkimler ... ve ... İle soruşturma ve yargılama aşamasında İletişimin tespiti, arama, yakalama, teknik takip, gözaltına alma, tutuklamaya sevk tutuklama, iddianame tanzimi, iddianame kabulü, tutukluluğun devamı kararı veren Hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında şikâyetçi olduğunu, bahse konu dosyanın soruşturma yargılama aşamasında görev alan pek çok hâkim ve Cumhuriyet savcısının belirlenen hukuksuzlukları bir örgüt planlaması içerisinde yaptıklarını düşündüğünü, dosyaya bakıldığında tüm şüpheliler için atılı suçlar yönünden hiç bir delil bulunmamasına rağmen hukukçu kimliği olan kişiler taralından soruşturma yapılması, iddianame tanzimi ve yargılamanın bir planlama, hiyerarşi olmaksızın yapılmasının mümkün olmadığım, bir örgüt disiplini ve hiyerarşisi içerisinde hareket edildiğini, örgütün ismi konusunda herhangi bir delili bulunmadığı için fikre sahip bulunmadığını ayrıca müvekkili hakkındaki iddiaları dayanak dijital dokümanlarla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/40820 sayılı soruşturmasında aralarında gazeteci, avukat ve emekli emniyet müdürlerinin bulunduğu 14 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, söz konusu karardı müvekkili hakkındaki isnatlara konu delillerin suç oluşturmadığı ve sahte dijital dokümanlardan meydana geldiğinin ifade edildiğini,
Şikâyetçi ...’un 03.06.2016 tarihinde alınan beyanında özetle;... Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 03.03.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ...’ün talimatı ile gözaltına alındığını, 4 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklandığını, 26.08.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... tarafından silahlı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından hakkında kamu davası açıldığını, 12.03.2012 tarihinde tahliye olduğunu, yargılamanın halen ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bahse konu soruşturma ve kovuşturmada görev alan Cumhuriyet Savcısı ve Hâkimlerden şikâyeti kapsayan dilekçenin doğru olduğunu, hakkında yürütülen soruşturma aşamasında kendisini suçlu göstermek ve kamuoyuna bu şekilde yansıtmak adına muhteviyat itibarıyla gerçeğe aykırı dizi pusulası düzenlendiğini, iddianame ekinde kendisi ile ilgili deliller bölümünde “...’tan el konulan . kitapları ile ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı CMK 250. maddesi ile yetkili birimin 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı karan” şeklinde yazılı bulunan delilin kendisi ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını, bu kitapların aynı soruşturmada şüpheli konumunda bulunan.’nun ikametinde ele geçirilen kitaplar olduğunu, Kürt meselesi ile ilgili yazdığı tüm makalelere soruşturma ile bir ilgisi bulunmamasına rağmen iddianame anlatımında yer verildiğini, gerek bu makalelere yer verilmesi gerekse dizi pusulasına yazılan gerçeğe aykırı ibare ile varılmak istenen sonucun kendisinin .terör örgütünü desteklediği ve bu örgüt ile ilişkisi bulunduğu iddia edilen . terör örgütü adına hareket ettiği algısını yaratmak olduğunu, Cumhuriyet Savcısı ...’ın yürüttüğü soruşturmada, kendisinin . İle olan elektronik posta görüşmelerini soruşturma ile hiç bir İlgisi bulunmamasına rağmen suç delili olarak gösterdiğini, gazeteci .ın 1989 yılında yazmış olduğu yazılar nedeniyle almış olduğu cezaya atıfta bulunarak kendisinin onunla irtibatı olduğunu ve bu sebeple terör örgütü sempatizanı olduğunu anlatmaya çalıştığım, aynı zamanda . davası ile ilgili ve çözüm sürecine ilişkin yazmış olduğu köşe yazılarının da suç delili olarak gösterildiğini, Örneğin 17.02.2011 tarihinde “Emre özsuda” müstear ismi ile . TV’de “. TV soruşturması” ile ilgili yazmış olduğu makalesini “Her ...’e aldanmamak gerekiyor. Üzüntü ve öfkemiz büyük ama kuşkusuz en son ... iyi gülecektir" şeklinde bir cümle ile bitirdiğini, bu makalesinden hemen sonra hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi karan alındığını, 03.03.2011 tarihinde ...’daki ikametinde arama yapıldığım, arama sırasında kullandığı iki adet cep telefonuna sim kartlan ile birlikte el konulduğunu, her iki telefon rehberinin dökümü yapılarak iddianame ekine konulduğunu, böylece soruşturma ile ilgisi bulunmayan tüm numaralarının isimleri ile birlikte ifşa edilerek özel bilgilerinin yayınlandığım, o dönemde kız arkadaşı şimdi eşi olan . ile yaptığı mesaj İçeriklerinin ileri sürülen iddia ve suçlamalar ile hiç bir İlgisi bulunmamasına rağmen iddianame ek klasörlerinde yer verildiğini, bu anlattıkları sebebiyle Cumhuriyet Savcısı ... hakkında şikâyetçi olduğunu,
Cumhuriyet Savcısı ...’ün, 17 Şubat 2011 tarihinde yazmış olduğu makaleden hemen sonra kendisini terör örgütü ile ilgili bir soruşturmanın şüphelisi haline getirdiğini, kendisini bu soruşturmaya sadece yazmış olduğu makaleler ve yapmış olduğu akademik çalışmalar ile dahil edebildiğini, ...ile yapmış olduğu terör Örgütü soruşturmasına konu edilemeyecek telefon görüşmesini delil olarak göstererek hakkında telefonlarının dinlenmesi kararı alınması hususunda talepte bulunduğunu, ... Emniyet Müdürlüğü yazısı, Cumhuriyet Savcısı ... tarafından yazılan talep ve Hâkim ... tarafından verilen kararda kendisinin Yalçın Küçük’ten yayınevi kurmak için talepte bulunduğuna ilişkin bir ifade eklendiğini ancak telefon görüşmelerinde buna ilişkin bir beyanın olmadığını, görüşme içeriğinin tamamen çarpıtılarak ve gerçeğe aykırı bir şekilde belge haline getirilerek hakkında iletişimin tespiti kararı alındığını, soruşturmaya dahil edildikten sonra bu dinleme faaliyeti ile gözaltına alınıp uzun süre tutuklu kalacağı kumpas sürecinin başlatıldığını, ...’ün, ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü . imzalı 02.01.2011 tarihli arama ve el koyma talebi uyarınca aynı gün mahkemeden arama ve el koyma talebinde bulunduğunu, bu talep yazısı içeriğindeki gerekçelerin de gerçeğe aykırı olduğunu, örneğin.’de araştırma görevlisi olduğu hususunun göz ardı edilerek .TV çalışanı olarak gösterildiğini, hangi tarihte ve kimler arasında düzenlendiği belli olmayan gizli örgüt toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda PKK lehine yayın yaptığı değerlendirmesinde bulunulduğunu, 4 günlük gözaltı sürecinin sonunda Cumhuriyet Savcısı . tarafından alınan ifadesinde yöneltilen tüm suçlamalara açıklıkla cevap vermesine rağmen silahlı terör örgütüne üye olmak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek suçlarından Cumhuriyet Savcısı ... tarafından tutuklama talebi ile haksız yere ve tutuklama şartları oluşmadığı halde mahkemeye sevk edildiğini, suç isnadında bulunulan .’ın “. Günleri” isimli kitabın Cumhuriyet Savcısı .’nin de odasında bulunduğunu, herkesin okuduğu kitapların kendisi hakkında suç delili olarak gösterildiğini, tüm bu hususlar sebebiyle Cumhuriyet Savcısı ... hakkında şikâyetçi olduğunu,
...İle olan telefon görüşme içeriği çarpıtılarak delil haline getirildiğini, bu delile dayanılarak hakkında Hâkim ... tarafından dinleme karan verildiğini, bu sebeple ilgili Hâkim’den şikâyetçi olduğunu,Hâkim ... tarafından verilen arama ve el koyma kararının haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, yine tutuklama şartlan oluşmadığı halde tutuklama karan verildiğini, bu kararlan veren ... hakkında da şikâyetçi olduğunu,Soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev alan Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının yapmış oldukları hukuksal işlemlerin bir yapılanma İçerisinde bilerek ve istenerek, belli bir amaç güdülerek yapıldığım düşündüğünü, .., . gibi davaların bir silsile olduğu, devamının geleceği yönündeki makalesinin sonuna yukarıda belirttiği cümleyi yazdığım, bu makalesinden sonra hakkında İşlemlerin gerçekleştirildiğini, . ...’i kastederek yazdığı cümle ve sonrasında yapılan işlemler göz önüne alındığında bu örgütlü yapının . ... çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü, bununla birlikte hakkında 26 Ağustos 2011 tarihinde iddianame yazıldıktan soma .Gazetesi Haber Koordinatörü. tarafından yazılan, soruşturma dosyasında olan tüm bilgi ve belgelerin yer aldığı “.” isimli kitabın yayımlandığını, 05.01.2012 tarihinde ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılamada tutukluluğun devamına İlişkin kararın . TV’de kararın açıklanmasından 21 dakika önce verildiğim, gerek “. ...” isimli kitap gerek . cemaatine yakınlığı ile bilinen . TV’de çıkan haberin, örgütlü yapının . ... çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği tezini güçlendirdiğini, bu örgütlü yapıya bağlı olarak çalışan Cumhuriyet Savcıları ... ve ... ile Hâkimler ... ve ... hakkında şikâyetçi olduğunu ifade ettikleri Suça konu soruşturmaların başlama ve gelişme durumu şu şekilde geliştiği;
T.C. ... Valiliği Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne ait 4608 ihbar numaralı tutanağın dosya içerisinde bulunduğu, tutanak tarihinin 06.05.2009 tarihi olduğu,... CMK. 250. maddesi ile görevli 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 22.05.2009 tarihinde iletişimin dinlenmesi karan verildiği, ilgili kararın Hâkim ... (35190) tarafından verildiği,Karar İçeriğinin;İletişimin tespitim isteyen birimin ... CMK. 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı, dinleme isteyen birim yazısının tarih ve sayısının; ... Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 22.05.2009 gün ve 2009/9676 sayılı yazısı, şüphelinin; ..., yüklenen suçun; ... terör örgütüne bağlı faaliyette bulunma şüphesi, iletişim aracının türü ve telefon numarasının; 0 212 570 85 77 numaralı sabit ve 0 532 701 12 13 numaralı GSM telefonları, tedbirin süresinin; 3 ay, İletişimin dinlenilmesi ve kayda alınması talebinin sebebinin; “...” isimli şahsın iddia edilen ... terör örgütünün propaganda biriminde gizli görevli olduğu, ticari alanda çalışan gruplan tehdit amaçlı çalışmalar yaptığı, Uzan grubu ile ilgili kendisine bilgi sızdırıldığı, Ergün Poyraz ve Fuat Turgut’un misyonunu üstlendiği, Açık Toplum Vakfı’nın organizesinde Binnaz Toprak ve Hakan Altınay grubu İle beraber çalışmalar yaptığı,' şahsın asıl görevinin . davasını destekleyen gruplan yıpratma amaçlı çalışmalar yapması ve bu bağlamda savcılık ve emniyet birimleri arasında şantaj ve tehdit amaçlı oluşundan tamamladığı, bu birimin . cinayetine benzer bir cinayet planladığı ve bu cinayet üzerinden bahse konu soruşturmada görev yapan kamu görevlilerini yıpratarak tasfiye süreci başlatacağı şeklinde bilgiler elde edilmiş olup soruşturmanın tam olarak aydınlatılabilmesi ve şüphelilerin tespiti İle suç delillerinin eksiksiz toplanabilmesi, grubun hiyerarşik yapısının deşifre edilerek faaliyetlerinin ortaya çıkarılması ve şüphelilerin suç delilleri ile birlikte yakalanabilmesinin fiziki takip ve tarassut çalışmaları ile mümkün olmadığından, başka türlü delil elde edilme imkânı bulunmadığı da anlaşıldığından iletişimin dinlenilmesine karar verilmesinin talep edildiği, Mahkeme’nin gerekçesinin İse; yapılan soruşturmada suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu, talep edilen tedbirin CMK. 135/6. maddenin 8, 13 ve 14. maddelerine İlişkin olması ancak başka suretle delil elde etmek mümkün bulunmadığı değerlendirildiğinden CMK. 135 ve 137. maddelerine göre...”Hususlarını kapsadığı,... CMK 250. maddesi ile görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 20.08.2009 tarihinde İletişimin dinlenilmesinin 22.08.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 ay süre ile 1. kez uzatılmasına dair karar verildiği, bu kararın Hâkim Ömer Diken (33944) tarafından verildiği,
Kararda;İletişimin dinlenmesini isteyen birimin ... CMK. 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı, dinleme isteyen birim yazısının tarih ve sayısının; ... Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 20.08.2009 gün ve 2009/373 (14745) sayılı yazısı, şüphelinin; ..., yüklenen suçun; . terör örgütüne bağlı faaliyette bulunma şüphesi, iletişim aracının türü ve telefon numarasının; . numaralı sabit ve . numaralı GSM telefonları, tedbirin süresinin; 22.08.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay, iletişimin dinlenilmesi ve kayda alınması talebinin sebebinin; “Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gönderilen yazı ekinde bulunan raporda şüpheli şahsın çeşitli tarihlerde yapmış olduğu telefon görüşmeleri, terör örgütü mensuplarının suç delilleri ile birlikte tespiti, suç unsurları İle birlikte yakalanabilmesinin temini için bu aşamada başka türlü delil elde etme imkânı olmadığı, Mahkeme’nin gerekçesinin ise; yapılan soruşturmada suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu, talep edilen tedbirin CMK. 135/6. maddenin 8, 13 ve 14. maddelerine ilişkin olması ancak baş' suretle delil elde etmek mümkün bulunmadığı değerlendirildiğinden CMK. 135ve 137. maddelerine göre ve soruşturmanın henüz tamamlanamadığı, telefon dinlemelerinin devamına ihtiyaç duyulduğu...”Konularına yer verildiği,Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 23.11.2009 tarihli yazı ile ... terör örgütü soruşturması çerçevesinde daha Önce alman mahkeme kararlarına istinaden teknik takip altında bulunan telefonlar üzerindeki teknik işlemlerin 1 ay süre ile 2. kez uzatılmasını istediği,... Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1756 soruşturma sayılı evrakından 13.04.2010 tarihinde ayırma yapıldığı, ... Cumhuriyet Savcısı ... (.) tarafından verilen tefrik karan sonrası evrakın 2010/857 soruşturma sırasına kaydının yapıldığı,... CMK. 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/857 soruşturma 2011/329 karar, 25.08.2011 tarihli Cumhuriyet savcısı ... (34287) imzalı ayırma kararı verildiği, kararda; şüpheliler ... . ... ., ., ., ..., ., ... ., . ., ... . . . ..., ., ... .., . ve ... hakkındaki soruşturmanın tamamlandığı ve haklarında kamu davası açılacağının belirtildiği, tefrik edilen evrakın soruşturmanın 2011/1657 sırasına kaydının yapıldığı, ayırma kararından bir gün sonra 26.08.2011 tarihinde de iddianame tanzim edildiği,Şüpheli ...’in 05.03.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... (35837) tarafından müdafileri huzurunda şüpheli sıfatıyla savunma ve delillerinin alındığı,... hakkında; ... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250 maddesi ile yetkili) 2011/1657 soruşturma, 2011/605 esas, 2011/425 iddianame, 26.08.2011 tarihli iddianamesi ile ... CMK 250. maddesi ile yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açıldığı,İddianamede şikâyetçinin; ... ., şüphelilerin; ., ... ., ., ... ., . . . ., ..., ... ., ., ..., ..., ., ... . ve ., atılı suçların; silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçları, suç tarihinin; 14.02.2011-03.03.2011 delillerin ise; iddia, kısmi ikrar, çelişkili savunmalar, tanık beyanları, mahkeme kararları, tutanaklar, iletişim tespit tutanaklan, bilirkişi inceleme raporları, emanet makbuzları nüfus ve sabıka kayıtlan olduğu,... 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/83 teknik takip, 2010/857 soruşturma, 27.01.2011 tarihli iletişimin dinlenmesi kararı ile ... isimli şahıs tarafından kullanılan . numaralı . adına kayıtlı, ... adına kayıtlı İtarafından kullanılan . adına kayıtlı . numaralı telefonların CMK 135, 137. maddeleri uyarınca 3 ay süre ile tespitine, dinlenilmesine, kayda alınmasına, görüşme detay sorgulamalarının yapılmasına ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine, şüpheli şahsa ait telefonların görüşme yaptığı anda bulunduğu baz istasyonlarının tespiti, bağlantılarının tespiti ve takibinin kanunî dinleme programı üzerinden alınabilmesine karar verildiği, Hâkimin ... ( olduğu, atılı suçun "suç örgütü kurmak ve buna bağlı olarak örgütün faaliyetleri" şeklinde gösterildiği, gerekçede “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” ibarelerine yer verildiği,Bahse konu iletişimin dinlenmesi karan talebinin 27.01.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... tarafından (Bu Cumhuriyet savcısının isminin yanına "y" harfi konulmak suretiyle bir başka Cumhuriyet Savcısı tarafından imzalandığı, imzası bulunan Cumhuriyet savcısına ait isim ve sicil bilgilerinin yer almadığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2016 tarih, 2016/1148 sayılı yazı ekinde gönderilen belge suretlerindeki imzaya göre bahse konu imzanın Cumhuriyet Savcısı ... (. İmzası ile benzeştiği) yapıldığı, mahkeme kararındaki gerekçenin savcılık talebinde aynen yazılı olduğu, İletişimin tespiti, dinlenmesi kararının 27.01.2011 tarihli ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından talep edildiği, 26.01.2011 tarihli raporun düzenlenerek dosya içerisine konulduğu,Cumhuriyet savcısı ... tarafından (Bu Cumhuriyet savcısının isminin yanına "y" harfi konulmak suretiyle bir başka Cumhuriyet savcısı tarafından imzalandığı, imzası bulunan Cumhuriyet savcısına ait isim ve sicil bilgilerinin yer almadığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2016 tarih, 2016/1148 sayılı yazı ekinde gönderilen belge suretlerindeki imzaya göre bahse konu imzanın Cumhuriyet savcısı ... (36921) imzası ile benzeştiği) ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne 27.01.2011 tarihli müzekkere yazıldığı, müzekkerede mahkemece verilen karar doğrultusunda şüphelilerin telefonlarının dinlenmesine ve kayda alınmasına karar verildiğinden telefon dinlemelerinin sonucunda elde edilecek bilgiler çerçevesinde şüphelilerin yakalanmasına çalışılması, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 27.01.2011 tarih, 2011/83 sayılı karan ile telefon iletişimi tespitine İlişkin karar doğrultusunda işlem yapılmasının istenildiği,Hususları belirlenmiştir.Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde; İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin hangi hallerde ve hangi suçlarla ilgili uygulanabileceği, bu tedbire karar verebilecek makamların kimler olduğu, bu kararın uygulanmasının süresi ve bu kararın kimler hakkında uygulanamayacağı ile kararlarda bulunması gereken hususlara yer verildiği,Yine aynı maddede; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin hangi hallerde ve hangi suçlarla ilgili uygulanabileceği, bu tedbire karar verebilecek makamların kimler olduğu, bu kararın uygulanmasının süresi ve bu kararın kimler hakkında uygulanamayacağı ile kararlarda bulunması gereken hususlara yer verildiği telekomünikasyon yoluyla yapılan bir iletişimin denetlenmesinin hukuka uygunluğu için hâkim kararı veya onayı, suçun da CMK 135/8 madde ve fıkrasında yer almasının yeterli olamayacağı, adli amaçlı dinleme kararının CMK 135 ila 138 maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olması gerektiği, hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılamayacağını söyleyen Anayasa’nın 38/6 ve CMK. 160/2, 206/2-a ve 217/2 hükümlerinin yalnızca kovuşturma aşamasında gündeme alınamayacağı, soruşturmayı yürütenlerin de dosyaya sunulan delilin hukuka aykırı yoldan elde edildiğini tespit ettiği anda bunun değerlendirmesini mahkemeye bırakmadan yapmaları gerektiği,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 137. maddesinde; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik verilen kararların yerine getirilmesi, iletişim içeriklerinin hangi hallerde yok edileceği konularının düzenlendiği, CMK. 137/3 madde ve fıkrasına göre, şüpheli veya sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi, Cumhuriyet savcısının hâkim onayını almaması halinde Cumhuriyet savcısının dinleme ve kayda almaya son vereceği, yapılan tespit veya dinlemeye ait kayıtları da denetiminde yok ettirmesi gerektiği, buna ilişkin yok etme tutanağım düzenleyeceği, yok etme işleminin en geç on beş gün içinde yapılacağı, kayıtların yok edilmesinden sonra en geç on beş gün içinde ilgilisine yazı ile bilgi verileceği, bu yazıda, dinleme ve kayda alınmanın nedeni, kapsamı, süresi veya sonucunun açıklanacağı, on beş günlük bildirme süresinin soruşturma evresinin bitiminden itibaren başlayacağı, CMK. 160. maddesinin Cumhuriyet savcısının temel görevini belirlediği Cumhuriyet savcısı bir suçun işlendiği görünümünü veren bir hâli öğrenir öğrenmez hemen gerçeği saptamak üzere harekete geçeceği, hedefinin kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek olduğu, ilk işinin şüphe karşısında gerçeği belirlemeye çalışmak olduğu, Cumhuriyet savcısının temel görevinin suç işlendiği izlenimini veren bir hâli görüp öğrendiğinde gerçeği araştırarak işe girişmek olduğundan maddenin ikinci fıkrasında bir direktifin yer aldığı, Cumhuriyet savcısının şüphelinin aleyhine ve lehine olan hususları eşit bir çaba göstererek araştıracağı, soruşturma evresinde temel görevi yerine getiren organın faaliyetlerinde etkinlik, sür’at, dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerinin egemen olacağı,Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 161. maddesinin ilk fıkrasında belirtilen ilkenin Cumhuriyet savcısının 162. maddede belirtilen amaca ulaşmak üzere her türlü araştırmayı yapabilmesi olduğu, bu amaçla Cumhuriyet savcısının 162. maddede gösterilen sonuçlara varmak amacı ile bütün memurlardan ve kamu hizmeti yapmakla görevli olanlardan her türlü bilgiyi isteyebileceği imkanı varken Cumhuriyet Savcısı ...’nın;“27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerinin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebinin hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yapılması” şeklinde, üyesi olduğu isimli silahlı terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olarak, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte hükümlülüğü gerektirir eylemde bulunduğu,..., 25.05.2016 tarihinde şikâyetçi sıfatıyla alınan beyanında özetle;Hakkında ... CMK. 250. maddesi ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/1657 soruşturma sayılı evrakında “ silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda doküman hazırlayarak Örgüte yardım ettiği” iddiası ile yapılan soruşturma neticesinde ... (kapatılan) 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açıldığım, sevk maddelerinin TCK. 220/7, 314/3 maddeleri delaletiyle aynı Kanun’un 314/2 ve TMK. 5 maddeleri olduğunu, ... (kapatılan) 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/14 esas sayılı dosyasında başlayan yargılamanın halen ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, soruşturma aşamasında kendisine “silahlı terör örgütüne Üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarının yöneltildiğini, bu suçlamalar sebebiyle ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.03.2011 tarihli karan ile tutuklandığını ancak 12.12.2013 tarihinde tahliye edilebildiğini, tutukluluğunun ve devamının haksız olduğunu, üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunun yasal unsurları oluşmamasına ve elde edildiği ileri sürülen delillerin açıkça sahte olduğu belli olmasına rağmen tutuklandığım ve iddianame tanzimi suretiyle yargılanmasının sağlandığını, diğer tüm sanıkların yargılama aşamasında tahliye edilmelerine rağmen kendisinin uzun süre tahliye edilmeyerek özel saikle hareket edildiğini, genel hatları ile şikâyetine konu hususların; haksız ve usulsüz şekilde soruşturma yapılması, tutuklamaya karar verilmesi, iddianame tanzim edilmesi, yargılama yapılması ve lehine olan delillerin toplanmaması olduğunu, hakkındaki isnada dayanak delil olduğu ileri sürülen dijital belgelerin sahte oluşturulduğunu, içeriklerine bakıldığında bunların örgüt dokümanı olamayacağım, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları ve karar veren hâkimlerin konularında deneyimli ve yetkin özel yetkili hâkim ve Cumhuriyet savcısı olduklarını, buna rağmen bahse konu delilleri gerçekmiş gibi kabul ederek işlem yaptıklarım, yargılamada hakkında isnat edilen hiç bir fiilin gerçeği yansıtmadığım, yapılan soruşturma ve yargılamanın bir örgüt hiyerarşisi ve bünyesi içerisinde yapıldığım, bu örgütün de “ Cemaati” olduğunu düşündüğünü, normal bir yargı mensubunun bu soruşturma ve yargılamada gösterilen davranışları asla göstermeyeceğini, hakkındaki soruşturma ve yargılamanın cemaatine bağlı ve onların talimatı doğrultusunda hareket eden Hâkim ve Cumhuriyet savcıları tarafından yapıldığını, dolayısıyla soruşturma aşamasında hakkında önleme tedbirleri uygulayan, tutuklamaya sevk eden, tutuklayan, tutuklamaya itiraz kararlarım reddeden, lehe delilleri toplamayan, haksız şekilde iddianame tanzim eden, iddianameyi kabul eden, tutukluğun devamına karar vermek suretiyle tahliye taleplerim reddeden tüm Hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında şikâyetçi olduğunu,İfade etmiştir.
Soruşturma evrakı içerisinde 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilmiş, 110 sayfadan ibaret “. isimli kitap, iddia olunan . terör örgütü İlişkisi” başlıklı tespit tutanağı bulunduğu, tutanak sonunda “netice itibarı ile “. İsimli kitabın hem içerik hem de zamanlama itibarıyla iddia olunan . terör örgütünün amaçlan doğrultusunda psikolojik harekât unsuru olarak kullanıldığı, kitle iletişim araçlarından istifade ile uygulanan bu kara propaganda faaliyetinin etkisinin azımsanamayacak ölçüde olduğu ve “.” isimli örgütsel belgede yer alan “operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup tezlerimize ve faaliyetlerimize destek veren kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere . ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için belge ve teknik destek sağlanmalıdır” şeklindeki örgütsel strateji doğrultusunda yazdığı değerlendirilmiştir” şeklinde görüşe yer verildiği,Cumhuriyet Savcısı ... tarafından 09.03.2011 tarihinde ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ... ve “.” isimli kitap ile ilgili elde edilen verilerin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesi yönünde yazı yazıldığı,...’nın, müdafi Avukat . huzurunda 14.03.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... tarafından alınan savunmasında; ... terör örgütü üyesi olmadığını beyan ettiği, müdafinin de; .TV’den çıkan kaset ve belgelerin gerçekliğinin şüpheli olduğunu ifade ettiği,...’nın 14.03.2011 tarihinde gönderdiği “beyanlarım” başlıklı yazısında; TV aramalarında bulunduğu İddia edilen “. ., .” isimli kitabının yayımlanma süreci ile ilgili yazılanların doğru olmasının imkânsız olduğunu, kitabın ikinci bölümünü yazarken hiç kimsenin içeriğini bilmediğini, görmediğini, tavsiye ve telkininin de olmadığını, yazı yazmış gözüken S. ile tanışıklığının ve görüşmesinin olmadığını, ... İle kitabının yayımlandığı gün dinlendiğini tahmin ettiği telefonu ile görüştüğünü, ...’in o görüşmede kitabından haberdar olduğunu, telefon kayıtlan incelendiğinde bu durumun tespit edilebileceğini bildirdiği,Cumhuriyet Savcısı ...’ün 14.03.2011 tarihinde şüpheli ...’yı silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanması istemi ile ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği’ne sevk ettiği, gerekçenin; atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi olarak belirtildiği,... 11.Ağır CezaMahkemesi’nin 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı karan ile şüpheli ...’nın silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçların nitelikleri itibarı ile serbest kalması halinde delilleri karartma tehlikesinin bulunması, terör örgütü üyesi olma suçunun CMK.100 maddesinde sayılan katalog suçlardan olması ve bu suretle kaçma tehlikesinin var olduğunun kabul edilmesi gerekçeleri ile tutuklanmasına karar verildiği, hâkimin ... (39880) olduğu,
...’nın 07.06.2011 tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı dilekçe ile tutuklanmasına konu soruşturma ile ilgili açıklamalarda bulunduğu, lehine olan yeni deliller toplanması neticesi takipsizlik ve tahliye kararlan verilmesini istediği, “Haliçte Yaşayan Simonlar” isimli kitabım hiç kimsenin etkisi ve desteği olmaksızın kendisi yazdığını belirterek yayınevinden gelen yazı ve bağlantılı soruşturma belgeleri, kitap basım ve taslak Örnekleri, üç adet 600’er sayfalık taslaklar, kitap hakkında . bağlantılı tahkikat için ... TEM Şubesi, savcılık yazışması, kitap hakkında ... Bakanlığı’nın fikir özgürlüğü sayılacağına dair onayı, dilekçede bahsedilen bazı yazarlara ilişkin yazı ve yayın örneklerini eklediği,
... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 22.06.2011 tarihli yazı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına 12 sayfadan ibaret tespit tutanağı gönderdiği, üst yazıda 14.02.2011 tarihinde. TV’nin bulunduğu adreste yapılan aramada . ." isimli kitabın dijital olarak bulunduğu bir belgenin ele geçirildiği, belgenin yapılan ön incelemesinde “kitap ismi, kitap künyesi ve içindekiler” kısımlarında kitabın basılmış hali ile bazı farklılıkların olduğunun tespit edildiği, "." isimli kitap ile. TV'de yapılan aramada elde edilen dijital belge arasındaki içerik farklılıklarına ilişkin düzenlenen tespit tutanağının yazı ekinde gönderildiğinin belirtildiği, 22.06.2011 tarihli tutanağın iki TEM Şube görevlisi tarafından tanzim edildiği,...'nın ... Cumhuriyet Başsavcılığına 25.07.2011 tarihinde 10 sayfadan ibaret dilekçe gönderdiği, dilekçe konusunun; ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği'nin 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı tutuklamaya konu soruşturma ile ilgili açıklamaların tekrarı ile lehine olan yeni delillerin toplanması konusundaki dilekçe akıbetinin çabuklaştırılması, savcılıkça yazılan yazıların tekidinin sağlanması, takipsizlik ve tahliye kararı verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dilekçesinde; “.” kitabının hiç kimsenin etkisi ve desteği olmaksızın tarafınca yazıldığı ve başkalarınca yazılmayacağı, ...'in kitapta orijinalinden farklı alıntılar yapmasının izahı İle .TV'de bulunan belgelerin gerçeği yansıtmayacağı ve belgelerin suni olarak yaratıldığı başlıkları altında cevaplar verdiği, ...'nın bu dilekçesinde; kitabın yayın aşaması ile İlgili olarak anlatacakları ve bunu doğrulayan kitabın yayın sürecini gösteren redaksiyon, belgeleri gibi maddi deliller bulunduğunu, savcılığın yayınevi bilgisayarları üzerinde kitabın redaksiyon aşamalarını gösteren dijital belgelerin bilirkişi marifetiyle yaptıracağı inceleme ve yine savcılığın tanık olarak kitabın yayına hazırlanmasında görev alan redaksiyoncu, edit tasarımcı ve benzeri gibi çalışanların alınacak beyanı ile kitabın kimsenin katkısı müdahalesi olmaksızın kendisi tarafından yazıldığı hususunun tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlanacağım, daha önceki dilekçesinde kitabın yazım ve redaksiyon sürecinin kendisi tarafından anlatıldığını, kitabın 2010 yılı başlarına doğru bitme aşamasında yeni gelişmeler olduğunu, özel hayatı hakkında bilgi toplamak ve toplum içerisinde prestijini sarsmak isteyen ... istihbarat Şube Müdürlüğü'nün yöneticileri olan kişilerin kendisini ve yakın çevresini hukuka aykırı olarak dinlediklerini öğrendiğim, bu hususu araştırırken emniyet içerisinde cemaat örgütlenmesinin bazı üst düzey emniyet mensuplarına karşı komplovari çalışmalar yaptıklarını öğrendiğini, bu konulara mani olunması için İçişleri Bakanı, ... Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, Başbakanlık Müsteşarı ve ...’da savcılarla görüşmelerinin olduğunu, onların bu soruna çağrı üretmemeleri üzerine bu durumun gelecekte ülke için ciddi sorun olacağını görerek bu konunun da kitapta yer alması için yazmaya başladığını, olayın tam olarak ortaya çıkarılması, yayın sürecinin netleşmesi ve tereddütlerin giderilmesi için yayınevi bilgisayarlarında yapılacak bilirkişi incelemesi ile yapılan değişikliklerin tamamı ve zamanının net olarak belirlenebileceği gibi redaktör ... . ve diğer arkadaşları ile kapak tasarımcısı ., sayfa düzenini yapan . ve diğer firma görevlilerinin ifadeleri alındığında kitabın yazım ve değişikliklerinin nasıl olduğu, bir kimsenin müdahalesinin olup olmadığı, tüm değişiklik ve yazımının nasıl yapıldığının net olarak ortaya çıkacağım, soruşturma dosyasında önemli emare olarak gösterilen . TV'de bulunan kitabının taslağı İle ilgili olarak ekte sunduğu belgeler üzerinde ve yayınevi bilgisayarlarında inceleme yapıldığında kitabının . TV’de bulunan nüshasının kitabın sondan bir önceki redaksiyon halini yansıttığının net olarak göründüğünü, kitabın İçeriği iyi etüt edildiğinde ... veya bir başkası tarafından yazılmasının mümkün olmadığının anlaşılacağım, ...’in gazetedeki köşesinde yazdığı ve kitaptan alıntı yaptığım belirttiği yazılar ile kitap orijinali arasındaki küçük kelime farklılıklarının sebebinin ise kitabın yayınlanmasından hemen sonra tahminen 20 Ağustos tarihinde ....deki Polis Evi’nde ... İle röportaj için buluştuğunda kendisinden kitap veya dijital ortamda kitabın nüshasını istediğini, kitabın kendisinde de olmadığını, bu sebeple kendi bilgisayarında olan en son kontrol ettiği ancak yayınevinde yaptığı ikinci bölümün “niçin yazdığım” kısmındaki yaptığı bazı değişiklikleri kapsamayan nüshasından bir kopyayı USB bellekte ...'e verdiğini, ...'in yazısında kitabından alıntıladığı bu kısmın içerik olarak aynı kelime bazında farklılık gösterdiğini, sebebinin de açıkladığı husus olduğunu, bu durumun yayınevi bilgisayarları üzerinde yapılacak teknik inceleme ile ortaya çıkacağını, ...'in kitap yazımına katkısı olması halinde tam suretin onda da olacağım, ayrıca .TV'de bulunan belgelerin oluşturulma biçimi, içeriği, dili ve ifade olarak incelendiğinde maddi gerçek ile uyuşmadığım, sahte olarak üretilerek bilgisayara yüklendiğinin anlaşıldığını, yazılan bir kitap nedeniyle modem hiç bir ülkede yazarın terör örgütü üyesi suçlamasıyla mahkûm olduğunun görülmediğini, mevzuata, Yargıtay, AİHS ve AİHM içtihatlarına açıkça aykırı olarak tutuklanmasının sağlandığını ve hakkında soruşturma başlatıldığını, tüm bunların açık olarak yaptıklarının eleştirilmesine tahammül edemeyen çevrelerin ...'yı suçlama gayretleriyle delillerin uydurulduğunu gösterdiğini, . TV'de bulunan belgelerin genel ifade biçimine ve diline bakıldığında .arafından yazılmadığım, üçüncü kişiler tarafından Soner Yalçın adına yazıldığını, uydurulduğunu, bu belgelerin dil, ifade, anlatım konusunda uzman bilirkişilere İnceletilmesi durumunda halın net olarak ortaya çıkacağını, tüm bunların dı şanda hazırlanıp ., ... ve onlarla bağlantılı gösterilen bazı kişileri soruşturmaya tabi kılmak (sadece bazı olay ve soruşturmaları hukuka aykırı soruşturma biçimleri bakımından eleştirdikleri için) ve .'ın kitabının basılmasına mani olmak için yapıldığım belirttiği,...'nın yukarda belirtilen dilekçesinde kendisinin yeniden cezaevinden getirtilerek beyanının alınması, redaktör ., ... isimli ., ., kitabın yayına hazırlanmasında görev alan yayınevi görevlileri tasarımcı, düzenleyici vs. kişiler ile yayınevi avukatı Haşan beyanlarının alınmasını, yayınevi bilgisayarları üzerinde redaksiyon sürecindeki değişiklikler ve diğer belgelerin tarihi, şekli vs. konularda teknik bilgisayar uzmanlarınca bilirkişi incelemesi yapılması taleplerini tekrar ettiğini ve tahliyesini istediğini bildirdiği,... Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 02.08.2011 tarihli üst yazısına; tespit tutanağı, içeriğinde ., ., .ve.isimli kitabın dijital hallerinin bulunduğu ., ., ., ... isimli . belgeleri, . İsimli kitabın dijital halinin yer aldığı belgenin teknik özellikleri ve kitabın dijital ile basılmış halinin içindekiler bölümü, .isimli kitabın ., ., ., ., ., . numaralı sayfalan arası, .-.numaralı sayfalan arası, .-. numaralı sayfalan arası, .-.numaralı sayfalan arası, .-. numaralı sayfalan arası, .-. numaralı sayfalan arası, .-., .-., .-., .-. numaralı sayfalan arasının fotokopileri, ...’nın tanık ifade tutanağı, .’dan el konulan “.” İsimli word belgesi, “Kimin hususi yazan ya da . başta olmak üzere tüm .yazarları entelektüel anlamda düelloya davet ediyorum” İsimli doküman, ...’in ve ..’nun köşe yazılan, ... ve kitabı hakkında ...’in köşe yazılan ve . TV’de çıkan haberlerin çıktıları eklenerek ... Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 250. maddesi ile yetkili birimine gönderildiği,...’nın 04.08.2011 tarihli dilekçe ile tutukluluğun devamı kararına itiraz ettiği, dilekçede özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından 14.03.2011 tarihinde ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimi tarafından tutuklandığını, kendisi tarafından yazılan kitabın ... örgütünün talimatıyla yazdığı veya ... tarafından yazdırıldığının iddia edildiğini, örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerle ilişkisi olmadığı gibi kitabın tarafından yazıldığı, başka kimsenin etkisinin olmadığına dair yayınevi belgeleri ve redaksiyon süreci ile ilgili delillerin bir kısmım savcılık makamına sunduğunu, ayrıca diğer delillerin araştırılması, olayla ilgili bilgi sahibi olan yayınevi görevlileri ile redaksiyoncuları tanık olarak gösterdiğini, lehine olan delillerin toplanmasını talep ettiğini, belgeler incelenmeden tutukluluğunun devamına karar verildiğini, karara itiraz ettiğini ifade ettiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250 maddesi İle yetkili) 2010/857 soruşturma, 2011/329 karar, 25.08.2011 tarihli karan İle "ayırma karan" verildiği, kararda şüphelilerin; ... ., ., ., ., ..., ., ... ., ., ., ... ., ., ..., .., .. .' ve .olarak gösterildiği, ayırma karanıun gerekçesinin; belirtilen şüpheliler hakkındaki soruşturmanın tamamlanması ve haklarında kamu davası açılacağı olarak belirlendiği ve teftik edilen evrakın soruşturmanın 2011/1657 sırasına kaydedildiği, Cumhuriyet Savcısı’nın ... (.) olduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK 250 maddesi ile yetkili) 2011/1657 soruşturma, 2011/605 esas, 2011/425 iddianame, 26.08.2011 tarihli iddianamesi ile ... CMK 250. maddesi ile yetkili Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,İddianamede;Şikâyetçinin ... ., Şüphelilerin ., ... ., . ., ., ., ..., ., ., ..., ..., . ... .ve .Atılı suçların; silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, devletin güvenliğine İlişkin gizli belgeleri temin etme, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aylan olarak kişisel verileri kaydetmek ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlan,Suç tarihinin; 14.02.2011-03.03.2011 tarihleri,Delillerin; iddia, kısmi iddia, çelişkili savunmalar, tanık beyanları, mahkeme kararlan, tutanaklar, iletişim tespit tutanakları bilirkişi inceleme raporları, emanet makbuzları nüfus ve sabıka kayıtlan ile tüm dosya kapsamı olduğu,Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, "." dokümanında belirtilen stratejinin aynen uygulandığı ve bu kapsamda Emniyet Müdürü.'ya "." isimli kitabınyazdırıldığı anlaşılmıştır."." isimli kitabın . TV'den ele geçirilen dijital hali ile kitabın basılmış hali mukayese edildiğinde; kitabın ismi, künyesi, içindekiler kısımlarında ve içeriğinde bir takım farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla . TV'den ele geçirilen dijital haldeki belgenin "." isimli kitabın taslak halinin olduğu, bu durumun da söz konusu kitabın özellikle 2. Bölümünün . Silahlı Terör örgütü tarafından hazırlandığını ortaya koyduğu anlaşılmıştır.Ayrıca ." isimli kitabın içeriği ayrıntılı olarak incelendiğinde, kitabın birinci bölümü ile 2. Bölümü arasında düşünce ve görüş açısından farklılıkların olduğu, bu farklılıklar ele alındığında kitabın 2. Bölümünün .Silahlı Terör örgütünün talimat ve yönlendirmeleri ile hazırlandığının anlaşıldığı görülmüştür.." isimli kitap incelendiğinde, .TV'den ele geçirilen ". isimli belgede yazan talimatların bizzat yerine getirildiği, dolayısıyla . isindi kitabın özellikle ikinci bölümünün . Silahlı Terör örgütünün talimat ve yönlendirmeleri ile hazırlandığı anlaşılmıştır.20.02.2008 günü ...’nın . Soruşturmasına katkı sağlamak amacıyla kendiliğinden Başsavcılığımıza gelerek tanık sıfatı ile ifade verdiği, bu ifadesinde. Silahlı Terör Örgütü tarafından yazdırıldığı anlaşılan kitabın ikinci bölümündeki görüşlerin aksine farklı görüşler belirttiği görülmüştür....'in gazetedeki köşesinde "Haliçte Yaşayan Simonlar" kitabından alıntı yaptığım belirterek yazdığı kısımların kitabın basılmış halinden değil de taslak halinden alıntı yaptığı anlaşılmaktadır. Bu faaliyetler de ...'in, ... ile irtibat sağladığım ve onu yönlendirdiğini açıkça göstermektedir. Dolayısıyla tespit edilen bu çelişkiler kitabı ikinci bölümünün ... tarafından kaleme alınmadığını,. TV'de ele geçirde notlarda belirtildiği gibi tamamen . Silahlı Terör Örgütünün talimat v yönlendirmeleri ile referandum öncesi milli iradeyi etkilemek .soruşturmasını v dava sürecini boşa çıkarmak ve davanın kamuoyunda inanılırlığını ortadan kaldırmak soruşturma savcılarının ve kolluk görevlilerinin güvenirliğini mesnetsiz iddialar ile zedelemek ayrıca kovuşturmaları yürüten mahkemeleri baskı altına alıp yürüyen davaları etki altına almak örgütün deşifre olmasını engellemek amacıyla hazırlandığım ortaya koymaktadır.Yukarıda ayrıntılarıyla sunulan bütün bilgi ve belgelerdeki delillere göre şüpheli ...’nın. örgüt dokümanında belirtilen kamuoyunun yakından tanıdığı ye güvendiği kişilere, ergenekon ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması şeklindeki strateji kapsamında; . Silahlı Terör Örgütünün talimat ve yönlendirmeleri ile ” isimli kitabı yazdığı, kitapta sanık .’in etkisi ve yönlendirmelerinin olduğu,Kitabın birinci ve ikinci bölümünde birçok düşünce ve görüş ayrılıklarının olduğu, kitapta ." isimli örgütsel notta belirtilen talimatların aynen yerine getirildiği.TV'den ele geçirilen kitabın dijital halinin kitap yayınlanmadan 6 (altı) gün önce . TV'ye geldiği ve ... TV çalışanlarının kontrolünden geçtiği, kitabın dijital hali ile basılmış hali arasında farklılıkların olduğu,Kitabın ikinci bölümünün ... tarafından kaleme alınmadığı, . TV'de ele geçirilen örgütsel notlarda belirtildiği gibi tamamen . Silahlı Terör örgütünün talimat ve yönlendirmeleri ile referandum öncesi milli iradeyi etkilemek, .soruşturmasını ve dava sürecim boşa çıkarmak ve davanın kamuoyunda inanılırlığını ortadan kaldırmak, soruşturma savcılarının ve kolluk görevlilerinin güvenirliğini mesnetsiz iddialar ile zedelemek ayrıca kovuşturmaları yürüten mahkemeleri baskı altına alıp yürüyen davaları etki altına almak amacıyla hazırlandığı,
... Silahlı Terör Örgütünün talimatlarının ...'in yönlendirmeleriyle ...'ya aktarıldığı, ayrıca ...'mn ... ile geçmişe dayalı samimi ilişkisinin olduğu telefon görüşmelerinden ve diğer delillerden anlaşılmıştır. ...’mn, ... .'ın talimatı ve ...'in yönlendirmesi doğrultusunda hareket ettiği ve 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum öncesi ülke gündemini etkilemeyi ve yönlendirmeyi amaçladığı anlaşılmıştır.Yukarıda ayrıntılarıyla sunulan bütün bilgi ve belgelerdeki delillere göre şüpheli ...'nın;... Silahlı Terör Örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlayarak örgüte yardım ettiği anlaşılmakla, Üzerine atılı eylemlerine uyan; Türk Ceza Kanunu'mm 220/7,314/3 maddeleri delaletiyle Türk Ceza Kanunu'nun 314/2. maddesi ve Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesi gereğince cezalandırılması ve hakkında TCK.’nın 53 ve 58/9. maddelerinin uygulanması talep edilmiştir. ”Şeklinde olduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.09.2011 tarihli kararı ile iddianamenin kabulüne karar verildiği, gerekçenin aynen; “incelenen iddianamede Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3 maddesindeki bilgilerin yer aldığı, yüklenen suçu oluşturan olayların mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklandığı, sanıkların aleyhine ve lehine olan hususların İleri sürüldüğü, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği anlaşıldığından” biçiminde olduğu,... 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nce 12.09.2011 tarihinde tensip zaptının düzenlendiği, tensipte sanıklar ., ., ., ..., ... ., ., ., ..., ., ., ... ve ... .r’ın üzerlerine atılı suçun yasal yaptırımı olan sevk maddelerinin alt ve üst sınırlarına, suç ve tutukluma tarihine nazaran kaçma şüphesi devam ettiğinden, atılı suçun CMK 100/3-a maddesinde yazılı suçlardan olması, kuvvetli suç şüphesini gösteren olgu kriterinin mevcut dosyada devam etmesi, delilleri karartma İhtimalinin bulunması ve bu nedenle koruma tedbirlerinin de uygulanması yeterli olmayacağından tutuklama sebepleri kalkmadığından sanıklar ve müdafilerinin bu tarihe kadar mahkemeye intikal eden dilekçelerindeki tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, sanıklar ... Mümtaz tdil ve İklim Ayfer Kaleli’ye iddianamenin tebliği ile duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmasına, müşteki ... ... Ilıcak’a davetiye çıkarılmasına, sanık ...ile İlgili ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/191 esas sayılı dava dosyasındaki iddianameden sanık ile ilgili bölümlerinin onaylı bir örneğinin istenilmesine, iddia edilen ... terör örgütü ile ilgili İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılarak bilgi notu istenilmesine, sanık .’nun bağlı bulunduğu kuruma idari yönden gereğinin takdir ve ifası için iddianamenin gönderilmesine, sanıklar ., ..., . ... .ve. müdafilerinin soruşturma sırasında el konulan bilgisayar kütüklerinin imaj kopyalarının verilmesine ilişkin talebin kabulüne, tüm sanıklar ve müdafilerinin dosyadaki tüm belge ve dokümanların bir Örneğinin makul süre içerisinde verilmesine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), üye Hâkimler ... (.) ve ...’den oluştuğu,Şüpheliler savunmalarında:... eski hâlen . Cumhuriyet Savcısı HSYK 2. Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen ...’ün, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 30.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını yapmadığı, ... eski hâlen ... Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 10.02.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi İçerisinde savunmada bulunmadığı,
... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’a tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 24.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 09.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait duruşma tutanaklan ile ... Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2015 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının tarafına gönderilmesini, ek savunma süresi verilmesini talep ettiği ve akabinde devam eden bir yargılamada hakkında neye göre bir hükme varıldığının anlaşılamadığı, davanın devam etmesi sebebiyle ilgilinin ceza almasının da ihtimal dahilinde olduğu, mütalaalarının hukuk ve dosya ile uyumlu bulunduğu, İlgilinin ve müdafinin taleplerine uygun olarak ve lehe olan delillerin toplanması gayesi ile yeniden bilirkişi incelemesi, yapılması,. isimli şahsın tanık olarak dinlenmesi, .yetkili makamlarına talimat yazılması istemlerini mahkemeden talep ettiği, diğer taraftan tutuklamanın devamına dair mütalaaların hukuki bir görüşün açıklaması niteliğinde olduğu, nihai karar niteliği taşımadığı için mahkemeyi ve taraftan bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, kaldı ki açıklanan mütalaaların dosya içeriğine ve delil durumuna uygun olduğunun aşikar olduğu, ilgili hakkında birden fazla kamu davası açıldığı ve birden fazla davadan tutuklu bulunduğu için hangi tutuklama müzekkeresi ile infaza başlandığının açıklanmasının gerektiği, verdiği mütalaalardan sonraki tarihlerde çıkan ve disiplin cezalarım af kapsamına alan ve lehine olan yasaların nazara alınması ile vaki soruşturmanın sonlandınlması gerektiği hususlarım bildirdiği, ...’ın 09.02.2017 tarihli dilekçesinde talep ettiği savunma için ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması, ... 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait duruşma tutanakları ile ... Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2015 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar suretinin gönderilmesi talebinin 16.01.2017 tarih, 01/16-31 sayılı yazımıza ekli belgelerin gönderilmiş olması sebebiyle başkaca bilgi ve belge gönderilmesi talebinin reddine 13.02.2017 tarihinde karar verildiği ve adı geçene tebliğ edildiği, ... Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkan imasına karar verilen ...’ya tutuklu bulunduğu ... Kapalı Cezaevi’nde 16.01.2017 tarih, 01/16-39 sayılı savunma yazısının ... Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile 23.01.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ilgilinin 13.02.2017 tarihine kadar savunmada bulunmadığı, ... eski hâlen Bolu Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen ...’ya tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 18.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 30.01.2017 tarihli dilekçesinde özetle; Cumhuriyet savcısının tutuklulukla ilgili görüşünü bildirmesinin usuli işlemin tamamlanmasının ötesinde mahkemeyi bağlayıcı niteliği bulunmadığı, tutukluluğun devamına ya da tahliyeye karar verme yetkisinin mahkemesine ait olduğu, kendisi tarafından yapılan değerlendirmenin de yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında düşünülmesi gerektiği, aksi halde şu an görevde bulunan Hâkimler ., ., ... ve .’ın da keyfilikle tutukluluk halinin devamına karar yenliklerinin kabulü gerektiği, ayrıca ...’nın aynı zamanda ... 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı “.” dosyasında da tutuklu bulunmasından dolayı kendisinin görüş yazısının fiilen uygulanmadığı, mütalaasının bulunduğu dosyadaki fiili imkânsızlık ı nedeniyle hürriyeti kısıtlanmadığından iddia edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, ortada takibi gerektirir bir suç ve suçlu bulunmaması nedeniyle 1 numaralı iddia ile ilgili olarak kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verilmesi, 2 numaralı iddia ile ilgili olarak da hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca adli, HSYK tarafından da idari soruşturmalar bulunması nedeniyle CMK 223/7 maddesi uyarınca ikinci kez kovuşturma ve disiplin işlemi yapılamayacağından disiplin İşlemi ve kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi hususlarını ifade ettiği,... eski HSYK Genel Kurulu’nun tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’a tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile savunma yazısının 13.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 27.02.2017 tarihli savunmasında özetle; “Anayasa’ya, kanuna, hukuka uygun olarak vicdani kanaate göre karar vermediği” şeklindeki iddiada bahsedilen “karar” denilen hukuksal işlemden dolayı soruşturulmadığı, kendisinin soruşturmaya konu bir karar vermediği, kararların mahkemeler tarafından verilen, hukuk düzeninde kurucu etki doğuran işlemler olduğu, savcının mütalaasının tek başına hukuk düzeninde kurucu etki doğuran, nispi bile olsa bağlayıcılığı olan işlem olmadığı, yargılama aşamasında savcının mütalaası ile tutukluluk durumunda değişiklik olamayacağı, mahkemenin savcının mütalaası doğrultusunda karar vermek zorunda olmadığı, savcı mütalaasının hukuki niteliği ortada iken mahkemenin uyma zorunluluğu varmış gibi sorumluluk oluşamayacağı, ...’yı cezaevinde tutanın mütalaa değil mahkeme karan olduğu, mütalaa lehe ya da aleyhe de olsa mahkeme üyelerinin kararlandı savcıların görüşünden bağımsız olarak verdikleri, kendisinin üç gün gibi kısa süre içerisinde onlarca klasörden oluşan dosyayı incelediği ve vicdani kanaatine uygun bir görüş belirttiği, konunun bu kadar net ve basit olduğu, hakkında soruşturma açılan mütalaa verme işleminin bir terör eylemi olarak nitelendirilemeyeceği, ... aleyhine mütalaa vermek için.’den talimat aldığının neyle ispatlandığı, tanık, ses kaydı, mesaj olup olmadığı, "şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin nereye gittiği, dosyasında bir terör örgütü üyesi olduğuna dair delil olmadığından emin olduğu, mütalaa verdiği tarihin 17-25 Aralık 2013 tarihinden önce olduğu, bu tarihten önceki fiillerin terör örgütü faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği, soruşturmaya konu kamuoyunda “... TV” davası olarak bilinen davanın yargılamasının henüz bitmediği, dolayısıyla şikâyetçi ...’nın hukuki durumunun kesinleşmediği, henüz devam eden, karar bile verilmeyen bir yargılama dosyasının müfettiş tarafından incelenerek hakkında delil olmadığı halde kasıtlı olarak ... hakkında aleyhe görüş bildirdiğine hükmedildiği, bu halde yargılamaya gerek bulunmadığı, ...’nın hatırladığı kadarı ile bahse konu yargılamada tutuklu kalmadığı, zaten “Devrimci Karargâh” dosyasında tutuklu bulunduğu, cezaevin kayıtlarından ...’nın hangi tutuklama müzekkerelerinden hangi tarihler arasında tutuklu bulunduğunun sorulması gerektiği, kayıtlar incelendikten sonra şayet ...’nın “... TV” davasından dolayı tutukluluğunun infazına verdiği mütalaadan sonra başlandığının tespiti halinde usuli tutukluluktan dolayı mağduriyetinin ne olduğu hususunun izaha muhtaç bulunduğu, bu yargılamada şikâyetçi aleyhine tutuklama karan veren, tutuklamaya yönelik itirazlara red karan veren tüm hâkim ve Cumhuriyet savcıları hakkında soruşturma açılıp açılmadığı, aynı kararlan bu hâkimler de verdiğine göre bunlarında mı örgütten talimat alarak karar verdikleri, hakkındaki soruşturma raporunda isimleri geçen ancak meslekten ihraç listelerinde yer almayan ... ve Fikret Demir hakkında soruşturma açılıp açılmadığı, 19 yıllık memuriyet hayatında rüşvet almaktan, uyuşturucu kaçırmaktan, ahlâksız hayat sürmekten, ... takipçiliği yapmaktan, avukat bürolarında ... bağlamaktan, esnaftan ve eşraftan borç almaktan dolayı soruşturulmadığı, 13.02.2017 tarihine kadar hiçbir iddia ve ithamla ilgili savunmasının istenmediği, işini nasıl yaptığım ... Adliyesi ve Önceden çalıştığı adliyelerdeki birlikte çalıştığı herkesin İyi bildiği, 2011 yılı Mart ayından 2014 yılı başına kadar ... Cumhuriyet Başsavcılığı CMK 250 ve TMK 10 maddesi İle görevli biriminde Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştığı, terör örgütleri ve çıkar amaçlı suç örgütleri ile ilgili çok sayıda soruşturma yaptığı, bu soruşturmalar ile ilgili savunmasının istenmediği, dosyalarının üç yılı aşkın süredir müfettişler tarafından incelendiği, üç yıl sonra savunmasının islendiği konunun bir mütalaa yazısı olduğu, birileri mel’un bir darbe planladı diye devleti yıkmakla ve terör örgütü üyesi olmakla itham edilip cezaevine tıkıldığı, 16 Temmuz 2016 tarihinde HSYK’nın kendisini terör örgütü üyesi ilan ettiği karan almak için toplandığı saatlerde nöbetçi Cumhuriyet savcısı olarak görevinin başında olduğu saat 17.20’ye kadar ifade aldığı ve otopsi yaptığı, tutuklamaya sevk İşlemlerinde bulunduğu, terörist olmadığı, suç işlemediğinden emin olduğu konularını belirttiği ve aynı tarihli dilekçede; onlarca klasörden oluşan “... TV” dosyasının ayrıntılarını hatırlamasının mümkün olmadığını, müfettiş raporunun dosyanın tüm ayrıntılarını içermediğini, savunmaya esas olmak üzere yargılama dosyası içerisinde bulunan iddianame, bilirkişi raporları, ... hakkında tanzim edilen tüm tutanaklar, duruşma zabıtları ve ... hakkında tanzim edilen tutuklama müzekkerelerinin tarafına gönderilmesini, yine .nın tutuklu kaldığı cezaevinden hangi tutuklama müzekkeresinden hangi tarihler arasında tutuklu kaldığı, “... TV” dosyasından dolayı tutukluluğa ilişkin infaz yapılıp yapılmadığının sorulması ile cevabi yazının bir örneğinin tarafına gönderilmesini, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan yürütülen j soruşturma dosyasındaki delillerin de tarafına bildirilmesini talep ettiği, 14.03.2017 tarih 03/14-03 sayılı yazı ile; ... 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayıl/ dosyasına ait inceleme tutanağı, ... imzalı 29.03.2012 tarihli ...’nın tutukluluk kararına yaptığı itirazın reddine karar verilmesi yönündeki mütalaa suretti ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti HSYK Müfettişliği’nin 16.01.2017 tarih, 01/16-12 sayılı yazı ile gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine karar verilerek adı geçene tebliğ için ... Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
... eski HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’in, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli menus adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 24.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi İçerisinde savunmasını yapmadığı, ...’in ... Kapalı Cezaevi Müdürlüğü kanalı ile gönderdiği 22.03.2017 tarihli dilekçede; 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsünün akabinde hakkında yakalama karan çıkarıldığını ancak zabıtada ve cezaevlerindeki yoğun işkence haberleri sebebiyle ilgili makama teslim olmadığım, bu süreçte farklı yerlerde yaşamım sürdürdüğünü, bu nedenle ailesi ile tüm irtibatının kesildiğini, 20.02.2017 tarihinde tutuklanarak ... Cezaevine konulduğunu, 12 Nisan 2017 tarihinde Yargıtay 16.Ceza Dairesi’nde “Selam Tevhid” soruşturması kapsamında yapılacak duruşmaya hazırlanmak için evinde bulunan tüm belge ve dosyalan eşinden talep ettiğim, gelen belgeleri avukatı marifetiyle incelerken soruşturma yazısına 19.03.2017 tarihinde rastladığı, soruşturmanın varlığından bu şekilde haberdar olduğunu, savunma hazırlamak için 20 günlük süre verilmiş ise de bu sürede savunma hazırlamasının mümkün olmadığını, bu sebeplerle 19.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek olan 20 günlük savunma süresine en az 45 gün süre eklenmesinin zaruri olduğunu belirtmiş ise de; adı geçene hakkında yakalama karan bulunması ve dolayısıyla kaçak olması sebebiyle Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca memis adresine savunma yazısının usulüne uygun olarak 24.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, savunma süresinin 09.02.2017 tarihinde dolduğu, savunma süresinin tamamlanmasından sonraki tarih olan 20.02.2017 tarihinde yakalanması sebebiyle adı geçene yeniden savunma yazısı gönderilmediği ve ek süre verilmediği,... eski HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’ye tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 23.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 27.01.2017 tarihli dilekçesinde Özetle; savunma hazırlayabilmek için dosyanın duruşma savcısının kim olduğu ve mazeretinin hangi tarihte haşladığının bildirilmesi, görevlendirmeye İlişkin Başsavcı vekili yazısı ile tebliğ tebellüğ belgesinin gönderilmesi, ilgili dosyanın iddianamesi, iddianamede gerekçe yapılan tüm deliller, hazırlık tahkikatı evrakı, bilirkişi raporları ve tüm duruşma tutanaklarının gönderilmesi, hangi tarihte, kimden, ne şekilde ve hangi talimatı aldığına dair iddiaların somut dayanak belgelerinin gönderilmesi, hangi emniyet görevlisi ile nerede, ne zaman İlgili dosya hakkında görüşüp ... birliği yaptığına dair tüm somut bilgi ve belgelerin gönderilmesi, ilgili soruşturma evrakının kaç klasör ye sayfadan oluştuğunun bildirilmesi, savunma hazırlayabilmek için bilgisayar temini, avukat tutma imkânı bulunmadığından müdafi tayini ve 3 aylık ek savunma süresi verilmesi taleplerinde bulunduğu, 31.01.2017 tarih, 01/31-03 sayılı yazı ile; savunma yazısında ... 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı (340 sayfa), ... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/14 esas sayılı dosyasının 12.12.2013 tarihli oturumuna ait duruşma tutanağı sureti ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, bilgisayar temini ve müdafi tayini yönündeki taleplerin Müfettişliğimizce yapılacak bir işlem bulunmadığından ilgili mevzuat çerçevesinde Cezaevi Müdürlüğü ya da Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile değerlendirilmesine, savunma için üç aylık ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması nedeniyle reddine karar 1 verildiği ve adı geçene tebliğ için gönderildiği, bahse konu yazının ... Cumhuriyet; Başsavcılığı kanalı ile 16.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ...’nin 13.02.2017 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı ile gönderdiği yazısında istemlerinden hiç birine olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğini bildirdiği, 16.02.2017 tarih, 02/16-04 sayılı yazı ile cevap verildiği, aynı konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığı hususunun bildirilmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazıldığı, yazının ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin aynı tarihli dilekçesinde savunmada da bulunduğu, savunmasında özetle; “Gezi olayları” olarak bilinen toplumsal olaylar sonrasında ... TMK 10 maddesi İle görevli Cumhuriyet savcılarının yetersiz olduğunun dile\ getirilmesi üzerine diğer 3 savcı ile birlikte ... TMK 10 maddesi ile görevli Başsavcı ' Vekilliğinde Cumhuriyet savcısı olarak görevlendirildiği, ... bölümü ile de ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yedek duruşma savcısı olduğu, mahkemenin duruşma savcısının mazeretli olduğunun belirtilmesi üzerine mahkemenin 12.12.2013 tarihinde yapılan duruşmasına katıldığı, duruşmaya katılacağı hususunun aynı gün veya bir gün önce öğleden sonra tarafına bildirildiği, yargılama dosyasının onlarca klasörden oluştuğunu hatırladığı, kısıtlı süre içerisinde yaptığı inceleme sonucunda mevcut iddianame, iddianameye dayanak bilgi ve belgeler, duruşma tutanakları, tutukluluk bilgileri ve duruşmanın seyri doğrultusunda hukuk bilgisi, kanunlara vukufiyeti, mesleki tecrübesi ve teamüller gereğince duruşma tutanağında yazılı olduğu şekilde mütalaada bulunduğu, tarafına yöneltilen isnat hakkında herhangi bir bilgi ve belge belirtilmediği, hangi delillere dayanılarak bu isnatta bulunulduğunun belgelendirilmediği, herhangi bir örgütün üyesi olmadığı gibi örgütle irtibatı, iltisâkı ve sempatizanlığının bulunmadığı, savunmaya esas disiplin soruşturmasının neticeye bağlanabilmesi için hakkında yürütülen adli ve disiplin soruşturmalarının neticesinin beklenmesi gerektiği, her iki soruşturmanın da derdest olduğu, ayrıca “Anayasa’ya, kanun ve hukuka uygun olarak kanaate göre karar vermediği, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmayacak, ... yapılanmasının içine girerek örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygulan ile hareket ettiği” iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğu, tarafına gönderilen belgelerde bu sonuca vardırılacak bilgi ve belge bulunmadığı, savunma talep yazısında ve İnceleme tutanağı kapsamında, mahkeme heyeti ile kendisinin Örgüt hiyerarşisi içerisinde hareket ettiklerinin İddia edildiği, oysa kendisinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi mütalaasında bulunduğu halde heyetçe tahliyeye karar verildiği, iddianın doğru olması halinde mütalaa ile mahkeme kararının aynı doğrultuda olması gerektiği, tahliye karan verilmiş olması ile de kendisinin mütalaası yönünden bir mağduriyetin meydana gelmediği, müşteki ...'nın sanık olarak yargılandığı davanın henüz netleşmediği, yargılama sonucunda verilecek kararın kesinleşmesi üzerine bir değerlendirme yapılabileceği, yargılamanın tamamlanması, tüm yasa yollarının belirtilmesi, kararın kesinleşmesi üzerine verilen mütalaanın müştekinin mağduriyetine sebebiyet vermiş olması durumunda vaki şikayete istinaden inceleme ve soruşturma sürecinin başlatılması gerektiği gibi tüm yasa yolları tüketildikten sonra müştekinin dosya kapsamında mağduriyetine sebebiyet vermiş olduğunun anlaşılması halinde dahi mütalaanın müştekinin herhangi bir şekilde mağduriyetine sebebiyet vermediği için kendisi ile ilgili evrakın inceleme aşamasında barıkalırak soruşturma izni verilmemesi gerektiği, bu aşamalar tamamlanmadan herhangi bir disiplin cezası tayini yoluna gidilmesinin ileride telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebebiyet vereceği, tüm hususlar gözetilerek talepleri kabul edilmediği takdirde savunmaya itibar edilerek isnada ilişkin ceza verilmesine yer olmadığına ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi konularının ifade ettiği, İbrahim Okur, Nilgün Hacımahmutoğlu ve ... Ertosun’un dinlenmelerini istediği, mahkeme 19.07.2016 başkanı olarak atandıktan sonra “... TV” dosyasını esastan incelemeye başladığı, davada hukuki sıkıntılar olduğunu fark ettiği, aşama aşama ara kararlan ile bu sıkıntıları çözmeye çalıştığı, duruşmasına çıktığı tüm celselerde görüleceği üzere sanık, sanık müdafileri ve diğer tüm kişilerin taleplerini hukuki çerçevede kabul ettiği gibi tahliyeye yönelik talepleri de en ince aynntısına kadar İnceleyerek aşama aşama kabul ettikleri, ..., Sait Çakır, ... ve ... Şık’m tahliyeleri sonrasında ...’dan açıkça “sen de ergenekonculann gözüne girmeye çalışıyorsun” şeklinde söz işittiği, kendisinin de “herkes kendi İşine baksın” biçiminde cevap verdiği, bu gayretlerini fark eden dosyanın sanıklarından Müyesser Uğur’un “dilekçe çetesine yaptığınız işlemler sebebi ile teşekkür ederiz”, Yalçın Küçük’ün tahliyeler sonrası “verdiğiniz kararlar ile davadaki kumpas kısmını çökerttiniz. Sen bizim mahkememlzsin. ... Fetullah’ın mahkemesidir” şeklinde sözler söyledikleri yine ...’in yazdığı kitabında “algılarla olguları ayrıştıracağız” cümlesini önemsediğini söylediği ve bu ibarenin olduğu kitabı imzalayarak kendisine getirdiği, Hanefi Avct’nm soruşturmaya konu yargılama dosyasında bir gün dahi tutuklu kalmadığı dolayısıyla özgürlüğünün kısıtlanmadığı, ...’mn başka bir dosyadan tutuklu bulunduğu, infazının o dosyadan yürüdüğü, meslek hayatı, ... iline atanması, ... 16.Ağır Ceza Mahkemesi ne getirilme süreci ve yargılama dosyasındaki davranış tarzı ve kararlan ile bu dosyadaki sanıkların şahsına yönelik davramşlan dönem atmosferi de düşünülerek nazara alındığında ... terör örgütü ile bir İlgisinin olmadığı ve onların yönlendirmesi ile hareket etmediğinin anlaşılacağı, o dönemdeki paralel yapıya yakın basında tahliye karan sonrasında hakkında çıkan haber ve yorumların bunun en büyük delili olduğu, ...’da çalıştığı dönem İçerisinde de verdiği kararlar sebebiyle “ergenekoncu” yaptası yapıştınldığı, böyle bir yapı ile de alakasının bulunmadığı, tüm kararlannı hak ve hukuka uygun olarak vicdani kanaati ile verdiği, savunmasına teşkil etmek üzere yargılamada görev alan hâkim, zabıt kâtibi, yazı işleri müdürü, sanık müdafi Avukat ... ve .ün tanık olarak dinlenilmesi talebi bulunduğu,
... (kapatılan TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkan İmasına karar verilen şüpheli ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memİs adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 18.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını yapmadığı, ... (kapatılan TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkan imasına karar verilen şüpheli ... San’ya tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının tarihînde tebliğ edildiği, adı geçenin 08.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; maddi imkânsızlık sebebiyle CMK uyannca Baro tarafından müdafi atanması ve cezaevinde görüşme imkânının sağlanması, ... 16.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/14 esas sayılı dosyasının bir örneğinin CD ortamında gönderilmesi ve cezaevinde bilgisayardan faydalanmaya izin verilmesi, ...’nın başkaca suçtan da tutuklu olduğu, bahse konu dosyada tutuklama kararının infaz görmemesinden dolayı bu hususun cezaevi kayıtlarından temini, soruşturma izin teklifi ve olur kararından bir suretinin gönderilmesi, sözlü savunmada bulunabilmesine imkân tanınması, varsa aleyhe olan delillerin gönderilmesi, 2 aydan az olmamak üzere savunma için ek süre verilmesi, aynı kararlara imza attığı diğer hâkimlerin tanık olarak dinlenilmesini istediği, 16.02.2017 tarih, 02/16-01 sayılı yazı ile; ... 18.Ağır Ceza Mahkemesi’nİn 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı (340 sayfı), ... 22.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/103 değişik ..., 11.10.2013 tarihli İtirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karar sureti (1 sayfa), ... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ilin 2013/80 değişik ..., 02.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karar sureti (1 sayfa) ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, bilgisayar temini ve müdafi tayini yönündeki taleplerin savunma bizzat müfettiş tarafından sözlü olarak alınacağından bu konuda ... Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına, tanık dinlenmesi yönündeki talebin, dinlenmesi istenen kişiler hakkında inceleme bulunması ve dosya kapsamı nazara alınarak reddine, ...’mn tutukluluk durumu İle ilgili talebin bu konuda 2014/112 esas sayılı dosyaya ait inceleme tutanağında bilgi bulunduğundan reddine, savunma için ek süre verilmesi talebinin müdafi tayini suretiyle sözlü savunması alınacağından bilahare değerlendirilmesine karar verildiği ve tebliğ için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, yazının ... Culmhuriyet Başsavclığı’nca 03.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği, yine 16.02.2017 tarih, 02/16-02 sayılı yazı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına adı geçene Baro’dan müdafi tayin edilmesi yönünde yazı yazıldığı,Şüpheli eski Hakim ... San’nın 24.02.2017 tarihinde müdafi Avukat . huzurunda alman sözlü savunmasında özetle; özel mahkemelerde çalışma talebinin bulunmadığı, zira FETÖ’cülerin bu mahkemelerde çalıştıklarım ya da çalışmak istediklerini basından duyduğu, özel yetkili ... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne üye Hâkim sıfatı ile yetkisi çıkınca UYAP üzerinden ve fiilen HSYK nezdinde itiraz ettiği, itirazının kadro durumu gerekçe gösterilerek reddedildiği, bu mahkemede 8 ay çalıştığı, mahkemenin çalışma esasının, dosyaların mahkemeye gelmesini müteakip her bir dosyanın bir üye tarafından ayrı ayrı incelenmesi, sonra mahkeme başkanımn odasında toplanılması, değerlendirme yapılması, herkesin fikrini söylemesi ve bir karara varılması şeklinde olduğu, soruşturmaya konu dosyanın da bu şekilde incelendiği, 2013/80 ve 83 değişik ... sayılı kararların da ayrıntılı olarak incelenerek verildiği, hatla dosyanın kamuoyuna yansıması sebebiyle mesaiden çıkılmayarak daha fazla süre inceleme neticesi karar verildiği, kararda belirlendiği üzere tutukluluğun devamı için dosyada yeterli delilin bulunduğu, tutuklu kalınan süre, kanunda öngörülen ceza miktarı dikkate alınarak tutukluluğun devamına karar verildiği, dosyadaki delillerin gerçek olup olmadığının bilinme imkânı bulunmadığı, bunların ancak bilirkişi marifetiyle tespit edilebilecek konular olduğu, karar verirken hiç kimseden emir, talimat almadığı gibi kimsenin telkin ya da tavsiye olarak nitelendirilebilecek bir fiili de olmadığı, meslek hayati boyunca böyle bir şey ile karşılaşmadığı, bu tür tutukluluğun itirazının reddi kararlarına meslek hayatı boyunca imza attığı, tüm kararlan da kimsenin etkisi olmaksızın kendi iradesi ile verdiği, hakkmdaki iddialar, meslekten ihraç edilmesi, halikındaki soruşturma dosyası ve tüm iddialar incelendiğinde ... terör örgütü ile hiçbir ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağı, zira .’cülerin bu tür mahkemelerde çalışmak istediklerinin bilinmesine rağmen kendisinin yetkisine itiraz ettiği, kendisinden 10 yıi sonra mesleğe giren bir kişinin bir makamı getirilirken meslek hayatı boyunca herhangi bir unvanlı görevde çalışmadığı, talep ettiği bir yerde görev yapmadığı, .’cüler yurt dışında kurs vb yerlere gittikleri halde kendisinin! pasaport dahi almadığı, kurs, seminer gibi yerlere çağırılmadığı, .’cüler 2010 yılında! HSYK seçimlerini kazandıkları halde eşinden dolayı sık sık ...’ya gitmesine rağmen \ HSYK binasından içeri girip kimse ile görüşmediği, 2014 HSYK seçimlerinde hiçbir \ .’cüyü adliyelerde gezdirmediği, kimse için oy istemediği, seçim için kimseyi \ aramadığı,.’cü olabilecek kişilerin düzenledikleri herhangi bir organizasyona katılmadığı, hiçbir şifreli programı kullanmadığı, İhraç ve soruşturma dosyalarında .’cülerin kullandığı ya da “.’cü olma kriteri” diye açıklanan hiçbir kritere sahip olmadığı, tam aksine her ortamda .’cülerin yaptığı iddia edilen olayların yanlış olduğunu, yargı İçinde böyle bir örgütlenmenin hata olduğunu söyleyerek eleştiride bulunduğu, HSYK binasına gitmediği, .’cülerle görüşmediği, HSYK seçimlerinde çalışmadığı hususlarının kamera kayıtlarından anlaşılabileceği, . ile bir ilgisi bulunsaydı kriterlerden en az birinin kendisinde bulunacağı, hemşehri arkadaşları ile düzenledikleri yemekli toplantıların . Belediyesi Sosyal Tesislerindeki kamera ile sabit olduğu, .Partili kişilerin bu yemeklere geldiği ve konuşmacı olarak bulundukları, burada.’nün j yaptığı yanlışların anlatıldığı, bu sebeple.’ye hiçbir zaman sempati duymadığı, I soruşturma dosyalarında . ile İrtibatı olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge i bulunmadığı, hakkında soruşturma bulunmasının bahse konu kararlan örgüt bünyesinde verdiğini göstermeyeceği, aynı heyette birlikte karar verdikleri .in ... 22.Ağır Ceza Mahkemesi Başkam, ...’mn da ... Hâkimi olduğu, bildiği kadarı ile bunlar hakkında soruşturma bulunmadığı hususlarını bildirdiği,... (kapatılan 250. Maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kunılu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan İle meslekten çıkan İmasına karar verilen şüpheli ...’e tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 23.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 09.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; HSYK Kanunu’nun 17/4 maddesine göre yargı yetkisine, yargısal takdire kanşılamayacağı, HSYK ve müfettişlerin yerindelik denetimi yasağma aykın İşlem yaptıklan, 2802 sayılı Yasa’mn 97/1 maddesindeki “kanun yollarına başvuru sebebiyle ileri sürülebilecek veya hâkimlerin yargı yetkisine, takdirine ilişkin ihbar ve şikâyetler işleme konulmaz” hükmünün ihlal edildiği, henüz Yargıtay/İstinaf gibi kamın yollarından geçmeden ve kesinleşmiş bir karar bulunmadan dosyadaki sanıklar hakkında hangi yollarla, hangi dayanaklarla “atılı suçlarda yasal unsurların oluşmadığı” ve “dosyada sanığın iştirakine ilişkin delil bulunmadığı” şeklindeki takdir hakkı kullanıldığının açıklanmasına ihtiyaç bulunduğu, idari tasarrufların dosyanın delili olarak sunulduğu, ... ve ... Cumhuriyet Başsavcılıkları ortak yapımı soruşturmada ve HSYK’nın meslekten çıkarma kararında hukuka uygun herhangi bir somut delil, somut eylem isnadının bulunmadığı, hakkında terör örgütü eylemi isnadının delilleri bulunuyorsa başka dosyalarda bulunan delillere değil dosyanın delillerine referans yapılmasına ihtiyaç bulunduğu, MGK kararlan gibi idari kararlar ile yapılan hukuken bir geçerliliği olmayan iltisak, irtibat gibi belirsiz tanımlarla yapılan suç isnadlannın TCK. 6/1-j maddesi anlamında örgüt mensubu tanımında yer almadığına göre hangi bakımdan kanaate yol açtığı konulanna yer vermediği, aynca aynı tarihli dilekçesinde; HSYK 3.Dairesi’nin 19.12.2016 tarih ve 2016/12157 karar sayılı soruşturma izin teklifi, olur karan ve 15 gün içinde yazılması gereken gerekçeli karann verilmesi, her türlü İdari karar ve fişlemeler dışındaki adli hukuki delillerin verilmesi, Yargıtay’da bulunan dosyadaki soruşturma evraklarının celbi ile verilmesi, soruşturma dosyasındaki deliller ile tüm dosyanın inceleme için fotokopi veya dijital ortamda kendisine veya avukatına verilmesi, .,., ., .ve . gibi yargı mensuplan hakkında aynı soruşturmada işlem yapılıp yapılmadığı hususunun bildirilmesi, savunmanın sözlü olarak bizzat avukat ile alınması, bunun için avukatına bilgi verilmesi, hakkmdaki diğer HSYK müfettişi tarafından yapılan HSYK 3.Dairesi’nin 21.04.2016 tarih, 2016/5192 sayılı izine dayanarak yapılan soruşturma İle örgüt suçlaması ile yapılan soruşhırmalann birleştirilerek yapılması, ... hakkuıdaki tutuklama kararının hiç infaz görmediğinin cezaevi kayıtlarından temini, tutuklulukla ilgili Yargıtay 17.Ceza Dairesi heyetinin yaptığı itiraz incelemeleri dahil terör mahkemelerinin verdiği inceleme kararlarının dosyaya getirtilmesi, sözlü savunma için 1 aydan az olmayacak süre verilmesinin istenildiği, 16.02.2017 tarih, 02/16-06 sayılı yazı ile; ... 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı (340 sayfa), ... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/23 değişik ..., 10.02.2012 tarihli tahliye talebinin reddine dair karar sureti, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/44 değişik ..., 29.03.2012 tarihli tahliye talebinin reddine dair karar sureti, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/103 değişik ..., 06.08.2012 tarihli tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karar sureti, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/125 değişik ..., 01.10.2012 tarihli tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karar sureti, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/11 değişik ..., 04.02.2013 tarihli tahliye talebinin reddine dair karar sureti, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/61 değişik ..., 26.06.2013 tarihli tahliye talebinin reddine dair karar sureti ve şikâyetçi ... ifade \ tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, avukat huzurunda sözlü savunma yapılması talebinin kabulü ile dilekçede ismi ve adresi bildirilen Avukat Coşkun Taşkın’a bildirimde bulunulmasına, ...’mn tutukluluk durumu ile ilgili talebin bu konuda 2014/112 esas sayılı dosyaya ait inceleme tutanağında bilgi bulunduğundan reddine, savunma için ek süre verilmesi talebinin avukat huzurunda sözlü savunması alınacağından bilahare değerlendirilmesine karar verilerek tebliğ için ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.03.2017 tarihinde tebliğ işlemi yapılarak buna ilişkin evrakların gönderildiği,
...’in 06.03.2017 tarihinde özel müdafi Avukat . huzurunda alınan sözlü savunmasında; 09.02.2017 tarihli dilekçesinde de ayrıntılı olarak belirlediği üzere şu an hakkında yürütülen soruşturma ile benzer nitelikte başkaca soruşturmalar bulunduğu, soruşturmalar arasında irtibat bulunduğundan birlikte yürütülmesi gerektiği, ayrı ayrı yürütülmesinin aleyhe sonuç doğuracağı, HSYK 3.Dairesi’nİn verdiği soruşturma izninde örgüt hiyerarşisi içerisinde İdeolojik bağlılık duygularıyla hareket ederek bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine aykırı olarak müşteki hakkında karar verdiği iddiası ile ilgili olarak delillerin (Yargıtay lö.Ceza Dairesi’nin 2016/2 esas sayılı dosyası, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/7041 soruşturma sayılı evrakı, HSYK Gene! Kumlu’mın hakkında verdiği ihraç karar dosyası) bu dosyaya getirtilmesi, getirilmiş ise bu dosyadaki delillerin tarafına bildirilmesi ve bu şekilde savunma alınmasının lazım geldiği, şu an yapabileceği savunmanın kendisine tebliğ edilen evraklarla sınırlı olduğu, 2014/112 esas sayılı dosyaya ilişkin olmak üzere daha önce yaptığı dosyanın tamamına ait suretlerin verilmesi hususundaki talebinin reddedildiği, dosya İnceleme tutanağında 24.08.2012 tarihli TÜBİTAK raporu ile 12.11.2012 tarihli ek TÜBİTAK raporuna inceleme tutanağında özet olarak yer verildiği, bilhassa tutuklamanın devamı kararlarında bu raporlara ayrıntılı olarak kısmen yer verildiği, dolayısıyla verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda TÜBİTAK raporlarının ayrıntılı olarak esas alınarak itiraz mercii sıfatı ile verildiği, diğer bir deyimle tutukluluğun devamına karar verilirken bahse konu bilirkişi raporlarının esas alındığı, yine tutukluluğun devamına karar verilirken ...’mn dinlenmesini istediği tanıklar ., . ... .ve .in beyanlarının da dikkate alındığı, ayrıca yine tutukluluğun devamına karar verilirken mahkemece dosyada bulunan delillerin değerlendirilmesi aşamasına geçilmediği hususu, bir kısım sanıkların savunmalarının tamamlanmamış olması, usuli itirazların değerlendirme aşamasında olması konularının gözden uzak tutulmaması gerektiği, TİB Başkanlığından ...’nın talebi üzerine e-mail trafiğinin araştırılması için yazılan yazıya verilen cevap gereği . yetkili makamlarına yazılan yazı cevabının da tutukluluğun devamına karar verildiği aşamada tamamlanmadığı, yine 13.Ağır Ceza Mahkemesinin ... dosyasının celbi, birleştirme talebi, tanıkların dinlenmesi, arama görüntülerinin celbi, ilk TÜBİTAK raporu ile ek raporun beklenmesi gibi hususlar tamamlanmadığı dönemde tutukluluk halinin devamına karar verildiği, alman bilirkişi ek raporunun, tarafların rapora karşı beyanlarına ve bu beyanlara ilişkin olmak üzere yöneltilen sorulara yönelik olduğu, raporun gelmesinin zaman aldığı, lehe ve aleyhe değerlendirme açısından bu delillerin tamamlanmasının beklenildiği, 2014/112 esas sayılı dosyaya ilişkin yargılamanın halen devam ettiği, sanıklar hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı, karar verilmediği için kanun yollarından da geçmediği, hakkında verilen soruşturma izninin takdir hakkı ile ilgili olduğu, kesinleşmeyen bir karardan dolayı soruşturma yapılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, hiç bir siyasi-sosyal grup ideolojisi ile insanları kategorize ederek dosyadaki deliller dışında şahsi kişisel nedenlerle veya başkaca reflekslerle karar vermediği, kimseye ayrımcı, toptancı yaklaşarak tutuklama değerlendirmesi yapmadığı, mahkeme heyeti ile yapılan değerlendirmeler sonucunda dosya içeriğine uygun şekilde karar verildiği, tutukluluğun devamı karan verilirken ...’nın üzerine atılı suçlar yönünden kuvvetli suç şüphesinin gözetildiği, dosyadaki deliller ve ... savunmalannm dikkate alındığı, ...’mn bahse konu 2014/112 esas sayılı dosyada isnat edilen suçlar yönünden hakkında başkaca herhangi bir soruşturma ve kovuşturmanın da bulunmadığı, yargılamada ... 9.Ağır Ceza Mahkemesi’nin ... hakkındaki dosyasının da getirtilerek incelendiği, bir bütün olarak bakıldığında hakkında yapılan tüm İnceleme ve soruşturmaların temel dayanağıma vermiş olduğu kararlar değil, ...’mn yıllar öncesinden başlayan dayanaktan yoksun, şahsi kanaatlerini içerir iddiaları olduğu, ...’mn mahkemede veya savcılıkta vermiş olduğu ifadelerde de resmi kuramlara yapmış olduğu itirazların ve şikâyetlerin incelenmemesi üzerine "Haliçte Yaşayan Simonlar” isimli kitabı yazdığını belirttiği, dosyadaki deliller özellikle dijital deliller ve bilirkişi raporları yönünden herhangi bir sahtecilik ya da usulsüzlük yapılmış ise hâkim olarak dosya kapsamı içerisinde bunu bilmesinin mümkün olmadığı, dosya kapsamında görev yapan hiç bir kolluk mensubu ile bağlantı, tanışıklık, arkadaşlık, yemek vs. sosyal münasebetinin olmadığı, bu kişilerle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği suçlamasını kabul etmediği, müşteki ...’mn vermiş olduğu kararlar yönünden kendisinin niyetini okuduğu, yukarıda belirlediği üzere verilen tutukluluğun devamına İlişkin tüm kararların hukuka, kanuna ve dosya kapsamına uygun kararlar olduğu, herhangi bir örgüte üye bulunmadığı, ... terör örgütü ile hiç bir bağının olmadığı, kararlarını herhangi bir kişi ya da örgütün talimatı ile vermediği, hakkında da hiç bir dosyada terör örgütü üyesi olarak nitelendirilebilecek bir fiil tespit edilemediği, abartılı iddialarda bulunulduğu, 17 yıllık hâkim olduğu, mesleğin başından beri askerliğe muaf olabilecek nitelikte bir hastalıkla (eklem romatizması) mesleği yürüttüğü, tüm bölgelerde başarılı olarak görev yaptığı, özel yetkili mahkemelerde çalışmayı talep etmediği aksine raporlarım ekleyerek görev süresi boyunca üniversite hastanelerine yakın yerlerde çalışmayı istediği, ... ve ... şehirlerinde çalıştığı, aynı nitelikte kararlara imza atan bazı hâkimlerin halen görevde oldukları, kendilerinin ise bu olaylardan dolayı mükerrer soruşturmalar geçirdikleri aynca 7 aydır da tutuldu bulunduğu, ...’mn bu dosyada fiilen hiç tutuklu kalmadığı, üzerime atılı fiiller yönünden bu fiillerin gerektirdiği disiplin cezalarının af kapsamına girdiği, 2802 sayılı Yasa’nın geçici 19.maddesinİn bu hükme amir olduğu, tüm bu sebeplerle üzerine atılı fillerin hiç birisini kabul etmediği, tutukluluğun devamına ilişkin kararların, kanunlar ve dosya kapsamı içerisinde kimsenin talimatı olmaksızın verilen kararlar olduklarını belirttiği, ... müdafi Avukat Coşkun Taşkın’da beyanında; müvekkilinin vermiş olduğu kararın mahkeme bünyesinde hukuka, kanuna ve dosya içeriğine uygun olarak verilmiş ve takdir hakkı kapsamında tedbir niteliğinde verilen bir karar olduğu, Hâkim savcı teminatı açısından bakıldığında bir hâkimin verdiği karar sebebi ile İnceleme veya soruşturmaya tabi kılınmasının düşünülemeyeceği, verilen tutukluğun devamına İlişkin kararların yargısal nitelikte kararlar oldukları ve nitelikleri itibariyle itiraza ve benzeri denetime tabi bulundukları, yargılamanın devam ettiği, bu açıdan bakıldığında vermiş olduğu kararlar yönünden bir soruşturmaya muhatap edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, müvekkili adına suçlamaları kabul etmediği, idari uygulamalar nedeniyle müvekkili ile görüşme olanağı kısıtlı olduğundan savunmanın bu kapsamda kaldığını ifade ettiği,
...’in ... Kapalı Cezaevi Müdürlüğü kanalı ile gönderdiği 07.03.2017 tarihli dilekçesinde de; HSYK 3,Dairesi’nin hakkında yapılmasını istediği soruşturmadaki yerindelik denetimi dışında hangi konulara ilişkin eylem ve işlemler hakkında inceleme yapıldığı, gerekçe ve delillerin ne olduğu, CMK 147/1 -b,f fıkralarındaki ve AİHS 6/3-a maddesi kapsamında “suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda ayrıntılı olarakhaberdar olabilmek şüpheden kurtulmak için somut delillerin toplanmasını, aleyhe var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehe olan hususları ileri sürmek olanağının tanınması için” ilgili bilgi ve belgeler verilmemekle soruşturma konularının yer, zaman ve oluş biçimi gibi hususları içerecek şekilde bildirilmediği, yanlış anlamaya neden olunmaması bakımından bu dilekçe ile yeniden ifade etmesinin gerektiği, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2016/2 esas sayılı dosyası, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/7041 sayılı soruşturma evrakı, HSYK Genel Kunılu’nun İhraç karan dosyasındaki delillerin kendisine yı da avukatma verilmediği aynca talebinde belirtmesine rağmen avukatına savunma talep yazısı ve ekindeki evrakların tebliğ edilmediği, sözlü savunmanın alınacağı tarihin bildirilmediği, süre talebi hakkında henüz karar verilmemekle ilgili soruşturmalardaki delil ve evraklara avukatı ile birlikte vakıf olduktan soma tebliğden itibaren en az bir ay olmak üzere ek savunma süresi verilmesi, bu süre içerisinde de ilgili soruşturma dosyalan ile ... 18.Ağır Ceza Mahkemesinin halen süren duruşmaları, duruşma SEGBİS tutanakları, bilirkişi raporlan, müştekinin yargılama aşamasında verdiği tüm savunmalara ulaşma fırsatı verilmesini, evraklar verilmeyecekse bu belgeleri alabilmeleri için mehil verilmesini talep ettiği, 14.03.2017 tarih, 03/14-01 tarihli yazı İle; 16.02.2017 tarih, 02/16-06 sayılı yazımız ile başkaca bilgi ve belge verilmesi taleplerinin reddine karar verildiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, sözlü savunmanın 06.03.2017 tarihinde özel müdafi huzurunda alınmış olması ve bu savunmada başkaca diyeceğinin olmadığını bildirmiş olması nazara alınarak ek süre verilmesi talebinin reddine karar verilerek tebliğ için adı geçene gönderildiği,
... (kapatılan CMK’nın 250.maddesi ile görevli) 17.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen ...’m, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memis adresine Tebligat Kanunu’mın 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 23.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmada bulunmadığı,... (kapatılan CMK’nın 250.maddesi ile görevli) 9.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kunılu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’ya tutuklu bulunduğu ... Kapalı Cezaevi’nde 16.01.2017 tarih, 01/16-46 sayılı savunma yazısının ... Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile 23.01.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, aynca özel müdafi Avukat ...’a 01.02.2017 tarihinde talebi üzerine savunmaya esas belgelerin talebi doğrultusunda verildiği, İlgili ve müdafinin 13.02.2017 tarihine kadar savunmada bulunmadığı,.. (kapatılan CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memis adresine Tebligat Kanunu’nun 21 .maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 23.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını yapmadığı,... (kapatılan TMK’nm 10. maddesi ile görevli) 22,Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’ya tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 19.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 06.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; ... ile hiçbir irtibatı olmadığı, hatta 2010 yılında seçilen HSYK’nın atamalarından en büyük zararı görenlerden biri olduğu, zira atamaların kendisini ve ailesini çok mağdur ettiği, ...’a atanma neticesinde TMK lO.maddesİ ile kurulan 22.Ağır Ceza Mahkemesi’nde göreve başladığı, mahkemenin ... yükünün çok fazla olduğu, yoğun bir tempoda çalıştığı, atanma talebinde bulunmayı düşündüğü, bu husustan birlikte çalıştığı . ve .’in de bilgilerinin olduğu, mahkemenin ... yükünün ağır ve fazla olması sebebiyle işleri yetiştirebilmek için üye Hâkim arkadaşları ile konuşulduğu ve bir çalışma sisteminin belirlendiği, bu kapsamda gelen dosyaların paylaşıldığı, dosyayı alan hâkimin teferruatlı bir şekilde dosyayı incelediği, sonra toplanıldığı, herkesin kendi incelediği dosyaya ilişkin sunum yaptığı, sunum doğrultusunda ve gerektiği zaman dosya da birlikte incelenmek suretiyle değerlendirme yapıldığı, sonuçta usulünce oylama yapılarak karar verildiği, dosyayı inceleyen hâkimin de karar doğrultusunda yazım işlemi yaptığı, işlerin bu şekilde yürüdüğü, ... 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/14 esas sayılı dosyası yönünden; 2013 yılı Temmuz ayında bu mahkemeye ...10. maddesi ile ilgili görev verildiği, mahkemenin numara sıralaması nedeniyle bu mahkemenin itiraza tabi kararlarının itiraz incelemesinin ... 22.Ağır Ceza Mahkemesine geldiği, bu kapsamda ... hakkında verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin karara İtiraz sonucu dosyanın mahkemelerine ulaştığı, dosyanın kapsamı ve ağırlığı sebebiyle dosyayı daha tecrübeli olan üye Hâkim.’e gönderdiği, bu Hâkimin dosyayı inceleyerek sunum yaptığı, heyet olarak değerlendirme yapıldığı ve dosyayı inceleyen üye Hâldmın görüşü doğrultusunda oy birliği İle itirazın reddine karar verildiği, yine aynı şekilde dosya itiraz İncelemesi için geldiğinde daha fazla bilgi sahibi olan Hâkim Fikret Demir’i görevlendirdiği, ayrıca tutuklama tarihinin eski olması sebebiyle ilgili cezaevinden tutukluluk durumunun sorulduğu, verilen cevapta soruşturmaya konu dosyadan tutuklu kalmadığı ve infaz sırasının beklediğinin bildirildiği, aym konuda ... 22.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değişik hâkim ve başkan’lardan oluşan heyetler tarafından verilmiş dört adet itirazın reddi karan mevcut olduğu, tüm kararların aym şekilde itirazın reddi ile sonuçlanmış olmaları ve mahkemenin çalışma sistemi nazara alındığında kendisinin bu kararlarla ilgili yanlı ve keyfi karar vermediğinin açıkça anlaşıldığı, bu dört adet kararda kendisi dışında imzalan bulunan başkan ve hâkimlerden ayn olarak hiçbir somut delil gosterilmeksizİn soruşturma açılmasının Anayasa*mn 10.maddesindeki “eşitlik” İlkesi ile AİHS’nİn 14.maddesİnde düzenlenen “ayrımcılık yasağı”nın açık ihlali sonucunu doğurduğu, kararlann oy birliği ile verildiği nazara alındığında yanlı ve talimatla hareket etmediğinin açıkça ortaya çıktığı, ayrıca bahse konu dosyanın esasına ilişkin bazı hususların kendi mahkemelerinin yetkisi dâhilinde olmadığının açık olduğu, ...’nm itiraza konu tutuklama kararının infaz görmemesi sebebiyle verilen itirazın reddi kararlarının ilgili şahsı hürriyetinden yoksun bırakmadığı ve kişi mağduriyetinin de oluşmadığı, meslekten çıkarma kararında kendisine yöneltilen hiçbir eylem bulunmadığı, genel ifadelerle ekli listede adma yer verilerek meslekten çıkartıldığı, bu hali ile tarafına yönelik kişiselleştirme içermeyen bu kararın "örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket ettiği” iddiasına esas alınamayacağı, baklanda silahlı terör Örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturmada gizlilik karan bulunduğu, bu dosyada tarafına delil gösterilmediği, somut maddi bir vakıa İsnadı dahi yapılmadığı, ceza soruşturmasında yer alan bir takım bilgi ve belgeler esas alınmış ise savunma hakkının etkin olarak kullanılabilmesi açısından bu belgelerin tarafına gönderilerek ek süre verilmesi gerektiği, bilgi ve belge yoksa “masumiyet karinesi”nin ihlal edildiği, sonuç olarak yirmi yılı aşkın bir süre görev yaptığı hâkimlik mesleğinde hiçbir zaman telkin ile dahi yanlı bir karar vermediği hususlannı bildirdiği ve aynı tarihli dilekçede gönderilen belgeler arasında bulunmayan ... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/82 ve 84 değişik ... sayılı kararlardan birer suret gönderilmesi, kararlarda imzalan bulunan Hâkimler Fikret Demir ve Canel Rüzgâr’m tanık olarak dinlenerek kendilerine yönelik telkin ya da hukuki olmayan yönlendirme olup olmadığı hususlanmn sorulması, ceza soruşturması dosyasında elde edilen bilgi ve belge var ise tarafına gönderilmesi, bu hususların ikmalinden sonra savunma hazırlayabilmek için mehil verilmesi taleplerinde bulunarak bu taleplerin kabul edilmemesi halinde Anayasa’ya, yasalara ve hukuka uygun olarak vicdani kanaate göre heyetçe verdiği, bağımsız ve tarafsız olarak hareket ettiği, hiçbir örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket etmediği açık olduğundan ve bu konuda delil de bulunmadığından disiplin cezası verilmesine ve ceza soruşturması açılmasına yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği, 13.02.2017 tarih, 02/13-05 tarihli yazı ile; ... 18. Ağır ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı, ... 22.Ağır ceza Mahkemesi’nin 2013/80 değişik ..., 02.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karar sureti, ... 22.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/103 değişik ..., 11.10.2013 tarihli itirazın reddi İle tutukluluk halinin devamına dair karar sureti ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, savunma için ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması nedeniyle reddine, tanık dinlenmesi talebinin soruşturma ile ilgisinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verildiği ve tebliğ İçin gönderildiği, bahse konu yazının ... Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile 20.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ... Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’e tutuklu bulunduğu ... Kapalı Cezaevi’nde 16.01.2017 tarih, 01/16-48 sayılı savunma yazısının ... Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile 23.01.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ilgilinin 13.02.2017 tarihine kadar savunmada bulunmadığı,... (kapatılan TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16-Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli ...’in, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle memis adresi tespit edilemediğinden tebligata elverişli en son ikâmetgâh adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 18.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını bildirmediği,... eski HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarim ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli ...’ya tutuklu] bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 19.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 02.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; gönderilen belgelerin aslı ya da onaylı Örneğinin ve diğer belgelerin fiziken gönderilmesi, 11.07.2013 tarihli karara yapılan itiraza yönelik CMK 268 uyarınca verilen 31.07.2013 günlü karar, 11.07.2013 günlü tutukluluk devamına ilişkin 22.Ağır Ceza Mahkemesİ’nin 02.08.2013 gün ve 2013/80 değişik ... sayılı karar, 22.Ağır Ceza Makemesi’nin tutukluluğun devamına yönelik 2013/82 ve 84 sayılı değişik ... kararlan, 11.07.2013 tarihli 16.Ağır Ceza Mahkemesinde görevlendirmeye ilişkin komisyon karan, ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi1 nde karar verilip verilmediği, karar verilmiş ise gerekçeli karar, karar verilmemiş ise son duruşma tarihi ile kesinleşmiş ise kesinleşme suretinin gönderilmesini, infaz kuramımda bulunması sebebiyle savunma için müdafi görevlendirilmesi ve ek süre verilmesini talep ettiği ve aynca savunma yazısında belirtilen “...’mn bu suçlan İşlediği ya da bu suçların işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı” iddiasının dayanağının bildirilmesi, “ısrar” unsurunun ne şekilde oluştuğunun bildirilmesi, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygulanyla hareket ettiğine dair delil, belge ya da somut delilin savunma açısından bildirilmesi gerektiği, 22.Ağır Ceza Mahkemesİ’nin 2013/80,82 ve 84 değişik ... sayılı kararlanna katılan Hâkimler ....Kaya, M.San, F.Demir, M.Yalçın, F...., E.Çiğdem Yılmaz ve C.Rüzgâr ile İlgili ne tür İşlemler yapıldığının bildirilmesi gerektiği hususlarım belirttiği, 07.02.2017 tarih, 02/07-01 sayılı yazı ile; ... 18.Ağır Ceza Mahkemesİ’nin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı sureti, ... 16.Ağır Ceza Mahkemesİ’nin 2011/14 esas, 11.07.2013 tarihli tutukluluk hali İnceleme karan sureti ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, belge aslı ya da onaylı Örneklerinin gönderilmesi talebinin ilgili belgelerin gönderilmesi ve savunma için yeterli olması sebebiyle reddine, müdafi tayini yönündeki taleplerin Müfettİşliğimizce yapılacak bir işlem bulunmadığından ilgili mevzuat çerçevesinde Cezaevi Müdürlüğü ya da Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile değerlendirilmesine, savunma için 2-3 aylık ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması sebebiyle reddine, diğer taleplerin savunma ile ilgisi bulunmadığından reddine karar verildiği ve adı geçene tebliğ için gönderildiği, kendisine tebligatın 13.02.2017 tarihinde yapıldığı, 15.02.2017 tarihli dilekçesinde; taleplerinin reddedilmesi sebebiyle AÎHS’nin 6, Anayasa’nın 36. maddelerinde düzenlenen savunma hakkının yasa ve usule aykırı olarak reddedilerek kısıtlandığı, 16.01.2017 günlü yazı ekinde bulunan belgelerin tamamının imzasız ve onaysız olduğu, bu evrakların sıhhati konusunda şüphe oluşacağı ve onaylı evrak göndermenin belgelerin değiştirilme iddiasını ortadan kaldıracağı için bir güvence olduğu, talebin neden reddedildiğinin anlaşılamadığı, gönderilen belgeler ile savunma yapmasının istenmesinin savunmanın kısıtlanması niteliğinde olduğu, takdir hakkının müfettiş tarafından ne şekilde belirlendiğinin anlaşılamadığı, hukuka aykırı olarak müdafi ile görüşme ve dolayısı ile savunma hakkının kısıtlandığı, CMK uyarınca tüm kararların itiraza tabi olduğu, bu konuda yasal yollara başvurduğunu, gereğinin tevessülünü istediği, cezaevinde bulunması ve dosyaya erişememesi sebebiyle yasal olarak haklarını bildirdiği halde gerekçesiz ve hukuksuz olarak reddedilmesi sebebiyle soruşturmanın tarafsızlığım yitirdiği intibaı oluşturan kişi tarafından yürütülmesi sonucunun peşinen ortaya konulması niteliğinde olduğu, bu sebeple tarafsız ve ön yargısız müfettiş tarafından yapılması gerektiği, kesinleşmemiş dosyada takdir hakkım soruşturma yetkisi olmayan müfettişin bu kapsamdaki karara yönelik yaptığı işlem ile bu işlemde mahkemenin yetkisindeki delilleri takdir etmesi, CMK 147 maddesindeki hakkını açık yasa hükmüne aykırı olarak ve görevini kötüye kullanarak yaptırmaması sebebiyle ilgili hakkında gereğinin yapılması gerektiği, AÎHS ve Anayasa 36 maddelerine aykırı işlem yapıldığı, yanlışlığın giderilmesi gerektiği hususlarım ileri sürdüğü,
... (kapatılan CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 13.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkan İmasına karar verilen şüpheli ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli menıis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 15.02.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını yapmadığı,... (kapatılan CMK’mn 250,maddesi ile görevli) 14.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli menus adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 20.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmada bulunmadığı,... (kapatılan CMK’mn 250,maddesi ile görevli) 9.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen ...’un, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 23.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını göndemıediği,
... (kapatılan CMK’mn 250.maddesi ile görevli) 12.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kuıulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmaşına karar verilen şüpheli ...’nın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usuli uygun şekilde 18.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını bildirmediği,... (kapatılan CMK’mn 250.maddesi ile görevli) 14.Ağıx Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 4261 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli ...’in, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle memis adresi tespit edilemediğinden tebligata elverişli en son ikâmetgâh adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 24.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen İlgilinin süresi içerisinde savunmada bulunmadığı,... (kapatılan CMK’mn 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 24.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını yollamadığı,... (kapatılan CMK’nm 250.maddesi ile görevli) 14.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli ...’e tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 20.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 31.01.2017 tarihli dilekçesinde özetle; tarafına gönderilen şikâyetçi beyanlan ve dosya inceleme tutanağının itham ve isnatlar hakkında gerekli ve yeterli açıklamaları içermediği, öncelikle Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve AİHM yerleşik içtihatlan ile çerçevesi çizilen savunma hakkım kullanabilmek için şikâyetlere konu tarafından verilen kararların, HSYK 3.Dairesi’nin 19.12.2016 tarih, 2016/12157 karar sayılı soruşturma izni karan ve dosya kapsamındaki tüm İnceleme karar suretlerinin, isnatlarla ilgili tüm bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin fiziki olarak ya da cezaevi yönetimi tarafından kısıtlı da olsa bilgisayar kullanma hakkı tanındığından CD/DVD ortamında gönderilmesini ve ek savunma süresi verilmesini talep ettiği, 13.02.2017 tarih, 02/13-01 sayılı yazı ile, ... 18,Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı sureti, ... 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/83 teknik takip, 2010/857 soruşturma, 27.01.2011 tarihli iletişimin dinlenmesi kararı sureti, ... 9.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/614 değişik ..., 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine dair karar sureti, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/403 değişik ..., 29.03.2011 tarihli karar sureti, şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti, şikâyetçi ... Ersoz ifade tutanağı sureti ve şikâyetçi ... ifade tutanağı sureti gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi taleplerinin reddine, savunma İçin 1 aylık ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması nedeniyle reddine, diğer taleplerin savunma ile ilgisi bulunmadığından reddine karar verildiği ve ilgiliye tebliğ için gönderildiği,... {kapatılan CMK’nrn 250.maddesi ile görevli) 16.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ...’ın, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle tebligata elverişli memis adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 19.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi içerisinde savunmasını bildirmediği,
... (kapatılan CMK’nın 250.madde$i ile görevli) 9.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli ...’nun, hakkında meslekten çıkarma cezası bulunması nedeniyle memis adresi tespit edilemediğinden tebligata elverişli en son ikâmetgâh adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi mucibince savunma talep yazısının gönderildiği, tebligatın usulüne uygun şekilde 23.01.2017 tarihinde yapılmasına rağmen ilgilinin süresi İçerisinde savunmada bulunmadığı,
... (kapatılan CMK’nın 250.maddesi ile görevli) 10.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan İle meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli brahim Bahk’a tutuklu bulunduğu cezaevinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile savunma yazısının 30.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin 16.02.2017 tarihli dilekçesinde özetle; 2014/112 esas sayılı dava dosyasının soruşturma aşamasına ait kısmının fotokopisi ile HSYK 3.Dairesi’nin inceleme ve soruşturma izni kararlannm birer suretlerinin gönderilmesi ve aynca savunma hazırlayabilmek İçin dosya kapsamı nazara alınarak en az iki aylık ek süre verilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde savunmasının aşağıdaki gibi olduğu, buna göre; idari soruşturmaya konu kararların 02.03.2011 ve 06.03.2011 tarihli olup 2802 sayılı Yasa’nm 72/2 maddesinde disiplin soruşturması açılabilmesi için öngörülen 3 yıllık zaman aşımı süresinin HSYK 3.Dairesi tarafından inceleme ve soruşturma izni verilmesinden çok önce dolduğu, iddia ve suçlamaları kabul etmemekle beraber HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı karan ile meslekten çıkanldığı, yapılan bu soruşturmanın HSYK Genel Kurulu’nun meslekten çıkarma karan kapsamında kaldığı ve mükerrer bir soruşturma olduğu, zira HSYK Genel Kurulu’nun karanmn gerekçesinde açıkça “özel yetkili mahkemelerde çalışmış olmak,....,. ve ... TV....isimleri ile kamuoyunda bilinen davalarda verilen kararların” meslekten çıkarma karannda esas alındığım belirttiği, dolayısıyla aynı eylem nedeniyle ikinci kez soruşturmaya tabi tutulmasının açıkça yasaya aykın olduğu, soruşturmaya konu arama ve el koyma kararlarının 02.03.2011 tarihinde, tutuklama kararının da 06.03.2011 tarihinde verildiği, bu tarihten sonra 6352 ve 6572 sayılı Yasa’lar İle CMK’da değişiklik yapıldığı, şüpheli lehine düzenlemeler getirildiği, usul yasalarının derhal yürürlüğe girdiği, soruşturmaya konu kararların anılan yasal değişikliklerden önoe verilen kararlar olduğu, kararların taşıması gereken şartlar açısından bugünkü mevzuata göre değerlendirme yapılmasının adil olmadığı, şikâyetçi baklandaki yargılamanın halen devam ettiği, yargılama dosyasının bugün itibarıyla ulaştığı maddi gerçekliğe göre 6 yıl önce verilen kararların değerlendirmeye tabi tutulmasının da hiç adil olmadığı, bu sebeplerle soruşturmaya konu kararlar değerlendirilirken kararların verildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat ve ilgili soruşturma dosyasındaki maddi gerçekliğin dikkate alınarak değerlendirme yapılması, kronolojik olarak açıkladığı olaylar, işlemler ve kararlar dizisine göre karar tarihindeki mevzuat ve soruşturma dosyasındaki maddi gerçeklik dikkate alınarak nöbetçi hâkim olarak tarafınca değerlendirme yapıldığı ve ilgili kararların verildiği, tarafınca verilen 02.03.2011 tarihli arama ve el koyma kararının kamuoyunda “... TV operasyonu” olarak bilinen ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı’mn 2010/857 soruşturma sayılı dosyasında verilen ilk arama karan olmadığı, bir kısım şahıslar hakkında 2008,2009,2010 ve 2011 yıllannda iletişimin tespiti kararlan doğrultusunda telefon görüşmelerinin dinlenildİği, ilk olarak tarihinde yapılan arama ve el koyma işlemleri sonucunda suça konu dijital belgelerin ... TV bilgisayannda ve Banş Pehlivan’a ait bilgisayarda ele geçirildiği, Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma dosyası üzerinden 02.03.2011 tarihinde arama ve el koyma karan talep edildiği, nöbetçi hâkim olarak soruşturma dosyasında mevcut bulunan ... TV bilgisayannda ve Banş Pehlivan’a ait bilgisayarda ele geçen dijital belgeler, dökümü yapılan telefon görüşme kayıtlan, e-mail kayıtlan, el konulan belgelerle ilgili İnceleme tutanakları, ilk operasyonda tutuklanan şahıslann ifadeleri ve tüm soruşturma dosyası değerlendirilerek iddia olunan “... terör örgütü” üyeliği suçlaması ile ilgili olarak delil elde edilebilmesi ve ilgililerin yakalanabilmesi için arama ve el koyma karan verildiği, verilen arama ve el koyma karannın soruşturma dosyasının o tarihteki delil durumu ve o tarihteki mevzuat dikkate alındığında da yasalara uygun bir karar olduğu, şikâyetçinin Cumhuriyet Savcılığında ifadesi alındıktan sonra tutuklama istemi İle nöbetçi mahkemeye sevk edildiği, nöbetçi hâkim olarak şikâyetçinin ve müdafinin savunmasının herhangi bir sınırlama olmadan tarafınca alındığı, soruşturmaya konu kararın gerekçesinde de belirlendiği üzere “... TV” bilgisayannda, Banş pehlivan’a ait bilgisayarda ve Müyesser Uğur’a ait bilgisayarda ele geçen birbiri ile bağlantılı dijital belgeler, şikâyetçinin e-mail kayıtlan, telefon görüşme kayıtlan, Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet Müdürlüğü birimlerince şikâyetçi ile ilgili olarak yapılan delillendirme ve tüm dosya kapsamına göre atılı suç açısından kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu kabul edilerek atılı suçun CMK 100/3 maddesinde sayılan katalog suçlardan olması dikkate alınarak ve adli kontrol karannm yetersiz kalacağı kabul edilerek CMK 100 ve devamı maddeler gereğince tutuklama karan verildiği, verilen karann karar tarihindeki CMK hükümleri ve yine o tarihteki soruşturma dosyası maddi gerçekliğine uygun ve yasal bir karar olduğu, şikâyetçi ve diğerleri hakkındaki iddiaların temel dayanağının “... TV” bilgisayarında, Banş Pehlivan’a ait bilgisayarda ve Müyesser Uğur’a ait bilgisayarda ele geçen belgeler olduğu, bu belgeler olmadan şikâyetçinin telefon görüşme ve e-mail kayıtlanndan bir yere varılmasının imkânı olmadığı, anılan belgelerin aksi kanıtlanmcaya ya da sahteliği ispatlanıncaya kadar en azından belgelerin sıhhati konusunda bir şüphe oluşuncaya kadar bu belgelere itibar edilmesi gerektiği, dosya inceleme tutanağına göre suça konu dijital belgelerle ilgili bilirkişi raporlarım kronolojik olarak aktardığı ve 27.04.2011 , tarihinden İtibaren soruşturma ve yargılama aşamasında suça konu dijital belgelerin sıhhati konusunda araştırma yapıldığım, dosyanın derdest olduğunu ve 6 yıldır bir sonuca yanlamadığım belirttiği, adliyedeki nöbetçi hâkim sistemi dikkate alındığında soruşturma dosyası ile bir gün bile muhatap olmadığı, talep ile birlikte soruşturma dosyasının geldiği, j dosyanın incelenerek savunma alındığı ve bir karar verildiği, şikâyetçi ve diğerleri hakkındald, temel delil olan suça konu dijital belgelerin sahte olup olmadığı konusunda yargılamayı yapan mahkemenin 6 yıldır bir sonuca ulaşamadığı halde böyle teknik bir konuda sorgu işlemi sırasında sonuca varmasının beklenilmesinin abest olduğu, neticede nöbetçi hâkim olarak karar tarihleri olan 02.03.2011 ve 06.03.2011 tarihlerinde soruşturma dosyasındaki maddi gerçeklik ve o günkü mevzuat doğrultusunda yasalara uygun bir karar verdiğini düşündüğü, delillerin sahte olduğunu bilmesi ya da şüphe duyması durumunda arama ya da tutuklama karannı asla vermeyeceği, Türk hukuk sisteminde bir yapılanmanın terör örgütü olup olmadığı konusunda son karan verecek birimin Yargıtay olduğu, eğer yapılanma ile ilgili daha önce Yargıtay tarafından bir karar verilmemişse soruşturma ve yargılamayı yapan ilk derece Cumhuriyet Savcılığı ve mahkemenin örgütün oluşup oluşmadığım tartışması gerektiği, bu tartışmada Emniyet Genel Müdürlüğünden ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan gelen belgelerin önem arz ettiği, dava dosyasında Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen bilgi notu bulunduğu ancak Yargıtay 16.Ceza Dairesi’nin 21.04.2016 tarih, 2015/4672 esas, 2016/2330 sayılı karan İle iddia olunan “...” isimli terör örgütünün mevcut olmadığının anlaşıldığı, kendisi tarafından verilen soruşturmaya konu kararların anılan Yargıtay karanndan 5 yıl kadar önce verilen bir karar olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiği, ülkemizde yaşanan 17-25 Aralık olaylanndan sonra bugün ... ismi ile anılan terör örgütünün bir çok kamu kurumuna sızdığı, sınav yolsuzluklarına karıştığı ve kumpas davalarını organize ettiklerinin Devletin en yüksek yetkilileri tarafından dile getirilmeye başlandığı, yapılan adli ve idari operasyonlar sonucunda emniyet teşkilatında kritik görevlerde bulunan bir çok kişinin örgüt ile bağlantılı olduğunun ortaya çıktığı, anılan Örgüt ile ilgili durumun 2014 yılından itibaren anlaşıldığı, 2011 yılında yapılanmanın bu düzeyde etkin olduğu ve soruşturmaları yönlendirdiğini anlamasının mümkün bulunmadığı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 21.04.2016 tarih, 2015/4672 esas, 2016/2330 sayılı kararındaki değerlendirmenin kendisi açısından yerinde olmadığı, kendisinin verdiği soruşturmaya konu kararların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, Öncelikle şikâyetçi ve diğerleri hakkında yargılamayı yapan mahkemede hiç görev almadığı, duruşma ve kararlara katılmadığı, kendisi tarafından verilen kararın nöbetçi hâkim çalışma sistemi içerisinde nöbetine denk gelen taleplerle ilgili olarak karar vermek şeklinde olduğu, bu aşamadan sonra dava açılmasına kadar geçen sürede şikâyetçi ve diğerlerinin talep ve itirazlarının başkaca hâkim ve mahkemelerce karara bağlandığı, Yargıtay 16.Ceza Dairesi’nin karannda belirtildiği üzere, kendisinin savunmaya veya maddi gerçekliğin ortaya çıkmasına yönelik hiçbir talep ile muhatap olmadığı ve bu konuda karar veren hâkimler arasında bulunmadığı, bu kapsamda “... davası” kapsamında soruşturma ya da kovuşturma aşamasında hiçbir görev almadığından diğer operasyonlarda ve Türkiye’nin değişik bölgelerinde “aynı kolluk görevlilerinin” görev aldığını bilmesine imkân olmadığı, ...314/2 maddesindeki suçun oluşmadığı sonucuna varılması yönünden öncelikle şikâyetçi hakkmdaki yargılamanın halen devam ettiği düşünüldüğünde bu konuda karar verme yetkisi ve görevinin ilgili mahkemeye ve yasa yollarına başvurulursa İlgili istinaf veya Yargıtay dairesine ait olduğu, bu konudaki kabulün yasal olmadığı, daha önce belirttiği gibi şikâyetçi hakkında soruşturma aşamasında arama, el koyma ve tutuklama karan verdiği, nöbetçi hâkimin bu aşamada yapacağı değerlendirmenin tutuklamayı gerektirir ve suç olan bir eylem ile ilgili olarak kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve bir tutuklama nedeninin olup olmadığı ile ilgili olduğu, kendisi tarafından bu değerlendirmenin dosyanın o anki maddi gerçekliği ile mevzuat çerçevesinde yapıldığı, yargılamanın ilerleyen aşamalarında sahte üretildiği anlaşılmakla beraber sorgu sırasında bu konuda dayanaklı bir iddia dahi bulunmayan soruşturma dosyasındaki ve belirttiği deliller ve gerekçelerle kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğunun kabul edildiği ve anılan tutuklama kararının verildiği, suç vasfının belirlenmesi ile ilgili olarak yapılacak değerlendirmenin soruşturma ya da yargılama aşamasında değişme ihtimalinin bulunduğu, CMK 226.maddesinin de bu konuyu düzenlediği, yine CMK 223. maddede düzenlenen”beraat” kararının da bu durumlar için olduğu, soruşturma aşamasındaki delil durumu ve vasıflandırma değişmeyecek olsa idî bu kavrama gerek bulunmadığı, şikâyete konu kararların CMK 101 /son ve 268 maddeleri gereğince itiraz yolu açık olan, dosya kapsamı ve delil durumuna göre takdir yetkisinin kullanıldığı yargısal kararlar olduğu, tutuklama kararına karşı itiraz yoluna başvurulduğu ve nöbetçi mahkeme heyeti tarafından itirazın reddedildiği, aşamalarda CMK 108 maddesi uyarınca ve tahliye talepleri konusunda karar verildiği ve değerlendirme yapıldığı, arama, el koyma kararlan ile İlgili olarak da itiraz hakkı mevcut olduğu, bu hakkın kullanılıp kullanılmadığım dosya inceleme tutanağında göremediği, yine temyiz İncelemesinden geçmeden kesinleşen kararlarla İlgili olarak CMK 309 maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunma olanağı mevcut olduğu gibi hak ihlali iddiası ile AtHM’ne de gidilebileceği, bu çerçevede hakkında açılan soruşturma dikkate alındığında; verildiği tarihte doğnı olup aşamalarda farklı sonuca varılan her karar İçin ilgili hâkim hakkında soruşturma açılması gerektiği, bu durumda da itiraz ve temyiz yasa yollarının bir anlamının kalmayacağı, tarafınca verilen tutuklama kararından sonra şikâyetçinin itiraz hakkım kullandığı, itiraz konusunda nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin ret karan verdiği, iddianame düzenlenmesi aşamasına kadar CMK 108 maddesi gereğince ya da tahliye talepleri konusunda itiraz üzerine heyetler tarafından karara bağlandığı, iddianame tanzim edilip dava açıldıktan sonra da ... 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutukluluk durumu ve tahliye taleplerinin değerlendirildiği, İtirazlar konusunda 17.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karar verildiği, şikâyetçinin tahliye olduğu 12.03.2012 tarihine kadar çok sayıda hâkim ve savcının kararlara katıldığı, diğer hâkim ve savcılar hakkında işlem yapılıp yapılmadığı, bir kısmına yapılıp bir kısmına yapılmadı ise neye göre ayırım yapıldığı, yoksa tüm yaşananların tek sorumlusu olarak kendisinin mİ seçildiği, yargılama dosyası incelendiğinde CMK 250 maddesi ile yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin kapatılması ile 3713 sayılı TMK 10 maddesi ile yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin kurulduğu, 16.Ağır Ceza Mahkemesinin TMK 10 maddesi ile yetkili Ağır Ceza Mahkemesi olarak görevine devam ettiği, yargılama sırasında tutukluluğu devam eden ...ve ... hakkında yeni kurulan mahkeme hâkimlerince değerlendirme yapıldığı ve itirazlar hakkında karar verdiklerinin görüldüğü» savunmasının başından beri belirttiği dijital verilere İstinaden tutuklu bulunan ... ve ...tutukluluğun devamına ve bu kararlara itirazın reddine ilişkin kararların dosya inceletme tutanağının 288, 289 ve 290. sayfalannda açıklandığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarına ve aydınlanan delillere rağmen bu kararlan veren hâkimler ..., ..., ..., ..., ., ., ... ., . ..., ., ... ve .hakkında İşlem yapılıp yapılmadığı, bir kısım hâkimlerin ünvanlı görevlere atanıp atanmadığı, bir kısmına işlem yapılıp bir kısmına yapılmadı ise neye göre ayırım yapıldığı, şikâyetçinin yargılandığı dosyanın basından takip edebildiği kadan ile halen derdest olduğu, dosya inceleme tutanağından da gördüğü kadan ile davanın sonucunun hemen hemen belli olmakla beraber devam eden bir yargılama dosyasında hakkında böyle bir soruşturma yapılmasının vc yargılama makamının yerine geçerek kesin yargısal sonuçlara varılmasının yerinde ve yasal olmadığım düşündüğü, hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/104109 sayılı dosyasında soruşturma bulunması nedeni İle ... isimli terör ögütü ile hiyerarşi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu kabulün Anayasa’mn 38/4 maddesinde ve AİHS’nin 6/2 maddesinde düzenlenen masumiyet karinesinin açıkça ihlali olduğu, ikinci olarak şu an yapılan soruşturmadaki tutuklama karan nedeni ile isminin basın ve yayın organlarında yer aldığı, 17- 25 Aralık sürecinden sonra Ocak-Mart 2014 tarihlerinde oluşturulan yasa dışı fişleme kayıtlarına isminin bu nedenle geçtiği ve 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra da yine bu nedenle hakkında soruşturma açılıp tutuklama karan verildiği, şimdi ise sürecin tersten işletildiği, şu an soruşturma geçiriyor olmasının 6 yıl önce verdiği karara delil olarak gösterildiği, 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe girişimi nedeni ile 16 Temmuz tarihinde basın yayın organlarında ve sosyal medyada soruşturma kapsamında isminin geçtiğini Öğrenmesi üzerine 17 Temmuz tarihinde ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına şahsen başvurduğu, bu tarih itibarıyla göz altına alındığı, soruşturmanın görev yeri olan ... Cumhuriyet Başsavcılığı’tun 2016/13003 sayılı soruşturma dosyasında yürütülüyor olması nedeni ile ... Adliyesİ’ne sevk edildiği ve 19.07.2016 tarihinde tutuklandığı, hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs,.,” yani darbe girişimine katılma suçundan soruşturma başlatıldığı, soruşturma aşamasında bu suç ile ilgili tek bir delil gösterilmediği gibi tek bir iddiada dahi bulunulmadığı, hukuk kurallarına en çok uyması gereken soruşturma makamlarının Anayasa’daki ve 2802 sayılı Yasa’mn 88,93 ve 94.maddelerindekİ mesleki koruyucu usul hükümlerini devre dışı bırakmak amacıyla hareket ettikleri ve kendilerince “suç üstü” koşulunu oluşturdukları, tarihin bunları yazacağı, soruşturmanın başlangıcının hukuken sakat olduğu, ... Cumhuriyet Savcılığının soruşturma dosyasmda o tarihte yalnızca ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimat yazısı ile HSYK 2 ve 3.DaireIeri’nİn açığa alma ve soruşturma iznine ilişkin karar suretlerinin bulunduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın talimat üst yazısının bir sureti tarafında bulunmamakla beraber bu yazı doğrultusunda verilen arama kararında ilgili talimatın görüldüğü, 20 yıllık meslek hayatında bu şekilde yargı mercilerine emir veren, açıkça yasa ve Anayasa’ya aykırı talimat ile karşılaşmadığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığının Özünde “ekli listede ismi geçen hâkim ve savcıları tutuklayın” şeklinde emir verdiği, bu talimat doğrultusunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı ’nm tutuklamayı ... altına alabilmek için UYAP kayıtlarına göre usulsüzlük yaptığı, 18.07.2016 günü mesai saatleri içerisinde Sulh Ceza Hâkimi Selahattin Silah nöbetçi iken Cumhuriyet Savcılığındaki ifade işlemlerinin mesai saatleri içinde yetişmemesi ve saat 17.30’dan sonra nöbetçi hâkimin yetkisinin devreye girecek olması nedeni ile ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aym dosyada şüpheli olan Hâkim Hamdı Vural’ın daha savunması alınmadan saat 17.21 itibarıyla tutuklama istemiyle sevk edildiği, bu şekilde usulsüz olarak adı geçen Sulh ceza Hâkimi’nin tüm şüpheliler açısından yetkili hale getirildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan ifadesinde tek bîr somut suç isnadı ve delil bulunmadığı, ... Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen tutuklama kararında CMK 100 ve 101 maddeleri anlamında tek bir somut delil mevcut olmadığı, karann yasal şablon cümlelerin ve HSYK 2 ve 3.Daireleri kararlarının tekrarından İbaret olduğu, tutuklama kararma itirazı inceleyen Hâkim . ve ... Adliyesi’nde tutukluluk inceleme kararlarım veren Hâkim. ile ilgili olarak; şu an tutuklu bulunduğu cezaevinde “... Adliye İmamı” olduğu İddia olunan .isimli bir şüphelinin bulunduğu,-soruşturmasının ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğü, bu şahsı cezaevinde tanıdığı, adı geçen şüphelinin elindeki Emniyet Müdürlüğü ifadesini gördüğünde hakkında karar veren Hâkimler. ve .r ile ilgili olarak birçok soru sorulduğunu gördüğü, emniyet’in sorularına bakılır ise adı geçen hâkimlerin şüpheli Dursun Çalışkan ile yüz yüze ve telefon ile birçok kez görüşmesinin bulunduğunun İddia olunduğu, İlgili hâkimler hakkında HSYK tarafından bir soruştuıftıa açılıp açılmadığım bilemediği ancak bu hâkimlerin kendilerim kurtarmak için bu şekilde karar verdikleri ve tarafsız, bağımsız davranmadıkları kanaatinde olduğu, hakkında verilen tutukluluk inceleme kararlarında suç adı ve kendisinin adının bulunmadığı, 7 aydır tutuklu bulunduğu, halen hangi eylem nedeni ile ve hangi delillerle suçlandığıma bildirilmediği, birkaç usulsüzlüğü göstermek amacı ile bu örnekleri verdiği, yapılan soruşturma dosyasının esası ile ilgili olarak; ... isimli terör örgütü İle hiçbir bağlantısının olmadığı, anılan örgütün okullarında eğitim görmediği, dersanelerine gitmediği, ev ve yurtlarında barınmadığı, çocuklarını bu yapılanmanın okul ve dersanelerine göndermediği, “.” ve diğer haberleşme programlarını kullanmadığı, isimlerini tutuklandıktan sonra medyadan öğrendiği, meslek hayatı boyunca kimse tarafından korunmadığı, yurt dışına eğitim ya da gezi amaçlı gönderilmediği, meslek hayatında hiçbir zaman tercih edilen bir il ya da ilçe adliyesİnde çalışma imkânının olmadığı, 2009 yılı yaz kararnamesinde istek dışı olarak ... Adlİyesi’ne atandığı, 2011 yılı Ocak ayında talebi bulunmaksızın CMK 250 maddesi ile yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi’ne üye hâkim olarak atandığı, bu mahkeme’de .,., ., .,./. gibi terör örgütlerine ilişkin davalarda, çıkar amaçlı suç örgütlerine ilişkin davalarda ve uyuşturucu madde ticareti ile ilgili davalarda görev aldığı, bunun dışında bugün kamuoyunda “kumpas davaları” olarak anılan hiçbir davada görev almadığı, yalnızca soruşturmaya konu karan nedeni ile isminin ... isimli terör örgütü ile haksız olarak anıldığı, bu karann mahiyeti ve hangi şartlarda verildiği konusunda yukanda gerekli açıklamayı yaptığı, tüm yapılan incelemeler sonucunda usulsüz verilmiş dinleme kararının mevcut olmadığının ortaya çıktığı, 20 yıllık meslek hayatında çalışma performansının teftiş raporlannda ve görevli olduğu mahkemelerin ... listelerinde belli olduğu, meslek hayatı boyunca hiçbir zaman hukuktan aynlmadığı, önüne gelen dosyalarda, dosya kapsamı çerçevesinde yasa ve Yargıtay içtihatlan kapsamında çekinmeden karar verdiği, verdiği karann içeriğine göre canı yanan taraflarca değişik haksız suçlamalara maruz kaldığı, ./. sanıklan tarafından o tarihte Başbakan olan Sayın .’ın talimatı ile hareket etmekle, .-. sanıklan tarafından “kâfir” olmakla, .-. ve . gibi aşın sol örgüt sanıklan tarafından “faşist” olmakla itham edildiği, ... 10.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan . isimli örgütün ana davasında 2011 yılında verdikleri tahliye kararlan nedeni ile ... isimli örgütün yayın organı olan “Zaman gazetesi” tarafından manşetten acımasızca eleştirildiği, ... Adliyesi’nde Sulh Ceza Hâkimi olarak görev yaptığı dönemde “küçük çocuklara yasa dışı dini eğitim verildiği” suçlaması ile verdiği arama karan nedeni ile 2009-2010 yıllarında soruşturma geçirdiği, anlatmak istediğinin hâkim olarak, taraflann siyasî düşüncesi, yaşam tarzı, geçmişi ve niyetlerinin kendisini ilgilendirmediği gibi vereceği karar nedeni ile ileride zarar görebileceği şeklinde bîr düşünce içerisinde olmadan, o anki mevzuat ve içtihatlar çerçevesinde yine o anki maddi gerçekliğine göre çekinmeden ve korkmadan kararlar verdiği, bu kararlan nedeni ile zaman zaman tamamen birbiri ile zıt, haksız İthamlara maruz kaldığı, şu anki soruşturmada da haksız bir itham ile karşı karşıya olduğu, bu açıklamalan kapsamında Anayasa ve AÎHS’nde öngörülen “masumiyet karinesi” çerçevesinde ceza soruşturmasının aleyhine olarak değerlendirilmemesi gerektiği, eğer ceza soruşturması dikkate alınacaksa bu soruşturmanın sonucunun mutlaka beklenilmesinin gerektiği, sonucu beklenmeyecekse, bu aşamaya kadar somut isnat ve delil gösterilmemekle beraber anılan terör örgütü ile bağlantısı bulunmadığım kanıtlama açısından birlikte görev yaptığı meslektaşlarından ., .. ... . . ., ... ., ., ., .,., ., ... ., . . ..,. ., ., ., ., görev yaptığı ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2009-2011 yıllan arasındaki, ... Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesinde 2013-2015 yıllan arasındaki ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2015-2016 yıllan arasındaki birlikte çalıştığı yazı işleri müdürü ve diğer personelin tanık olarak dinlenilmesi, tanıklardan çalışma performansı, tarafsızlığı, görev aldığı dosyalardaki yaklaşım tarzı, çalıştığı dönem içerisinde usulsüz bir işlemden şüphelenip şüphelenmedikleri, yaşam tam ve görüşleri itibanyla ... isimli terör örgütü ile bir bağlantısı olup olmadığı konulannın sorulması, CMK 250.maddesi ile yetkili 10.Ağır Ceza Makemesi’nde toplam 22 ay çalıştığı, isteği olmadan bu mahkemeye atandığı ve kendi isteği ile aynldığı, soruşturma savcısı ...’ü aynı adliyede çalışmalarına rağmen birkaç kez gördüğü, soruşturmada görevli emniyet personelinin hiç birini tanımadığı, hiç kimseyi suçlamamakla beraber yapılmış bir usulsüzlük varsa o aşamada haberdar olmasının mümkün bulunmadığı, o tarihteki HTS kayıtlan çıkanldığmda ... ve soruşturmada görevli emniyet personeli ile bağlantısının olmadığının görüleceği, yargılama dosyasında alınan bilirkişi rapor!an doğrultusunda davanın esasını teşkil eden dijital belgelerin sahte olduğu hususunda düzenlenen bilirkişi raporlan kapsamında; anılan dijital belgelerdeki sahteciliği yapan şahıslann tespiti, soruşturmayı yürüten emniyet personeli, soruşturma savcıları ... ve ... açısından adli bir soruşturma yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi sonuca vanldığı, ... ve ...’m yurt dışına kaçmasına kimlerin göz yumduğu, yakalandıklarında konuşmalarından mı korkulduğu, ...’ün yürüttüğü soruşturmalar dikkate alınırsa bu şahsın o tarihlerdeki siyasetçi ve danışmanları ile bürokratlar arasındaki bağlantılarının araştırılıp araştırılmadığı, gerçek suçlular araştırılıp bulunması gerekirken şikâyetçinin kendisi ile uğraşmasının esas suçlulara gücü yetmediğinden mi olduğu, devletin her türlü bilgiye sahip en üst düzey yetkililerinin kumpas olayım 2014 yılından itibaren faik edebildiği bir ortamda soruşturma dosyası ile 1 gün bile muhatap olmayan bir Hâkim’den 2011 yılında bunu fark etmesinin bekenilmesinin adil olup olmadığı, sonuç olarak 1997 yılından itibaren şeref ve onuru ile 20 yıl boyunca hâkim olarak çalıştığı, meslek hayatının ilk 5 yılının OHAL bölgelerinde geçtiği, o tarihlerde yargı üzerinde başkaca baskılarla mücadele ettiği, 2011-2012 yıllarında özel yetkili mahkemelerde çalıştığı, hukuktan ayrılmadığı, görev aldığı her dosyada maddi gerçekliği bulmaya çalıştığı, sosyal, siyasi, ekonomik vb hiçbir etkinin altında tek bir karar vermediği, 20 yıllık meslek kariyerinin bir kararla değerlendirilmesinin tarafına yapılan ağır bir haksızlık olduğu, deliller yaratılmış ve uydurulmuş ise gerçek sorumluların bulunması gerektiği, soruşturmaya konu kararlarının verildiği tarih itibarıyla dosyadaki maddi gerçekliğe ve mevzuata uygun kararlar olduğu, ... isimli terör örgütü ile ya da başkaca bir yapılanma ile ilgisinin bulunmadığı, suçlamaların haksız ve yersiz olduğu, ayrıntılı olarak açıkladığı üzere; savunma hakkım kısıtlayan durumların dikkate alınması, bu kısıtlamaların giderilmesi için şikâyetçi hakkmdaki yargılama dosyasının soruşturma aşamasına ait bölümlerinin bir sureti ile HSYK 3.Dairesi’nin inceleme ve soruşturma İznine ilişkin kararlarının birer suretinin gönderilmesi ve savunma için en az 60 gün süre tanınması, soruşturmanın zamanaşımı sebebi İle ortadan kaldırılması, belirttiği sebeplere binaen mükerrer soruşturmanın ortadan kaldırılması, soruşturmaya konu karar tarihlerindeki mevzuat ve dosyanın maddi gerçekliği dikkate alınarak değerlendirme yapılması, hakkmdaki ... Cumhuriyet Başsavcılığı’rnn 2016/104109 sayılı soruşturma dosyasının sonucunun beklenilmesi, sonucu beklenilmeyecekse belirttiği kişilerin tanık olarak dinlenilmesi, tün savunma dilekçesinde ayrıntılarını açıkladığı üzere adli ya da idari ceza tertibine yeı olmadığına karar verilmesi gerektiği hususlarım İleri sürdüğü, ayrıca dilekçesine; ... 2016/13003 soruşturma, 18.07.2016 tarihli şüpheli sorgulama tutanağı sureti, ... l.Sulh Ceza Hâkİmliği’nin 21.07.2016 tarih, 2016/2644 değişik ..., 25.07.2016 tarih, 2016/2666 değişik ..., 25.07.2016 tarih, 2016/2669 değişik ... sayılı karar suretleri, ... 8.SuIh Ceza Hâkİmliği’nin 07.11.2016 tarih, 2016/3943 değişik ..., 05.12.2016 tarih, 2016/4742 değişik işlO. 10.2016 tarih, 2016/5359 değişik ... sayılı karar suretlerinin eklediği, 01.03.2017 tarih, 03/01-04 sayılı yazı ile ... 18.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/112 esas sayılı dosyasına ait inceleme tutanağı (340 sayfa), ... 10.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/651 teknik takip, 2010/857 soruşturma, 02,03.2011 tarihli CMK 119 ve 127 maddeleri uyarınca şüpheli ... hakkında verilen arama, el koyma karan sureti (2 sayfa), ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/33 sorgu, 06.03.2011 tarihli sorgu zaptı sureti (14 sayfa), şikâyetçiler ..., .. ve ... ifade tutanağı suretleri gönderildiğinden başkaca bilgi ve belge gönderilmesi talepleri ile savunma için 2 aylık ek süre verilmesi talebinin önceden verilen 20 günlük sürenin yeterli olması nedeniyle reddine karar verilerek tebliğ İçin ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, ayrıda dinlenilmesi istenen tanıkların, tanıklıklarının soruşturma konulan ile ilgili bulunmadığından dinlenilmeleri yoluna gidilmediği,Görülmüştür.Soruşturma evrakı içerisinde 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilmiş, 110 sayfadan ibaret “Haliç’te Yaşayan Simonlar isimli kitap, iddia olunan, ... terör örgütü ilişkisi” başlıklı tespit tutanağı bulunduğu, tutanak sonunda “netice itiban ile “Haliç’te Yaşayan Simonlar” isimli kitabın hem içerik hem de zamanlama itibany İddia olunan ... terör örgütünün amaçlan doğrultusunda psikolojik harekât unsu olarak kullanıldığı, kitle iletişim araçlarından istifade ile uygulanan bu kara propagan, faaliyetinin etkisinin azımsanamayacak ölçüde olduğu ve “Ulusal Medya 2010” isimli örgütsel belgede yer alan “operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup tezlerimize ve faaliyetlerimize destek veren kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere ... ve benzeri davalann tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için belge ve teknik destek sağlanmalıdır” şeklindeki örgütsel strateji doğrultusunda yazdığı değerlendirilmiştir” şeklinde görüşe yer verildiği,Cumhuriyet Savcısı ... tarafından 09.03.2011 tarihinde ... Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne . ve “.” isimli kitap ile ilgili elde edilen verilerin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesi yönünde yazı yazıldığı,...’nın, müdafi Avukat.huzurunda 14.03.2011 tarihinde Cumhuriyet Savcısı ... tarafından alman savunmasında; ... terör örgütü üyesi olmadığını beyan ettiği, müdafimn de; ... TV’den çıkan kaset ve belgelerin gerçekliğinin şüpheli olduğunu beyan ettiği,...’in 05.03.2011 tarihli savcılıkta ve sorguda verdiği beyanlarda, ...’nm kitabı hakkında katkı ve görüşmesinin olmadığım ifade ettiği,Müyesser Uğur’un 06.03.2011 tarihinde sorgu sırasında verdiği ifadesinde ... ile olan görüşmesinin tamamen mesleki nitelikte bir röportaj olduğunu, bilgjsayannds bulunduğu iddia olunan “Hanefi’nin kitabı ne durumda” şeklinde başlayan dokumamı kendisine ait olmadığım, ... ile ilk görüşmesinin kitabın çıkmasından yaklaşık ik hafta sonra olduğunu, ... TV'deki aramalar sırasında ele geçirildiği iddia olunan “kendisinin ... ile ilgilenmeye devam etmesi” konusundaki notu kabul etmediğini söylediği,
...’nın 14,03.2011 tarihinde gönderdiği “beyanlarım” başlıklı yazısında; ... TV aramalarında bulunduğu İddia edilen “Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet, Bugün Cemaat” isimli kitabının yayımlanma süreci ile İlgili yazılanların doğru olmasımn imkânsız olduğunu, kitabın ikinci bölümünü yazarken hiç kimsenin içeriğim bilmediğini, görmediğini, tavsiye ve telkininin de olmadığım, yazı yazmış gözüken Soner Yalçın ile tanışıklığının ve görüşmesinin olmadığım, ... ile kitabının yayımlandığı gün dinlendiğini tahmin ettiği telefonu ile görüştüğünü, ...’in o görüşmede kitabından haberdar olduğunu, telefon kayıtlan incelendiğinde bu durumun tespit edilebileceğini bildirdiği,Cumhuriyet Savcısı ...’ün 14.03.2011 tarihinde şüpheli ...’yı silahlı terör Örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanması istemi ile ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’ne sevk ettiği, gerekçenin; atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi olarak belirtildiği,... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı karan ile şüpheli ...’mn silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçlann nitelikleri itiban ile serbest kalması halinde delilleri karartma tehlikesinin bulunması, terör örgütü üyesi olma suçunun CMK. 100 maddesinde sayılan katalog suçlardan olması ve bu suretle kaçma tehlikesinin var olduğunun kabul edilmesi gerekçeleri ile tutuklanmasına karar verildiği, hâkimin ... .) olduğu,Şüpheli ... müdafi Avukat A.nİn 18.03.2011 tarihli dilekçe ile tutuklama kararına itiraz ettiği, itiraz nedenleri olarak; aynı eylemler ve kitap sebebiyle müvekkili hakkında soruşturma bulunduğu, bu soruşturma ve tutuklamanın mükerrer olduğu, zira ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’nin 2009/1868 sayı, 2010/53 sorgu, 28.09.2010 tarihli tutuklama kararının da aynı nitelikte olduğu, “.” isimli kitabı dolayısıyla ... terör örgütü tarafından kurulup yönettiği iddia olunan .“ silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık, adil yargılamayı etkileme, soruşturmanın gizliliğini İhlal, yargı görevini yapanları etkileme, terörle mücadelede görev alanları hedef gösterme suçlarından ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/36 esas sayılı dosyasında tutuklu olarak yargılama bulunduğu davanın dayanağı olan ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/181 soruşturma, 2011/86 esas, 2011/48 iddianame, 24.01.2011 tarihli iddianamesindeki suçlamalar ve eylemlerin aynı olduğu, bahse konu kitabın yayım yerinin ... olması sebebiyle ... adli makamlarının yetkisiz oldukları, bir kişinin “...” yönetimindeki “Devrimci Karargah” örgütüne kitap yazarak yardım etmesi suçlaması ile “...” ismi verilen üst örgüte de aynı kitap sebebiyle örgüt üyesi suçlaması yöneltilmesinin hukuken imkânsız olduğu, dava konusu kitaba ilişkin olmak üzeıe “Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesine muhalefet” suçundan dolayı ... Bakanlığının kitabın basım ve yayım özgürlüğü, düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirme yaparak soruşturma izni vermediği, “adıl yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçundan ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/868 ve 2010/857 soruşturma sayılı evraklarında mükerrer tutulama yapıldığı, tutuklama karan gerekçesinin yasa dışı olduğu hususlarının gösterildiği,Cumhuriyet savcısı ...’ün 23.03.2011 tarihli yazı ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu gerekçeleri ile talebin reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği,... 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nİn 2011/403 değişik ..., 29.03.2011 tarihli karan ile; suçun niteliği ve atılı suçlama ile ilgili ileri sürülen deliller göz önüne alınarak nöbetçi hâkimlikçe verilen 14.03.2011 gün, 2011/16 sorgu sayılı tutuklama kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine oy çokluğu ile karar verildiği, heyetin Başkan Şeref Akçay (27560), üye Hâkimler ... (37278) ve ... (39587) ’den oluştuğu, Başkan Şeref Akçay'm karara muhalefet ettiği ve 5 sayfadan ibaret muhalefet şeriıi yazdığı, muhalefet şerhinde özetle; şüphelinin tutuklama kararında TCK 314/2 ve 288/1 maddelerinde belirtilen suçlardan dolayı kuvvetli suç şüphesinin bulunması, serbest kalması halinde delil karartma ihtimalinin bulunması göz önüne alınarak tutuklanmasına karar verildiğini, itiraz dilekçelerine konan belgelerden şüphelinin ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı anlaşıldığından yazı ile bu mahkemedeki iddianamenin celp edildiğini, ilgili sayfalardan anlaşılacağı üzere şüphelinin o dosyada "." örgütü ve mensuplarına yardım suçu nedeniyle TCK 227/7, 314/3, 314/2, yargı görevini yapanı etkileme suçundan dolayı TCK 277/1, soruşturmanın gizliliğim ihlalden dolayı TCK 285/1-3, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek suçundan 3713 sayılı Yasa’nm 6/1, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek suçundan TCK 136/1, 137/1 maddeleri ve 6136 sayılı Yasa’ya Muhalefet suçlarından kamu davası açıldığım, bu iddianamenin içeriğinden şüphelinin yazdığı." adlı kitabın suça konu delil olarak değerlendirildiğim, şüphelinin bu dosyada .” örgütüne yardım ettiği iddiası ile tutuklu olarak yargılandığım, itiraza konu dosya açısından bakıldığında şüpheliye savcılık ve hâkimlikte sorulan soruların bu kitabı nedeniyle ... terör örgütü üyesi olup olmadığı, ... örgütünün dezenformasyonu faaliyetleri, .” adlı örgütsel doküman, ., ... isimli şahıslan tanıyıp tanımadığı, kitabı ne zaman yazdığı, hangi yayınevine ve kimlere verdiği, kimden yardım aldığı, ... TV'de ele geçen belgeler olduğunu, diğer klasörde de ayrıca delil olarak bu kitapla ilgili basında çıkan olumlu ve olumsuz yazılar ile televizyonda yapılan programların dökümlerinin bulunduğunun görüldüğünü, mahkemelerine 2010/857 sayılı soruşturması üzerinden 2 klasör gönderildiğini, aynı günlerde mahkemelerine “Zirve Yayınevi olayı” nedeniyle yapılan tutuklamalardan dolayı 11 klasör gönderildiğini, onun da soruşturma numarasının 2010/857 olduğunun görüldüğünü, bu kez savcılıktan 2010/857 sayılı soruşturma dosyasının daha sağlıklı bir inceleme yapılabilmesi için tüm eklerinin gönderilmesinin istendiğini, ancak yazıya resmi olarak cevap verilmediğini, mahkemeye belirtilen klasörlerin gönderildiğini, bu klasörlerin tamamının “Zirve Yayınevi” ile İlgili soruşturma dosyalarına ait olduğunun görüldüğünü, tüm soruşturma dosyalarının gönderilmesi istenmesine rağmen başkaca dosya gönderilmediği, klasörleri getiren kâtip tarafından kalan dosyaların 100 klasörden fazla olduğunun belirtildiğini, itiraza konu dosyanın incelenmesi aşamasında ... müdafilerinin 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki tutuklama kararına İtirazı üzerine 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin verdiği red kararına yapılan diğer itiraz nedeniyle yine 2010/857 sayılı soruşturma üzerinden 3 klasörün daha geldiğinin görüldüğünü, bu şekilde az da olsa ... ile ilgili diğer şahısların dosyadaki iddialarının incelenme imkânının bulunduğunu, incelenen ... ile ilgili dosyada sanığın yaptığı gazetecilik faaliyetleri ve diğer şahıslarla yaptığı telefon konuşmaları ve ...'mn yazdığı kitap konusunda kendisine yardımcı olup olmadığının sorulduğunun görüldüğünü, 3713 sayılı Yasa’mn 7/2, Anayasa’nın 25 ve 26, AÎHS’nin 9 ve 10. maddeleri ile AİHM kararlarından bahsedildiği, bunlar çerçevesinde şüphelinin konumuna bakıldığında şüpheli ...'nm tutuklanmasının mantıken ve hukuken mümkün olmadığım, şüphelinin tutuklanma gerekçelerine bakıldığında adı geçenin suç örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan tutuklandığım, adil yargılamayı etkileme suçunun CMK 250. maddesinin yetkisinde olmadığını ancak bu suçun önüne “...” suçlaması konularak maddenin yetkisine dahil edildiğini, şüphelinin “...” Örgütü ile kitap yazmanın dışında ne tür bir bağlantısı olduğunu, hangi örgüt üyeleri ile görüştüğünü, hangi örgüt üyesinden talimat aldığım, hangi örgütsel faaliyetlerde bulunmak suretiyle bu örgüte yardım ettiğini, bu konuda vicdanları rahatlatacak başkaca herhangi bir delil ortaya konmadığını, bu anlatılanların sadece kendilerine gönderilen ... ile ilgili 2 klasör ve ... ile ilgili 3 klasörden tespit edebildiklerini, diğer delilleri bilmediklerini, savcılığın hangi yetkisine istinaden İstenen soruşturma dosyasını mahkemeye göndermediğini, bunun hukuken anlaşılamadığını, tutuklama karan verilirken de yasal ve yeterli hiç bir gerekçe gösterilmediğini, tutuklama için iki gerekçe ortaya konduğunu, birincisinin dosya kapsamına göre kuvvetli suç şüphesinin bulunması, İkincisinin atılı suçun niteliği itibari ile şüphelinin serbest bırakılması halinde delilleri karartma tehlikesinin bulunması olduğunu, bu gerekçelerin yerinde olmadığım, şüphelinin adil yargılama ile ilgili başka yerlerde açılan dava ve bu kitapla ilgili onlarca davası bulunduğunu belirtmesine rağmen bunların araştırılmadığını, en azından bu soruşturma veya davaların iddianamelerinin getirtilerek mükerrer soruştumıa veya yargılama olup olmadığının tespitinin gerektiğini, soruşturma makamlarının şüphelilerin lehine olan delilleri de toplama görevinin bulunduğunu, tüm bu sebeplerle yapılan soruşturmanın bu kıstaslara uymadığı ve tutuklama kararının da hukuka uygun bulunmadığım, şüphelinin tahliyesinin gerektiği görüşünde olduğunu, çoğunluğun yeterli gerekçe taşımayan talebin reddine ilişkin kararına katılmadığımı beyan ettiği,Cumhuriyet savcısı ...’ın 05.04.2011 tarihli yazı ile ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne diğer şüpheliler ile birlikte ...’nın da tutukluluk durumunun CMK. 108 maddesi gereğince incelenerek atılı suçun vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, henüz sonuca bağlanmamış olması, bulunduğu aşama ve tutuklama karanndan sonra şüpheliler lehine değişen veya bulunan yeni delil olmaması ve dosya kapsamı nazara alınarak tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdiği,... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08.04.2011 tarih, 2011/383 değişik ... sayılı kararı ile diğer şüpheliler İle birlikte ...’mn da üzerine atılı suçların vasıf ye mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklama tarihine nazaran kaçma şüphesinin devam etmesi, şüpheliler lehine dosyaya yeni bir delil girmemesi, tutulamaya alternatif koruma tedbirlerinin, yetersiz kalacağı ve tutuklama sebeplerinin kalkmaması gerekçesi ile tutukluluk halinin devamına dair karar tesis ettiği, hâkimin ... .) olduğu,Cumhuriyet savcısı ...’m 06.05.2011 tarihli yazı ile ... 14. Ağır Ceza. Mahkemesi’ne diğer şüpheliler ile birlikte ...’nın da tutukluluk durumunun CMK 108 maddesi gereğince incelenerek atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sud Örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak\ toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, henüz sonuca bağlanmamış olması, bulunduğu aşama ve tutuklama kararuıdan sonra şüpheliler lehine değişen veya bulunan yeni delil olmaması ve dosya kapsamı nazara alınarak tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdiği,... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07.05.2011 tarih, 2011/525 değişik ... sayılı karan ile diğer şüpheliler ile birlikte ...’nın da üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, henüz sonuca bağlanılmamış olması, bulunduğu aşama, tutuklama karanndan sonra şüpheliler lehine değişen veya bulunan yeni delilin olmaması gerekçesi ile tutkluluk halinin devamına dair karar tesis ettiği, hâkimin ... .) olduğu,Cumhuriyet savcısı ...’ın 06.06.2011 tarihli yazı ile ... 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne diğer şüpheliler ile birlikte ...’nın da tutukluluk durumunun CMK. 108 maddesi gereğince incelenerek atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, henüz sonuca bağlanmamış olması, bulunduğu aşama ve tutuklama kararından sonra şüpheliler lehine değişen veya bulunan yeni delil olmaması ve dosya kapsamı nazara alınarak tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdiği,...’nın 07.06.2011 tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığı, dilekçe ile; tutuklanmasına konu soruşturma ile ilgili açıklamalarda bulunduğu, lehine olan yeni deliller toplanması neticesi takipsizlik ve tahliye kararlan verilmesini istediği, “Haliç’te Yaşayan Simonlar” isimli kitabını hiç kimsenin etkisi ve desteği olmaksızın kendisinin yazdığım belirterek yayınevinden gelen yazı ve bağlantılı soruşturma belgeleri, kitap basım ve taslak örnekleri, üç adet 600’er sayfalık taslaklar, kitap hakkında ... bağlantılı tahkikat için ... TEM Şubesi, savcılık yazışması, kitap hakkında ... Bakanlığı5nuı fikir özgürlüğü sayılacağına dair onayı, dilekçede bahsedilen bazı yazarlara ilişkin yazı ve yayın örneklerini eklediği,... 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/677 değişik ..., 08.06.2011 tarihlî karan ile şüphelilerin atılı eylemi işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığım gösteren olgulann bulunması ve halen devam etmesi, atılı eylemin CMK. 100/3 maddesinde sayılan suçlardan olması gerekçesi ile CMK. 108 maddesi uyarınca tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, hâkimin ... (.) olduğu,
... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 22.06.2011 tarihli yazı ile, ... Cumhuriyet Başsavcılığına 12 sayfadan ibaret tespit tutanağı gönderdiği, üst yazıda;14.02.2011 tarihinde ... TV’nin bulunduğu adreste yapılan aramada "Haliç'te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet, Bugün Cemaat" isimli kitabın dijital olarak bulunduğu bir belgenin ele geçirildiği, belgenin yapılan ön incelemesinde “kitap ismi, kitap künyesi ve içindekiler” kısımlarında kitabın basılmış hali ile bazı farklılıkların olduğunun tespit edildiği, "Haliç'te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet, Bugün Cemaat" isimli kitap ile ... TV'de yapılan aramada elde edilen dijital belge arasındaki içerik farklılıklarına ilişkin düzenleme tespit tutanağının yazı ekinde gönderildiğinin belirtildiği, 22.06.2011 tarihli tutanağın iki TEM Şube görevlisi tarafından tanzim edildiği,
Cumhuriyet savcısı ...’ın 19.07.2011 tarihli müzekkere ile ... 9, Ağır Ceza Mahkemesi’ne diğer şüpheliler ile birlikte ...’mn da tutukluluk durumunun CMK. 108 maddesi gereğince incelenerek atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, henüz sonuca bağlanmamış olması, bulunduğu aşama ve tutuklama kararından sonra şüpheliler lehine değişen veya bulunan yeni delil olmaması ve dosya kapsamı nazara alınarak tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdiği,... 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20.07.2011 tarih, 2011/532 değişik ... sayılı kararı ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi, suçların CMK 100/3 maddesinde sayılan suçlardan olması, tutuklama sebeplerinin halen devam EDİYOR olması, tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesi ile CMK 108 uyarınca tutukluluk haline devamma karar verildiği, hâkimin ... (.) olduğu,...'nm ... Cumhuriyet Başsavcılığına 25.07.2011 tarihinde 10 sayfadan ibaret dilekçe gönderdiği, dilekçe konusunun; ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği'nin 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı tutuklamaya konu soruşturma ile ilgili j açıklamalann tekran ile lehine olan yeni delillerin toplanması konusundaki dilekçe akibetinin çabuklaştırılması, savcılıkça yazılan yazıların tekidinin sağlanması, takipsizlik ve tahliye karan verilmesi taleplerine İlişkin olduğu, dilekçesinde; “Haliç'te Yaşayan Simonlar” kitabının hiç kimsenin etkisi ve desteği olmaksızın tarafınca yazıldığı ve başkalarınca yazılamayacağı, ...'in kitapta orijinalinden farklı alıntılar yapmasının izahı ile ... TVde bulunan belgelerin gerçeği yansıtmayacağı ve belgelerin suni olarak yaratıldığı başlıkları altında cevaplar verdiği, Hanefî Avcı’nm bu dilekçesinde; kitabın yayın aşaması ile ilgili olarak anlatacakları ve bunu doğrulayan kitabın yayın sürecini gösteren redaksiyon belgeleri gibi maddi deliller bulunduğunu, savcılığın yayınevi bilgisayarları üzerinde kitabın redaksiyon aşamalarını gösteren dijital belgelerin bilirkişi marifetiyle yaptıracağı inceleme ve yine savcılığın tanık olarak kitabın yayma hazırlanmasında görev alan redaksiyoncu, editör, tasarımcı ve benzeri gibi çalışanların alınacak beyanı ile kitabın kimsenin katkısı ve müdahalesi olmaksızın kendisi tarafından yazıldığı hususunun tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlanacağım, daha önceki dilekçesinde kitabın yazım ve redaksiyon sürecinin kendisi tarafından anlatıldığım, kitabın 2010 yılı başlarına doğru bitme aşamasında yeni gelişmeler olduğunu, özel hayatı hakkında bilgi toplamak ve toplum içerisinde prestijini sarsmak isteyen ... İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün yöneticileri olan kişilerin kendisini ve yakın çevresini hukuka aykın olarak dinlediklerini öğrendiğini, bu hususu araştırırken emniyet içerisinde cemaat örgütlenmesinin bazı üst düzey emniyet mensuplarına karşı koraplovari çalışmalar yaptıklarım öğrendiğini, bu konulara mani olunması için İçişleri Bakanı, ... Bakam, Emniyet Genel Müdürü, Başbakanlık Müsteşarı ve ...’da savcılarla görüşmelerinin olduğunu, onlann bu soruna çare üretmemeleri üzerine bu durumun gelecekte ülke için ciddi sorun olacağım görerek bu konunun da kitapta yer alması için yazmaya başladığını, olayın tam olarak ortaya çıkarılması, yayın sürecinin netleşmesi ve tereddütlerin giderilmesi için yayınevi bilgisayarlarında yapılacak bilirkişi İncelemesi ile yapılan değişikliklerin tamamı ve zamanının net olarak belirlenebileceği gibi redaktör ... Kopuzlu ve diğer arkadaşları ile kapak tasarımcısı Onur Can Özdemir, sayfa düzenini yapan ... Yaman ve diğer firma görevlilerinin ifadeleri alındığında kitabın yazım ve değişikliklerinin nasıl olduğu, bir kimsenin müdahalesinin olup olmadığı, tüm değişiklik ve yazımının nasıl yapıldığının net olarak ortaya çıkacağım, soruşturma dosyasında önemli emare olarak gösterilen ... TV'de bulunan kitabının taslağı ile ilgili olarak ekte sunduğu f belgeler üzerinde ve yayınevi bilgisayarlarında inceleme yapıldığında kitabının ... TV'de bulunan nüshasının kitabın sondan bir Önceki redaksiyon halini yansıttığının net olarak göründüğünü, kitabın içeriği iyi etüt edildiğinde ... veya bir başkası tarafından ıyazılmasının mümkün olmadığının anlaşılacağını, ...'in gazetedeki köşesinde yazdığı ve kitaptan alıntı yaptığını belirttiği yazılar İle kitap orijinali arasındaki küçük kelime farklılıklarının sebebinin İse kitabın yayınlanmasından hemen sonra tahminen 20 Ağustos tarihinde ... Meltemdeki polis evinde ... ile röportaj için buluştuğunda kendisinden kitap veya dijital ortamda kitabın nüshasını istediğini, kitabın kendisinde de olmadığım, bu sebeple kendi bilgisayarında olan en son kontrol ettiği ancak yayınevinde yaptığı ikinci bölümüm “niçin yazdığım” kısmındaki yaptığı bazı değişiklikleri kapsamayan nüshasından bir kopyayı USB bellekte ...’e verdiğini, ...'in yazısında i kitabından alıntıladığı bu kısmın içerik olarak aym kelime bazında farklılık gösterdiğini, sebebinin de açıkladığı husus olduğunu, bu durumun yaymevi bilgisayarları üzerinde yapılacak teknik inceleme ile ortaya çıkacağım, ...'in kitap yazımına katkısı olması halinde tam suretin onda da olacağını, aynca ... TV'de bulunan belgelerin oluşturulma biçimi, içeriği, dili ve ifade olarak incelendiğinde maddi gerçek ile uyuşmadığım, sahte olarak üretilerek bilgisayara yüklendiğinin anlaşıldığım, yazılan bir kitap nedeniyle modem hiçbir ülkede yazann terör örgütü üyesi suçlamasıyla mahkûm olduğunun görülmediğini, mevzuata, Yargıtay, AİHS ve AİHM içtihatlarına açıkça aykırı olarak tutuklanmasının sağlandığım ve hakkında soruşturma başlatıldığım, tüm bunların açık olarak yaptıklarının eleştirilmesine tahammül edemeyen çevrelerin ...'yı suçlama gayretleriyle delillerin uydurulduğunu gösterdiğini, ... TV'de bulunan belgelerin genel ifade biçimine ve diline bakıldığında . tarafından yazılmadığım, üçüncü kişiler tarafından .adına yazıldığını, uydurulduğunu, bu belgelerin dil, ifade, anlatım konusunda uzman bilirkişilere inceletîlmesi durumunda halin net olarak ortaya çıkacağım, tüm bunların dışarıda hazırlanıp ..., ... ve onlarla bağlantılı gösterilen bazı kişileri soruşturmaya tabi kılmak (sadece bazı olay ve soruşturmaları hukuka aykırı soruşturma biçimleri bakımından eleştirdikleri için) ve ... Şık’ın kitabının basılmasına mani olmak için yapıldığım belirttiği,...'nın yukarda belirtilen dilekçesinde kendisinin yeniden cezaevinden getirtilerek beyanının alınması, redaktör ., ... isimli şahıs, ., ... ., kitabın yayına hazırlanmasında görev alan yaymevi görevlileri, tasarımcı, düzenleyici vs. kişiler ile yayınevi avukatı ... .'nun beyanlarının alınmasını, yayınevi bilgisayarları üzerinde kitabın redaksiyon sürecindeki değişiklikler ve diğer belgelerin tarihi, şekli vs. konularda teknik bilgisayar uzmanlarınca bilirkişi İncelemesi yapılması taleplerini tekrar ettiğini ve tahliyesini istediğini bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’ın 25.07.2011 tarihlî yazı ile ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği'ne, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu göz önüne alınarak tahliye talebinin reddine karar verilmesi mütalaası ile gönderdiği, ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/922 değişik ..., 28.07.2011 tarihli kararı, ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklama tarihine nazaran kaçma şüphesinin devam etmesi, şüpheli lehine dosyaya yeni bir delil girmemesi, tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve tutuklama sebeplerinin kalkmaması gerekçesi ile tahliye talebinin reddine karar verildiği, hâkimin ... (.) olduğu,... Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 02.08.2011 tarihli üst yazışma; tespit tutanağı, içeriğinde , . ve. isimli kitabın dijital hallerinin bulunduğu., ., ., .simli belgeleri, . isimli kitabın dijital halinin yer aldığı belgenin teknik özellikleri ve kitabın dijital ile basılmış halinin içindekiler bölümü, . isimli kitabın ., ., ., ., ., . numaralı sayfalan arası,.-. numaralı sayfalan arası, .. numaralı sayfalan arası,. numaralı sayfalan arası, .-. numaralı sayfalan arası,.-. numaralı sayfalan arası, .-.,.-.,.-., .. numaralı sayfalan arasının fotokopileri, ...’mn tanık ifade tutanağı, İsmail Yıldız’dan el konulan “.” isimli .belgesi, “Kimin hususi yazan ya da .başta olmak üzere tüm . yazarlan, entelektüel anlamda düelloya davet ediyorum” isimli doküman, ...’in ve .’nun köşe yazılan, ... ve kitabı hakkında ...’in köşe yazılan ve ... TV’de çıkan haberlerin çıktılan eklenerek ... Cumhuriyet Başsavcılığı’mn CMK 250. maddesi ile yetkili birimine gönderildiği,...’nm 04.08.2011 tarihli dilekçe ile tutukluluğun devamı karanna itiraz ettiği, dilekçede özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlanndan 14.03.2011 tarihinde ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimi tarafından tutuklandığını, kendisi tarafından yazılan kitabın ... örgütünün talimatıyla yazdığı veya ... tarafından yazdınldığının İddia edildiğini, örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerle ilişkisi olmadığı gibi kitabın tarafından yazıldığı, başka kimsenin etkisinin olmadığına dair yayınevi belgeleri ve redaksiyon süreci ile ilgili delillerin bir kısmım savcılık makamına sunduğunu, ayrıca diğer delillerin araştırılması, olayla ilgili bilgi sahibi olan yayınevi görevlileri ile redaksiyonculan tanık olarak gösterdiğim, lehine olan delillerin toplanmasını talep ettiğini, belgeler incelenmeden tutukluluğunun devamına karar verildiğini, karara itiraz ettiğini ifade ettiği,Cumhuriyet Savcısı ...'ın 09.08.2011 tarihli yazı ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu nazara alınarak talebin reddine karar verilmesi mütalaasında bulunduğu,... 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/614 değişik ..., 17.08.2010 (2011 olması gerekirken) tarihli karan ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi, suçların CMK 100/3 maddesinde sayılan suçlardan olması, tutuklama sebeplerinin hâlen devam ediyor olması, tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin şüpheli hakkında yetersiz kalacağı sebepleri ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), üye Hâkimler ... (. ve ... (.)’dan oluştuğu,Cumhuriyet Savcısı ...'m 19.08.2011 tarihli müzekkere ile diğer şüpheliler ile birlikte ...'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, soruşturmanın henüz sonuca bağlanılmamış olması, soruşturmanın bulunduğu aşama ve tutuklama kararından sonra şüpheli lehine değişen veya bulunan yeni delilin bulunmaması, mevcut delil durumu ve dosya kapsamına göre CMK 108 maddesi uyarınca tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği'ne talepte bulunduğu,... 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/591 değişik ..., 19.08.2011 tarihli karan ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suç örgütü faaliyetinde işlenen suçlarda delil elde etmedeki zorluk, delillerin tam olarak toplanmamış olması, soruşturmanın kapsamı, soruşturmanın henüz sonuca bağlanılmamış olması, soruşturmanın bulunduğu aşama ve tutuklama sebeplerinin hâlen devam ediyor olması, tutuklamaya alternatif koruma, tedbirlerinin şüpheliler açısından yetersiz kalacağı gerekçesi ile tutukluluk halinin devamına karar verildiği, hâkimin ... (.) olduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250 maddesi ile yetkili) 2010/857 soruşturma, 2011/329 karar, 25.08.2011 tarihli karan ile "ayırma karan" verildiği, kararda şüphelilerin; ...., ., ., ., ..., ., ... ..r, ., ... ., .l, ..., .., ... ..ve ... olarak gösterildiği, ayırma karannın gerekçesinin; belirtilen şüpheliler halikındaki soruşturmanın tamamlanması ve haklarında kamu davası açılacağı olarak belirlendiği ve tefrik edilen evrakın soruşturmanın 2011/1657 sırasına kaydedildiği, ı Cumhuriyet Savcısı'ntn ... (.) olduğu,... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250 maddesi İle yetkili) 2011/1657 soruşturma, 2011/605 esas, 2011/425 iddianame, 26.08.2011 tarihli iddianamesi ile ... CMK 250. maddesi ile yetkili Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
İddianamede;Şikayetçinin ... .;Şüphelilerin . ...., ., ., .,., ..., ... ., . ..., ..., ., ... . ve .,Atılı suçların; silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlan,Suç tarihinin; 14.02.2011-03.03.2011 tarihleri,Delillerin; iddia, kısmi iddia, çelişkili savunmalar, tanık beyanları, mahkeme kararlan, tutanaklar, iletişim tespit tutanaklan bilirkişi inceleme raporlan, emanet makbuzları nüfus ve sabıka kayıtlan ile tüm dosya kapsamı olduğu,İddianamenin “şüpheli ...” başlıklı kısmının aynen;“Şüpheli 14/03/2011 günü savcılığımızda ayrıntılı ifade veriliştir. Alman ifadesinde özetle; hiçbir örgütle hatta hiçbir kişiyle hukuka ayları bir ilişkisinin olmadığını, ." isimli kitabın tamamen kendisine ait olduğunu, sorulan kişilerle hiçbir bağlantısının olmadığım beyan etmiştir. Şüpheli ... her ne kadar ifadesinde .a hiç tanışıklığının olmadığım, 10 yıl önce ayaküstü bir yerde karşılaştıklarım, onun dışında hiçbir irtibatının bulunmadığını beyan etmişse de; soruşturma kapsamında. 'in örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belge elde edilmiş, bu talimatların içeriğinde de ...’mn örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu anlaşılmıştır. ... TV ve şüphelilerden ele geçirilet delillere bakıldığında ...'ya "Haliçte Yaşayan Simonlar" isimli kitabm yazdırıldığı anlaşılmıştır... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.11.2011 tarihli tutukluluk inceleme kararı ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sevk maddelerinin alt ve üst sınırları, kaçma şüphesi, delilleri karartma ihtimali, koruma tedbirlerinin uygulanmasının yeterli olmayacağı ve tutuklama sebeplerinin kalkmaması gerekçeleri ile tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına dair karar tesis edildiği aynca ... müdafilerinin 02.11.2011 tarihli tahliye taleplerinin reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... .) ve ... (40849)’den meydana geldiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28.12.2011 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, kararda atılı suçlann vasıf ve mahiyeti, iletişim tespiti tutanaklan, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, atılı suçlann ÇMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, cezanın alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar ve müdafilerinin telepleri doğrultusunda haricen aldınlıp dosyaya sunulan görüş yazılannın bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği hususlanmn gerekçe olarak belirlendiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.) ‘den oluştuğu,Sanık ... müdafi Avukat.nın 05.01.2012 havale tarihli dilekçe ile ileri sürülen suçlama ve iddialara yönelik beyanları ile tutukluluk halinin kaldırılması isteminde bulunduğu,05.01.2012 tarihli 8. oturumda sanık ...’un savunmasına devam edildiği, sanığın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını talep ettiği, müdafi Avukat .’in savunma ve delillerini bildirdiği, sanık ... .’m savunmasının alındığı, tahliyesini talep ettiği, müdafi Avukat .’in tahliye talebinde bulunduğu,; sanık .ın savunmasının alındığı, sanık ...’mn savunmasının alındığı, sanık ...’in savunmasının alındığı, müdafi Avukat.’ın savunmada bulunduğu ve tahliye karan verilmesini istediği, sanık ...müdafi Avukat . beyanlanmn alındığı, Cumhuriyet Savcısı ...’ın görevsizlik karan verilmesine ilişkin taleplerin dosya içeriğine göre reddine, vefat eden . hakkındakİ kamu davasının aynlmasına ve düşme karan verilmesine, sanık .hakkında ... kurulu raporu aldırılması, savunması alınamayan sanıktann bir sonraki celse dinlenmesine, el konulan bilgisayar hard diskleri içerisindeki dijital veriler ile ilgili tarafsız bilirkişiler tarafından rapor düzenlettirilmesine, mevcut deliller, atılı suçlar için yasada öngörülen cezalann alt ve üst sınırlan, delillerin tamamen toplanmamış olması dikkate alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebinde bulunduğu, ..., ... ve ...’den oluşan heyetin sanık . yönünden dosyanın aynlmasına, Kaşif Kozinoğlu’na ait belge ve dokümanlann dosyadan çıkanlması ve yayın yasağı konulması yönündeki talebin CMK 187/3 maddesi uyarınca duruşmaların aleni olması, milli güvenliğe ve genel ahlaka, kişilerin onur ve haklarına dokunacak veya suç işlemeye kışkırtacak nitelikte bulunmadığı değerlendirildiğinden talebin reddine, Kaşif Kozinoğlu’na ait hard disk, mp4 ve 2 adet film negatifinin suret ve imaj kopyasının alınmasından sonra mirasçılarına iadesine, sanık . müdafılerinin CMK 135/2 maddesi uyarınca dosyada bulunan iletişim tespiti tutanaklarının dosyadan çıkartılması yönündeki taleplerinin tutanak içerikleri, dosya kapsamı bütün halinde değerlendirme suretiyle ve sanık savunmalarının tamamlanamamış olması göz önüne alınarak reddine, görevsizlik karan verilmesi yönündeki talebin sanıklar hakkında TCK 314/2 ve 314/3 maddelerinden kamu davası açılmış olması CMK 250/1 maddesi dikkate alındığında atılı suçlarla ilgili yargılama yapma görevinin mahkemeye ait olduğu aynca eylemlerin niteliği, yargılamanın bütünlüğü, hukuki ve fiili irtibat dikkate alınarak reddine, dijital veriler üzerinde bir kısım sanık bilgisayarlarını virüs yolu ile veri gönderildiğine yönelik iddialarla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki talebin kabulü ile TÜBİTAK’tan 5 kişilik isim listesinin gönderilmesinin istenmesine, cevap geldiğinde bildirilen listeden 3 kişinin re’sen seçilmesi ile bilirkişi raporunun düzenlenmesinin istenmesine, sanık .un. ve . ile arasındaki . dökümlerinin istenmesi ve bir kısım sanıklar müdafinin tanık dinletme talebinin sanık savunmalarının tespitinden sonra değerlendirilmesine, sanıklar müdafilerinin delillerinin hukuka aykırı olduğu hususunda bir tespit yapılmasına ve hukuka aykırı yöntemle elde edildiği iddia edilen delillerin dava dosyasından çıkartılmasına yönelik istemlerin, talebin esasa ilişkin olması ve hangi delile niçin üstünlük tanındığı ve hangi delile itibar edilip edilmeyeceğinin mahkemenin delillerin tartışılması aşamasında değerlendirileceği dikkate alınarak nihai hüküm ile birlikte değerlendirilmesine, sanık . .’m ... TV’de ele geçirilen özel hayata ilişkin görüntüleri içeren .’yi kendisine getiren kişinin tespitine yönelik talebin ve sanık .’un bilgisayarına gönderildiğini iddia ettiği dijital verilerin kim tarafından gönderildiğine yönelik talebin ve suç duyurusu istemi hususunda sanık ve müdafılerini Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması haklan bulunduğundan mahkemece bir karar verilmesine yer olmadığına, tutuklu sanıklar ., ... ., ., ., ., ... ., ..., ., ..., ... ve ..’ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, elde edilen doküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, İletişim tespiti tutanaklar, fiziki takip tutanaklar ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olgulann bulunması, delillerin toplanamamış olması, sanık savunmalarının alınmamış olması, atılı suçlann CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar müdafilerince dosyaya sunulan görüş yazılanım hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece de henüz dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu aldınlmamış olması nedenleri İle tahliye taleplerinin ayrı ayn reddi İle tutukluluk hallerinin devamına, sanık .l’un tutukluluğunun infazının cezaevi koşullannda hayatı için kesin bir tehlike teşkil edip etmediği, resmi ... kunıluşlannm tutuklulara aynlan bölümlerinde İnfazın mümkün olup olmadığı, sanığın tedavisinin cezaevi koşullannda yapılıp yapılamayacağı konusunda bilirkişi raporu düzenlenerek gönderilmesi yönünde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na yazı yazılmasına karar verildiği,Sanık ... müdafi Avukat .nın 23.01.2012 havale tarihli dilekçe ile müvekkili ... hakkında ileri sürülen suçlama ve iddialara yönelik savunma yaptığı ve tutukluluk halinin kaldırılmasını talep ettiği,Sanık ...’nm 23.01.2012 tarihli dilekçe ile savunmada bulunduğu ve tahliyesini istediği, dilekçesine ... TV, Bilge Kaya mesajlan, kitap ve taslaktaki dip notlar, belgeler, taslak benzeri yapılan 2 adet ., yayıncı . firmasında, yayın sürecini gösteren iki adet dosya, 17 sayfa taltif listesi, “. döneminde “. .’nun faaliyetleri hakkında hazırladığı rapor, ... Bakanlığı’nın TCK. 301 maddesine göre izin'' vermeme kararı, dijital veriler hakkında Prof. Dr. . .in kitabının ilgili bölümlerini eklediği,27.01.2012 tarihinde 11. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.) Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.’den teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamım Cumhuriyet Savcısı ... (.)’m temsil ettiği, oturumda sanık., ..., ., sanık ... . müdafi Avukat ., sanık ...müdafi Avukat ., sanık.müdafi Avukat., sanık ... ., sanık ., sanık ., sanık ..., sanık ... ., sanık ..., sanık ...müdafi Avukat ., sanık . müdafi Avukat ., sanık ... . müdafi Avukat ., sanık. müdafi Avukat ., sanık. müdafi Avukat ., sanık . müdafi Avukat ., sanık ... müdafi Avukat.sanık . müdafi Avukat .’m savunma ve beyanlarının alındığını, duruşmada mahkemece sanık İklim Ayfer Kaleli’nİn gözlemlenen hareketleri, gergin oluşu, müdafinin beyanından ilaç kullanıyor olması dikkate alındığında CMK 200 maddesi gereğince “sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verilir.” hükmü dikkate alınarak sanık İ.nİn savunmasının diğer sanıkların yolduğunda alınmasına oy birliği ile karar verildiği, Avukat Celal Ülgen’in beyanında CMK’nın ilgili maddesinin herhangi bir biçimde sanıklardan ya da taraklardan birisinin İfadesini etkileyecek bir olgu ya da somut belirti olduğu takdirde uygulanabileceğini, burada somut olgu, somut belirti, tehdit ve talebin olmadığını, huzurdaki sanığın yanlış bir mecraya itildiğini, sanığın psikolojisinin bozulacağım belirttiği, ayrıca sanıkların yüzüne karşı ifadesinin alınmadığı için İfadesinin hükümsüz olacağını bildirdiği, heyet başkaranın CMK’ya göre karar verdiklerini beyan ettiği, avukat .İn karar alındıktan sonra avukatlardan beyan sorulamayacağını ayrıca 14 sanığın dışarı çıkarılamayacağım, kanun metninde “bir sanığın” İfâdesi geçtiğini, Avukat .’ın 14 kişinin baskıda ya da bir eylemde bulunduğunun görülmediğini, sanığın ve müdafisinİn de huzurda böyle bir talepte bulunmadığını, CMK 200 maddesi gereğince alınan bu karardan geri dönülmesini beyan ettiği, mahkeme heyetince ara kararla CMK 200’üncü maddesi ile ilgili alınmış olan karara vaki itirazların aralan madde ve gerekçesinde belirtilen hususun mahkemenin takdirinde olduğuna yönelik içerik dikkate alınarak reddine karar verildiği ve sanık .nİn savunmasının alındığı, sanık .nİn savunmasında, .başlıklı.dosyasının emniyet tarafından İncelemesi yapılıp kendisine iade edilen bilgisayarda bulunmadığını, buna rağmen iddianamenin ek klasörlerinde kendisi ile ilgili olan klasörde yer aldığım ifade ettiği, sanık ...’in . ., . ve .ün tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulunduğu, iddia makamının bilirkişi incelemesi konusundaki eksikliğin giderilmesi, Sabri Uzun'mı tanık olarak dinlenmesi, mevcut deliller, ceza miktarları ve dosya içeriği dikkate alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece TÜBİTAK’tan bilirkişi raporu aldırılması, sanık.’un . ve . ile aralarındaki HTS dökümlerinin istenmesi talebinin dosyaya yemlik getirmeyeceğinden reddine, İddia edilen ... terör örgütü ile ilgili İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bilgi notu istenilmesine yönelik yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasına, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iddia olunan ... silahlı terör örgütüne ilişkin mahkemelerinde yargılaması devam eden dosyalara ilişkin İddianame ve duruşma tutanaklarının istenmesine, sanık ...’mn e-mail trafiğinin istenmesi talebinin kabulü ile bu konuda TİB’e yazı yazılmasına, ... 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak ...’mn sanık olarak yargılandığı dava dosyasının istenmesine, ...müdafinin müvekkili ile gerçekleştirdiği iletişim tespiti tutanaklarının dosyadan çıkartılması talebinin, iletişim tespiti tutanaklarının içerikleri ve dosya kapsamı bütün halinde değerlendirilerek bu aşamada reddine, sanıklar ... ve ...’nm belirttiği tanıkların ve Cumhuriyet Savcısının Sabri Uzun’un dinlenmesi talebinin sanıkların sorgularından sonra değerlendirilmesine, sanık ... Şık müdafilerinin CMK 135/2 madde gereğince dosyada mevcut İletişim tespiti tutanaklarının çıkartılması yönündeki talebinin iletişimin tespiti tutanaklarının içerikleri, dosya kapsamı bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğinden ve sanık ile müdafi arasındaki görüşmelerin açılmış bir soruşturma ya da kovuşturmaya yönelik olmadığından reddine, sanık ... ile ilgili iletişim tespitine son verilmesine yönelik kararın ve dayanağının gönderilmesi yönünde ... Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, sanıklar İklim Ayfer Kaleli ve ...’in dosya eklerine girmeyen iletişimin tespiti tutanaklarının istenmesi yönündeki taleplerinin kabulü ile bu konuda ... Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, tutuklu sanıklar . ... .,. ., ., ...., ..., .iziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin toplanamamış olması, sanık savunmalarının alınmamış olması, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar müdafilerince dosyaya sunulan görüş yazılarının hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece de henüz dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu aldırılmamış olması nedenleri ile tahliye taleplerinin ayn ayrı reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, sanık .un Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca düzenlenen rapor doğrultusunda tedavisinin yapılması amacıyla en kısa sürede . Kalp Hastalıkları Hastanesi’ne şevkinin sağlanmasına, tedavi süreci ve düzenlenecek raporların gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, Sanık ... müdafi Avukat.ı’mn 31.01.2012 tarihli dilekçe ile; 27.01.2012 tarihli oturumda verilen tutukluluğun devamına ilişkin karara itiraz ettiği, dilekçede özetle; atılı suçun müvekkili tarafından işlenmediği, bu hususun dosya içerisindeki belge ve verilerle sabit olduğu, iddialara dayanak kitap ve ele geçtiği ileri sürülen digital verilerin sahte olduğu, müvekkilinin “Devrimci Karargâh” davası nedeniyle tutuklu olduğundan kaçmasının söz konusu olamayacağı hususlarının bildirildiği,İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 31.01.2012 tarih, 906-30808 bİtgif talebi konulu yazısı ile, ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2007/1536 sayılı soruşturma ve bağlantılı olarak yürütülen diğeri soruşturmalar İle devam eden yargılama dahil kovuşturmaların Emniyet Genel Müdürlüğüne intikal eden kayıtların, her türlü bilgi, belge ve dokümanın bir bütün olarak incelenerek değerlendirilmesi neticesinde talep edilen husus ile ilgili hazırlanan bilgi notunun gönderildiği, yazı ekindeki bilgi notunun “Netice ve Kanaat” kısmında; konunun kovuşturmayı yürüten bağımsız mahkemelerin yetkileri kapsamında olmakla birlikte belirlenen hususlar çerçevesinde “...” isimli yapılanmanın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir terör örgütü olduğunun değerlendirildiğinin yazıldığı,Sanık ... müdafi.’mn 31.01.2012 tarihli dilekçe ile 27.01.2012 tarihinde yapılan duruşmada ...’nın tutukluluk durumunun kaldırılmasına ilişkin talebin reddine dair karara itiraz ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07.02.2012 tarihli ara karan ile sanık ...’nm tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykın bir yön bulunmadığından itirazın reddine dair karar vererek, dosyayı ... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği, heyetin Başkan ... .), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den oluştuğu,... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/23 değişik ..., 10.02.2012 tarihli karan ile sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi delillerin karartı İması ihtimali, tutuklama sebeplerinin kalkmaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleri ile İtirazın reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (), Üye Hâkimler ... () ve ... ()’dan teşekkül ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2012 tarihli tutukluluk inceleme kararı ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, kararda atılı suçlann vasıf ve mahiyeti, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olgulann bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, dijital veriler üzerinde haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirilebileceği dikkate alındığında hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle İlgili olarak bilirkişi raporunun aldırılmamış olması, atılı suçlann CMK 100/3- a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı hususlannm gerekçe olarak belirlendiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... .) ve ... .)’den meydana geldiği,Sanık ... müdafi Avukat.’mn 12.03.2012 tarihli dilekçe ile ...’nın tutukluluğunun kaldınlması ve yazılan kitabın basım aşamasında yayınevinde görev yapan kitabın redaksiyonu ile doğrudan görevli olan editörler., . ve ... .’un dinlenmesi talebinde bulunduğu,tarihinde 12. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.) Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den teşekkül ettiği, i duruşmada iddia makamını Cumhuriyet Savcısı .n (.)’ın temsil ettiği, celsede sanık ..müdafi Avukat . sanık ..., sanık., 1 sanık . sanık . sanık ..., sanık ... . sanık., bir kısım sanıklar müdafi Avukat ., Avukat ., sanık .müdafi Avukat .., Avukat . sanık ... müdafi Avukat ., sanık . müdafi ' Avukat ., sanık ... müdafi Avukat. sanık ...müdafi Avukat ., sanık .’ın beyan ve savunmalarının alındığı, Hâkim ... tarafından sorular yöneltildiği, iddia makamının dijital deliller İle ilgili düzenlenecek bilirkişi raporunun beklenmesi, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve TİB Başkanlığına yazılan yazı cevabının beklenmesi, delil durumu, tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak sanık ... Sait Çakır’ın tahliyesine, diğer tutuklu sanıklar yönünden atılı suçlar için yasada Ön görülen ceza miktan, sanıkların aleyhine deliller, tutuklama tarihlerine göre tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi isteminde bulunduğu, mahkeme heyetince sanık Banş Pehlivan’ın talebinin kabulü ile 14.02.2010 tarihinde ... TV’de yapılan arama ve el koyma işlemlerine ilişkin var ise görüntü kayıtlarının istenmesi yönünde ... Emniyet Müdüriüğü’ne müzekkere yazılmasına, TÜBİTAK’a yazılan yazı cevabının beklenmesine, yazıya sanık ... müdafinin bilirkişi raporuna yönelik hazırladığı dilekçenin eklenerek bu hususun da dikkate alınmasının istenmesine, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ... silahlı terör örgütüne ilişkin yazılan yazı cevabının beklenmesine, TİB’e yazılan yazının dönüşünün beklenmesine, sanıklar ... ve ...’nın İsmini belirttiği tamklar ile .un dinlenmesi isteminin sanıkların sorgularının yapılmasına müteakip değerlendirilmesine, sanık ... ile ilgili iletişimin tespitine son verilmesine yönelik kararın ve dayanağının gönderilmesine ilişkin yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasına, sanıklar .ve ...’in dosya eklerine girmeyen iletişim tespiti tutanaklarının istenmesi yönündeki müzekkerenin dönüşünün beklenmesine, sanıklar ...,., ... ve ... .’ın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, suç vasfının değişme ihtimali, tutuklulukta geçen süre nazara alınarak tahliye taleplerinin kabulü ile bihakkın tahliyelerine, tutuklu sanıklar ., ... ., ., ., ., ...’nm üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, elde edilen doküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin toplanamamış olması, sanık savunmalarının alınmamış olması, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar müdafilerince dosyaya sunulan görüş yazılarının hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece de henüz dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu aldırılmamış obuası nedenleri ile tahliye taleplerinin ayrı ayrı reddi ile tutukluluk hallerinin devamına dair karar verildiği,Sanık ... müdafi Avukat .nin 19.03.2012 tarihli dilekçe ile 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2012 tarihli tutukluluğun devamına ilişkin karara itiraz ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2012 tarihli karan ile sanığın tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykın bir yön bulunmadığından tahliye talebinin reddine dair karar vererek dosyayı ... 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... . ve ... (.)’dan oluştuğu,Cumhuriyet Savcısı ...’un (39635) 29.03.2012 tarihli yazı İle tutuklama ile ilgili kararın yasal kurallara uygun olduğundan itirazın reddine karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu,... 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/44 değişik ..., 29.03.2012 tarihli karan ile tahliye taleplerinin reddine karar verdiği, gerekçede; atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sevk maddelerinin alt ve üst sının, kaçma şüphesi, delilleri karartma ihtimali, tutuklama sebeplerinin kalkmaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı hususlarına yer verildiği, heyetin Başkan . (.), Üye Hâkimi^ ... (.) ve ... .)’den oluştuğu,Cumhuriyet savcısı .’m 06.04.2012 tarihli yazı ile; atılı suçun niteliği, gerektirdiği ceza miktarı, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, evrak kapsamı ve tutuklulukta geçen süre nazara alınarak sanıkların CMK. 108 maddesi uyarınca tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi mütalaasında bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09.04.2012 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, kararda atılı suçların vasıf ve mahiyeti, iletişim tespiti tutanaklan, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, dijital veriler üzerinde haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirilebileceği dikkate alındığında hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili olarak bilirkişi raporunun henüz dosyaya sunulmamış olması, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı hususlarının gerekçe olarak belirlendiği, ayrıca . müdafilerinİn 06.04.2012 tarihli dilekçe ile talep ettikleri tahliye talebinin reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (., Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.’den oluştuğu,... müdafi Avukat .nın 10.04.2012 tarihli dilekçe ile “.” isimli kitabın redaktörlüğünü yapanlarla ilgili olarak dinlenmek üzere tanık isimleri bildirdiği, bu isimlerin ., ., . ve .olduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.05.2012 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, kararda atılı suçların vasıf ve mahiyeti, iletişim tespiti tutanaklan, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olgulann bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, dijital veriler üzerinde haricen aldınlıp dosyaya sunulan görüş yazılanmn CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirilebileceği dikkate alındığında hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili olarak bilirkişi raporunun henüz dosyaya sunulmamış olması, atılı suçlann CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı hususlarının gerekçe olarak belirlendiği, ayrıca ... .müdafilerinin 08.05.2012 tarihli dilekçe ile talep ettikleri tahliye talebinin reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye ... (.) ve ... (.)’dan oluştuğu,
...’nın 18.06.2012 tarihli yazı ve ekindeki belgelerle dava dosyasında bulunan dijital bilgisayar dosyalarının normal kullanımla oluşturulmadığı, oluşturulmuş olamayacakları, bu dosyaların üzerinde ilk incelemeyi yapan emniyet mensuplarının da dosyaların ilk oluşum yeri, şekli ve zamanı konusunda sıhhatli değerlendirme yapabilmek için aslında dosyaların üzerlerinde bulunan dosya kimlik bilgilerinin bir kısmını eksik çıkardıkları veya hiç çıkarmadıkları veya mevcut bilgilerin aslında dosyaların oluşumu hakkında bilgi vermesine rağmen bu bilgileri saklayıp yazmamak suretiyle dosyalar hakkında karar ve değerlendirme yapılmasını engellediklerinin çok açık görüldüğünü belirttiği,
18.06.2012 tarihinde 13. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (39587) Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamım Cumhuriyet Savcısı.(.)’m temsil ettiği, oturumda sanık ., sanık ...., sanık ., sanık ., sanık . sanık ..., sanık ...müdafi Avukat. sanık . müdafi Avukat . ve Avukat., bir kısım sanıklar müdafi Avukat . ... müdafi Avukat .nın beyan ve savunmalarının alındığı, Hâkim ... tarafından bir kısım sanıklara sorular yöneltildiği, iddia makamının TÜBİTAK raporunun beklenmesi, sanıkların üzerlerine atılı suçların niteliği, mevcut delil durumu ve atılı suçların CMK 100 maddesinde sayılan suçlardan olması sebebiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece TÜBİTAK’a yazılan yazı cevabının beklenmesinin ve akıbetinin sorulması, sanıklar. ve ...’in dosya eklerine girmeyen iletişim tespiti tutanaklarının istenmesi yönünde yazılan müzekkerenin tekidine, ... ile İlgjli iletişimin tespitine son verilmesine yönelik karar ve dayanağının gönderilmesine ilişkin müzekkerenin tekidine, sanık ... müdafinin talebi doğrultusunda .,., . ve.ın tanık olarak dinlenilmesi için ... Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına, TİB’mn yazı cevabına göre . adresleri ile kullanıldığı tarih ve saat bilgilerinin sanıklar müdafilerince bildirilmesi halinde işlem yapılmasına, sanık .’un üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, tutuklulukta geçen süre nazara alınarak tahliye talebinin kabulü ile bihakkın tahliyesine, tutuklu sanıklar ., ... ., ., .ve ...’nın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, elde edilen doküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanaklan, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin toplanamamış olması, sanık savunmalarının alınmamış olması, atıh suçlann CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar müdafillerince dosyaya sunulan görüş yazılarının hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece de henüz dijital verilerle ilgili bilirkişi raporu aldırılmamış olması nedenleri ile tahliye taleplerinin ayn ayn reddi ile tutukluluk hallerinin devamına dair karar verildiği,Sanık ... müdafi Avukat .’nın 25.06.2012 tarihli dilekçe ile ... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2012 tarihli celsede verdiği ...’nın tutukluluk durumumun kaldırılmasına ilişkin talebin reddine ilişkin karara itiraz ettiği, dilekçede özetle; dava konusu atılı suçun işlenmediğinin dosyadaki belge ve verilerle sabit olduğu, suç işlendiğini gösterir hiçbir delilin dosyada mevcut olmadığı hususlarına yer verildiği,.sicil numaralı Cumhuriyet Savcısı’nm (...) 10.07.2012 tarihli derkenar yazı ile atılı suçların niteliği, delil niteliğindeki dijital materyal ve dokümanlar, delillerin henüz tamamen toplanmamış olması, atılı suçlar için yasada öngörülen cezaların miktar ve niteliği dikkate alınarak ., ., ., ..., ...müdafîlerinin tahliye taleplerinin reddine karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/374 Değişik ..., 10.07.2012 tarihli karan ile tahliye taleplerinin ayn ayn reddi ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği,kararda “ isimli dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanaktan, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde ... silahlı terör Örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım suretiyle örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, dijital veriler üzerinde haricen aldınlıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, bilimsel mütalaa için taraflarca teslim edilen dijital verilerin içerik olarak denetiminin mahkemece sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı, TÜBİTAK bilirkişi raporunun gelmemesi, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı” hususlarının gerekçe olarak belirlendiği, heyetin Başkan ... (., Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)'den oluştuğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.07.2012 tarihli karan ile tutukluluğun devamına dair kararda usul ve yasaya aykın bir yön bulunmadığından itirazların reddi ile Cumhuriyet Savcısı ...’ın 09.08.2012 tarihli yazı ile CMK’nın 108. maddesi gereğince inceleme yapılması gerektiğinden tutukluluk durumu konusunda görüş bildirilmesi istenilmiş olmakla atılı suçun niteliği, gerektirdiği ceza miktarı, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, evrak kapsamı ve tutuklulukta geçen süre nazara alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu, 16. Ağır Ceza Mahkemesi ’nin 09.08.2012 tarihli tutuk inceleme karan ile sanıklann tutukluluk halinin devamına dair karar verdiği, karar gerekçesinin aynen ; “Sanıklar ., ... ., ., .ve .m üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıklarla ilgili yapılan yasal arama sonucu elde edilen delillerin içerikleri, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini / gösteren olguların somut olayda bulunması, sanıklar hakkında isnat edilen suçların CMK' nm ^ 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, tutuklama nedenlerinin henüz ortadan 1 kalkmamış olması, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi kararları ile 6352 sayılı Yasanın 96 ve devamı maddeleri ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 100 ve devamı maddeleri birlikte, değerlendirildiğinde, santklarm tutukluluk hallerine ilişkin makul süreyi aşan bir durumun '' söz konusu olmaması, sanıkların serbest kalmaları halinde kaçma şüphesinin, sanıklann 1 üzerine atılı suçların ağırlığına göre karine olarak kabul edilmesinin gerekeceği, yine sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları "ölçülülük ilkesi" bağlamında değerlendirildiğinde, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı” şeklinde olduğu, heyetin Başkan ..., üye Hâkimler Bülent Kmay ve ...’ten oluştuğu,
Sanık Hanefî Avcı’nın 14.09.2012 tarihli dilekçe ile tahliye talebinde bulunduğu, bu dilekçede özetle; TÜBİTAK’tan gelen teknik rapor ve 6352 sayılı Kanunun lehe hükümler getirdiğinin belirtildiği,
Sanık ... müdafi Avukat Refik Uçarcı’nın 14.09.2012 tarihli dilekçe ile müvekkili hakkında örgüt üyesi olduğunu ya da örgüte kitap yazmak suretiyle yardım ettiğine dair hiçbir maddi kanıt ya da ispat vasıtasının ortaya konulamamış olması karşısında 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi hükmü doğrultusunda tutukluluk durumunun kaldırılmasını, sonrasında da erteleme karan verilmesini istediği, aynı müdafinin aynı tarihli dilekçe ile ...’nın 6352 sayılı Kanunun 96. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 100/4,98. maddesi ile değişik, 109/1 maddesi ve 3. fıkraya eklenen j, k, l bent hükümleri ile 7. fikra hükmüne göre tutukluluk halinin kaldınlmasını talep ettiği, ...’nın 20.09.2012 tarihli dilekçe ile tutukluluğun devamına ilişkin karara itiraz ettiği, sanık ... . müdafileri Avukat . ve .’ün 19.09.2012 tarihli dilekçe ile ... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2012 tarihli kararına itirazlarını sundukları,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.09.2012 tarihli ara karar ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykın bir yön bulunmadığından tahliye taleplerinin reddine dair karar vererek, dosyayı ... 17. Ağır Ceza Mahkeme si’ne gönderdikleri, heyetin Başkan ....), Üye Hâkimler ... (.) ve ... .)’den oluştuğu,. sicil numaralı Cumhuriyet Savcısinm (...) 26.09.2012 tarihli derkenar yazı ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/125 değişik ..., 01.10.2012 tarihli karan ile sanıklann üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, samktann ikamet ve ... yerlerinde yapılan aramalarda ele geçen dijital veriler, iletişimin tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları, TÜBİTAK raporu, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi delillerin karartılması ihtimali, tutuklama sebeplerinin kalkmaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleri ile itirazlann reddi İle sanıklar ... ve ... .ın tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den teşekkül ettiği,in 03.10.2012 tarihinde talimat ile ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanık sıfatıyla dinlendiği, beyanında özetle; ...’nm ” isimli kitabının içerik yönünden 10 Ağustos 2010 tarihinde tamamlandığını, 13 Ağustos 2010 tarihinde dizin hariç kitabın son şekli düzenlemelerinin yapıldığını, 16 Ağustos 2010 tarihinde basılmak üzere matbaaya gönderildiği, matbaadan 18 Ağustos 2010 tarihinde döndüğü ve bu tarihte dağıtım için gönderildiği, kitabın ... silahlı terör örgütünün isteği doğrultusunda hazırlatıldığı iddiasına ilişkin bilgisinin bulunmadığını belirttiği,Yine tanıklar , ve in talimatla 15.10.2012 tarihinde ... 11. Ağır Ceza Mahkemesinde beyanlarının alındığı bu tanıkların da beyanlarına uyumlu ifadelerde bulundukları,Cumhuriyet Savcısı Ufuk Eımertcan’ın 12.10.2012 tarihli yazı ile CMK 108 maddesi uyarınca atılı suçun niteliği, gerektirdiği ceza miktarı, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, evrak kapsamı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’ın 07.11.2012 tarihli yazı ile CMK 108 maddesi uyarınca atılı suçun niteliği, gerektirdiği ceza miktarı, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, evrak kapsamı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07.11.2012 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, kararda atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve ... yerlerinde yapılan yasal arama sonucu elde edilen … isimli dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanaklan ve dosyadaki mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde samklann müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirilebileceği dikkate alındığında hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili olarak TÜBİTAK bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, dosyaya sunulan bilirkişi rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, cezanın alt ve üst sınırlan değerlendirildiğinde diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı hususlarının gerekçe olarak belirlendiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler . (.) ve ... (.’den oluştuğu, 16.11.2012 tarihinde 15. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.) Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’dan teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamını Cumhuriyet Savcısı ... (35205)’m temsil ettiği, dosyaya ... Emniyet Müdürlüğü’nden gönderilen başkaca kayıt bulunmadığı, sesli kayıt, olmadığının bildirildiğine ilişkin cevabi yazı ile TÜBİTAK’tan ek raporun geldiği, sanık ., ..., ... .’ın savunmada bulundukları, beyanlarının alındıkları, sanık .müdafi Avukat.ün TÜBİTAK raporlarına ve dijital dokümanlarla ilgili olarak bilirkişi listesine kayıtlı Tevfik Koray Peksayar isimli kişinin dışarıda hazır olduğu, dinlenmesini istediği ve bu sebeple çağrılmasını talep ettiği, Cumhuriyet Savcısının takdiri mahkemeye bıraktığı, mahkemece ara karar kurularak tanık olarak dinlenmesine oy birliği İle karar verdiği, .’ın tanık sıfatıyla beyanının alındığı, Avukat ... .ün bilirkişi tanığa sorular yönelttiği ve soruların cevaplandığı, yine sanık ...müdafi Avukat. ve . ile sanıklar ., . .,. ve ...’mn tanığa somlar sorduğu ve cevaplandınldığı, sanık ...müdafileri Avukat ., . .r, sanık ... müdafi avukat . sanık ... . müdafi Avukat .ve . sanık . müdafi Avukat.’m beyanlarının zapta geçildiği, iddia makamının .’ye yazılan yurtdışı talimat evrakının dönüşünün beklenilmesi, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevabının beklenmesi ve diğer eksiklerin giderilmesi, atılı suçlar için yasada Ön görülen ceza miktarları ve toplanmış olan deliller itibari ile diğer koruma tedbirlerinin yetersiz kalacak olması da dikkate alınarak tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesi isteminde bulunduğu, mahkemece ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan birleştirmeye yönelik yazı cevabının beklenmesine, ABD yetkili makamlarına yazılan talimat evrakının dönüşünün beklenmesine, tutuklu sanıklar Yalçın Küçük, ... Soner Yalçın ve ...’nm üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, ele geçirilen dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişimin tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım suretiyle örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olgulann bulunması, sanıklan müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldınlıp dosyaya sunulan görüş yazılanmn CMK 64/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili olarak 12.11.2012 tarihinde TÜBİTAK ek bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, bilirkişi raporunun içeriği itibari ile de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, atılı suçların CMK 100/3-a maddesinde sayılan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı gerekçesi ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği,. sicil numaralı Cumhuriyet Savcısı’nm (...) 13.12.2012 tarihli derkenar yazı ile atılı suçların niteliği, toplanmış bulunan deliller, ceza miktarları, diğer koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleri ile İtirazın reddi yönünde görüş bildirdiği, yine 14.12.2012 tarihli yazı ile sanıklar Yalçın Küçük, .... ve .inın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi mütalaasında bulunduğu,.. 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2012 tarihli tutukluluk inceleme karan ile sanıklar ., ... . ve ...’nm tutukluluk hallerinin devamına dair karar tesis edildiği, gerekçenin aynen; “Tutuklu sanıklar., ... . ve.nın üzerlerim atılı suçlartn vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELİL-1 olarak belirtilen.Marka ." seri numaralı bilgisayar hard diskinde, sanık .ın evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELİL-2 olarak belirtilen . Marka ." seri numaralı.diskinde, sanık .n evinde yapılan aramada elde edilen.Marka "." seri numaralı bilirkişi raporunda DELİL-3 olarak belirtilen hard diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundaki belirlemelere göre; "." ve ". isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELİL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu iki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlamlmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELİL-1 ve DELIL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlarından önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, "Hanefi.doc" dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, "Sn. Komutanım, doc" dokümanı için yaklaşık 5 ay, ”toplanti.doc" dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, "Hanefi.doc" dosyasının en az 6 ay, "Sn.Komutanım.doc" dosyasının en az 5 ay ve “toplanti.doc’’ dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-l bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden Ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği anlaşılmakla, sanıklar hakkında isnat edilen suçların CMK'mn 100/3-a Maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmî Gözet yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığı, diğer hırama tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı” şeklinde olduğu heyetin Başkan ... (39587), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.’den oluştuğu,
Sanık ...’nın 27.12.2012 tarihlî dilekçe ile dava dosyasında bulunan dijital word dosyalan hakkında TÜBİTAK uzmanlarınca hazırlanan rapora ilişkin hazırladığı 103 sayfadan ibaret sunum ve 1 adet.’yİ ... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği,27.12.2012 tarihinde 16. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.’den teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamım Cumhuriyet Savcısı . (.)’m temsil ettiği, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin birleştirmeye muvafakat vermediğine ilişkin cevabının dosyaya geldiği, sanıklar ., ...., ..., sanık ...müdafi Avukat ., sanık ... . müdafi Avukat .ve Avukat., sanık .ve bir kısım sanıklar müdafi Avukat .sanık ... müdafi Avukat .ı, sanık ... müdafi Avukat.’ın tahliyeye ilişkin taleplerinin alındığı, iddia makamının . yetkili makamlarına yazılan talimat cevabının beklenmesi, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esas sayılı dava dosyasına bu dosyama mahkemeye getirilmesinden sonra gelen yazı cevaplan, duruşma tutanaklan, bilirkişi raporlan ve diğer belgelerin gönderilmesinin istenmesine, yazı cevabı gelmesinden sonra dosyanın İncelenmek üzere tevdii edilmesine, yasada öngörülen ceza miktarları, toplanmış bulunan deliller, CMK 100 maddesinin koşullan dikkate alınarak tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar , verilmesi isteminde bulunduğu, mahkemece ... TV ve diğer aramalardaki görüntü kaydına i ilişkin emniyet müdürlüğüne yazılan müzekkere akıbetinin sorulmasına, 2009/191 esas sayılı f dava dosyasında sonradan sunulan yazı cevaplan, bilirkişi raporlan, duruşma tutanaklan ve! dosyaya giren diğer belgelerin DVD’ye kaydedilerek gönderilmesi yönünde ... 13. Ağır| Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılmasına, cevap geldiğinde dosyanın Cumhuriyet! Başsavcılığıma tevdiine, ABD yetkili makamlarına yazılan talimat evrakının dönüşünün; beklenilmesine, sanık ... .’m 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de; yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 98. maddesi ile değişik CMK 109 maddesi! uyarınca atılı suçun niteliği ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında tutuklama tedbiri yerine diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada sanık İçin yeterli olabileceği nazara alınarak tutukluluk halinin kaldırılarak adli kontrol altına alınmasına, tutuklu sanıklar ...ve ...’nın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELİL-1 olarak belirtilen . marka "." seri numaralı bilgisayar hard diskinde, sanık ... .'m evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELIL-2 olarak belirtilen . marka . numaralı bilirkişi raporunda DELlL-3 olarak belirtilen hard diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundakİ belirlemelere göre; ". ve "." isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELÎL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu iki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELİL-1 ve DELIL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlarından önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, ’’Hanefi.doc" dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasmda yaklaşık 6 ay, "Sn.Komutamm.doc" dokümanı için yaklaşık 5 ay, "toplanti.doc" dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, “Hanefi.doc” dosyasının en az 6 ay, "Sn.Komutamm.doc" dosyasının en az 5 ay ve “toplanti.doc” dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve Örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK. 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, sanıklar hakkında isnad edilen suçların CMK'nın 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırlan değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı gerekçesi ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği, sanık ... Soner Yalçın’ın adli kontrol tedbiri ile tahliyesine yönelik olarak Hâkim ...’in muhalif kaldığı, muhalefet şerhinde ... Soner Yalçın’ın üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, ele geçirilen dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişimin tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü üyesi olmak suçu yönünden somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanık hakkında isnad edilen suçun CMK 100/3-a maddesinde sayılan suçlardan olması, diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı gerekçesi ile ... .in tahliye talebinin reddî ile tutukluluk halinin devamına karar verilmesi düşüncesinde olduğunu bildirdiği,Sanık ...müdafi Avukat .’ın 03.01.2013 tarihli dilekçe ile 27.12.2012 tarihli oturumda verilen tutuklamanın devamına ilişkin karara itiraz ettiği, sanık ... müdafi Avukat .’nın da aynı yönde istemde bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.01.2013 tarihli ara karan ile sanıklar ...ve ...’nın tutukluluk halinin devamına ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itirazın reddine karar vererek dosyanın ... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den oluştuğu,Cumhuriyet Savcısı .’m 25.01.2013 tarihli yazı ile sanıklar ...ve ...’mn üzerlerine atılı suçun niteliği, ceza mİktan, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, dosya kapsamı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.01.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar verdiği, gerekçenin 14.12.2012 tarihli karardaki gerekçe ile aynı yönde olduğu, heyetin Başkan ... (3., Üye Hâkimler ... .) ve ... (.’den oluştuğuCumhuriyet Savcısı ...’nın (.) 30.01.2013 tarihli derkenar yazı ile karann usul ve yasaya uygun olması sebebi ile itirazın reddine karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/11 değişik ..., 04.02.2013 tarihli karan ile sanıklan üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi delillerin karartılması ihtimali, tutuklama sebeplerinin kalkmaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleri ile itirazların reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den teşekkül ettiği,Cumhuriyet Savcısı ...’m 22.02.2013 tarihli yazı ile sanıklar ...ve ...’mn üzerlerine atılı suçun niteliği, ceza miktan, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı, dosya kapsamı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.02.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdiği, gerekçenin 14.12.2012 tarihli karardaki gerekçe ile aym yönde olduğu, heyetin Başkan ... (., Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den meydana geldiği, Sanık ...’nın 21.03.2013 havale tarihli dilekçe ile savunmasına beyanlarda bulunduğu ve tahliye talep ettiği,21.03.2013 tarihinde 17. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.) Üye Hâkimler ... (.) ve ... (4.’den teşekkül ettiği duruşmada İddia makamını Cumhuriyet Savcısı ... (.)’ın temsil ettiği, sanık . ..., sanık ...müdafi Avukat ., sanık ... müdafi Avukat .’nın beyanlarının zapta geçtiği, iddia makamının ABD yetkili makamlarına yazılan talimatın dönüşünün beklenmesi, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esas sayılı dosyasının incelenmek üzere getirtilmesi, esas hakkında mütalaa hazırlamak üzere dosyanın tevdii edilmesi, dosya içinde toplanmış deliller, ceza miktarları, CMK 100 maddesinin koşullan nazara alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istediği, mahkemece ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esas sayılı dosyasında sunulan mütalaanın gönderilmesinin istenilmesine, ABD yetkili makamlarına yazılan talimatın dönüşünün beklenmesine, ... Cumhuriyet Başsavcılığina müzekkere yazılarak 2010/22382 soruşturma sayılı dosyasının bütün halinde kesinleşme şerhini de içerir onaylı suretinin gönderilmesinin istenilmesine, ... müdafi avukat Nurcan Bayraktar’ın taleplerinin kabulü ile ...’in konutunda 03.03.2011 tarihinde yapılan ev aramasına ilişkin görüntü kayıtlarının bulunup bulunmadığınm sorulmasına, görüntü kayıtlan var ise gönderilmesinin istenmesine, yine ...’e ait cep ve ev telefonlarının iletişimin tespitine ilişkin olarak dosyada bulunan talep ve kararlar dışında var ise yazışma suretlerinin gönderilmesinin istenmesine, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevabı geldiğinde dosyanın esas hakkında mütalaasının bildirilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, tutuklu sanıklar ...ve ...’mn üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELİL-1 olarak belirtile. marka ".” seri numaralı bilgisayar. diskinde, sanık.’ın evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELİL-2 olarak belirtilen . marka ." seri numaralı hard diskinde, sanık.'ın evinde yapılan aramada elde edilen.marka ”. seri numaralı bilirkişi raporunda DELİL-3 olarak belirtilen hard diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundaki belirlemelere göre; ".” ve "." isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELİL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu iki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELİL-1 ve DELIL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlanndan önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, "Hanefi.doc" dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, "Sn.Komutamm.doc" dokümanı için yaklaşık $ ay, "toplanti.doc" dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, “Hanefi.doc” dosyasının en az 6 ay, "." dosyasının en az 5 ay ve “.” dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olgulann bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK. 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, sanıklar hakkında isnat edilen suçların CMK'nın 100/3-a Maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırlan değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmağının bu aşamada yeterli olmayacağı gerekçesi ile tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği,Cumhuriyet Savcısı ...’m 15.04.2013 tarihli yazı ile sanıklar ...ve ...’nın üzerlerine atılı suçun niteliği, ceza miktan, kuvvetli suç şüphesini! gösteren olgulann varlığı, dosya kapsamı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu,
13.06.2013 tarihinde 18. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (. ve ... (.)’dan teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamını Cumhuriyet Savcısı .n (.)’m temsil ettiği, sanıklar ... ., .. ve .müdafi Avukat .’ünl beyanda bulunduğu, sanıklar ...,., . ., ..., sanık ... müdafi Avukat ., Avukat ., Avukat .ün beyanlarda bulunduklan ve tahliye talep ettikleri, iddia makamının ABD yetkili makamlarından gelen cevabi yazıya uygun. ve .firmalarına gönderilmek üzere talimat yazılması, mütalaa hazırlayabilmek için süre verilmesi, atılı suçlar için yasada Öngörülen ceza miktarı, CMK 100 maddesinin koşullan ve toplanmış bulunan deliller dikkate alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaada bulunduğu, mahkemece ABD yetkili makamlanna gönderilmek üzere müzekkere yazılmasına, sanık ...’in 31.05.2013 havale tarihli dilekçesi ve duruşmadaki 2009 yılı telefon dinleme kayıtlanılın CMK 135-137 maddeleri gereğince dosyadan çıkanlması ve imha edilmesi yönündeki talebin CMK 230/1-b maddesindeki .. hükmün gerekçesinde hükme esas alman ve reddedilen delillerin belirtilmesi, bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykm yöntemlerle elde edilen delillerin aynca ve açıkça gösterilmesi” hükmü karşısında vaki talebin hüküm verildiğinde gerekçede değerlendirileceğinden bu aşamada reddine, avukatlar Duygun Yarsuvat, Nurcan Çöl ve ... Ersöz’ün tanık dinletme taleplerine ilişkin olarak sanıkların üzerlerine atılı suçlar ve olaylarla ilgili olarak tanık sayısı dikkate alındığında bu aşamada bilgi sahibi oldukları düşünülen tanıklar Ayşegül Kibaroğlu, İffet Temren Küçük, İrem Çiçek, Dilek Helvacı ve Deniz Baykal’ın davetiye yoluyla çağırılarak, Pınar Doğan’ın sanık müdafilerince hazır edilmesi durumunda bizzat mahkemede dinlenilmelerine, diğer tanıkların dinlenilmeleri hususunda bu tanıklar dinlendikten sonra karar verilmesine, dosyanın iddia makamına tevdii île var İse soruşturmayı genişletme taleplerinin bildirilmesinin istenmesine, talepleri bulunmuyor ise esas hakkındaki mütalaanın dosyaya sunulmasının istenmesine, tutuklu sanıklar ...ve ...’nın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELİL-1 olarak belirtilen .marka ". seri numaralı bilgisayar hard diskinde, sanık .'m evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELÎL-2 olarak belirtilen . marka ". seri numaralı hard diskinde, sanık .ın evinde yapılan aramada elde edilen . marka "." seri numaralı bilirkişi raporunda DELİL-3 olarak belirtilen hard diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundaki belirlemelere göre; "SY.doc" ve "pıj_60" isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELİL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu İki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELİL-1 ve DELİL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlarından önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, "Hanefi.doc" dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, "Sn.Komutanım.doc" dokümanı için yaklaşık 5 ay, "toplanti.doc" dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, “Hanefi.doc” dosyasının en az 6 ay, "Sn.Komutanım.doc" dosyasımn en az 5 ay ve “toplantı.doc” dosyasının en az 8 ay silinmeden önce İlgili bilgisayarda kullanıcımı} erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin ı belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, İletişim tespiti tutanakları, fiziki/ takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği\ suçlan ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldınlıp dosyaya sunulan görüş yazılannın CMK. 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği, sanıklar hakkında isnad edilen suçların CMK'nın 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırlan değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı gerekçesi İle tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği.,Sanık ... müdafi Avukat .nm 19.06.2013 tarihli dilekçe ile müvekkili hakkında 13.06.2013 tarihli oturumda verilen tutukluluğun devamına ilişkin karara itiraz ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.06.2013 tarihli ara karan ile sanık ...’nın tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itirazın reddine dair karar vererek, dosyayı ... 17. Ağır Ceza i Mahkemesi’ne gönderdiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler . (.) ve ... (.’den oluştuğu, ... 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/61 değişik ..., 26.06.2013 tarihli karan ile sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi delillerin karaıtılması ihtimali, tutuklama sebeplerinin kalkmaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleri ile itirazın reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (37339) ve ... (39602)’den teşekkül ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkeme si’nin 31.07.2013 tarihli ara karan ile sanık ...’nm tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aylan bir yön bulunmadığından itirazın reddine dair karar vererek, dosyayı ... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği, heyetin Başkan ... .), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den ibaret olduğu,... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/80 değişik ..., 02.08.2013 tarihli karan ile sanığın üzerine atılı suçun yasal yaptınmı, kuvvetli suç şüphesini gösterir mevcut bulgular ve CMK 100 maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin devam etmesi nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olması gerekçeleri İle itirazın reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... San (. ve . (.’den teşekkül ettiği,Sanık ...’nın 14.08.2013 tarihli dilekçe ile tutukluluğun devamına dair 06.08.2013 tarihli karara itiraz ettiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.08.2013 tarihli ara kararı ile sanık Hanefi Avcinın tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykın bir yön bulunmadığından itirazın reddine dair karar vererek, dosyayı ... 22. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği, heyetin Başkan ... (40267), Üye Hâkimler Fikret Demir (40052) ve ... (42701 )’den meydana geldiği,... 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/82 değişik ..., 27.08.2013 tarihli karan İle sanığın üzerine atılı suçun yasal yaptırımı, kuvvetli suç şüphesini gösterir mevcut bulgular ve CMK 100 maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin devam etmesi nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olması gerekçeleri ile itirazın reddine karar verildiği, heyetin Başkan. (., Üye Hâkimler ..) ve. (.)’dan ibaret olduğu,Sanık ... müdafi Avukat .nın 11.09.2013 ve 18.09.2013 tarihli dilekçeler ile müvekkilinin tutukluluk halinin kaldırılması talebinde bulunduğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.10.2013 tarihli tutukluluk hali inceleme karan ile sanıklar ...ve ...’mn tutukluluk hallerinin devamına dair karar tesis edildiği, gerekçenin aynen; “Tutuklu sanıklar .ve ...'mn üzerlerim atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELÎL-1 olarak belirtilen . Marka ". serî numaralı bilgisayar hard diskinde, sanık.'ın evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELİL- 2 olarak belirtilen Fujitsu marka . seri numaralı hard diskinde, sanık.'m evinde yapılan aramada elde edilen . marka "." seri numaralı bilirkişi raporunda DELÎL-3 olarak belirtilen har d diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundaki belirlemelere göre; ". ve ”." isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELÎL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu iki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELlL-1 ve DELIL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlarından önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, ." dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, "." dokümanı için yaklaşık 5 ay, "toplanti.doc" dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, . dosyasının en az 6 ay, "." dosyasının en az 5 ay ve “.” dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçlan ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK. 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği anlaşılmakla, sanıklar hakkında isnat edilen suçların CMK'nın 100/3-a Maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı" şeklinde olduğu, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (. ve ... (.’den oluştuğu,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09.10.2013 tarihli ara karan ile sanık ...’nm tutukluluk halinin devamına dair kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itirazın reddine dair karar vererek, dosyayı ... 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği, heyetin Başkan ... (., Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den teşekkül ettiği,... 22. Ağır Ceza Mahkemesrinin 2013/103 değişik ..., 11.10.2013 tarihli kararı ile sanığın üzerine atılı suçun yasal yaptırımı, kuvvetli suç şüphesini gösterir mevcut bulgular ve CMK 100 maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin devam etmesi nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olması, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/16 sorgu sayılı tutuklama müzekkeresinin hiç infaz görmeyip infaz sırasında bekletildiği gerekçeleri ile itirazın reddine karar verildiği, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ..’den meydana geldiği,... 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06.11.2013 tarihli tutukluluk hali inceleme karan ile sanıklar ...ve .erinin tutukluluk hallerinin devamına dair karar tesis edildiği, gerekçenin aynen; “Tutuklu sanıklar . ve ...'nın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu; ... TV ofisinde elde edilen, bilirkişi raporunda DELİL-1 olarak belirtilen . marka "." seri numaralı bilgisayar har d diskinde, sanık.'m evinde yapılan arama sonucunda elde edilen bilirkişi raporunda DELÎL-2 olarak belirtilen .marka . seri numaralı hard diskinde, sanık .m evinde yapılan aramada elde edilen Samsung marka "Sİ 7HJ90O816726" seri numaralı bilirkişi raporunda DELÎL-3 olarak belirtilen hard diskinden elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içerikleri, Bilirkişi Raporu ve 12.11.2012 Tarihli Bilirkişi Ek-Raporundaki belirlemelere göre; "SY.doc" ve "prj 60" isimli dijital belgelerin DELİL-1 ve DELİL-2 isimli bilgisayarlarda işlem gördüklerinin belirtildiği, bu iki dosyanın ve EK-1 listeden belirtilen diğer dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, EK-1 listeden belirtilen dosyaların oluşturulma zamanlarının, zararlı yazılımların DELİL-1 ve DELIL-2 Bilgisayarlara gönderilme zamanlarından önce olduğunun belirtildiği, EK-1 listedeki tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair herhangi bir ize rastlanılmadığının belirtildiği, ." dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, ." dokümanı için yaklaşık 5 ay, ." dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunduğunu belirtildiği, ‘‘.” dosyasının en az 6 ay, "." dosyasının en az 5 ay ve “toplanti.doc” dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olduğunun belirtildiği, anılan 3 dosyanın kullanıcı bilgisi dahilinde Delil-1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığının değerlendirildiğinin belirtildiği, bilirkişi rapor ve ek raporundaki belirlemeler, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan ... silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçları ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ve duruşmada ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafilerinin talebi doğrultusunda haricen aldırılıp dosyaya sunulan görüş yazılarının CMK. 67/6 maddesi gereğince bilimsel mütalaa olarak değerlendirileceği dikkate alındığında, hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dosyaya sunulan TÜBİTAK Bilirkişi Rapor ve Ek-Rapor içeriğine göre de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği anlaşılmakla, sanıklar hakkında isnat edilen suçların CMK’nın 100/3-a Maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı” şeklinde olduğu, heyetin Başkan ... (.), Üye Hâkimler ... (.) ve ... (.)’den ibaret olduğu, 12.12.2013 tarihinde 20. oturumun yapıldığı, heyetin Başkan ... (), üye Hâkimler ... () ve ... (40267)Man teşekkül ettiği, duruşmada iddia makamını Cumhuriyet Savcısı)’nin temsil ettiği, sanıklar ... ve Yalçın Küçük’ün savunmada bulunduğu, sanık ... müdafi Avukat , sanık ...müdafi Avukat ’in beyanlarda bulunduğu, iddia makamının mütalaasında mevcut durumun niteliği, ceza miktarı, atılı suçun niteliği nazara alınarak tutuklu sanıkların tutuk halinin devamına eksik hususların ikmaline, talimat cevabı geldiğinde dosyanın incelenmek ve gerektiğinde mütalaa hazırlanmak üzere gönderilmesini talep ettiği, mahkemece ve ... e yazılan müzekkere cevaplarının beklenmesine, cevap geldiğinde ABD yetkili makamlarına gönderilmesine, tanık akkında yazılan talimatın dönüşünün beklenmesine, sanık ... müdafi avukat ün 19.09.2013 havale tarihli dilekçesi ile 01.04.2013 günlü dilekçesindeki tanıkların dinletilmeleri yönündeki talep ve duruşmada bir kısım sanık ve müdafilerinin yeni tanık dinletme taleplerinin davanın esasına ilişkin olmaması ve yargılamaya yenilik katmayacağından reddine ancak CMK 178 maddesi gereğince sanık ve müdafılerince duruşmada hazır edildikleri takdirde hazır edilen tanıkların dinlenebileceği hususunun hatırlatılmasına, talimat cevapları ulaştığında gün beklenmeksizin dosyanın varsa tevsi-i tahkikat taleplerinin yoksa esasa ilişkin mütalaanın bildirilmesi için dosyanın tevdiine, tutuklu sanıklar ...ve Hanefi Avcfnın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanık Yalçın Küçük’ün ... bu dosya kapsamında fiili olarak tutuklulukta geçirdiği süre yine sanık ...’ya atılı suçun niteliği ile (... bu dava dosyası kapsamında tutukluluğuna ilişkin kararın bugüne kadar fiilen işlem görmemesine karşın) tutuklulukta geçirdiği süre, her iki sanığın başka dosyalardan hâlen hüküm özlü olarak tutuklu bulunmaları, davanın esasına ilişkin bilgisi ve görgüsü olduğu beyan edilen ve dinlenebilecek tanıkların büyük çoğunluğunun dinlenilmiş, delillerin toplanmış olması, bu aşamadan sonra delillere etki etme ve karartma ihtimalinin bulunmayışı da dikkate alınarak bihakkın tahliyelerine karar verildiği,13 Nisan 2016 tarihli, , ’tan oluşan bilirkişi heyetinin “... TV davası bilirkişi raporu için zeyil” başlıklı rapor sunduğu, raporda özetle; incelenen imaj üzerinde 375935 dosya incelendiği, bunlardan 115 tanesine zararlı yazılım bulaştığının tespit edildiği, incelenmesi için bildirilen dosya isimlerinden bu sabit disk üzerinde olan dosyaların hepsinin oluşturulduktan hemen sonra silindiği, tarihi kayıt edilmiş sistem işlemlerine bakarak dosyaların 8 Şubat 2011, 20;05 ile 13 Şubat 2011 03:44 zamanlan arasında kaydedilip silindiğinin söylenebileceği, dosyaların bu zaman aralığında kopyalanıp silinmiş olmalarına rağmen dosyaların oluşturulma, sop değişiklik ve son erişim tarihleri Temmuz-Eylül 2010 aralığında görünecek şekilde değiştirildiği, dolayısıyla sözü geçen dosyaların bu sabit diskte görünen oluşturma, son değişiklik ve son erişim zamanlarının gerçek işlem tarihlerini yansıtmadığı hususlarına yer verildiği,Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kumlu 2.Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile ... ve ...’nm meslekten çıkarılmalarına dair karar tesis edildiği,Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih, 2016/426 karar sayılı karan ile; ..., Ufiık Ermertcan, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... San, ..., Gökîıen Demircan, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Metin' ..., ..., ... ve ...’m, 667 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesinin ( 1 ) numaralı fıkrası kapsamında ... örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğünden meslekten çıkarılmalarına karar verdiği,... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.08.2016 tarih, 2016/1655 sayılı cevabi yazısına göre; ..., ...., ..., ..., ..., I ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 2016/104109, ... hakkında 2016/103606 soruşturma sayılı evraklarda silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütüldüğü, yine ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/104109 soruşturma sayılı evrakı kapsamında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında soruşturma yapıldığı,... hakkında ... Sulh Ceza Hâldmliği’nin 2016/412 sorgu, 19.07.2016 tarihli, ... hakkında ... 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/268 sorgu, 23.07.2016 tarihli, ... hakkında ... l.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/190 sorgu, 22.08.2016 tarihli kararlan ile üzerlerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan adli kontrol kararlan verildiği,
... hakkında . Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/116 sorgu, 20.07.2016 tarihli, ... San hakkında ... 9.Sulh Ceza Hâkimiiği’nin 2016/277 sorgu, 19.07.2016 tarihli, ... hakkında ... l.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/289 sorgu, 20.07.2016 tarihli, ... hakkında ... 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/271 sorgu, 20.07.2016 tarihli ... hakkında ... 3.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/284 sorgu, 25.07.2016 tarihli, ... hakkında ... l.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/244 sorgu, 20.07.2016 tarihli, ... hakkında ... Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/335 sorgu, 31.07.2016 tarihli kararlan ile üzerlerine atık silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanmalarına karar verildiği,Ayrıca ... hakkında ... 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/881 sorgu, 04.08.2016 tarihli karan ile anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan, aynı Mahkeme’nin 2016/781 sorgu, 21.07.2016 tarihli karan İle ... hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından, ... hakkında ... 2.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/644 sorgu 24.07.2016 tarihli karan ile anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından, ... hakkında ... 5.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/473 sorgu 18.07.2016 tarihli karan ile silahlı terör Örgütüne üye olma ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından, ... hakkında ... 2.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/242 sorgu, 19.07.2016 tarihli karan ile anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından tutuklama kararlan verildiği,
... hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ... 2.Sulh Ceza Hâkimligi’nin 2016/4679 değişik ..., 17.07.2016 tarihli! ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan ... l.Sulh Cezai Hâkimliği’nin 2016/1620 değişik ..., 17.07.2016 tarihli, ... hakkında anayasall düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan ... 2.Sulh Ceza Hâkimliğinin 2016/4038 değişik ..., 22.07.2016 tarihli, ... hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ... 2.Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/2477 değişik ..., 19.07.2016 tarihlî, ... hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Edime Sulh Ceza Hâkimliği’nm 2016/3715 değişik ..., 22.07.2016 tarihli, ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/2141 değişik ..., 17.07.2016 tarihli, ... hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ... 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/2001 değişik ..., 18.07.2016 tarihli, ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından ... 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/94 sayılı kararlan ile yakalama kararlan çıkanldığıHususları belirlenmiştirTürk Ceza Kanunıinun “suç işlemek amacıyla Örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinde;(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçlan işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak örgütün varlığı için üye sayışının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahtı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişikfıkra: 02/07/2012-6352 ....K./85.md.) Örgüte üye olmamakla birlikte Örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır, örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. (Ek cümle: 11/04/2013-6459 ....K./11. md) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.
(7) (Değişik fıkra: 02/07/2012-6352 SK.J85.md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yaptyj dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi oiara t cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçt; birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmes: hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Türk Ceza Kanuım’mın “silahlı örgüt” başlıklı 314. maddesinde;
(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıfla, silahlı Örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası \tle cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısında* aynen uygulanır.
Türk Ceza Kamınu’nun “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 2881 maddesinde; (Değişik madde: 02/07/2012-6352 ... .K./93 ,md.)
(1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bîr işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması içîh, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, etli günden az olmamak üzere adli para cezası I ile cezalandırılır.
Ceza Muhakemesi Kanımu’nun “tutuklama nedenleri” başlıklı 100. maddesinde;
(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığım gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir;
a)Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b)Şüpheli veya sanığın davranışları;
1.Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2.Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlıgk halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a)26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1.Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (Madde 76, 77, 78),
2.Kasten öldürme (Madde 81, 82, 83),
3.(Ek bent; 06/12/2006 - 5560 ....K17.md) Silahla işlenmiş kasten yaralama (Apdde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),
4.İşkence (Madde 94, 95)
5.Cinsel saldırı (birinci fikra hariç. Madde 102),
6.Çocukların cinsel istismarı (Madde 103),
7.(Ek bent: 06/12/2006 - 5560 ....K17.md) Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148,149),
8.Uyuşturucu veya uyarıcı Madde imal ve ticareti (Madde 188),
9.Suç işlemek amacıyla Örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, Madde 220)
10.Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (Madde 302, 303, 304, 307, 308),
11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (Madde 309, 310, 311, 312, 3J3, 314, 315),
b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Âletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (Madde 12) suçlan.
c)18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nd Maddesinin (3) ve (4)\ numaralı fıkralannda tanımlanan zimmet suçu.
d)10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e)21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü Maddelerinde tanımlanan suçlar.
f)31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu Maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
(4) (Değişik fıkra: 02/07/2012-6352 ....K/96.md.) Sadece adlî para cezasını gerektireli veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama karan verilemez.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘tutukluluğun incelenmesi” başlıklı 108. maddesinde;
1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en g^ç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz örtünde bulundurularak (Ek ibare: 11/04/2013-6459 ....K/16. md), şüpheli veya müdafi dinlenilmek suretiyle karar verilir.
(2)Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir.
(3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birincifikrada öngörülen süre içinde de re'sen karar verir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nıın “bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısının görevi” başlıklı 160. maddesinde;
(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli Öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarım korumakla yükümlüdür.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kamınu’nun “kamu davasını açma görevi” başlıklı 170. maddesinde;
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savası tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa: Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
A) Şüphelinin kimliği,
B) Müdafii,
C) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
D) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
E) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
F) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
G) Şikâyetin yapıldığı tarih,
H) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
İ) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
J) Suçun delilleri,
K) Şüphelinin tutuldu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanımda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmeditmesinin istendiği; suçun tüzel kişinğı faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olap güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
Örgüt, soyut bir birleşmeden ziyade bünyesinde organik ve hiyerarşik yapı ve dolayısıyla alt üst ilişkisi, emir, komuta zincirinin hakim olduğu bir yapılanma bu ilişki nedeniyle mensupları üzerinde hakimiyet kuran güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.Altlık üstlük ilişkisi, emir ve talimat yetkisini içerir, basit de olsa hiyerarşinin mevcudiyeti ve belirsiz sayıda suçlar işlemek için bir araya gelmenin devamlılığım gösteren dış emarelerin varlığı ve amaçlanan suçlar için örgütsel yapı, üye, araç, gereç bakımından elverişli olması gereklidir. Örgütün amaçlarına ulaşmak bakımından bu niteliklere sahip olup olmadığı somut olaya göre belirlenmelidir. Mevzuatımızda örgüt suçları 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7 maddesi ile 5237 saydı TCK’nın 220, 314 ve 78. maddelerinde düzenlenmiştir. TCK’nm 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek için örgüt kurma suçunun, örgüt suçları ile ilgili en temel düzenleme olduğu, koruna hukuki değer, kamu güvenliği ve barışı olup bu suçun oluşabilmesi için süreklilik arz eden bir birleşmenin bulunması zorunludur. Çok failli suçlardan olup kurucu ve yöneticiler dahil en az üç kişinin iradelerinin bu yönde birleşmiş olmaları ve bu birleşmenin iştirak iradesini aşar nitelikte olması gereklidir. Bunun için somut olayda örgütün devamlılığı ve belirlenmemiş sayıda suç işlemek amacı etrafında bir araya gelindiğinin kanıtlanması gerekmekledir. Örgütlenmede, örgütsel ilişki ve süreklilik olduğu gibi işlenmesi tasarlanan ve işlenen eylemle örgüt arasında bir bağlantının varlığının da aranması gerekir. Somut tehlike suçu olsa bile suçun oluşumu için elverişlilik unsuru aranır. Kesintisiz bir suç olup, birleşmenin belirsiz bîr süre devamı gereklidir. Suç işlemek amacıyla Örgüt kurma suçu tamamlayıcı bir suçtur. Bu nedenle bazı suçları işlemek için örgüt kurmanın başka ceza normları tarafından ayrıca özel olarak düzenlenmesi durumunda, ilgili suç tipinde öngörülen hükümlerin uygulanması gerekir. Buna göre soykırım ve insanlığa karşı suç için kurulmuş örgütleri kuran, yöneten ve üye olanlar TCK ‘nm 78 maddesi, Anayasal düzen ve düzenin işleyişine karşı suçlan işlemek amacıyla terör örgütü kuranlar, yöneten ve üye olanlar 3713 sayılı Kanun ün 7 ve bu amaca matuf silahlı terör örgütlerini kuran, yöneten ve üye olanlar hakkında ise TCK 314. maddesi uygulanacaktır. TCK'nın 316. maddesinde düzenlenen “suç için anlaşma ” suçu için, suç işlemek için örgüt kurma ve diğer Örgüt suçlarından farklı olarak devletin güvenliği ve anayasal düzeni, anayasal düzenini işleyişim karşı suçlardan herhangi birini işlemek üzere anlaşma yeterlidir. Suç işlemeki amacıyla örgüt kurma suçu için en az 3 kişinin organize yapı oluşturması zorunlu bulunduğtj halde TCK’nın 316. maddesinde yazılı suç iki veya daha fazla kişinin amaç ve araç açısında¡p maddi olgularla belirlenen bir biçimde fikren anlaşması suçun oluşumu için yeterlidir. Bir örgütlenme ve hiyerarşik yapının bulunması gerekmez. TCK’nın 302 ilâ 315 maddelerinde tanımlanan suçların İcrasına başlanılmayan hallerde suçların işlenmesi için anlaşmaya varim kişiler yönünden TCK ’mn 316. maddesinde yazılı suç oluşacaktır.
Türk Ceza Hukuku bakımından terörün tanımı ve hangi suçların terör suçu sayılacağı 3713 sayılı Kanun'da gösterilmiştir. Kanun ün 1. maddesinde gösterilen terör tanımına göre bir eylemin terör eylemi sarılabilmesi için; eylem cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerini içermelidir. Eylemle, Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek Devletin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amaçlanmalıdır. Eylemi gerçekleştiren failler bir örgüte mensup olmalıdır. Bu genel terör tanımı dışında, 3713 sayılı Kanm’un 3. maddesinde doğrudan terör suçları ve 4. maddesinde de işlenme bağlamına göre dolaylı terör suçları gösterilmiştir. TCK’mn 314. maddesi bakımından, bir oluşumun, bir yapılanmanın silahlı terör ör sayılabilmesi için, suç işlemek için örgüt kurma suçunda örgütün varlığı için gerekli koşulL yanında Türk ceza Kanunu ’nun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerle yer alan suçları "amaç suç" olarak işlemek üzere kurulmuş ve amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olmalıdır. TCK’mn 220. maddesinden ayıran en önemli Ölçüt budur. Burada sayılan suçlar dışında kalan amaç suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütler de TCK'nm 220. Maddesi kapsamında kabul edilmiştir. 3713 saydı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesi ile silahlı olmayan terör örgütlerini kurma, yönetme ve üye olma suçları düzenlenmektedir. Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Karomu 'nda bir oluşumun, örgüt niteliğinde bulunup bulunmadığı ve niteliğinin belirlenmesi hususunda özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Yargılama safahatında, dava ya da soruşturmaya konu oluşumun, nerede, ne zaman, kimler tarafından, ne amaçla kurulduğu, ülke genelinde amaca elverişli eylem ve faaliyetlere ilişkin bilgiler, İlgili Devlet kuramlarından dosyaya getirtilmek suretiyle dosyada mevcut olay ve deliller doğrultusunda yargılama makamlarınca belirlenmekte ve yargı kararının kesinleşmesi ile oluşumun suç, terör ya da silahlı terör örgütü niteliğinde bulunup bulunmadığı kesin olarak tespit edilmektedir.Bu tespit ve açıklamalar bağlamında, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'mn yazılarında ... örgütünün varlığına ilişkin bilgiler bulunmadığa, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ’na örgüte ilişkin bilgilerin, istihbarat niteliği bulunmayan ihbarlar, eklerinde gönderilen dijital deliller ve açık kaynaklarla sınırlı olduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü yazısına göre ise, örgüte ilişkin bilgilerin ilk defa bu soruşturnia ve dava kapsamında ortaya çıkmış olduğu belirtilmesine rağmen, Emniyet Genel Müdürlüğ ü yazısının kabule esas alındığı mahkeme kararında, örgütün nerede, ne zaman, kim ya t a kimler tarafından, ne amaçla kurulduğunun somut olarak ortaya konulmadığı, Örgüti n mahkemece kabul edilen büyüklüğü karşısında, dokümanların örgütün varlığını açıklamak için yeterli olmadığı, örgütün faaliyeti kapsamında daha önce işlenmiş suçların orta konulamadığı, sanıkların örgütle nerede, ne zaman, kimler vasıtasıyla organik ilişA' kurdukları açıklanmadan ve somut delilleri ortaya konulmadan dokümanlarda yazılı so; cümlelere atıf yapılarak örgütle bağlantılarının kurulduğu; örgüt hiyerarşisinde konumları somut olarak ortaya konulmadığı gibi kabul edilen şekliyle departman/hücreler arasındaki köprü elemanları ve irtibatın ne suretle sağlandığının da ortaya konulamadığı; örgüt hiyerarşisinin ve köprü elemanlarının ortaya konulmamasının henüz örgüt hiyerarşisinde yer alan kişiler ile köprü elemanlarının belirlenememiş olması gerekçesi ile açıkîanamayacağı; mahkemece kabul edilen şekli ile hiyerarşi ortaya konülamayan örgütün, sevk ve idaresinin mümkün bulunmadığı gibi kendisini de gizlemesinin mümkün bulunmadığı; Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kurulu olmakla birlikte sivil yapılanmaya da sahip olduğu ve 1971 yılında da var olduğu kabul edilen örgütten, Milli İstihbarat Teşkilatı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel müdürlüğü ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkam .ün dahi örgütün varlığından haberdar olmasının olağan kabul edilemeyeceği, keza varlığı kabul edilen bu örgütün diğer terör örgütlerini yönetip yönlendirdiğine dair delil bulunmadığı; örgütün varlığına esas alınan bazı delillerin hukuka aykırı delil niteliği taşıdığı; örgütün varlığına kanıt kabul edilen deliller ile ilgili hükümden sonra ortaya çıkan bilirkişi raporları ve beraat kararları da gözetilerek, sanıklc dosya kapsamındaki atılı suçlara ilişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bl eylem ve faaliyetlerindeki irtibat ortaya konulduktan sonra, varsa iştirak iradesini aşan\ hiyerarşik bir yapılanmanın bulunup bulunmadığı ile bu yapıdaki konumları, bir ya da birden fazla oluşum ya da örgüt niteliğinde olup olmadığı; yine dosya kapsamındaki delil ve eylemlerle ilişkilendirilerek varsa örgüt ya da örgütlerin nitelikleri de belirlendikten sonra, sanıkların eylem ve faaliyetleri ile örgütteki hiyerarşik ilişkileri somut delillerle ortayaj konulup hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi usul yasaya aykırıdır ”Hususlarına yer verildiği,Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı karan ile Anayasa Mahkemesİ’nin 04.08.2016 tarih, 2016/12 sayılı kararlarının gerekçelerinde ... Terör Örgütü ile ilgili;“... Cumhuriyet Başsavcılığınca anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna ilişkin olarak başlatılan soruşturma kapsamında Anayasa Mahkemesi Üyeleri (A.A) ve (ET)’m 16.07.2016 tarihinde ... üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alındıkları öğrenilmiştir.1960 'lı yıllarda .isimli kişi tarafından kurulan ve yakın döneme kadar dini bir grup olarak nitelenen, "... Cemaati", “Hizmet Hareketi", "Cemaat" ve “Camia" gibi isimlerle anılan bir yapılanmanın faaliyetlerini eğitim ve din başta olmak üzere zamanla birçok alanda genişlettiği ve yüzü aşkın ülkede yaygınlaştırdığı bilinmektedir.Bu yapılanmanın gerçek amacının devleti ele geçirmek olduğu, bu amaçla tüm kamu kurum ve kuruluşlarında; özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), mülki idare birimleri, yargı teşkilatı, kolluk birimleri, eğitim kurumlan gibi yerlerde kadrolaştığı ve bu kişilerin devletin amaçlarından ziyade yapılanmanın amaçlan doğrultusunda faaliyette bulundukları iddiaları öteden beri kamuoyunda tartışılmaktadır.Bu iddialar zamanla kamuoyunda tartışma konusu olmanın ötesine geçmiş ve pek çok soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmiştir. Bu yapılanma, ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda ".örgütü " (.) ve/veya “." .) olarak isimlendirilmiştir.Açılan soruşturma ve kovuşturmalarda ...’nin yapışı ve faaliyetleri hakkında genel olarak şu iddialar ileri sürülmüştür: Yapılanmanın kendisine atfettiği kutsallığın doğal sonucu devlet, millet, ahlak, hukuk temel hak ve hürriyetler de dâhil olmak üzere her bakımından kendisinden sonra geldiği anlayışına sahip olduğu,Eğitim ve din alanındaki faaliyetleriyle toplumda meşruiyet kazanmaya çalıştığı, Bünyesinde bulman ışık (talebe) evleri, okullar, yurtlar ve dershaneler aracılığıyla ulaştığı gençleri amaçları doğrultusunda yetiştirerek kadrolarını oluşturduğu,İtaat ve teslimiyet temelinde oluşturulmuş ve üstte “kâinat imamı” olarak .’in olduğu kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey hiyerarşisinin bulunduğu,Temel örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde olduğu, yönetici üst kadro dışındaki her biriminin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, böylece her bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu ve bir altında bulunan örgüt mensubunu tanımasının sağlandığı,Tüm mensuplarım sadakat ve bağlılık yönünden sınıflandırdığı, en üst sınıfta bulunan mensuplarının yönetici olarak görevlendirildiği,. 'in atadığı ve yalnızca kendisinin bildiği kişiler vasıtasıyla örgütün iç işleyişini denetleyen ve lidere rapor eden ayrı bir yapılanmanın olduğu,Yöneticilerinin ve üyelerinin faaliyetlerini gizlilik esasıyla yürüttükleri ve gizliliği sağlayacak haberleşme yöntemleri kullandıkları, üyelerinin önemli bir bölümünün “.isim" kullandığı, mensuplarının tanınmayı önlemek amacıyla kendilerini farklı sosyal gruplara aitmiş gibi gösterme gayreti içinde oldukları, bu nedenle yapılanma ile mensuplarının bağının ortaya konulmasının oldukça zor olduğu,Mensuplarının gelirlerinin belli bir orammn "." adı altında alındığı, Yapılanmadan ayrılmak İsteyen kişilere basla uygulandığı ve çeşitli yaptırımlarda bulunulduğu.’in “Her yerde olmalısınız. Her yerde değilseniz hiçbir yerde değilsinizdir." talimatı gereği yapılanmanın başta TSK, emniyet teşkilatı, Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) ve yargı organları olmak üzere neredeyse tüm kamu kurum ve kuruluşlarında; siyasi partiler, sendikalar, vakıf ve dernekler ile ticari kuruluşlar gibi sivil organizasyonlarda Örgütlendiği,Kamu görevlisi olan mensuplarının yapılanmaya olan aidiyetlerinin devlete olandan önce geldiği,
Yapılanmanın kamuda görev almak veya görevde yükselmek için yapılan sınavlarda sorulacak soruları önceden elde ederek mensuplarına vermek suretiyle kamu burumlarında haksız şekilde kadrolaştığı ve mensuplarının önemli görevlere gelmesini sağladığı,
Yapılanmaya dâhil olmayan kamu görevlilerinin kurum içerisinde etkili olmalarım önlemek için, bu kişilerin itibarım sarsacak isimsiz ve imzasız ihbarlarda bulunulduğu, internet ya da basın aracılığıyla yayınlar yapıldığı,Kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmış olan mensuplarının stratejik birimlere (personel, istihbarat, özel kalem, bilişim, muhasebe vb.) yerleşmeye teşvik edildiği,Her kurum ve kuruluş için belirlenen sorumlu bir kişiye (“abi") bağlı olarak hiyerarşik bir düzende mevcut idari sisteme paralel bir yapının ouşturulduğu,
Yapılanmaya dâhil olmayan kişilerle ilgili bilgilerin kaydedildiği ve bu kayıtların arşivlendiği,Yapıya mensup kamu görevlileri vasıtasıyla kişisel verilerin, devlete ait gizli bir bilgive belgelerin ele geçirildiği ve arşivlendiği,Toplumdaki karşılığı sınırlı olan yapılanmanın kamu kurum ve kuruluşlarındaki mensuplarının oranının toplumsal karşılığı ile kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğu,
Yapılanmanın, paralel bir devlet yapılanmasına dönüştüğü, devlet ve toplum merinde "vesayet" oluşturduğu,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerim) ele geçirmeyi ve bundan sonra devleti, toplumu ve fertleri kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden şekillendir er ek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmeyi hedeflediği,Ulusal ve uluslararası düzeyde siyasi ve ekonomik ittifaklar kurduğu.
...’nin Yargı Organlarındaki Yapılanması ve Faaliyetleri;...’nin bilhassa (yakın döneme kadar faaliyette olan) özel yetkili mahkemelerde ve savcılıklarda örgütlendiği, yargı ve emniyet içerisindeki mensuplarının örgütün imamlanndan aldıkları talimatlar uyarınca ve örgüt çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri, bu kapsamda ciddi hukuki sorunlar içeren uygulamalar yaptıkları kamuoyunda uzun süredir tartışılmaktadır.
Bu bağlamda ... Cumhuriyet Başsavcılığının 6/6/2016 tarihli iddianamesinde, yargı içinde ...'nin önemli bir kadrosunun varlığını sürdürdüğüne, yapılanmanın istediğinde her türlü hukuksuz kararı verecek ve yargı eliyle kamu gücünü örgüt menfaatine kullanacak binlerce hâkim ve savcı mensubunun bulunduğuna değinilmiş; son yıllarda kamuoyu tarafından yakından takip edilen birçok olaya ilişkin soruşturma ve yargılama süreçlerinin ...’nin yargı teşkilatı İçerisindeki mensuplarınca bu örgütün amaçları doğrultusunda ve yargı imamları tarafından verilen talimatlar uyarınca yapıldığı, bu süreçlerde bilinçli olarak hukuka aykırı uygulamalarda bulunulduğu iddia edilmiştir. Bu Jkapsamda .”, “...”, “., "Askeri Casusluk", ".", "... TV" ve “. davaları gibi kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan birçok davayı başta TSK olmak üzere farklı kamu kurum ve kuruluşlarındaki örgüt mensubu olmayan kamu görevlilerini tasfiye etmek ve farklı sivil çevrelerde örgütün çıkarlarına aykırı davrandığım düşündüğü kişileri etkisizleştirmek amacıyla kullandığı ileri sürülmüştür.Anılan davalarda yargılanan sanıkların önemli bir bölümü beraat etmiş, bir kısım davalarda yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmiş ve mahkûmiyet kararları kaldırılmıştır. Bazı davalarda ise hukuki süreçler devam etmektedir. Anılan davaların bir kısmındaki usulsüzlük iddiaları Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarına da konu olmuştur.
Yukarıda belirtilen iddialara ilişkin olarak ...’ye mensup olduğu ileri sürülen bazı yargı mensuplan hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından disiplin soruşturmaları yapılarak meslekten çıkarma cezaları verilmiş ayrıca adli mercilerce de soruşturma ve kovuşturmalar yapılmıştır.2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile hâkim ve savcıların kendi aralarından HSYK’ya üye seçmelerine imkân tanınmıştır. Buna göre hâkim ve savcılar adli yargıdan yedi asıl, dört yedek; idari yargıdan üç asıl iki yedek üyeyi seçeceklerdir. Belirlenen seçim sistemine göre her bir seçmen adli yargı için on bir; idari yargı için beş adaya oy verme hakkına sahiptir. 2014 yılında yapılan seçimlerde . ve . Birliği (.) ve Yargıda Birlik Platformu (YBP) seçimde destekledikleri adaylarım açıklamıştır. Bu iki yargı örgütünün desteklediklerinin dışında bazı adaylar seçime bağımsız olarak (bir başka adayla birlikte hareket etmeden) girdiklerini ifade etmişlerdir. Seçim sonuçlan incelendiğinde; seçime bağımsız olarak girdiğini beyan eden ve hukuk çevrelerinde söz konusu yapılanmaya mensup ya da bu yapı ile İrtibatlı olduklarına dair iddialar ileri sürülen adli yargıdan on aday binlerce hâkim savcıdan blok olarak oy almış, bunlardan ikisi HSYK yedek üyeliğine; idari yargıdan beş aday ise yüzlerce hâkimden blok olarak oy almış ve bunlardan ikisi HSYK asıl üyeliğine seçilmiştir. Bu durum, kamuoyunda ...'nin yargı organları içerisinde önemli ölçüde örgütlenmesinin olduğu tartışmalarım yaygınlaştır.15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Teşebbüsü ve SonrasıÜlkemizde 15/7/2016 gecesi, TSK içerisinde örgütlenmiş olan bir grup tarafından demokratik anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırma teşebbüsünde bulunulmuştur.Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan ilk açıklamada, anılan teşebbüse toplam 8.651 askeri personelin karıştığı, TSK ya ait savaş uçakları dâhil otuz beş uçağın, otuz yedi helikopterin, yetmiş dört tanesi tank olmak üzere iki yüz kırk altı zırhlı aracın ve dört bine yakın hafif silahın kullanıldığı belirtilmiştir.Teşebbüs sırasında TBMM, Cumhurbaşkanlığı Kültiyesi, ... Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığı, MİT yerleşkelerinin de aralarında bulunduğu birçok yere uçak ve helikopterlerin de kullanıldığı bombalı ve silahlı saldırılar yapılmış, Cumhurbaşkam'na yönelik suikast girişiminde bulunulmuş, Başbakan 'in aracının bulunduğu konvoya silahla ateş edilmiş, Genelkurmay Başkam 'mn da aralarında bulunduğu birçok üst düzey askeri yetkili rehin alınmış, çok sayıda kamu kurumu silah zoruyla işgal edilmiş veya buna teşebbüs edilmiştir.
Darbe teşebbüsüne karşı koyan güvenlik görevlileri ile tepki göstermek üzere sokaklara çıkan sivillere uçaklar, helikopterler, tanklar, diğer zırhlı araçlar ve hafif silahtarla saldırılmış, bu sırada (polis, asker ve sivil) iki yüz elliye yafan kişi hayatını kaybetmiş, iki bini aşkın kişi ise yaralanmıştır.eşebbüste bulunan grup, işgal ettiği Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) aracılığıyla “Yurtta Sulh Konseyi" adına bir bildin yayınlamıştır. Anılan bildiride; TSK adına yönetime el konulduğu, siyasi iktidara görevden el çektir ildiği, devlet yönetiminin kendilerince gerçekleştirileceği, vatana ihanet içerisinde bulunan tüm kişi ve kuruluşların mahkemeler önünde hesap vermesinin temin edileceği, tüm yurtta sıkıyönetim ilan edildiği, ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağı ve yeni bir anayasa hazırlanması temin edilene kadar kendilerince her türlü tedbirin alınacağı ifade edilmiştir.Teşebbüs sırasında ülke genelindeki televizyon yayınlarının ve internet erişiminin kesilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlara saldırıda bulunulmuş; bazı özel televizyon kanallarının binaları işgal edilmiştir. Darbe teşebbüsü, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere anayasal organlar tarafından reddedilmiştir. Cumhurbaşkanı ’mn çağrısı üzerine ... sokağa çıkarak darbe teşebbüsüne tepki göstermiştir. Meşru devlet otoritelerinin emir ve talimatlarına göre hareket eden güvenlik güçleri tarafından darbe teşebbüsüne karşı konulmuştur. TBMM'de temsil edilen tüm siyasi partiler ile sivil toplum örgütleri darbe teşebbüsünü kabul etmediklerini açıklamışlardır. Basın yayın organlarının neredeyse tamamı darbe teşebbüsü aleyhine yayınlar yapmıştır. Yurt genelinde Cumhuriyet başsavcılıkları darbe teşebbüsünde bulunanlar hakkında soruşturma başlatarak güvenlik güçlerine teşebbüse katüanların yakalanması emrini vermişlerdir. Nihayetinde kapsamlı ve güçlü bir dirençle karşılaşan darbe teşebbüsü engellenmiştir.Darbe teşebbüsü sonrası ülke genelinde ... üyesi olduğu değerlendirilen çok sayıda askeri personel, emniyet görevlisi ve yargı mensubu gözaltına alınmıştır. Ayrıca yargı mensuplan dâhil binlerce kamu görevlisi görevden uzaklaştırılmıştır.HSYK Genel Kurulu ’mm içerisinde soruşturmaya konu.m de olduğu 2847 hâkim ve Cumhuriyet savcısının meslekten ihracına yönelik 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararının gerekçesinde vurgulandığı üzere:
"Yaklaşıkyarım asırdır Türkiye'nin sosyo-politik gündeminde sözde dini referanslar üzerinden kendisine toplumsal ve kamusal bir varlık ve meşruiyet zemini inşa eden, sosyolojik bünyesi itibariyle sıkı bir cemaatsel dokuya sahip olan ... Silahlı Terör örgütü, müntesiplerini ilgili yapıya tümden sadakat ilkesi çerçevesinde doktrine etmiş, yapı mensuplarının ahlâk ve hukuk dışı her türlü eylemlerim mubah görmüştür. Mistik bir otoriteye (mehdilik) inanmışlıkla, yandaşları için merkezi sınavlarda soru çalma, masumiyet karinesini çiğneyerek, haklarındaki suçlamayı dahi bildirmeden insanları yıllarca ceza infaz kurumunda tutarak hürriyetlerini kısıtlama şeklindeki eylemlerinde olduğu gibi kişi haklarım pervasız biçimde ihlal etme, kayırma, yatan söyleme, delil uydurma, iftirada bulunma gibi ahlâk ve hukuk dışıhkları gerçekleştirmekle ve hedefleri uğruna suç işlemekte herhangi bir beis görmemişlerdir. Talimatlar yoluyla kollektif bir şekilde mobilize olan, kamu erkinin kritik bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ete geçirme refleksi ile hareket eden, mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ... içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaşan, devletin tüm kuramlarına yerleştirdiği örgüt üyeleri ile devlet teşkilatım kendisine hizmet eder hale getiren ve adeta devlet içinde ayrı bir devlet yapısı oluşturan örgütte, sözde lider Fetullah ... tarafından verilen;
"-Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın!; bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin!-Türkiye 'deh güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım, erken sayılır.
-Adliye, mülhye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır.
-Arkadaşlarımız o sahada kabiliyetlerim geliştirmeli, mühesebatlarını geliştirmeli esas ve zannediyorum iki yanlı olmaları itibariyle de sergileyecekleri performansta da daima takdir toplayacaklardır. Yani bu bizim cepheyi öğrenmeleri lazım arkadaşların. Yani bizim hukuk sistemimizi didik didik etmelidirler, biz bir taraftan çalışıp onların istifade edecekleri şekle getirmeliyiz, onu öyle formüle etmeliyiz, öyle tertip ve lemhde tabi tutmalıyız.-Allah 'in Resulü kuvvet dengesinin olmadığı bir yerde ortaya atılmasının hezimet ve mağlubiyetle neticeleneceğim herkesten iyi değerlendirdi ve bu sebeple de stratejisini hep temkin ve tedbirle örgütledi. Denge gözetilmediğinde hezimet ve mağlubiyetin kaçımlmaz olduğu şartlarda kahramanlık gösterisi ihanettir-Yani siz hâhm değilsiniz başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik kuvvetleri hesap edecek dengeli, dikkatli, tedbirli, temhnli yürümekte yarar var h geriye adım atmayalım... yani her şey bir oyundur. Kungfu gibi oyun, tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun her zaman insan hasmını yenmesi öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir, Bazen hasımdan kaçmak, bile çok önemli bir manevra (kesinti var) çok iyi planlayacak ona göre yürüyeceksiniz. Kuvvet dengesi, olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız, teknik, taktik yerine sizin kalbiniz önemlidir.Ben yine kuvvet dengesinin olmadığı için şahsen o yol yerine kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsçn tercih ederim.
-Zaman henüz uygun değil. Bütün dünyayı omuzlayıp taşıyabileceğimiz zamana dek tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek beklemelisiniz! Bilhassa, habetj alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır.
-Toplumun büyük kesimlerine, büyük kısımlarına, bu duygu ve düşünceyle ulaşma açısından, belli bir noktaya, belli bir kıvama gelecekleri ana kadar, bu şekilde hizmet etmeleri şart, zaruri, lüzumlu... yanlışı telafi edemeyiz.
-Türkiye 'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephemize çekeceğimiz ana kadar her adım erken sayılır. (...) bunca kalabalık içim te ben bu dünyayı ve düşüncemi sözde mahremiyet içinde anlattım. (...) sırrınız sizin sırrımzdı \ Söylerseniz siz esir olursunuz.-Yüzlerce arkadaşlar, yüzlerce diyorum tabi. Türkiye 'nin içinde binlerce yurt dışınd burs veriyorlar. Amerika'da otuz kusur değişik üniversitelerde kariyer yapıyorlar. Kariyeri, yapılmasının yanında kariyer yapmanın yanında ada aynı zamanda bu arkadaşlarımız orad hizmette yapıyorlar ve bu iki üç sendik ömrü olan bir şey. Daha öncede vardt üç be arkadaş ama fakat bunlar Allah'a çok şükür organize edildi. Himmetler belli bi noktada... (kesinti) edildi. Ve şimdi orada çok iyi güdülüyorlar Allah ’ın inayet ve keremiyl her sene de besleniyorlar. İngiltere ’den Almanya ’ya oradan Avusturalya ’ya oradaJ Amerika ’ya kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar. Ve bu arkadaşlar bizim gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim tebliğcilerimiz olacaklar. Türkiye ’ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerdeki hocalarım olacaklar.-Dünyada satın alınmayacak adam yoktur. Sadece fiyatları farklıdır. Birini az fiyata birini çok fiyata alırsın. ” Şeklindeki talimatlar, bir yandan kadrolaşmanın örgüt için arz ettiği önemi, diğer yandan ise, kadrolaşmanın Anayasal düzeni ele geçirmek için izlenen bir stratejik yöntem olduğunu ortaya koymakladır.Dini duyguları istismar etmek suretiyle güvenim kazandığı insanları yıllarca kendi kirli plânları doğrultusunda kullanan ... terör örgütünün gerçek yüzünün anlaşılarak Devletin bu yapıyla etkin bir mücadeleye başlaması sonrasında, mensuplarım yeni ihdas edilen kadrolara yerleştirmek bir yana, mevcut kadroları korumakta zorlanan, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden zayıflayan örgütün "mağdur edebiyatı ” stratejisi üstüne kurulu algı yönetiminden de bir sonuç alamayacağını anlaması üzerine 15/07/20J 6 günü, başta ... ve ... olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan, aralarında generaller ve amirallerin de bulunduğu subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak ve Anayasal düzeni değiştirmek amacı ile eyleme geçtiği bu kapsamda; saat 22:00 sularında ...’da Boğaziçi ve Fatih Sultan ... Köprülerinin silahlı terör örgütü üyeleri tarafından tank ve paletli zırhlı araçlar İle trafiğe kapatıldığı, ... Yeşilköy Atatürk Havalimanı ’nın tanklar vasıtasıyla şevki sağlanan örgüt üyesi askerler tarafından ele geçirilerek, 22:15 itibariyle havalimanına giriş ve çıkışların kapatıldığı, uçuş kontrol kulesinin ele geçirilerek tüm yurt içi ve yurt dışı uçuşların durdurulduğu, F-16 savaş jetleri ile havalimanı üzerinde alçak uçuş yapılarak yolcu uçaklarının iniş ve kalkış yapmalarının engellendiği, yine aynı saatlerde Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ele geçirilmesi maksadıyla benzer bir girişimde bulunulduğu, Vatan Caddesi ’nin giriş ve çıkışı, ... Büyükşehir Belediyesi, ... Valiliği, ... İl Emniyet Müdürlüğü, Kuleli Askeri Lisesi başta olmak üzere stratejik öneme sahip karakollar, limanlar, köprüler ve meydanlarda, örgüt mensubu askerlerin tank ve zırhlı araçlar ile hâkimiyet kurmaya çalıştıkları, savaş jetleri ile ses hızını aşacak şekilde alçak uçuş yapan ve zaman zaman ses bombası atan örgüt mensubu askerlerin, korku ve paniğe sevk ederek halkın meydanlara çıkmasını engellemeye çalıştığı, milli iradeye sahip çıkmak üzere. Köprüsü ’nde toplanan halkın üzerine uzun namlulu silahlar ile ateş açıldığı, çok sayıda sivil vatandaşın yaşamım yitirmesine sebebiyet verildiği,Bu kapsamda; cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye yahut Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs eden Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanmış ... terör örgütü mensupları hakkında, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca resen soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğüme tüm Cumhuriyet Başsavcılıklarına ulaştırılması ricası ile talimatlar yazıldığı, şüphelilerin malvarlıklarına tedbir konulması için talepte bulunulduğu, şüphelilerin pasaportlarının iptali ve varsa yurtdışına çıkış bilgilerinin bildirilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılar yazıldığı, olay günü kurum binalarına ait kamera görüntülerinin getirtilerek bilirkişiye inceleme için tevdi edildiği, ... silahlı terör örgütüyle iltisak düzeyinde de olsa bağlantısı tespit edilen hâkim ve Cumhuriyet savcıları yönünden, 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunumun 94’üncü maddesi kapsamında ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlinin mevcut olduğu tespitinden hareketle genel hükümler kapsamında adli soruşturmaya başlanıldığı, anılan soruşturma kapsamında bugün itibariyle 2.146 hâlâm ve Cumhuriyet savcısının tutuldu bulunduğu, haklarında yakalama emri düzenlenen 190 kişi hakkında yakalama emirlerinin infazı için çalışmaların devam ettiği, 539 kişinin adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldığı, anılan hâkim ve Cumhuriyet savcılarından, ... Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görev yapanlar hakkında ... müfettişleri, diğerleri hakkında kurul müfettişleri tarafindan düzenlenen ön raporlarda, ilgililere isnat olunan eylemlerin nitelikleri itibariyle meslekten çıkarmayı gerektirir ağırlıkta bulunduğunun, ilgililerin göreve devamlarının yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğinin bu sebeple haklarırulaki soruşturma sonuçlanıncaya kadar 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 77’nci ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 40'ıncı maddeleri uyarınca tedbir cümlesinden olarak görevden uzaklaştırılmalarının talep edildiği, ön raporların Teftiş Kurulu Başkanlıkları kanalıyla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi’ne intikali üzerine Daire Başkanının, 6087 sayılı Hâkimler ve Savalar Yüksek Kurulu Kanunu, ile 04/07/2012 tarihli ve 28343 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeli,j 4/6’ncı maddesinde düzenlenen yetkisine istinaden yaptığı olağanüstü toplantı çağrı üzerine toplanan Dairenin 16/07/2016, 22/07/2016,01/08/2016,10/08/2016 ve 12/08/2011 tarihli olağanüstü toplantılarında ve 19/07/2016 tarihli olağan toplantısında ihbarlarda adı geçen adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile idari yargı hâkimlerinin, 15/07/2016 tarihinde darbe girişiminde bulunan ... Örgütüne mensup olduklarına dair kuvvetli delil ve şüphenin bulunduğuna, ilgililerin görevlerine devamlarının, soruşturmanın selametim, yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğine kanaat getirilmekle, 2802 saydı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 77/1 'inci ve 81/1 'inci maddeleri gereğince ayrı ayrı olmak üzere tedbiren üç ay süreyle görevden uzaklaştırılmalarına oy birliği ile karar verdiği,3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun Vinci maddesinden hareketle terör örgütü, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğün bozmak Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığım tehlikeye düşürmek Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek temel hak ve hürriyetleri yok etmek Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla her türlü suç teşkil eden eylemleri işleyecek kişi veya kişilerin mensup olduğu örgüt olarak tanımlanabilir.Siyasi amaç unsuruyla diğer örgüt türlerinden ayrılan terör örgütleri, zaman zaman kavramın dışına taşacak kadar çok çeşitli biçimde sınıflandırılmaktadır. Birleşik Devletler'de kurulan The Task Force ulusal güvenlik danışma heyetine göre, terörizm altı gruba ayrılabilir: sivil itaatsizlik siyasi terör, (bireysel ya da kolektif çıkar amaçlı) siyasi olmayan terör, terör benzeri etkinlikler, sınırlı siyasi terör ve devlet terörü. Polisiye niteliği ağır basan bir başka tasnifte, solcu marjinalizm, sağcı marjinalizm, tek hedefti terörizm, dinip, terörizm, ulusal ya da etnik terörizm, ırk temelli nefret terörizmi, narko-terörİzm ve sibeM terörizm kategorilerine rastlanmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren terör örgütleri genellikle dört gruba ayrılarak İncelenmektedir. Bunlar Marksist-Leninist ideoloji çerçevesinde hareket eden terör örgütleri, bölücü-bölgeci terör örgütleri, dini temel alan terör örgütleri ve yurt dışı kaynaklı terör Örgütleridir. Bu örgütlere sırasıyla, Devrimci ... Kurtuluş Partisi / Cephesi (DHKP/C), Kurdistan işçi Partisi (PKK) ve Hizbullah ve Ermeni Gizli Ordusu (ASALA) örnek verilebilir. Bir terör örgütünün varlığının kabul edilebilmesi için, örgütlü bağlılık üyeler arasında görev bölüşümü, kod isimleri, bir hiyerarşi ve bu Örgütün ideolojisini savunan insanların olması gerekir. ... mensuplarının hücresel\ Şekilde birbirleriyle bağlantıları, kendi aralarında bir rapor, talimat alışverişi bulunmaktadır. Alttan yukarıya doğru rapor, yukarıdan aşağıya doğru talimat verilmekle, örgüt mensuplarının, kendilerine yeni örgüt mensuplan kazanma faaliyetleri bulunmakta, yeni çocuk ve gençler örgüte alınmakta, eğitilip, yetiştirilerek bu örgütün kadrolarına ilave edilmektedir, örgütün eğitim malzemeleri, kitabı, bildirisi, ideolojisini anlatan belgeler, evraklar, dokümanları, ... ve emniyet içerisinde teşkilatlanmış silahlı gücü bulunmaktadır. ... de diğer terör örgütleri gibi bir inanca dayanmaktadır.Terör örgütü, üyelerinin uğrunda zorluklarına katlanabildiği, fedakârlıkta bulunduğu, amacına yönelik bir şeyler yapabildiği, bir inanç, bir ideoloji sistemidir. Örgüte kadrolarının sızdığı devletin güvenlik kurumlarının silahlı olması ve bu silahlan kullanma yetkisinin bulunması, örgütün silahlı ve askeri eğilimini göstermesi açısından çok önemlidir. .'ın çevresinde kümelenen.rin, yaklaşık bin yıl kadar önce ... çekip fedailerini kullanarak devlet görevlilerini öldüren bir terör örgütü olarak ortaya çıkmalarında olduğu gibi ... üyeleri de mutlak itaat ve cennete kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast benzeri hareketlere başvurmuştur.Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden örgütün, dini değerler değişmezken, zamana ve şartlara göre kendisini değiştirmesi, ülkesi ve devleti ile barışık olması beklenirken devleti kendisine hasım ve karşı cephe olarak görmesi, tüm yapısıyla açık ve şeffaf olması gerekirken bir istihbarat örgütü gibi kod isimler,özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurt dışından idare etmesi ve Türkiye'ye gelmekten ısrarla imtina etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı faaliyeti kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, diğer terör örgütleriyle temas kurması ve onlara istihbarat, lojistik, eylem tarzı türü destek sağlaması, söz konusu yapının casuslm faaliyetlerini de kapsayan organize bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan unsurlardır....'nin Kuruluşu:
Örgütün temelleri, sözde lider Fetullah ... tarafından 1966 yılında atılmış, 1970'li yıllara kadar Yeni Asya Grubu içerisinde yer alan ..., bu tarihten sonra ... Kestanepazarı Kuran Kursu'nda görev yaptığı dönemde çevresinde bulunan arkadaşları İle dini motifleri istismar etmek suretiyle örgütün çekirdek kadrosunu oluşturarak müstakil hareket etmeye başlamış, faaliyetlerim daha ziyade i i- 1 8 yaş grubundaki öğrenciler ve genç kesim üzerinde yoğunlaştırarak teyp ve video kasetlerine çekilen konuşmaları ve sohbet toplantıları aracılığıyla görüşlerini ulaştırdığı sempatizan grubu ile birlikte kendi adıyla anılan örgütü kurmuştur. îslami düşünceyi topluma yayma gayretinde olduğu izlenimi veren, kendini içinde bulunduğu sosyo-politik koşullara çok iyi uyarlayan, dönemsel iktidar dengelerini okuyarak siyasi partilerden özerk kalmaya özen gösteren ..., "Din, siyaset ve para" üçgeninde etkinliğini artırarak Örgütünü geliştirmiş, duygusal (ağlamaklı tarzı) ve fiziksel öğeleri de katmak suretiyle kullandığa hitabet tarzı ile başta nurcular olmak üzere diğer dini çevreleri etkilemiştir. Örgüt, 1978 yılında yayınlanmaya başlayan Sızıntı Dergisi ile basın yayın ve propaganda alanında yeni bir güç kazanmıştır. Bir din adamının tersine, içinde bulunduğu güç dengesine ve şartlara göre tutum ve davranışlarını değiştiren ..., hakkında arama kaydı konulmasına rağmen, 12 Eylül Askeri Darbesinin hemen öncesinde, yapılan askeri darbelere desteğini vurgulamış, kendisine bağlı . Dergisi ’nin Haziran 1979 tarihli sayısında yer alan “Asker" adlı başyazısını; “Onun süngüsü, yüz defa iniltimizi dindirdi ve ateşimize su serpti. Yakın tarihimizde dahi kaç defa onda mazinin tebessüm eden çehresini ve ytldırımlaşan celadetini gördük... Eğer, atik davranıp da yıllardan beri hazırlanan karanlık emellerin Önüne geçilmeseydi, bütün bir millet olarak inkisar içinde ağlamadan başka çaremiz kalmayacaktı. Tuğa selam, sancağa selam ve onu tutan sancağa binlerce selam " cümleleriyle; 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında yine Sızıntı Dergisi ’nin Ekim 1980 tarihli sayısında kaleme aldığı “Son Karakol ” başlıklı yazısını da; "Ümidimizin tükendiği yerde Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz” ifadeleriyle sonlandırmıştır. 1990'h yılların başından itibaren yurt dışına açılmaya başlayan örgüt, hızlı bir büyüme ile kısa bir zaman dilimi içerisinde, dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösterir hale gelmiştir....’nin Amacı:1970'li yıllardan günümüze kadar uygulamış olduğu örgütlenme yöntemleri, taktik ve stratejiler bütüncül bir bakış açısıyla incelendiğinde, ... silahlı terör örgütünün, kuruluş yıllarından itibaren toplumun dini duygularını istismar ederek "Himmet" adı altında topladığı maddi kaynaklar ile yurt içi ve yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim müesseselerinde kendi amaç ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirdiği öğrencileri, özetle insan kaynağını, ekonomik ve siyasi gücünü, örgüt ideolojisi doğrultusunda kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devlet i'nin Anayasal kuramlarında (yasama, yürütme, yargı erklerini) kadrolaşmayı ve aynı zamanda uluslar arası platformlarda da etkin bir güç haline gelmeyi hedeflediği, Bu kapsamda örgütün; tabanında bulunan insanların dini duygularım kullanarak kaynak ve meşruiyet devşirmeye çalıştığı, öğrenci seçme ekipleri ile köy ve semtlerden topladığı gençleri, bünyesindeki vakıf ışık evleri, okul ve dershaneleri marifetiyle ideolojisi doğrultusunda yetiştirerek insan gücü elde ettiği, Devlet modeline paralel bir örgütlenme ile gizlice başta siyaset, mülkiye, adliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına sızdığı, yurt, okul, dershane ve ışık evlerinde, beyin yıkama metotları ile sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan yapıya bağlı insan tipi yetiştirdiği, dinler arası diyalog adı altında, diğer dinlerin temsilcileri ile görüşerek, kendisini İslam adına muhatap göstermeye çalıştığı, şirket birlikleri ve konfederasyonlar kurarak kendisine bağlı bir zenginler kulübü oluşturmaya ve böylelikle ulusal ve uluslararası ticarette söz sahibi olmaya çalıştığı, ÖSS, YDS, DGS, ALES, YÖS, ÜDS, KPDS, TUS, KPSS, askeri okullara giriş sınavı, polislik sınavı, hâkim adaylığı sınavı başta olmak üzere birçok sınav sorularını hukuka aykırı yollarla ele geçirerek, kendi mensuplarının eğitim kurumlarına veya kamu kurumlarına yerleştirilmesini sağladığı, ürettiği sahte belge ve delillerle, örgüt mensubu olmayan kişiler hakkında adli ve idari soruşturmalar açılmasını sağlayarak bu kişilerin haksız şekilde Devlet kadrolarından tasfiye edilerek yerlerine kendi örgüt elemanlarının yerleştirilmesini sağladığı, bu gibi yöntem ve araçlarla örgütün nihai amacına ulaşmaya çalıştığı anlaşılmıştır.Örgütün sözde liderinin kamuoyuna yansıyan bazı konuşmalarında örgütün hedeflerine ulaşması için gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin olarak örgüt mensuplarına aktardığı talimatlara göre, düşmanlardan bir adım önde olmak için istihbarat en önemli unsurdur, gerekli büyüklüğe, olgunluğa ve uygun şartlara ulaşmadan saldırıya geçilmemelidir, yeterli güce ulaşana kadar ılımlı gözükmeli ve alttan alınmalıdır, harekete geçmeden önce plânlama yapılmalı, plânsız hiçbir ... yapılmamalıdır, strateji ve taktikler kimseye söylenmemelidir, hatta bazı strateji ve taktikleri işin başında bulunan tek insan bilmelidir, nihai hedefe ulaşmak için her yol mubahtır.Örgütün Hiyerarşik Yapısı:... silahlı terör örgütü; coğrafi, sektörel ya da kurumsal anlamda "imam" olarak adlandırılan sorumlulardan oluşan bir çalışma düzenine ve hiyerarşik yapılanmaya sahiptir. Örgütün sözde lideri ..., örgüt mensuplarınca "Kâinat imamı", "Mehdi", "Mesih" olarak kabul edilmekte, Kâinat imamına bağlı olarak üst kurullar örgütün birimlerini yönetmekte ve faaliyetlerini düzenlemektedirler. Bu kurullar;istişare kurulu mollalar, tayin heyeti ve özel hizmet birimleridir.
Yurt içi ve yurt dışı yapılanması bulunan örgütün yurtdışı yapılanmasını, kıta imamları ve onlara bağlı ülke imamları oluşturmaktadır. Her kıta imamının altında sorumlu ülke imamları bulunmakta, kıta ve ülke imamlarının koordinesinde o ülkenin alt yapı çalışması yapılmakta ve örgütün o ülke üzerindeki politikası belirlenmektedir, örgütün yurt içi yapılanması ise, Türkiye imamı, bölge (eyalet) imamları, il imamları, küçük il bölge imamları (sadece büyük şehirlerde), ilçe imamları, semt imamları, mahalle imamları, ev imamları (ahileri), talebe imamları, serrehberler, belletmenler şeklinde hiyerarşik bir yapı izlemekte ve örgüt tabanına yayılmaktadır. Türkiye’den sorumlu imama, beş bölge İmamı, ona da bu beş bölgeyi oluşturan şehirlerden sorumlu imamlar bağlıdır. Her şehir, büyüklüğüne göre alt bölgelere, bölgeler semtlere bölünmüş olup her semte ayrı bir imam atanmaktadır. Semt imamlarının altında İse o semte bağlı ışık evlerinin imamları yer almaktadır.Bunun yanı sıra kamuda (Bakanlıklar ve taşra teşkilatları, yerel yönetimler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüsleri, vb.) ve özel sektörde (Hukuk büroları, bilişim şirketleri, muhasebe firmaları vb.) faaliyet gösteren kurumlar için de örgüt tarafından imamlar atanmaktadır. Sözde lider Fetullah ...'in 1999 yılı içerisinde ABD ’ye gitmesinden sorma Türkiye 'deki faaliyetlere ilişkin sorumluluk Türkiye imamına geçmiştir. Ülke içerisindeki faaliyetler ülke imamına bağlı olarak yürütülmekte ve yapılan faaliyetler kurye aracılığıyla ya da doğrudan irtibata geçilerek ...’e aktarılıp onayı istenmektedir, özel hizmet birimi imamları, tayin heyeti, yargı imamı, medya imamları, Türkiye mütevelli heyeti, lata imamları, bölge imamları ve akademik kadro imamı doğrudan Türkiye imamına bağlıdır, örgütün bir nevi omurgasını oluşturan ve günümüz itibarı İle elde ettiği konumu kazandıran özel hizmet birim imamları, örgütün ve sözde lideri ...‘in en çok önemsediği ve değer verdiği imamlardır. Bu birim en geniş şekilde yargı, emniyet, mülkiye, TSK, MİT, milli eğitim ve akademik kadro imamlarından oluşmaktadır, örgüt asıl gücünü özel hizmet birimlerinden almakta, ülkede yürütülen operasyonlar başta olmak üzere hemen hemen tüm faaliyetler bu birimler aracılığı ile icra edilmektedir. Örgütün büyük önem verdiği bu birimler, mahrem hizmetler birimi olarak da bilinmekte olup birimlerin yaptığı bütün işler özel bir gizlilik içerisinde yürütülmektedir. Bu birimlerde faaliyet gösteren tüm örgüt mensupları kod isim kullanarak gerçek kimliklerini saklamaktadır, özel hizmet birimlerinin deşifre olmaması için geliştirilen bir diğer tedbir de hücresel yapılanmadır. Her birim kendi içerisinde hücresel bir yapılanmaya sahiptir. Bir örgüt mensubu en fazla bir üst sorumlusunu ve bir altında bulunan örgüt mensubunu tanımaktadır. Yine bu birim içerisinde yer alanlar takip edilmemek için diğer örgüt mensuplarına nazaran daha fazla önlem almakta ve teknolojinin iletişim konusunda sağladığı imkânlardan kontrollü bir seviyede istifade etmekledir. Örgütün tüm yurt içi ve yurt dışı tayin işleri tayin heyeti tarafından yapılmakta, genellikle her yılın mart ayında yapılan tayinlerle ilgili olarak mayıs ayı içerisinde görev yerlerine gidilmesi talimatı verilmekte ve aradaki iki aylık süre, tayini çıkan! örgüt mensuplarının alışma dönemi olarak kabul edilmektedir. Gerektiğinde doğrudad Fetullah ... ile irtibat kurabilen ve Türkiye imamına bağlı olarak hareket eden Yargı imamı, yargı içerisinde söz sahibi olabilecek şahıslar arasından seçilmektedir.
Örgütün İstihbarat Ağı ve İllegal Yapılanması:Örgütü güçlü lalan faktörlerin başında hiç şüphesiz etkin bir istihbarat ağma sahip olması gelmektedir. Kamu kunımlarmda çalışan örgüt mensuplan elde ettikleri bilgilen ve temin ettikleri belgeleri örgüte aktarmakta, tüm bilgi ve belgeler büyük bir havuzda toplanmakta, bu bilgi ve belgeler amaca uygun hale getirilerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanmaktadır. Özellikle Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüklerinde bir bilgi, belge veya dosya aktarılacağı zaman örgüt mensupları sahte isimlerle tanımlanmış bir haber sitesini kullanmakladır. Sahte bilgilerle üyelik oluşturulduktan sonra şifreler örgüt mensuplarına verilmekte, açılan internet sayfasında görürdü olarak haber sitesi bulunmakta, ancak görüntünün alt kısmında bulunan ikona dokunulduğunda yeni bir sayfa açılmaktadır. Bu sayfa üzerinde kimlerin on line olarak bağlı olduğu görülmektedir. Bu şekilde dosya aktarımı veya veri paylaşımı yapılıp, şube müdürlüğü aracılığı ile elde edilen önemli bilgi ve belgeler haber sitesi portah üzerinden toplanmaktadır. Kısaca devletin resmi makamlarında bulunan her türlü gizlilik içeren bilgi ve belge, örgülün bölge sorumlularına ulaştırılmaktadır. İstihbarat şube müdürlüklerinde takip edilen adli konular, cemaat sorumluları tarafından verilen talimatlar, açığı aranan şahıslara ilişkin dinleme bilgileri gibi dosyalar bu yöntem kullanılarak örgüt sorumlularına iletilmiştir. Bu sistem ancak çok Önemli görülen durumlarda kullanılmakta, örgütün sözde lideri veya üst yönetim katından gelen talimatın doğruluğunu veya akla uygunluğunu, dini, hukuki, ahlâki boyutunu sorgulamadan, emredileni yapan mutlak itaat ve tam teslimiyet gösterenler Özel olarak kullanılmaktadır... mensubu olmayan kamu çalışanlarına haksız yere birtakım idari cezalar verilmesi ya da davalar açmak suretiyle önemli görevlere gelmelerinin engellenmesi, sicillerinin bozularak yükselmelerinin önüne geçilmesi, yükselme sınavlarında kopya çekilmesi, şahıslar hakkındaki soruşturma dosyalarının ve ses kayıtlarının dava sonuçlanmadan algı operasyonları yaratmak amacıyla kamuoyuna el altından sızdırılması, Devletin gizli bilgi ve belgelerinin yayınlanması. Devletin imkânlarını kullanmak suretiyle ... lehine istifade etmek üzere bilgi, belge ve görüntü temin edilmeye çalışılması. Devletin gizli arşivlerinde bulunması gereken bilgi ve belgelerin ilgili kurum dışına çıkartılması, ...’nin “Altın Nesil" adıyla yetiştirip kamu kurum/kuruluşlarına yerleştirdiği mensuplarının bazı eylemleri olarak ilk etapta akla gelmektedir. Örgüt, bu eylemlerle, kendisinden olmayanların önünü kesmiş ya da kendisinden olmaya mecbur ¡almıştır. ... mensubu olmak, bazı kurum ve kuruluşlar içerisinde üst düzey görevlere gelebilmek için asli şart haline gelmiş olup, örgüte biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul eden şahıslar, en üst görevlere çıkartılmışlardır.
HÂKİMLER ve SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA İNTİKAL EDEN ... İLE BA ĞLANTILI BAZI SORUŞTURMA DOSYALARI:
-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi’nin 2015/184 Esas sayılı MİT Müsteşarı ve MİT görevlileri hakkmdaki soruşturma,
-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi'nin 2016/99 Esas sayılı Kozmik Genelkurmay Başkanlığı ... Seferberlik Bölge Başkanlığında bulunan kozmik odada arama yapılması soruşturması,-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi'nin 2015/100 Esas sayılı, usulsüz tahliye girişimi soruşturması,-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi'nin 2015/129 Esas sayılı, ... da gerçekleşen usulsüz tahliye dosyası,-Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi’nin 2016/125 Esas sayılı, ... ilinde gerçekleşen usulsüz tahliye doyası,
-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesinin 2015/164 Esas sayılı, ... ilinde gerçekleşen usulsüz dinleme soruşturmaları,
-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi'nin 2016/76 Esas sayılı, TÜBİTAK BİLGEM Müdürü olarak görev yapan Yücel ÇÎPLİ'nin, görevinden men edilmesini ve yerine kendi plânlarındaki kişinin gelmesini sağlamaya yönelik yürütülen soruşturma,
-Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi'nin 2016/124 Esas sayılı, kamuoyunda "... Askeri Casusluk Davası" olarak bilinen soruşturma,
-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi’nin 2016/45 Esas sayılı, ... İl Jandarma Komutam ... KURTOĞLU'nun terfisine engel olan örgüt militanlarının, MİT fırlarını huka aykırı şekilde durduracak kendi örgütüne mensup Hamza CELEPOĞLU'nun terfi ve yükselmesini sağlamasına ilişkin soruşturma,-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi'nin 2015/76 Esas sayılı, MİT TIR ’larının durdurulması soruşturması,Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesince soruşturma izni verilen ve kamuoyunda "Balyoz Soruşturması" olarak bilinen soruşturma,-Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesi’nce soruşturma izni verilen ve kamuoyunda ”... Soruşturması" olarak bilinen soruşturma,... halikındaki soruşturmanın 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilen 110 sayfadan ibaret “Haliç’te Yaşayan Simonlar isimli kitap, iddia olunan ... terör terör örgütü ilişkisi” başlıklı tespit tutanağı ile başladığı,
...’ün soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı olduğu, bu Cumhuriyet SavcısTnın ...’yı 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanması istemi ile mahkemeye sevk ettiği,
23.03.2011 tarihli yazı ile tutukluluk halinin devamı yönünde İlgili mahkemeye görüş bildirdiği.
Cumhuriyet Savcısı ...’m ... hakkında iddianame tanzim ettiği, 05.04.2011, 06.05.2011, 06.06.2011, 19.07.2011 ve 19.08.2011 tarihli mütalaalar İle CMK 108 maddesi uyannca tutukluluğun devamı yönünde görüş bildirdiği, yine 25.07.2011 ve 09.08.2011 tarihli yazıları ile tahliye talebinin reddi yönünde yazı yazdığı Cumhuriyet Savcısı ...’ın duruşma savcısı olarak görev ifa ettiği, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 06.04.2012, 09.08.2012, 12.10.2012 ve 07.11.2012 tarihli yazılan ile CMK 108 maddesi uyannca tutukluluğun devamı, 10.07.2012, 13.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 15.04.2013 tarihli yazılan ile tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’nın 11.09.2013 tarihli celsede ...’nm tutukluluğunun devamı yönünde mütalaada bulunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’nın 30.01.2013 tarihli yazı ile, itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair görüş yazısı verdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’un 29.03.2012 tarihli yazı ile yapılan itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa sunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’in 14.09.2012 tarihli celsede ...’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı Haluk Gedikli’nin 12.12.2013 tarihli oturumda şüpheli Hanefi ı Avcı’mn tutuk halinin devamı yönünde mütalaada bulunduğu,Cumhuriyet Savcısı ...’ın 03.08.2012, 06.08.2012 ve 26.09.2012 tarihi^ yazılan ile yapılan itirazın reddi İle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş verdiği, ...’in Başkan ve üye Hâkim sıfatı ile; 09.09.2011 tarihinde iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihinde yapılan tensip zaptı ile tutukluluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2011, 09.04.2012, 09.05.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk İnceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlar verdiği,...’nin üye Hâkim sıfatı ile; 29.03.2011 tarihli tahliye talebinin reddî, Mahkeme Başkanı sıfatı ile; 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 06.08.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli celselerde tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı,
Bülent Kmay’m üye Hâkim sıfatı ile; 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 06.08.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 14.09.2012, 16.11.2012, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 21.09.2012, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına, yine Başkan sıfatı ile 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karara iştirak ettiği,...’nin üye Hâkim sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile tutukluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 17.04.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 27.12.2012 ve 21.03.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk haliniıj devamı, 07.02.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2012, 21.01.2013 ve 25.06.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlarda imzasının bulunduğu,...’in, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi sıfatı İle şüpheli ...’yı 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlanndan tutukladığı,
... San’nın üye Hâkim sıfatı ile 02.08.2013 ve 11.10.2013 tarihli itirazın reddî ile tutukluluğun devamı yönündeki kararlara katıldığı,
...’İn Başkan sıfatı ile; 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, üye Hâkim sıfatı ile; 29.03.2012, 06.08.2012, 0U0.2012, 04.02.2013 ve tarihli itiraz ve tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına dair tesis edilen kararlara katıldığı,
Gökmen Demir can’m Başkan sıfatı ile; 29.03.2012, 06.08,2012, 01.10.2012; 04.02.2013 ve 26.06.2013 tarihli itirazın ve tahliye talebinin reddine dair kararlarda imzasımi bulunduğu,...’nm Başkan sıfatı ile; 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine, üye Hâkim sıfatı ile; 06.08.2012 ve 26.06.2013 tarihli tahliye talebinin reddine ve itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara iştirak ettiği,
...’ın üye Hâkim sıfatı ile; 10.02.2012, 01.10.2012 ve 04.02.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı ve 16.11.2012 tarihli oturumda tutuk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu,
...’nın üye Hakim sıfatı ile; 02.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı ve Başkan sıfatı İle; 11.10.2013 tarihli aynı nitelikteki karara katıldığı...’in üye Hâkim sıfatı ile; 19.08.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına 09.08.2011 ve 10.10.2013 tutukluluk inceleme karan İle tutukluluk halinin devamına dair kararlarda yer aldığı,...’in üye Hâkim sıfatı ile; 31.07.2013 ve 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, 06.08.2013 tarihli tutukluluk İnceleme kararı ile tutukluluk halinin devamı ve 11.09.2013 tarihli celsede tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen karalardaki heyet içerisinde bulunduğu,...’nun 11.07.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamına İlişkin kararda üye Hâkim sıfatıyla bulunduğu.’ın 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda Üye Hâkim olarak bulunduğu,...’ın Başkan sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne dair karara katıldığı, yine aynı sıfatla 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile verilen tutukluluk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu ve 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011 tarihli tutukluluğun incelenmesi kararlan ile tutuklunun halinin devamına dair kararlara katıldığı,
...’un üye Hâkim sıfatı ile CMK 108 maddesi uyarınca verilen 20.07.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına dair kararda yer aldığı,...’nm 08.06.2011 tarihli CMK 108 uyarınca verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda bulunduğu,
...’ın 07.05.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına dair karar verdiği,
...’ın 08.04.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına, 28.07.2011 tarihli karar ile de, tahliye talebinin reddine dair karar tesis ettiği,
...’in üye Hâkim sıfatı ile, 29.03.2011 ve 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine dair kararlara katıldığı,
...’ın Üye Hâkim sıfatı ile, 29.03.2012 tarihli tahliye talebinin reddine dair karara iştirak ettiği,
...’nun 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine ilişkin kararda üye Hâkim sıfatı ile bulunduğu,
Dolayısıyla, ve soruşturma raporunun (B) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntıları ile belirlendiği üzere, ... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK 2, Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (36921) Celal Kaıa’mn;
27.01 2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aylan olarak yapması,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delii elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykın olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör Örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasa’ya aykırı olması,
İnceleme ve soruşturma raporunun (C) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntıları ile belirlendiği üzere, ... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK 2.Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (35837) ...’ün; 23.11.2009 tarihli müzekkerede şüpheli ...’in kaydedilen telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığının belirlenmesine ve iletişimin tespiti işleminin sonlandınlmasına rağmen bu görüşmeleri 05.03.2011 tarihinde şüphelinin alınan savunmasında suç delili olarak göstererek dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmemesi,
Talep ettiği arama karan yazısında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almaması,
...’u 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamaya sevk ettiği, adı geçenin üzerine atılı bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...'un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla tutuklamaya yönelik talebin bariz şekilde yasaya aykm olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olması, İnceleme ve soruşturma raporunun (D) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntıları ile belirlendiği üzere, ... ... Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen şüpheli (.) ...”ın;
27.06.2011 tarihli “...’tan el konulan ... ... kitaplanyla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığımın (CMK 250 SMY) 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı karan” şeklindeki tutanak ile iddianame eklerinde yer alan “26 nolu klasör, ...] ... TV’de ele geçirilen belgeler, 132-193-197 arası sayılarla işaretli bölümde; doküman inceleme tutanağı, sabit disk imaj alma formu ve şüpheliden el konulan ... ... kitapian ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın 30.03.2011 tarih ve 2011/687 soruşturma sayılı yazısı” şeklindeki dizi pusulasının gerçeği yansıtmaması, bahse konu kitaplann Coşkuı ... İle ilgisinin bulunmaması ve bu kitapian bulundurmanın ...’un üzerini atılı suçlann delili niteliğinde olamayacağı hususlan nazara alındığında ...’uı masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkım gözetmemesi, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olması,
... ile ilgili olarak atılı terör Örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarına ilişkin somut delil niteliğinde olmayan, eylem ile suç arasındaki irtibat niteliğinde bulunmayan, bu suçlann yasal unsurlanna ait olmayan telefon görüşmelerini ve köşe yazısını iddianameye yazmak suretiyle görevini kötüye kullanması,
...’un gözaltına alındığında el konulan telefonlarında kayıtlı bulunan tüm numaralan üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlan ile ilgisi bulunmamasına rağmen soruştuıma evrakı İçerisinde bulundurmak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmemesi,
...’un o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan ... ... ile mesajlaşmalarını, bu mesajların içeriği itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisine koymak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine uymaması,
... ile ilgili olarak dosya kapsamındaki atılı suça ilişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibatı ortaya koymadan suçun yasal unsurlarını göstermeden ve atılı suçun unsurları oluşmadan iddianame tanzimi görevini kötüye kullanması,
İnceleme ve soruşturma raporunun (E) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntıları İle belirlendiği üzere, ... (kapatılan CMR’nın 250.maddesi ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (37278) ...’in;
27.01.2011 tarihinde verdiği karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK’mn 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme karanın hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykın olarak verdiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlannı içermediği, dolayısıyla 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme karan vermesinin usul ve yasaya aykın olması,
İnceleme ve soruşturma raporunun (F) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntı lan İle belirlendiği üzere, ... (kapatılan CMK’nın 250.maddesİ ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (37952) ...’m;...’a ilişkin verdiği arama karannda; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı, dolayısıyla verdiği arama kararının usul ve yasaya aykın olması,...’un 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verdiği, adı geçenin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’un bu suçu işlediği ya da bu suçun İşlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı dolayısıyla verdiği tutuklama karannın bariz şekilde yasaya aykın olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olması,İnceleme ve soruşturma raporunun (G) bendindeki soruşturma maddesinde ayrıntıları ile belirlendiği üzere, ... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK 2. Dairesi’nin 12.05.2015 tarih ve 311 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli (.), ... ile ... eski Cumhuriyet Savcısı HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (.) ...”ın;Müşteki ... hakkındaki lehe olan delilleri toplamadıklan, adı geçenin masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını diğer deyimle dürüst yargılanma hakkım gözetmedikleri, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olması,İnceleme ve soruşturma raporunun (H) bendindeki soruşturma maddesinde aynntılan İle belirlendiği üzere, ... (kapatılan CMK’nın 250.maddesi ile görevli) 14.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (33372) ..., ... (kapatılan TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16-Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (39730) ... ile ... (kapatılan TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16.Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi HSYK Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen şüpheli (.) ...’nin;Şüpheli ya da şüphelilerin iddianame ile kendilerine isnat edilen eylemleri işleyip işlemediği, isnat edilen eylemlerin iddianamede belirtilen suçlan oluşturup oluşturmadığı, devam etmekte olan yargılamanın sonucunda ve bir bütünlük içerisinde görevli mahkemece belirleneceği ve yine bu belirlemeye göre vanlacak sonucun hukuka uygun olup olmadığı kanun yolu incelemesi ile belirlenecek ise de, mutlak delil niteliğinde bulunan deliller toplanmadan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar ve 21.04.2016 tarihli kararının gerekçesinde de belirlendiği üzere, bu soruşturmada da görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye’nin birçok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek düzenlenen bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar edilerek yasaya bariz şekilde aykırılık ile delillerin takdirinde açık keyfilik yapmak suretiyle iddianamenin kabulüne karar vermek suretiyle usul ve yasaya aykırı şekilde davranmaları,Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar, 21.04.2016 tarihli kararında; (kamuoyunda ... davası olarak bilinen) “dosyamıza konu davaların soruşturmasında görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye ’nin bir çok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek, Cumhuriyet Savcılarının CMK’mn 122. maddesine aykırı olarak düzenlenen bu tutanaklara kuşku île yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar ederek koruma tedbirlerine ilişkin kararlara, İddianameye ve mütalaaya konu etmesi, yargılamayı yapan yargıçların da ısrarla yasalara aykırı olarak elde edilen kanıtlara göz yumması ve bu yöndeki ısrarlı itirazları dikkate almayarak maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yönelik haldi taleplerin ısrarla ve yetersiz gerekçeler ile reddedilmesi, hâkimlerin tarafsızlığı konusunda haklı şüphe oluşturacağının gözetilmemesi usule ve yasaya aykırıdır. ”Şeklindeki gerekçesi,Bütün olarak nazara alındığında;Şüphelilerin Milli Güvenlik Kurulu’nca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplardan MGK kararlannda ifade edildiği şekliyle “paralel devlet yapılanması” ile “üyelik, mensubiyet, İltisak veya irtibat” şeklinde bağlantılanmn bulunduğu, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak “...” yapılanmasının içine girerek örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket ettikleri,
Sonucuna varılmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 madde ve fıkrasında düzenlenen terör örgütü üyeliği suçu yönünden bakıldığında; Terörle Mücadele Kanununun 7/1 maddesi uyarınca, aynı yasanın 1. maddesindeki amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere terör örgütü kurma, yönetme ve üye olma eylemleri TCK. 314. maddesi ile cezalandırıldığı, düzenlemeye göre; terör örgütünden söz edilebilmesi için kuruluşu, örgütün amacı, stratejisi, yapılanması ve faaliyetleri itibanyla, 3713 sayılı Yasa’mn 4928 sayılı Yasa ile değişik 1. maddesinde tarif edildiği şekilde cebir şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ve Cumhunyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devletin otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacıyla kurulmuş terör örgütünün bulunmasının gerektiği, böyle bir örgütün varlığım ve amaçlarım bilerek ve isteyerek mensup olan kişinin, terör örgütü üyesi olduğunun kabulünün gerektiği, buna karşılık örgüt ile organik bağ kurup Örgütsel faaliyet yürüttüğü tespit edilemeyen kişinin örgüt üyesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, uygulamada ve Yargıtay içtihatlarında; silahlı terör örgütünün kırsal bölgedeki üyeleri ile bağlantılı olarak örgüte malzeme temin etme, kılavuzluk ve kuryelik yapma, istihbari bilgi toplama, askeri ve siyasi eğitim ve kod adı alma gibi çeşitlilik ve süreklilik gösteren eylemlerin örgüt üyeliği suçunu oluşturacağının kabul edildiği, Yüksek Yargıtay kararlarında da istikrarla belirlendiği üzere; örgüt üyeliğinin oluşması için iki yolun mevcut olduğu, birincisinde illegal örgütsel faaliyetin aşama aşama geliştiği, önce sempatizanların saptandığı, ardından bunlara siyasi ve ideolojik bilinç verildiği, daha sonra kitle eylemlerine katılmaları sağlanarak cesaretlerinin geliştirildiği, bilahare kod adı verilerek gizliliklerinin sağlandığı ve dağ kadrosuna aktarılarak askeri eğitim aldınldığı, İkincisinde ise, belirlenen aşamalar olmadan şüpheli ya da sanıkların örgüt ile organik bağ içerisine girerek yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemlerde bulundukları,Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin hangi hallerde ve hangi suçlarla ilgili uygulanabileceği, bu tedbire karar verebilecek makamların kimler olduğu, bu kararın uygulanmasının süresi ve bu kararın kimler hakkında uygulanamayacağı ile kararlarda bulunması gereken hususlara yer verildiği, telekomünikasyon yoluyla yapılan bir iletişimin denetlenmesinin hukuka uygunluğu için hâkim karan veya onayı, suçun da CMK 135/8 madde ve fıkrasında yer almasının yeterli olamayacağı, adli amaçlı dinleme karannın CMK 135 ila 138 maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olması gerektiği, hukuka aykın delillerin yargılamada kullanılamayacağım söyleyen Anayasa’mn 38/6 ve CMK. 160/2, 206/2-a ve 217/2 hükümlerinin yalnızca kovuşturma aşamasında gündeme alınamayacağı, soruşturmayı yürütenlerin de dosyaya sunulan delilin hukuka aykırı yoldan elde edildiğini tespit ettiği anda bunun değerlendirmesini mahkemeye bırakmadan yapmaları gerektiği,271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 137. maddesinde; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik verilen kararlann yerine getirilmesi, iletişim içeriklerinin hangi hallerde yok edileceği konularının düzenlendiği, CMK. 137/3 madde ve fıkrasına göre, şüpheli veya sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığı karan verilmesi, Cumhuriyet savcısının hâkim onayını almaması halinde Cumhuriyet Savcısının dinleme ve kayda almaya son vereceği, yapılan tespit veya dinlemeye ait kayıtlan da denetiminde yok ettirmesi gerektiği, buna ilişkin yok etme tutanağım düzenleyeceği, yok etme işleminin en geç on beş gün içinde yapılacağı, kayıtlann yok edilmesinden sonra en geç on beş gün içinde ilgilisine yazı ile bilgi verileceği, bu yazıda, dinleme ve kayda alınmanın nedeni kapsamı süresi veya sonucunun açıklanacağı, on beş günlük bildirme süresinin soruşturma evresinin bitiminden itibaren başlayacağı, Tüm belirlenen hususlar muvacehesinde;... 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/83 teknik takip, 2010/857 soruşturma, 27.01.2011 tarihli karan ile ... adına kayıtlı. numaralı telefonun CMK 135 ve 137 maddeleri uyannca 3 ay süre ile tespitine, dinlenilmesine, kayda alınmasına, görüşme detay sorgulamalannın yapılmasına, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine, şüpheli şahsa ait telefonların görüşme yaptığı anda bulunduğu baz istasyon!annın tespitine, GPRS bağlantılannın tespiti ve takibinin TİB kanuni dinleme dinleme programı üzerinden alınabilmesine karar verildiği, bahse konu kararın Hâkim ... tarafından verildiği, kararda atılı suçun; suç örgütü kurmak ve buna bağlı olarak örgütün faaliyetleri, gerekçenin ise; “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK. 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklinde gösterildiği,Bahse konu Hâkim ... tarafından verilen 27.01.2011 tarihli karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme kararının hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykın olarak verildiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlannı içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanılarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme karan verilmesinin usul ve yasaya aykın olduğu, bu eyleminin üyesi olduğu ... isimli silahlı terör örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olarak, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte hükümlülüğü gerektirir ölçüde olduğu,Tüm bu düzenlemeler doğrultusunda;Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin Cumhuriyet savcısının temel görevim belirlediği, Cumhuriyet savcısının bir suçun işlendiği görünümünü veren bir hâli öğrenir öğrenmez hemen gerçeği saptamak üzere harekete geçeceği, hedefinin, kamu davasım açmaya yer olup olmadığına karar vermek olduğu, ilk işin şüphe karşısında gerçeği belirlemeye çalışmak olduğu, bu maddenin esasta, soruşturma evresinin açılmasını belirttiği, soruşturma evresini açmak görevinin Cumhuriyet savcısına ait olduğu, özel kişilerin ihbar yolu ile sadece soruşturma evresinin açılmasını tahrik edebilecekleri, Cumhuriyet savcısının temel görevinin, suç işlendiği izlenimini veren bir hâli görüp öğrendiğinde gerçeği araştırarak işe girişmek olduğundan şüphelinin aleyhine ve lehine olan hususlan eşit bir çaba göstererek araştıracağı, aynı zamanda suça ait delil, iz, eser ve emareleri toplayacağı ve muhafaza altına alacağı, soruşturma evresinde temel görevi yerine getiren organın faaliyetlerinde üç ilkenin egemen olduğu, bunlann etkinlik, sür’at, dürüstlük ve hakkaniyet ilkeleri olduğu, maddenin ikinci fıkrasında yer alan hükmün, dürüstlük ilkesinin gereği olduğu, bu maddeye göre; bir suçun işlendiğine dair basit şüpheye ulaşan veya kendisine bu yönde bir ihbar veya şikâyet gelen Cumhuriyet savcısı, doğrudan veya emrinde bulunan adli kolluk vasıtasıyla delilleri toplayacağı, şüpheli ya da şüphelilerin kim veya kimler olduğunu öğrenmeye çalışacağı, buna soruşturma dendiği, amacn; maddi hakikate ve adalete ulaşmak, işlenmiş suç bırakmamak, ancak şüphelinin de masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını yani dürüst yargılanma hakkını koruyup gözetmek yargılanma hakkını koruyup gözetmek, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasını önlemek olduğu, Cumhuriyet Savcısının soruşturduğu suç ve fail veya failleri hakkında hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde ettiği delillerden suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşması halinde kamu davası açmak için iddianame tanzim edeceği aksi takdirde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vereceği, hazırlanan iddianamenin eksik olmaması gerektiği, CMK 170 ve 174 maddelerine uygun şekilde hazırlanmasının lazım geldiği aksi halde mahkeme tarafından iddianamenin iade edileceği, CMK. 160/2 maddesine göre, Cumhuriyet Savcısının şüphelinin yalmzca aleyhine olan delilleri değil lehine olan ve olabilecek delilleri de toplayıp değerlendirmek zorunda olduğu, zira şüphelinin lekelenmeme ve dürüst yargılanma haklan olduğu ve Cumhuriyet Savcısının bu hakları korumak zorunda bulunduğu, Cumhuriyet Savcısının özellikle suçu aydınlatmaya yarayacak delilleri toplaması, şüpheli ve müdafînin bu konu ile ilgili taleplerini dikkate almalı ve değerlendirmesi gerektiği, netice olarak; şüphelinin suçsuzluk karinesini, lekelenmeme ve savunma haklanmn korunması gerektiği, şüpheliye “suçlu” muamelesi yapılamayacağı, bu sebeple somut deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle yeterli şüpheye ulaşmadan dava açılamayacağı, Ceza Muhakemesi Kanunu 170/4 maddesine göre, iddiaya konu eylem ile delillerin ilişkilendirilmek suretiyle iddianamede açıklanması gerektiği,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde kamu davasını açma görevinin Cumhuriyet savcısına verildiği, Cumhuriyet savcısının soruşturma evresi sonunda topladığı delille, kamu davasının açılmasını gerektirecek ve yeterlilikte bir şüphe oluşturuyorsa davanın açılması gerektiği, bu şüpheyi haklı kılmıyorsa kovuşturmaya yer olmadığı karan verilmesi gerektiği, buradaki değerlendirmenin sadece iddianame düzenlenmesi gerekip gerekmediği ile sınırlı olacağı, Cumhuriyet savcısının “şüpheden sanık yararlanır” ilkesini uygulayamayacağı, Cumhuriyet savcısının sorumluluktan kaçarak yetkisini kullanmayıp dava açtığı takdirde gereksiz yere mahkemeleri meşgul etmiş ve görevini de iyi yapmamış olacağı, iddianamede Cumhuriyet savcısı tarafından suçun yasal unsurlannm gösterilmesinin zorunlu olduğu, olayın anlatımı yapıldıktan sonra eylemin hangi suça uyduğu ve bu suçun nasıl ve neden oluştuğunun açıklanmasının gerektiği, bünyesinde hiyerarşik bir ilişkinin hakim olduğu, bu ilişki dolayısıyla örgütün, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazandığı, örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiili birleşmenin yeterli olduğu, örgütün niteliği itibarıyla devamlılık arz ettiği, bu itibarla, kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcut olduğu, iştirak ilişkisinden bahsedebilmek için, suç ortaklan nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaştınlmasmın gerektiği, buna karşılık örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçlann konu veya mağdur itibanyla somutlaştınlmasmın zorunlu olmadığı, suç işlemek için örgüt kurulması suçunun somut tehlike suçu olduğu, en az üç kişinin belli amaç etrafında suç işlemek üzere devamlı surette fiilen birleşmesi suretiyle örgüt meydana gelebildiği gibi, kurulan örgütün, güdülen amaç bakımından somut bir tehlike oluşturmayabileceği, bu sebeple, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçlan işlemeye elverişli olmasının aranması gerektiği, bu suçun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, kişilerin suç işlemek amacıyla bir örgütlenme yapısı içerisinde bulunmalan gerektiği, özetle ve. aynca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2006/10-253 esas, 2007/80 karar sayılı karan da göz önüne alındığında; örgüt kurmak suçundan bahsedebilmek için; üye sayısının en az üç veya daha fazla olmasının gerektiği, üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalı, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin yeterli olduğu, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek olmadığı gibi işlenen suçlann konu ve mağdur itibanyla somutlaştınlmasmm mümkün olmakla birlikte zorunlu olmadığı, örgüt niteliği itibanyla devamlılık gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelinmesi durumunda iştirak iradesinden bahsedilebileceği, amaçlanan suçlan işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerektiği, belirlenen bu unsurlar aynca ve örgüt suçu yönünden incelendiğinde; örgütün soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir yapının hakim olduğu, suç işlemek için örgüt kurmaktan söz edilebilmesi için sanıklann aralannda önceden anlaşıp ... bölümü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde süreklilik gösterecek planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla belirlenmemiş sayıdaki suçlan işlemek amacı etrafında birleşmeleri gerektiği,
Türk Ceza Kanunu’nun “silahlı örgüt” başlıklı 314/3. maddesine göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, TCK. 314. maddesinde belirlenen suç açısından da aynen uygulanacağının kabul edildiği, TCK. 220/7 maddesine göre, örgüte hâkim olan hiyerarşik yapı içerisinde olmamakla birlikte, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandınlmasının öngörüldüğü, yasa koyucunun silahlı örgütlere yardımı ayn bir suç olarak düzenlemediği, genel örgüt suçlarına ilişkin maddeye atıf yaptığı, buradaki suçun oluşabilmesi için, örgütün devamlılığını ve faaliyetini sürdürebilmesi için yapılacak her türlü yardımın bu suçun kapsamına gireceği, bu suçun meydana gelebilmesinin ön koşulunun yardımın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmadan yapılması olduğu, örgütle organik bağ içerisinde hiyerarşik yapıya dahil olarak yardım fiili gerçekleştiriliyorsa suç örgütüne yardım suçu değil, örgüt üyeliği suçunun oluşacağı, TCK. 314/3 maddesinde düzenlenen suçun tehlike suçu olması sebebiyle Yüksek Yargıtay'ın bu suça teşebbüsün mümkün olmayacağım belirlediği, süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerin yapılması sırasında bu suçlar örgüt üyeliği boyutuna kadar yoğunlaşmamış ise bunun teşebbüs olarak nitelendirilemeyeceği, bu eylemlerin kanunun suç saydığı fiillerse ayrıca o suçlara ilişkin yargılama yapılacağı, Yargıtay kararlarında istikrarla belirlendiği üzere örgüt üyeliğinin oluşması için iki yol olduğu, birinci yolun aşama aşama geliştiği, ikinci yolun ise, aşamalar olmadan sanıkların örgüt ile organik bağ içerisine girerek yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemlerle bulunacağı, buradaki eylemlerin niteliklerinin de önemli olduğu,Türk Ceza Kanunu’nun “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 288. maddesinin, kesin bir yargı karan verilmeden önce tamklann beyanlarını veya bilirkişi mütalâalarım ve hüküm ve kararlan etkilemek amacıyla baskıcı ve kötü niyetli yayınlar yapılmasını ve bunlann açıklanmasını cezalandırdığı,Tüm dosya münderecatı, dosya inceleme tutanakları, yasal mevzuat, Yargıtay kararı bütün olarak değerlendirildiğinde;... hakkındaki soruşturmanın 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilen 110 sayfadan ibaret "Haliç'te Yaşayan Simonlar isimli kitap, iddia olunan ... terör örgütü ilişkisi' başlıklı tespit tutanağı ile başladığı,Cumhuriyet Savcısı ...’ın ... hakkında iddianame tanzim ettiği,
...’ın Başkan sıfatı ile, ... ve ...’nin üye Hâkim sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne dair karara katıldıkları,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “iddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesine göre; davaya bakacak olan mahkeme kamu davasının açılması için debîlerin yeterli şüpheyi ortaya koymasına karşın, iddianamede fazla olmayan noksanlık saptarsa (şüphelinin açık kimliğinin belirtilmemesi, uygulanması gereken kanun maddesinin gösterilmemesi, bütün delillerin mahkemeye verilmemiş olması ve benzeri gibi) iddianameyi tamamlaması için Cumhuriyet Savcılığı’na geri verilmesine karar vereceği" geri verilme nedenlerinin dokuz ayn bentte gösterildiği, amacın; davanın bir duruşmada sonuçlanmasını sağlayacak alt yapıyı oluşturmak olduğu, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin iadesinin gerektiği,
...’nın soruşturma aşamasında talep ettiği; kitabın yayın aşaması ile ilgili olarak yayın sürecini gösteren redaksiyon belgeleri gibi maddi deliller, yayınevi bilgisayarları üzerinde kitabın redaksiyon aşamalarını gösteren dijital belgelerin bilirkişi marifetiyle incelenmesi, kitabın yayma hazırlanmasında görev alan redaksiyoncu, editör, tasarımcı ve benzeri çalışanlar ile redaktör ... Kopuzlu, kapak tasarımcısı Onur Can Özdemir, sayfa düzenini yapan ... Yaman ve diğer firma görevlileri ile ... isimli şahıs, yayınevi avukatı Haşan ... Çavuşoğlu’nun dinlenmesi, yayınevi bilgisayarları üzerinde kitabın redaksiyon sürecindeki değişiklikler ve diğer belgelerin tarihi, şekli gibi konularda teknik bilgisayar uzmanlarınca bilirkişi incelemesi yapılması hususlarının araştınlmamasınm suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delil niteliğinde bulunduğu ve bunların toplanmamasımn CMK. 174. maddesine aykırılık teşkil edeceği,
Tüm bu sebeplerle, şüpheli ya da şüphelilerin iddianame ile kendilerine isnat edilen eylemleri işleyip işlemediği, isnat edilen eylemlerin iddianamede belirtilen suçlan oluşturup oluşturmadığı, devam etmekte olan yargılamanın sonucunda ve bir bütünlük içerisinde görevli Mahkemece belirleneceği ve yine bu belirlemeye göre vanlacak sonucun hukuka uygun olup olmadığı kanun yolu incelemesi ile belirlenecek ise de, mutlak delil niteliğinde bulunan deliller toplanmadan ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar, 21.04.2016 tarihli kararının gerekçesinde de belirlendiği üzere, bu soruşturmada da görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye’nin bir çok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek düzenlenen bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar edilerek Yasa’ya bariz şekilde aykınlık ile delillerin takdirinde açık keyfilik yapmak suretiyle Başkan ..., Üye Hâkimler ... ve ...’den oluşan Mahkeme heyeti tarafından iddianamenin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasa’ya aykırı olduğu,Sonucuna varılmıştır.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesine göre; tutuklgnamsM hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunan kimsenin henüz hüküm verilmeden önce cezalandınlması niteliğinde olmayıp, hukuka uygun etkin bir yargılamanın yürütülebilmesi açısından, belirli amaçlarla ve belirli koşulların varlığı halinde başvurulabilmesi mümkün olan bir koruma tedbiri olduğu, buna göre tutuklama koruma tedbirinin, araç olma ve geçici olma özelliklerine sahip olması gerektiği gibi gecikmede tehlike bulunması, haklı görünüş ve orantılılık ilkelerinin ön koşul niteliğindi: bulunduğu, bütün diğer koruma tedbirleri gibi tutuklamanın da, kural değil istisnâi nitelikte olduğu, koruma tedbirlerinin genel koşullan dışında, Anayasa ve CMK’da özel olarak düzenlenmiş koşullann tamamı gerçekleşmeden tutuklama koruma tedbirine başvurulamayacağt, Anayasa’nın 19/3 maddesinde, tutuklamanın ancak zorunlu durumlarda başvurulabilecek olan koruma tedbiri olduğu hususunun vurgulandığı, tutuklamanın, koşullan oluşsa dahi başvurulması zorunlu bir koruma tedbiri olmadığı, gerek Anayasa’daki “tutuklanabilir” (m. 19/3) gerekse CMK’daki “tutuklama karan verilebilir” (CMK m. 100/1) ifadelerinin tutuklamanın ihtiyariliğini gösterdiği, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, tutuklama için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığını gerekli gördüğü, kuvvetli şüpheden maksadın, eldeki somut verilere göre şüpheli veya sanığın, Kanunda suç olarak tanımlanmış bir eylemi gerçekleştirdiğine veya bu eyleme iştirak ettiğine ilişkin yüksek bir ihtimâlin varlığı olduğu, bir kimsenin suçüstü hâlinde yakalanmasının bu duruma örnek olarak gösterilebileceği, burada dikkate alınacak kıstasın, şüpheli veya samğın yapılacak yargılama sonucunda mahkûmiyet ihtimâlinin yüksekliği değil, suçu işlediği konusundaki şüphenin yoğunluğu olduğu, kişiye yapılan isnadm ağırlığına rağmen, onun isnada konu fiili gerçekleştirdiği konusunda tereddütler olması ve şüphenin kuvvetli olmaması hâlinde hakkında tutuklama karan verilemeyeceği, hem suçun işlendiği hem de kendisine suç isnat edilen şüpheli veya sanığın suçu işlediği konusunda kuvvetli bir suç şüphesinin varlığını gösteren olgulann bulunmasının gerekli olduğu, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren bu olgulann tutuklama talebi ve tutuklama karannm gerekçesinde gösterilmesi gerektiği,Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde, üç ayn tutuklama nedenine yer verildiği, bunlardan birisinin varlığı halinde, diğer koşullann da gerçekleşmiş olması hâlinde tutuklama kararının verilebileceği, bu nedenlerin hepsinin bir arada bulunmasının gerekli olmadığı,Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı’nm (CMK m. 100/2-a) bir tutuklama nedeni olarak kabul edildiği, şüpheli veya sanığın, adlî makamlar tarafından yapılacak davetlerin kendisine ulaşmasını, yargılama işlemleri için hazır bulundurulmasını olanaksız kılacak davranışlar içinde bulunmasının kaçması veya saklanması olarak kabul edileceği, bunun için, kişinin kaçma yönünde hazırlıklar yaptığına ilişkin somut olguların olması gerektiği, suçun işlendiği konusunda kuvvetli şüphe bulunan eylemin ağırlığı, yargılamaya konu bu eylemin soyut cezasının yüksekliği, kişinin sabit bir adresinin bulunmaması gibi hususlar kişinin kaçma şüphesi açısından belirti niteliğinde oldukları, bu koşullardan birisinin veya birden fazlasının varlığının doğrudan kaçma şüphesi olarak kabul edilmesi olamayacağı, somut olayda bu olguların niçin kaçma şüphesi oluşturduğunun belirlenmesi gerektiği, kaçma şüphesi sebebiyle bir kişinin tutuklanmasına karar verildiğinde, bu şüpheyi gösteren somut olguların da gerekçede açıklanmasının zaruri olduğu, kişinin her davete uyduğu, hakkındaki suç isnadını öğrendiği hâlde normal hayat düzenine devam ettiği, kendisinin gelerek suç ikrarında bulunduğu ya da hakkındaki yakalama enirini öğrenerek kendisinin gelip teslim olduğu durumlarda kaçma şüphesinin varlığından söz edilemeyeceği,
Delillerin karartılması şüphesinin de tutuklama nedenlerinden birisi olduğu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, hangi hâllerin delillerin karartılması şüphesini oluşturduğunu açık bir biçimde düzenlediği, Hâkim veya mahkemenin, bu nedene ilişkin olarak vereceği tutuklama kararında kuvvetli şüphenin varlığını gösteren olguları açıklayacağı, delillerden bazılarının yok edilmiş olmasının bu konuda bir hareket noktası olabileceği gibi tanık, mağdur veya bilirkişinin açıklama veya işlemlerini etkilemeye yönelik davranışlar da delillerin karartılması şüphesinin var olduğu şeklînde kabul edilebileceği, şüpheli veya sanığın delilleri bizzat karartmasının gerekli olmadığı, üçüncü kişiler aracılığıyla da delilleri karartma girişiminde bulunmasının mümkün olduğu, bu durumda da şüpheli veya sanık açısından tutuklama nedeninin varlığının kabul edilebileceği, maddede; tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması tutuklama nedeni olarak kabul edilmiş olmakla birlikte, onları aldatmaya yönelik hareketler de, bu bağlamda sahte delil üretilmesi delillerin karartılması niteliğinde olacağı, soruşturmanın tamamlanmamış olması, suç ortaklarının kaçak olması, önemli tanıkların henüz dinlenmemiş olması, suç mağdurunun henüz bulunmamış olması hâllerinin kendi başlarına delillerin karartılması konusunda kuvvetli şüphe oluşturmayacağı, delilleri karartma şüphesinin tutuklama nedeni olarak kabul edilebilmesi için, şüpheli veya sanığın soyut olarak delilleri karartabileceği varsayımı değil, herhangi bir delilin karartılması tehlikesinin somut olarak ortaya çıkmış olması gerektiği, olaym ispatı bakımından gerekli olduğu düşünülen bütün delillerin toplanmış olduğu durumlarda, artık delillerin karartılması tehlikesinden söz edilemeyeceğinden bu nedene dayalı bir tutuklama karan verilmesinin de mümkün olmadığı, delillerin karartılması kuvvetli şüphesiyle tutuklama karan verildikten sonra, delillerin toplanıp muhafaza altına alınması üzerine tutukluluğun ortadan kaldırılmasının gerektiği, bütün deliller toplanmış olmasına ve delillerin karartılması tehlikesi ortadan kalkmış bulunmasına rağmen tutukluluğun devam ettirilmesi hâlinde tutuklama işleminin hukuka aykırılığından bahsedilec açısından mevcut delil veya deliller zaten yok edilmiş ve artık yok edilmesi ihtimâli olan bir delil mevcut değilse, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilemeyeceği, suç delillerinin karartıldığının saptandığı ve toplanması gereken veya karartılması ihtimâli olan yeni bir delilin bulunmadığı durumlarda da delillerin karartılması nedenine bağlı olarak tutuklama kararı verilemeyeceği.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, üçüncü fıkrada sayılan suçların işlendiği hususunda “kuvvetli şüphe sebeplerinin” varlığım aradığı, esasen burada da maddenin birinci fıkrasında olduğu gibi, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin arandığının kabulü gerektiği, yoksa kanun koyucunun bu fıkrada sayılan suçların işlendiğine ilişkin “kuvvetli suç şüphesinden” daha hafif bir şüphenin arandığını kabul etmenin mümkün olamayacağı,utuklamanın ölçülü olması gerektiği, bir kimsenin özgürlüğünün kesin hükümle mahkûm olmadan önce tutuklama koruma tedbiriyle kısıtlanmasında, iki temel yararın birbiriyle çatıştığı, bir tarafta bireyin uluslararası belgeler, sözleşmeler ve Anayasa’dan kaynaklanan kişi özgürlüğü ve bu özgürlüğe saygı gösterilmesini isteme hakkı, diğer tarafta da genel olarak ceza yargılamasının amaçlarına, özel olarak da tutuklamanın amacına ulaşılabilmesi için özgürlüğün kısıtlanabilmesi olduğu, her iki temel yararın da somut olayda gerçekleştirilebilmesi için bunların dengelenebilmesinin gerektiği, bu dengenin kurulabilmesinin yolunun da “orantılılık” ilkesine uygun hareket edilmesi olduğu, bir işlemin . ölçülü olduğundan söz edebilmek için, bu işlemin amaca uygun, gerekli ve yararlı olmasının arandığı, tutuklamanın ölçülülüğünden söz edebilmek için ise, devletin işlenmiş bir suçun aydınlatılması ve suçlunun hızlı bir biçimde cezalandırılması görevini yerine getirebilmesi için, suç şüphesi altında olan kimsenin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasından başka çare olmaması gerektiği. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tutuklama kararımn, işin önemi ve yargılama sonunda ortaya çıkması muhtemel olan ceza veya güvenlik tedbiriyle ölçülü olması hususunun açıkça vurgulandığı, orantılılık ilkesinin, sadece tutuklama koruma tedbirine başvururken değil, tutukluluğun devamına karar verilirken de dikkate alınması lâzım geldiği,Tüm dosya münderecatı, dosya inceleme tutanakları, yasal mevzuat, Yargıtay karan bütün olarak değerlendirildiğinde;
... hakkmdaki soruşturmanın 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilen 110 sayfadan ibaret “Haliç’te Yaşayan Simonlar isimli kitap, iddia olunan ... terör terör örgütü ilişkisi” başlıklı tespit tutanağı ile başladığı,
Zekeriya Oz’ün soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı olduğu, bu Cumhuriyet Savcısı’nın ...’yı 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanması istemi ile mahkemeye sevk ettiği, tarihli yazı ile tutukluluk halinin devamı yönünde ilgili mahkemeye görüş bildirdiği,Cumhuriyet Savcısı ...’ın ... hakkında iddianame tanzim ettiği, 05.04.2011, 06.05.2011, 06.06.2011, 19.07.2011 ve 19.08.2011 tarihli mütalaalar ile CMK 108 maddesi uyannca tutukluluğun devamı yönünde görüş bildirdiği, yine 25.07.2011 ve tarihli yazılan ile tahliye talebinin reddi yönünde yazı yazdığı, 05.04.2012,
Cumhuriyet Savcısı ...’m duruşma savcısı olarak görev ifa ettiği, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 06.04.2012, 09.08.2012, 12.10.2012 ve 07.11.2012 tarihli yazılan ile CMK 108 maddesi uyannca tutukluluğun devamı, 10.07.2012, 13.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 15.04.2013 tarihli yazılan ile tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği,Cumhuriyet Savcısı ...’nin 11.09.2013 tarihli celsede ...’nm tutukluluğunun devamı yönünde mütalaada bulunduğu,Cumhuriyet Savcısı ...’nın 30.01.2013 tarihli yazı ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair görüş yazısı verdiği,Cumhuriyet Savcısı ...’un 29.03.2012 tarihli yazı ile yapılan itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa sunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’in 14.09.2012 tarihli celsede ...’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’nin 12.12.2013 tarihli oturumda şüpheli ...’nın tutuk halinin devamı yönünde mütalaada bulunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’m 03.08.2012, 06.08.2012 ve 26.09.2012 tarihli yazılan ile yapılan itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş verdiği,...’in Başkan ve üye Hâkim sıfatı ile 09.09.2011 tarihinde iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihinde yapılan tensip zaptı ile tutukluluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2011, 09.04.2012, 09.05.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlar verdiği,
...’nin üye Hâkim sıfatı ile 29.03.2011 tarihli tahliye talebinin reddi, Mahkeme Başkanı sıfatı ile 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 06.08.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli celselerde tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı,
...’ın üye Hâkim sıfatı ile 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 06.08.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 14.09.2012, 16.11.2012, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 21.09.2012, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına, yine Başkan sıfatı ile 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karara iştirak ettiği,
...’nin üye Hâkim sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile tutukluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 17.04.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 27.12.2012 ve 21.03.2013 tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2312, 21.01.: 25.06.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlarda imzasının bulunduğu,...’in, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi sıfatı ile şüpheli ...’yı 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı karan ile silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlanndan tutukladığı,
... San’nın üye Hâkim sıfatı ile 02.08.2013 ve 11.10.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluğun devamı yönündeki kararlara katıldığı,
...’in Başkan sıfatı ile 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, üye Hâkim sıfatı ile; 29.03.2012, 06.08.2012, 01.10.2012, 04.02.2013 ve 26.06.2013 tarihli itiraz ve tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına dair tesis edilen kararlara katıldığı,
...’ın Başkan sıfatı ile 29.03.2012, 06.08.2012, 01.10.2012, 04.02.2013 ve 26.06.2013 tarihli itirazın ve tahliye talebinin reddine dair kararlarda imzasının bulunduğu,...’nın Başkan sıfatı ile 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine, üye Hâkim sıfatı ile 06.08.2012 ve 26.06.2013 tarihli tahliye talebinin reddine ve itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara iştirak ettiği,
...’m üye Hâkim sıfatı ile 10.02.2012, 01.10.2012 ve 04.02.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı ve 16.11.2012 tarihli oturumda tutuk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu,
...’nın üye Hâkim sıfatı ile 02.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı ve Başkan sıfatı ile 11.10.2013 tarihli aynı nitelikteki karara katıldığı,...’in üye Hâkim sıfatı ile 19.08.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına 09.08.2011 ve 10.10.2013 tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamına dair kararlarda yer aldığı,...’in üye Hâkim sıfatı ile 31.07.2013 ve 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, 06.08.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamı ve 11.09.2013 tarihli celsede tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen karalardaki heyet içerisinde bulunduğu,
...’nun 11.07.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda üye Hâkim sıfatıyla bulunduğu,
.’ın 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda üye Hâkim olarak bulunduğu,
...’ın Başkan sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne dair karara katıldığı, yine aynı sıfatla 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile verilen tutukluluk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu ve 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011 tarihli tutukluluğun incelenmesi kararlan ile tutuklunun halinin devamına dair kararlara katıldığı,
...’un üye Hâkim sıfatı ile CMK 108 maddesi uyannca verilen 20.07.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına dair kararda yer aldığı,
...’mn 08.06.2011 tarihli CMK 108 uyannca verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda bulunduğu,
...’m 07.05.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına dair karar verdiği,
...’m 08.04.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına, 28.07.2011 tarihli karar ile de, tahliye talebinin reddine dair karar tesis ettiği,
...’in üye Hâkim sıfatı ile 29.03.2011 ve 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine dair kararlara katıldığı,
...’ın üye Hâkim sıfatı ile 29.03.2012 tarihli tahliye talebinin dair karara iştirak ettiği,
...’nun 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine ilişkin kararda üye Hâkim sıfatı ile bulunduğu,
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesine göre; tutuklamanın, hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunan kimsenin henüz hüküm verilmeden önce cezalandırılması niteliğinde olmadığı, hukuka uygun etkin bir yargılamanın yürütülebilmesi açısından, belirli amaçlarla ve belirli koşulların varlığı halinde başvurulabilmesi mümkün olan bir koruma tedbiri olduğu, Kanun’un tutuklama için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığını gerekli gördüğü, kuvvetli şüpheden maksadın, eldeki somut verilere göre şüpheli veya sanığın, Kanun’da suç olarak tanımlanmış bir eylemi gerçekleştirdiğine veya bu eyleme iştirak ettiğine dair yüksek bir ihtimalin varlığı olduğu,Bahse konu olayda ...’mn 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklandığı ve 12.12.2013 tarihine kadar tutuklu kaldığı, adı geçenin üzerine atılı bu suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’mn bu suçlan işlediği ya da bu suçlann işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla Cumhuriyet Savcısı ... tarafından yapılan tutuklamaya yönelik talep, Cumhuriyet Savcılan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından verilen tutukluluğun devamına ya da tahliye taleplerinin reddine ilişkin mütalaa ve taleplerin, Hakim ... tarafından verilen tutuklama kararının, Hâkimler ..., ..., ..., ..., ... . ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ., ..., ..., ... ve ... tarafından verilen tutuklama, tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamı, tutukluluk halinin uzatılmasına ilişkin kararların bariz şekilde Yasa’ya aykın olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu, neticede elde edilen tüm deliller ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;
Netice ve talep:Yukarıda ayrıntılı olarak ... terör örgütünün amacı, hiyerarşisi, faaliyetleri, uygulamış olduğu taktik ve usuller kısa ve öz olarak anlatılmış, bu bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere ... terör örgütünün başlıca amacının devletin asker ve sivil bürokratik yapılarında yoğun şekilde örgütlenerek etkinlik kazanmak bu şekilde devleti ele geçirip devleti kendi amaç ve doğrultularında idare etmek olduğu, bu amaca ulaşmak için de ikiyüzlü, riyakarca, sinsice, iftira atmak, yalan söylemek gibi her türlü yolu mübah gören bir felsefe ve anlayış benimsediği, bu bağlamda kendileri için tehlike, düşman veya engel görmüş oldukları yönelik kişi veya kuruluşları gerçek dışı olaylar, haberler ya da kolluk faaliyeti, yargılama safhaları ile yıpratarak itibar kaybettirmek, bu şekilde ... terör örgütünün devlete yerleşmesini sağlamlaştırmak, güvenliğini sağlamak, kendi örgüt üyelerinin önünü açmak ile örgüt için zararlı ve tehlikeli kişi ve kuruluşları gözden düşürerek yerlerine kendilerinden olan kişi veya kurumları monte etmek olduğu, elde edilen bilgi, belge ve yaşanan olaylardan anlaşılmaktadır.
Eski Hakim ve Savcı olan şüphelilerin yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı şekilde dosya kapsamından olayların ve eylemlerin meydana geldiği zaman, meydana geliş şekli ve olayların gelişimi dikkate alındığında şüphelilerin ... Terör örgütünün örgütsel birliktelikle ve dayanışması ile hareket ettiklerini gösterdiği zira dosyada müşteki olan ilgili dosyalarda soruşturmaya konu şüphelilerin elde edilen delillerin niteliği ve ele geçiriliş şekli, bu soruşturmaları yapan soruşturmayı yapan insanların özellikle seçilmiş olması, sürekli aynı kişilerin görevlendirilmesinin normal olmadığını hayatın olağan akışına uygun düşmediğini anlayabilecek kabiliyette ve vasıfta oldukları halde bu hususta gerekli özen ve dikkati göstermeyerek istenilen delil ve belgeler toplanmadan ya da toplanmış olan deliller zorlama yollarla tevil edilerek yorumlandığı, bu şekilde müştekilerin haksız yere mağdur olmalarına sebebiyet verildiği değerlendirilmiştir.Müşteki ..., ...,.'nun ortak özelliğinin ... terör örgütüne sempati duymamaları, ... terör örgütü hakkında eleştirel yazı, kitap yazmaları, mülhakat vermeleri olduğu, ... terör örgütüne muhalif ve aynı zamanda düşman olan ... terör örgütü hakkında eleştirel yazı ve kitaplar yazan müştekiler ..., ..., ...'un hukuka aykırı bir şekilde yeterli şüphe olmadan dinledikleri, arama ve el koyma işlemleri yaptıkları, tutukladıkları ve uzun süre tahliye etmemek için hukuki ve vicdanı olmayan yollara başvurarak kararlar verdikleri görülmüş, şüphelilerin vermiş oldukları arama, el koyma, tutuklama, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlarda bütün olarak bakıldığında tutuklama ve usuli işlemlerde verilen bir kısım kararların açıkça hukuka aykırı olduğu, ... terör örgütünün menfaatine yorumlayarak değerlendirmeler yaptıkları, arama, el koyma, tutuklama ve yargılama faaliyetlerinde bulundukları, şüphelilerin bu şekilde hukuka aykırı olarak görevlerini kötüye kullandıkları, müştekilerin hürriyetlerinden yoksun kalmalarına sebebiyet verdikleri, yapmış oldukları eylemlerin yoğunluğu, şekli, sıklığı, süresi, niteliği dikkate alındığında şüphelilerin eylemlerini örgütsel bağlılık ve iltisak içerisinde yapılabileceği kanaatine varılmış, dolayısıyla tüm şüphelilerin ... terör örgütünün menfaatleri doğrultusunda eylemlerde bulunmak suretiyle ... terör örgütü üyesi oldukları elde edilen tüm delillerden anlaşılmakla; Şüphelilerin müsnet suçlardan yargılanmalarının yapılarak yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için 2802 SY nın 89 ve 90 maddeleri gereğince Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde haklarında Kovuşturma açılıp yargılanmalarının yapılmasına karar verilmesi istemiyle dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ YAZILI MÜTALAASINDA:
1960 'lı yıllarda Fetullah ... isimli kişi tarafından kurulan ve yakın döneme kadar dini bir grup olarak nitelenen, "... Cemaati", “Hizmet Hareketi", "Cemaat" ve “Camia" gibi isimlerle anılan bir yapılanmanın faaliyetlerini eğitim ve din başta olmak üzere zamanla birçok alanda genişlettiği ve yüzü aşkın ülkede yaygınlaştırdığı bilinmektedir.
Bu yapılanmanın gerçek amacının devleti ele geçirmek olduğu, bu amaçla tüm kamu kurum ve kuruluşlarında; özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), mülki idare birimleri, yargı teşkilatı, kolluk birimleri, eğitim kurumlan gibi yerlerde kadrolaştığı, kurumlara yerleştirilen bu kişilerin devletin amaçlarından ziyade yapılanmanın amaçlan doğrultusunda faaliyette bulundukları iddiaları öteden beri kamuoyunda tartışılmaktadır.
Bu iddialar zamanla kamuoyunda tartışma konusu olmanın ötesine geçmiş ve pek çok soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmiştir. Bu yapılanma, ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda "Fetullahçı Terör örgütü " (FETÖ) ve/veya “Paralel Devlet Yapılanması" (PDY) olarak isimlendirilmiştir.Açılan soruşturma ve kovuşturmalarda ...’nin yapısı ve faaliyetleri hakkında genel olarak :
Yapılanmanın kendisine atfettiği kutsallığın doğal sonucu devlet, millet, ahlak, hukuk temel hak ve hürriyetler de dâhil olmak üzere her bakımından kendisinden sonra geldiği anlayışına sahip olduğu Eğitim ve din alanındaki faaliyetleriyle toplumda meşruiyet kazanmaya çalıştığı, Bünyesinde bulman ışık (talebe) evleri, okullar, yurtlar ve dershaneler aracılığıyla ulaştığı gençleri amaçları doğrultusunda yetiştirerek kadrolarını oluşturduğu,İtaat ve teslimiyet temelinde oluşturulmuş ve üstte “kâinat imamı” olarak Fetullah ...’in olduğu kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey hiyerarşisinin bulunduğu,Temel örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde olduğu, yönetici üst kadro dışındaki her biriminin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, böylece her bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu ve bir altında bulunan örgüt mensubunu tanımasının sağlandığı,Tüm mensuplarım sadakat ve bağlılık yönünden sınıflandırdığı, en üst sınıfta bulunan mensuplarının yönetici olarak görevlendirildiği,. ... 'in atadığı ve yalnızca kendisinin bildiği kişiler vasıtasıyla örgütün iç işleyişini denetleyen ve lidere rapor eden ayrı bir yapılanmanın olduğu,Yöneticilerinin ve üyelerinin faaliyetlerini gizlilik esasıyla yürüttükleri ve gizliliği sağlayacak haberleşme yöntemleri kullandıkları, üyelerinin önemli bir bölümünün “kod isim" kullandığı, mensuplarının tanınmayı önlemek amacıyla kendilerini farklı sosyal gruplara aitmiş gibi gösterme gayreti içinde oldukları, bu nedenle yapılanma ile mensuplarının bağının ortaya konulmasının oldukça zor olduğu,Mensuplarının gelirlerinin belli bir oranının "himmet" adı altında alındığı, Yapılanmadan ayrılmak İsteyen kişilere basla uygulandığı ve çeşitli yaptırımlarda bulunulduğu,..’in “Her yerde olmalısınız. Her yerde değilseniz hiçbir yerde değilsinizdir." talimatı gereği yapılanmanın başta TSK, emniyet teşkilatı, Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) ve yargı organları olmak üzere neredeyse tüm kamu kurum ve kuruluşlarında; siyasi partiler, sendikalar, vakıf ve dernekler ile ticari kuruluşlar gibi sivil organizasyonlarda Örgütlendiği, kamu görevlisi olan mensuplarının yapılanmaya olan aidiyetlerinin devlete olandan önce geldiği,
Yapılanmanın kamuda görev almak veya görevde yükselmek için yapılan sınavlarda sorulacak soruları önceden elde ederek mensuplarına vermek suretiyle kamu burumlarında haksız şekilde kadrolaştığı ve mensuplarının önemli görevlere gelmesini sağladığı,
Yapılanmaya dâhil olmayan kamu görevlilerinin kurum içerisinde etkili olmalarını önlemek için, bu kişilerin itibarını sarsacak isimsiz ve imzasız ihbarlarda bulunulduğu, internet ya da basın aracılığıyla yayınlar yapıldığı,
Kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmış olan mensuplarının stratejik birimlere (personel, istihbarat, özel kalem, bilişim, muhasebe vb.) yerleşmeye teşvik edildiği,Her kurum ve kuruluş için belirlenen sorumlu bir kişiye (“abi") bağlı olarak hiyerarşik bir düzende mevcut idari sisteme paralel bir yapının ouşturulduğu,Yapılanmaya dâhil olmayan kişilerle ilgili bilgilerin kaydedildiği ve bu kayıtların arşivlendiği,
Yapıya mensup kamu görevlileri vasıtasıyla kişisel verilerin, devlete ait gizli bilgi ve belgelerin ele geçirildiği ve arşivlendiği,
Toplumdaki karşılığı sınırlı olan yapılanmanın kamu kurum ve kuruluşlarındaki mensuplarının oranının toplumsal karşılığı ile kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğu,
Yapılanmanın, paralel bir devlet yapılanmasına dönüştüğü, devlet ve toplum üzerinde "vesayet" oluşturduğu,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerim) ele geçirmeyi ve bundan sonra devleti, toplumu ve fertleri kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden şekillendirerek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmeyi hedeflediği, Ulusal ve uluslararası düzeyde siyasi ve ekonomik ittifaklar kurduğu,
Şeklinde iddialar ileri sürülmüştür....’nin bilhassa (yakın döneme kadar faaliyette olan) özel yetkili mahkemelerde ve savcılıklarda örgütlendiği, yargı ve emniyet içerisindeki mensuplarının örgütün imamlanndan aldıkları talimatlar uyarınca ve örgüt çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri, bu kapsamda ciddi hukuki sorunlar içeren uygulamalar yaptıkları kamuoyunda uzun süredir tartışılmaktadır.
Bu bağlamda ... Cumhuriyet Başsavcılığının 6/6/2016 tarihli iddianamesinde, yargı içinde ...'nin önemli bir kadrosunun varlığını sürdürdüğüne, yapılanmanın istediğinde her türlü hukuksuz kararı verecek ve yargı eliyle kamu gücünü örgüt menfaatine kullanacak binlerce hâkim ve savcı mensubunun bulunduğuna değinilmiş; son yıllarda kamuoyu tarafından yakından takip edilen birçok olaya ilişkin soruşturma ve yargılama süreçlerinin ...’nin yargı teşkilatı İçerisindeki mensuplarınca bu örgütün amaçları doğrultusunda ve yargı imamları tarafından verilen talimatlar uyarınca yapıldığı, bu süreçlerde bilinçli olarak hukuka aykırı uygulamalarda bulunulduğu iddia edilmiştir. Bu kapsamda "Şemdinli”, “...”, “Balyoz”, "Askeri Casusluk", "Devrimci Karargâh", "... TV" ve “Şike ” davaları gibi kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan birçok davayı başta TSK olmak üzere farklı kamu kurum ve kuruluşlarındaki örgüt mensubu olmayan kamu görevlilerini tasfiye etmek ve farklı sivil çevrelerde örgütün çıkarlarına aykırı davrandığını düşündüğü kişileri etkisizleştirmek amacıyla kullandığı ileri sürülmüştür.
Anılan davalarda yargılanan sanıkların önemli bir bölümü beraat etmiş, bir kısım davalarda yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmiş ve mahkûmiyet kararları kaldırılmıştır. Bazı davalarda ise hukuki süreçler devam etmektedir. Anılan davaların bir kısmındaki usulsüzlük iddiaları Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarına da konu olmuştur.
Yukarıda belirtilen iddialara ilişkin olarak ...’ye mensup olduğu ileri sürülen bazı yargı mensuplan hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından disiplin soruşturmaları yapılarak meslekten çıkarma cezaları verilmiş ayrıca adli mercilerce de soruşturma ve kovuşturmalar yapılmıştır. ... eski Cumhuriyet Başsavcı vekili olan hakkında yürütülen farklı bir soruşturma nedeniyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarih, 2015/8 Esas no. ve 2015/311 Karar no.lu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve bu cezası 13.01.2016 tarihinde kesinleşen (...., ... eski, Cumhuriyet Savcısı iken, hakkında yürütülen farklı bir soruşturma nedeniyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarih, 2015/8 Esas no. ve 2015/311 Karar no.lu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve bu cezası 13.01.2016 tarihinde kesinleşen (36921) ...,- ... eski, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (. ..., ... Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40243) ..., ... eski, Cumhuriyet Savcısı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40257) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (39635) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (35825) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40899) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (34956) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39880) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 24.08.2.016 tarih, 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39730) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40267) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (40849) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40074) ... SARİ, ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39602) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (34952) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37339) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (42703) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (34094) ..., ... Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (41015) ..., ... (Kapatılan, TMK’mn 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (42701) ..., ... eski Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40816) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (42154) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (. ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkanlmasma karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 12. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (36096) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37378) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (35190) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (...., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı karan ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40180) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39735) ... ile ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37952) ... haklarında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 2013/5595, 2014/7933, 2015/11068 dosya numaralı, 19/12/2016 tarihli ve 2016/12157 sayılı soruşturma izni verilmesi teklifi ve Kurul Başkanının 27/12/2016 tarihli "Olur"u üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başmüfettişi ve Müfettişleri tarafından yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda düzenlenen 07/04/2017 tarihli soruşturma raporu sonrası Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 2013/5595 dosya numaralı, 11/09/2017 tarihli ve 2017/7779 sayılı "İnceleme maddeleri yönünden soruşturma izni verilmesine yer olmadığı teklifi ve soruşturma maddeleri yönünden dosyanın İkinci Daireye tevdii" kararına istinaden dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinde 2018/7 Esas numaralı soruşturma dosyası incelendiği ve isnat olunan eylemler nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğünden Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 23.05.2018 tarih ve 72305940-2018/7-8767/27780 sayılı yazıları ekinde gönderilen Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 2018/7 Esas, 2018/242 karar sayılı ve 17.04.2018 günlü kararıyla kovuşturma izni verildiği anlaşılmıştır.Sanıklar hakkında kovuşturma izni verilme sebebinin sanıkların Milli Güvenlik Kurulu’nca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplardan MGK kararlarında ifade edildiği şekliyle "paralel devlet yapılanması” ile “üyelik, mensubiyet, iltisak veya irtibat” şeklinde bağlantılarının bulunduğu, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak “...” yapılanmasının içine girerek örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket etmeleri olduğu, anlaşılmaktadır.Müştekilerden ...'nın “., .isimli kitabının içeriğindeki; o tarihte ". veya "hizmet hareketi" olarak adlandırılan gurubun aslında -son dönemde, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ile ortaya çıktığı şekliyle- bir "... yapılanması" olduğuna, "...", "." gibi davaların adı geçen gurup tarafından kadrolaşma aracı olarak kullanıldığına işaret edilmiş ve kitabın yayınlanması ile birlikte kamuoyunda bu durum tartışılmaya başlanılmıştır. FETÖ terör örgütünün özenle gizlediği kadrolaşma faaliyetlerinin ve örgütün gizlenen gerçek amacının ifşa edilmeye çalışıldığını gören FETÖ terör örgütü yöneticileri telaşe kapılıp Emniyetteki ve Yargıdaki mensuplarını harekete geçirerek, ... ile kitabın yazılmasında ona yardım ettiğinden bahisle ... haklarında ve aynı fikirleri gazetelerde yazan ... hakkında, tutuklanmalarına neden olan soruşturmalar başlatılmıştır. ..., ... ve ... haklarındaki soruşturmanın başından itibaren FETÖ terör örgütünün talimatlarına göre hareket eden kolluk görevlilerinin yönlendirmeleri ile CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı halde, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak dinleme talebinde bulunulduğu ve aynı şekilde iletişimin tespiti ve kayda alınması kararları verildiği, somut hukuki ve fiili gerekçeleri bulunmadığı halde iletişimin tespit kararlarının uzatıldığı, soruşturma ve koğvuşturma aşamalarında görev yapan ve iddianamede adları geçen tüm eski Cumhriyet Savcıları, hakimler ve mahkeme başkanlarının FETÖ terör örgütünün amacına hizmet kastı ile hareket ettikleri ve ayrıntısı iddianamede yazılı olduğu üzere; Müştekilerin haksız ve hukuka aykırı şekilde tutuklu kalmalarına sebebiyet verdikleri anlaşılmıştır.
Eski Hakim ve Savcı olan sanıkların yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı şekilde dosya kapsamından olayların ve eylemlerin meydana geldiği zaman, meydana geliş şekli ve olayların gelişimi dikkate alındığında şüphelilerin ... Terör örgütünün örgütsel birliktelikle ve dayanışması ile hareket ettiklerini gösterdiği zira dosyada müşteki olan ilgili dosyalarda soruşturmaya konu şüphelilerin elde edilen delillerin niteliği ve ele geçiriliş şekli, bu soruşturmaları yapan insanların özellikle seçilmiş olması, sürekli aynı kişilerin görevlendirilmesinin normal olmadığını hayatın olağan akışına uygun düşmediğini anlayabilecek kabiliyette ve vasıfta oldukları halde bu hususta gerekli özen ve dikkati göstermeyerek istenilen delil ve belgeler toplanmadan ya da toplanmış olan deliller zorlama yollarla tevil edilerek yorumlandığı, bu şekilde müştekilerin haksız yere mağdur olmalarına sebebiyet verildiği değerlendirilmiştir.Müştekiler ..., ..., ...'nun ortak özelliğinin ... terör örgütüne sempati duymamaları, ... terör örgütü hakkında eleştirel yazı, kitap yazmaları, mülhakat vermeleri olduğu, ... terör örgütüne muhalif ve aynı zamanda düşman olan ... terör örgütü hakkında eleştirel yazı ve kitaplar yazan müştekiler ..., ..., ...'un hukuka aykırı bir şekilde yeterli şüphe olmadan dinledikleri, arama ve el koyma işlemleri yaptıkları, tutukladıkları ve uzun süre tahliye etmemek için hukuki ve vicdanı olmayan yollara başvurarak kararlar verdikleri görülmüş, şüphelilerin vermiş oldukları arama, el koyma, tutuklama, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlarda bütün olarak bakıldığında tutuklama ve usuli işlemlerde verilen bir kısım kararların açıkça hukuka aykırı olduğu, ... terör örgütünün menfaatine yorumlayarak değerlendirmeler yaptıkları, arama, el koyma, tutuklama ve yargılama faaliyetlerinde bulundukları, sanıkların bu şekilde hukuka aykırı olarak görevlerini kötüye kullandıkları, müştekilerin hürriyetlerinden yoksun kalmalarına sebebiyet verdikleri, yapmış oldukları eylemlerin yoğunluğu, şekli, sıklığı, süresi, niteliği dikkate alındığında sanıkların eylemlerini örgütsel bağlılık ve iltisak içerisinde yapılabileceği kanaatine varılmış, dolayısıyla tüm sanıkların ... terör örgütünün menfaatleri doğrultusunda eylemlerde bulunmak suretiyle ... terör örgütü üyesi oldukları elde edilen tüm delillerden anlaşılmakla; Sanıkların eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu 314/2, 109/1-3, d, 257/1, 53/1 maddeleri gereğince cezalandırılmaları için Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılanmaları yapılmak üzere 2802 SY nın 89 ve 90 maddeleri gereğince son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.
Şüpheliler hakkında 2802 sayılı Yasanın 89. Maddesinin 3. fıkrası ve 5271 sayılı CMK'nun 176/1-2 maddesi gereğince, iddianame ve tensip zaptının birer örneğinin CMK hükümlerince sanıklara iddianamenin sayfa sayısının fazlalığı dikkate alınarak CD ortamına aktarılmak suretiyle tebliğine, 2802 sayılı Yasanın 89/son maddesi uyarınca sanıklara toplanmasını istedikleri deliller veya kabul edilebilir istekleri var ise yazılı olarak mahkememize bildirmeleri için iddianamenin tebliğinden itibaren 30 gün süre verildiği;
Bir kısım şüphelilerin kendilerine usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen yasal süresi içerisinde savunmalarını sunmadıkları anlaşılmıştır.
Şüphelilerden ... müdafii Av.... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında müvekkili hakkında kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesini, .'un beyanlarının dosyaya celp edilmesini, kovuşturma izni talep edilmeyen kişilerin hangi kararları verdiğinin HSK'dan sorulmasını,Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında iddianame CD'sini açamadığını, dosyanın fiziki bir suretini istediğini, isimlerini bildirdiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini, ... 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/112 esas sayılı dosyasının celbini, müşteki ...'ın hakkındaki tutuklama müzekkeresinin infaz görüp görmediğine ilişkin ceza evi kayıtlarının getirilmesini,
Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında hakkında aynı fiiller nedeniyle ... 24.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/305 esas sayılı dosyası nedeniyle mükerrer açılan kamu davasında iddianamenin iadesine karar verilmesini, isimlerini bildirdiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini, müşteki ...'ın hakkındaki tutuklama müzekkeresinin infaz görüp görmediğine ilişkin ceza evi kayıtlarının getirilmesini, Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında iddianamesinin onaysun mühürsüz olduğunu, onaysız iddianame tebliğinin hukuksuz olduğunu, CMK'nın 150.maddesi uyarınca müdafii ataması yapılmasını, son soruşturma izni verilmemesini,
Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde kendisine verilen 30 günlük süreye ek 30 gün süre verilmesinin yetersiz olduğunu, ek ayrıca 60 günlük süre verilmesini talep ettiğini, dosyanın tamamının CD ortamına aktarılarak ayrıca fiziki olarak gönderilmesini, haftada 15 saat bilgisayar kullanma izni verilmesini,Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesini, isimlerini bildirdiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini, 18/06/2012, 02/08/2013, 20/08/2013, 11/10/2013, 27/08/2013 tarihli kararların dosyaya celp edilmesini, Yargıtay 16.Ceza Dairesi Başkanlığının 2016/2 esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesini, Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu savunmasında gönderilen CD'yi açamadığını, CD'nin başka formatta yeniden gönderilmesini,Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde savunmasını sunmuş olduğu, savunmasında herhangi bir talebinin olmadığını, Şüphelilerden ... yasal süresinde savunmasını sunmuş olduğu, savunmasında son soruşturmanın açılmamasına dair karar verilmesini, ilgili dosyanın celbini, kaç duruşmaya duruşma savcısı olarak katıldığının tespit edilmesini, Şüphelilerden ... vekili Av..yasal süresi içerisinde savunmasını sunmuş olduğu, savunmasında, son soruşturmanın açılmamasına dair karar verilmesini, özel yetkili başsavcı vekilliği emrinde görevlendirilme talebinin olup olmadığının araştırılmasını, isimlerini belirttiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini, görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kovuşturma açılmaması yönünde karar verilmesini,Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde savunmasını sunmuş olduğu, savunmasında kesinleşmeyen kovuşturma iznine dayanılarak dava açılamayacağını, dava açılmasına yer olmadığına dair karar verilmesini,Şüphelilerden ... yasal süresi içerisinde savunmasını sunmuş olduğu, hakkında beraat kararı verilmesini,
Şüphelilerden .yasal süresi içerisinde savunmasını yapmış olduğu, beraatine yada davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini,
Şüphelilerden ... vekili Av.. yasal süresi içerisinde savunmasın yapmış olduğu, savunmasında müvekkilinin ... 16.Ağır Ceza Mahkemesinde görev yaptığı sürelerin tespitini, 2013 yılında yılında hangi mahkemede yetkilendirilmek istediğine dair müracaat belgesinin HSK'dan istenmesine, kovuşturmanın açılmamasını talep etmiş olmakla; tüm şüphelilerinin savunmalarında talep ettikleri hususların yargılama sırasında değerlendirilebilecek, yargılamaya esas talepler olduğundan kabul edilmekle tüm taleplerin reddi ile soruşturma aşamasında toplanan deliller karşısında yeterli ve kuvvetli şüphenin bulunduğu görülmekle son soruşturmanın açılması kararı verilmesi gerekir;
Şüpheliler hakkında isnat olunan iddialarla ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2018 tarih, 2018/9 Soruşturma, 2018/7 Esas, 2018/7 İddianame sayılı iddianamesine konu ve mahkememizce verilen son soruşturma kararına göre kovuşturma yapılarak delillerin kovuşturma makamı tarafından değerlendirilmek üzere şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Halük GEDİKLİ, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında son soruşturmanın açılması kararının verilmesine, şüphelilerin birinci sınıf savcı olmaları nedeniyle 2802 sayılı yasanın 90. Maddesi gereğince son soruşturmanın Yargıtayın görevli ve yetkili Ceza Dairesine açılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmuştur KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1) Tüm şüpheliler hakkında isnat olunan; 5237 Sayılı TCK'nun 314/2.maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün üyesi olmak, 5237 Sayılı TCK'nun 109/2.d-4 maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 5237 sayılı TCK'nun 132,133,134.maddelerinde sayılan suçların şüpheliler tarafından kamu görevi yetkisi kötüye kullanılarak, mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanılmak suretiyle işlenildiğinden 5237 Sayılı TCK'nun 137/1-a maddesi gereğince arttırım yapılarak, 5237 Sayılı TCK'nun 257.maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, 5237 sayılı sayılı TCK'nun 53. ve 58/9.maddeleri uygulanmak suretiyle tüm delillerin takdir ve değerlendirilmesi Yargıtayın görevli ve yetkili Ceza Dairesine ait olmak üzere isnat olunan eylemler nedeniyle 2802 sayılı yasanın 89 ve 90.Maddeleri gereğince şüpheliler hakkında ayrı ayrı SON SORUŞTURMANIN YARGITAYIN GÖREVLİ CEZA DAİRESİNDE AÇILMASINA,
2) Dosyanın yetkili ve görevli Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmek üzere ... C.BAŞSAVCILIĞINA TEVDİİNE,
3) Kararın bir suretinin ... C.Başsavcılığı aracılığıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna gönderilmesine,
Dair, talebe uygun, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 85, 89 ve 90. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi." ifadelerine yer verilerek sanıklar hakkında belirtilen suçlardan cezalandırılmaları talebiyle son soruşturma kararı verildiği anlaşılmıştır.III) MAHKEME KABULÜ:
''Görevi kötüye kullanma, silahlı terör örgütüne üye olma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve Zekeriye Öz hakkında 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90. maddeleri gereğince kovuşturma izni verilerek ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2018 tarihli, 2018/9 soruşturma, 2018/7 esas, 2018/7 iddianame numaralı iddianame ve ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli, 2018/369 esas ve 2018/126 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya, Dairemizin 2019/6 esas sayısına kaydedildikten sonra, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye suçunun niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanığın görev yaptıkları yerin bağlı olduğu ... Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki ... Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksu kılma suçlarından tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra sanığın Yargıtay Üyeliği sıfatı nedeniyle usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmaması nedeniyle CMK'nin 223/8. maddesi gereğince Yargılamanın Durdurulmasına karar verildiği, Dairemizin 2019/6 esas sayılı dosyasında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Halük Gedikli, ..., ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 2797 sayılı Kanunun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinin Ceza dairelerinde kısmının a,b,c fıkraları ile 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca dava açılan son soruşturma kararındaki nitelenen en ağır suça göre davaya bakma görevinin Yargıtay 8. Ceza Dairesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, Dairemizin ... bu esas sayılı dosyasında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Halük Gedikli, ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan iddia makamının yazılı mütalaası da alındıktan sonra incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli, 2018/369 esas ve 2018/126 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla ''... eski Cumhuriyet Başsavcı vekili iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarihli, 2015/8 esas ve 2015/311 karar numaralı kararıyla meslekten çıkarmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesinin 12.05.2015 tarihli, 2015/8 esas ve 2015/311 karar numaralı kararıyla meslekten çıkarmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (34287) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (39635) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (35825) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... eski Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39880) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2.016 tarihli, 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39730) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39587) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40267) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (40849) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40074) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39602) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (34952) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37339) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 17. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (42703) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 22. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (34094) ..., ... eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (41015) ..., ... (Kapatılan, TMK’nın 10. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (42701) ..., ... eski Üye Hakimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40816) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (42154) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasına karar verilen (33372) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkanlmasma karar verilen (37222) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 12. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarih ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (.) ..., ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen .) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37278) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (40180) ..., ... (Kapatılan, CMK’nın 250. maddesi ile görevli) 9. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (39735) ... ile ... (Kapatılan, CMK’nm 250. maddesi ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen (37952) ... haklarında, kovuşturma izni verilme sebebinin sanıkların Milli Güvenlik Kurulunca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplardan MGK kararlarında ifade edildiği şekliyle "paralel devlet yapılanması” ile “üyelik, mensubiyet, iltisak veya irtibat” şeklinde bağlantılarının bulunduğu, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak “...” yapılanmasının içine girerek örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket etmeleri olduğu, bu bağlamda; ...’nın;27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6. maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ile 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,...’ün;23.11.2009 tarihli müzekkerede şüpheli ...’in kaydedilen telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığının belirlenmesine ve iletişimin tespiti işleminin sonlandırılmasına rağmen bu görüşmeleri 05.03.2011 tarihinde şüphelinin alınan savunmasında suç delili olarak göstererek dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,Talep ettiği arama kararı yazısında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı halde dinleme kararı istenip alındığı,...’u 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamaya sevk ettiği, adı geçenin üzerine atılı bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...'un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla tutuklamaya yönelik talebin bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,
...'ın;27.06.2011 tarihli “...’tan el konulan .. kitaplarıyla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK 250 SMY) 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı kararı” şeklindeki tutanak ile iddianame eklerinde yer alan “26 nolu klasör, ..., .’de ele geçirilen belgeler, 132-193-197 arası sayılarla işaretli bölümde; doküman inceleme tutanağı, sabit disk imaj alma formu ve şüpheliden el konulan . kitapları ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın 30.03.2011 tarih ve 2011/687 soruşturma sayılı yazısı” şeklindeki dizi pusulasının gerçeği yansıtmaması, bahse konu kitapların ... ile ilgisinin bulunmaması ve bu kitapları bulundurmanın ...’un üzerine atılı suçların delili niteliğinde olamayacağı hususları nazara alındığında ...’un masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını gözetmediği, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden olduğu ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu, ile ilgili olarak atılı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarına ilişkin somut delil niteliğinde olmayan, eylem ile suç arasındaki irtibat niteliğinde bulunmayan, bu suçların yasal unsurlarına ait olmayan telefon görüşmelerini ve köşe yazısını iddianameye yazmak suretiyle görevini kötüye kullandığı,...’un gözaltına alındığında el konulan telefonlarında kayıtlı bulunan tüm numaraları üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlan ile ilgisi bulunmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisinde bulundurmak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,
Müşteki ...’un o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan ... ... ile mesajlaşmalannı, bu mesajların içeriği itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisine koymak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği, görevini kötüye kullandığı anlaşılmıştır.Yine müşteki ... ile ilgili olarak dosya kapsamındaki atılı suça ilişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibatı ortaya koymadan, suçun yasal unsurlarını göstermeden ve atılı suçun unsurları oluşmadan iddianame tanzimi suretiyle görevini kötüye kullandığı,...’in; 27.01.2011 tarihinde verdiği karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6. maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK’nin 135 ile 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme kararını hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak verdiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarım içermediği, dolayısıyla 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde müşteki ... ’aleyhine dinleme kararı verdiği,
...'ın;Müşteki ...’a ilişkin verdiği arama kararında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı, dolayısıyla verdiği arama kararının usul ve yasaya aykırı olduğu,Müşteki ...’un 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verdiği, adı geçenin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı dolayısıyla verdiği tutuklama karanmn bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu, ... ile ...'ın, Müşteki ... hakkındaki lehe olan delilleri toplamadıkları, adı geçenin masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını diğer deyimle dürüst yargılanma hakkını gözetmedikleri, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden oldukları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel oldukları uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdikleri,
..., ... ile ...'nin birlikte;CMK gereğince Şüpheli ya da şüphelilerin iddianame ile kendilerine isnat edilen eylemleri işleyip işlemediği, isnat edilen eylemlerin iddianamede belirtilen suçlan oluşturup oluşturmadığı, devam etmekte olan yargılamanın sonucunda ve bir bütünlük içerisinde görevli mahkemece belirleneceği ve yine bu belirlemeye göre varılacak sonucun hukuka uygun olup olmadığı kanun yolu incelemesi ile belirlenecek ise de mutlak delil niteliğinde bulunan deliller toplanmadan ve aynı zamanda Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar ve 21.04.2016 tarihli kararının gerekçesinde de belirlendiği üzere, bu soruşturmada da görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye’nin birçok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek düzenlenen bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar edilerek yasaya bariz şekilde aykırılık ile delillerin takdirinde açık keyfilik yapmak suretiyle iddianamenin iadesine karar verilerek eksikliklerin tamamlattırıldıktan sonra iddianamenin kabulüne karar vermesi gerekirken açılan iddianameyi hemen kabul etmek suretiyle usul ve yasaya aykırı şekilde davrandıkları,Yine tüm sanıkların müştekilerden ...'nın 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanan ve 12.12.2013 tarihine kadar tutuklu kalan ...’nm üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmamasına ve ...’nın bu suçları işlediği ya da bu suçların işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmamasına rağmen Cumhuriyet savcılarının ilgilinin tutuklanmasını talep etmek veya tutukluluğun devamına ya da tahliye taleplerinin reddine ilişkin mütalaa vermek suretiyle, şüpheli Hâkimlerin ise ilgilinin tutuklanmasına karar vermek veya tahliye talebinin reddine yahut tutukluluk halinin devamına ya da tutukluluk halinin uzatılmasına karar vermek suretiyle bariz şekilde yasaya aykırı davrandıkları, açıkça keyfi davranarak kişi hak ve özgürlüğünü ihlal ettikleri, hürriyetini haksız yere kısıtladıkları, ...’ün;Tedbir kapsamında elde edilen kayıtları imha etmediği,
Müştekiye konu ile ilgili bildirimde bulunmadığı27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin, CMK’nın 135 ile 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK’nin 135 ile 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykın olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 0l.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,
Yine müşteki ... ile ilgili 23.11.2009 tarihli müzekkerede şüpheli ...’in kaydedilen telefon görüşmeleri içerisinde yasa dışı terör örgütünün faaliyeti olarak nitelendirilebilecek herhangi bir görüşmenin bulunmadığının belirlenmesine ve iletişimin tespiti işleminin sonlandınlmasına rağmen bu görüşmeleri 05.03.2011 tarihinde şüphelinin alınan savunmasında suç delili olarak göstererek dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,Talep ettiği arama kararı yazısında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gîbi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı,
...’nın;27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini, hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı,27.01.2011 tarihli talebindeki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçelerin CMK 135 ile 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukuki ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme talebini hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak yaptığı gibi dayanak olarak gösterilen ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde müşteki ...’a yönelik dinleme talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,Müşteki ...’u 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamaya sevk ettiği, adı geçenin üzerine atılı bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...'un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı, dolayısıyla tutuklamaya yönelik talebin bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,...'ın; 27.06.2011 tarihli “...’tan el konulan ... ... kitaplanyla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK 250 SMY) 30.03.2011 tarih ve 2011/687 sayılı karan” şeklindeki tutanak ile iddianame eklerinde yer alan “26 nolu klasör, ..., ... TV’de ele geçirilen belgeler, 132-193-197 arası sayılarla işaretli bölümde; doküman inceleme tutanağı, sabit disk imaj alma formu ve şüpheliden el konulan ... ... kitaplan ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın 30.03.2011 tarih ve 2011/687 soruşturma sayılı yazısı” şeklindeki dizi pusulasının gerçeği yansıtmaması, bahse konu kitapların ... ile ilgisinin bulunmaması ve bu kitapları bulundurmanın ...’un üzerine atılı suçların delili niteliğinde olamayacağı hususları nazara alındığında ...’un masumiyet karinesini ve lekelenmemehakkını gözetmediği, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden olduğu ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu... ile ilgili olarak atılı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarına ilişkin somut delil niteliğinde olmayan, eylem ile suç arasındaki irtibat niteliğinde bulunmayan, bu suçların yasal unsurlarına ait olmayan telefon görüşmelerini ve köşe yazısını iddianameye yazmak suretiyle görevini kötüye kullandığı.’un gözaltına alındığında el konulan telefonlarında kayıtlı bulunan tüm numaralan üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçları ile ilgisi bulunmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisinde bulundurmak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,...’un o tarihte kız arkadaşı hali hazırda eşi olan ... ... ile mesajlaşmalarını, bu mesajların içeriği itibarıyla soruşturmada ileri sürülen iddialarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen soruşturma evrakı içerisine koymak suretiyle dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine riayet etmediği,... ile ilgili olarak dosya kapsamındaki atılı suça İlişkin somut delillere dayalı eylem ve faaliyetleri ile bu eylem ve faaliyetlerindeki irtibatı ortaya koymadan, suçun yasal unsurlarını göstermeden ve atılı suçun unsurları oluşmadan iddianame tanzimi suretiyle görevini kötüye kullandığı,...’in 27.01.2011 tarihinde verdiği karardaki “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması, talep edilen tedbirin CMK 135/6 maddesine ilişkin olması, başka suretle delil elde etmenin mümkün olmadığı” şeklindeki gerekçenin CMK’nin 135 ila 138. maddelerinde öngörülen emredici hükümleri karşılayacak somut, hukukî ve fiili gerekçelere sahip olmadığı, dolayısıyla dinleme kararını hukuki mesnetten yoksun olarak yasa ve usule aykırı olarak verdiği gibi ...ile ...’un 01.12.2008 tarihli telefon görüşmelerine ilişkin iletişimin tespiti tutanağı içeriğinin terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarını içermediği, dolayısıyla 01.12.2008 tarihli iletişimin tespiti tutanağına dayanarak 27.01.2011 tarihinde ...’a yönelik dinleme kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,...’ın; ...’a ilişkin verdiği arama kararında; suç delillerinin elde edilebileceği hususunda olumlu nedenlere dayalı diğer deyimle makul şüphe bulunmadığı gibi terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin emare ve somut olgulara dayalı bir şüphenin de yer almadığı, dolayısıyla verdiği arama kararının usul ve yasaya aykın olduğu,...'un 06.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verdiği, adı geçenin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi ...’un bu suçu işlediği ya da bu suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı dolayısıyla verdiği tutuklama kararının bariz şekilde yasaya aykırı olduğu gibi açık keyfilik sebebiyle kişi hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olduğu,... ile ...”ın;... hakkındaki lehe olan delilleri toplamadıkları, adı geçenin masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını diğer deyimle dürüst yargılanma hakkını gözetmedikleri, haksız ve yersiz yere suçlanıp damgalanmasına neden oldukları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel oldukları,
... hakkındaki soruşturmanın 12.03.2011 tarihli TEM Şube görevlileri tarafından tanzim edilen 110 sayfadan ibaret isimli kitap, iddia olunan ... terör terör örgütü ilişkisi” başlıklı tespit tutanağı ile başladığı,...’ün soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı olduğu, bu Cumhuriyet Savcısının ...’yı 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanması istemi ile mahkemeye sevk ettiği,23.03.2011 tarihli yazı ile tutukluluk halinin devamı yönünde İlgili mahkemeye görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...'ın ... hakkında iddianame tanzim ettiği, 05.04.2011, 06.05.2011, 06.06.2011, 19.07.2011 ve 19.08.2011 tarihli mütalaalar İle CMK 108 maddesi uyannca tutukluluğun devamı yönünde görüş bildirdiği, yine 25.07.2011 ve 09.08.2011 tarihli yazıları ile tahliye talebinin reddi yönünde yazı yazdığı,Cumhuriyet Savcısı ...’ın duruşma savcısı olarak görev ifa ettiği, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 06.04.2012, 09.08.2012, 12.10.2012 ve 07.11.2012 tarihli yazılar ile CMK 108 maddesi uyarınca tutukluluğun devamı, 10.07.2012, 13.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 15.04.2013 tarihli yazılan ile tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’nın 11.09.2013 tarihli celsede ...’nın tutukluluğunun devamı yönünde mütalaada bulunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’nın 30.01.2013 tarihli yazı ile, itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair görüş yazısı verdiği,
Cumhuriyet Savcısı ...’un 29.03.2012 tarihli yazı ile yapılan itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa sunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’in 14.09.2012 tarihli celsede ...’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdiği,
Cumhuriyet Savcısı Halük Gedikli’nin 12.12.2013 tarihli oturumda şüpheli ...'nın tutuk halinin devamı yönünde mütalaada bulunduğu,
Cumhuriyet Savcısı ...’ın 03.08.2012, 06.08.2012 ve 26.09.2012 tarihi^ yazılan ile yapılan itirazın reddi İle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş verdiği,...’in Başkan ve üye Hâkim sıfatı ile; 09.09.2011 tarihinde iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihinde yapılan tensip zaptı ile tutukluluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2011, 09.04.2012, 09.05.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararları ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 16.11.2012, 27.12.2012, 21.03.2013, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlar verdiği,
...’nin üye Hâkim sıfatı ile; 29.03.2011 tarihli tahliye talebinin reddî, Mahkeme Başkanı sıfatı ile; 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013, 17.04.2013, 11.07.2013, 06.08.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 14.09.2012, 27.12.2012, 21.03.2013 ve 13.06.2013 tarihli celselerde tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 28.03.2012, 02.08.2012, 21.09.2012, 21.01.2013, 25.06.2013, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı,.'ın üye Hâkim sıfatı ile; 09.05.2012, 09.08.2012, 07.11.2012, 06.08.2013, 10.10.2013 ve 06.11.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 14.09.2012, 16.11.2012, 13.06.2013 ve 11.09.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 28.03.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 21.09.2012, 31.07.2013 ve 09.10.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına, yine Başkan sıfatı ile 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair karara iştirak ettiği,...’nin üye Hâkim sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne, 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile tutukluğun devamına, 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011, 28.12.2011, 22.02.2012, 09.04.2012, 14.12.2012, 25.01.2013, 22.02.2013 ve 17.04.2013 tarihli tutukluluk inceleme kararlan ile tutukluluğun devamı, 05.01.2012, 27.01.2012, 12.03.2012, 18.06.2012, 27.12.2012 ve 21.03.2013 tarihli oturumlarda tutukluluk halinin devamı, 07.02.2012, 10.07.2012, 27.07.2012, 02.08.2012, 21.01.2013 ve 25.06.2013 tarihli kararlar ile itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlarda imzasının bulunduğu,...’in, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi sıfatı ile şüpheli ...’yı 14.03.2011 tarih, 2011/16 sorgu sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlanndan tutukladığı,...’nın üye Hâkim sıfatı ile 02.08.2013 ve 11.10.2013 tarihli itirazın reddî ile tutukluluğun devamı yönündeki kararlara katıldığı,...’in Başkan sıfatı ile; 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, üye Hâkim sıfatı ile; 29.03.2012, 06.08.2012, 0U0.2012, 04.02.2013 ve tarihli itiraz ve tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına dair tesis edilen kararlara katıldığı,...'ın Başkan sıfatı ile; 29.03.2012, 06.08,2012, 01.10.2012; 04.02.2013 ve 26.06.2013 tarihli itirazın ve tahliye talebinin reddine dair kararlarda imzasımi bulunduğu,...’nın Başkan sıfatı ile; 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine, üye Hâkim sıfatı ile; 06.08.2012 ve 26.06.2013 tarihli tahliye talebinin reddine ve itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara iştirak ettiği,
...’ın üye Hâkim sıfatı ile; 10.02.2012, 01.10.2012 ve 04.02.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı ve 16.11.2012 tarihli oturumda tutuk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu,...’nın üye Hakim sıfatı ile; 02.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı ve Başkan sıfatı İle; 11.10.2013 tarihli aynı nitelikteki karara katıldığı,...’in üye Hâkim sıfatı ile; 19.08.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına 09.08.2011 ve 10.10.2013 tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamına dair kararlarda yer aldığı,...’in üye Hâkim sıfatı ile; 31.07.2013 ve 20.08.2013 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamı, 06.08.2013 tarihli tutukluluk İnceleme kararı ile tutukluluk halinin devamı ve 11.09.2013 tarihli celsede tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen karalardaki heyet içerisinde bulunduğu,...’nun 11.07.2013 tarihli tutukluluk inceleme karan ile tutukluluk halinin devamına İlişkin kararda üye Hâkim sıfatıyla bulunduğu,.’ın 10.02.2012 tarihli itirazın reddi ile tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda Üye Hâkim olarak bulunduğu,
...’ın Başkan sıfatı ile 09.09.2011 tarihli iddianamenin kabulüne dair karara katıldığı, yine aynı sıfatla 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile verilen tutukluluk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu ve 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011 tarihli tutukluluğun incelenmesi kararlan ile tutuklunun halinin devamına dair kararlara katıldığı,
...’un üye Hâkim sıfatı ile CMK 108 maddesi uyarınca verilen 20.07.2011 tarihli tutukluluk halinin devamına dair kararda yer aldığı,...’nm 08.06.2011 tarihli CMK 108 uyarınca verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda bulunduğu,
...’ın 07.05.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına dair karar verdiği,
...’ın 08.04.2011 tarihli karar ile tutukluluk halinin devamına, 28.07.2011 tarihli karar ile de, tahliye talebinin reddine dair karar tesis ettiği,
...’in üye Hâkim sıfatı ile, 29.03.2011 ve 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine dair kararlara katıldığı,
...’ın Üye Hâkim sıfatı ile, 29.03.2012 tarihli tahliye talebinin reddine dair karara iştirak ettiği,
...’nun 17.08.2011 tarihli tahliye talebinin reddine ilişkin kararda üye Hâkim sıfatı ile bulunduğu,
Bu şekilde, eski Hakim ve Savcı olan sanıkların yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı şekilde dosya kapsamından olayların ve eylemlerin meydana geldiği zaman, meydana geliş şekli ve olayların gelişimi dikkate alındığında, ... Terör örgütünün örgütsel birliktelikle ve dayanışması ile hareket ettiklerini gösterdiği, zira dosyada müşteki olan ilgili dosyalarda soruşturmaya konu şüphelilerin elde edilen delillerin niteliği ve ele geçiriliş şekli, bu soruşturmaları yapan soruşturmayı yapan insanların özellikle seçilmiş olması, sürekli aynı kişilerin görevlendirilmesinin normal olmadığını hayatın olağan akışına uygun düşmediğini anlayabilecek kabiliyette ve vasıfta oldukları halde bu hususta gerekli özen ve dikkati göstermeyerek istenilen delil ve belgeler toplanmadan ya da toplanmış olan deliller zorlama yollarla tevil edilerek yorumlandığı, bu şekilde müştekilerin haksız yere mağdur olmalarına sebebiyet verildiği değerlendirilerek sanıklar hakkında son soruşturma açılmasına ve yargılamanın Yargıtay İlgili Ceza Dairesince yapılmasına'' karar verilerek dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından söz konusu dosya 17.04.2019 tarihli ve 2019/18 esas sayılı yazı ile ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılmak üzere Dairemize gönderildiği, Dairemizin 2019/6 esas (ilk derece) sayılı dosyasına kaydedildiği,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Halük Gedikli, ..., ... ve ... hakkında görevi kötüyü kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gönderilen dava dosyası Dairemizin 2019/6 esas sayısına kaydedildikten sonra, 2797 sayılı Kanunun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinin Ceza dairelerinde kısmının a,b,c fıkraları ile 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca dava açılan son soruşturma kararındaki nitelenen en ağır suça göre davaya bakma görevinin Yargıtay 8. Ceza Dairesine ait olduğu gerekçesiyle Dairemizin 13.06.2019 tarihli ve 2019/6 esas, 2019/95 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye suçunun niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanığın görev yaptıkları yerin bağlı olduğu ... Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki ... Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Dairemizin 13.06.2019 tarihli ve 2019/9 esas, 2019/97 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra, sanığın Yargıtay Üyeliği sıfatı nedeniyle usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmaması nedeniyle Dairemizin 13.06.2019 tarihli ve 2019/10 esas, 2019/98 karar sayılı kararı ile CMK'nin 223/8. maddesi gereğince Yargılamanın Durdurulmasına karar verildiği,Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Halük Gedikli, ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan dava dosyası ise Dairemizin ... bu esası üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
İDDİA MAKAMI GÖREV İLE İLGİLİ MÜTALAASINDA;
''Yapılan dosya incelemesinde;
Yargıtay eski Üyesi ... hakkında Görevi kötüye kullanma, silahlı terör örgütüne üye olma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden durma kararı verilerek, soruşturmanın tamamlanmasını müteakip 2797 sayılı Yargıtay Kanunu gereğince işlem yapılmak üzere evrakın, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/103606 soruşturma numaralı dosyasına gönderilmesine,
Görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından: sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki evrakın Yargıtay Kanunun 14. Maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli 2019/1 sayılı ... bölümüne göre Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığı görevli olduğundan anılan daireye gönderilmesine,
Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığının 2016/2 Esas, ... hakkında ise aynı Dairenin 2016/4 Esasında kamu davası görüldüğünden anılan dava dosyaları ile birleştirilmesi yönünde tefrik edilmesine,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturmanın halen ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/47932 soruşturma numaralı dosyası üzerinden devam ettiği,
Sanık ... hakkında Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçundan ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/301 esas sayılı dosyasından verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay da temyiz aşamasında olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/93 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/305 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/90 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/158 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/129 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/119 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Belirlendiğinden, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan evrakın tefrik edilerek sanıkların yargılandıkları yer mahkeme/Cumhuriyet savcılık dosyalarına gönderilmesine,Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2018 tarihli ve 2017/110 esas, 2018/57 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarihli ve 2017/428 esas, 2018/361 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği,
Belirlenmiş ise de;Sonradan ortaya çıkan delil niteliğinde olduğundan durma kararı verilerek, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan iddianame ile kamu davası açılmak üzere ilgili evrakın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi,''
Kamu adına mütalaa olunmuştur.Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir ;
2802 Sayılı Kanun Son soruşturma merciileri :
Madde 90 – Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden ; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.
Birinci fıkra dışındaki hâkim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.
Kişisel SuçlarKişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma :
Madde 93 – (Değişik birinci fıkra: 2/1/2017-KHK-680/7 md.) Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer ağır ceza mahkemesine aittir.5271 Sayılı CMK Duruşmanın sona ermesi ve hüküm
Madde 223 - (7) Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.
Tüm dosya kapsamı, Uyap kayıtları ve gelen yazı cevapları incelendiğinde;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında daha önceden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.07.2016 tarihli ve 2016/94 esas, 2016/198 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla dava açıldığı, davanın halen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.11.2016 tarihli ve 2016/276 esas, 2016/276 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla dava açıldığı, davanın halen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/4 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/93 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/305 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/119 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/90 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/129 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen ... 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/158 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Sanık ...hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli ve 2017/301 esas, 2018/46 kararı ile mahkumiyet kararı verildiği, itiraz üzerine ... Bölge Adiye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 20.06.2018 tarihli, 2018/1442 esas, 2018/1192 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu kararın da temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21.03.2019 tarihli, 2018/6624 esas, 2019/1970 sayılı ilamı ile temyiz davasının esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2018 tarihli ve 2017/110 esas, 2018/57 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarihli ve 2017/428 esas, 2018/361 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; Dairemizin 2019/8 esasına kayıtlı dava dosyasında sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliği gereği temadi eden suçlardan olduğu, bu suçların, temadinin hukuki ve fiili kesintiyle sona ermesine kadar işlenmeye devam edeceği, aynı eylemleri ile ilgili olarak daha önceden yukarıda belirtilen davaların açılarak bir kısmının sonuçlandırıldığı, bir kısmının ise hala derdest durumda bulunduğunun anlaşıması karşısında, her ne kadar atılı suçların niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanıkların görev yaptığı yerin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu, bu nedenle de sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından açılan dava dosyaları hakkında bu Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından kararlar verileceği düşünülse de, gereksiz emek ve zaman kaybı ile usul ekonomisi bakımından Dairemizin 2019/8 esasına kayıtlı dava dosyasındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin davaların CMK'nin 223/7. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
3-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
4-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
5-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
6-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
7-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
8-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
9-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
10-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
11-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
12-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
13-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
14-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
15-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
16-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
17-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
18-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
19-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
20-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
21-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/2 ve 2016/4 esas sayılı dosyalarında dava açıldığı ve halen dosyaların derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
22-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/4 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
23-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/93 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
24-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/305 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
25-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/119 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
26-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
27-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/90 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
28-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/129 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
29-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/158 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen dosyanın derdest bulunduğu, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
30-...hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli ve 2017/301 esas, 2018/46 kararı ile mahkumiyet kararı verildiği, itiraz üzerine ... Bölge Adiye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 20.06.2018 tarihli, 2018/1442 esas, 2018/1192 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu kararın da temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21.03.2019 tarihli, 2018/6624 esas, 2019/1970 karar sayılı ilamı ile temyiz davasının esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
31-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2018 tarihli ve 2017/110 esas, 2018/57 karar sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
32-... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan son soruşturmanın açılması kararıyla kamu dava açılmış ise de, aynı konuda ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarihli ve 2017/428 esas, 2018/361 karar sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ REDDİNE,
33-Kararın bir suretinin HSK Genel Sekreterliğine gönderilmesine,'' şeklindeki ifadelerle kararın gerekçesi açıklanmış ve sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmaları amacıyla açılan kamu davalarının reddine karar verilmiştir.
IV) HÜKMÜN İSABETLİ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA MADDİ HUKUKA İLİŞKİN YAPILAN TEMYİZ İNCELEMESİ:
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi ve temyiz nedenleri bu şekilde değerlendirildikten sonra temyiz isteminin geçerli olduğu kabul edilen sanık ... hakkındaki davanın reddine ilişkin kararın; dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılık iddiaları ile usul hükümlerine uygunluk bakımından ve 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yazılı bulunan hukuka kesin aykırılık hâllerinin mevcut olup olmadığı yönlerinden temyiz denetimine geçilmiştir.İncelenen dosya kapsamından;... Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2018 tarihli ve 7-7 sayılı iddianamesi üzerine ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 04.04.2019 tarih ve 369-126 sayı ile; ... ve ... hakkındaki soruşturma dosyalarında yaptığı ... ve işlemler ile verdiği kararlar yönünden sanık ...'in silahlı terör örgütüne üye olma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılması amacıyla 2802 sayılı Kanun'un 89 ve devamı maddeleri gereğince son soruşturma açılmasına karar verildiği,Bunun üzerine Özel Dairenin 2019/6 Esas sırasına kaydedilen dosyada kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma suçlarından Yargıtay 8. Ceza Dairesine görevsizlik kararı verildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden ise dosyanın Özel Dairenin 2019/8 Esas sırasına kaydedilerek evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde;Sanık ... hakkında aynı konuda Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 2016/2 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve hâlen dosyanın derdest olduğu,Gerekçesiyle sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğundan bahisle CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının reddine karar verildiği,Anlaşılmıştır.Özel Dairenin işbu ret kararının temyiz edilmesini takip eden süreçte, yukarıda belirtilen dosyada yapılan yargılama neticesinde sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığındaki incelemesinin hâlen devam ettiği, Yapılan UYAP sorgulamasında görülmüştür.Ceza muhakemesi yapılabilmesi için bir kısım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranır. Muhakeme yapılmasına engel olan bu şartlardan birisi "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı sanık hakkında aynı suçtan verilmiş bir hüküm veya açılmış dava bulunmamasıdır. Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da yaşayan bir hukuk normu olarak uygulanan, doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi 1412 sayılı CMUK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir. "Non bis in idem" ilkesine uluslararası sözleşmelerde de yer verilmiş olup konu AİHS'nin 7 numaralı Ek Protokolü'nün "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasında "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez" şeklinde ifade edilmiştir.
Bir fiilinden dolayı yargılanan kişinin aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmayacağını bilmesi kişi için bir güvence olup bu güvence hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Dolayısıyla, bu güvencenin hayata geçirilebilmesi için aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava bulunduğu takdirde mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmelidir.
Bu itibarla, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararı isabetli bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle;1)Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.06.2019 tarihli ve 8-96 sayılı; sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararının ONANMASINA,
2)Dosyanın, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı terör suçlarından kaynaklanan davalara ilişkin dosyaların devredildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.