Esas No: 2015/378
Karar No: 2015/1007
Karar Tarihi: 28.04.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/378 Esas 2015/1007 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında katılan ...Tic. Ltd. Şti."nin "müşteki" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
Sanık müdafiinin temyiz talebinin, beraat eden sanık lehine vekalet ücretinin verilmemesine ilişkin olup, bu istemle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.04.2015 tarihinde oyçokluğuyla ile karar verildi.
KARŞI OY
1136 sayılı Avukatlık Kanun"un 163. maddesinde, avukatlık sözleşmesinin serbestçe düzenleneceği, ayrıca yazılı olmayan anlaşmaların genel hükümlere göre ispatlanacağı belirtilmiştir.
Buna göre vekalet sözleşmesi şekle bağlı bulunmayıp tarafların özgür iradeleri ile kurulabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2/4/2003 günlü 19-265/267 sayılı kararında da açıklandığı üzere vekaletname, fiilen kurulan vekalet ilişkisinden doğan temsil yetkisini gösteren bir belgeden ibarettir. Vekalet ilişkisi CMK 150 ve 234/3 maddelerinde düzenlendiği gibi yasadan kaynaklanabilir ve bu takdirde temsil yetkisi görevlendirme belgesi ile gösterilir. 20/10/1975 günlü 7/9 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme kararında da, ceza yargılamasında vekalet belgesi olmasa dahi müdafiinin sanığın fiili olarak verdiği yetki ile ve müvekkilleri ile birlikte bir kez duruşmaya katılmakla müdafii sıfatını kazanacağı belirtilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik"in 5. ve 6. maddesinde, müdafi veya vekillerin görevlendirilmesine ilişikin esaslar; 7. maddesinde, müdafi veya vekilin görevinin soruşturma ve kovuşturma evresinde birbirinden bağımsız olarak başlayacağı ve sona ereceğine ilişkin hükümler; 8. maddesinde, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nden ayrık olarak hazırlanacak "Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife" gereğince ödenecek meblâğa ilişkin kurallar; 10. madesinde, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafi veya vekile soruşturma ve kovuşturma evreleri için ayrı ayrı olmak üzere Tarifede belirlenen ücret ödeneceğine ilişkin esaslar düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada; sanık ..."na soruşturma aşamasında CMK 150. maddesi uyarınca talebi çerçevesinde avukat ...müdafii olarak görevlendirilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik"in 7. maddesi çerçevesinde müdafiinin görevi soruşturma aşamasının bitim tarihi olan iddanamenin kabulü ile sonlanmış olmasına rağmen, mahkemece düzenlenen tensip tutanağı ile bu müdafiiye çağrı kağıdı çıkarılmış, müdafii müvekkilinin yanında karar duruşması da dahil 2 celse oturumlara katılmış ve hukuki yardımda bulunmuştur. Sanık da vekaletnamesi olmasa dahi müdafiisinin duruşmalarda yanında bulunmasına ve hukuki yardımına karşı çıkmayarak fiili olarak verdiği yetki ile muvafakat göstermiştir. Ortada vekalet belgesi olmasa dahi müdafii, sanığın fiili olarak verdiği yetki ile duruşmalara katılmıştır. Yargılama sonunda sanık beraat etmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5. maddesinde beraat eden ve kendisini vekil ile temsil edilen sanık yararına hazine alehine maktu avukatlık ücretine hükmedileceği düzenlenmiştir. Tarifede de vekaletname belgesi aranmamış, beraat eden sanığın kendisini vekil ile temsil ettirmesi avukatlık ücretine hükmedilmesi açısından yeterli görülmüştür. Tüm bu nedenlerle, kovuşturma aşamasında baroca görevlendirilmeyen ve bu sebeple baroca kendisine ücret ödenmesi mümkün olmayan, ancak müvekkili lehine vekalet belgesi sunmaksızın kovuşturma aşamasının başından sonuna kadar müdafiilik hizmeti veren ve bu hususu temyiz nedeni yapan sanık vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aksi yönde karar veren sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.