Esas No: 2022/79
Karar No: 2022/578
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/79 Esas 2022/578 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2022/79 E. , 2022/578 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ceza Dairesi
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2020/3 esas sayılı davada;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 17.10.2019 tarihli ve 11-11 sayılı iddianamesi ile sanık İsmet Bozkurt'un rüşvet, gizliliğin ihlali, göreve ilişkin sırrın açıklanması ve görevi kötüye kullanma, sanık.'ın rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılmaları istemi üzerine ... 20. Ağır Ceza Mahkemesince 30.04.2020 tarih ve 207-116 sayı ile; sanık .ve sanık . hakkında atılı suçlarından son soruşturmanın açılmasına, dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildiği,... Cumhuriyet Başsavcılığının 05.02.2020 tarihli ve 6402-1491 sayılı iddianamesi ile sanık . ve sanık .'nin rüşvet, sanık ...'ın rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında ... 4. Ağır Ceza Mahkemesince 2020/58 esas numaralı dosyada yapılan yargılamada birleştirme konusunda Özel Daireden muvafakat istendiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesince birleştirmeye muvafakat edilmesi üzerine söz konusu dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine 09.12.2020 tarihinde karar verildiği,
2- ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 2021/345 esas sayı ile görülmekte olan davada;
... Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 14.10.2019 tarihli ve 8712-1100 sayılı iddianamesi ve ... Batı 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 660-543 sayılı son soruşturma kararı ile sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 04.03.2021 tarih ve 529-126 sayı ile görevi kötüye kullanma suçundan beraatine, nüfuz ticareti suçundan ise TCK’nın 255/1, 43, 62, 52/2-4 ve 53/1-5. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis, 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna dair verilen hükümlerden nüfuz ticareti suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 01.10.2021 tarih ve 863-1152 sayı ile sanığın söz konusu eylemleri birlikte gerçekleştirdiği iddia edilen ... hakkında devam eden yargılama dosyaları ile söz konusu dosya birleştirildikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 27.10.2021 tarihli ve 345 sayılı müzekkere ile ...’ın sanık olarak yargılandığı Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosya ile mahkeme dosyasının birleştirilmesi için Özel Daireden muvafakat istenmiş, Özel Dairece birleştirmeye muvafakat edilmemesine karar verilmiştir.
Bu doğrultuda ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 01.12.2021 tarih ve 345-503 sayı ile; 2021/345 esas numaralı dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2020/3 esas numaralı dosyasıyla birleştirilmesine, birleştirme uyuşmazlığı oluştuğu gerekçesiyle uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığın giderilmesi istekli 07.02.2022 tarihli ve 8579 sayılı görüş yazısı ile Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, ... 30. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 5. Ceza Dairesi arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
BİRLEŞTİRME UYUŞMAZLIĞINA KONU DAVALAR:
1- YARGITAY 5. CEZA DAİRESİNDE İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA 2020/3 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
... Cumhuriyet Başsavcılığının 17.10.2019 tarihli ve 11-11 sayılı iddianamesine göre; ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2018/204142 soruşturma numaralı dosyası kapsamında yürütülen soruşturma esnasında elde edilen deliller ve dijital materyallerden bir kısım şüpheliler ile yargı mensuplarının da yer aldığı görüşmede menfaat teminine ilişkin ibarelerin geçtiği çok sayıda whatsapp yazışması, telefon görüşmesi şeklinde bilgi ve belgelerin bulunması üzerine ... Cumhuriyet savcıları olan Lütfi Karabacak ve İsmet Bozkurt hakkında yapılan soruşturmada; Lütfi Karabacak’ın ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2018/204142 soruşturma numaralı dosyasının şüphelisi olan ... ve ... Kıntaş ile yakın irtibatlı olduğu, bu şahıslarla bir çok soruşturma dosyası hakkında görüşme ve whatsapp yazışmaları yaptığı, bilgi alışverişinde bulunduğu, bu kişilerin bilgi taleplerini karşıladığı, edindiği bilgileri paylaşarak bu kişilerin çevresindeki şahısların güvenini kazanmaları ve maddi menfaat elde etmelerine yardımcı olduğu, Lütfi Karabacak ile ... arasındaki 16.02.2018 tarihli whatsapp mesaj içeriklerinde, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dosyasında ...'dan, ... Kıvrak isimli şahsın ceza almaması için yardım talep etmek suretiyle ... takibi yaptığı, "...Ceza almamalı", "... KIVRAK adamın ismi" şeklinde mesajların yanı sıra farklı dosyalarla ilgili başka mesajlar da gönderdiği iddiasıyla sanık Lütfi Karabacak hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından TCK’nın 252/1-3-7, 257/1, 53, 255/1-2. cümle, 255/2, 43 ve 53. maddeleri uyarınca, sanık İsmet Bozkurt hakkında ise rüşvet, gizliliğin ihlali, göreve ilişkin sırrın açıklanması ve görevi kötüye kullanma suçlarından TCK’nın 252/1-3-7, 285/2-4, 258/1, 43, 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, davanın ... 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/207 esas numarasına kaydedildiği,
... 20. Ağır Ceza Mahkemesince 30.04.2020 tarih ve 207-116 sayı ile; sanık Lütfi Karabacak hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti, sanık İsmet Bozkurt hakkında rüşvet, gizliliğin ihlali, göreve ilişkin sırrın açıklanması ve görevi kötüye kullanma suçlarından son soruşturmanın açılmasına, dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 05.02.2020 tarihli ve 6402-1491 sayılı iddianamesine göre; sanıklar Burak Çağlan Kızılhan ve ... İnce’nin rüşvet suçundan TCK’nın 252/1-3, 37 ve 53, sanık ...’ın rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından TCK’nın 252/1-3-5, 37, 255/1-2, 53 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteğiyle kamu davası açıldığı, davanın ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/58 esas numarasına kaydedildiği,
... 4. Ağır Ceza Mahkemesince 09.12.2020 tarih ve 58-329 sayı ile; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyası ile 2020/58 esas numaralı dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan davaların birleştirilmesine, dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyası ile birleştirilerek gönderilmesine karar verildiği,
II- ... 30. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 2021/345 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
... Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 14.10.2019 tarihli ve 8712-1100 numaralı iddianamesine göre; sanık ...’in Yargıtay tetkik hâkimi olduğu dönemde ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2018/204142 numaralı soruşturma dosyası kapsamında şüpheli olan ... ile 2017 yılı Aralık ayı ile 2019 yılı Ocak ayı arasındaki dönemde irtibatının olduğu, ...'a Yargıtayda bulunan dosyalar hakkında bilgi verdiği, dosyalardaki itiraz nedenleri konusunda yardım ettiği, Yargıtayda temyiz aşamasında bulunan bazı dosyalar hakkında hukuki görüşünü belirttiği, bu şekilde bir kısım dosyaların yanı sıra Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dava dosyasında hukuki görüşünü bildirdiğinden bahisle görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından TCK'nın 257/1, 255, 43/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması isteğiyle kamu davasının açıldığı, davanın ... Batı 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/660 esas numarasına kaydedildiği,
... Batı 4. Ağır Ceza Mahkemesince 26.11.2019 tarih ve 660-543 sayı ile; sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından son soruşturmanın açılmasına, dosyanın ... Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği,
... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 04.03.2021 tarih ve 529-126 sayı ile; sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın görevi kötüye kullanma suçundan beraatine, nüfuz ticareti suçundan ise TCK’nın 255/1, 43, 62, 52/2-4 ve 53/1-5. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ile 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna dair verilen hükümlerden nüfuz ticareti suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 01.10.2021 tarih ve 863-1152 sayı ile; söz konusu dosyanın sanığın atılı eylemleri birlikte gerçekleştirdiği iddia edilen ... hakkındaki yargılama dosyaları ile birleştirildikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği,... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 27.10.2021 tarihli ve 345 sayılı müzekkere ile; sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin ilamında belirtildiği üzere Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosya ile birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceğinin sorulduğu,Yargıtay 5. Ceza Dairesince 18.11.2021 tarih ve 2020/3 esas sayı ile; ... hakkında Dairede bulunan dava (birleşen ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/58 esas numaralı kamu davası) ile Yargıtay tetkik hâkimi ... ile birlikte işlediği iddia olunan dava konularının birbirinden farklı olduğu gibi ... bu dava kapsamında Yargıtay tetkik hâkimi ...'e tek temas edebilecek eylem olan sanık Lütfi Karabacak'a son soruşturmanın açılması kararının A/1-(i) maddesinde isnat olunan eylem ile Yargıtay tetkik hâkimi ...'in eylemleri arasında 2802 sayılı Kanun’un 86. maddesi bağlamında davaların birlikte görülmesini gerektirir mahiyette iştirak ilişkisi bulunmadığından, 2021/345 esas numaralı dava dosyasının ... bu dava dosyası ile birleştirilmesine muvafakat verilmemesine karar verildiği,... 30. Ağır Ceza Mahkemesince 01.12.2021 tarih ve 345-503 sayı ile; sanık ...'e atılı nüfuz ticareti suçunu birlikte işlediği iddia olunan ... hakkında Yargıtay 5. Ceza Dairesinde kamu davası bulunduğundan ve her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğundan bahisle dosyaların birleştirilmesine karar verildiği,Anlaşılmaktadır.Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.” şeklinde,
Aynı Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” biçiminde,
Anılan Kanun’un “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.” şeklinde,
“Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.” biçiminde düzenlenmiştir.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ilgili hükümleri;
“Soruşturma” başlıklı 82. maddesi;
“Hâkim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması ... Bakanlığının iznine bağlıdır. ... Bakanı inceleme ve soruşturmayı, ... müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle yaptırılabilir.
Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, ... müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler.”,
“Suça katılma” başlıklı 86. maddesi;
“Hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler.”,
“Kovuşturma kararı ve ilk soruşturma” başlıklı 89. maddesi;
“Hâkim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, ... Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; ... Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hâkim ve savcılar hakkındaki evrak ise ... Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.
İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.” “Son soruşturma merciileri ” başlıklı 90. maddesi;
“Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.
Birinci fıkra dışındaki hâkim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.”,
“Son soruşturma merciinin saptanması” başlıklı 91. maddesi;
“Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır.
Geçici yetkililer hakkında soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur.”
“Kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma” başlıklı 93. maddesi;
“Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer ağır ceza mahkemesine aittir.
... Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma ... Cumhuriyet Başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir.”
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri” başlıklı 94. maddesi;
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yapılır. Hazırlık soruşturması yetkili Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat yürütülür.Bu halde durumun hemen ... Bakanlığına bildirilmesi zorunludur.”
Şeklinde düzenlenmiştir.Gerek Anayasa'nın 154. gerekse Yargıtay Kanunu'nun 1. maddelerine göre, Yargıtayın kuruluş amacı ve genel görevinin, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olduğu, bu bakımdan Yargıtay Dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmasının tali ve istisnai bir görev olduğu;
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, CMK'nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği, kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin de o yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu;Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa'nın 141. maddesindeki "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması" ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen "adil yargılanma hakkı" kapsamında "davaların makul sürede görülmesi" ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği;
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 86. maddesinde, hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenlerin aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabi olduklarının düzenlendiği, anılan maddenin komisyon gerekçesinde; hâkim ve savcılarla birlikte suç işleyen veya bunların suçlarına katılanlar hakkında da aynı soruşturma mercilerinin görevli olduğunun belirtildiği;
Yargıtay, bir temyiz mahkemesi olduğundan, ilk derece yargılamasına ilişkin görevi oldukça sınırlı ve istisnai bir durum olup, kanunda belirtilen şahısların belirtilen suçlarına ilişkin olarak yargılama yapabileceği, bu hususta 2802 sayılı Kanun'un 90. maddesinde; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanabileceklerinin belirtildiği, bu kuralın bir istisnasının aynı Kanun'un 86. maddesinde düzenlendiği, buna göre; yukarıda sayılan kişilerin işledikleri suçlara "iştirak" eden (hâkim veya savcı olmayan ya da birinci sınıfa ayrılmamış hâkim ve savcılar) diğer kişilerin de Yargıtayın ilgili dairesinde yargılanacağı, 2802 sayılı Kanun'un 86. maddesinde "hâkim ve savcıların suçuna iştirak" ifadesinin bulunduğu, bu ifadenin bir neticesi olarak, 86. madde uyarınca Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanması gereken kişilere ait yargılama dosyaları ile diğer kişilerle ilgili yargılama dosyalarının 2802 sayılı Kanun'un 86. maddesi uyarınca birleştirilebilmesi için kanun koyucunun "bağlantı"yı yeterli görmediği, ayrıca "iştirak" ilişkisinin varlığını da aradığının kabulü gerektiği;
Öte yandan, AİHM Hentrich v Fransa A 296-A (1994) ve Rezette v Lüksemburg (2004) vb. kararlarında, iki ya da daha fazla sanığın davasının birleştirilmesinin makul olabileceğini, ancak bu durumun sanıklardan herhangi birinin davasındaki gecikmeyi meşru kılmayacağının gözden ırak tutulmaması gerektiğini; hem cezai hem cezai olmayan davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığının davanın özel koşullarına göre değerlendirilmesini (König v Federal Almanya A 27, 1978), mutlak bir süre sınırının bulunmadığını, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde her zaman gözetilen etkenlerin davanın karmaşıklığı, başvurucunun tutumu ve yetkili idari ve yargısal makamların tutumları olduğunu vurgulamıştır.Adli yargılanma hakkı, Anayasa’nın 36/1. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6/1. maddelerinde de “Herkes davasının, makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ... olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.” denilerek teminat altına alınmıştır. Bununla birlikte davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirleyen Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasanın bütünselliği ilkesi gereğince, makul sürede hakkaniyetle yargılanma hakkının kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Kural, her bir davanın açıldığı aşamadaki konusuyla sürmesi ve muhakeme sonucu o uyuşmazlık konusunda hüküm verilmesidir. Ancak dava konuları arasında birbirlerine bağlantı kurabilecekleri noktaların varlığı hâlinde aynı muhakemede birleştirilmeleri de söz konusu olabilmektedir. Bağlantılı davalar konusunda CMK'nın “Bağlantılı Davalar” başlıklı üçüncü bölümü dikkat çekicidir. “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddeye göre, bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması (subjektif bağlantı) bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunması (objektif bağlantı) hâlinde davalar arasında bağlantı var sayılmaktadır.
Bağlantının varlığı hâlinde davaların birleştirilebileceği ve birleştirilmiş davaların ayrılmaları CMK'nın 9, 10 ve 11. maddelerinde düzenlenmiştir. “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı CMK'nın 11. maddesinde aynı mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava esnasında bağlantı görmesi hâlinde - bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile - birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere birleştirilmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmışken, kovuşturma aşamasında farklı mahkemelerin davalarının birleştirilmesi “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlığını taşıyan CMK'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir.
Birleştirme yapabilmenin temel amacının usul ekonomisinde aranması gerekir. Bu da zaman ve esas açısından birleştirmede fayda bulunması hâlinde gündeme gelebilir. Yargılamanın birleştirilmesi fayda düşüncesine dayandığından, fayda varsa birleştirilmeli fayda yoksa birleştirilmemelidir. Birleştirmede fayda olup olmadığı olayların özelliğine göre hâkim tarafından belirlenir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun uygulana gelen kararlarından ayrıntıları ile açıklandığı üzere, davaların birlikte görülebilmesi için aralarında şahsi veya fiili irtibat bulunması gerekmekte olup, davalar arasında böyle bir irtibat yoksa amaç ne olursa olsun yargılama yasasının buyurucu hükümleri gözardı edilerek birlikte görülüp sonuçlandırılmamalıdır. Davanın takdire bağlı olarak birleştirilmesi sanık hakkında yürütülen yargılamanın gereksiz yere uzamasına yol açacak ise birlikte yargılanma gerekli değildir (CGK’nın 15.04.2003 tarihli ve 108-120 sayılı, 02.12.1992 tarihli ve 142-167 sayılı, 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararları.).
Makul sürede yargılanma hakkının amacı; tarafların uzun süren yargılama faaliyeti nedeniyle maruz kalacakları maddi ve manevi baskı ile sıkıntılardan korunması, adaletin gerektiği şekilde temini ve hukuka olan inancın muhafazası olup hukuki uyuşmazlığın çözümünde bu hususa gerekli özen gösterilmelidir (An. Mah. B.No: 2012/673, 19.12.2013 SS 27), (An. Mah. B. No: 2012/ 1198, 07.11.2013 SS 39) (AİHM Weber/ İsviçre, B. No: 11034/84 22.05.1990.).
Hukuk yargılamasından farklı olarak taraflarca hazırlama ilkesinin egemen olmadığı ceza muhakemesinde, yargılama makamlarının davayı gerekli hızla bakıp yürütme yükümlülüğünün bulunduğu, verilen birleştirme kararlarının; hak ve adaletin tesisi için gerekli olduğu düşünülse dahi, bu tür kararların sanık sayısı, olayın karmaşıklığı, sanıklar ve eylemleri arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin birleştirmeyi zorunlu kılıp kılmadığı, birleştirmede yasal zorunluluk olup olmadığı, yargılamayı uzatıp uzatmayacağı gibi hususlar nazara alınarak verilmesi gerektiği, eğer davaların birleştirilmesi sanıkların makul sürede yargılanma haklarını ihlal edecekse bu yönteme başvurulmaması gerektiği izahtan varestedir.
Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu değerlendirildiğinde;
... Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ve ... 20. Ağır Ceza Mahkemesinin son soruşturmanın açılması kararıyla ... Cumhuriyet savcıları olan sanıklar. ve .hakkında yapılan soruşturmada; sanık Lütfi Karabacak’ın ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2018/204142 soruşturma dosyası kapsamında şüpheli olan ... ve . ile irtibatlı olduğu, bu şahıslarla bir çok soruşturma dosyası hakkında görüşme ve whatsapp yazışmaları yaptığı, bu kişilerin bilgi taleplerini karşıladığı, edindiği bilgileri paylaşarak maddi menfaat elde etmelerine yardımcı olduğu, sanık Lütfi Karabacak ile ... arasında Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dosyasında ...'dan, ... Kıvrak isimli şahsın ceza almaması için yardım talep etmek suretiyle ... takibi yaptığı iddiasıyla sanık Lütfi Karabacak hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti; sanık İsmet Bozkurt hakkında rüşvet, gizliliğin ihlâli, göreve ilişkin sırrın açıklanması ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, davanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numarasına kaydedildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile sanıklar . ve ... İnce hakkında rüşvet, sanık ... hakkında rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılmaları isteğiyle kamu davası açıldığı, davanın ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/58 esas numarasına kaydedilmesi sonrasında rüşvet verdikleri iddia olunan sanıklar ile rüşvet verildiği iddia olunan kamu görevlilerinin eylemleri arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle davaların Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
... Batı Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ve ... Batı 4. Ağır Ceza Mahkemesinin son soruşturmanın açılması kararı ile; sanık ...’in Yargıtay tetkik hâkimi olduğu dönemde ... ile sık irtibatının olduğu, ...'a Yargıtayda bulunan dosyalar hakkında bilgi verdiği, dosyalardaki itiraz nedenleri konusunda yardım ettiği, Yargıtayda bulunan bazı dosyalar hakkında hukuki görüşünü belirttiği bu surette bir kısım dosyaların yanı sıra Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dava dosyasında da hukuki görüşünü bildirdiğinden bahisle görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılması isteğiyle kamu davasının açıldığı, ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda görevi kötüye kullanma suçundan beraatine, nüfuz ticareti suçundan ise mahkûmiyetine dair verilen hükümlerden nüfuz ticareti suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince sanığın söz konusu eylemleri birlikte gerçekleştirdiği iddia edilen ... hakkındaki yargılama dosyaları ile söz konusu dosyanın birleştirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinden bahisle verilen kararın bozulması üzerine ... 30. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık ... ile Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyasında sanık olarak yargılanan ...’ın eylemleri arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle davaların birleştirilmesi talebine Özel Dairece muvafakat verilmemesi üzerine Yerel Mahkemece her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verildiğinden birleştirme uyuşmazlığı çıkan olayda;
Bir temyiz mahkemesi olan Yargıtayın ilk derece yargılamasına ilişkin görevinin oldukça sınırlı ve istisnai bir durum olup kanunda belirtilen şahısların görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle yargılanabilecekleri, bu kuralın bir istisnasının söz konusu kişilerin işledikleri suçlara "iştirak" eden (hâkim veya savcı olmayan ya da birinci sınıfa ayrılmamış hâkim ve savcılar) diğer kişilerin de Yargıtayın ilgili dairesinde yargılanacağının düzenlenmesi göz önüne alındığında; ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında sanık olan ...’in Yargıtay tetkik hâkimi olduğu dönemde ...'a Yargıtayda bulunan dosyalar hakkında bilgi verdiği ve bunlar kapsamında Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dava dosyasında da hukuki görüşünü bildirdiğinden bahisle görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti suçlarından cezalandırılması isteğiyle kamu davası açılmış ve söz konusu dosyayla ilgili hukuki yardımda bulunulduğu belirtilen ...’ın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/3 esas numaralı dosyasında rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından yargılanıp sanık ...’a atılı eylemler kapsamında ... Cumhuriyet savcısı olan sanık Lütfi Karabacak ile aralarında gerçekleştirdikleri görüşmede Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2014/11917 esas numaralı dosyasında sanık Lütfi Karabacak’ın ...'dan, ... Kıvrak isimli şahsın ceza almaması için yardım talep ettiği iddiası yer almakla birlikte bu iddianın, sanıklara atılı görev suçları arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 86. maddesi anlamında birleştirmeyi zorunlu kılacak boyutta olmaması, yargılamaya konu olay ve fiillerin farklılık arz etmesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülmekte olan davada gerek yargılanan sanık sayısı, gerek yargılamaya konu edilen eylemlerin karmaşıklığı ve kapsamı ile sanık ...' atılı nüfuz ticareti suçundan ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davanın geldiği aşama, davaların ayrı ayrı görülmesinin makul sürede yargılanma hakkına sağlayacağı yarar, birleştirilerek görülmesi hâlinde ise bu hakkın ihlaline neden olabilecek düzeydeki zarar ihtimali dikkate alındığında ve açıklanan sebeplerle; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin davaların ayrı ayrı görülmesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmelidir.Bu itibarla, ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli ve 345-503 sayılı birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.SONUÇ :Açıklanan nedenlerle,1- ... 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli ve 345-503 sayılı BİRLEŞTİRME KARARININ KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 22.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.