Esas No: 2019/369
Karar No: 2022/588
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/369 Esas 2022/588 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/369 E. , 2022/588 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Sanık ...’ın nitelikli yağma suçundan beraatine ilişkin ... Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.04.2014 tarihli ve 443-143 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 14.05.2018 tarih ve 3344-3664 sayı ile;
“Olayın oluş ve dosya kapsamına göre; Gayrimenkul işiyle uğraşan mağdurun, kardeşinin kavgada yaraladığı ofis çalışanı... Doğan'a 20.000 TL vermeyi kabul ettiği ve bu kapsamda 17.000 TL ödeme yaptığı, kalan 3.000 TL’yi ödeyecek durumunun olmadığını anlattığı arkadaşı Nihat ...'in, sanık ...'ın... Doğan ve ailesini tanıdığını yardımcı olacağını söylemesi üzerine, birlikte sanık ...'ın ... Otomotiv adlı ... yerine giderek sanık ... ile görüştükleri, sanık ...'ın, fazla ödeme yaptığını, verdiği parayı geri alacaklarını söylediği ve Metin Kalkan'ı arayarak... Doğan'ın yanında bulunan ... ...ü tanıması nedeniyle bu konuda yardımcı olmasını istediği, tanık Metin Kalkan'ın 16.06.2009 tarihli kolluk ifadesinde ‘...... isimli galerici beni aradı bir emlakçı tanıdıklarından fazla para alındığını ve fazla para alan şahıslardan birinin benim tanıdığım olan ... ... olduğunu söyleyerek benden bu konuda aracı olmamı istedi ve bu konuşmamızdan sonra sanık ...’ın tanıdıkları olduğunu bildiğim ve birlikte tanıdığım Muzaffer isimli şahıs mağdur ... ... ... yanıma geldiler.’ şeklindeki beyanı ile bu hususu doğrulayarak tarafların buluşmalarını sağladığını belirttiği, ancak sonraki süreçte mağdurun bu işten vazgeçtiğini söylemesi üzerine, sanıkların kendisine ceza kestiklerini söyleyerek 20.000 TL para istedikleri, mağdurun itirazı üzerine sanık ...'ın mağduru telefon ile arayarak, ‘...Bu işin dönüşü yok, bu parayı ödeyeceksin ya da vurur atarız.’ şeklinde tehdit ettiği, hatta mağdurun ... yerinde bulunmadığı sırada ... yeri ortağı Yusuf Taner Turşoluk'a telefonda benzer sözleri tekrarlayarak ‘Biz doluyuz, bizim 30-40 adamımız var, polis bize bir şey yapamaz, gerekirse sizi gebertiriz, sizin vereceğiniz 20.000 TL bizim bir günlük harcamamız.’ şeklindeki tehditlerini sürdürdüğü ve bu şekilde mağdurun sanıklara 9.000 TL ödediği olayda; mağdurun aşamalarda değişmeyen anlatımları ile tanıklar Metin Kalkan ve Yusuf Taner Turşoluk'un beyanlarından anlaşılması karşısında, sanığın yağma suçundan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 11.12.2018 tarih, 258-580 sayı ve oy çokluğu ile;
“...Davada tek kanıt mağdurun aşamalardaki anlatımları ile bir kısım tanıkların olayın başlangıcı ve gelişimine ilişkin anlatımlarıdır.
Mağdurun başlangıçtaki iddiaları üzerine sanık dışında ayrıca Erdoğan Yağışan ve ... Yağışan isimli kişiler hakkında da yağma suçundan dava açılmış fakat adı geçen kişiler hakkında mahkememizce 2009/298 esas 2010/401 karar ile beraat kararı verilip bu kişiler hakkındaki beraat kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Mağdur ... söz konusu olay nedeni ile 08.06.2009 tarihinde...C. Başsavcılığına yazılı dilekçe ile başvurmuş ve aynı gün...C. Başsavcılığında sözlü olarak anlatımda bulunmuş ve ayrıca 08.06.2009 tarihinde de poliste anlatımlarda bulunmuş olup burada Küçükyalıdaki ... Otomotiv isimli ... yerine çağrılması üzerine 2009 yılı Mayıs ayında Nihat ... ile gittiğini, burada ..., Muzaffer ve isimlerini bilmediği üç kişi ile konuştuğunu, ... isimli şahsın kendisine ... attığını, büyük kılıç şeklinde bıçak ve silah çektiklerini beyan etmiş olup, sanık ... ile ilgili bir iddia ve anlatımı bulunmamaktadır. Keza tekrar 15.06.2009 tarihinde...C. Savcılığında beyanda bulunmuş ve söz konusu ... Otomotiv isimli ... yerinde yapılan görüşmede sanık ...'ın olmadığını, ...'ın kendisini telefonla tehdit ettiğini beyan etmiş,
Mahkememizin 15.12.2009 tarihli oturumunda da sanık ...'dan bahsetmeyerek kendisinden para isteyen kişilerin ... Köseli tarafından tanındığı için Nihat’la birlikte ... Köseli ile görüştüklerini beyan etmiş, keza mahkememizin 08.11.2010 tarihli oturumunda da Nihat ...'in aracılığı ile ... Köseli ile ve kendisini Muzaffer olarak tanıtan kişi ile görüştüğünü, bu kişilerin kendisinden tehditle ve zorla para istediklerini ileri sürmüştür.
Mağduru sanıklarla tanıştıran Nihat Yılmaz ise başlangıçta olay ile ilgili olarak...C. Savcılığında 15.06.2009 tarihinde ‘Mağdurun isteği üzerine ... Köseli'yi tanıdığı için ... Köseli'ye mağdurun istenilen 3.000 TL parayı ödeme gücünün olmadığını, yardımcı olmasını istediğini, daha sonra ... Köseli'nin mağdur ...'den 20.000 TL para istediğini mağdur ...'den öğrendiğini, mağdur ... ile birlikte ... Otoya gittiklerini, kendisi aşağıda çay içerken ...'ın ... ve birkaç kişi ile yukarı çıktıklarını, ...'ın olmadığını, yukarıda konuşup aşağıya indiklerini, oradan ayrıldıklarını beyan etmiş ve yine mahkememizin 16.09.2009 tarihli oturumunda ‘Selim'in piyasaya oldukça fazla borcu vardı, bu olay nedeni ile 3.000 TL borç için sıkıştırıldığını öğrenince ... Köseli ile tanıştırdığını, bu defa bu kişilerin kendisinden para istediklerini söyleyince ...'yi arayıp durumu sorduğunu, ...'nin ise kabul etmediğini’ beyan etmiştir.
Haklarında mahkûmiyet kararı verilen ve kesinleşen sanıklardan ... Köseli ile ... Yüce'nin sanık ... ile birlikte hareket ettikleri veya sanık ...'ın talimat ve yönlendirmesi ile söz konusu olayı gerçekleştirdiklerine ilişkin aşamalarda bir iddia ve anlatımları bulunmamaktadır. Nihat ... dışında Mahkememizce tanık olarak dinlenen ve olay hakkında bilgisi olan kişilerden Metin Kalkan da sadece mağdur ...'ı ... Köseli ile tanıştırdığını beyan etmiş olup ... veya kardeşleri olup beraatlerine karar verilen ... ve Erdoğan Yağışan'dan bahsetmemişlerdir.
Mağdurun ortağı olan Yusuf Taner Tuşoluk poliste ve mahkememizin 27.01.2010 tarihli oturumunda mağdurdan tehditle para istendiğini, ...'ın telefonla arayıp kendisini de tehdit ettiğini belirtmiş ise de arayan kişinin sanık ... olduğuna dair bir tespitte bulunmamaktadır.
Söz konusu kanıtların değerlendirilmesi sonucu mağdur ...'ın kardeşinin... Doğan isimli kişiyi kasten yaralaması nedeni ile mağdura 20.000 TL ödemeyi kabul etmesine rağmen 17.000 TL’yi ödeyip 3.000 TL kalan parayı ödeyemeyince arkadaşı olan Nihat ... ve Metin Kalkan aracılığı ile asıl hakkında bu olay nedeni ile mahkûmiyetine karar verilen ... Köseli ile tanışıp görüştüğü, ... Köseli'nin sanık ...'ın 2009 yılı Mart ayında öldürülen kardeşi ... tarafından işletilen Küçükyalı'daki ... Otomotiv isimli ... yerinde takılan ve zaman zaman ... Yağışan ile ortak ... yapan birisi olduğu, sanık ... Köseli'nin açık kimliği belirlenemeyen Muzaffer isimli kişi ile birlikte sonrasında mağdura yönelik tehditle para istenmesi olayını gerçekleştirdikleri ve parayı alan kişinin sanık ... Köseli olduğu, nitekim son olarak polis tarafından mağdurun ... yerinde diğer sanık ... Yüce ile yakalandığı, sanık ... Köseli ve ... Yüce'nin sanık ... ile birlikte hareket ettikleri veya onun talimat ve yönlendirmesi ile söz konusu olayı gerçekleştirdiklerine dair bir anlatım ve buna ilişkin kanıt olmadığından sanığın bu nedenle yağma suçundan beraatine karar verilmesinin somut olaya yasal düzenlemelere adalete ve hakkaniyete uygun düşeceği,” gerekçesiyle bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2019 tarihli ve 2793 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.06.2019 tarih ve 644-3527 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’a atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mağdur ...'ın, kardeşinin karıştığı bir kavga nedeniyle karşı tarafa 20.000 TL ödemeyi taahhüt edip bunun 17.000 TL’sini ödediği, geriye kalan 3.000 TL’yi ise ödemek istemediği, tanık Nihat ile görüşerek ondan karşı tarafı tanıdığını öğrendiği sanık ... ile görüşüp bu konuda aracılık yapmasını istediği ve Küçükyalıda bulunan ... Oto Galeri isimli ... yerine giderek bu konuda görüşme yaptığı, mağdurun aracılık talep ettiği sanık ... ve arkadaşlarının, karşı taraftan menfaat temin edememeleri üzerine mağdura ceza kesip bu aşamadan sonra mağdurdan menfaat temin etmek yönünde eylemlerde bulundukları, sanık ...’ın mağduru arayarak “Biz doluyuz, bizim 30-40 adamımız var, polis bize bir şey yapamaz, gerekirse sizi gebertiriz, sizin vereceğiniz 20.000 TL bizim bir günlük harcamamız.” şeklinde tehdit ettiği, bu kapsamda mağdurun değişik tarihlerde toplam 9.000 TL ödeme yaptığı, bu şekilde sanık ...’ın inceleme dışı sanıklarla beraber mağdura karşı nitelikli yağma suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mağdur ... kollukta; “Selim Gayrimenkul isimli ... yerinin sahibi olarak çalışmaktayım....C. Başsavcılığına 2009/18041 sayıya kayden verilen şikâyet dilekçesi bana aittir ve aynen tekrar ederim. Dilekçemde ismi geçen... Doğan isimli şahsı geçen sene içerisinde işçi olarak yanıma aldım. Kendisi ile bir sorunumuz olmadan dört ay kadar çalıştık. Ancak geçen sene Temmuz ayı içerisinde kardeşim H. İbrahim Yıldız... Doğan ile ... yerimde kavga etmişler, kavga esnasında... Doğan kulağından yaralanmış, ben olayı öğrendikten sonra...’la ilgilendim. Ayrıca Hastanede iken...’ın yanında ... isimli bir şahıs vardı. ... isimli şahıs... ile bizim aramızı bulmakta yardımcı oldu. Ben... Doğan’a çalışamama durumu ve maddi kaybı olacağından 20.000 TL vermeyi rızam ile kabul ettim. 17.000 TL’sini... Doğan’a ödedim. 3.000 TL ise sonra ödemek üzere kaldı. Ben bu sırada ... isimli şahıs ile görüşüyordum.... Doğan ... isimli şahıs ile bana haber göndererek kalan 1.000 TL’yi istedi, bu hususta ... beni aradı görüştük. Bu esnada yanımda bulunan Nihat ... isimli arkadaşım 'Ödeyeceğin kadarını ödedin boşver kalanını, benim ağabeylerim yanında Ahmetler esas duruşta bekler ağabeyimle konuşurum seninle görüşür.' dedi. Yaklaşık bir ay kadar önce Nihat’ın bahsettiği ağabeylerim diye hitap ettiği ... Yağışhan isimli şahıs ile yazıhanesinde görüştüm. Nihat’ta yanımızda idi. Nihat kendisine konudan bahsetmiş. Daha sonra öğrendiğime göre Ahmetler ile Nihat ... arasında bir sorun varmış benim onlara ödeme yapmamı istemediklerinden bu şekilde teklifte bulunmuştu. Hatta ... Yağışhan isimli şahsın adamları ...’i arayarak benim...’a 7.000 TL fazla para verdiğimi bunu kendilerine iade etmelerini kastederek o para geri gelecek demişler, benim bu konuşmadan ilkin haberim yoktu, benden habersiz yapılan bir görüşme olmakla birlikte ben bu konuşmayı ... Yağışhan’ın adamı olan Muzaffer isimli şahısdan öğrendim. Bu durum böyle gelişince ... isimli şahısta Metin Kalkan isimli şahsı arkasına almış. Beni istemediğim bir şekilde farkında olmadan bu olayın içerisine çektiler. Daha sonra Metin Kalkan isimli şahıs ... Yağışhan ve adamları ile görüşmüş, bu konuyu konuşup halletmek için randevulaşmışlar. Yaklaşık üç hafta önce Muzaffer ile ... isimli ... Yağışhan’ın adamları beni Küçükyalıdaki ... Oto isimli ... yerine çağırdılar. Ben de Nihat ...’i yanıma alarak gündüz saatlerinde söylenen yere gittim. Gittiğimde ..., Muzaffer ve isimlerini bilmediğim üç şahıs daha vardı. Muzaffer ile ... bana ‘Bak kardeşim biz bu adamı kopartıcaz, sen 7.000 TL fazla para ödediğini söyleyeceksin, biz bu adamlardan 700.000 Dolar koparacağız, sen karışma, sadece söylediğimizi yap!’ dediler. Bu şekilde konuştuktan sonra araçlarımız ile Metin Kalkan’ın Örnek Mahallesindeki yazıhanesine gittik. Burada ... isimli şahıs, Metin Kalkan ve Muammer isimli şahıs vardı. Bana söylediklerini söylememi beklerlerken ben yaptığımın yanlış olduğunu düşünerek fazla para vermediğimi, verdiğim parayı istemediğimi söyledim. Bunun üzerine Muzaffer ve ... isimli şahıslar ...’e ‘Eğer fazla para verilmiş olsaydı biz senden 700.000 Dolar almasını bilirdik, parayla birlikte senide alırdık.’ dediler ve oradan ayrıldık. Ben Muzaffer ve ...’nin istediği şekilde konuşma yapmadığımdan ... Otoya gidiyoruz dediler. Birlikte tekrar ... Otoya gittik. Yine Muzaffer, ... ve tanımadığım üç kişi daha vardı. Nihat yolda ayrılmıştı. Beni üst kata çıkardılar, ... isimli şahıs bana ... attı, daha sonra hepsi üzerime yürüdü, bana kılıç şeklinde büyük bir bıçak ve silah çektiler. Hepsi silahlı idi, bana sen yanlış yaptın sen para istemiyorsan sana 20.000 TL ceza kesiyoruz, ya bu parayı ödersin ya da seni vurup Metin Kalkan’ın kapısına atarız dediler. Bana ceza olarak kestikleri 20.000 TL’yi 1 hafta sonra istediklerini söylediler ve beni bıraktılar. Ben daha sonra bu konuyu arkadaşım Nihat ile görüştüm bana para ödemeyeceksin ben hallederim dedi. Yaklaşık 1 hafta sonra ... ve Muzaffer isimli şahıslar siyah bir BMW ... ile ... yerime geldiler. Para hazır mı dediler. Bana parayı bul yoksa sıkarız lan sana dediler. Ben o arada Nihat’ı aradım, geldiklerini para istediklerini söyledim. Nihat bana 3-5 milyar ver gitsinler ben hallederim dedi. Bende Ertuğrul Celepçi isimli müteahhitimden 5.000 Lira borç aldım ve Muzaffer ile ...’ye verdim. Muzaffer ile ... isimli şahıslar 5000 TL’yi aldıktan sonra kalan para için 10 gün süre verip ayrıldılar. 10. gün ... isimli şahıs yanında tanımadığım bir şahıs ile geldi. Benden parayı istediler ben de hazır olmadığını söyledim. ... bana en azından 1.000 TL bari ver ki zaman ... yarına kadar dedi. Ben de yine Ertuğrul Celepçi’den borç 1.000 TL daha aldım ve ... isimli şahsa verdim. Benden aldıkları paraları Metin Kalkan’a verdiklerini söylediler. Ertesi gün ben tapuda iken yanıma ... isimli şahsı geldi, yanında bir erkek şahıs vardı, Düzceli veya Trabzonlu olduğunu hatırlıyorum ancak öğrenebilirim. Bu şahısta sürekli birilerine sıktık diye anlatıyordu. Beni korkutmaya çalışıyordu. Tapudan para alıp verecektim ancak bitmediğini sorunca ... Dayı diye hitap ettiği birini arayıp kalan parayı yarın alacaklarını söyledi. Ben ertesi gün 3.000 TL ayarladım, parayı yanıma alarak beni çağırdıkları Küçükyalıdaki yazıhaneye Muzaffer ve ...’nin yanına gittim. Benden 15.000 TL bekliyorlardı, Muzaffer sinirlendi, bana kılıç çekti ve yan tarafı ile koluma vurdu ve siktir git lan yarın parayı getireceksin diyerek küfür ettiler. Ben yanlarından ayrıldım, ertesi günlerde Nihat’ı araya soktum, Nihat paramın olmadığını söylemiş bunun üzerine ... 4.000 TL kadar nakit kalanı da 8.000 TL’lik senet yapsın demiş. Halen ... yerime gelip gitmekteler, korkumdan işime bakamaz oldum, ... yeri çalışanlarım da huzursuz durumdadırlar. Hatta ifade verdiğim esnada ... yeri çalışanım Taner beni aradı ve kendisinden para istediklerini söyledi, ben de şahısları oyalamasını yarına kadar zaman tanımalarını istemesini söyledim ve şahısları bu şekilde uzaklaştırdık. Beni bu şekilde tehdit eden hiçbir ticari ilişkim olmamasına rağmen benden para talep eden Muzaffer, ... ve yanındaki 3 şahıs hakkında ve bu şahısların patronu konumundaki ... Yağışhan isimli şahıstan, Metin Kalkan’dan, adamı Muammer isimli şahıstan şikâyetçiyim.”,
Savcılıkta 08.06.2009 tarihinde; “Geçen sene işletmiş olduğum Çakmaktaik ... dükkanımda kardeşim ile... isimli kişi kavga etmiş, bundan dolayı...'ın kulağı kesilmiştir. Ben gerekli tedavisini yaptırdım. Ayrıca...'ın tanıdığı kişiler araya girince 17,000 TL’de para ödedim. Bu olay aramızda kapandı. Ancak hakkında şikâyetçi olduğum şüpheli ... ve grubu önceki olaya aracılık eden grup ile husumeti varmış. Bana 7.000 TL fazla verdiğimi, bu parayı almam gerektiğini söyledi. Zaten kendileri de arayıp parayı istemişler. Ben bunun üzerine o kişilerle görüştüm. Açık adres ve kimliklerini bilmediğim kişilerle görüştüm. Para talebimin olmadığını söyledim. Bu durumu kabullenemeyen ...’ın arkadaşları ...deki ... yerime geldiler. Şüpheliler iki kişi idi. Beni arabaya davet ettiler. Ben de kendilerinden korktuğum için kendilerine 5.000 TL’yi ...deki ... yerimde verdim ve kalan 15.000 TL için de bir hafta süre verdiler. Bir hafta sonra ...deki ... yerime bu sefer birisi farklı kimliklerini bilmediğim iki şüpheli tekrar geldi. Beni Küçükyalıda bulunan adresini gösterebileceğim ... yerlerine götürdüler. Bana birkaç kez kılıçla vurdular. Ancak iz olmadığı için raporumun alınmasını istemiyorum. Kalan parayı bugün için ödememi istediler. Ben ... yerlerine götürdükten sonra hatırlayamadığım tarihte 1.000 TL daha verdim. Olaya aracı olan Dudulluda demircilik yapan adresini gösterebileceğim Nihat'a gittim. O da bugün için 4.000 TL daha ödemem halinde kalan için senet yapacaklarını bana söylediler. Benden zorla şuana kadar 9000 TL yağmalayan ... ve arkadaşlarından şikâyetçiyim.”,
15.06.2009 tarihinde; “Benim önceki olaydan 3.000 TL borcum vardı. Bir konuşmada tanıdığım Nihat'a söylemiştim. O karşı tarafı biliyormuş, ayrıca ... Yağışhan'ı da tanıyormuş onlara söyledi. Bununla ilgili bir konuşma yaptık. ... Yağışhan ve arkadaşlarının öbür tarafla husumeti varmış, benim ödediğim parayı onlardan geri almak istediler. Ben kendilerinden çekindiğim için önce bir şey diyemedim ancak sonradan herhangi bir para istemediğimi söyledim. Bunun üzerine bana kızdılar. Sana ceza kesiyoruz dediler. Bu görüşmede Nihat ... yoktu. Esasen beni tehdit ettikleri hiç bir görüşmede yoktu. Ancak ben ona durumu anlattım. Beni ... Otoya götürdüler. ... Köseli, Muzaffer, Erdoğan Yağışhan, ... Yağışhan ve tanımadığım birileri vardı. ... Köseli bana vurdu. Ayrıca ... ve Muzaffer bana kılıç çektiler. Erdoğan ve ...'da bana tehditte bulundular. Bundan kesin eminim. Nitekim Emniyette onları teşhis ettim. Bu görüşmede ... yoktu. ... da beni telefonla tehdit etti. Bu işin dönüşü yok, bu parayı ödeyeceksin ya da vurur atarız şeklinde söyledi. Bana ceza kesildikten sonra ilk sefer ... Köseli ile soyadını bilmediğim Muzaffer ... yerime geldiler. 5.000 TL ben onlara verdim. Para verdiğin için sana süre veriyoruz. 10 gün içerisinde tamamla ya da seni alır götürürüz dediler. İkinci seferinde yine ... geldi. Yanında tanımadığım birisi vardı. Param yoktu. ... Köseli bari 1.000 TL ayarla süre ... dedi. Bulup verdim ertesi gün yeniden bu sefer yanlız geldi. Beni Küçükyalı'daki ... Otoya götürdü. Nihat'ı da oraya çağırdım. Diğerleri ve Nihat aşağıda otururken ben, ... ve Muzaffer yukarı çıktık. Orada onlara 3.000 TL daha verdim. Muzaffer orada bana vurdu. Akşam beşe kadar parayı tamamla dedi. Oradan ayrıldım. Sonradan savcılığa gittim. En son gelişlerinde polis yakaladı. Parayı teslim edince tertibat alan polisler tarafından yakalandılar. Nihat bana yardımcı olmak için bir şeyler yapmasın diye geliyordu ancak bana vurmalarına ve tehdit etmelerine şahit olmadı. Bu konuda doğru söylüyorum. Ama ben her aşamasını ona anlattım. Onları tanıdığı için bana bir şey olmasın düşüncesiyle Nihat'a anlatıp yanıma çağırıyordum. O da yardımcı olmaya çalıştı. Ancak sonuç değişmedi.”,
Mahkemede; “Ben olay tarihinden önce kardeşimin yaptığı bir kavgadan dolayı... Doğan isimli bir kişiye borçlanmıştım, bu nedenle kalan 3.000 TL borcumu ona ödeyemeyince Nihat ... isimli arkadaşıma durumdan bahsettim, Nihat’ta bana...’ın yakın tanıdığı olan ... Köse isimli şahıstan bahsederek onların yardımcı olabileceğini söyledi, bunun üzerine birlikte ...’nin yanına gittik, ... Köse... Doğan ile konuşarak ‘Parayı fazla almışsın, 7.000 TL’yi geri öde!’ şeklinde beyanda bulununca ortalık bir anda gerildi, ben de bu durumun yatışmasını belirtip para falan istemediğimi söyleyerek meseleyi kapatmak istedim, fakat daha sonra ... Köse beni arayarak...’a bu olay nedeni ile 20.000 TL ödeme yaptıklarını belirterek benden bu bedeli istedi, önce 5.000 TL verdim, daha sonra da yine para istenince durumdan Nihat’a da bahsettim ve 4.000 TL daha verdim, ancak geri kalan parayı vermem hususunda ‘Bizi rezil ettin, biz senin için gittik oraya, sen bizi rezil ettin, parayı ödedik.” şeklinde sözler sarf edip sıkıntıda olduklarını söylediler ve beni sıkıştırdılar, en son yine ben bu durumdan emniyeti de haberdar etmiştim ki suç tarihinde daha önceden tanımadığım ... Yüce isimli kişi yazıhaneme geldi, kendisi ile yaptığımız konuşma neticesinde Karadenizli olduğunu da öğrendim ve 3.000 TL parayı ona verdim ancak beni tehdit etmedi, bilahare polisler zaten geldiler, olay nedeni ile sanıklar hakkında dava açıldıktan sonra benim uğramış olduğum zararım ve mağduriyetim sanıklar ... Köse ve ... Yüce’nin aileleri tarafından 9.000 TL olarak tamamen karşılandı, bu nedenle şikâyetçi değilim, davaya katılmak istemiyorum. Yağışanlara ait otogaleride Muzo veya Muzaffer isimli birisi vardı, 35 yaşlarında biriydi, kardeşim Halil İbrahim Yıldız bu olaydan önce ... yerinde çalışan birisini yaralamış, bu nedenle bu kişinin ailesine para yardımında bulunmuştum, bu kişinin ailesi benden 20.000 TL istemiş 17.000 TL’sini ise vermiştim. Nihat ... isimli arkadaşım olaydan bilgi sahibi olduğu için burada olan sanıkların karşı tarafı da tanıdıklarını, konuşmaları halinde olayın kapanacağını söylediği için sanıklarla görüşmüştüm, sonra ben kalan parayı ödememe düşüncesinden vazgeçtim, bana telefonla ... Köseli veya Muzo ‘Biz karşı tarafa 20.000 TL ödedik, o zaman bu parayı ödeyeceksin’ diye söyledi, bunun üzerine, ilk önce bana ait ... yerimde ... Köseli'ye 5.000 TL nakit verdim, tekrar bir süre sonra ... Köseli'ye Küçükyalıda buluştuğumuzda yanlış hatırlamıyorsam 2.000 TL daha verdim, tekrar para isteyince veremeyeceğimi söyledim ve polise haber verdim, o gün de ... Köseli ile ... Yüce gelmişti, ... Yüce'yi ben ilk kez ... Köseli ile ... yerine geldikleri yakalandıkları gün görmüştüm, daha önce kendisini hiç görmedim, ismi de geçmedi. Ben ilk kez Nihat ... ile Küçükyalıdaki otogaleriye gittiğimde konuyu önce ... ve ... Köseli ile görüştüm, Erdoğan ve ... ile bir görüşmem olmadı, onlar zaten alt katta duruyorlardı, Erdoğan’ı da zaten hiç görmedim, ...'ı burada gördüm fakat kendisi ile konuya ilişkin bir görüşmem olmadı. Daha sonra ... Köseli ile Muzaffer ... yerime gelerek benden ‘20.000 TL’yi karşı tarafa ödedik bu nedenle vazgeçtiğine göre bu defa parayı bize ödeyeceksin.’ diye söylediler, diğer Erdoğan, ... ve ... isimli kişilerin benden herhangi bir talepleri olmadı, herhangi bir baskıları da olmadı, galeride bu kişiler tarafından dövülmüş veya tehdit edilmiş değilim, karakolda olayın gelişiminden korktuğum için o şekilde beyanda bulunmuş olabilirim, Erdoğan , ... ve ... Yağışan'ın beni galeride tehdit etmeleri veya dövmeleri olmadı. ...’ı da sadece bir kez görmüş ve konuşmuştum, benden herhangi bir şekilde para talebi olmadı, sadece Nihat ... ile gittiğimizde karşı tarafı tanıdığını olayı kapatabileceğini söylemişti.”,
Tanık Nihat ... Savcılıkta; “Bana sormuş olduğunuz şikâyetçiyi ve tutuklu sanık ... Köseli'yi tanırım. Ben ayrıca Yağışhan isimli kişileri de tanırım. Birkaç sefer kendilerinden araba almıştım, bundan dolayı onları tanırım. Ben şikâyetçiyi de emlakçılık yaptığı için bazı tanıdıklarım vasıtası ile tanımıştım. Benim aldığım eve de aracılık etmişti. Bana geçen sene kardeşinin bir olayından ve 3.000 TL borcu kaldığından söz etmişti. Ödeme gücü yoktu. Bende dolaylı olarak diğerlerini tanıdığım için yardımcı olmak istedim. ... Köseli isimli şu anda tutuklu olan sanığı tanıyorum. Bir konuşma arasında onu diğerlerini tanığını öğrenmiştim. ... Köseli'ye şikâyetçinin ödeme durumunun olmadığını yardımcı olmasını istedim. Sonrasını bilmiyorum. Şikâyetçi daha sonra onlarla görüşmüş. Ancak bazı sorunlar olmuş. Bu sefer ... Köseli şikâyetçiye 20.000 TL ceza kesmiş. Bana bunu şikâyetçi anlattı. Ben bunun üzerine ... Köseli'yle yine konuştum. Çocuğun durumu yok ondan para istemeyin dedim. O da bana tamam demişti. Ancak yine istemeye devam etmiş. Şikâyetçinin gitmiş, tehdit edip etmediğini bilmiyorum. Bir şikâyetçi beni çağırdı ... Otoya birlikte gittik. Ben aşağıda çay içerken şikâyetçi ile ... ve tanımadığım bir kaç kişi yukarı çıktı. ... Yağışhan yoktu. Yukarıda konuşup aşağı indiler oradan ayrıldık. Bu görüşmede herhangi bir şey olmadı. Sonradan onlar şikâyetçiyi tekrar çağırmışlar. ... Köseli şikâyetçiye kılıç çekmiş. Ben yoktum ama şikâyetçi bana söyledi. Ben kendi dükkanımdaydım. Şikâyetçi benim yanıma geldi morali bozuktu. Sorunca bunu anlattı. Ben şikâyetçiyi tanığım için durumuna üzülerek aracı olmak istedim. Yine ... Köseli ile görüştüm inkar etti. Olur mu o bizim kardeşimiz dedi. Bu şekilde oldu. Ben herhangi bir tehdide şahit olmadım. Ancak şikâyetçinin anlatmaları ile biliyorum.”,
Mahkemede; “Ben müştekiyi tanırım, sanıklardan da ...’yi tanırım, ... Yüce’yi tanımam, diğer sanıkları da galeriden şahsen tanırım, Selim’in piyasaya oldukça fazla borcu vardı, bir olay nedeni ile de ... Hanoğlu kişiye borcu vardı, 3.000 TL’lik borç için müştekiyi oldukça sıkıştırıyorlarmış, bu nedenle bu kişiyi tanıyan ... isimli şahısla beni tanıştırır mısın dedi. Ben de Selim ile ... Köseyi tanıştırdım, daha sonra aralarında gelişen olayları bilmiyorum, ancak Selim bana bu kez tanıştırdığım kişilerin kendisini para konusunda sıkıştırdıklarını söyledi, hatta ben ...’yi aradım bu durumu sordum kabul etmedi, daha sonra gelişen olaylardan haberim yoktur. Galeriye birlikte gidilip üst kata çıkıldığında ... ve Erdoğan isimli kişiler orada yoktu. Bildiğim kadarı ile Selim benden para aldılar dedi ancak kime para verdiğini söylemedi, sadece para verildi.”,
Tanık Yusuf Taner Turşoluk kollukta; “Yukarıda adresini vermiş olduğum ... yerinde yatırım danışmanlığı yapmaktayım, bu ... yerinde ... ile birlikte 1.5 yıldır çalışmaktayım, ancak Selim’i yaklaşık üç yıldır tanımaktayım, bu tarihten yaklaşık olarak bir sene önce yine aynı ... yerinde çalışan... isimli şahısın, Selim’in kardeşi olan İbrahim Yıldız ile bir konu yüzünden tartışmalarına şahit oldum, bu tartışma kavgaya dönüşünce...’ın kulağı kesildi, biz kendilerini ayırdık, daha sonra... hastaneye gitti...’ın hastane masraflarını Selim karşıladı, bu olaydan sonra...’ın abisi olan İbrahim’in arkadaşı olan ... isimli şahıs bu olaydan hemen sonra Selim’den kan parası olarak 20.000 TL para istediklerini Selim’den duydum, daha sonra Selim birkaç ay içerisinde parça parça olarak...’ın ailesine bu konunun kapanması için 17.000 TL. para verdi, 3.000 TL para daha Selim’in vermesi gerekirken veremedi, bunun üzerine Selim’in arkadaşı Nihat isimli bir şahsa konuyu anlattığını, Nihat isimli şahsın da kendisinin tanıdıkları olduğunu ve bu işi halledebileceğini söyleyerek ... Yağışhan isimli şahsa gittiklerini, bu şahsın da senden 7.000 TL para fazla almışlar, bu parayı onlardan geri alacağını söyleyerek Selim’i ... yerine geri göndermişler. Selim de ... yerinde bu olayları bana anlattı, bu olaylar böyle devam ederken ben yine ... yerimde bu tarihten üç hafta önce olduğum bir gün ... ve Muzaffer isimli şahıslar geldiler, bu şahıslar ... yerinde bulunan Selim’e 20.000 TL para ceza kestiklerini söyleyerek bu parayı hemen ödemesi gerektiğini söylediler ve bu konuda kendisini ve ailesini ölümle tehdit ettiler, sonra şahıslar dükkandan ayrıldılar, bu olaydan bir hafta sonra Selim bana, benden habersiz şahısların ölümle tehditlerinden korktuğu için 9.000 TL parayı bu şahıslara verdiğini söyledi, ayrıca Selim’e tehdit telefonları geldiğini biliyorum, paranın geri kalan kısmını hem gelerek hem de telefonla istiyorlardı, bu şahıslar ..., Muzaffer ve ... isimli şahıslardı, bu şahısların gelip gitme esnalarında dükkanda Selim’i bulamadıkları zaman benle muhatap olmaya başladılar. Selim’e söylemem için parayı getirmesini istediklerini söylediler, bu şahıslar bana da baskı yapmaya başladılar, bu şahıslar zamanla benim maddi durumumun iyi olduğunu öğrenmişler, bu tarihten on gün önce ... ve ... isimli şahıslar dükkana gelerek tekrar para istediler, ben de onlardan zaman istedim, bunun üzerine şahıslar bana Selim’in parayı ödememesi halinde biz seni tanırız dediler, beni ölümle tehdit ettiler, bu tehditler Selim’i bulamadıkları için bana ..., ... isimli şahıs beni devamlı telefonla aramaya başladı, en son olarak dün yani 08.06.2009 günü akşamı ... Yağışhan isimli şahıs, beni cep telefonumdan aradı ve bana ‘Biz doluyuz, bizim 30-40 adamımız var, polis bize bir şey yapamaz, gerekirse sizi gebertiriz. Sizin vereceğiniz 20.000 TL bizim günlük harcamamız.’ diyerek bana ve aileme küfürlerde bulunarak telefonu kapattı, 09.06.2009 günü ... yerinde çalışanlarla bulunduğumuz sırada, yine ... isimli şahıs beni aradı, bana ‘Selim’e söyle polise gitmesin, kulağımıza öyle bir şeyler geliyor, polise giderse de birkaç gün içeride kalırız, sonra çıkar sizi ve ailenizi öldürürüz.’ dedi, bu şekilde beni bir iki kez aradı, daha sonra öğleden sonra Selim ... yerine siz görevlilerle birlikte geldi, yine ... isimli şahıs bu esnada yine beni aradı, bana para hazır mı dedi, ben de paranın hazır olduğunu söyledim, gelip alabileceğini söyledim, daha sonra aynı gün saat iki üç arası dükkana ... isimli şahıs geldi, ... isimli şahıs çay içmeye geldim dedi, daha sonra bana ve Selim’e ‘...’nin kendisini parayı almak için gönderdiğini, bu cezayı daha önce kesmiş olduklarını, paranın ödenmesi gerektiğini, siz pkklı olsaydınız bu paranın on katını alırdık hem de kafanıza sıkardık, bize Çakıroğlulları derler, sülalemiz geniştir.’ dedi, daha sonra Selim’den 3.000 TL parayı alarak ... yerinden çıkarken görevli memurlar bu şahsı yakaladılar, daha sonra duyduğuma göre dışarıda bekleyen ... isimli şahsı da görevli memurların yakaladıklarını duydum.”,
Mahkemede; “Ben ...’ı daha önceden tanıyordum, bana ... işi yaptığı için ... yerinde müdürlük yapmamı teklif ettiği için kabul etmiştim... isimli bir şahıs da ... danışmanı olarak çalışıyordu ...’ın kardeşi olan İbrahim Yıldız ile aralarında bir tartışma oldu ve kavgaya dönüşünce de İbrahim Yıldız...’ın kulağını kesti, bunun karşılığında ......’ın hastane masraflarını ödedi, ayrıca işsizlik parası olarak da toplam 20.000 TL’yi...’ın ailesi istemişti ve ...’la da bu konuda anlaşma yapmışlardı, bu aşamalarda arada ben de vardım, ... bu anlaşma uyarınca 17.000 TL ödeme yaptı, kriz dönemi olması nedeni ile 3.000 TL’yi de ödeyemedi, bundan sonraki olaylarda benim görgüye dayalı fazlaca bir bilgim yoktur duyduğum kadarı ile ... bir arkadaşı vasıtası ile 3.000 TL’nin ödenmemesi konusunda...’ın ailesi ile görüşmeler başlatmıştır, ancak 3.000 TL ödemesi gerekirken ... 9.000TL ödemek zorunda bırakıldı, bu arada ... ... yerine gelmiyordu ara sıra telefon açarak işlerden bilgi alıyordu, ben de kendisine arayan şahısların olduğunu onlarla görüşmesi gerektiğini söyledim, daha sonra ...’ın akrabası olan emniyet mensubuna durumu anlattığını öğrendim, olay günü de ... Yüce geçerken uğradığını söyleyerek büroya gelmişti, çay içeceğini söyledi, o sırada ... emniyet mensubu akrabası aracılığı ile durumu polise iletildiğinden içeride de yani mutfak kısmında da polis memurları vardı, para hazırlığı yapmıştı, Ben kesin olarak bilmemekle birlikte sanıyorum araya giren ... isimli şahsın Selim aradı, para hazır yarın gelin alın şeklinde söyledi, ... Yüce geldikten sonra da parayı masa üzerine bırakmıştı, bu sırada mutfakta beklemekte olan polis memurları içeri girip ... Yüce’yi yakaladılar, para masanın üzerinde duruyordu. Kolluktaki ifadem doğrudur ancak sanıyorum polisler benim ve Salim’in ifadesini karıştırarak yazmışlar ancak olaydan bir gün önce ...’ın telefonla aradığı ve tehdit ettiği hususları doğrudur, ancak para masanın üzerindeydi, ... yerinden çıkmadan polisler kendisini parayı da almadan hakkında işlem yaptılar, ... de ... yerinin dışında arabada yakalanmıştı, o ifadem de geçen ... isimli şahıs...’ın yaralanması olayında araya giren ... Öztürk isimli şahıstır, şimdi huzurda bulunan ... Yüce değildir, her ne kadar ifademin son kısmında ... Yüce isimli şahsın tehdit içeren yani ‘PKK’lı olsaydınız paranın on katını alırdık hem de kafanıza sıkardık, bize Çakıroğlu derler, sülalemiz geniştir.’ şeklinde beyanda bulunmadı ifademi bu şekilde düzeltiyorum .”,
Tanık... Doğan kollukta; “2008 yılının 5. ayında ... isimli şahsın ... dükkanında çalışmaya başladım. Bir konudan dolayı ...’ın kardeşi Halil İbrahim Yıldız ile aramızda tartışma çıktı, bu tartışma sonrasında ben ... yerimden ayrılıp giderken arkamdan gelen Halil İbrahim Yıldız’ın saldırması ile kulağıma aldığım darbe sonucunda kulağımın yarısının kopmuş olduğunu fark ettim, daha sonra aileme haber vererek tedavi olmak üzere Haydarpaşa hastanesine gittim. Ben hastanede iken ağabeyim İbrahim Doğan ve yanında ... Üzgül isimli şahısla geldiler, olayı kendilerine anlattım, patronum ... da hastanede bulunuyordu. Daha sonra yaptığımız görüşmeler üzerine ben şikâyetçi olmadım. ... benim şikâyetçi olmamam nedeniyle kendisi benim tüm hastane masraflarımı ve çalışmadığım süre içerisindeki maaşımı toplamda 20.000 TL vereceğini vaat etti. 17.000 TL parayı bir yıl içerisinde parça parça vererek ödeme yaptı. Daha sonra kendisinin bana söz verdiği 3.000 TL’yi tarihten 3 ay önce ...’ı arayıp istediğinde, ...’ın param yok demesi ile ağabeyim hakkımı helal etmiyorum, para da istemiyorum diyerek bir daha kendisiyle görüşmemiştir. Müştekinin şikâyetçi olduğu ... Yağışhan, Sakip Hanoğlu, Erdoğan Yağışhan, ... Yüce, ... Köseli, ... Öztürk, Muammer Aşkın, Metin Kalkan isimli şahısları tanımıyorum. Kendileri ile her hangi bir görüşmem olmadı. Beni hiçbir kimse arayarak para talebinde bulunmadılar. Ben kimsenin ... yerine gitmedim. Bu konular ile ilgili her hangi bir görüşme yapmadım. Alacağımızın karşılığı olarak kimseyi ...’a göndermedik.”,
Tanık İbrahim Doğan kollukta; “2008 yılının 5. ayında ... isimli şahsın ... dükkanında kardeşim... Doğan çalışmaya başladı. Bir konudan dolayı ...’ın kardeşi Halil İbrahim Yıldız ile aralarında tartışma çıkmış, bu tartışma sırasında kardeşim kulağından yaralanmış, kardeşimin beni araması ile olaydan haberim oldu, kendisini Haydarpaşa Numune Hastanesine götürmüşler tedavisini yaptırmışlar, ben de hastaneye giderek kardeşime ne olduğunu sorduğumda Halil İbrahim Yıldız'ın kardeşimin kulağını ... parçası ile kopardığını öğrendim. Daha sonra ... araya girerek bizlerle görüştü, masraflarımızı karşılayacağını söyledi ve kardeşimin masrafları ve maaşına karşılık 20.000 TL vermeyi vaat etti. Bu paranın 17.000 TL’sini parça parça ödedi, kalan 3.000 TL için tarihten üç ay önce ben kendisine telefon açtım ve kardeşimin parasını istediğimde kendisinin evine haciz geldiğini, durumunun olmadığını, zaten fazla ödeme yaptığını ve bu nedenle ödeme yapamayacağını söylediğinde ben de kendisine kardeşimin ... durumu iyileşti, verdiğin sözleri tutmadın, senden hiçbir şey istemiyorum, hakkımı da helal etmiyorum diyerek bundan sonra beni arayıp sorma, hiçbir şekilde görüşmeyelim dedim ve bir daha kendisiyle görüşme yapmadım. Müşteki ...’ın şikâyetçi olduğu ... Yagışhan, Sakip Hanoğlu, Erdoğan Yağışhan, ... Yüce, ... Köseli, ... Öztürk, Muammer Aşkın, Metin Kalkan isimli şahıslardan sadece Muammer Aşkın’ı annesinin tedavisi sırasında çalıştığım hastanede tanıdım. Kendisiyle her hangi bir samimiyetim yoktur, sadece hastane işlemlerinde kendisine yardımcı oldum. Kendileri ile her hangi bir görüşmem olmadı. Beni hiçbir kimse arayarak para talebinde bulunmadı. Ben kimsenin ... yerine gitmedim. Bu konular ile ilgili her hangi bir görüşme yapmadım. Alacağımızın karşılığı olarak kimseyi ... a göndermedik.”,
Metin Kalkan şüpheli olarak kollukta; “Tarihini net olarak hatırlamamakla birlikte yaklaşık 20 gün kadar evvel, ... isimli galerici şahıs beni aradı ve emlakçı bir tanıdıklarından fazla para alındığını ve parayı alan şahıslardan birinin benim tanıdığım olan ... ... olduğunu söyleyerek benden bu konuda aracı olmamı istedi ve bu konuşmamızdan sonra ...’ın tanıdıkları olduğunu bildiğim ve birlikte tanıdığım Muzaffer isimli şahıs, daha önce tanımadığım ismini ... olarak tanıtan ve ... işi yaptığını söyleyen şahıs, yanlarında bulunan tanımadığım bir şahıs, ... ... isimli arkadaşıma Muammer Aşkın isimli arkadaşımın ... yerinde bulunduğumdan benim yanıma geldiler. Soy ismini bilmediğim Muzaffer bana ...’ı göstererek bu emlakçı arkadaş bizim yakınımız olur, bu arkadaştan 17.000 TL almışlar, 3.000 TL daha istiyorlarmış, 3.000 TL’yi vermek istemediklerini ima ettiler, akabinde de... Doğan isimli şahsın ...’ın kardeşi tarafından yaralanması ve ...’ın kendilerine 20.000 TL hastane masrafı olarak ödeme yapacak olduğundan, 17.000 TL’yi ödediğinden ve geriye 3.000 TL kaldığından bahsettiler. Ben de ... ... isimli arkadaşıma rica ettim, 3.000 TL’yi almayın dedim ... ...’de yaralanan kişinin tanıdığı olduğundan tamam almayalım dedi. Bu şekilde ... yerinden ayrıldılar. Tarihten yaklaşık 4 gün önce ... isimli arkadaşım beni aradı ve emlakçı bir yakını olduğunu, bu yakınından bazı şahısların para koparmaya çalıştığını, bu konuda benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben de gel konuşalım dedim ve ... isimli arkadaşım daha önce yanıma gelen ... ve yanlarında tanımadığım bir şahıs ile yanıma geldiler. ... bana yağmurdan kaçarken doluya tutuldum deyince meseleyi kendisinden sordum, bana 3.000 TL’yi ödememek için uğraşırken Muzaffer ve ...’nin kendisinden 9.000 TL aldığını ve halende 11.000 TL istediğini söyledi. ...’nin kendisine sen neden orada Metin abiye bizim söylediklerimizi söylemedin diye ... attığını söyledi. Ben de bunun üzerine ...’ye telefon açtım, durumu sordum, neden bu adamdan para aldınız dedim. ... bu meseleyi yalanladı, para almadık dedi. Ancak ... ısrarla kendisinden para istediklerini ve aldıkları halde istemeye devam ettiklerini söyledi. Daha sonra telefonda ...’yi yanıma çağırdım, konuşmak istediğimi söyledim, ... ve yanındakiler benim yanımdan ayrıldıktan sonra ... Köseli benim yanıma geldi, ben de kendisine kızdım, neden para istiyorsunuz adamdan dediğimde ... Köseli yine olayı yalanladı yok öyle bir şey dedi. Daha sonra da bu şahıslar ile hiç görüşmedim. Ben sadece arabulucu olarak olayın içerisine alındım, benim bu olay ile bir ilgi ve alakam yoktur, kimse bana bu olay nedeni ile herhangi bir menfaat sağlamadı ki ben de arabuluculukta herhangi bir menfaat gözetmedim. Tarafları tanımam nedeni ile benden bu şekilde bir ricada bulundular ben de tanıdıklarım olduğundan kendilerini kırmak istememiştim. Dilekçede bahsi geçtiği şekilde ... veya Muzafferin veya bir başkasının bana bu olay nedeni ile para vermesi söz konusu değildir, kimseden para almadım, olay hakkında bildiklerim anlattığım şekildedir, hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Savcılıkta; “Ben atılı suçu kabul etmiyorum. Bu konuda polise vermiş olduğum ifadem tamamen doğrudur. Müşteki olan şahıs bir tarihte yanıma geldi. Daha önce kardeşimin yapmış olduğu bir yaralamadan dolayı anlaşmak için karşı tarafa 20.000 YTL vereceğini, 17.000 YTL'sini ödediğini, 3.000 YTL borçu kaldığını, durumu olmadığını söyledi. Ben de diğerleri ile irtibat kurdum. Şahıs nasıl olsa iyileşmişti. 3.000 TL için şikâyetçiyi mahzur görmesini istedim. Bu şekilde karşı tarafta kabul etti. Tamamen insanı amaçlarla böyle bir görüşme yaptım. Kimseden menfaat temin etmedim. Sonradan müşteki tekrar benim yanıma geldi. Bu kez kendisine aracılık eden ... Köseli isimli ile tanıdıklarını kendisinden para talep ettiklerini söyledi. Onun dediğine göre güya bana vermek için şikâyetçiden para talep etmişler. Ben bundan dolayı ... Köseli'yi arayıp durumu sordum inkar etti, para istemediklerini söyledi. Ben bunları sadece müştekiden duydum herhangi bir tehdide kavgaya şahit olmadım. Olayla ilgim bundan ibarettir. Muammer Aşkın benim arkadaşımdır. Görüşmemizi orada yapmıştık. Onun da bu olayla ilgisi yoktur. Şikâyetçi adına diğer taraftan paranın geri istenmesine ilişkin bir şeye vakıf olmadım Sadece 3.000 YTL paranın ödenmemesi hususunu biliyorum. Ben şikâyetçinin diğer tarafa veya başkasına para ödediğine de şahit olmadım. Ancak şikâyetçi kendisini tehdit edip birkaç kez para aldıklarını bana söyledi. Benim bu olayda konuştuğum hep ... Köseli olmuştur. ... Oto sahipleri Yağışan soyadlı şahıslarla hiç görüşmedim.”,
Mahkemede; “Ben her iki tarafı da tanırım, müştekinin kardeşi birisiyle kavga edip kulağından yaralamış, onunla ilgili olarak karşı taraf müştekiden 20.000 TL para istemiş, anlaşmışlar ancak müşteki 17.000 TL’yi verdiği halde 3.000 TL’yi ödeyemediği için onu sıkıştırıyorlarmış, beni her iki tarafı da aradığım için ... isimli biri aradı ve durumu anlatıp aracı olmamı istedi. Ben 3.000 TL’den karşı tarafın vazgeçmesini istedim ve bu şekilde aralarında anlaşma sağlandı, durum bu şekilde kapandı zannederken bu kez müşteki, sanık olan emlakçı ...’ye gitmiş ve karşı tarafın kendisinden 7.000 TL fazla para istediğini belirtmiş, ben ... ile konuştuğumda 7.000 TL fazla ödemediğini hatta 3.000 TL eksik ödediğini ve anlaştıklarını kendilerine belirtmiştim, buna rağmen aradan 1-2 ay geçmişti ki müşteki beni arayarak 3.000 TL paradan beni kurtardın ancak ... benden para talep ediyor şeklinde sözler söyledi. Ben ...’yi arayarak yanıma çağırdım hatta yanımda olan Selim’i ...’nin agresifleşebileceği ihtimali ile gönderdim. ... ile konuştuğumda para isteme durumunun doğru olmadığını ve müştekinin yalan söylediğini bana belirtti fakat 1-2 gün sonra emlakçının arkadaşı olan ... isimli kişinin beni telefonla arayarak gasp masasına durumun intikal ettiğini benim de burada ismimin geçtiğini bana belirtti, ben silahla gelişen olaylardan haberdar değilim, olay karakola intikal edince öğrendim, bilgim bundan ibarettir. Sol başta bulunan huzurdaki sanıklardan ...’yi tanırım, diğer sanık ...’i simaen tanırım ancak samimiyetim tanışıklığım yoktur.”,
İnceleme dışı sanık ... Köseli kollukta; “Benden şikâyetçi olan ... isimli müştekiyi çalışmakta olduğum ... Otomotive gelip gitmesinden dolayı tanıyorum. ... isimli şahsın... Doğan ile aralarındaki yaralama olayı nedeniyle bir husumetinin olduğunu kendisinin anlatması ile biliyorum. Tarihten 10-15 gün önce... Doğan’a para ödediğini ve son olarak 3.000 TL borcu ve ayrıca 25.000 TL de ekstradan ameliyat parası istediklerini ...’ın Erdoğan Yağışhan, ... Yağışhan, Sakip Hanoğlu, ... Öztürk ve soyadını bilmediğim Muzaffer bey varken anlatırken duydum. Bu konuşmalar sırasında Muzaffer beyden ... yardım istedi, Muzaffer bu yardım talebini kabul etti ve ben gidip bu şahıslar ile konuşurum, bu şahıslar senden para çalıyorlar, ben bu insanlar ile görüşürüm dedi, ...’dan yaşadığı her şeyi anlatmasını istedi, bu görüşmeden sonra ... beni kullanmakta olduğum cep telefonumdan aramaya başladı. Aynı şekilde ben de kendisini kullandığı cep telefonundan aradım. Bu şekilde konuşmalarımız oldu. ... bana sürekli telefon açtığında yardım istiyordu. Nihat ...’i arayarak ...’ın beni sürekli aradığını ve telefonlarda yardım istediğini söyledim. Nihat ... de ben kendisiyle konuşurum dedi, müşteki ...’ın iddia ettiği gibi benim çalıştığım ... yerine bir defadan başka gelmedi, ben kendisini bir defadan başka görmedim, kendisinden iddia edildiği gibi Muzaffer isimli şahısla 9.000 TL para almadım, kendisini tokatlamadım, kendisinden 20.000 TL ceza parası istemediğim gibi kendisini tehdit de etmedim. Benim kullandığım cep telefonuna bugün öğleden sonra ... telefon açarak ... yerine gelmemi, benimle konuşacağını söyleyerek ısrarla beni ... yerine çağırdı, bu sırada ben galeride bulunuyordum. ... yerinde bulunan Sakip Hanoğlu’na ... de bir işim olduğunu, bir de ...’ye uğrayacağımı söyledim ve galeride bulunan ... Yüce’yi yanıma alarak şahsıma ait olan 34 N 3973 plaka sayılı oto ile müştekinin ...’de bulunan ... yerine gittim. Otoyu parkın oraya park edip, büfeden içecek bir şey almaya giderken yanımda gelen ... Yüce’ye de ‘Sen ...’ın ... yerine git, bende büfeye gidip geleceğim.’ dedim, ... Yüce ... yerine girdi, ben de büfeye gittim, müştekinin ... yerine geri gelirken yakalandım. Müştekinin iddialarını reddediyorum. Ancak müştekinin ... Otogalerisine bir borcu olduğunu kedisinden duydum. Kendisi bana telefon açtığı sıralarda ‘Ağbi bi konuş borcumu ertelesinler veya senet yapsınlar.’ diyordu. Ancak ne ile ilgili borcu var bilmiyorum. Ben müştekiyi tehdit etmedim, ne kendisinden para alacağım var, ne de kendisiyle bir husumetim var. Suçlamayı kabul etmiyorum.”,
Savcılıkta; “Ben şikâyetçinin çağırması üzerine ... yerine gittim. Para almak için gitmedim. Ayrıca aracımda yakalanan tabanca bana ait değildir. ... Yüce'ye aittir. Polis ifademde belirttiğim gibi diğer şahısları tanırım. Şikâyetçi onlardan yardım istemişti. Ancak ben aracı olmadım. Herhangi bir şekilde şikâyetçiden para talep etmedim. Şikâyetçinin ... yerine para almak için gitmedim. Herhangi bir tehditte bulunmadım. Ben şikâyetçinin ... yerine yakalandığım günden önce bir sefer önce daha 15 gün kadar önce gitmiştim. Oradaki kiralık dairelere bakmak için gitmiştim. Onun ... yerinde şikâyetçinin ortağı Taner beyle görüştüm. Hem kiralık hem satılık daire baktım. Ben bütçeme uygun ev bulursam kira öder gibi alırım diye düşündüğüm için oraya gitmiştim. Kendisinin ... yerinin altında iki tane daire baktık. Evin içlerini de gördüm. Şikâyetçi bana kendisi gösterdi. O zamanki görüşmede de ondan para talep etmedim, tehdit etmedim. Ayrıca yine müşteki ile bir kerede Küçükyalı'daki ... Otoda görüştüm. Ona çay vermiştim. Ben ... Otoda çalışırım, komisyon alırım, maaşlı değilim, sigortam yoktur. Bin ya da iki bin civarında gelirim vardır. İşe göre değişir bazen hiç almadığım olur sabit bir para almıyorum. Yukarıda söylediğim eve talip olursam bacanağımın yanında kendimi çalışır gösterip banka kredisi talep edecektim. Ben hiç bir zaman müştekiye ... atmadım, tehditte bulunmadım. ... Yağışan, ...'ın kardeşidir. Galeri ailenindir. Kardeşler işletmektedir.”,
Mahkemede; “Suçlamaları kabul etmiyorum, olayla ilgim yoktur, ben söz konusu otogalerisinde dışarıdan komisyon usulü çalışmaktayım, bu nedenle galeride olduğum bir sırada müşteki, Nihat ... isimli birisi ile galeriye geldi ve kardeşi ile bir kişinin probleminin olduğunu, bu nedenle borçlandığını belirterek bu konuda karşı tarafı tanıyan ...’dan aracı olmasını istedi, ... da Selim’in karşı tarafı olan ... Hanoğlu isimli kişiyi tanıdığı için ona telefon açtı ve Selim’in yeğeni olduğunu, parayı ödemesi konusunda kefil olduğunu söylemesine rağmen, birkaç gün sonra Selim ve Nihat, ...’ın yanına tekrar geldi ve daha önceki konuşmada gerçekleri tam olarak anlatamadığını belirterek 10.000 TL para verdiklerini söyledi. Bunun üzerine ... sinirlenerek ...’e tekrar telefon açıp bu durum karşısında Selim’den bahisle çocuktan fazla para almışsınız, artık kefil falan olmuyorum şeklinde sözler sarf etti ve bu konuda aralarında ihtilaf oluştu. Hatta M... yazıhanesine gidip bu konuda konuştular, daha sonra Selim yanıma gelip parayı hazır demek sureti ile benden bu parayı vermem konusunda yardımcı olmamı teklif etti, önce kabul etmedim, ancak ısrarı üzerine o an yanımda bulunan ve beraber ...’ye gitme programımız bulunan ... Yüce ile birlikte ...’ın yazıhanesine gitme durumunda kaldık fakat gittiğimizde polisler ile karşılaştık, ben zaten yazıhanenin dışındaydım, ... Yüce’nin de bu olaylarla hiçbir alakası yoktur, ben geçici olarak ve sigara almak amacı ile yazıhaneden çıkmıştım, ...’e de içeri geç otur diye söylemiştim, içeride gelişen olaylardan haberim yoktur, aklıma başka bir ihtimal gelmediği için Selim’in 3.000 TL bedeli kendisine kefil olan ...’a ödememek amacı ile bu şekilde suç isnat etmiş olabilir, alakam yoktur kabul etmiyorum.”,
Şeklinde ifadede bulunmuşlardır.
Sanık ... Mahkemede; “Ben olayın olduğu iddia edilen tarihte Maltepe’de ortağım adına olan ... yerinde tekstil işiyle uğraşıyordum, 2009 yılında öldürülen abim ... Yağışan Küçükyalıda ... Otomotiv isimli ... yerini işlettiği için zaman zaman buraya giderdim, yine abimin öldürülmesinden sonra ... yerinde bulunduğum sırada önceden tanımadığım ... isimli kişi tanıdığımız Nihat isimli kişiyle ... yerine geldi, birisinin kendisine zorla para istediğini araya girmemiz konusunda ricacı oldu, ben bu teklifini kabul etmedim, ...’ın bahsettiği ... isimli kişiyi şahsen bildiğim için herhalde ... bu nedenle benim yanıma geldi, ben teklifini kabul etmedikten sonra kendisi yine abimin sağlığında ... yerine gelen abim ve zaman zaman ortak ... yapan ... Köseli isimli kişi ile diyalog kurmuş, bahsettiği konuyu o kişi aracılığıyla halletmeye çalışmış, sonraki gelişmelerden benim bilgi ve haberim yoktur, bu nedenle hakkımdaki iddiaların hiçbiri doğru değildir.” şeklinde savunmada bulunmuştur.
Yağma suçu TCK'nın 148. maddesinde;
“1- Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
3- Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un suç tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 149. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun nitelikli hâlleri;
“a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde sayılmış olup 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 64. maddesi ile yağma suçunun konut ve ... yerlerinin eklentilerinde işlenmesi hâli de diğer bir nitelikli hâl olarak Kanun maddesine eklenmiştir.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında da yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği TCK'nın 148. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da mal varlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
Yağma suçu amaç ve ... hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için ... hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi hürriyeti, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuki değerlerdir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mağdur ...'ın, kardeşinin karıştığı bir kavga nedeniyle karşı tarafa 20.000 TL ödemeyi taahhüt edip bunun 17.000 TL’sini ödediği, geriye kalan 3.000 TL’yi ise ödemek istemediği, tanık Nihat ile görüşerek ondan karşı tarafı tanıdığını öğrendiği sanık ... ile görüşüp bu konuda aracılık yapmasını istediği ve Küçükyalıda bulunan.. Oto Galeri isimli ... yerine giderek bu konuda görüşme yaptığı, sanık ...'ın, fazla ödeme yapıldığını ve bu parayı geri alacaklarını söyleyerek tanık Metin'i aradığı ve bu konuda yardımcı olmasını istediği, mağdurun daha sonra yaptığının yanlış olduğunu düşünüp alacağından vazgeçtiğini ve alacağının olmadığını söylediği bunun üzerine inceleme dışı sanık ... Köseli ve yanındakilerin mağdura "Sen yanlış yaptın, sen para istemiyorsan sana 20.000 TL ceza kesiyoruz, ya bu parayı ödersin ya da seni vurup Metin Kalkan’ın kapısına atarız." diyerek mağdurdan para istedikleri, sanık ...’ın da mağduru arayarak “Bu işin dönüşü yok, bu parayı ödeyeceksin ya da vurur atarız.” şeklinde tehdit ettiği, ... attığı, tehditlerden korkan mağdurun ... Köseli ve diğerlerine toplam 9.000 TL ödeme yaptığı, bu şekilde sanık ...’ın inceleme dışı sanıklarla iştirak hâlinde nitelikli yağma suçunu işlediği olayda; sanığın; ... yerinde bulunduğu sırada tanık Nihat’ın önceden tanımadığı mağdur ile birlikte yanına geldiklerini, mağdurun, birisinin kendisinden zorla para istediğini söyleyerek bu hususta aracı olmasını istediğini, kendisinin ise bunu kabul etmediğini savunmasına rağmen, mağdurun soruşturma aşamasında; alacağından vazgeçtiğini söyleyince sanık ...’ın kendisini arayarak “Bu işin dönüşü yok, bu parayı ödeyeceksin ya da vurur atarız.” şeklinde tehdit ettiğini beyan etmesi, mağdur ile birlikte çalışan tanık Yusuf Taner Turşoluk’un da aşamalarda; sanık ...’ın kendisini arayarak “Biz doluyuz, bizim 30-40 adamımız var, polis bize bir şey yapamaz, gerekirse sizi gebertiriz. Sizin vereceğiniz 20.000 TL bizim günlük harcamamız.” şeklinde tehdit ettiğini ifade etmesi, Metin Kalkan’ın da soruşturma aşamasında; sanık ...’ın kendisini arayarak emlakçı bir tanıdıklarından fazla para alındığını, parayı alan şahıslardan birini tanıdığı için bu konuda aracı olmasını istediğini, bu konuşmadan sonra sanık ...’ın tanıdıklarının ve mağdurun yanına geldiklerini beyan etmesi karşısında, sanığın savunmasının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ve sanığa atılı nitelikli yağma suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı nitelikli yağma suçunun sabit olduğu gözetilmeden sanığın beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- ... Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.12.2018 tarihli ve 258-580 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı nitelikli yağma suçunun sabit olduğu gözetilmeden sanığın beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 27.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.