Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/381 Esas 2015/1000 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/381
Karar No: 2015/1000
Karar Tarihi: 28.04.2015

Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/381 Esas 2015/1000 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, Kargo A.Ş'nin şubesinde yetkiliyken yapılan denetimler sonucunda tahsil edilen parayı şirket hesaplarına aktarmaksızın uhdesinde tutmakla suçlandı. Ancak, sanığın savunması ve bilirkişi raporu doğrultusunda muhasebe sisteminde aksaklıklar olduğu ve açığın sebebinin tespit edilemediği belirtildi. Mahkeme, herhangi bir delil elde edilemediği gerekçesiyle sanığın suçsuz olduğuna karar verdi. Ancak, sanık için avukatlık ücreti maktu olarak belirlenmediği için karar bozuldu. Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.100 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi
- 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesi'nin 5. fıkrası
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri
23. Ceza Dairesi         2015/381 E.  ,  2015/1000 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Kamu davasına katılma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen şikâyetçi vekilinin 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesine göre, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılarak aynı Kanun"un 237/2. maddesi uyarınca katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
    Katılan...Kargo A.Ş"nin ... Şubesinin yetkilisi olan sanığın yapılan denetimler sonucunda tahsil edilen parayı şirket hesaplarına aktarmaksızın uhdesinde tuttuğunun iddia edildiği somut olayda;
    Tüm dosya kapsamına göre; sanığın savunmasında, şirket genelinde yeni bir programa geçilmesi nedeni ile muhasebe sisteminde aksaklıklar olduğunu belirtmesi,bunun gerek aynı ve farklı şubelerden tanık anlatımları ile desteklenmesi,bilirkişi heyetinin raporunda katılan şirketin muhasebe sisteminin düzensiz tutulduğunu ve yeni kullanılan programın hatalı olduğunu,bu durumda açığın sebebinin tespitinin mümkün olmadığını belirtmesi karşısında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gerekçesi ile verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
    1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.100 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara