Esas No: 2022/411
Karar No: 2022/601
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/411 Esas 2022/601 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2022/411 E. , 2022/601 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan sanıklar ... ve ...'nun beraatlerine ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.02.2013 tarihli ve 398-65 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 11.12.2018 tarih ve 5363-9601 sayı ile;
"...Olay anını gösterir görüntüler üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda, sanıklar ..., ... ve ...'nun, katılan ...'la arbedeye girdikleri ve bu hâliyle sanıklar ... ve ...'ün sanık ...'nın eylemine iştirak ettiklerinin sabit olduğu ve atılı suçlardan mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 12.06.2019 tarih ve 86-428 sayı ile bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.01.2020 tarihli ve 84717 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya kararına direnilen Daireye gönderilmiş, Yargıtay 5. Ceza Dairesince 23.06.2022 tarih ve 899-7343 sayı ile direnme kararı yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin kapsamına göre inceleme, sanıklar ... ve ... hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan verilen beraat hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
... Toplum Sağlığı Merkezince katılan ... hakkında düzenlenen 03.03.2012 tarihli raporda; sol kaş altında ve sağ göz altında ekimoz, sağ ön kol sırtında darp izleri, nefes alıp vermekte zorlanma ve kostalar üzerinde dokunmalık hassasiyetin olmasının kırık düşündürebileceği, sırtta da aynı şekilde yaygın hassasiyet mevcut, sol dizde düşmeye bağlı oluşan kızarıklık olduğu, ileri tetkik için SADH’ye yönlendirildiği, burada çekilen akciğer grafide 8. kostanın ebra ile birleştiği yere tam uzaklığında kırık tespit edildiğinden kesin raporun ilgili uzmanca değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği,
... Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından katılan hakkında düzenlenen 09.03.2012 tarihli raporda; sağda solunum seslerinde kabalaşma inspiryumda dayanılmaz ... anemnezi üzerine BT istendiği ve sağ alat alanda post travmatik ekimozlar ve BT’de de sağ 6 costada fraktür (kırık) tespit edildiğinin bildirildiği,
... Atatürk Devlet Hastanesi tarafından katılan hakkında düzenlenen 13.03.2012 tarihli raporda; katılanın yapılan muayenesinde her iki hemitoraksın solunuma eşit katıldığı, belateral solunum seslerinin doğal olduğu,... grafisinde sağ 6. kotunda fraktür saptandığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği ve hayati tehlikesinin olmadığının bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından katılan hakkında tanzim edilen 25.05.2012 tarihli raporda; katılanın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının yaşam fonksiyonlarına etkisinin kişide saptanan kırığın yaşam fonksiyonlarını hafif (1) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, söz konusu lezyonların kimin tarafından meydana getirildiği hususunun tıbben tefrik edilemeyeceği olayın adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağının bildirildiği,
Jandarma ... tarafından düzenlenen 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre; ... İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının içindeki kamera kaydının incelenmesinde, 03.03.2012 tarihinde saat 12.03.26’da hakkında mahkûmiyet kararı verilen inceleme dışı sanık ...’nın sivil kıyafetle santral odasından çıktığı, sanık ...’nun katılan ...’ı kolundan tutup dışarı çıkarmaya çalıştığı, polis memurlarından bir tanesinin katılanı sırtından ittiği, sanık ...'ın dış kapıya doğru yürüyen katılanı göğüs kısmından tutup geri geri iterek emniyet müdürünün kapısının önüne getirdiği, katılan ile sanık ...'ın güreşircesine arbedeye girdiği, sanık ...'in katılanın sırtından sarıldığı, sanık ...'ın katılanı geriye doğru ittiği, inceleme dışı sanık ...’ın katılanı tutmaya çalıştığı ancak kamera görüntüsünden çıktığı, katılanın inceleme dışı sanık ...’ın sağ bacağı diz kapağına sarıldığı, bunun üzerine inceleme dışı sanık ...’ın katılanın yüzüne doğru dört kez yumruk salladığı, katılanın yüzünün gözükmediği, inceleme dışı sanık ... ile sanıkların güreşircesine katılanın üzerinde oldukları, saat 12.05.43'de katılanın yüzüstü yatırıldığı, saat 12.05.54’de karakoldaki sivil şahsın katılana iki kez yumruk savurduğu, yumruğun katılana değip değmediği ile sivil şahsın kamerada gözükmediği, saat 12.07;05’de arbedenin bittiği,
Jandarma Başçavuş ... Güçlü tarafından düzenlenen ve tarih içermeyen bilirkişi raporuna göre; katılanın saat 12.03.36’da kapıda duran polis memuru inceleme dışı sanık ...’ı ittirerek sağda bulunan kızının götürüldüğü kapıdan zorla ikinci odaya girdiği, saat 12.04.05'de inceleme dışı sanık ...’ın katılan vurmadan çekmek suretiyle duvarın arka bölümüne doğru götürdüğü, katılanın saat 12.05'de tekrar odaya girmesi üzerine odaya giren diğer polis memurlarınca saat 12.05.12’de polis memurları tarafından katılanın dışarı çıkarılmak istendiği, katılanın çıkmamak için direndiği, saat 12.05.23’de katılanın inceleme dışı sanık ...’ın bacaklarına sarıldığı, bunun üzerine inceleme dışı sanığın sağ eliyle duruş pozisyonuna göre katılanın sol tarafına iki defa yumruk salladığı, ancak katılanın vücudunun hangi bölgesine vurduğunun gözükmediği, saat 12.05.45’de katılanı etkisiz hâle getirmeye çalışan polis memurlarının katılanı yüz üstü yere yatırdıkları, bu andan itibaren şahısların duvarın arkasında mücadeleye devam ettikleri, katılanın belinden alt kısmının gözüktüğü, hareketlerinden direnmeye devam ettiği, saat 12.05.52’de katılan yerde yüzüstü yatıp direnmeye devam ederken inceleme dışı sanık ...’ın sağ eliyle katılana vurduğu, duvarın arkasında oldukları için neresine isabet ettiğinin anlaşılamadığı, saat 12.05.58’de katılan yerde yüzüstü yatarken inceleme dışı sanık ...’ın sağ eliyle katılana vurduğu, duvarın arkasında oldukları için neresine isabet ettiğinin anlaşılamadığı, saat 12.06’da eylemin sona erdiği, sonuç olarak; katılanı engellemeye çalışan iki resmî elbiseli polis memurunun olduğu, başka müdahale eden kimsenin görülmediği, müdahale eden polis memurlarından bir tanesinin de yaklaşık 20 ... sonra bıraktığı, 1 dakika 45 ... içerisinde katılana inceleme dışı sanık ...’ın beş kez yumruk attığı, katılanın vücudunun hangi bölgesine vurduğunun gözükmediği, yumruklardan ilk üçünün duruş pozisyonu itibarıyla katılanın sol tarafına, sonraki iki yumruğun ise sağ tarafına geldiği, diğer resmî elbiseli polis memurları tarafından katılana vurulmadığı ve tekme atan kimsenin görüntülerde bulunmadığının belirtildiği,
Mahkemece tanzim edilen 29.03.2019 tarihli CD inceleme tutanağına göre; dosya içerisinde mevcut bulunan ... İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının içerisindeki bekleme salonunu gösterdiği anlaşılan video görüntüsü açılarak izlendiğinde; saat 12.05.11'de katılanın içeri girmemek için direnmesi üzerine üç polis memurunun katılana müdahale ettiği, bu esnada yere yatırılan katılanın elleriyle sivil giyimli olan inceleme dışı sanık ...'ın bacaklarını tuttuğu, bunun üzerine saat 12.05.23'te inceleme dışı sanık ...'ın iki defa, saat 12.05.25'de bir defa, saat 12.05.52'de bir defa ve saat 12.05.58'de bir defa eliyle vurduğu, yaklaşık 1,5-2 dakika boyunca devam eden olayda katılana vuran başka bir polis memurunun görüntülerden tespit edilemediğinin belirtildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/401 soruşturma numaralı dosyasının incelenmesinde; şikâyetçilerin katılan ... ve ... Özcan, suça sürüklenen çocuğun ..., atılı suçların hakaret, tehdit ve kasten yaralama olduğu, suça sürüklenen çocuğun birlikte yaşadığı katılan ve onun annesi ... Özcan’a “Oruspular.” diyerek hakaret ettiği ve saldırdığı, katılana “Seni ... ilinde yaşatmayacağım, öldüreceğim.” diyerek tehdit ettiği ve şikâyetçileri basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığından bahisle TCK’nın 125-1, 43/2, 106/1-1. cümle, 86/2 ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle dava açıldığı, katılan hakkında düzenlenen 28.02.2012 tarihli doktor raporunda, sırtına tekme darbeleri aldığını ifade ettiği, darp ve cebir izine rastlanmayıp basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının belirtildiği, yargılamanın ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/253 esas numaralı dosyasında devam ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; olay günü tanık ...'dan şikâyetçi olmak için ... İlçe Emniyet Amirliğine gittiğini, tanık ...’ın da 10-15 dakika sonra geldiğini, orada otururken kızının bağırma sesini duyduğunu, koridora çıktığında bir polis memurunun kızının saçından tutup dışarı çıkarmaya çalıştığını görünce bu polis memurunun kolunu tuttuğunu, kendisini yere yatırıp yaklaşık 6-7 polis memurunun yerde tekme atıp hakaret ettiklerini ve bunun 45 dakika sürdüğünü, çağrılan komiserin de kendisi yerdeyken vuracakken kameraları seyredip öyle dalmasını söyleyince vazgeçip gittiğini, yaklaşık yarım saat sonra tekrar gelen komiserin kelepçelerini çözdürdüğünü, hatta polis memurlarına “Ben size vatandaşlara iyi davranın demiyor muyum?” dediğini, kendisine ve kızına "Şikâyetçi olmayın bir an önce ...'a gidin." denilmesi üzerine şikâyetçi olmadığını, olayları kızının ve yeğeninin gördüğünü, karakolda dövüldükten sonra polisler tarafından ... ... Ocağına götürüldüğünde röntgen makinasının olmadığının söylendiğini, yüzündeki ve gözündeki morlukların rapora yazıldığını, ... ... Ocağı tarafından ... Atatürk Devlet Hastanesine sevk edildiğini, orada tedavi olup röntgen çekildiğini, aynı gün akşam ...’a gittiğini, ağrıları geçmeyince ... Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu, sonrasında Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini, karakoldaki olaydan 4-5 gün önce tanık ... ile ...’ta kavga ettiklerini, kendisine tekme ve yumrukla vurduğunu, polislerin hastaneye götürdüğünü, o olayda kendisinde fazla bir yaranın olmadığını, adı geçen tanığın annesi ile birlikte yaşadığını, ancak annesinden ayrıldıktan sonra kendisine düşman olduğunu, fırıncı ... Bayrak isimli kişi ile de yaklaşık 2,5 ay önce ...’te kavga ettiklerini ancak bu olayın karakola yansımadığını, o kavga sırasında ... Bayrak’ın üzerine oturduğunu, polis memurlarının vücudundaki kırığın oluşumu yönündeki ifadelerinin asılsız olduğunu,
Tanık ...; polis memuru olduğunu, karakolda güvenlik kamerasının bulunduğunu, tanık ...’ın telefonda kendisine hakaret ettiğini bildiren katılanın şikâyetçi olması üzerine tanık ...’ın karakola çağrıldığı ve kısa bir süre sonra geldiğini, daha sonra tanık...’ün polis merkezine girmek istemesi üzerine sanık ...’ın dışarıda beklemesi gerektiğini söylediğini, tanık...’ün bağırarak sanık ... ile konuşurken katılanın sanık ...’ın arkasından eliyle boynuna sarıldığını, tanık ...’ın katılanı tutarak sanık ...’ın üzerinden çektiğini, polis memurlarıyla birlikte katılanı yüzüstü yere yatırıp kelepçe taktıklarını, bu sırada katılanın direndiğini, sanıklar ve inceleme dışı sanık ...’ın katılanı yüzüstü yere yatırıp kelepçe taktıklarını, katılanın kelepçelenmesinin iki dakika sürdüğünü, katılana orantılı güç kullanıldığını,
Tanık ...; dayısı olan katılanın karakolda olduğunu öğrenince dayısının kızı tanık... ile birlikte karakola gittiklerini, karakolda katılan ile polis memurlarının, tanık...'ün karakoldan çıkmak istememesi yüzünden tartıştıklarını, polis memurunun tanık...’e hakaret edip kolundan tuttuğunu ve dışarı çıkarmaya çalıştığını, tanık...’ün ise dışarı çıkmak istemediğini, katılanın polis memurları ile tartışıp bırakılmasını istediğini, polis memurlarının katılanı yere yatırarak kelepçe taktıklarını, zor kullandıklarını, ancak ne yaptıklarını tam olarak göremediğini, çünkü içerisinin çok kalabalık olduğunu, katılana tekme attıklarını, sonra bıraktıklarında nefes alamadığını gördüğünü, polis memurlarından birinin tanık...'ün hem saçından hem de kolundan tuttuğunu, ayrıca polis memurlarından birinin tanık...’e “Şıllık” dediğini, katılanın arkadan gelerek polis memurunun kollarını tutup “Kızımı bırak!” dediğini, olaydan sonra doktora gittiklerini,
Tanık ...; ...’te bulunan ... Polis Merkezi Amiri olarak görev yaptığını, katılanın bir bayanla araba konusunda uyuşmazlık yaşadığını, sabah saatlerinde grup amirinin konu hakkında bilgi vermesi üzerine polis merkezine gittiğini, bu sırada katılanın polis merkezindeki grup amirliği odasında oturduğunu, konuyla ilgili taraflardan bilgi aldığını, katılanın kızının babasını görmek isteyip direnince polis memurlarının zor kullanarak çıkarmak istedikleri sırada polis memurunun belindeki telsizin yere düştüğünü, katılanın kızının telsizi almak için hamle yapması üzerine polis memurunun katılanın kızını tutup çektiğini, o esnada katılanın polis memurlarının kızını darp ettiğini düşündüğünü, katılanın oradaki polislere vurma girişiminde bulunması üzerine polis memurlarının da zor kullanma yetkisini kullanarak katılanı yere yatırıp kelepçe taktıklarını öğrendiğini, polis merkezine gelince kelepçeyi çıkarttırdığını, kamera kayıtlarını izlediğinde polisin zor kullanma yetkisini aşan bir hareket görmediğini, polis merkezine geldiğinde katılanın yüzünde, gözünde ve herhangi bir yerinde darp ve cebir izi olmadığını, polisler ile ilgili bir ithamda bulunmadığını, polis memurlarının katılanın kızını çıkarmaya çalıştıkları sırada katılanın polislere vurduğu şeklinde olayın aktarıldığını, katılanın polis memurlarından şikâyetçi olduğuna dair beyanının olmadığını, hatta yaptığından pişman olduğunu, polislerin bir an için kızını dövdüklerini sandığını söylediğini,
Tanık ...; katılanın annesi ile birlikte yaşadığını, bir ara annesi ile kavga edip ayrıldıklarını, sonra tekrar barıştıklarını, olay günü katılanın kendisi hakkında şikâyetçi olması üzerine karakola gittiğini, bir ara katılanın koridora çıktığını, bağırma seslerinin geldiğini, katılanı polis memurlarının yere yatırdıklarını, katılanın polis memurlarına “Hayvan mısınız, öküz müsünüz?” şeklinde sözler söylediğini, polis memurlarından birinin katılana tekme attığını, huzurdaki polis memurlarından hangisi olduğunu bilmediğini, olayın yaklaşık 5-10 dakika sürdüğünü, hatta kendisinin de yerde yatan katılana gidip vurmak istediğini, ancak polis memurlarının engel olduklarını, sonra katılanı kaldırıp odaya götürdüklerini, katılanla annesinden dolayı şimdi aynı evde yaşadığını, katılanın polis memurlarına hakaret ettiğini, polis memurlarının da katılanı uyardığını, katılanın kızının karakoldan çıkarılmak istendiği sırada katılanın karakol kapısına doğru gittiğini, orada bir kargaşa yaşandığını, 6-7 polis memurunun katılanı yere yatırdıklarını, polis memurlarından birisinin arkasının dönük olduğunu, diğer polis memurlarının vurup vurmadığını bilmediğini, olayın olduğu sırada iki tane polis memurunun tanık...’ü kolundan çekip dışarı çıkarmaya çalıştıklarını, katılanın polis memurlarının yanına gelip “Kızımı çıkarmayın!” diyerek polis memurlarının birinin kolundan tuttuğunu,
Tanık... Özcan; babası olan katılanın, birlikte yaşadığı bayanla sorunu olduğundan karakola şikâyetçi olmak için gittiğini telefonda bildirince karakola gittiğini, bekleme salonundayken sanık ...’ın kendisini dışarıya çıkarmak istediğini, katılanın birlikte yaşadığı bayanın yakınları dışarıda olduğundan karakolda kalmak konusunda ısrar ettiğini, polis memurunun sesini yükselttiğini, karakoldan çıkmayacağını söylediğini, polis memurunun saçından tutarak dışarıya çıkarmaya çalıştığını, bu esnada katılanın arkadan geldiğini, polis memurunun vurmaması için polis memuruna arkadan sarıldığını, kendisini dışarıya çıkardıklarını, 4-5 polis memurunun birden katılanın üzerine çullanıp yere yatırdıklarını ve 15 dakika katılanı yerde dövdüklerini, bunları camdan gördüğünü ve sesin geldiğini, daha sonra katılana kelepçe taktıklarını, katılanın soluksuz kaldığını, ardından emniyet müdürüne olanları anlatınca “Bunlardan bir şey çıkmaz.” dediğini, hastaneye sevk ettiklerini, hem kendisinin hem de katılanın muayene olduğunu, öğrenci olduğu için şikâyet etmekten vazgeçtiğini, hastaneden döndükten sonra polislerin tavrının değiştiğini, “Bu konuyu kapatalım, şikâyetçi olmayın.” dediklerini,
Tanık Efe Yılmaz; katılanı tanıdığını, olayı görmediğini, ... Petrole gittiğinde oraya 3-4 tane polis memurunun geldiğini, katılanın karakolda dövülmesi olayını onlara sorduğunda, polis memurlarının dalga geçer şekilde gülerek “O düştü.” dediklerini, karakolda kamera varmış dediğinde olmadığını söylediklerini, bu polis memurlarının kim olduğunu bilmediğini ve hatırlamadığını,
Tanık ...; polis memuru olarak görev yaptığını, katılanın polis merkezine gelerek birlikte yaşadığı bayanın çocuğu tarafından telefonla tehdit ve hakaret edildiğini söylemesi üzerine polis memuru sanık ...’ın tanık ...'ı telefonla polis merkezine davet ettiğini, şahısların olayla ilgili ön bilgilerini aldıkları sırada tanık...’ün yanında bir bayanla geldiğini, sanıkların bayanların karşı tarafla sözlü münakaşa etmelerini ve kavga etmelerini önlemek için karakoldan çıkmalarını söylediklerini, tanık...'ün “Ben hukuk okuyorum. Beni dışarı çıkaramazsınız.” şeklinde bağırmaya başladığını, sanık ...’ın tanık...'ü dışarı çıkarmak istediği sırada katılanın koşarak çıktığını ve sanık ...'ın arkasından koluyla boynuna sarıldığını, katılana müdahale edip koridora götürdüklerini, daha sonra sanık ...’ın katılanın yanına giderek taşkınlık yaptığından dolayı kendisine ve polis memurlarına zarar verebileceğinden kelepçe takacağını söylediğini, katılanın ise direndiğini, sanıklar ve inceleme dışı sanık ...’ın katılanı yüzüstü yere yatırıp kelepçe takmak istedikleri esnada katılanın polis memurlarına direndiğini, katılan yerdeyken inceleme dışı sanık ...'ın ayaklarını iki eliyle tutunca inceleme dışı sanık ...’ın elleriyle katılanın elini iteklediğini, katılanın yerde kelepçelenme süresinin 3-4 dakika kadar sürdüğünü, orantısız kuvvet kullanmadıklarını, tekme ve yumruk atılmadığını, polis memurlarının kelepçe takmaya çalıştıklarını, bunun dışında başka bir müdahalelerinin olmadığını, katılanın karakola geldiği sırada merdivenlerden zorla çıktığını, bu olaydan bir kaç gün önce katılanın tanık ... ve arkadaşları tarafından ...’ta darp edildiğini tanık ...'dan duyduğunu, bildiği kadarı ile de bu konu ile ilgili ... Merkez Karakolunda işlem yapıldığını,
İnceleme dışı sanık ...; olay günü katılanın, tanık ... ile husumeti üzerine karakola geldiğini, kendisinin de görev istirahatinde olup karakola arkadaşlarının yanına uğradığını, tanımadığı bir bayanın sanık ...’a “Beni çıkaramazsınız.” diye bağırdığını, sanık ...’ın dışarıda beklemesi gerektiğini söylediği esnada katılanın sanık ...’ın arkasından boynuna sarıldığını, görevli polislerin müdahale edip ayırdıklarını, bu sırada katılanın elleriyle ayaklarını tuttuğunu, kurtulmak için eliyle katılanın elini iteklediğini, katılanın direnmesi üzerine kelepçe takıp olayı yatıştırdıklarını, hiçbir polis memurunun katılanı darp etmediğini, katılanın iddiasına göre üç gün önce ...’ta tanık ... ile kavga ettiğini, hatta yere yatırıldığında tekmelendiğini beyan ettiğini, ... Polis Merkezinde bu konuda şikâyetçi olduğunu bildiğini, katılanın vücudunda darp ve cebir izi varsa o günden kalmış olabileceğini, çünkü o soruşturma dosyasında kişinin röntgeninin çekilmediğini, ayrıca yargılama konusu olaya ilişkin olarak katılana ait Atatürk Devlet Hastanesinden gelen raporda basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ibaresinin yer aldığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ...; olay günü karakolda toplam dört polis memurunun görev yaptığını, inceleme dışı sanık ...’ın görev istirahatinde olup yanlarına çay içmeye geldiğini, katılanın tanık ...’dan şikâyetçi olması üzerine onu da karakola çağırdıklarını, ön bilgi alınırken katılanın yakınlarının karakola girdiğini, tanık...’ün uyarılara rağmen yüksek sesle karakoldan çıkmak istemediğini söylediğini, arkasından bir şahsın boğazına sarıldığını fark edince diğer polislerle birlikte zor kullanarak katılanı yüzüstü yere yatırıp ve kelepçe takıp etkisiz hâle getirdiklerini, katılanın iddiasını kabul etmediğini, karakoldaki kamera kayıtlarının da silinmediğini, olayın yaklaşık 4-5 dakika sürdüğünü, katılanın hem BİMER’e hem de İl Emniyet Müdürlüğüne şikâyet ettiğini, beyanlarının çelişkili olduğunu, olay günü katılana kelepçe takılmak istendiği sırada inceleme dışı sanık ...’ın katılanın ellerini elleriyle ittirdiğini, bu sırada ona vurmuş olsa katılandaki kırığın sol tarafta olması gerektiğini, oysaki kaburga kırığının sağ tarafta olduğunu, inceleme dışı sanık ...’ın eylemine iştirak ettiği iddiasının yerinde olmadığını, inceleme dışı sanık ...’ın eylemini fark etmediğini, katılana o esnada kelepçe takmaya çalıştığını, katılanın ilk başta arkadan boğazını sıkmak suretiyle kendisini yaraladığını,
Sanık ...; polis merkezine önce katılanın sonra da tanık ...’ın geldiğini, daha sonra polis merkezine gelen iki bayandan birinin babasının içeride olduğunu ve içeride beklemek istediğini söyleyince sanık ...’ın güvenlik için dışarıda beklemesi gerektiğini söylediğini, bayanın yüksek sesle çıkmak istemediğini söylemesi üzerine katılanın hızlı bir şekilde gelip “Kızımı dövmeyin!” diyerek sanık ...’ın arkasından boynuna kollarıyla sarıldığını, tanık ...’ın katılanı uzaklaştırdığını, bunu görünce diğer görevli polislerle birlikte yüzüstü yere yatırıp kelepçe taktıklarını, bu sırada katılanın direndiğini, katılanın sağ bileğinden tuttuğunu, katılanı darp etmediklerini, katılan yerdeyken inceleme dışı sanık ...’ın ayaklarını tutunca kurtulmak için elleriyle katılanın elini iteklediğini, katılanın yargılamaya konu olaydan üç gün önce ...’ta tanık ... ile kavga ettiğini, bu sırada yere yatırıp tekmelendiğini beyan ettiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığında bu konu ile ilgili soruşturma yapıldığını, ayrıca karakola intikal etmeyen bir olay daha olduğunu duyduğunu, ...’te fırıncılık yapan ... Bayrak'ın katılanla tartıştıktan sonra çıkan arbedede ...’in katılanın üzerine düştüğünü, hatta yerden kalkmasın diye bir müddet üzerine oturduğunu, ...’in 120 kilogramın üzerinde olduğunu, katılanın vücudunda darp ve cebir izi oluşturacak herhangi bir eylemde bulunmadıklarını,
Savunmuşlardır.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılanın birlikte yaşadığı bayanın oğlu olan tanık ... tarafından hakaret ve tehdit edildiğinden bahisle şikâyetçi olmak için ... ... Polis Karakoluna gittikten bir süre sonra babası olan katılanı merak eden tanık...’ün akrabası olan tanık Aslı ile birlikte karakola gittiğinde sanık ...’ın tanık...’e karakolun dışında beklemesini söylediği, sanık ...'ın karakoldan çıkmak istemeyen tanık...’ü dışarıya çıkarmaya çalıştığını gören katılanın, bulunduğu odadan çıkarak sanık ...'ın arkasından kolunu boynuna sararak onu çekmek suretiyle engellemeye çalıştığı, bunun üzerine diğer polis memurları olan sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın katılanı tuttukları, her üç polis memurunun katılana kelepçe takmaya çalıştıkları, katılanın ise direndiği, bu esnada katılanın sanıklar ile inceleme dışı sanık ... tarafından darp edildiği iddia edilen olayda;
Katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı ve katılanda hayati fonksiyonlarına etkisi hafif derecede olacak şekilde kırık oluştuğu anlaşılmış, katılan sanıkların kendisini darp ettiğini beyan etmiş ve her ne kadar 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda inceleme dışı sanık ...’ın katılana dört kez yumruk sallayıp inceleme dışı sanık ... ve sanıkların katılanın üzerinde güreşircesine bulundukları belirtilmiş ise de mahkeme tarafından aldırılan tarih içermeyen bilirkişi raporuna göre; inceleme dışı sanık ...’ın katılana toplam beş kez yumruk attığı, bunlardan ilk üçünün katılanın soluna diğerlerinin katılanın sağına isabet ettiği, diğer polis memurlarının katılana vurmadıklarının tespit edilmesi, bozma sonrası mahkemece kamera görüntülerinin izlenmesinde de benzer tespitlere yer verilmesi, sanıkların üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi, inceleme dışı sanık ... hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanarak kesinleşmesi karşısında; sanıkların inceleme dışı sanık ...’ın eylemine iştirak ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddianın şüphede kalması ve bu şüphenin de sanıklar lehine yorumlanması gerektiğinden, sanıkların katılana yönelik eylemlerinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sanıklar ... ve ... hakkındaki usul ve kanuna uygun ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli ve 86-428 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin ONANMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 04.10.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.