Esas No: 2013/783
Karar No: 2015/353
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/783 Esas 2015/353 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Asliye Ceza
Hırsızlık suçundan sanık ..."un 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve müsadereye ilişkin, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
"Hurdacılık yapan sanığın hurda araçları parçalara ayırdığı yerde suç tarihinden 1 yıl kadar sonra bulunan parçaların katılana ait suça konu 34 ... 545 plakalı 1992 model ... marka kamyona ait olduklarına ilişkin kanıt elde edilemediği; sanığın ve yanındaki iki kişinin hırsızlık suçunun işlenmesinden 5 saat kadar önce kamyonun yanında görülmüş olmalarının suçun sübutuna ilişkin kesin ve hukuka uygun kanıt oluşturmadığı gözetilmeden, sanığın yüklenen suçtan beraati yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile mahkumiyetine hükmedilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile;
“...30.07.2006 tarihinde müşteki ...’e ait 34 ... 545 plaka sayılı kırmızı renkli ... marka kamyonun, kapıları kilitli şekilde park edildiği yerden çalındığı, müştekinin olaydan yaklaşık beş saat önce kamyonunun yanında yabancı olmaları nedeni ile şüphelendiği şahısları gördüğü, olaydan bir yıl sonra müştekinin arkadaşı ...’ya ait kamyonun da çalınması üzerine, kamyonda bulunan GPRS aleti sayesinde müştekiye ait kamyonun ... İlçesi, ... Köyünde bulunduğunun tespit edildiği, ... Köyüne giden müşteki ve tanık ...’in bu köyde parçalanmış kamyonları gördükleri, kamyon parçalarından bir kısmının kendi kamyonun parçası olduğunu gören ...’in, bu olaydan bir gün sonra yakalanan sanıklardan baba ...’u olay günü çalınan kamyonunun yanında gördüğü şahıs olarak teşhis ettiği, müşteki ve sanık arasında iftirayı gerektirecek bir husumetin ve tanışıklığın bulunmadığı, kamyon parçalarının bulunduğu yerde parçalamakta kullanılan oksijen tüpü ve plaka levhalarının ele geçirildiği, diğer sanıkların ise babaları olan ...’a parçalamakta yardımcı oldukları, her ne kadar sanık ... parçaladığı kamyonları ... isimli şahıstan aldığını söylemiş ise de, kamyonun hurda mahiyetinde olmadığı, hurdacıya satılmasının gerekmediği ve jandarma fezlekesinde de belirtildiği üzere parçalama işinin gizli saklı yapıldığının anlaşıldığı, ... isimli şahsın kimliği ve adresinin belirlenemediği, ibraz edilen 07.08.2007 tarihli belgeye suç ve yakalama tarihinden sonra düzenlendiğinden itibar edilmediği, sanık ...’un hırsızlık suçundan bir çok sabıkasının bulunduğu, müştekinin sanıklardan ...’ı çalınma tarihinde aracının yanındayken görmesi ve sonrasında teşhis etmesi, gördüğü günün gecesinde park yerinden aracının çalınmış olması, benzer bir kamyonun çalındığı ihbarı üzerine araç parçalanan yere gidildiğinde sanık ...’ı teşhis etmesi, sanığa ait aracın parçalarının bulunmuş olması, araç parçalamakta kullanılan malzemelerin olay yerinde ele geçirilmesi, parçalanan araç malzemelerinin olay yeri inceleme raporuna göre ahırın yanında gizlenmiş şekilde bulunmuş olması karşısında, sanıklardan ...’ın müştekiye ait aracı çaldığına kanaat getirildiği” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2013 gün ve 74801 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, inceleme sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan ..."in 30.07.2006 tarihinde kolluğa müracaat ederek; 34 ... 545 plakalı ... marka kamyonunu bir gün önce saat 19.00 sıralarında ... Sokağı üzerindeki işyerinin önüne bıraktığını, saat 08.00 sıralarında ise çalındığını farkettiğini beyan ederek şikayetçi olduğu,
07.08.2007 tarihinde saat 18.30 sıralarında ... İlçesi ... Köyünde kamyon parçalandığı ihbarının alınması üzerine kolluk görevlilerince olay yerine gidildiğinde; ..."ın evinin bahçesinde ... ..."nın aynı gün çalınan 34 ... 46 plakalı kamyonunun plakası ve ön panjuru sökülmüş vaziyette park halinde bulunduğu, etrafta yapılan araştırmalarda çalıların arasına atılmış bir adet 34 ... 46 ve iki adet 34 AC ... plakalarının, çevrede ise üç adet oksijen tüpü, bir adet oksijen tüpü aparatı, bir adet mutfak tüpü, üç adet kamyon tavan döşemesi, bir adet kamyon mazot deposu, dört bidon mazot, araçları sökmekte kullanılan bir takım el aletlerinin ve değişik araçlara ait parçaların ele geçirildiği, belirtilen kamyon ve parçaların bulunduğu yerde ikamet eden ..., ... ve ..."ın; araçları sanık ... ile oğulları ... ve ..."un getirerek parçaladıklarını, parçaları hurda halinde kendilerine ait iki kamyona yükleyerek götürdüklerini söyledikleri, yapılan araştırmada şahısların parçalamış oldukları kamyonlardan çıkan hurdaları hurda fabrikasına sattıklarının tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... 08.08.2007 tarihinde kollukta; kamyonu çalınmadan beş saat önce kamyonun yanında üç kişiyi gördüğünü, şahıslardan şüphelenerek iyice baktığını, birisinin kısa boylu, göbekli, kel ve bıyıklı olduğunu, o gece kamyonunun çalındığını, arkadaşı ... ..."nın 07.08.2007 tarihinde çalınan kamyonunun bulunduğu yere gittiğinde, kendi kamyonunun parçalarının aynısını orada görerek şüphelendiğini, jandarmanın yakaladığı şahıslardan sanık ..."ın bir yıl önce kamyonunun yanında gördüğü şahıslardan biri olduğunu, oğullarını ise daha önce görmediğini belirterek sanık ..."dan şikayetçi olmuş,
Mahkemede; kamyonu çalınmadan yaklaşık beş saat önce üç kişiyi aracına yaslanır vaziyette gördüğünü, komşu olabileceklerini düşünerek çevreden kim olduklarını sorduğunda komşu olmadıklarını öğrendiğini, şahıslara dikkatle baktığını, hatta polise haber vermeyi düşündüğünü, daha sonra kamyonunun başından ayrıldığını, bu üç şahıstan birinin sanık ... olduğunu, ... ..."nın aracının bulunduğu yerde kamyonunun parçalarının benzerini gördüğünü belirtmiş, katılandan sanığı daha önce görüp görmediği hususunun yeniden sorulması üzerine; yüzde doksan ihtimalle görmüş olduğu üç şahıstan birinin sanık ... olduğunu, aracının modeline ait kamyon parçalarını sanığın tasarruf ettiği yerde görmesi üzerine düşüncelerinin teyit edildiğini beyan etmiş,
Tanık ... ...; 07.08.2007 tarihinde saat 00.30 sıralarında 34 ... 46 plakalı kamyonunun ... İlçesindeki evinin önünden çalındığını, GPRS sistemi sayesinde kamyonunu ... Köyünde bulduklarını ve jandarmaya haber verdiklerini, katılan ... ve sanıkları tanımadığını, kamyonunun bulunmasından sonra katılanın kendi kamyonunu da aynı sanıkların çaldığını söyleyerek görevlilere müracaat ettiğini, bu olayla ilgili bilgisinin olmadığını anlatmış,
Tanıklar ..., ... ve ...; sanık ... ile oğulları ... ve ..."ın evlerinin önünde üç adet kamyonu parçaladıklarını, 07.08.2007 tarihinde bir kamyon daha getirdiklerini, parçaladıkları araçlardan aldıkları malzemeleri sanık ..."ın kamyonları ile götürdüklerini, kendilerine hurdaya çıkan araçları parçaladıklarını söylediklerini ifade etmişler,
Hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat hükmü kesinleşen ...; katılanın kamyonunu çalmadığını ve parçalamadığını, babasının da bu işi yapıp yapmadığını bilmediğini belirtmiş,
Hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat hükmü kesinleşen ...; katılanın kamyonunun çalınması olayıyla ilgisinin olmadığını söylemiş,
Sanık ...; hurdacılık yaptığını, katılanın kamyonunu çalmadığını ve parçalamadığını, yaklaşık yirmi gün önce arkadaşı ..."ın bahçesinde üç adet kamyon parçaladığını, bu kamyonları 5.500 Lira karşılığında ..."den satın aldığını, kamyonların parçalarını hurda fabrikasına sattığını, ... ..."nın çalınan kamyonunu hiç görmediğini ve kimin çaldığını bilmediğini, ancak..."ın getirdiğini düşündüğünü, çünkü kendisine getirdiği kamyonları hep oraya götürdüğünü, kendisinin de getirilen kamyonları oğulları ... ve ..."la parçaladığını savunmuştur.
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Tanık ... ..."nın 07.08.2007 tarihinde çalınan kamyonunun bulunduğu yerde, hurdacılık yapan sanığın daha önce parçaladığı başka kamyonlara ait parçalar ele geçirilmiş ise de, bu parçaların katılanın bir yıl önce çalınan kamyonuna ait olduğuna ilişkin herhangi bir tespit ve delil bulunmaması, katılanın olaydan yaklaşık bir yıl sonra tanık ..."in kamyonunun etrafında başka kamyon parçalarının bulunması üzerine verdiği ifadesinde; kamyonunun çalınmasından beş saat önce sanığı yanında iki kişi ile birlikte kamyonunun yanında gördüğünü, şüphelendiğini, kim olduklarını araştırdığını ve polise haber vermeyi düşündüğünü beyan etmesine rağmen, kamyonunun çalınmasından sonra yaptığı ilk müracaatında böyle bir durumdan bahsetmemesi, ayrıca mahkemede kamyonu çalınmadan önce gördüğü şahıslardan birinin sanık olduğunu kesin olarak teşhis edememesi ve sanığın aşamalarda suçu işlemediği yolundaki istikrarlı savunması karşısında; sanığın katılanın kamyonunu çaldığı iddiasının sabit olmadığı ve şüphe boyutunda kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, sanığın hırsızlık suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı direnme hükmünün, sanığın hırsızlık suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.