Esas No: 2014/1086
Karar No: 2014/1135
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/1086 Esas 2014/1135 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2014 / 1086 KARAR NO : 2014 / 1135 KARAR TR : 29.12.2014
|
ÖZET: Trafikte seyir halindeyken, meydana gelen kazada, davalı idarenin %65 oranında kusurlu olduğundan bahisle, uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : R. A.
Vekili : Av. B .T. Y.
Davalı : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekilleri : Av.A. K., Av.S. A. V.
O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin maliki ve sahibi olduğu 06 BF 6126 plaka sayılı araçla, Ankara Siteler istikametinden Kırıkkale istikametine seyir halinde iken, karşı yönden gelen Nuri Akbal idaresindeki 06 BZ 6615 plaka sayılı aracın çarpması neticesinde hasar meydana geldiğini, müvekkilinin aracının perte çıktığını; kaza sonrasında müvekkilinin hastanede tedavi gördüğünü; aracın otoparka çekilerek 45 gün orada kaldığını; araçta Ankara 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/811 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit neticesinde, aracın perte ayrıldığı ve toplam tamirat bedelinin pert bedelinin düşümünden sonra 5.000.-TL hasar olduğunun tespit edildiğini; park bedeli olarak 475.00.-TL, çekici ücreti olarak 75.00.-TL ödediğini; kaza sonrasında 06 BZ 6615 plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortasını yapan sigorta şirketine başvurulduğunu ancak şirket tarafından bir ödeme olmadığını; kaza sebebiyle 40 gün yatmak zorunda kalan ve günlük işlerde amele olarak 60.00.TL - 70.00.TL yevmiye ile çalışan müvekkilinin çalışamadığını; müvekkilinin zararının tazmini için Ankara 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/56 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı belediyenin % 65 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini; davanın yargılaması esnasında davalı belediyenin kusurlu olduğu tespit edildiğinden müvekkilinin zararının giderilmesi için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.800.TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 27.12.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 23.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 5.10.2012 gün ve E:2012/50, K:2012/402 sayı ile, davanın alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu; davacı vekilinin duruşmada, davalı tarafın yolda gerekli levhaları koymayarak gerekli bakımı yapmayarak hizmet kusuru işlediğini, bu nedenle davalının da kazadan ve hasardan sorumlu olduğunu beyan ettiği; uyuşmazlığın, davalı idarenin hizmet kusuru sonucu oluşan trafik kazası sonucunda davacının aracında meydana gelen zarardan kaynaklandığı; söz konusu zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanunun 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle; davanın yargı yolu yönünden reddine karar vermiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez aynı somut olaydan dolayı, 3.800.-TL maddi tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 17.İDARE MAHKEMESİ: 21.5.2014 gün ve E:2013/104 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. maddesinde, "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür..." hükmü, "Belediye trafik birimleri, görev ve yetkileri" başlıklı 10. maddesinde ise, "Bu Kanunla belediyelere verilen görevler il ve ilçe trafik komisyonları ve mahalli trafik birimleri ile işbirliği yapılarak yürütülür.
a)Kuruluş
Her belediye başkanlığı bünyesinde, hizmet kapasitesi gözönünde tutularak İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek ölçülere ve genel hükümlere göre, belediye trafik şube müdürlüğü, şefliği veya memurluğu kurulur.
b)Görev ve yetkiler
1.Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak,
2.Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak,
3.Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,
4.Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak,
5.Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak,
6.Çocuklar için trafik eğitim tesisleri yapmak veya yapılmasını sağlamak,
7.Bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmak." hükmünün yer aldığı; bu durumda, yukarda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda çözümleneceğinin kurala bağlanması karşısında, 2918 sayılı Kanunun 10. maddesinden kaynaklı işbu tazminat davasının görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli bulunduğu; nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 05.11.2012 tarih ve E:2012/144, K2012/224 sayılı kararının da bu yönde bulunduğu gerekçesiyle; uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı merciilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 15. ve 19. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/50 esasına kayıtlı dava dosyası ile birlikte dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında;
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının aslının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının onaylı örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının sahibi olduğu aracı kullanmaktayken, karşı yönden gelen diğer bir aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada, davalı idarenin %65 oranında kusurlu olduğundan bahisle, uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı R.G.’ün sahip olduğu ve Hakverdi Açıkgöz’ün idaresinde bulunan 06 BF 6126 plakalı otomobil ile BCT Şirketinin sahibi ve Nuri Akbal’ın sürücüsü olduğu 06 BZ 6615 plaka numaralı otomobilin 24.10.2010 günü saat 19:45 sıralarında Ankara-Kırıkkale yolunun Sağduyu kavşağında karıştıkları trafik kazası neticesi davaya konu olan olayın meydana geldiği; 06 BZ 6615 plakalı otomobilin Kırıkkale’den Ankara istikametine doğru seyrederek olay yeri olan kavşağa 400 metre kadar yaklaştığı bir sırada yapım çalışmaları nedeniyle orta refüjle bölünmüş yolda işaret levhalarına çarparak savrulduğu ve mihver etrafında dönerek kavşağı geçerek iki yönlü olarak çalışan yolun solunda geldiği istikamete döndüğü; aynı anda iki yönlü olarak çalışan yolda Kırıkkale istikametine doğru seyreden 06 BF 6126 plakalı otomobilin ön tarafı seyrettiği yolun sağında (geldiği Kırıkkale istikametine dönen) 06 BZ 6615 plakalı aracın arka tarafına çarptığı; olayla ilgili olarak tanzim edilmiş olan Trafik Kazası Tespit Tutanağında 06 BZ 6615 plakalı aracın sürücüsü Nuri Akbal’ın tam kusurlu olarak gösterilmesine karşılık, 06 BF 6126 plakalı aracın sürücüsü Hakverdi Açıkgöz"e bir kusur verilmediği, ancak yol yapım çalışmaları sırasında tek şeride düşürülen yolda işaretlemelerin yeterli olmaması, levhaların reflektif özelliğinin, aydınlatmanın bulunmaması, ışıklı işaret lambalarının konulmaması sebebiyle yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun da kusurlu olduğu şeklinde bir görüş verildiği; davanın da, davacının sahibi olduğu aracın, karşı yönden gelen diğer bir aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada, davalı idarenin %65 oranında kusurlu olduğundan bahisle, uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 17.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 17.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 5.10.2012 gün ve E:2012/50, K:2012/402 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2014 gününde, Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU |
Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |