Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/3 Esas 2015/45 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/3
Karar No: 2015/45

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/3 Esas 2015/45 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO       : 2015 / 3

          KARAR NO  : 2015 / 45

          KARAR TR    : 2.2.2015

ÖZET : Davacı Şirkete ait çekici ve römorkörün devlet karayolunda seyir halindeyken, trafik kazası sonucu araçta bulunan temizlik malzemelerinin yola devrilmesi ve olay sırasında yoldan geçen araçların ezmesi ve savurması sonucu oluşan maddi zararın tazmini istemiyle açılan ve 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

  

 

K  A  R  A  R

 

           Davacı     : H. U.Taş.Pet. Nak. Dış.Ticaret Ltd. Şti.

           Vekili        : Av. O. P.

           Davalı       : Karayolları Genel Müdürlüğü

           Vekili         : Av. M. A. K.

 

   O L A Y : Davacı şirket vekili; müvekkilinin, merkezi Şınak"ta bulunan taşımacılık şirketi olduğunu,  yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca şirkete ait 73 KC 461 plakalı çekici ve yine 27 B 9379 plakalı römorkör ile sürücü M.S.S.idaresinde Aksaray istikametinden Ulukışla istikametine seyrederken, Ulukışla ilçesine 1 Km kala araç hakimiyeti kaybolduğundan maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay sonrası kaza yerine gelen Karayolları Genel Müdürlüğü ve çalışanlarının,  kaza sonrası araçta bulunan ve kaza sonrası yola devrilen fatura değeri 108.887,69 TL olan muhtelif temizlik ürününü gerekli tedbirleri almadan olay sırasında yoldan geçen araçların ezmesi ve savurması sonucu büyük çapta maddi hasar olduğunu, yola saçılan emtiayı koruyup gerekli tedbirleri almayan davalının maddi hasarın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğunu, Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/5 D.İş.sayılı dosyası ile hasar tespiti yapıldığını ifade ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının ağır kusuru nedeniyle meydana gelen maddi zararın hesaplanarak şimdilik 10.000 TL sinin davalıdan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle, Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı  13.5.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:15.7.2014 gün ve E:2014/49, K:2014/116 sayı ile, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü çalışanlarının kusurundan kaynaklandığı iddia edilen zararın tazminine ilişkin olduğu; Anayasanın 125/son maddesine göre; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/b maddesi ile İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde açılacağının düzenlendiği; davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün bir kamu tüzel kişisi olduğu,  kamusal normlar çerçevesinde faaliyette bulunan davalının kural olarak tüm eylem ve işlemlerinin de kamusal nitelik taşıdığı; davacının ileri sürdüğü olayın sübutu halinde, davanın anılan davalılara yöneltilmesinin temel nedeninin de hizmet kusuru olduğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların tazmininde idari yargının görevli bulunduğu; görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmesi gerektiği; idari eylem ve işlemlerden doğan uyuşmazlıklar bakımından genel görevli yargı yerinin idare mahkemeleri olduğu; adli yargı yerlerinin ancak özel düzenlemelerin varlığı halinde, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli bulundukları; kural olarak idarenin zarar doğuran her türlü eylem ve işleminden doğan zararların idari yargı yerinde dava konusu yapıldığı; somut olay da bu genel kuralın istisnası niteliğinde olmadığından, hizmet kusuru nedeniyle oluşan zarardan kaynaklanan bu davanın İdare"ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılmasının gerekeceğini; yargı yolu, 6100 sayılı HMK"nun 114/1-b ve 115. maddelerinde düzenlenen ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilecek olan dava şartı olduğundan mahkemelerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesinin gerekmiş olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa; aynı olaydan ötürü oluşan 108.887,69 TL. maddi zararın tazmini istemiyle 1-Karayolları Genel Müdürlüğü ile 2-Emniyet Genel Müdürlüğüne karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

AKSARAY İDARE MAHKEMESİ: 4.12.2014 gün ve E:2014/1225 sayı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalan Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." hükmünün yer aldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun dilekçeler üzerine yapılacak ilk inceleme esaslarını düzenleyen 14 üncü maddesinin (3/a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden inceleneceği belirtilmiş, aynı Kanunun 15 inci maddesinin (1/a) bendinde ise, (3/a) bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünden reddedileceği hükmüne yer verildiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle değişik 110 uncu maddesinin birinci fıkrasında, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği, zarar görenin kamu görevlisi olmasının, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemeyeceği, hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlandığı; dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, meydana gelen trafik kazası sonucu araçta bulunan temizlik malzemelerinin yola devrilmesi ve olay sırasında yoldan geçen araçların ezmesi ve savurması sonucu oluşan 108.887,69-TL maddi zararın karşılanması amacıyla Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, anılan Mahkemenin 15.07.2014 günlü, E:2014/49, K:2014/116 sayılı kararıyla uyuşmazlığı çözme görevinin idari yargının görev alanında olduğu belirtilerek davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bunun üzerine, davacı tarafından dava konusu tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan işbu davanın Mahkemeleri nezdinde açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğinin belirtilmesi karşısında, dava konusu olayda devrilen araçtan yola savrulan temizlik maddelerinin korunmasından davalı idarelerin sorumlu olduğundan bahisle oluşan bu zararın tazmini istemiyle açılan işbu davanın görüm ve çözümünde Adli Yargı Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve işin incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi"nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ertuğrul ARSLANOĞLU,  Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.2.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında her iki yargı yerinde ortak taraf olan “Karayolları Genel Müdürlüğü” yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu;  öte yandan, İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden ve mahkeme kararının kesinleşme durumu açıklığa kavuşturulmadan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; dosya içerisinde uyuşmazlığı çözmeye yeterli bilgi ve belgelerin olması nedeniyle adli yargı dosyasının istenilmediği; adli yargı kararının kesinleşme durumunun ise Mahkemesinden sorulduğu ve sonuçta usule ilişkin başka bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 Dava, Davacı Şirkete ait çekici ve römorkörün devlet karayolunda seyir halindeyken,   trafik kazası sonucu araçta bulunan temizlik malzemelerinin yola devrilmesi ve olay sırasında yoldan geçen araçların ezmesi ve savurması sonucu oluşan maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden;   davacı şirkete ait 73 KC 461 plakalı çekici ve 27 B 9379 plakalı römorkörün Ulukışla istikametinden Pozantı istikametine giderken Ulukışla İlçesi"ne 1 km mesafede meydana gelen trafik kazası sonucu araçta bulunan temizlik malzemelerinin yola devrilmesi ve olay sırasında yoldan geçen araçların ezmesi ve savurması sonucu oluşan maddi zararın olayda gerekli tedbirleri almayarak ağır hizmet kusuru olduğu iddia edilen davalı idarece,  olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Aksaray İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Aksaray İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.7.2014 gün ve E:2014/49, K:2014/116 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,  2.2.2015  gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve  OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

 ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

Üye

Ertuğrul ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

 

 

Hemen Ara