Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/1135 Esas 2015/6 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2014/1135
Karar No: 2015/6

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/1135 Esas 2015/6 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2014 / 1135

            KARAR NO : 2015 / 6

            KARAR TR   : 26.01.2015

ÖZET: Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Meslek Lisesinde usta öğretici olarak görev yapan davacı tarafından, haksız olarak görevine son verilmesi nedeniyle talep ettiği emeklilik ikramiyesinin (kıdem tazminatının) ödenmesi istemiyle açılan davada, davacının davalı kurumda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre çalıştığı, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu sıfatla çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla, davanın 5510 sayılı Kanunun 101.maddesindeki özel düzenleme gereğince ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             :S.C.

Vekili              :Av.S.Ç. & Av.E.T.

Davalılar         :1.Milli Eğitim Bakanlığı (Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm

                        Meslek Lisesi Müdürlüğü)                 (Adli Yargıda)

Vekili              :Av.A.A.

                        2.Adana Valiliği                                 (İdari Yargıda)

Temsilen         :Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkan

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde 13.04.2006 tarihinde usta öğretici olarak göreve başladığını,  hafta içi günlerde saat 08:00’dan 16:00’ a kadar ve 16:00’dan 24:00’a kadar iki vardiya şeklinde, misafir yoğunluğunun fazla olduğu dönemlerde ise aralıksız 15 gün çalıştığı zamanların olduğunu, çalıştığı zaman zarfında hiç yıllık izin kullanmadığını, dini ve milli bayramlarda da izin gününe denk gelen günler dışında sürekli çalıştığını, çalıştığı sürecin son 6-7 aylık döneminde okul müdürü Seyfi Ali Alkış’ın psikolojik baskılarına maruz kaldığını, bu durumdan çok rahatsız olduğunu ve rahatsızlığını dile getirdiğini, nihayetinde davacının raporlu olduğu bir dönemde müdür Seyfi Ali Alkış tarafından kötü niyetli bir şekilde işine son verildiğini,  bu şekilde zarara uğratıldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 300 TL kıdem alacağı, 400 TL fazla mesai ücreti, 100 TL hafta ve genel tatil ücreti, 100 TL yıllık izin alacağı, 100 TL ihbar tazminatı, 100 TL yıl sonu kar payı ve 5000 TL manevi tazminatın, iş aktinin sona erdiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesi istemi ile adli yargıda dava açmıştır.

            Adana 3. İş Mahkemesi;  10.01.2012 gün ve 2011/133 Esas, 2012/13 Karar sayılı kararında özetle; davacının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde usta öğretici olarak çalıştığını, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün istemi ve ilçe kaymakamının onayı ile göreve başladığını, davacıya 657 sayılı Kanun’un 89. Maddesi gereğince Bakanlar Kurulu kararı üzerine Maliye Bakanlığı’nca belirlenen ücretin ödendiğini, davacı ile davalı arasında iş sözleşmesinin de bulunmaması nedeni ile, statü hukukuna tabi davacı yönünden, açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek; davanın görev nedeni ile reddine karar vermiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmeksizin 19.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı gerekçelerle, davacının işine son verilmesi nedeni ile uğradığı 7500, TL fazla çalışma ve tatil ücreti, 6500,00 TL emeklilik ikramiyesi, 7000,00 TL davacının isten çıkartılması nedeni ile yoksun kaldığı kazanç bedeli ve 5000 TL manevi tazminat olmak üzere toplum 26.000 TL’nin davalıdan tazminine karar verilmesi istemi ile idari yargıda dava açmıştır.

            Adana 2.İdare Mahkemesi; 14.02.2012 gün ve 2012/194 Esas, 2012/169 Karar sayılı kararında özetle; 7500 TL fazla çalışma ve tatil ücreti için ayrı, 6500,00 TL emeklilik ikramiyesi için ayrı, 7000,00 TL davacının isten çıkartılması nedeni ile yoksun kaldığı kazanç bedeli ve 5000 TL manevi tazminat için ayrı olmak üzere üç ayrı davanın açılması gerektiğini belirterek dava dilekçesinin reddine karar vermiştir.

            Davacı vekili, Adana 3. İdare Mahkemesi’nin dava dilekçesinin reddine ilişkin kararı üzerine verdiği 26.03.2012 tarihli dilekçesinde; 6500 TL emeklilik ikramiyesinin, iş akdinin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesi istemi ile dava açmıştır.

Adana 2.İdare Mahkemesi: 30.03.2012 gün ve 2012/412 Esas nolu kararı ile: davanın doğru hasım olan Adana Valiliği husumetiyle incelenmesi gerektiğinden dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15.maddesinin 1/c fıkrası gereğince gerçek hasım olarak tespit edilen Adana Valiliği’ne kararla birlikte tebliğ edilmek suretiyle dava dosyasının tekemmül ettirilmesine karar vermiştir.

            Adana 2.İdare Mahkemesi; 28.02.2013 gün ve 2012/412 Esas, 2013/322 Karar sayılı kararı ile davacının geçici personel olarak değil, 675 sayılı Kanun’un 89. Maddesi gereğince usta öğretici olarak görevlendirildiğini, hakkında tutulan 30.12.20101 tarihli tutanak içeriği itibari ile de iş aktinin feshedilmesi konusunda davalıya izafe edilebilecek bir kusurun da bulunmadığını belirterek; davacının davasının esastan reddine karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

            Adana Bölge İdare Mahkemesi; 05.02.2014 gün ve 2013/3376 Esas, 2014/767 Karar sayılı kararında özetle;  davacının 506 sayılı Kanun yürürlükte iken mahalli mülki amirin atama tasarrufu ile işe alınan ve işe giriş bildirgesi bulunan kamu görevlisi olduğunu, anlaşmazlığın iş aktinin kim tarafından feshedildiği ve bu feshin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, buna bağlı olarak davacıya iş kanununa göre kıdem tazminatı (iş sonu tazminatı, emeklilik ikramiyesi) ödenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin olduğunu, bu durumda davanın 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi gereğince adli yargıda görülmesi gerektiğini belirterek, Adana 3. İdare Mahkemesi kararının görev nedeni ile bozulmasına hükmetmiş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi de aynı mahkemenin 05.06.2014 gün ve 2014/4118 Esas, 2014/4227 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş ve verilen karar bu şekilde kesinleşmiştir.

            Adana 2. İdare Mahkemesi;  31.10.2014 gün ve 2014/1630 Esas sayılı kararı ile; 506 sayılı Kanun’un yürürlükte bulunduğu dönemde mahalli mülki amirin tasarrufu ile işe alınan davacının açtığı kıdem tazminatına ilişkin davanın, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi gereğince adli yargıda görülmesi gerektiğini, ancak aynı konuya ilişkin olarak Adana 3. İş Mahkemesi’nin 10.01.2012 gün ve 2011/133 Esas, 2012/13 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğini belirterek; dosyanın görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.01.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde Mahkememize başvurulduğu, dosya kapsamında Adana 3. İş Mahkemesi’nin 10.01.2012 gün ve 2011/133 Esas, 2012/13 Karar sayılı dosyasına rastlanılmamış ise de ilgili dosyanın yine Mahkememizin 2014/1152 Esas sayılı dosyası içinde bulunduğu tespit edilmiş ve bu dosya içinden temin edilmiş olmakla, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

Ayrıca her ne kadar davacı vekilinin adli yargıda açılan dava dilekçesinde emeklilik ikramiyesine ilişkin bir talepte bulunmadığı, idari yargıda açtığı davada ise emeklilik ikramiyesi talebinde bulunduğu, bu itibarla dava konularının aynı olmadığı düşünülebilir ise de; davacının talebi dava dilekçesi içeriği ile birlikte incelendiğinde, davacının esasen iş yerinden emekli olmadığı, çeşitli nedenlerle davalı ile arasındaki iş ilişkisinin davalı tarafından sonra erdirildiği, bu nedenle niteleme sırasında emekli ikramiyesi ifadesi kullanılmış ise de, esasen talebinin iş yerinden ayrılması nedeni ile hak ettiği kıdem tazminatı (iş sonu tazminatı) nın kendisine ödenmesine ilişkin olduğu, davacının adli yargıda verdiği dava dilekçesi ve idari yargıda verdiği dava dilekçesinin bu itibarla aynı konuya ilişkin olduğu anlaşılmakla; yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi gereğince inceleme koşullarını taşıdığı kanaatine ulaşılmıştır. Nitekim Adana Bölge İdare Mahkemesi de, Adana Bölge İdare Mahkemesi; 05.02.2014 gün ve 2013/2276 Esas,2014/767 Karar sayılı bozma kararında, söz konusu hususa temas etmiştir.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde  usta öğretici olarak  çalışan davacının işine, 30.12.2010 tarihinde haksız olarak son verildiği iddiası ile, davacıya verilmeyen 6500.00 TL emeklilik ikramiyesinin davalıdan tazmini istemi ile açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı Selda Cesur’un 13.04.2006-31.12.2010 tarihleri arasında Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde usta öğretici olarak çalıştığı, 30.12.2010 tarihinde işine son verildiğini belirterek, emeklilik ikramiyesinin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen emeklilik ikramiyesinin (Kıdem tazminatının), iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu ve gerek işe alındığı tarihte yürürlükte olan 506 sayılı Kanun, gerek idarece işine son verildiği tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesi hükmü uyarınca bu uyuşmazlıkta İş Mahkemelerinin görevli bulunduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Her ne kadar, Adana 3. İş Mahkemesi’nin 2011/133 Esas, 2012/13 Karar sayılı kararında; davacının, 657 sayılı Kanun’un 4/B statüsünde çalışan sözleşmeli personel niteliğinde olduğu gerekçesi ile davada idari yargının görevli olduğu belirtilmiş ise de, Mahkememizce Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazılan 24.12.2014 tarihli yazıya istinaden verilen 26.12.2014 gün ve 45553861/641030106/6659950 sayılı cevapla gönderilen davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde; davacının davaya konu dönem itibari ile 506 sayılı Yasa kapsamında çalıştığı tespit edilmekle, Adana 3. İş Mahkemesi’nin aksi yöndeki gerekçesine itibar edilmesi mümkün olmamıştır.      

Açıklanan bu nedenlerle, Adana 2.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Adana 3.İş Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Adana 2. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Adana 3.İş Mahkemesi’nin 10.01.2012 gün ve 2011/133 Esas, 2012/13 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.01.2015 gününde Üye Nurdane TOPUZ’un KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

             Serdar 

      ÖZGÜLDÜR

Üye

Eyüp Sabri 

BAYDAR

 

 

 

 

Üye

Mehmet Ali

DURAN           

 

        Üye

                   Ali

              ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

 Mehmet

  AKBULUT

           

 

           

 

Hemen Ara