Esas No: 2015/4
Karar No: 2015/14
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/4 Esas 2015/14 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 4 KARAR NO : 2015 / 14 KARAR TR : 26.1.2015
|
ÖZET : İdari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : G.K.
Davalı : Akhisar Kaymakamlığı Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği
O L A Y : Akhisar Kaymakamlığı Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğince yapılan denetimler sırasında, 34 UJ 3763 plaka sayılı araç sürücüsü davacı adına, alkol cihazına üflemeyi kabul etmediğinden bahisle, 21.5.2014 gün ve HC-584824 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesi uyarınca 2.078,00 TL idari para cezası verilmiş, aynı birim tarafından sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlenmiştir.
Davacı, idari para cezası ile sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.
AKHİSAR SULH CEZA HAKİMLİĞİ:19.8.2014 gün ve D.İş:2014/51 sayı ile; “1-5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/8-a maddesi uyarınca, itiraz eden hakkında Akhisar Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği tarafından 2918 sayılı Yasa’nın 48/9. maddesi uyarınca 21.5.2014 tarih ve HC-584824 Numaralı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı ile tatbik olunan 2.078,00 TL idari para cezasının hukuka uygun olması nedeni ile bu idari para cezasına yönelik başvurunun reddine,
2- 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/8-a maddesi uyarınca, itiraz eden hakkında Akhisar Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği tarafından 2918 sayılı Yasa’nın 48/9. maddesi uyarınca Gökhan Kuzguncu’nun 2918 sayılı Yasa’nın 48/9. maddesi gereğince (2) yıl süre ile ehliyetinin geri alınmasına dair işlem hakkında karar verme yetkisinin 11.6.2013 tarih ve 6487 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı Yasa’nın 48/12 ve 6. maddesi gereğince idareye ait olduğundan ehliyetin geri alınmasına karar verilmesi yönündeki işlemin iptali hususunda hakimliğimiz görevli olmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3- Kararın ilgililere tebliğine,
4- Yapılacak karar tebliğ masraflarının başvuru sahibinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- Kararın bir örneğinin gereği için Akhisar Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/4. maddesi uyarınca duruşma açılmasına gerek görülmeksizin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve aynı Kanun’un 28/10. maddesi uyarınca iptali talep olunan idari yaptırım kararına konu cezanın miktarı itibarı kesin olmak üzere görev yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar yönünden Hakimliğimize verilecek dilekçe yahut katibe beyanda bulunarak zabta geçirilmek şartıyla Manisa Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine itirazı kabil olmak üzere karar verildi.” demek suretiyle karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
Bu kez davacı, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
MANİSA 2. İDARE MAHKEMESİ: 28.11.2014 gün ve E:2014/577 sayı ile; Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 26.1.2015 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.
2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.
Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.
(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının adına verilen idari para cezası ile sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı itiraz sonucunda, Mahkemece, 2918 sayılı Yasa’nın 48/9. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının hukuka uygun olması nedeni ile idari para cezasına yönelik başvurunun reddine, iki yıl süre ile ehliyetinin geri alınmasına dair işlem hakkında karar verme yetkisinin ise, 2918 sayılı Yasa’nın 48/12 ve 6. maddeleri uyarınca idareye ait olduğu belirtilerek, hakimlikleri görevli olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kararın bir örneğinin gereği için Akhisar Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğine gönderilmesine karar verilmesi üzerine, davacının sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerine açtığı davada, bu kez Manisa 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının, adına verilen idari para cezası ile sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle adli yargı yerine açtığı davada, davanın sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali ile ilgili kısmı hakkında, Akhisar Sulh Ceza Hakimliğinin 19.8.2014 gün ve D.İş:2014/51 sayılı kararı ile, bir başka yargı yeri işaret edilmeden, bu konuda karar verme yetkisinin idareye ait olduğu belirtilerek görev hususunda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin olup, yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı kabul edilerek, adli ve idari yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Yasa’nın aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, Manisa 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına karar verildiği görülmüş ise de, Manisa 2. İdare Mahkemesi’nce 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulabilmesi için, Akhisar Sulh Ceza Hakimliği’nce verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunması, bunun üzerine kendisine açılan davada Akhisar Sulh Ceza Hakimliği’nin görevli olduğu kanısına varması ve görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır. Oysa olayda, Akhisar Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen kararın, davanın idareye karşı açılması gerektiğine ilişkin olup, yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı olmadığı, bu durumda olayda adli yargı yerince verilmiş görev uyuşmazlığı oluşturacak şekilde bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ortada 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde, adli yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının bulunmadığı kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, Manisa 2. İdare Mahkemesi’nce davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için yaptığı başvurunun, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 26.1.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Eyüp Sabri BAYDAR
Üye Mehmet Ali DURAN |
Üye Ali ÇOLAK
Üye Ayhan AKARSU |
Üye Nurdane TOPUZ
Üye Mehmet AKBULUT |