Esas No: 2017/33239
Karar No: 2021/4217
Karar Tarihi: 06.04.2021
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/33239 Esas 2021/4217 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında; TCK’nın 158/1-i, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, "" (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun"un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenlemeler uyarınca öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılması, önceki adresine tebliğ yapılamaz ise bu defa sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılması, mernis adresinin tespiti halinde 7201 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre tebliğ yapılması, mernis adresinin olmadığının tespiti hâlinde ise bu duruma ilişkin kayıt dosya içerisine alındıktan sonra, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği, somut olayda sanık ...’nin yokluğunda verilen hüküm sorgusunda bildirmiş olduğu adresten iade gelmesi üzerine adres araştırması yapılmaksızın doğrudan daha önce de usulüne uygun tebligat yapılmamış olan adresine Tebligat Kanunu 35.maddeye göre tebliğ yapılması usulsüz olup sanık ...’nin 02/07/2014 tarihli temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Katılan ...’ın İstanbul ilinde nakliye komisyonculuğu yaptığı, 25.09.2008 tarihinde diğer şikayetçi ... çikolata A.Ş.’ye ait yükün Adana, Ceyhan, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman illerine nakli konusunda nakliyeci olan sanık ... ve kendisini ... ve şoför olarak tanıtan diğer sanık ... ile anlaştığı, sanıkların müşteki şirkete ait yükü ... Plaka takılı tır ile ... Plakalı dorseye yükleme yaptıkları, sanıkların katılan ...’e ait araca sahte ruhsat ile hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen ... ya ait ve sanık ... tarafından bir şekilde elde edilen ve üzerinde sanık ... nin fotoğrafının yapıştırılmış olduğu sürücü belgesini ibraz ettikleri, katılan ...’in daha sonra sanıklar ... ve ...’ye yükü teslim ettiği, ancak yükün sanıklar ... ve ... tarafından katılan ... ile yapılan anlaşma gereğince iletilmesi gereken yerlere ulaştırılmadığı, sanıkların bu şekilde atılı suçu işledikleri iddia edilen olayda;
Katılanların beyanları, sanıkların savunmaları, tanık beyanları, kolluk tarafından tutulan tutanaklar, teşhis tutanağı, suça ilişkin araçların ruhsat fotokopileri, sürücü belgesi fotokopileri ile dosya kapsamından sanıklar hakkında atılı suçu işlediklerine dair verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiş olup sanıkların, kamu kurumu olan Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sürücü belgesi, araç ruhsatını ve plakayı kullanmış olması şeklinde gerçekleşen olayda, TCK"nın 158/1-d maddesinde öngörülen “Kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunun oluşmasına rağmen, başka bir şirket adına nakliye işini üstlenen ve kendisine ait bir taşıma şirketi bulunmayan, bu nedenle kanunda belirtilen anlamda serbest meslek sahibi olmayan sanıklar hakkında mahkemece 158/1-i maddesinde belirtilen "serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçunun oluştuğu kabulü ile uygulama yapılması sonuca etkili olmadığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ...’in hükmü temyiz ettiğine dair sanık ...’nin atılı suçu işlemediğine dair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 06/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.