Esas No: 2015/3
Karar No: 2015/3
Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü 2015/3 Esas 2015/3 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015/3 KARAR NO : 2015/3 KARAR TR : 02.03.2015 |
ÖZET: 2247 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev alanı dışın-da kalan BAŞVURUNUN aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmesi-nin gerektiği hk. |
K A R A R
Hüküm Uyuşmazlığının
Giderilmesini İsteyen : A.H.S.
Davacı : K.H.
Hükümlü : A.H.S.
O L A Y : Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2003 gün ve 2003/781 esas sayılı iddianamesi ile görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtekarlık suçlarından hükümlü A.H.S. hakkında, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 240, 80, 339, 80, 31ve 33. maddeleri uyarınca, aynı Başsavcılığın 11.04.2003 gün ve 2003/669 esas sayılı iddianamesi ile resmi evrakta sahtekarlık suçundan hükümlü A.H.S. ile A.D., A.E. ve Z.E. isimli kişilerin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64/1. maddesi delaletiyle ve 340. maddesi delaletiyle 339/1, 31, 33 ve 39. maddeleri uyarınca, aynı Başsavcılığın 17.07.2003 gün ve 2003/1288 esas sayılı iddianamesi ile resmi evrakta sahtekarlık suçundan hükümlü A.H.S. hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 339/1, 31 ve 33. maddeleri uyarınca, aynı Başsavcılığın 11.02.2004 gün ve 2003/335 esas sayılı iddianamesi ile hükümlü A.H.S. hakkında aynı suçlar nedeniyle cezalandırılması istemiyle, Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesine ayrı ayrı açılan kamu davalarının birleştirilmesine ve Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/190 esas sayısına kaydedilmesine karar verilmiş, 2003/190 esas sayısı üzerinden yürütülen yargılama sonunda, Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 17.3.2010 gün ve E:2003/190, K:2010/57 sayı ile; hükümlü A.H.S. ile yukarıda isimleri geçen kişilere yüklenen eylemlerin, görevde yetkinin kötüye kullanımı suçunu oluşturduğunun ve suç tarihinden itibaren işlemeye başlayıp muhtelif defalar kesilen zamanaşımı süresinin dolmuş bulunduğunun anlaşıldığı açıklanarak, tüm sanıklar hakkında açılan kamu davalarının, zaman aşımının gerçekleşmesi nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2005 gün ve 2005/26 esas sayılı iddianamesi ile; hükümlü A.H.S. hakkında, resmi evrakta sahtekarlık suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 339/1,80,31 ve 33 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan kamu davasında, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nce 27.5.2009 gün ve E:2005/58, K:2009/122 sayı ile; sanık hakkında Yenice Belediyesinin Encümen Karar Defterinde 1999 yılına ait 64-70,73,75,80,85 ve 2000 yılına ait 1,58,59,70,74 ve 85 sayılı kararlarda oynama yapılmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği ileri sürülerek açılan kamu davasında, sanık A.H.S."nin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit görüldüğü açıklanarak, sonuçta iki yıl on bir ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 19.2.2014 gün ve E:2012/12542, K:2014/2929 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2002 gün ve 2002/1404 esas sayılı iddianamesi ile; Yenice Belediye Başkanı hükümlü A.H.S. ve Yenice Belediyesi Meclis Üyeleri hakkında yapılan ihbar üzerine yapılan soruşturmada; sanıkların yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 240. maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 16.052007 gün ve E:2003/64, K:2007/324 sayılı kararı ile sanıklara yüklenen eylemlerin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64. maddesi delaleti ile 342/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesi delaleti ile 204/2-3,53. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi, 3.12.2010 gün ve E:2010/197, K:2010/307 sayılı kararı ile; sanıkların 21.12.1999-29.12.1999 tarihleri aralığında Encümen Karar Defterinin 21.12.1999 gün ve 87 sayılı, 29.12.1999 gün ve 85 sayılı kararlarını imha edip tahrifat yaptıkları ileri sürülerek cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanıkların diğer bir kısım başka iddiaların yanı sıra, bu kovuşturma konusu eylemler nedeniyle, Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin E:2003/190, K:2010/57 sayılı kararı ile zamanaşımından dolayı haklarında açılan kamu davasının düşmesine karar verildiği, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:2005/58, K:2009/122 sayılı kararı ile de cezalandırılmalarına karar verildiğinin anlaşıldığını belirterek, sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış ise de; aynı fiil nedeniyle, aynı sanıklar için önceden verilmiş bir hüküm olduğu anlaşıldığından sanıklar hakkında açılan kamu davasının Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesi gereğince reddine karar vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK :
Hükümlü A.H.S., Yenice Belediye Başkanı olduğu dönemde, 7.6.1999-31.5.2002 tarihleri arasında Encümen Karar Defterinde tahrifat yaptığı gerekçesiyle açılan kamu davalarında, Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi’nce 17.3.2010 gün ve E:2003/190, K:2010/57 sayılı karar ile davanın düşmesine, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nce 27.5.2009 gün ve E:2005/58, K:2009/122 sayılı karar ile suç sabit görülerek ceza verilmesine, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nce 3.12.2010 gün ve E:2010/197, K:2010/307 sayılı karar ile de davanın reddine karar verildiği, bu durumda aynı olayla ilgili ve birbirleriyle çelişen üç ayrı kararın bulunması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa"nın 24. maddesi uyarınca kararlar arasında belirtilen biçimde doğduğunu öne sürdüğü hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle 15.12.2014 günlü dilekçe ile Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Şuayip ŞEN, Dilaver KAHVECİ, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 02.03.2015 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Tuna ÖZKAN’ın, başvurunun reddine ilişkin sözlü ve yazılı açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında, “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.”;
Aynı Kanun’un 24. maddesinde, “( Değişik birinci fıkra: 21.1.1982- 2592/7 md. ) 1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.
Ceza kararlarında; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması halinde hüküm uyuşmazlığı var sayılır.
İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır.”denilmiş; 25. maddesinde de, “Hukuk alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Danıştay Yargılama usulünün bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygulamak suretiyle anlaşmazlığın esasını da karara bağlar.
Ceza alanındaki hüküm uyuşmazlıklarında Uyuşmazlık Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerini uygular ve esasa ilişkin bir karar vermeksizin sadece o davayı hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlaması gerektiğini belirtmek suretiyle anlaşmazlığı çözer. Kazanılmış haklar saklı tutulur.
Uyuşmazlık Mahkemesi hüküm uyuşmazlıklarını dosya üzerinde inceleyerek karara bağlar. Gerekli gördüğü hallerde veya istek üzerine tarafları dinleyebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.
2247 sayılı Yasa"nın 24. maddesi hükmüne göre, ceza alanında hüküm uyuşmazlığının varlığı için, uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli ve askeri yargı yerlerince verilmesi, sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması, her iki kararın da kesinleşmiş olması, kararlarda davanın esasının hükme bağlanması, kararlar arasında çelişki bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.
Olayımızda, aynı yargı kolunda yer alan Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesince verilen karar ile Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen birisi mahkumiyet diğeri red olmak üzere iki karar (toplamda üç farklı karar) arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu, bu durumda ayrı yargı kolunda yer alan adli ve askeri yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş iki ayrı hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görevleri kapsamında bulunmayan ve 2247 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde belirtilen biçimde hüküm uyuşmazlığı oluşmadığından madde kapsamında bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : 2247 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde belirtilen biçimde hüküm uyuşmazlığı oluşmadığından Uyuşmazlık Mahkemesinin görev alanı dışında bulunan BAŞVURUNUN aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 02.03.2015 günü OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ahmet KARADAVUT
Üye Haluk ZEYBEL
|
Üye Şuayip ŞEN
Üye Yusuf Tamer ÇETİN
|
Üye Dilaver KAHVECİ
Üye Mehmet AVCIOĞLU
|