Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4341 Esas 2015/7950 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4341
Karar No: 2015/7950
Karar Tarihi: 10.12.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4341 Esas 2015/7950 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın, 28.11.2005 tarihinde bankanın maddi varlığı olan çeki belirlenemeyen biçimde ele geçirdiği ve mal bedeli olarak katılana verdiği anlaşıldığı için nitelikli dolandırıcılık suçu işlediği kabul edilmiştir. Ancak, yapılan incelemeler sonucunda sanığın hak yoksunluğu cezasının Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, TCK'nın 53/1. maddesinde yer alan \"ve diğer siyasi hakları kullanmaktan\" ibaresi tamamen çıkarılarak hükmün düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır. Mahkeme kararında, sanığın suçu işlediğine dair delil ve kanıtların yeterli olduğu belirtilerek TCK'nın 58. maddesi gereği sanığın mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanması gerektiği ancak bu konuda dikkat edilmediği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri: TCK'nın 53/1, 58. ve 1412 sayılı CMUK’nın 321. ve 322. maddeleri.
23. Ceza Dairesi         2015/4341 E.  ,  2015/7950 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hüküm, sanık ile zorunlu müdafiinin yokluğunda verilmiş olup, zorunlu müdafiine 02.11.2011 tarihinde yapılan tebliğin, kendisine zorunlu müdafii atandığından haberdar edilmeyen sanık ... açısından hukuki sonuç ifade etmediği gibi, temyiz süresini de başlatmayacağından; adı geçen sanığa gerekçeli kararın 04.11.2011 tarihinde yapılan tebliğinden itibaren temyiz süresinin başlaması gerektiği nedenle, sanığın yaptığı temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    Sanığın, bankanın maddi varlığı olan ve keşidecinin aracından 28.11.2005 tarihinde çalınan çeki belirlenemeyen biçimde ele geçirerek alışveriş esnasında mal bedeli olarak katılana verdiği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Gerekçeli karar başlığında 05.03.2006 olarak yanlış yazılan suç tarihinin, mahallinde 2006 yılı ocak ayı ilk haftası olarak düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.
    Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara