Esas No: 2015/20368
Karar No: 2015/7923
Karar Tarihi: 09.12.2015
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/20368 Esas 2015/7923 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Esas No : 2015/20368
Karar No : 2015/7923
Tebliğname No : KYB - 2015/294119
Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/04/2014 tarihli ve 2014/7890 soruşturma, 2014/4178 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2014 tarihli ve 2014/421 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12.08.2015 gün ve 2014/16582 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2015 gün ve 2015/294119 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre, meçhul şüpheli hakkında yürütülen soruşturma sonucu belgelerin düzenleniş tarihleri itibariyle dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müşteki tarafından sahte olarak tanzim edildiği iddia edilen 0533 239 07 68, 0533 327 52 21 ve 0533 257 95 16 numaralı telefon hatların görüşme trafiğine ilişkin kayıtların ilgili yerden celp edilerek, söz konusu hatların en son kullanımın durumlarına bakılarak mütemadiyen kullanımın devam ettiğinin görülmesi halinde, meçhul sanık hakkında dolandırıcılık suçu yönünden temadinin kesildiği tarih itibari ile dava zamanaşımı süresinin hesaplanması gerekirken bunun yapılmadığı, ortada 5271 sayılı Kanun"a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri
uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06/05/2014 tarihli ve 2014/421 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.