Danıştay 13. Daire 2021/4869 Esas 2022/2371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/4869
Karar No: 2022/2371
Karar Tarihi: 31.05.2022

Danıştay 13. Daire 2021/4869 Esas 2022/2371 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/4869 E.  ,  2022/2371 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2021/4869
    Karar No:2022/2371

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Kurumu
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Petrol İnşaat Gıda Madencilik Özel Eğitim Rehabilitasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacı şirketin dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmali yaptığının tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 125.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirketin 01/02/2018-30/03/2018 döneminde dağıtıcısı olan ... Akaryakıt Dağıtım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden her iki akaryakıt türünde toplam 71.480 litre akaryakıt temin etmesine rağmen istasyondaki tanklarda 88.346,21 litre akaryakıt dolumu yaptığı nazara alındığında, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali yaptığı anlaşılan davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce, Dairemizin 01/07/2021 tarih ve E:2021/1830, K:2021/2607 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; her ne kadar 2019 yılında yapılan değişikliğin lehe olduğu gerekçesiyle anılan değişiklik göz önünde bulundurularak davacı şirkete 125.000,00-TL idari para cezası verilmiş ise de, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan hâliyle, anılan Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi" hâlinde 100.521,00-TL; 19. maddenin 7. fıkrasının ihlâli hâlinde ise 2.150,00-TL'den 100.521,00-TL'ye kadar idari para cezası verilebileceği dikkate alındığında, 2019 yılındaki kanun değişikliğinin davacının lehine olmadığının anlaşıldığı, bu itibarla, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmeme yükümlülüğüne ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi'nce verilen iptal kararının, cezanın miktarına ilişkin olduğu, belirtilen yükümlülüğün Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle verilmiş bir iptal kararı bulunmadığı, belirtilen yükümlülüğe riayet etmeyenlere bu ihlâl nedeniyle verilecek cezayı özel olarak ayrıca düzenleyen kanun maddesinin iptali nedeniyle oluşan hukukî durum dikkate alındığında, gerek fiilin işlendiği tarihte Kanun'un 19. maddesinde özel olarak sayılmayan ihlâller nedeniyle uygulanacak cezaları düzenleyen 19. maddenin 7. fıkrası uyarınca, gerekse "lisansın verdiği haklar dışında faaliyet" nedeniyle 19. maddenin 2. fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı bendi uyarınca verilecek idari para cezası miktarının, 2019 yılında yapılan Kanun değişikliğiyle getirilen düzenlemeden daha düşük olduğu anlaşıldığından, fiilin işlendiği tarihte uygulanacak idari para cezasından daha ağır idari para cezası getiren sonraki Kanun hükmünün uygulanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, fiilin işlendiği tarihte uygulanacak idari para cezasından daha ağır idari para cezası getiren sonraki kanun hükmünün uygulanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutar ile istemi hâlinde davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam ...-TL harcın davalıya iadesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde kesin olarak esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
    Dairemizce; 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdarî para cezaları" başlıklı 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" kuralının, (3) numaralı alt bendindeki "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Kanun’un, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
    Anılan iptal kararı, 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik belirtilen tarihe kadar yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
    Anayasa Mahkemesi'nce, bayilerin dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idarî para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan "adalet" ve "hakkaniyet" ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, iptal kararının gerekçesine uygun yasal bir düzenleme yapılmadığı gözardı edilerek, davalı idarece 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c-3) bendine göre verilemeyen idari para cezasının, bu kez anılan maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca verilmesinin hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri açısından kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kanun koyucu tarafından, 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile getirilen düzenleme ile madde yeniden düzenlenmiş ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "idari para cezaları" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin 3 numaralı alt bendinde; 8' inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin ihlâli hâlinde sorumlulara uygulanacak idari para cezası belirlenmiştir.
    Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 03/02/2017 tarihinden, bu konuda gerekli yasal düzenlemenin yapıldığı 28/02/2019 tarihine kadar olan dönemde bayiler için uygulanacak herhangi bir idarî para cezası bulunmamakta olup, lehe olan bu durumun 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere aynen uygulanması hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
    Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi'nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere lehe olan durumun uygulanmayıp, Kanun'un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca idari para cezası verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Hemen Ara