Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4280 Esas 2015/7910 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4280
Karar No: 2015/7910
Karar Tarihi: 09.12.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4280 Esas 2015/7910 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, katılanların güvenini kazanarak, kendisini güvendikleri bir polis memuru arkadaşı olduğunu belirterek, katılanların hesaplarına para göndermelerini sağlamıştır. Sanığın, beş kişiye karşı birden fazla kez dolandırıcılık suçu işlediği görüldüğünden zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Ancak, sanık hakkında ceza verildiği sırada Anayasa Mahkemesi tarafından hak yoksunluklarına ilişkin kararlar değiştirilmiştir. Dolayısıyla sanığın hak yoksunlukları uygulanırken bu kararlara dikkat edilmelidir. TCK'nın 53/1-2. maddeleri uyarınca koşullu salıverme konusunda kendi alt soyu üzerindeki velayet veya kayyımlık yetkileri dışındaki diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılabileceği ifade edilmiştir. Sanık hakkında sadece hapis cezası verilmesi yanlıştır ve etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Kanun maddeleri: TCK'nın 43/1-2, 53/1-2, 157/1, 168/1-2; CMUK'nın 321 ve 326/son maddesi.
23. Ceza Dairesi         2015/4280 E.  ,  2015/7910 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanığın, katılanlarla aynı işyerinde çalıştıkları, ... isimli ....görev yapan bir polis memuru arkadaşı olduğunu ve .... TOKİ tarafından polisler için yapılan konutlardan birini ... adındaki polis memuru aracılığı ile ucuza satın alarak katılanlara devredebileceğini bahsetmek suretiyle kendilerini ikna ederek değişik tarihlerde katılan ..."dan 5.000 TL, ..."tan 11.270 TL, ..."tan 21.300 TL ve 1.800 TL , ..."tan 7.700 TL ve 1.560 TL, ..."den 17.665 TL, ..."dan 5.600 TL, 6.000 TL ve 1.243 TL parayı yakın akrabalarına ait hesap numaralarına gönderilmesini temin ederek menfaat temin etmek suretiyle her bir katılana karşı atılı suçu işlediği iddia edilen olayda;
    1-Sanığın katılanlar ..., ..., ..., ... ve ...’a karşı işlediği dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına karşı yapılan temyiz incelemesinde;
    Sanığın savunması, katılanların beyanı, tanık anlatımları, ödeme makbuzları ve tüm dosya kapsamına göre sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılanlar.... karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1-2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin
    uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, ayrıca sanık hakkında TCK’nın 157/1 maddesi uyarında hapis cezası ve adli para cezası birlikte öngörülmesine rağmen, sanık hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak ;
    5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine "TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi ve TCK"nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Sanığın katılan ...’ya karşı işlediği dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararına karşı yapılan temyiz incelemesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,

    Ancak;
    a) Sanığın eşinin katılanın zararını giderdiğinin anlaşılması karşısında, TCK"nın 168/1-2. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Kabule göre de;
    Sanık hakkında TCK’nın 157/1 maddesi uyarında hapis cezası ve adli para cezası birlikte öngörülmesine rağmen, sanık hakkında sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara