Esas No: 2015/4223
Karar No: 2015/7909
Karar Tarihi: 09.12.2015
Resmi belgede sahtecilik - güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4223 Esas 2015/7909 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar, bir şirketin SSK ve KDV borçlarını ödemek için yapılandırma planı oluşturdu. Ancak sanıklar, sahte makbuzlar ve belgeler düzenleyerek borçların ödendiği yönünde katılanı yanılttılar. Sanıklar, resmi belgede sahtecilik suçundan beraat ettiler ancak güveni kötüye kullanma suçundan mahkum oldular. Hapis cezası ertelenen sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda cezasının tamamen infaz kurumunda çektirileceği yönündeki karar TCK'nin 51/7. maddesine aykırı olduğundan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildi. Bu kararda, TCK'nin 62 ve 51/7. maddeleri önemliydi.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2012/77217
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2011
NUMARASI : 2010/454 (E) ve 2011/711 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 2008-2009 Ocak ayları arası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık M.. S..’ın, katılan şirketin muhasebe işlerini 15 yıldır takip ettiği, diğer sanık Hülya’nın da muhasebe elemanı olarak çalıştığı, katılanın şirketine ait SSK prim borçları konusunda 2006 yılında yapılandırmaya gidildiği ödeme planına göre ilk taksitin 31/05/2006 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığı bu SSK ödeme planı çerçevesinde taksit bedellerinin ilgili kuruma yatırılmak üzere elden sanık H.. G.."e teslim edildiği ve buna ilişkin 24 adet makbuz aslının dosyaya ibraz edildiği, 2008 yılı nisan ayında sanık H.. G.."in katılanı arayarak SSK prim borçları ile ilgili af çıkarıldığını ve kalan taksitlerin ödenmesine gerek kalmadığını söyleyerek katılana SSK prim borcu kalmadığına dair bir belge getirdiği, yapılan araştırmada gerek 24 aylık SSK prim borçlarının ödendiğine dair dekontların gerekse SSK prim borcu olmadığına dair yazının sahte olduğu tespit edildiği, ayrıca katılanın şirketinin KDV borcunu yapılandırılması için 2008 yılı aralık ayında bağlı bulunduğu Üsküdar Vergi Dairesine başvurduğu bu işleri de çalıştıkları sanıklara ait muhasebe bürosunun ve özellikle sanık H.. G.."in takip ettiği, Gelir İdaresi Başkanlığınca düzenlendiği iddia edilen 05/12/2008 tarihli vergi borcunun yapılandırılmasını içeren tecil ödeme planının sanıklarca katılanın şirketine getirildiği bu tecil ödeme planındaki 2008 yılı Aralık ayı ile 2009 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarına ait taksit tutarlarının sanık M.. S.."ın banka hesabına havale edildiği sonrasında ise sanıklarca geçmiş yıllara ait stopaj alacağı nedeniyle tecil ödeme planındaki kalan taksitlerin yatırılmasına gerek kalmadığının katılana bildirildiği bu nedenle sonraki aylarda herhangi bir ödeme yapılmadığı daha sonra sanıklarca 31/07/2009 tarihli vergi borcu bulunmadığına dair yazının katılana verildiği ancak 2009 yılı aralık ayında vergi borcu nedeniyle katılan hakkında icra takibi başlatıldığı ve yapılan incelemede sanıklar tarafından katılana verilen Üsküdar Vergi Dairesine izafeten düzenlenmiş 05/12/2008 tarih 95218 sayılı tecil ödeme planı ile 31/07/2009 tarih 80122 sayılı borcu yoktur yazılarının sahte oldukları bildirildiği, bu şekilde sanıkların sahte belgeler ibraz ederek katılandan menfaat temin ettikleri ve üzerlerine atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
1-Sanıklar hakkında katılan vekili tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararına karşı yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan beyanı, tanık anlatımları, mahkeme incelemesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre suça konu belgelerin iğfal kabiliyetleri olmadığı anlaşıldığından sanıklar hakkında verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararlarına karşı yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan beyanı, tanık anlatımları, makbuz içerikleri, banka dökümü, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
a-) Sanıklar hakkındaki 10 ay hapis cezasının TCK"nun 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması sonucu, sanıkların “ayrı ayrı 8"er ay 10"ar gün hapis cezası” ile cezalandırılmaları yerine “7"şer ay 15"er gün hapis cezası” ile cezalandırılmalarına karar verilmesi,
b-) Hapis cezası ertelenen sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezasının "kısmen veya tamamen" infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarı yerine, ertelenen cezanın "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemeleri halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine ve denetim süresini iyi halli olarak geçirmeleri halinde cezasının infaz edilmiş sayılmasına" karar verileceğinin belirtilmesi suretiyle TCK"nın 51/7. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkında verilen 10 ay hapis cezasının TCK"nın 1/6 oranında indirilmesi neticesinde sanıkların ayrı ayrı 7"şer ay 15"er gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, sanıklar hakkında verilen 10 ay hapis cezasının TCK"nın 1/6 oranında indirilmesi sonucu “sanıkların ayrı ayrı 8"er ay 10"ar gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına” şeklinde değiştirilmek ve hükmün TCK"nın 51/7. maddesine ilişkin kısmında yer alan “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemeleri halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine ve denetim süresini iyi halli olarak geçirmeleri alinde cezasının infaz edilmiş sayılmasına” kelimesinin çıkartılarak yerine “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemeleri halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğinin ihtarına ” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.