Esas No: 2021/7085
Karar No: 2022/3592
Karar Tarihi: 31.05.2022
Danıştay 8. Daire 2021/7085 Esas 2022/3592 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/7085 E. , 2022/3592 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7085
Karar No : 2022/3592
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; süresi içerisinde tez önerisi sunmadığından bahisle İstanbul Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği'nin 49. maddesi gereğince yükseköğretim kurumu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … karar sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; dava konusu işlemin davacı tarafından -başvuru ve dava dilekçelerindeki beyanıyla- 24/01/2020 tarihli e-posta ile tebellüğ edilmesi üzerine bu tarihi izleyen günden itibaren en geç 60 gün içinde dava açılması ya da aynı sürede 11. madde uyarınca başvuruda bulunulup bu başvuru üzerine tesis edilecek işlemin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başvuruya kadar geçen süre de göz önünde bulundurularak 60 gün içinde dava açılması gerekirken bu süreler geçtikten sonra 14/07/2020 tarihinde idare kayıtlarına giren başvurunun süresinde olmadığı, dolayısıyla süresinde yapılmayan başvuruya davalı idarece 06/08/2020 tarihinde verilen cevabın, sona ermiş olan dava açma süresini canlandırmayacağı açık olduğundan17/09/2020 tarihinde açılan işbu davanın süreaşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı; öte yandan her ne kadar davacı tarafından COVİD-19 virüsü salgını nedeniyle itiraz yapacak şartların uygun olmadığı belirtilmişse de; anılan salgın nedeniyle tüm sürelerin 13 Mart-15 Haziran arası için durduğu, yine durma süresinin başladığı tarih itibariyle bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden (16 Hazirandan) başlamak üzere on beş gün uzatılmış sayıldığı dikkate alındığında, 24/01/2020 tarihinde alınan tebliğ üzerine 60 günlük sürenin bitimine on bir gün kalmışken COVİD-19 salgını nedeniyle 13 Mart 2020 tarihinde duran süre hesaplandığında, davacı tarafından en geç 30 Haziran 2020 tarihine kadar 11. madde kapsamında başvuru yapılması ya da dava açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra 14/07/2020 tarihinde idare kayıtlarına giren dilekçe ile yapılan başvurunun reddi üzerine açılan huzurdaki davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1-b bendi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 24/01/2020 tarihli mail ekinde dava konusu işlem yer almadığından ve geçerli bir tebligat bulunmadığından dava açma süresinin başlamadığı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarece istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava; davacının süresi içerisinde tez önerisi sunmadığından bahisle yükseköğretim kurumu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … karar sayılı İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle 17/09/2020 tarihinde açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40. maddesinin 2. fıkrasında, Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış; 125. maddesinin 3. fıkrasında da, idari işlemlere karşı açılacak davalarda, dava açma süresinin yazılı bildirim ile başlayacağı kuralı yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinde, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde dava açma süresinin altmış gün olduğu; "Sürelerle İlgili Genel Esaslar" başlıklı 8. maddesinin 1. bendinde, sürelerin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 2. fıkrasında, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı; "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde,"1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükümlerine yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde ise, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.'', 7/a maddesinde "Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir" hükmüne;"Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü" başlıklı 32. maddesinde ise, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.'' hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği'nin 49. maddesi gereğince, süresi içerisinde tez önerisi sunmadığından bahisle davacının yükseköğretim kurumu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … karar sayılı kararının 24/01/2020 tarihinde davacının e-posta adresine iletildiği, davacı tarafından … tarihinde yapılan … sayılı CİMER başvurusunda yükseköğretim kurumu ile ilişiğinin kesildiğini bildirir bir mail aldığını beyan ederek tarafına doktora tezini tamamlama imkanı verilmesinin istenildiği; 13/07/2020 tarihli dilekçede ise davalı idareye başvurularak -özetle- … tarih ve … karar sayılı kararı ile ilişiğinin kesilmesine karar verildiğine ilişkin maili 24/01/2020 tarihinde aldığı, akabinde corona salgını başladığı ve itiraz yapacak merci ve şartların uygun olmadığı, konunun adaletli bir şekilde sonuçlanmasının sağlanması için doktora tez aşamasının devamı hakkının geri verilmesi konusunun yeniden gözden geçirilip yeni bir danışman ve bugüne kadar işlenmemiş yeni bir konu ile doktora tezini tamamlayabilme hakkının verilmesini ve şayet bu hakkı verilmez ise açacağı davaya esas olmak üzere ilişiğinin kesilmesine ilişkin Enstitü gerekçeli kararının tarafına yazılı olarak tebliğ edilmesinin istenildiği, bu istemin davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile reddedilmesi üzerine … tarih ve … karar sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle 17/09/2020 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan Anayasa ve Yasa hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu açıktır.
Buradaki “yazılı bildirim” sözcüğü ile ilgilisinin, idari uyuşmazlığa yol açan işlemin içeriğinden haberdar edilmesi amaçlanmış olup, ilgilinin haberdar olması, tebliğ, ilan veya ıttıla edilmeyle gerçekleşecektir. (Anayasa Mahkemesi; E:2008/34, K:2008/153, 31/10/2008)
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır. Bununla birlikte, idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle öğrenildiği kimi davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir. Ancak bu istisnai durumun kabulü, bilgi edinmenin dava açma süresine başlangıç alınması da, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı olup; bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği açılan idari davada ancak idari yargı merciince karara bağlanabilir. Bir başka deyişle, her tür bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Yasayla bağdaşmayacaktır. (İdari Dava Daireleri Kurulu, E:2014/1050, K:2015/5422, 16/12/2015)
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince 24/01/2020 tarihli e-posta esas alınarak davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; davacının şahsi e-mail adresinin 7201 sayılı Kanun'da düzenlenen elektronik tebligat adresi olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, belirtilen tarihin dava açma süresinin başlangıcı olarak esas alınamayacağı açıktır.
Bununla birlikte; davacının 17/02/2020 tarihli CİMER başvurusunda idari işlemin niteliği ve hukuki sonuçları hakkında muttali olduğu anlaşılmakla 17/02/2020 tarihinin ıttıla tarihi olarak kabul edilerek dava açma süresinin başlamasında esas alınması gerektiği açık ise de, bu tarih itibariyle de dava süresinde olmadığından temyize konu kararın belirtilen gerekçe ile onanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 31/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.