Danıştay 6. Daire 2020/742 Esas 2022/6451 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/742
Karar No: 2022/6451
Karar Tarihi: 31.05.2022

Danıştay 6. Daire 2020/742 Esas 2022/6451 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/742 E.  ,  2022/6451 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/742
    Karar No : 2022/6451

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- … 2- …
    3- …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Belediye Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İzmir İli, Torbalı İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda Torbalı Belediye Meclisinin … tarih ve .. sayılı kararıyla kabul edilerek, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Yazıbaşı 2. Etap Uygulama İmar Planının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, üst ölçekli nazım imar planına uygun tesis edilen dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında uyuşmazlık konusu 2906 sayılı parsele ilişkin kullanım kararlarının plan yapım sürecindeki gerekçelerin yeterli olduğu, parselde ayrılan park alanının Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinde düzenlenen kriterler doğrultusunda belirlendiği, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına aykırılık bıulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    DAVALILARIN SAVUNMASI:
    … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu uygulama imar planının hukuka uygunluğunun bilirkişi raporuyla ortaya konulduğu, temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek hukuka aykırılığın bulunmadığı ileri sürülmektedir.
    … Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY : İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen Yazıbaşı 2. Etap 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planınında dava konusu parselin kullanım kararının “gelişme konut alanı (seyrek yoğunluk)” ve “20 m.lik taşıt yolu” olarak belirlendiği, akabinde Torbalı Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilerek, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla 1/1000 ölçekli Yazıbaşı 2. Etap Uygulama İmar Planının onaylandığı, söz konusu planda dava konusu parselin “TAKS:0.30, KAKS:0.90 ayrık nizam 3 kat yapılaşma koşullu gelişme konut alanları”, “20 metrelik kent içi yol”, “park” ve “otopark” olarak belirlendiği, 09/07/2014-07/08/2014 tarihleri arasında bir ay süre ile askıya çıkarılan imar planlarına askı süresi içerisinde davacılar tarafından itiraz edilmediği, daha sonra davacılar tarafından taşınmaza ilişkin alınan imar durum belgesi üzerine dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT: 3194 sayılı İmar Kanununun "Amaç" başlıklı 1.maddesinde, "Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
    " hükmüne,
    Aynı Kanunun "Genel esas" başlıklı 3.maddesinde, "Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.
    " hükmüne,
    Yine, "Tanımlar" başlıklı 5.maddesinde, "Nazım İmar Planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan, Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır." şeklinde tanımlanmıştır.
    "Mekânsal planlama kademeleri" başlıklı 6.maddesinde, "Mekânsal planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planlarına uygun olarak; “Çevre Düzeni Planları” ve “İmar Planları” kademelerinden oluşur. İmar planları ise nazım imar planı ve uygulama imar planı olarak hazırlanır. Her plan bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanır." hükmüne,
    "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8.maddesinde, "Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.
    a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.
    b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır.
    Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer.(...)Arazi kullanımı ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur. Alt kademe planların, üst kademe planların kesinleştiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde ilgili idarece üst kademe planlara uygun hale getirilmesi zorunludur. Aksi halde, üst kademe planları onaylayan kurum ve kuruluşlar alt kademe planları en geç altı ay içinde uygun hale getirir ve resen onaylar.(...)" hükmüne yer verilmiştir.
    14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Mekânsal planlama kademeleri ve ilişkileri" başlıklı 6.maddesinde, "Mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur.
    Mekânsal planlar, plan kademelenmesine uygun olarak hazırlanır. Her plan, planlar arası kademeli birliktelik ilkesi uyarınca yürürlükteki üst kademe planların kararlarına uygun olmak, raporu ile bütün oluşturmak ve bir alt kademedeki planı yönlendirmek zorundadır.
    Arazi kullanım ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur.(...)" düzenlemesine yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Günümüzde plansız ve aşırı kentleşme olgusu sağlıklı kentleşmenin önündeki en ciddi engel olduğundan kentsel gelişmenin yönlendirilmesinde imar planlaması ile yön, şekil ve büyüklükle ilgili belirlemeler yapılması zorunludur. Kentsel planlama sürecinde zorlayıcı, kısıtlayıcı ve yönlendirici kararların tümü birden rol oynar. Çağdaş bir kentin oluşturulması ve yaşatılması için aşırı yapılaşmanın etkisinden korunmuş kent estetiği ve kentleşme kalitesini yükseltici alanların oluşturulması zorunludur.
    İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
    Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilir. Yapılan plan değişikliklerinin amaç yönünden yargısal denetimi bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerin irdelenmesi yoluyla yapılır. Bu irdelemeden sonra, sadece plan kapsamına alınan belirli bir yerin plan içindeki durumu incelenerek sonuca varılamayacağı, planlanan alanın özel niteliklerinin yanı sıra planın bütünlüğü içinde planlanan yörenin çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde ele alınarak kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği açıktır.
    İmar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı kriterleri ile birlikte özelliği itibariyle imar planının bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın nitelikleri ve çevrenin korunması gibi olguların gözetilmesi zorunludur.
    Kentsel planlamanın en temel unsurlarından birisi olan imar planların kademeli birlikteliği ilkesine göre, alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunludur. Bu doğrultuda, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının uygun olması gereken üst ölçekli plan kademeli olarak 1/5000 ölçekli nazım imar planıdır. Söz konusu plan da, bulunması halinde daha üst ölçekli 1/25.000 ölçekli nazım imar planına ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına uygunluk göstermelidir.
    "Plan kademelerinin üst basamaklarında yer alan imar planları, alt basamaklara göre daha soyut, daha genel ve daha kapsamlı olan ve ana ilkelerin, stratejilerin ve bunların biçimlendirdiği ana planlama kararlarının vurgulandığı belgelerdir. Bu nedenle üst ölçeklerde çok genel çizgileriyle belirlenen farklı arazi kullanımlarının konum ve büyüklüklerinin bir alt ölçeğe aynen aktarılması yeterli ve anlamlı değildir. Diğer bir deyişle, aynı bir bölge için, alt ölçekli planlarda, üst ölçekte belirlenen kullanımlardan daha fazlasına yer vermek kaçınılmazdır. Sorun, bu farklılaşmanın sınırlarının belirlenmesinde göz önünde tutulması gereken temel ölçütün ne olması gerektiğidir. Bu ölçüt ise, üst ölçekte belirlenen arazi kullanımının hakim arazi kullanımı olarak alt ölçeklere aktarılması biçiminde özetlenebilir. Diğer bir anlatımla, aynı bölge için üst ölçekte öngörülen arazi kullanımı alt ölçeklerde de -yine aynı bölge için- hakim kullanım türü olacak, ancak alt ölçeğin gerektirdiği farklı kullanım türlerine de yer verilecektir." (İmar Planlarının Kademelenmesi ve Farklı Ölçeklerdeki Planlar Arasındaki İlişki Prof. Dr. Melih Ersoy)
    Temyizen incelenen dosyada, davacı tarafından mezkur taşınmazın üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planında tamamının konut alanında bulunduğundan bahisle planların kademeli birlikteliğine aykırı olduğu gibi park alanı ihtiyacının çoğunun dava konusu taşınmazdan karşılanmasının hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek 1/1000 ölçekli Yazıbaşı 2. Etap Uygulama İmar Planının iptali istenilmiştir.
    Uyuşmazlığa konu taşınmaza ait plan paftalarının incelenmesinden; … parsel sayılı taşınmazın iptali istenen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "gelişme konut alanı, 20 m. yol, park ve otopark", üst ölçekli nazım imar planında ise gelişme konut alanı, 20 m. yol" alanında kaldığı görülmüştür.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinden; dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planın 6.1.6 sayılı plan notunda, “Plan genelinde ölçek gereği belirtilmeyen ilave teknik ve sosyal donatı alanları 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belirlenecektir. Bu plan kapsamında verilen değerlerin altına düşmemek kaydı ile donatıların alansal büyüklükleri ve bulundukları bölge içindeki yerleri alt ölçekli planlarda değiştirilebilir” hükmünün yer aldığı, uygulama imar planı plan açıklama raporunda bu hüküm gereği hareket edilmiş olduğu, dava konusu uygulama imar planı yapılmasında geçerli gerekçelerin bulunduğu, alanda getirilen sosyal donatı kullanımlarının yer seçimi, büyüklük ve uygun güzergah seçimine sahip olduğu, bu itibarla uygulama imar planın yürürlükteki imar mevzuatına, üst ölçekli plana, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, belde ihtiyaçlarına uygun olduğu, kamu yararına aykırı bir durumunun bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
    Uyuşmazlıkta dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının tamamında oluşan imar adalarında bulunan park ve yeşil alanlar bakımından üst ölçekli nazım imar planından farklı bir planlama anlayışının belirlendiği görülmektedir.
    Dava konusu parsel ve yakın çevresi itibariyle ve plan kademeleri arasında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapıldığında 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının soyutlama düzeyinde zaten sahip olmaları gereken temel farklılık taşıyabilecekleri tabiidir.
    Ancak dava konusu taşınmazda öngörülen park alanı yüz ölçümünden daha küçük park alanlarının üst ölçekli nazım imar planında gösterilmesine rağmen, üst ölçekli planda yüz ölçümü gereği gösterilmesi gereken fakat konut kullanımına ayrılan taşınmazın alt ölçekli planda yaklaşık 4.352 m2 lik kısmının park alanı olarak gösterilmesinde, üst ölçekli plan ve mevzuat hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
    Bu durumda mevzuatta öngörülen bir kuralın aksi yönde uygulanmasına izin verecek şekilde bir plan notuna dayanılarak üst ölçekli planın planlama anlayışından farklı olacak nitelikte bir planlamanın yapılmasında mevzuata uyarlık bulunmamış davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara