Esas No: 2022/554
Karar No: 2022/1951
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/554 Esas 2022/1951 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/554 E. , 2022/1951 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/554
Karar No : 2022/1951
TEMYİZ EDEN (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2018/5127, K:2021/1915 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının görevden uzaklaştırma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 tarih ve E:2018/5127, K:2021/1915 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmeler yapılarak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla esastan reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi sonucunda da Yargıtay … Ceza Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla temyiz isteminin reddiyle mahkumiyet kararının onanmasına karar verildiği ve davacı hakkında verilen mahkumiyet hükmünün 17/06/2019 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde sermurakıp olarak görev üstlendiğine, örgütün yönlendirmesiyle katalog evlilik yaptığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde ve yurtlarında kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına ve diğer hususlara yönelik yukarıda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Hakim-savcı adaylığı sınavlarına örgüte ait çalışma evinde hazırlanma hususu yönünden, davacının örgütün yargı erkine kendisine iltisak ve irtibatlı kişileri yerleştirebilmek amacıyla oluşturduğu hakim-savcılık sınavına hazırlık evlerinde anılan sınavlara hazırlanmış olmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatı ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer deliller yönünden, davacının üst aramasında bir adet 1 doların üzerinde bulunmasının, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının görevden uzaklaştırma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, görevden uzaklaştırma kararının kendisine tebliğ edilmemesi sebebiyle itiraz hakkının ve adalete erişim hakkının engellendiği,
hakkındaki soruşturmanın 16/07/2016 tarihinde açıldığı ve bir idari tasarruf olan görevden uzaklaştırma kararının aynı tarihte verildiği, OHAL'in 23/07/2016 tarihinden geçerli olmak üzere ilan edildiği, bu durumda davalı idarenin kendisi hakkında olağanüstü hal hukukunun uygulanması yönündeki iddiasının yasaların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğu, Dairece bu hususlara dikkat edilmeden karar verildiği, özgür iradeyi ortadan kaldıran işkence, kötü muamele ve ağır hapis tehditleri altında alınan ifadelerin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, tanık ifadelerinde suç işlediğine dair herhangi bir iddia bulunmadığı, Daire kararında dini sohbetlere katılmanın dayanak yapıldığı, toplantının herhangi bir suçun işlenmesine yol açtığı gösterilmediği için kararın barışçıl toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne aykırı olduğu; ayrıca, bu husustaki bilgilerin meslekten ihracından çok sonra elde edilip dosyaya girdiği, sonradan elde edilen delillerin önceden alınmış ve hiçbir suç deliline dayanmayan işleme hukuki dayanak yapılamayacağı, mahkumiyet kararının meslekten ihraç edildiği tarihten çok sonra ortaya çıkan bir durum olduğu, sonradan ortaya çıkan bir hususun daha önce verilmiş bir cezayı hukuka uygun hale getirmeyeceği, bir kişinin aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılanıp iki ayrı cezaya mahkum edilemeyeceği, bu husus incelenmeden verilen kararın gerekçeli karar hakkını ihlal ettiği, davalı idarece kendisiyle ilgili idari yaptırım tasarrufuna 19/07/2016 tarihinde 2802 sayılı Kanun koşulları ile başlanıldığı ve devamının aynı şekilde getirilmesi gerektiği, OHAL Kanunu'nun ise 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu nedenle hukuki güvenlik ilkesi gereğince de davalı idarenin iddiasının temelsiz ve hukuki gerekçeden yoksun olduğu, meslekten ihraç kararından önce savunma hakkı verilmediği, bylock kullanmadığı halde kullanmış gibi değerlendirme yapıldığı, davanın açılma tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğinin ortaya çıktığı, davalı idarece soyut ifadelerle işlem tesis edildiği ve bu işlemin de Dairece yerinde görüldüğü, üzerinde bulunan doların aleyhine delil kabul edildiği, bu hususun Ağır Ceza Mahkemesinde delil kabul edilmediği ve hükme esas alınmadığı, söz konusu doların düğününde takıldığı için hatıra olarak cüzdanında taşıdığı, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 10/06/2021 tarih ve E:2018/5127, K:2021/1915 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 01/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.