Danıştay 4. Daire 2018/7011 Esas 2022/3491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/7011
Karar No: 2022/3491
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 4. Daire 2018/7011 Esas 2022/3491 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 4. Dairesi, 2018/7011 Esas, 2022/3491 Karar numaralı davada, Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonrasında belirlenen vergi cezalarının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle dava açan … Yapı Teknik İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi cezalarının kısmen iptali için Bölge İdare Mahkemesi'nde açtığı davada verilen kararın temyizen incelenmesi talebiyle kararı değerlendirdi. Bölge İdare Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda davacının bazı vergi cezalarının kaldırılması, bazı cezaların ise kabul edilmesi yönünde karar verildi. Dava davacı tarafından temyiz ediliyor. Danıştay 4. Dairesi dosyayı inceledi ve temyiz isteminin reddine, Bölge İdare Mahkemesi'nin kararının onanmasına karar verdi. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1 ve 6. maddeleri, mükerrer 355/4. madde, 5228 sayılı Kanun'un 10. maddesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. ve 50. maddeleri, 323 sıralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebli
Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/7011 E.  ,  2022/3491 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/7011
    Karar No : 2022/3491

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Teknik İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunda yer alan tespitlerden hareketle 2010/1-12 dönemi için, 8.000 TL aşan tahsilatların banka veya özel finans kurumları aracılığıyla yapılmaması nedeniyle 213 sayılı Kanunun mükerrer 355/4. madde hükmüne göre kesilen özel usulsüzlük cezası ile ortaklara boçlar hesabına muhasebe standarlarına ve tek düzen hesap planına uygun kayıt yapılmadığı ve bazı gayrimenkul satışlarıyla ilgili faturalarda gerçek satış fiyatından düşük miktara yer verildiğinin tespit edildiğinden bahisle aynı Kanunun 353. maddesinin 1. ve 6. fıkralarına göre kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen 77.000 TL özel usulsüzlük cezasında somut tespit olmadığından hukuka uyarlık bulunmadığı; 2010 yılında ortaklara borçlar hesabının karakterine uygun olmayacak şekilde borç bakiyesi vermesi nedeniyle tek düzen hesap planına uyulmadığına ve "100-Kasa" hesabından 8.000 TL üzeri toplam 3.108,865 TL tahsilat yapılmış olduğuna ilişkin fiilerin subuta erdikleri, bu nedenle, 213 sayılı Kanunun 353/6. maddesine ve mükerrer 355/4. maddesine istinaden kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine (213 sayılı Kanunun 353/1. maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına Kanunun 353/6. ve 355/4. maddelerine göre kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden ise davanın reddine) karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının istinaf istemi yönünden; davacı temsilcisiyle birlikte düzenlenen inceleme raporu eki tutanağın 23. maddesinde, "ortaklardan alacaklar hesabı"nın 31/03/2010 tarihinden 16/07/2010 tarihleri arasında borç bakiyesi verdiğinin tespit edilmesi üzerine, 24. maddesinde, mükellef kurum temsilcisine bunun neden kaynaklandığı ve "borç para verme işlemlerine faiz geliri hesaplanıp hesaplanmadığı" sorusuna "muhasebe hatası" şeklinde cevap verildiği halde inceleme elamanınca bu hususu netleştirecek şekilde soru sorularak cevaplandırılması istenilmediği gibi, maddi bir delil de elde edilmediği halde, bir kayıt hatası da olabilecek bu durumun "ortaklardan alacaklar hesabı"nda takip edilmesi gereken işlemlerin "ortaklardan alacaklar hesabı"na kaydedildiği şeklinde yorumlanarak muhasebe standartlarına uyulmadığından bahisle 213 sayılı Kanunun 353/6. maddesine göre ceza önerilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, mahkeme kararının bu kısmına ilişkin hüküm fıkrasında isabet görülmediği, 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesine 5228 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle eklenen fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın %5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kurallarına yer verilmiş, 323 sıralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 4/4. maddesi ile de, tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların tevsik zorunluluğunun bulunmadığının açıklandığı, dava konusu olayda, anılan inceleme tutanağında, davacının faaliyetinin konut inşaatı olduğu ve ifadeleri alınan bazı alıcıların verdikleri beyanlara göre, konutların nihai alıcıya bizzat davacı tarafından satıldığı, yani, kendi arsasına olabileceği gibi kat karşılığında inşaat sözleşmesine göre üretmiş olduğu kendisine ait konutlarını sattığı, sadece müteahhitlik yapmadığı, inşaat sektöründe yapsat şeklinde tanımlanan üretimde de bulunduğu, dolayısıyla kendisi adına ürettiği konutların pazarlamasını da yaptığı hususları tespit edilmesine rağmen, nakit tahsilatlarının bu teslimlerinin dışında kalan işlemlerden kaynaklandığına dair herhangi bir tespitte ve araştırmada bulunulmadığı, dolayısıyla, satış işlemi tapuda düzenlenen resmi senetle gerçekleşebilen işlemleri de kapsayacak şekilde, 8.000 TL'nin üstündeki bütün tahsilatlarının finans kurumları aracılığıyla gerçekleştirilmesi gerektiğinden bahisle davacı adına kesilen cezada hukuka uyarlık görülmediği sonucuna ulaşılmış, davalı idare istinaf istemine gelince: yıllara sari inşaat işi nedeniyle hak ediş belgesindeki tutar için fatura düzenlenmediği yönünden net bir tespitte bulunulmadan ceza matrahı gösterilmesi ve tespit edilen faiz gelirlerinin; kasa mevcuduna ve neden kaynaklandığı netleştirilmeyen muhasebe kaydına dayanılarak yapılan yoruma ve varsayımdan hareketle tespit edilmesi nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamakla birlikte 34 ayrı konut satışından hareketle hesaplanan ceza matrahının, bu işlemlerin 17 adedi hakkında alıcıları ve davacı nezdinde tespitlerde bulunularak saptanan 737.020 TL kısmında ve özel usulsüzlük cezasının buna isabet eden 73.702 TL'lik kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, davalı idare istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, kararın, 213 sayılı Kanunun 353. maddesinin 1. fıkrasına göre kesilen 77.000 TL özel usulsüzlük cezasının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının 73.702 TL özel usulsüzlük cezasına isabet eden kısmının kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca incelenen davada, 73.702 TL özel usulsüzülük cezası yönünden davanın kısmen reddine, 158.943,25 TL özel usulsüzlük cezası yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında yapılan iş ve işlemlerin yerinde ve yasal olduğu, kararın aleyhe olan kısımlarının hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin reddine,
    2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:... sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara