Danıştay 13. Daire 2022/1170 Esas 2022/2397 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/1170
Karar No: 2022/2397
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 13. Daire 2022/1170 Esas 2022/2397 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 13. Dairesi'nin 2022/1170 Esas ve 2022/2397 Karar Numaralı Kararı'nda, davacı şirketin Tekirdağ il merkezinde izinsiz radyo yayını yaptığı gerekçesiyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun uyarılması yönünde tesis edilen dava konusu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek, idare mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Kararda, davacının 1995 yılında yayın lisans başvurusuna Tekirdağ il merkezinin de dahil olduğu ancak davacı tarafından sunulan delillerin yetersiz olduğu belirtilmiş ve davacının Tekirdağ'da yayın yapma hakkının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca, idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması sebepleri olmaksızın mümkün değildir. Bu sebeple, temyiz istemi reddedilmiştir.
Kararda geçen kanunlar:
- 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun
- 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/1170 E.  ,  2022/2397 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/1170
    Karar No:2022/2397

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
    (Eski Unvan: …
    Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.)
    VEKİLİ : Av. …
    A. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Radyo … adıyla faaliyette bulunan davacı şirkete ait radyo kanalının Tekirdağ il merkezine yönelik olarak izinsiz radyo yayını yaptığı gerekçesiyle radyo yayının durdurulması yönünde uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (Üst Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce, Mahkeme'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairemizin 14/10/2019 tarih ve E:2014/1288, K:2019/3058 kararı ile bozulması üzerine Mahkemece verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 14/01/2021 tarih, E:2020/2699, K:2020/38 sayılı kararı ile bozulması sonucunda anılan bozma kararına uyularak verilen kararda; Üst Kurul tarafından sıralama ihalesine katılarak yayın lisansı almak isteyenlere yönelik olarak 22/06/1995 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan "Lisans ve Yayın İzni Almak İsteyen Radyo Yayın Kuruluşlarına Genel Duyuru" üzerine davacı tarafından davalı idareye verilen radyo lisans başvurusuna ek çizelgesinde "radyo yayın hizmeti verilmek istenen yerleşim yerleri" arasında Tekirdağ il merkezinin yer aldığı görülmekle birlikte, yayıncı kuruluşun 10/03/1995 tarihinden itibaren fiilen yayın yaptığı yerleşim yerlerine ilişkin Üst Kurul tarafından yapılan bir tespitin bulunmadığı ve davacı tarafından da 10/03/1995 tarihinde fiilen yayında olduğunu kanıtlayan delil sunulamadığı, ayrıca davacı yayın kuruluşunun 1995 yılında faaliyette olup daha sonra yayınına ara verdiği bir yerleşim yerinin bulunmadığı, Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği'nin 22/01/2003 tarih ve 25001 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmesiyle birlikte yayıncı kuruluşların yayın alanlarını genişletebilmesine imkân tanındığı, davacı yayıncı kuruluşun bu kapsamda yaptığı başvuruda Tekirdağ il merkezinin yayın genişletilmesine ilişkin listede yer almadığı, ancak anılan Yönetmeliğin Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 24/05/2005 tarih ve E:2005/5054, K:2005/2729 sayılı kararı ile iptal edildiğinden bahisle hiçbir yayıncı kuruluşa yayın izni verilmediği hususunun davalı idarece bildirildiği, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği 03/03/2011 tarihinde Üst Kurul kayıtlarına göre yayın hakkı olan kuruluşların Kurul tarafından izin verilen yerleşim yerleri ile sınırlı olmak kaydıyla bu tarihten itibaren yayınlarına devam ettiği ve frekans kullanım ücretlerinin de bu kayıtlar doğrultusunda tahsil edildiği;
    Diğer taraftan, 1995 yılına ait başvurularının dayanağı olan mülga Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesinde yer alan ''Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte yayında bulunan radyo ve televizyon istasyonlarının yeri, kullandığı frekans kanalı, en yüksek yayın gücü (erp) ve yayın saatleri bir ay içinde Üst Kurula bildirilir.'' kuralı doğrultusunda yapılan başvuruların madde metninde yer alan teknik bilgileri içermesinin zorunlu olduğu, davacı yayıncı kuruluş tarafından 1995 yılında yapılan başvurunun ise yayın yapılmak istenen yerleşim yerleri ve yayının kapsayacağı nüfus dışında herhangi bir teknik bilgiyi içermemesi nedeniyle söz konusu Yönetmelik uyarınca fiilen yayın yapılan yerlere ilişkin bir başvuru niteliği taşımadığı, ayrıca davacının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na güvenlik sertifikası için Tekirdağ ilinde radyo yayınına yönelik olarak başvurusunun bulunmadığı;
    Bu itibarla, davacının Tekirdağ il merkezinde 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un Geçici 6. maddesi uyarınca yayın yapma hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, davacı şirketin yayın izni olmaksızın Tekirdağ il merkezine yönelik FM Bandı 101.7 MHz frekansından "... Radyo" çağrı işareti ile yaptığı radyo yayınını durdurması yönünde uyarılmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 1995 yılında Tekirdağ ili de dahil olmak üzere yayın yapma amacıyla Üst Kurula başvurulduğu, dolayısıyla yayının genişletilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, 1995 yılından dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar yıllık kanal/frekans kullanım bedelleri de ödemek suretiyle aralıksız yayına devam edildiği, bu kapsamda kazanılmış haklarının olduğu, dava konusu olan Tekirdağ merkez vericisinin TMSF eliyle gerçekleştirilen ihale sonucunda cebri satış yolu ile bizzat davalı idarece onay verilmiş olan satış şartnamesi ve ekleri ile kendilerine devrolunduğu, devletin onay verdiği işlemi daha sonra geri almasının mümkün olmadığı, aksi bir uygulamanın devlete güven ilkesini zedeleyeceği ve hukuki güvenilirliği ortadan kaldıracağı, yayın hakkının engellenmesinin açıkça Anayasa'ya aykırılık oluşturduğu, davalı idarenin yaklaşık 27 yıldır frekans tahsisine ilişkin ihale ve gerekli sair düzenlemeleri hâlen yapmadığı, idarece verilen karasal ve uydu ulusal yayın iznine dayalı olarak ulusal çapta yayın yapmak zorunda olan bir yayıncı olduğu, aynı nitelikteki Diyarbakır ve Şanlıurfa il merkezi vericilerine ilişkin olarak açılan davada, davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan temyiz isteminin reddine karar verildiği ileri sürülmektedir.


    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, yayıncı kuruluşun 1995 yılındaki bildirim listesinde Tekirdağ ilinin mevcut olduğu ancak bu yerle ilgili o dönemde frekans bildirilmediği veya yayına başlanılmadığı, sonradan yayına başlanılmasının izinsiz yayın statüsünde olduğu, mevcut hukuki durum çerçevesinde karasal ortamda yayında olan radyo ve televizyon kuruluşlarının Üst Kurulca yayın yapmalarına müsaade edilen yerleşim yerleri ile sınırlı olmak kaydıyla yayınlarına devam edebileceği, dolayısıyla davacı kuruluşun başvurusundaki yayın lisans tipini değiştirmesi veya genişletmesinin bu aşamada olanaklı olmadığı, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara