Esas No: 2021/1724
Karar No: 2022/2623
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay 3. Daire 2021/1724 Esas 2022/2623 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/1724 E. , 2022/2623 K.Özet:
Davacı, sahte faturalarla belgelendirdiği alımların sonrasında devreden indirilebilecek katma değer vergisinin olmadığı da gözetilerek oluşturulan beyan tablosuna göre 2017 yılı Şubat-Mayıs ve Ağustos dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş, Bölge İdare Mahkemesi de istinaf başvurusunu reddetmiştir. Temyiz eden tarafın iddiası, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırımlı uygulanabilmesi için tekerrüre esas alınacak sonraki fiilin daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte işlenmiş olması gerektiğidir. Karşı taraf savunma vermemiştir. Danıştay Üçüncü Dairesi, temyiz istemini reddederek Bölge İdare Mahkemesi kararını onamıştır. Kararda, vergi kanunlarının lafzı ve ruhunun göz önünde bulundurularak hüküm ifade edeceği açıklanmıştır. Ayrıca, Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dol
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1724
Karar No : 2022/2623
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makine İmalat ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU :...Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2016 yılında alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle sonraki yıla devreden indirilebilecek katma değer vergisinin olmadığı da gözetilerek yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2017 yılının Şubat ila Mayıs ve Ağustos dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu tarhiyatın önceki yıldan devreden indirilebilecek katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu 2016 yılının Ekim ila Aralık dönemleri için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı açılan dava, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiğinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 2017 yılında vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir fiil bulunmayıp tarhiyat 2016 yılından devreden katma değer vergisinden kaynaklandığından vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılarak kesilmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının, aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırımlı uygulanabilmesi için tekerrüre esas alınacak sonraki fiilin her halde daha önce işlenmiş bir fiil için kesilen cezanın kesinleşme tarihinden sonraki bir tarihte işlenmiş olması gerektiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergi kanunlarının uygulanması" başlıklı 3. maddesinde, vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği; lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümlerinin, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanacağı belirtilmiş, aynı Kanun'un "Tekerrür" başlıklı 339. maddesinde ise vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Tekerrür halinde cezanın artırılmasından maksat, vergi ziyaına yeniden sebebiyet verilmesinin önüne geçebilmek adına, aynı veya farklı fiillerle gerçekleştirilmiş olmasına veya aynı vergi türüne ilişkin olup olmadığına bakılmaksızın, ilkinden daha ağır bir yaptırım uygulanmak suretiyle mükelleflerin vergi kaybına yol açacak eylemlerde bulunmaktan caydırılmasıdır. Vergi ziyaına yol açan eylemin, mükellef hakkında kesilen cezanın kesinleştiği tarihten, izleyen takvim yılı başına kadar geçecek süre içerisinde gerçekleşmesi ile bu fiilin izleyen takvim yılı içerisinde ya da daha sonra gerçekleştirilmesi arasında, ihlalin ağırlığı yönünden herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ayrıca,Vergi Usul Kanunu'nun 339.maddesinde yer alan "...cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere ..." ibaresi tekerrürün uygulanacağı iki veya beş yıllık sürenin sona ereceği tarihin tespiti ile ilgilidir.
Bu itibarla, yukarıda anılan Kanun hükümleri amaçsal olarak yorumlandığında, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihten itibaren vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda kesilecek cezaların tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı adına kesilen ve tekerrür uygulamasına esas alınan 2010 yılına ilişkin kesilen vergi ziyaı cezasının 24/11/2016 tarihinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu edilen cezaların da bu tarihten sonraya ilişkin olduğu görüldüğünden, cezaların tekerrür nedeniyle artırılarak uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının temyize konu hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.