Esas No: 2021/803
Karar No: 2022/2342
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay 9. Daire 2021/803 Esas 2022/2342 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2021/803 E. , 2022/2342 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/803
Karar No : 2022/2342
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2017 yılı için re'sen tarh edilen kurumlar vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, mükellefin faaliyete başladıktan sonra çok kısa süre içerisinde milyonlara varan ciroya ulaştığını beyan ettiği, mükellefin deposunun veya adına kayıtlı aracının bulunmadığı, mükellef tarafından belirtilen cirolar karşısında beyan edilen vergilerin çok düşük olduğu, mükellef kurumun 423.419.15TL vergi ödemesinde bulunduğu ancak 2016 ve 2017 dönemlerinde düzenlediği fatura tutarının yaklaşık 432 milyon lira olduğu düşünüldüğünde bu tutarın sembolik kaldığı, alış satış yapıldığı belirtilen firmaların çok büyük çoğunluğu hakkında sahte belge düzenleme veya kullanma nedeniyle olumsuz tespitler yapıldığı, konuya ilişkin olarak şirket müdürü ...'ın gerek alınan ifadelerinde gerekse de vergi inceleme tutanağında yaptığı açıklamalarında alış yaptığını bildirdiği malların ilk üreticisinin kim olduğu hakkında yeterli açıklama yapamadığı, kaçamak cevaplarla geçiştirdiği, mükellefin alış bildiriminde bulunduğu firmaların hiçbirisinin alışının bir üretici ya da ithalatçıya dayanmadığı, hepsinin kağıt üstünde kurulan paravan şirketlere dayandığı, mükellef kurum ile … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin satış bildirimleri karşılaştırıldığında her iki firmanın da satışlarının büyük bölümünü yaptıkları firmaların aynı olduğu, mükellef kurumun alış bildirimlerinin büyük bir kısmının da … Limited Şirketinden yapıldığı, mükellef kurumun muhasebecisi … ve mükellefe muhasebe hizmeti veren … hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, bu şahısların organizasyon kapsamında olduğu değerlendirilen diğer firmalara da muhasebe hizmeti verdiği, …'ın işyerinde yapılan arama neticesinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin de yüksek tutarlı alış bildiriminde bulunduğu … Çelik Metal İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi'nin şirket müdürü … ve eski şirket Müdürü …'ya ait olduğu tespit edilen birer adet imza çipleri ve yine … Çelik Metal İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi adına düzenlenmiş faturalar ile söz konusu şirkete ait pay defterinin ele geçirildiği, mükellef kurumun mal aldığı … Limited Şirketine para göndermesi gerektiği halde, … Limited Şirketinin daha fazla para gönderdiğinin tespit edildiği, … Limited Şirketi'nin mükellef kuruma mal satış bildiriminde bulunmasına karşın satış bildiriminde bulunan firmanın alış bildiriminde bulunan mükellef şirkete milyonlarca lira para gönderdiği, mükellef kurumun … Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den mal alımında bulunmamasına rağmen fazladan yaklaşık 16 milyon liralık tutarı banka yoluyla … Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye gönderdiği ve 2017 sonu itibariyle bu tutarın geri gönderilmediği, bu paranın üzerinden 1 yıldan uzun süre geçmesine rağmen talep edilmediği ve faiz işletilmediği, banka hesaplarına yatırılan tutarların organizasyon kapsamında olduğu değerlendirilen firmalara aynı gün gönderildiği, herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı şahıslar ile mükellef kurum yetkilisi arasında yüksek tutarlı para alışverişinin bulunduğu, bu kişilerin … Ltd. Şti. ile ilişkili oldukları tespitine anılan şirket hakkında düzenlenen raporda yer verildiği, mükellef kurumun iş yerinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen 128 ile 154 arası numaralandırılmış çek fotokopilerinin arka yüzünde mükellef kurumun ciro ettikten sonraki ciro silsilesinin de bulunduğu, bu fotokopilerin bir kısmının … Limited Şirketi'nin fax numarasından gönderildiği, söz konusu duruma ilişkin …'ın çeklerin iş yerinden çıkmasını açıklayamadığı ve yapılan tespitlerden organizasyona dahil olan firmalara ilişkin çeklerin tek elden düzenlenerek ilgili firmalara gönderildiği izlenimini doğurduğu, çekleri tahsil eden … ve …'nın ifadelerinde çekleri ticari faaliyet nedeniyle değil, yanında sigortalı çalıştıkları firma yetkilileri tarafından kendilerine yönlendirilen şahıslara teslim edilmek üzere tahsil ettiklerini belirttikleri, …'ın … Ltd. Şti.'nin çalışanı olduğunun mükellef kurum yetkilisi tarafından ifade edildiği, yine mükellef kurumun iş yeri adresinde nakliyecilere ait fatura koçanları ve başka firmaların da bulunduğu sevk irsaliyelerinin ele geçirildiği, iktisadi ticari ve teknik icaplara uygun olmayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bu hususların aksinin de davacı tarafından ispat olunamadığı göz önüne alındığında, mevcut bilgi ve belgelerden davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, sahte belge düzenlediğinden bahisle davacı şirket adına yapılan dava konusu kurumlar vergisi tarhiyatında ve kesilen vergi ziyaı cezasının üç kata ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısımları bakımından ise , 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339.maddesinde vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı hükmüne yer verildiği, dava konusu olayda, davalı idarenin sunduğu belgeler incelendiğinde; idarece tekerrüre dayanak olarak gösterilen vergi ziyaı cezasının 29.07.2017 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği ve bu cezaya ilişkin olarak davacının VUK 376. md kapsamındaki dilekçesine istinaden 31.07.2017 tarihli tahakkuk fişinin düzenlendiği, cezanın 2017 yılında kesinleştiği görülmüş olup, 2017 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezası nedeniyle ancak 01.01.2018-31.12.2022 tarihleri arasında kesilecek vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği açık olduğundan, dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılarak kesilen kısımlarında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısımlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Alış ve satış faturaları, sevk ve taşıma irsaliyeleri, nakliye faturaları,kantar fişleri, yol denetime ilişkin belgeler ile tahsilat ve ödemelere ait banka kayıtları ve şirketin yasal defterlerinin ibraz edildiği halde incelemede dikkate alınmadığı,vergi tekniği raporunun somut tespit, belge ve delile dayanmadığı, 2016 yılında alışlarının %72'sini yaptığı … Ltd.Şti.'nin satışları gerçek olduğundan sahte fatura ticaretinden komisyon geliri elde ettiğinden bahisle hakkında yapılan cezalı tarhiyatın mahkemece kaldırıldığı, iddialarının kararda değerlendirilmediği, alış ve satış yaptığı tüm firmalar nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, satış yaptığı bir kısım firma nezdinde yapılan karşıt incelemede ibraz edilen belgelere göre satışlarının gerçek olduğu iddialarıyla kararın aleyhe kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı tarafından savunma verilmemiştir. Davacının savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların temyiz isteminin reddine,
… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunan davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı 3 sayılı Tarife uyarınca hesaplanacak nisbi harcın alınmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi..
KARŞI OY : Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden, davacının, düzenlediği faturaların sahte olduğunun ve bu faturalar nedeniyle komisyon geliri elde ettiğinin somut bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, davacı temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi yönünden bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.