Esas No: 2019/5206
Karar No: 2022/3501
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay 4. Daire 2019/5206 Esas 2022/3501 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/5206 E. , 2022/3501 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5206
Karar No : 2022/3501
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı derneğin iktisadi işletmesinin elde ettiği kazancın dernek tüzelkişiliğine aktarılması nedeniyle yapılan tevkifata ilişkin 2017/12 dönemi için ihtirazi kayıtla verilen beyannameye dayanılarak tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisinin 1.050.000 TL'lik kısmının kaldırılması için yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı işlemle reddedilmesi üzerine ödenen gelir (stopaj) vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; vergi kanunlarında iştirak hissesinin tanımı yapılmamakla birlikte 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının parantez içi hükmünde, limited şirket ortakları, iş ortaklarının ortakları ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançların iştirak kazancı sayılacağının belirtildiği, bu belirleme, dağıtım yapılacak kişilerin sermaye payı sahibi olmalarına dayandırılmış olup dağıtımı gerçekleştiren kurumun sermayesinin tamamının veya bir kısmının vakıf ya da dernek tarafından sağlanmasının, kardan pay alma amacıyla sermaye tahsis edildiği gerçeğine bir etkisi bulunmadığı, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerde, iktisadi işletme karından bağlı olunulan vakfa veya derneğe yapılan aktarımın dernek yönünden Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesinin 1'inci fıkrasının 2'nci bendine göre iştirak kazancı, karı sağlayan (aktaran) yönünden ise kar dağıtımı niteliğinde olduğu, işletmenin kendi kazancının vergisini, derneğin ise işletmenin kendisine sağladığı kazancın vergisini kaynağında tevkif yoluyla ödemek durumunda olduğu ve derneğin elde ettiği söz konusu iştirak kazancı kurumlar vergisinden istisna edildiğinden ortada mükerrer vergilendirmenin bulunmadığının da açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin kamuya yararlı dernek olduğu, kârı aktaranın da aktarılanın da aynı kişi olduğu, dernek ve iktisadi işletmenin birbirinden ayrı kişilikleri olmadığı, derneklerde kâr dağıtımının olamayacağı, derneklerin kuruluş amacının da kâr elde etmek olmadığı, elde edilen gelirin dernek tüzüğünde belirtilen amaç dışında kullanılamayacağı, derneklerin iktisadi işletme için ayrıca sermaye tahsisi zorunluluğu bulunmadığı, iktisadi işletmenin bizatihi derneğin kendisi olduğu, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre iktisadi işletmeye sermaye koyma borcu yüklenmediği, ayrıca 2016 yılı için açtıkları davanın kabulüne karar verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde; dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu belirtilmiş, 2. maddesinin 5. bendinde ise; dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler olarak tanımlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 6/b-i alt bendinde; tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin 2. fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz) vergi tevkifatının yapılacağı, aynı Kanunun 75. maddesinin 1. fıkrasında; sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu, 2. fıkrasının (2) numaralı bendinde ise; iştirak hisselerinden doğan kazançların (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz) menkul sermaye iradı sayılacağı hükme bağlanmıştır.
1 seri nolu Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ'in "5. Diğer Hususlar" bölümünün 5.2. alt başlığında; vakfa bağlı iktisadi işletmelerde muhasebe işlemleri ve işletme gelirlerinin vakıf bütçesinde gösterilmesi hususu düzenlenmiş ve iktisadi işletmenin dönem sonunda oluşan kârından ödenmesi gereken vergiler ve diğer yasal yükümlülükler ayrıldıktan sonra kalan net kârın, vakıf bütçesine gelir olarak aktarılacağı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, iktisadi işletme faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazancın kurumlar vergisi ödendikten sonra derneğe aktarılmasının, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesine göre dernek açısından iştirak kazancı olarak kabulünün hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerektiğinden bahisle 2017/12 dönemi için ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden ve ödenen gelir (stopaj) vergisinin 1.050.000 TL'lik kısmının kaldırılması için yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı işlemle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Tüzel kişiliği bulunmayan dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi mükellefi olarak ayrı bir vergi süjesi kabul edilmekle birlikte, bağlı bulundukları vakıf veya dernek tarafından yönetilirler ve dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu tüzel kişiler ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir. Sermayelerinin tamamı da ilgili dernek veya vakıf tarafından tahsis edilir. 83 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde ise, iktisadi işletmenin oluşan kârından ödenmesi gereken vergiler indirildikten sonra kalan net kârın vakıf bütçesine gelir olarak aktarılacağı belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 94/6-b-i bendinde, 75. maddeye atıfta bulunularak maddenin sadece 2. fıkrasının 1,2 ve 3 numaralı bendinde yazılı kâr paylarından stopaj yapılacağı ifade edilmiş, 75/2. maddesinde iştirak hisselerinden doğan kazançlar menkul sermaye iradı sayılmış, ancak vergi kanunlarında iştirak hissesinin tanımı yapılmamıştır. Yalnız, anılan 75. maddenin 2. bendinin parantez içi bölümünde, limited şirket ortaklarının, iş ortaklarının ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançların iştirak hisselerinden doğan kazanç olduğu, kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan kârların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nisbetinde tevziinin, kazanç dağıtımı sayılmayacağı belirtilmekle yetinilmiş, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden elde edilen kârın dernek veya vakıf hesabına aktarılmasının iştirak kazancı kabul edildiğine ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Derneklere ait iktisadi işletmelerin elde ettikleri kazançları bağlı bulundukları derneklere aktarmaları yönünde genel bir düzenleyici işlemin varlığı da mevcutken, iktisadi işletmenin elde ettiği kârı, hukuken bağlı ve ait olduğu dernek veya vakıf tüzel kişiliği hesabına aktarması işlemi nitelik itibariyle bir kâr dağıtımı işlemi kabul edilemeyeceği ve söz konusu kazancın aktarımı, vergi kesintisine konu olacak kâr payları arasında sayılmadığından, davacı tarafından bağlı bulunduğu derneğe aktarılan kâr payının dernek açısından iştirak kazancı kabul edilmesi suretiyle yapılan tevfikatın kaldırılması gerektiğinden davanın reddine dair verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık, kararın kaldırılması isteminin reddine dair temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.