Danıştay 4. Daire 2022/2459 Esas 2022/3515 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2022/2459
Karar No: 2022/3515
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 4. Daire 2022/2459 Esas 2022/3515 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/2459 E.  ,  2022/3515 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2022/2459
    Karar No : 2022/3515

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR: 1- …
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Bakanlığı
    … Başkanlığı / …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, iş akdinin 30/11/2014 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine, kendisine ödenen tutardan kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusu neticesinde iadesi yapılmayan 75.604,20 TL gelir vergisinin tecil faiziyle birlikte iadesi ve 07/10/2019 tarihinde iadesi yapılan 377.956,80 TL'nin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizinin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile iadesi yapılmayan gelir vergisinin tecil faiziyle birlikte iadesi ve iadesi yapılan tutarın tecil faizinin iadesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya verilen 140.388,04 TL başarı primi ödemesi üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisi bakımından; Mahkemelerince ara kararı ile davacının eski işvereninden yapılan ödemelerin mahiyetinin sorulduğu, gelen cevabi yazıdan priminin davacıya çalışması karşılığında yapılan bir ödeme olduğunun anlaşıldığı, bu ödemelerin de kanun koyucu tarafından ücret sayıldığı, dolayısıyla bu ödeme üzerinden kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı; davacının 701.940,20 TL işten ayrılma tazminatı ödemesi üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin tecil faizine yönelik istemine gelince, 213 sayılı Kanunun 112. maddesindeki, fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde, tecil faizi uygulanacağı yolundaki açık hüküm uyarınca ve fazla veya yersiz tahsilatın davacıdan kaynaklanmadığı da dikkate alınarak, davacıya işten ayrılma tazminatı adı altında ödenen tutar üzerinden kesilen ve 07/10/2019 tarihinde iadesi yapılan 377.956,80 TL gelir vergisinin tahsil tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizinin davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, yapılan işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, ikale sözleşmesine istinaden yapılan ücret niteliğindeki ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ :Davacının temyiz isteminin kabulü, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davacının, kararın, dava konusu işlemin 140.388,04 TL başarı primi ödemesi üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisine ilişkin kısmının iptali isteminin reddine dair hüküm fıkrasına ilişkin temyiz istemi yönünden;
    30/01/2019 tarih ve 30671 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18/01/2019 tarih ve 7162 sayılı Kanunun 4. maddesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 89. maddede, 27/03/2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği, bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere vazgeçilen davalarla ilgili olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan iade talepleriyle ilgili olarak bu madde hükmünün uygulanmayacağı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu kurala bağlanmış; bu kapsamda mükelleflere istisnai bir hak tanınmış ve 15/03/2019 tarih ve 30715 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 306 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile de söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; davacıya iş akdinin 30/11/2014 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirilmesi üzerine ödenen tutardan gelir vergisi tevkifatı yapıldığı, davacı tarafından, söz konusu ödemenin ücret niteliği taşımadığı ve gelir vergisinden muaf olduğu iddiasıyla Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığından 12/04/2019 tarihinde düzeltme talep edildiği, başvuru üzerine 07/10/2019 tarihinde davacının banka hesabına 377.956,80 TL'nin iade edildiği, kalan kısmına ilişkin olarak herhangi bir cevap verilmediği, bunun üzerine 04/11/2019 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığına şikayet başvurusunda bulunulduğu, belirtilen düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile iadesi yapılmayan 75.604,20 TL gelir vergisinin tecil faiziyle birlikte iadesi ve 07/10/2019 tarihinde iadesi yapılan 377.956,80 TL'nin tecil faizinin iadesi istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Olayda, davacı tarafından, yukarıda yer verilen maddede öngörülen 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesine istinaden kendisine yapılan ödeme üzerinden tevkif edilen gelir vergisinin iadesi istemiyle düzeltme şikayet başvurusunda bulunulduğu, başvurunun zımnen reddi tarihinde anılan maddenin yürürlükte olduğu görülmüş olup, uyuşmazlık hakkında, Gelir Vergisi Kanununun söz konusu geçici 89. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, davacının iş akdinin 30/11/2014 tarihinde sona erdirildiği, davaya konu başarı primi ödemesinin, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 89. maddesinde iade kapsamında değerlendirileceği sayılarak belirtilen ödemelerden olduğu ve söz konusu ödeme üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin iadesi için gerekli olan diğer şartların sağlandığı dikkate alındığında, düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair dava konusu işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan, Vergi Dava Dairesince yeniden verilecek kararda, davacının başarı primi ödemesi üzerinden kesilen gelir vergisine ilişkin faiz istemi yönünden de yeniden değerlendirme yapılacağı tabiidir.
    Davalı idarenin, kararın, davacıya işten ayrılma tazminatı adı altında ödenen tutar üzerinden kesilen ve 07/10/2019 tarihinde iadesi yapılan 377.956,80 TL gelir vergisinin tahsil tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizinin iadesine dair hüküm fıkrasına ilişkin temyiz istemine gelince;
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 4. fıkrasında, fazla veye yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihinden, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği düzenlenmiştir.
    Bakılmakta olan davada, her ne kadar işten ayrılma tazminatı üzerinden fazladan kesilen verginin tahsil tarihinden itibaren tecil faizi oranında hesaplanacak faizinin iadesine karar verilmiş ise de, tahsil tarihinde davalı idarenin kusurunun bulunmadığı anlaşılmış olup, bu haliyle, davacıya, işten ayrılma tazminatı üzerinden tahsil edilen gelir vergisi için, idareye düzeltme başvurusunda bulunulan 12/04/2019 tarihinden düzeltme fişinin kendisine tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanacak tecil faizinin ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, temyize konu kararın faize ilişkin kısmında da hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz istemlerinin kabulüne,
    2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Davacıya başarı primi adı altında yapılan ödemenin ücret niteliği taşımadığı, söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasının açık bir vergilendirme hatası olduğu, dolayısıyla tevkif edilen verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına gerekçe yönünden katılmıyoruz.

    (XX) KARŞI OY:
    Davalı idarenin temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bu kısmına da katılmıyorum.


    Hemen Ara