Danıştay 8. Daire 2019/5577 Esas 2022/3667 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/5577
Karar No: 2022/3667
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 8. Daire 2019/5577 Esas 2022/3667 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5577 E.  ,  2022/3667 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/5577
    Karar No : 2022/3667

    DAVACI : …
    VEKİLİ : Av. …

    DAVALI : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

    DAVANIN KONUSU :
    1- Yüksek lisans ve doktora öğrenimi görmek amacıyla yurtdışına gönderilen davacının gönderiliş amacına uygun bir derece ile yurda dönmediğinden bahisle Hazineye olan doktora borcunun ödenmesi ve senet alınmasına ilişkin davalı idarenin … tarih ve E. … sayılı işlemi ile
    2- Bu işlemin dayanağı olan 12/05/2015 tarihli Bakan Olurunun iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Davacı tarafından, master/doktora eğitimine başladığı tarihler esas alındığında yapılan yurt dışı masraflarının mecburi hizmet olarak ödenmesine engel olmadığı, davalı idare uygulamasının dava konusu düzenleyici işlemin tesisine kadar davacıyla aynı durumda ülkeye dönen öğrencilerden tazminat talep etmeyerek zorunlu hizmet sürelerine ekleme, mecburi hizmette bulunarak doktora eğitim masraflarının ödenmesi şeklinde olduğu, ancak davalı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü'nün 12.05.2015 tarihli makam onaylı kararı gerekçe gösterilerek idare masraflarının mecburi hizmete dönüştürülmesinin karşılığı olarak noterden taahhüt ve kefalet senedinin verilmesinin istendiği, davacının doktora amacıyla yurt dışına gönderiliş tarihinden sonra 12.05.2015 tarihinde davalı idarece icra edilen masrafların mecburi hizmete dönüştürülmesinin senet alınması koşuluyla uygun görülmesine ilişkin Bakan olurlu işlemin ve ilgili Yönetmelik hükümlerinin (Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde Öğrenimleri Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete'nin 02.10.2014 tarih ve 29137 sayılı) uygulanmasının hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu, emsal kararlarda dava konusu işlemin iptal edildiği, ileri sürülmüştür.

    DAVALININ SAVUNMASI :
    Davalı idare tarafından, 12.15.2015 tarihli Makam Olurunun bursiyerler arasında eşitsizliği kaldırmak ve yurt dışı öğrenimlerinde suistimallerin önüne geçmek amacıyla icra edildiği, verilen tüm azami sürelere rağmen doktora öğreniminde başarılı olamayan davacının tabi olduğu 1416 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca öğrencilikle ilişiği kesildiği ve 19. maddesi uyarınca hakkında tazminat için takip başlatıldığı, davacının doktora öğrenimi için Bakanlığa verdiği 11.01.2008 tarihli yüklenme senedi ile 20.12.2010 tarihli ek yüklenme senedi hükümlerine göre tahsilde başarısız olması halinde tahsil masraflarını geri ödeyeceğini taahhüt ve beyan ettiği, tazminat bildirimlerine rağmen hazine alacağının ödenmediği, gerek 1416 sayılı Yasa gerek Muhasebat Genel Müdürlüğü 16 Sıra No'lu Genel Tebliği uyarınca mecburi hizmet görevi nedeniyle kişilerden yüklenme senedi alınmasının yasal zorunluluk olduğu, dava konusu düzenleyici ve bireysel işlemlerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Doktora eğitim ve öğretimine devam ederken alınan makam olurunda öngörülen işlemlerin, davacıya uygulanmasının davacının haklı beklentisi ve hukuki güvenlik ilkesi ile bağdaşmayacağı, bu nedenle davacı tarafından yapılan başvurunun zımnen reddedilmesine ilişkin dava konusu bireysel işlemde ve söz konusu makam olurundan önce doktora eğitim ve öğretimine başlayanlar için geçiş hükümlerine yer verilmediği görüldüğünden dava konusu düzenleyici işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden dava konusu işlemlerin iptali gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : …
    DÜŞÜNCESİ : Yüksek lisans ve doktora öğrenimi görmek amacıyla yurtdışına gönderilen davacının gönderiliş amacına uygun bir derece ile yurda dönmediğinden bahisle Hazineye olan doktora borcunun ödenmesi ve senet alınmasına ilişkin davalı idarenin … tarih ve E. … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 12/05/2015 tarihli Bakan Olurunun iptali istenilmektedir.
    12/15/2015 tarihli Makam Olurunun bursiyerler arasında eşitsizliği kaldırmak ve yurt dışı öğrenimlerinde suistimallerin önüne geçmek amacıyla icra edildiği gibi üst normlara da uygun olduğu, verilen tüm azami sürelere rağmen doktora öğreniminde başarılı olamayan davacının tabi olduğu Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebeler Hakkında Kanun uyarınca hakkında tazminat için takip başlatıldığı, davacının doktora öğrenimi için Bakanlığa verdiği Yüklenme Senedi hükümlerine göre tahsilde başarısız olması halinde tahsil masraflarını geri ödeyeceğini taahhüt ve beyan ettiği anlaşıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ :
    Davacının 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun ile 2007’de YLSY bursunu kazanarak 2010 yılında master eğitimini İngiltere University Of Leicester’da bitirdiği, 2011 yılında İngiltere’de (University Of East Anglia) Tarih alanında doktora eğitimine başladığı, doktora eğitimini kendisine verilen süre içinde (01.04.2014-31.03.2016) tamamlayamadığından öğrenim süresinin 2 yıl uzatıldığı, (01.04.2014-31.03.2016 tarihleri arasında ilk yılı resmi burslu statüde olmak üzere) 29.06.2015 tarihli doktora savunma sınavında sınav kurulu tarafından tezini tam bitiremediği gerekçesiyle bir yıllık ek süre verilldiği, 24.06.2017 tarihinde girebildiği doktora savunma sınavı sonucunda MPhil derecesi ile mezun olduğu, süresinde eğitimini tamamlayamadığı gerekçesiyle 31.03.2016 tarihinde 1416 sayılı Kanun 11. madde gereği öğrencilikle ilişiğinin kesildiği ve aynı Kanunun 19. maddesi ve Yüklenme Senetleri hükümleri uyarınca kendisi ve kefilleri hakkında tazminat takibine geçilmesi yönünde Bakanlık oluru alınarak işlem başlatıldığı, davacı tarafından 20.02.2019 tarihli idari başvuruyla, master/doktora eğitimine başladığı tarihte yürürlükte olan mevzuatta öğrenci için yurtdışında yapılan masrafların karşılığı mecburi hizmet olarak ödenmesinde engel olmadığı, master/doktora eğitimine başlamasından çok sonra 12.05.2015 tarihli Makam onayının uygulanması durumunda artık zımni bir düzenleyici işlem niteliğindeki uygulamada değişiklik yapılacağı ve bu durumun hukuki güvenlik ilkesi ve idarenin istikrar ilkesiyle bağdaşmadığı, bu nedenle davacıya harcanan masrafların zorunlu mecburi hizmete dönüştürülmesinin sağlanması ile mecburi hizmet görevinin noter taahhüdü ve kefalet senedi verilmesi şartına bağlanmaması talebinde bulunulduğu, davalı idare tarafından dava konusu bireysel işlem ile davacının talebinin reddedildiği ve davacının gönderiliş amacına uygun bir derece ile dönmediğinden Hazineye olan doktora borcunun ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, dayanak olarak da dava konusu düzenleyici işlem olan 12/05/2015 tarihli Bakan Olurunun gösterildiği, davacı tarafından işbu idarenin cevabı ile bireysel işlemin dayanağı olan12.05.2015 tarihli Bakan olurunun iptali talebiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    İlgili Mevzuat:
    1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'un 11. maddesinde: ''Bir talebenin tahsilini ikmal etmesi o talebenin tahsil planında gösterilen merhaleleri geçmesi demektir. Hastalık veya herhangi meşru ve fevkalade bir hal vakı olmadıkça talebenin tahsil planında gösterilen müddette tahsilini bitirmemesi o talebenin geriye çağırılmasını icap ettirir.'' hükmü,
    17. maddesinde:' 'Tahsilini ikmal ile avdet eden talebe iki ay zarfında taahhütname ile merbut olduğu makama müracaata mecburdur. Müracaatından itibaren mensup olduğu makamca bu talebeye bir vazifeye tayin edilmedikçe üç ay müddetle ecnebi memleketlerde tahsilde bulunan talebe için itası mukarrer asgari aylığının yarısı aylık tahsisat olarak verilir.'' hükmü ve
    19. maddesinde: ''Geriye çağrılan talebe ile tahsillerini bitirerek iki ay zarfında avdet eylemeyen, 17 nci ve 18 inci maddeler mucibince müracaat ve teklif olunan hizmetleri kabul etmeyen talebe ile bunlardan mecburi hizmet müddeti içinde istifa eden veyahut memuriyetten ihraç cezasına uğrayanlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 34 üncü maddesine göre tahsil masraflarını faizleriyle birlikte ödemeye mecburdur. (Ek cümle:3/6/2021-7326/14 md.) Faiz borcunun hesaplanmasında, öğrencilerin taahhüdünü ihlal ettiği tarih faiz başlangıç tarihi olarak esas alınır.'' hükmü yer almaktadır.
    02/10/2014 tarih ve 29137 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde Öğrenimleri Hakkında Yönetmelik'in 23. maddesinde, "(1) Mecburi hizmet karşılığı yurt dışına gönderilenlerden; a) Öğrenimlerini gönderiliş amaçlarına uygun bir dereceyle tamamlamayanlar, b) Öğrenimlerinden vazgeçenler, c) Öğrenimlerini tamamladıktan sonra yasal sürede görev talep etmeyenler, ç) Atandığı ya da durumuna uygun teklif edilen göreve başlamayanlar, d) Yüklenme/taahhüt senetlerindeki hükümlere uymayanlar, e) Mecburi hizmetlerini tamamlamadan görevlerinden istifa edenler veya devlet memurluğundan ihraç edilenler, f) Mevzuata aykırı hareketlerden dolayı öğrencilikle ilişiği kesilenler ilgili mevzuat hükümleri uyarınca öğrenim masraflarını faizleriyle birlikte ödemekle yükümlüdür. (2) Öğrenim masrafları 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili madde hükümlerine göre tahsil edilir. Uygulanan faiz oranları ise 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre hesaplanır." kuralı yer almaktadır.
    Dava konusu düzenleyici işlem yönünden inceleme :
    Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri olan hukuk güvenliği ilkesi; hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Kanunlara ve istikrar kazanmış idari uygulamalara güvenerek hayatını yönlendiren, hukuki iş ve işlemlere girişen bireyin bu ve istikrar kazanmış idari uygulamalara devam edileceği yolunda oluşan beklentisinin mümkün olduğunca korunması hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir.
    Ancak güvenin korunması, mevcut bir hukuki durumun dokunulmazlığı anlamında da değerlendirilmemelidir. Hukuki güvenliğin mevcut bir hukuki durum için dokunulmazlık şeklinde algılanması, dinamik toplum yapısının kurallarla statik, durağan hâle getirilmesi sonucunu doğurur ki bu da toplumun çağın gerisinde kalmasına neden olabilir. Bu nedenle kanun koyucu, Anayasa’da öngörülen kurallar çerçevesinde kamu yararı amacıyla bazı değişiklikler yapabilir ve bu değişiklikler kişilerin beklentilerini etkileyebilir.
    Bir beklentinin hukuken koruma görebilmesinin ön koşullarından biri beklentinin haklı (meşru) beklenti seviyesine ulaşmasıdır. Haklı beklenti, bireyin kendisine güvenerek hareket ettiği lehine olan bir kanunda, ya da idarenin istikrar kazanmış bir uygulamasında öngörülemez bir değişiklik yapılması ve bu öngörülemez değişikliğin herkes yönünden objektif olarak beklenebilecek bir beklentiyi sonuçsuz bırakması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gündeme gelmektedir. Ancak bir beklentinin hukuken korunabilmesi için anılan koşulların gerçekleşmesi yeterli olmayıp bu beklentinin korunmasına engel teşkil eden bir kamu yararının da bulunmaması gerekmektedir.
    Davaya konu 12/05/2015 tarihli Bakan Oluru ile, Bakanlık tarafından o güne kadar yapılan uygulamada yurt dışına gidip yüksek lisansını bitirmeden dönenlerden ve doğrudan doktoraya gidip başarısız olanlardan tazminat alınmakta olduğu ancak yurt dışında yüksek lisans öğrenimini tamamladıktan sonra doktora öğrenimine başlayıp başarısız olanlardan herhangi bir tazminat alınmadan görev verildiği, bu durumun uygulamada doğrudan doktoraya gidip başarısız olanlar ile yüksek lisansını bitirip doktorada başarısız olanlar arasında adil olmayan bir duruma
    yol açtığı ve tazminat kaygısı olmadığı için son yıllarda yüksek lisanstan doktorayı tamamlamadan dönme oranlarında da artışa yol açtığı belirtilerek, yüksek lisans öğrenimini bitirip doktora öğrenimine başladıktan sonra doktora derecelerini almadan yurda dönenlerin görev talep etmeleri halinde, başarıyla tamamlanan yüksek lisans derecesine tekabül eden süreler için mecburi hizmet yapmaları, başarısız oldukları doktora süresine tekabül eden kısmının ise tazminatını ödemeleri hususunun karara bağlandığı görülmektedir.
    12/15/2015 tarihli Makam Olurunun bursiyerler arasında eşitsizliği kaldırmak ve yurt dışı öğrenimlerinde suistimallerin önüne geçmek amacıyla icra edildiği açık olmakla birlikte, söz konusu karar öncesinde yurt dışı doktora eğitim ve öğretimine başlayanlar için, idarenin uygulaması neticesinde zımni niteliğe bürünen yurt dışı doktora eğitiminde başarısız olanlara "herhangi bir tazminat almadan görev verilmesi" yönünde istikrar kazanmış olan bu uygulamanın uygulanması hususunda haklı beklentinin söz konusu olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlem tarihi öncesinde doktora eğitim ve öğretimine başlayanlar hakkında geçiş hükmüne yer verilmeksizin tesis edilen dava konusu düzenleyici işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
    Dava konusu bireysel işlem yönünden inceleme :
    Davacının doktora eğitimine başladığı tarihte yürürlükte olan mevzuatta, öğrenci için yurt dışında yapılan masrafların karşılığının mecburi hizmet olarak ödenmesinde bir engel bulunmadığı, süregelen uygulamanın da bu yönde olduğu, nitekim dava konusu işlemlerden 12/05/2015 tarihli Bakan Oluru'nda da bu tarihe kadar uygulamanın bu şekilde olduğu belirtilerek artık zımni bir düzenleyici işlem mahiyetini kazanan uygulamada değişiklik yapılması amacıyla Bakan Oluru ile bir işlem tesisine ihtiyaç duyulduğu ve davacının da istikrar kazanmış bu uygulamaya istinaden haklı beklentisinin olduğu, sonradan yürürlüğe giren yönetmelik hükümlerinin ve makam olurunun öncesinde doktora eğitimine başlayan davacıya uygulanmasının hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle davacının 20.02.2019 tarihli idari başvusuna cevaben gönderiliş amacına uygun bir derece ile dönmediğinden davacının Hazineye olan doktora borcunun ödenmesi gerektiğine ilişkin … tarihli … sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Dava konusu davalı idarenin … tarih ve E…. sayılı işleminin İPTALİNE,
    2. Dava konusu 12/05/2015 tarihli Bakan Olurunun İPTALİNE,
    3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …, TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
    01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara