Esas No: 2019/7013
Karar No: 2022/2659
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay 3. Daire 2019/7013 Esas 2022/2659 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/7013 E. , 2022/2659 K.Özet:
Danıştay 3. Dairesi, bir şirketin vergi davalık konusu ettiği cezaların indirimi reddedildiği için açtığı davayı değerlendirdi. Ancak Ticaret Sicili'nden kaydı silinen şirketin davayı açma ehliyetine sahip olmadığı tespit edildiği için temyiz istemi reddedildi. Kararda, davacı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle ehliyetsiz olduğu ve davanın açılamayacağı belirtildi. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda tüzel kişiler hakkındaki hükümler açıklanmaktadır. 6102 sayılı Kanun'un 637. maddesi dahilinde, sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği kuralı öngörülmüştür.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7013
Karar No : 2022/2659
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Metal İmalat İnşaat Taahhüt Gıda Otomotiv Tekstil İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, yasal defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle indirimlerinin reddi suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2012 yılının Ocak ila Aralık dönemi için re'sen salınan katma değer vergisi ile Ocak ila Temmuz dönemleri için üç kat, Ağustos ila Aralık dönemleri için ise tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemelerince verilen ara kararıyla bilirkişi incelemesi yapılacağı belirtilerek 2012 takvim yıllarına ait yasal defter ve belgelerin ibrazı istenilmesine karşın dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ancak indirim konusu edilen sahte faturalar kast olmadan kullanıldığından üç kat vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği, kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesinde yer alan cezanın tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, üç kat vergi ziyaı cezası bir kata indirilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket tarafından, usulüne uygun şekilde istenilmesine rağmen mücbir sebep ileri sürülmeksizin yasal defter ve belgeler gizlenerek incelemeye ibraz edilmediğinden üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 2007 yılı Ekim dönemine ait olup 2008 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınabileceği gerekçesiyle, istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezasının bir katı aşan ve tekerrüre isabet bölümünün kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra dava bu yönden reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi ziyaı cezasının üç kat olarak kesilmesinin ve düzeltme beyannamesi nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınmasının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ: Ticaret sicilinden kaydı silinerek tüzel kişiliği sona eren davacı şirketin temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesine istinaden münfesih sayılması suretiyle 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden kaydının silindiği hususunun 19/10/2015 tarih ve 8928 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun tüzel kişilerle ilgili ikinci kısmının "Hak Ehliyeti" başlıklı 48. maddesinde, tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil oldukları, 49. maddesinde; tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanacağı, 50. maddesinde, tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu oldukları belirtilmiş, 52. maddesinde de sona eren tüzel kişinin kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği kuralı öngörülmüştür.
6102 sayılı Kanun'un 637. maddesinde, sona erme, iflastan ve mahkeme kararından başka bir sebepten ileri gelmişse, müdürün, birden fazla müdürün bulunması halinde en az iki müdürün, bunu ticaret siciline tescil ve ilan ettireceği, 636. maddesinde, limited şirketlerde sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı, 545. maddesinde, tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesinin tasfiye memurları tarafından sicil memurluğundan isteneceği, istem üzerine silinmenin tescil ve ilan edileceği, geçici 7. maddesinde ise 01/07/2015 tarihine kadar maddede belirtilen halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtların silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen düzenlemeler uyarınca yargılama işlemlerinde bulunabilmek için, öncelikle hak ehliyetine sahip olmak gereklidir. Şirketler için söz konusu ehliyet tüzel kişiliğin kazanıldığı tarihten kaybedildiği tarihe kadar mevcut olan bir niteliktir. Başka anlatımla, bir şirketin hak sahibi olması, borçlu kılınabilmesi ve temsili, ancak tüzel kişilik kazandığı tarihle tüzel kişiliğinin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklı bulunmaktadır.
19/10/2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği üzere, ticaret sicilinden re'sen kaydı silinen davacı şirketin, davanın açıldığı 22/01/2016 tarihinde dava açma ehliyetinin bulunmadığı görüldüğünden, tüzel kişiliği sona eren ve yargılamada taraf olma ehliyeti olmayan davacı şirket tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusunu sonuçlandıran Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.