Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/611 Esas 2015/622 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2015/611
Karar No: 2015/622

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/611 Esas 2015/622 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 611

            KARAR NO : 2015 / 622

            KARAR TR   : 28.09.2015

ÖZET : Adli yargı yeri ile idari yargı yerinde açılan davaların aynı konuya ilişkin olmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesi gerektiği hk

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar        : 1.E.O.           (Adli Yargıda davacı, İdari Yargıda davalı)

Vekili              : Av.B.Ş.

                         2.N.N.A.       (İdari Yargıda)          

Vekili              : Av.B.Ş.

Davalılar         : 1.Kocaeli B.B.B.   (İdari ve Adli Yargıda)

Vekili              :Av. K.Y.

                        2. Karayolları Genel Müdürlüğü   (Adli Yargıda)

Vekili              :Av. F.Y.

                        3.M.T.                 (İdari Yargıda)

                        4.G. Sigorta  (İdari Yargıda)

 

            O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Murat TOPAL" in üzerine kayıtlı 41 E 6568 plaka sayılı aracın 02.06.2012 tarihinde saat 11:15 sularında davacının sevk ve idaresinde iken Seka Kampı Caddesi ile Sapanca yolu Caddesi kesişimi kavşağında yaralamalı ve tek taraflı olarak trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza neticesinde araç içerisinde bulunan müvekkilinin yaralandığını, söz konusu kaza neticesinde hasarın ve kazanın oluşumuna sebebiyet veren kusurun belirlenmesi amacıyla hasar ve kusur tespiti isteminde bulunulduğunu, Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2012/32 D. İş dosyası çerçevesinde kaza mahallinde keşif yapıldığını ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu çerçevesinde kaza mahallinde davalı belediyece gerekli ve yeterli bakım çalışması yapılmadığı, serilen mıcır herhangi bir bağlayıcı ile yola bağlanmayıp silindir ile ezilmemiş ve süpürülmediği hususlarının açıklığa kavuştuğunu, bu nedenlerle kazanın meydana gelmesinde davalı Belediye Başkanlığı’nın  %30 oranında kusurlu olduğunu; davalı belediye tarafında ilgili dosya içine sunulan beyanlarında söz konusu kaza mahallinin Sorumluluğunun Karayolları Genel Müdürlüğünde olduğunu söylediğin, davacının meydana gelen trafik kazası neticesinde yüzünün ve vücudunun çeşitli bölgelerinden yaralandığını, belli bir süre hastanede tedavi görmek zorunda kaldığını, kaza gününden itibaren düzenli olarak ilaç kullanmaya başladığını, davacının kaza gününden itibaren eski sağlığına kavuşamadığını ve halen daha sağlık sorunları ile uğraştığını, davacının yaşamış olduğu bu olay nedeniyle maddi zararlara uğradığını,tedavi masraflarını ödemek zorunda kaldığını ve bu şekilde büyük zararlara  uğradığını, hem maddi hem de manevi olarak zarar gördüğünü belirterek;. 2.000,00 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın 02.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

            Gölcük 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 02.10.2013 gün ve 2013/2 Esas, 2013/598 Karar sayılı kararında aynen “İddia, cevaplar, mali durumu arattırma tutanakları, trafik, hastane ve sigorta kayıtları, kusur bilirkişisi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının sürücüsü olduğu aracın, yola dökülen mıcırın sıkıştırılmadan bırakılması nedeniyle tek taraflı kaza yapması sonucu hasarlandığı ve davacının bu kaza sebebiyle yaralandığı iddiasıyla davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış olup davada hizmet kusuruna dayanılmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2"nci maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re"sen dikkate alınması zorunludur. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-b maddesi uyarınca adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine (kıyasen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E:2013/6837, K:2013/8825) karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçesi ile davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar vermiş, karar davacı vekiline 27.01.2014, davalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekiline 20.01.2014 ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekiline 04.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, süresi içinde kanun yoluna başvurulmaksızın karara şerh edildiği üzere 20.02.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

            Davacı vekili bunun üzerine, davacı Nadiye Neslihan Asiltürk adına,davalılar Eren Olaş,Murat Topal,Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine aynı kaza nedeni ile uğranılan zararın tazmini  amacıyla idari yargı yerinde 2000,00 TL maddi 50.000 TL manevi tazminat istemli dava açmıştır.

            Kocaeli 1.İdare Mahkemesi: 09.05.2014 gün ve 2014/539 Esas, 2014/564 Karar sayılı kararında aynen; “ Dosyanın incelenmesinden, davacının 02.06.2012 tarihinde Seka Kampı Cad. İle Sapanca Yolu Cad. Kavşağında meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle, kazanın meydana gelmesinde davalı belediyenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle toplam 52.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesine ilişkin uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı tercilerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır./Bu durumda, yukarıda yer verilen açık Yasa hükmü uyarınca davaya ilişkin uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği ve davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklindeki gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekiline 26.05.2014, davalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekiline 26.05.2014,  davalı Eren Olaş’a 23.05.2014,  davalı Murat Topal’a 27.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, süresi içinde kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili, adli ve idari yargı yerlerinde verilen görevsizlik kararları üzerine, görev uyuşmazlığının çözülmesi istemi ile Mahkememize hitaben yazdığı dilekçe ile müracaat etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir” denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almıştır.

2247 sayılı Yasanın 14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir.

Aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi ve 14.madde kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından konusu, tarafı ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; Gölcük 1.Asliye Hukuk Mahkemesi: 02.10.2013 gün ve 2013/2 Esas, 2013/598 Karar sayılı dosyasının, davacı Eren Olaş’ın meydana gelene kaza nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın olayda kusuru bulunan davalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü,’nden tahsili istemine ilişkin olduğu; Kocaeli 1.İdare Mahkemesi: 09.05.2014 gün ve 2014/539 Esas, 2014/564 Karar sayılı dosyasının ise aynı kazaya ilişkin olarak davacı NAdiye Neslihan Asiltürk’un uğradığı zararın olayda kusuru bulunan davalılar Eren Olaş, Murat Topal, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Güneş Sigorta A.Ş.’nden tahsili istemine ilişkin olduğu, bu itibarla her iki davanın konusunun farklı olduğu ve 2247 sayılı Kanun’un 14. Maddesinde öngörülen davaların konusunun aynı olması şartının gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

Olayda, davacı vekilince görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasanın 14.maddesi kapsamında Mahkememize başvurulmuş olmasına karşın, Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesi ile Kocaeli 1. İdare Mahkemesi dava dosyalarının aynı konuya ilişkin olmaması nedeni ile 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen “aynı konuya ilişkin olma” koşulu geçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

Hemen Ara