Esas No: 2019/4433
Karar No: 2022/2465
Karar Tarihi: 02.06.2022
Danıştay 9. Daire 2019/4433 Esas 2022/2465 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4433 E. , 2022/2465 K.Özet:
Danıştay 9. Dairesi, Vergi Mahkemesi'nin haciz işlemlerinin iptaline karar verdiği davada, davacının gayrimenkulleri üzerine konulan haciz işlemlerinde yasal isabet görülmediğine hükmederek davanın kabulüne ve dava konusu haciz işlemlerinin iptaline karar verdi. Temyiz eden tarafın, kesin ve yürütülmesi gereken işlem bulunmadığı, borç sorgulama dökümanının kesin işlem olmadığı iddiaları reddedildi. Kararda, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca ödeme emri düzenlenmesi ve bu ödeme emrinin usule uygun olarak davacının bilinen adresinde tebliğ edilmesi, ödeme emrinde gösterilen hususların yerine getirilmemesi nedeniyle kesinleşmesi üzerine, anılan Kanun'un 64. maddesi çerçevesinde düzenlenecek haciz varakasına dayanılarak haciz takibi yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir, kararın taraflara tebliğ edilmesi ve bir örneğinin de ilgili dairelere gönderilmesi emredilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6183 sayılı Kanun'un 35 ve 64. maddelerine at
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4433
Karar No : 2022/2465
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Asıl borçlu şirket İflas Halinde … Mühendislik Hizmetleri Sanayi Ticaret ve Taahhüt Ltd. Şti' nin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacının gayrimenkulleri üzerine uygulanan haciz işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen 02/11/2017, 02/01/2018 ve 06/02/2018 tarihli ara kararlarına istinaden davalı idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu haciz işleminin 1.620.730,50-TL üzerinden konulduğu, davacı adına ise 2000/Nisan dönemine ilişkin olarak … tarihinde … takip numaralı ödeme emri düzenlenerek 26/06/2007 tarihinde davacının eşi … tebliğ edildiğinin beyan edildiği, dava dosyasına sunulan söz konusu evrakların incelenmesinden ise, davalı idarece, dava konusu haciz işleminin 1.620.730,50-TL üzerinden konulduğu belirtilmesine karşın davacıya tebliğ edildiği belirtilen 2000/Nisan dönemine ilişkin … takip numaralı ödeme emrinin toplam tutarının sadece 15.752,00-TL olduğu ve haciz varakasının bulunduğu, bunun dışında dava dosyasına davacı adına düzenlenmiş bir ödeme emri ve haciz varakasının sunulmadığı, dosyaya sunulan 15.752,00-TL tutarlı ödeme emrinin ise 26/06/2007 tarihinde davacının eşi … şirket müdürü sıfatıyla dairede rızaen tebliğ edildiği, söz konusu tebliğ alındısına ilişkin Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 29.05.2013 tarih 2011/573 E. ve 2013/204 K. sayılı kararıyla temyiz isteminin reddine karar verilen … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve … E. ve … K. Sayılı kararında 'davalı idarece dosyaya ibraz edilen belge ve bilgilere göre, şirket ortağı sıfatıyla borcun davacıdan tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 35.maddesine istinaden … tarihli ve … sayılı ödeme emrinin ve buna istinaden 06/07/2007 tarihli haciz varakasının düzenlenmiş olduğu görülmekte ise de, haciz işleminin dayanağı olan ödeme emrinin tebliğine ilişkin olarak gönderilen tebliğ alındısının aynı şirketin diğer ortağı olan … adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin bulunduğu ve bizzat kendisine tebliğ edildiği, ancak davacıya şirket borcuna ilişkin herhangi bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu' yönünde hüküm kurularak kesinleştiği, bu durumda, kamu alacakları için öncelikle davacı adına 6183 sayılı Yasa'nın yukarıda bahsedilen 55'inci maddesi uyarınca ödeme emri düzenlenmesi ve bu ödeme emrinin usule uygun olarak davacının bilinen adresinde tebliğ edilmesi, ödeme emrinde gösterilen hususların yerine getirilmemesi nedeniyle kesinleşmesi üzerine, anılan Yasa'nın 64'üncü maddesi çerçevesinde düzenlenecek haciz varakasına dayanılarak haciz takibi yapılması gerekmekte iken, davacı adına, 14/04/2008 tarihli haciz işlemlerinden önce usule uygun olarak tebliğ edilmiş ödeme emri olmadan haciz uygulandığı, sonuç olarak davalı idarece usulüne uygun bir takip ve tahsil süreci işletilerek amme alacağının şahsileştirildiği hususunun somut olarak ortaya konulamadığı anlaşıldığından, davacının gayrimenkulleri üzerine haciz konulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu haciz işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu haciz işlemlerine konu amme alacaklarının davacı nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştirilemediği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak kesinleştirilemeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla davacının gayrimenkullerine uygulanan haciz işlemlerinde yasal isabet görülmemiş, istinafa konu karar sonucu itibarıyla yerinde olduğundan, istinaf başvurusunun bu gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Olayda kesin ve yürütülmesi gereken işlem bulunmadığı, borç sorgulama dökümanının kesin işlem olmadığı, amme alacağının zamanaşımına uğramadığı, dava konusu haciz işleminin kaldırıldığı dolasıyla davanın konusuz kaldığı, haciz işleminin dayanağı ödeme emirlerinin usulüne uygun oduğu, daha önceden haciz işlemine karşı dava açılmış ve kabul kararı verilmiş ise de, idarece temyiz edildiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.