Danıştay 13. Daire 2021/5211 Esas 2022/2459 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/5211
Karar No: 2022/2459
Karar Tarihi: 02.06.2022

Danıştay 13. Daire 2021/5211 Esas 2022/2459 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay'ın 13. Dairesi, bir ihaleye ilişkin davada İdare Mahkemesi'nin ehliyet yönünden davayı reddetmesine dair kararının temyiz incelemesinde, davacı odaların idare işlemiyle mâkûl menfaat ilgilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla dava açma ehliyetlerinin olduğunu kabul ederek, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiğine karar verdi. Kararda, Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesi, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ana Yönetmeliği'nin 3. maddesi açıklayıcı bir şekilde detaylandırıldı.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/5211 E.  ,  2022/2459 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2021/5211
    Karar No:2022/2459


    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1. …Odası
    VEKİLİ : Av. …
    2. …Odası (…Şubesi)
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı Odalar tarafından, İnönü Bulvarı - İncesu Caddesi Bağlantısı Karayolu Tüneline ilişkin …tarih ve …sayılı "İnönü Bulvarı - İncesu Caddesi Bağlantısı Karayolu Tünelinin Uygulamaya Esas Kesin Proje Hizmet Alımı İşi" için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca ihaleye çıkılması kararının ve söz konusu ihalenin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu olay ile ilgili olarak ileri sürülen iddiaların imar planına yönelik olduğu, dava konusu ihale işleminin mimarlık ve şehir plancılığı mesleği mensuplarının ne tür bir menfaatini ihlâl ettiği hususunun ise açık ve anlaşılır biçimde ortaya konulamadığı, dolayısıyla dava konusu işlemler ile davacı Odalar arasında somut, güncel ve meşru bir menfaat alakasının bulunmadığı, ihale konusu işin Odaların kuruluş amaçları, şehir planlaması ve mimarlık ile doğrudan bir ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı belirtilerek işbu davanın açılmasında davacıların subjektif ehliyetli olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ehliyet kavramının dar yorumlanmaması gerektiği, dava konusu ihalenin şehir planlaması ve mimarlık konuları ile ilgisinin bulunduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddi yolundaki …İdare Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemleri hâlinde fazla yatırılan …-TL temyiz harçlarının davacılara iadesine,
    5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
    İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
    Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
    Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması da gerekmektedir.
    Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "... kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla konulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir..." kuralı yer almış; 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesinde, birliğin kuruluş amaçları arasında "Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak" ve "Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek" sayılmış; Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ana Yönetmeliği'nin 3. maddesinde ise "b) ...kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak" da birliğin ve bağlı odaların amaçları arasında düzenlenmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı Odalar tarafından, "dava konusu projenin dayanağı herhangi bir imar planının bulunmadığı, ana ulaşım planı olmadan yapılacak her parçacıl müdahalenin kamu yararına aykırı neticelere sebebiyet vereceği, mezkûr projenin ulaşım politikalarına ve kent merkezi düzenleme ilkelerine aykırı olduğu" beyanlarıyla ihalenin ve ihaleye çıkma kararının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmakta olup, davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların meslekî faaliyet alanlarına ilişkin olması nedeniyle dava konusu işlemle mâkûl menfaat ilgilerinin ve dolayısıyla dava açma ehliyetlerinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
    Açıklanan nedenlerle, davanın esası incelenmek üzere Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

    Hemen Ara