Danıştay 2. Daire 2021/13981 Esas 2022/3294 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2021/13981
Karar No: 2022/3294
Karar Tarihi: 02.06.2022

Danıştay 2. Daire 2021/13981 Esas 2022/3294 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 2. Dairesi'nde görülen bir davada, davacı şirketten tahsil edilemeyen adli para cezasının şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu iddia edilen davacıdan tahsil edilmesine ilişkin düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesine ilişkin karar temyiz edilmiştir. Davacı, vergi borcundan dolayı yönetim kurulu üyelerine takip yöneltilmesi için şirketten tüm takip yollarının tüketilmiş olması ve asıl borçlunun borcu karşılayacak düzeyde haczi kabil malının bulunmamasının şart olduğunu belirtmektedir. Ancak davacının görev süresi sona erdiği için asıl borçludan sorumlu olmadığı ileri sürülmektedir. Danıştay 2. Dairesi, İdare Mahkemesi'nin kararının usul ve hukuka uygun olduğunu ve temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek davacının temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Vergi Usul Kanunu'nun 10/2 maddesi, 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi, 102. maddesi ve (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54.
Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/13981 E.  ,  2022/3294 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İKİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/13981
    Karar No : 2022/3294

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem : Dava;... Besin San. Tic. A.Ş.'den tahsil edilemeyen 223.336,87 TL tutarındaki adli para cezasının şirketten tahsil olanağı kalmadığından bahisle, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi gereğince şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacıdan tahsiline yönelik olarak düzenlenen 30/12/2014 tarihli ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 22/12/2016 günlü, E.2016/3074, K.2016/4720 sayılı bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; anonim şirketi idare ve temsil eden yönetim kurulu üyelerinin isim ve ikametgahları ile tescil edilmiş hususlarda ortaya çıkabilecek değişikliklerin ticaret siciline tescil edilmesi gerektiği ve ticaret sicili kayıtlarının bu tescilden itibaren üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade edebileceğinin anlaşıldığı; öte yandan, anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar zorunlu görevlerine devam edeceklerinin kabulü gerektiği; bu durumda, 1997 - 2000 yılları arasında yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirilen davacının görev süresinin sona erdiği 2000 yılından sonra yerine yeni yönetim kurulu üyesi seçildiğine dair ticaret siciline herhangi bir tescil işlemi yapılmadığı anlaşıldığından, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağından sorumlu olduğu açık olup; davaya konu edilen ödeme emrinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Vergi Usul Kanunu'nun md.10/2 hükmü uyarınca bir tüzel kişinin vergi borcundan dolayı yönetim kurulu üyelerine takip yöneltilmesi için asıl vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmiş olması, asıl borçlunun borcu karşılayacak düzeyde haczi kabil malının bulunmaması veya bulunan malların satışından elde edilen paranın borcu karşılamaya yetmemesi ve sonuçta amme alacağının asıl vergi borçlusu tüzelkişiden kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut, ikna edici ve hukuksal geçerliliği olan bilgi ve belgelerle kanıtlanmış olmasının şart olduğu; dava konusu işlemde ise bu şartın yerine getirilmediği, asıl borçlu şirket hakkında tüm takip yollarının tüketilmediği; yönetim kurulu üyeliğine 4/7/1997 tarihinden itibaren "3 yıl" süre için seçilmiş olup şirket genel kurul ve yönetim kurulu kararı gereği bu sıfatının 03/07/2000 tarihinde sona erdiği; dolayısıyla dava konusu borcun doğum tarihi olan 23/10/2007'de yönetim kurulu üyesi olmadığından borçtan dolaylı sorumlu da olmadığı; ihalenin feshi davası sonunda verilen para cezasının bir hukuk kararı olduğundan kesinleşmesinin gerekmediği, 6183 sayılı Kanun'un 102. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin 23/10/2007'de başladığı ve 31/12/2012 tarihinde dolduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
    2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara