Danıştay 8. Daire 2018/5508 Esas 2022/3681 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/5508
Karar No: 2022/3681
Karar Tarihi: 02.06.2022

Danıştay 8. Daire 2018/5508 Esas 2022/3681 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Van ili, Özalp ilçesi, Aksorguç Köyü'nde bulunan bir taşınmazda köy yolu yapımı sırasında dere yatağının doldurulması sonucu sel sularının taşınmazı kaplaması nedeniyle davalı idareye karşı açılan dava sonucunda İdare Mahkemesi, davacılardan birinin vekil tayin etmediği gerekçesiyle davayı açılmamış sayarken diğer davacıların taleplerini kabul etmiştir. Ancak Bölge İdare Mahkemesi, taşınmazda oluşan zararın taşınmazın coğrafik şekilleri ve doğal konumları gereği oluştuğu, zararın oluşumunda idarenin yol yapım çalışmalarının etkili olmadığı ve aynı zararın idare çalışması olmasa da meydana geleceği tespitleri doğrultusunda davacının maddi tazminat isteminin reddi gerektiğine karar vermiştir. Danıştay bu kararı onaylamıştır.
İlgili kanun maddeleri:
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi ve 49. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 77/1. maddesi
Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/5508 E.  ,  2022/3681 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/5508
    Karar No : 2022/3681


    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
    2- …
    3- …
    4- …
    5- …
    6-…
    7- …
    8- …
    9- …
    10- …
    11- …
    12- …
    13- …
    14- …
    15- …
    16- …
    17- …
    18- …
    19- …
    20- …
    21- …
    22- …
    23- …
    24- …
    25- …
    26- …
    27- …
    28- …
    29- …
    30- …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av….

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Van ili, Özalp ilçesi, Aksorguç Köyü, … mevkiinde bulunan … nolu parselde köy yolu yapımı sırasında dere yatağının doldurulması sonucu sel sularının taşınmazı kaplaması üzerine oluştuğu ileri sürülen 119.433,75 TL maddi zarar ile … Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderleri olan 777,00 TL olmak üzere toplam 120.210,75 TL tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacılardan … tarafından Av. …’un vekil kılındığına dair vekaletnamenin verilmediği, Mahkememizin 19.01.2015 tarihli ara kararlarıyla avukatın …’ın bizzat kendisi tarafından vekil tayin edildiğine ilişkin vekaletnamenin istenildiği, şayet verilen süre içerisinde vekaletname tamamlanmaz veya asil davacı … tarafından yapılan işlemler kabul edilmezse davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin bildirilmesine karşın verilen süre içerisinde vekaletname sunulmadığı gibi yapılan işlemlerin asil davacı … tarafından kabul edildiğinin mahkememize bildirilmediği anlaşıldığından, adı geçen davacı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği; davanın, diğer davacılara ilişkin kısmı yönünden ise; dava dosyasına ibraz edilen ve olaya ilişkin olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davalı idare tarafında yolun altına döşenen menfezlerin oluşan yağışlar sonucu biriken suların yüksek bir basınçla menfezlerden akışı sonucu kum çakıl vb rusubatın tarlaya akışına neden olduğu, yapılan menfezlerden çıkan taşkın suları tahliye kanallarına belirli derinlik ve genişlikte tahliyelerin sağlanmamış olmasının buna neden olduğu, taşınmaz üzerinde yapılan incelemede menfez yapımı sırasında oluşabilecek taşkın su olayına karşı gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığı ve sonucunda dava konusu parselin sel sularının etkisinde kaldığının gözlemlendiği, sel sularının taşıdığı, rusubatın parseli önemli ölçüde tahrip ettiği zemindeki bitki örtüsünü kullanılmaz hale getirdiğinin tespit edildiği; öte yandan, dosya münderecatındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalı idarece yapılan menfezlerden çıkan taşkın suları tahliye kanallarına belirli derinlik ve genişlikte tahliyelerin sağlanmamış olmasının sele neden olduğu, taşınmaz üzerinde yapılan incelemede menfez yapımı sırasında oluşabilecek taşkın su olayına karşı gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığı ve sonucunda dava konusu parselin sel sularının etkisinde kaldığı anlaşılmakta olup dava konusu taşınmazın zarar görmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğu; gerekçesiyle davacılardan …'a ilişkin kısım yönünden 2577 Sayılı Yasa’nın 31.maddesiyle atıfta bulunulan HMK’nun 77/1.maddesi uyarınca Davanın Açılmamış Sayılmasına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne, 120.210,75 TL tazminatın zararın davalı idareye başvuru tarihinden (22.09.2014'ten) itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; Uyuşmazlıkta, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca hazırlanan ve dava dosyasını sunulan teknik raporda, dava konusu taşınmazın sel yatağının içerisinde kaldığı, ilgili taşınmazların dağ yamacının dibinde bulunduğu, dağın en yüksek tepesi ile parseller arası kot farkının 750 metre olduğu, bundan dolayı yağan yağmurun saniyeler içerisinde getirdiği enerjinin hiçbir menfez tarafından tahliyesinin mümkün olmadığı, sel akış güzergahında ve sel yatağı içerisinde bulunan parsellerin menfez yapılmasa bile sel sularının ve taşkınların altında kalacağı hususlarının ifade edildiği, ayrıca, aynı bölgeye ilişkin olarak ... İdare Mahkemesinin … sayılı dosyasında yaptırılan keşif sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunda, taşınmazda oluşan zararın, taşınmazın coğrafik şekilleri ve doğal konumları gereği oluştuğu, oluşan bu zararın kadimden beri devam ettiği, davalı kurumun yaptığı yolun altına döşenen menfez ve yol çalışmalarının zararın oluşumunda bir etken olmadığı, aksine dağınık bir şekilde dağ ve yamaçlardan yayılarak gelen sel ve dere sularının menfezlerde toplandığı, böylelikle menfezlerde bir noktadan çıkış imkanı bulurak yolun diğer tarafına geçerek dava konusu taşınmaza yayılma alanın olduğu, davalı idare tarafından yapılan yol ve menfez çalışmalarının yapılmaması halinde bile aynı şekilde bu sel sularının araziye akacağı dolayısıyla davalı idarenin zararın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı ifade edilmiş, söz konusu raporun iş bu davada da hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu; bu durumda, zararın oluşumunda idarenin yol yapım çalışmalarının etkili olmadığı, aksine söz konusu menfezin dağınık bir şekilde dağ ve yamaçlardan yayılarak gelen sel ve dere sularının menfezlerde toplandığı, söz konusu taşınmazın sel yatağının içerisinde kaldığı dolayısıyla taşınmazın sel sularının altında kalmasında idareye atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı ayrıca kusursuz sorumluluk hallerinin de somut olaya uygulanamayacağı anlaşıldığından davacının maddi tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle
    istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule aykırı olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görüldüğü belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, başka taşınmaza ilişkin raporun hükme esas alınmayacağı; tespit raporunun zararı ortayakoyduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı tarafından, savunma verilmemiştir.


    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
    4. Kesin olarak, 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara