Esas No: 2017/7296
Karar No: 2022/3691
Karar Tarihi: 02.06.2022
Danıştay 8. Daire 2017/7296 Esas 2022/3691 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/7296 E. , 2022/3691 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/7296
Karar No : 2022/3691
DAVACI : … Odası
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
21/09/2017 gün ve 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği'nin;
1) “Müracaatlarin ruhsatlandırılması/sertifikalandırılması için gerekli belgeler” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinin;
2) “Arama ruhsatı veya sertifika verilmesi” başlıklı 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına İlişkin belge'' ifadesinin; “İcra yoluyla devir” başlıklı 84. maddesinin 2. fıkrası ile; “Ruhsat taban bedeli, ruhsat bedeli” başlıklı 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresinin;
3) “Ön arama dönemi” başlıklı 17. maddesinin 5. fıkrasının; “Genel arama dönemi” başlıklı 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 6. fıkrası ile “Detay arama dönemi” 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin ve 5. fıkrasının;
4) “İşletme ruhsatı müracaatı” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrası ile “II. Grup (b) bendi, III., IV. ve V. Grup madenlerde işletme ruhsatı düzenlenmesi ve işletilmesi ile ilgili genel ilkeler” başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesinin;
5) “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi ile 10. fıkrasının;
6) “Ruhsata dayalı olmayan üretim” başlıklı 55. maddesinin 5 ve 6. fıkralarının;
7) "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" nin;
8) “Daimi nezaretçi atama talebi ve atanması” başlıklı124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile “Daimi nezaretçi eğitimi ve daimi nezaretçi sertifikası başlıklı 126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresinin iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI :
Maden Yönetmeliğin 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendi yönünden, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle gerçek kişiler açısında e-tebligat
zorunluluğu bulunmadığı, gerçek kişilerden KEP adresi istenilmesinin hukuka aykırı olduğu, 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesinin; 84. maddesinin 2. fıkrasının, 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi yönünden 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin istenileceği durumların sayma yolu ile belirlendiği, dava konusu düzenleme ile Kanun'un genişletildiği öne sürülmüştür.
Maden Yönetmeliği'nin 17. maddesinin 5. fıkrası, 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 6. fıkrası, 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi ve 5. fıkrası yönünden, dava konusu düzenlemelerin arama ruhsatının iptalini düzenlediği, ancak arama ruhsat süresi içerisinde işletme ruhsatı talebinde bulunulması halinde arama ruhsatının iptal edilemeyeceği, genel arama ve detay arama dönemine geçen ruhsatların Genel Müdürlüğün internet sitesinde yayınlanacağına ilişkin düzenlemenin hak arama özgürlüğüne aykırı olduğu, bu konularda ilgililere tebligat yapılması gerektiği ileri sürülmüştür.
Maden Yönetmeliği'nin 24. maddesinin 2. fıkrası ile 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesi yönünden; Kanun ile Genel Müdürlüğe böyle bir yetki verilmediği, böyle bir yetkinin Kanun ile düzenlenmesi gerektiği, 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi ile 10. fıkrası yönünden açıkça projeye aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi halinde tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulması gerektiği ifade edilmiştir.
Maden Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 5 ve 6. fıkraları yönünden; dava konusu düzenlemeler ile Maden Kanunu’nda yer almayan bir istisnai durum yaratılarak Kanun kapsamında maden sayılan madenlerin Maden Kanunu’nun kapsamı dışında üretilmesinin yolunun açıldığı, "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" yönünden; EK-22’de maden mühendisleri odası vizesine yer verilmemesinin eksik düzenleme olduğu, 124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile "126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresi yönünden ise Kanun ile Genel Müdürlüğe daimi nezaretçilere eğitim verme yetkisinin verilmediği iddia edilmiştir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Maden Yönetmeliği'nin 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendi yönünden, KEP adresi sisteminin e-postaların ilgili kişiye gönderilip gönderilmediği, gönderilmiş ise ulaşıp ulaşmadığı, gönderilen e-postalara erişilip erişilmediği, e-postaların iletilme zamanını tespit edecek, içeriğin değişmediğini garanti edecek, hukuken geçerli delil seti oluşturacak bir sistem olduğu, mevzuat gereği gerçek kişilerin KEP adresi olmasında herhangi bir engel bulunmadığı, 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesinin; 84. maddesinin 2. fıkrasının, 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi yönünden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin Kanun'da tanımlandığı ve ayrıntılarının Yönetmelik ile belirlendiği, dava konusu düzenlemelerde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
Maden Yönetmeliği'nin 17. maddesinin 5. fıkrası, 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 6. fıkrası, 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi ve 5. fıkrası yönünden, Kanun'da belirtilen arama dönemleri arasında geçişlerin kendiğinden olduğu, bu dönemlerin kesintisiz olarak devam ettiği, dava konusu düzenlemeler ile dönem geçişlerinin internet sitesinde yayınlayarak hizmet kalitesini artırmanın amaçlandığı, süresi dolan arama ruhsatlarının iptaline ilişkin düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
Maden Yönetmeliği'nin 24. maddesinin 2. fıkrası ile 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesi yönünden; tabii servetler ve kaynakların Devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu, maden kaynaklarının ülke menfaatlerini en uygun şekilde değerlendirilmesi için gerekli arama, üretim, stoklama ve pazarlama politikalarının esaslarının tespit etmenin Genel Müdürlüğün görevleri arasında olduğu, 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi ile 10. fıkrası yönünden üretim faaliyeti durdurulan ocaklarda güvenlik önlemlerinin alınması esnasında zorunlu olarak maden çıkması durumunda ruhsat sahibinin başvurusu ile stoktaki maden ve güvenlik önlemlerinin alınması esnasında çıkan madenin sevkiyatına izin verildiği, zaruri olarak yapılan üretime izin verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Maden Yönetmeliği'nin 55. maddesinin 5 ve 6. fıkraları yönünden; dava konusu düzenlemelerin madencilik faaliyetlerine yönelik olmayan faaliyetler sırasında çıkarılan hafriyat malzemesine ilişkin düzenlemeler olduğu, "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" yönünden; talep edenin odaya kayıtlı olup olmadığının tespiti için başvuru esnasında oda sicil belgesi veya oda üye kimlik belgesinin istenildiği, dava konusu düzenlemenin eksik düzenleme mahiyetinde olmadığı, 124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile 126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresi yönünden ise de Maden Kanunu’nun 31. maddesinde daimi nezaretçinin eğitimi ile ilgili usul ve esasların yönetmelik ile belirleneceğinin kurala bağlandığı, Genel Müdürlüğün Kanun’dan doğan genel yetkisinin olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 21/09/2017 gün ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinin dava konusu “Arama ruhsatı veya sertifika verilmesi” başlıklı 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesi; “İcra yoluyla devir” başlıklı 84. maddesinin 2. fıkrası; “Ruhsat taban bedeli, ruhsat bedeli” başlıklı 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi ile “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendinin iptali, dava konusu edilen kalan kısımlar yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 21/09/2017 günlü, 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinin 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinin; 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına İlişkin belge'' ifadesinin; 84. maddesinin 2. fıkrasının, 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresinin; 17. maddesinin 5. fıkrasının; 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 6. fıkrasının; 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin ve 5. fıkrasının; 24. maddesinin 2. fıkrası ile 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesinin; 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi ile 10. fıkrasının; 55. maddesinin 5 ve 6. fıkralarının; "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" nin; 124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile "126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Normlar hiyerarşisinde yasalardan sonra gelen yönetmelikler bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanır ve yasa hükümlerine açıklık getirilmesi suretiyle bu yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanır. Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını yürütmeye bir başka ifadeyle idarelere bırakır. Ancak, idarelerin yönetmelik düzenleme yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, Kanun , Tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak gerçekleşebilir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hüküm ve tasarrufu altında olan ve içerisinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi olmayıp Devletin mülkiyetinde olan maden kaynaklarının, milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere Bakanlık tarafından belli bir süreyle hak verilmesi için 3213 sayılı Maden Kanununun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla Maden Kanununa dayanılarak hazırlanan Maden Yönetmeliği 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğin 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesi; 84. maddesinin 2. fıkrası, 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi yönünden davanın incelenmesi;
3213 sayılı Maden Kanununun ‘’Ruhsat Bedeli, Cezalar ve Diğer Yaptırımlar’’ başlığını taşıyan 13. maddenin 4. fıkrasında; ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edileceği, I. Grup (a) bendi madenlerde ise büyükşehir belediyesi dışındaki illerde il özel idaresi hesabına gelir kaydedilmek üzere yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edileceği; ‘’İşletme Ruhsatı ve Madenin İşletilmesi’’ başlığını taşıyan 24. maddesinin 1. fıkrasında, I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesinin ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verileceği; proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesinin zorunlu olduğu, aksi hâlde talebin reddedileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında, projedeki teknik eksikliklerin, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin ve işletme ruhsat bedelinin yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanacağı, eksikliklerini verilen sürede tamamlamayanlara 20.000-TL idari para cezası uygulanarak sürenin üç ay daha uzatılacağı, bu süre sonunda eksikliklerini tamamlamayanların taleplerinin kabul edilmeyeceği ve yatırılan işletme ruhsat bedelinin iade edileceği, taleplerin uygun görülmesi hâlinde bir ay içinde işletme ruhsatı düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
21/09/2017 günlü, 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinin ''Arama Ruhsatı veya Sertifikası Verilmesi'' başlığını taşıyan 14. maddesinin 4. fıkrasında, ''Ruhsat bedelinin yatırıldığını gösteren belge, Ek-6’daki diğer belgeler, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge, ön inceleme raporu, maden arama projesi ve mali yeterlilik belgelerinin Genel Müdürlüğe süresi içinde ve eksiksiz olarak verilmesi zorunludur. Bu bilgi ve belgelerin eksiksiz ve tam olarak verilmemesi durumunda, bu alanlar müracaatı takip eden günden itibaren ikinci ayın son gününü takip eden ilk iş günü herhangi bir işleme gerek kalmaksızın yeni müracaatlara açık hale gelir. Bu durumda işletme ruhsat taban bedeli dışındaki ruhsat bedeli iade edilir.'' kuralı; ''İcra Yoluyla Devir'' başlığını taşıyan 84. maddesinin 2. fıkrasında, ''İcra veya iflas yoluyla yapılacak satışa katılacak gerçek veya tüzel kişilerin maden haklarını kullanabilmesi için Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenen şartlar ile Kanunda öngörülen mali yeterlilik şartlarını taşıması ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belgeyi sunması zorunludur. İlgililer bu şartları haiz bulunduğunu,
Genel Müdürlükten alacağı belge ile ispat eder. Satış bu belgeyi ibraz etmiş olan talipler arasında yapılır.'' kuralı ve ''Ruhsat Taban Bedeli, Ruhsat Bedeli'' başlığını taşıyan 94. maddesinin 8. fıkrasında, "Ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, rödövans ve devir talepleri, Kanunun 16 ncı maddesinin onbirinci fıkrası gereğince yapılan talepler, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir. Talep sonuçlanana kadar vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge yeniden istenmez.'' kuralı yer almıştır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 4. fıkrasında arama ruhsatı başvurularında, 84. maddesinin 2. fıkrası ile icra ve iflas yoluyla yapılacak satışlara katılacak gerçek ve tüzel kişilerden ve 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresine yer verilerek rödövansçıdan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge istenilmesinin, Yasa'da yer almayan durumlara yer verilerek Yasa'yı aşan hükümler getirilmesinin, genel anlamda sayma yoluyla belirlenen durumların genişletilmesi anlamına geldiği; böylelikle, Yönetmelikte yer alan düzenlemeler ile Kanun hükümlerinin hedeflediği amacın dışına çıkıldığı sonucuna varıldığından hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yönetmeliğin 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi yönünden davanın incelenmesi;
3213 sayılı Maden Kanununun "İşletme Faaliyeti" başlığını taşıyan 29. maddesinin 1. fıkrasında; işletme faaliyetinin, projesine ve bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yürütüleceği, işletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespit edilmesi hâlinde, projeye uygun faaliyette bulunulması için ruhsat sahibine altı aya kadar süre verileceği, bu süre sonunda projeye uygun faaliyette bulunulmaması hâlinde 50.000 TL idari para cezası verilerek üretim faaliyetinin durdurulacağı; ancak, projeye aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi hâlinde tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulacağı kuralı yer almıştır.
Maden Yönetmeliğinin ''Projeye Uygun Faaliyette Bulunulması'' başlığını taşıyan 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendinde; açık işletmelerde, ocağın genelinde heyelan tehdidinin olması, ters şev oluşması veya askıda malzeme olması gibi tehlikeli hallerde bu alandaki/ocaktaki projeye aykırı tehlikeli durum giderilinceye kadar hazırlık faaliyetleri dışındaki üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulacağı, faaliyetlerin projeye uygun hale getirilmesi yönündeki hazırlık çalışmaları ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınması esnasında zorunlu olarak üretilen madenin sevkiyatına izin verilmeyeceği; ancak, madenin özelliği, sahanın topografik, coğrafik konumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak sevkiyata hangi şartlarda izin verilebileceğine Genel Müdürlükçe karar verileceği kuralı yer almıştır.
Maden Kanununun 29. maddesinin değerlendirilmesinden, işletme faaliyetlerinin, projesine ve Maden Kanununa göre yürütülmesinin zorunlu olduğu; işletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespit edilmesi durumunda, doğrudan üretim faaliyetinin durdurulması söz konusu değil iken, projeye aykırı faaliyetin aynı zamanda işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi halinde, madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve
maden işletmesinin çevre açısından arzettiği önem dikkate alınarak, tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulması gerektiği anlaşılmaktadır.
Maden Kanununun 29. maddesinde, projeye aykırı faaliyetin aynı zamanda işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi durumunda, doğrudan faaliyetin durdurulması konusunda bir istisna bulunmamaktayken, kanun maddesinin amaç ve kapsamına aykırı olarak Maden Yönetmeliğinin 35. maddesinin 8. fıkrasının dava konusu (ç) bendi ile projeye aykırı tehlikeli durum giderilinceye kadar hazırlık faaliyetleri dışındaki üretim faaliyetlerinin durdurulacağı belirtilmek suretiyle Yasa kuralının kapsamı daraltılmıştır.
Dolayısıyla dava konusu edilen düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer maddelerinde dayanağı Maden Kanununa aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesi; 84. maddesinin 2. fıkrası, 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi ile 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendinin iptali, Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer maddelerine yönelik davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 21/09/2017 gün ve 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliği'nin “Müracaatlarin ruhsatlandırılması/sertifikalandırılması için gerekli belgeler” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinin; “Arama ruhsatı veya sertifika verilmesi” başlıklı 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına İlişkin belge'' ifadesinin; “İcra yoluyla devir” başlıklı 84. maddesinin 2. fıkrası ile; “Ruhsat taban bedeli, ruhsat bedeli” başlıklı 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresinin; “Ön arama dönemi” başlıklı 17. maddesinin 5. fıkrasının; “Genel arama dönemi” başlıklı 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin, 6. fıkrası ile “Detay arama dönemi” 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesinin ve 5. fıkrasının; “İşletme ruhsatı müracaatı” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrası ile “II. Grup (b) bendi, III., IV. ve V. Grup madenlerde işletme ruhsatı düzenlenmesi ve işletilmesi ile ilgili genel ilkeler” başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesinin; “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 8.
fıkrasının (ç) bendi ile 10. fıkrasının; “Ruhsata dayalı olmayan üretim” başlıklı 55. maddesinin 5 ve 6. fıkralarının; "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" nin; “Daimi nezaretçi atama talebi ve atanması” başlıklı 124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile “Daimi nezaretçi eğitimi ve daimi nezaretçi sertifikası başlıklı 126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
21/09/2017 günlü, 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hüküm ve tasarrufu altında olan ve içerisinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi olmayıp Devletin mülkiyetinde olan maden kaynaklarının, milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere Bakanlık tarafından belli bir süreyle hak verilmesi için 3213 sayılı Maden Kanununun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Yönetmelik" başlıklı Ek 10. maddesinde; "(Ek: 4/2/2015 – 6592/23 md.) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler Bakanlık tarafından yürürlüğe konulur." hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 124. maddesi ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
Normlar hiyerarşisi kuramına göre; hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Diğer yandan, normlar hiyerarşisindeki düzenleme soyuttan somuta doğru kademeli bir sistem içermektedir.
Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakır. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca; idare tarafından, düzenleyici işlemler tesis edilirken, üst hukuk normlarına açıklık getirilmesi ve bu normlarca çizilen çerçeve içerisinde teknik detayların belirlenmesi, uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmalıdır.
Yönetmeliğin “Müracaatlarin ruhsatlandırılması/sertifikalandırılması için gerekli belgeler” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendi yönünden yapılan inceleme;
Yönetmeliğin 11. maddesinin 1. fıkrası; ilk müracaat yoluyla hak sağlayan müracaatların ruhsatlandırılması veya ihale yoluyla arama ruhsatı/sertifikası almaya hak sağlayan müracaatların ihale bedelinin yatırılmasına müteakip arama ruhsatının düzenlenebilmesi için müracaat gününden itibaren iki ay içinde talep sahibince tamamlanarak Genel Müdürlüğe vermesi zorunlu olan belgeleri sayma yolu ile belirlemiş 1. fıkranın a bendinde ise; gerçek kişilerce tamamlanması ve Genel Müdürlüğe vermesi zorunlu olan belgeler sayılmış olup, dava konusu düzenleme ile de gerçek kişiler için Genel Müdürlüğe vermesi zorunlu belgeler arasında KEP adresi yer almıştır.
25/08/2011 tarihli ve 28036 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik; kayıtlı elektronik posta sisteminin hukukî ve teknik yönleri ile işleyişine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1525 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 4. maddesi uyarınca kayıtlı elektronik posta (KEP): Elektronik iletilerin, gönderimi ve teslimatı da dâhil olmak üzere kullanımına ilişkin olarak hukukî delil sağlayan, elektronik postanın nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır.
15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü" başlıklı 53. maddesinin "Elektronik ortamda yürütülecek görevler" başlıklı 781. maddesinin 1. fıkrasında, Genel Müdürlüğün e-imza kullanılması şartıyla görev alanına giren konulara ilişkin; talep ve başvuruların kabulünü elektronik ortamda yapabileceği ve hizmetlerini elektronik ortamda sunabileceği, talep ve başvuruları elektronik ortamda sonuçlandırabileceği ve cevaplayabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 781. maddesinin 1. fıkrası hükmü ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne, e-imza kullanılması şartıyla görev alanına giren konulara ilişkin talep ve başvuruların kabulünü elektronik ortamda yapma, hizmetlerini elektronik ortamda sunma, talep ve başvuruları elektronik ortamda sonuçlandırma ve cevaplama yetkisi verildiğinden gerçek kişiler için KEP adresinin Genel Müdürlüğe vermesi zorunlu belgeler arasında sayılmasına ilişkin teknik detayların belirlenmesine yönelik dava konusu düzenlemede dayanağı Kanun'a ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Arama ruhsatı veya sertifika verilmesi” başlıklı 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına İlişkin belge'' ifadesi; “İcra yoluyla devir” başlıklı 84. maddesinin 2. fıkrası ile; “Ruhsat taban
bedeli, ruhsat bedeli” başlıklı 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi yönünden yapılan inceleme;
3213 sayılı Maden Kanununun ‘’Ruhsat Bedeli, Cezalar ve Diğer Yaptırımlar’’ başlığını taşıyan 13. maddenin 4. fıkrasında; ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edileceği, I. Grup (a) bendi madenlerde ise büyükşehir belediyesi dışındaki illerde il özel idaresi hesabına gelir kaydedilmek üzere yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edileceği; ‘’İşletme Ruhsatı ve Madenin İşletilmesi’’ başlığını taşıyan 24. maddesinin 1. fıkrasında, I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesinin ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verileceği; proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesinin zorunlu olduğu, aksi hâlde talebin reddedileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında, projedeki teknik eksikliklerin, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin ve işletme ruhsat bedelinin yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanacağı, eksikliklerini verilen sürede tamamlamayanlara 20.000-TL idari para cezası uygulanarak sürenin üç ay daha uzatılacağı, bu süre sonunda eksikliklerini tamamlamayanların taleplerinin kabul edilmeyeceği ve yatırılan işletme ruhsat bedelinin iade edileceği, taleplerin uygun görülmesi hâlinde bir ay içinde işletme ruhsatı düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
21/09/2017 günlü, 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği'nin ''Arama Ruhsatı veya Sertifikası Verilmesi'' başlığını taşıyan 14. maddesinin 4. fıkrasında, ''Ruhsat bedelinin yatırıldığını gösteren belge, Ek-6’daki diğer belgeler, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge, ön inceleme raporu, maden arama projesi ve mali yeterlilik belgelerinin Genel Müdürlüğe süresi içinde ve eksiksiz olarak verilmesi zorunludur. Bu bilgi ve belgelerin eksiksiz ve tam olarak verilmemesi durumunda, bu alanlar müracaatı takip eden günden itibaren ikinci ayın son gününü takip eden ilk iş günü herhangi bir işleme gerek kalmaksızın yeni müracaatlara açık hale gelir. Bu durumda işletme ruhsat taban bedeli dışındaki ruhsat bedeli iade edilir.'' kuralı; ''İcra Yoluyla Devir'' başlığını taşıyan 84. maddesinin 2. fıkrasında, ''İcra veya iflas yoluyla yapılacak satışa katılacak gerçek veya tüzel kişilerin maden haklarını kullanabilmesi için Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenen şartlar ile Kanunda öngörülen mali yeterlilik şartlarını taşıması ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belgeyi sunması zorunludur. İlgililer bu şartları haiz bulunduğunu, Genel Müdürlükten alacağı belge ile ispat eder. Satış bu belgeyi ibraz etmiş olan talipler arasında yapılır.'' kuralı ve ''Ruhsat Taban Bedeli, Ruhsat Bedeli'' başlığını taşıyan 94. maddesinin 8.
fıkrasında, "Ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, rödövans ve devir talepleri, Kanunun 16 ncı maddesinin onbirinci fıkrası gereğince yapılan talepler, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir. Talep sonuçlanana kadar vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge yeniden istenmez.'' kuralı yer almıştır.
Bilindiği gibi; idarelerin yönetmelik düzenleme yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, Kanun , Tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak gerçekleşebilir.
3213 sayılı Maden Kanununun 13. maddesinin 4. fıkrası ile 24. maddesinin 2. fıkrasında, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belgenin hangi durumlarda isteneceği tek tek sayılmak suretiyle belirtilmiş olup Kanunda yer almayan durumların Yönetmelikte düzenlenmek suretiyle anılan belgenin isteneceği durumların genişletilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 4. fıkrasında arama ruhsatı başvurularında, 84. maddesinin 2. fıkrası ile icra ve iflas yoluyla yapılacak satışlara katılacak gerçek ve tüzel kişilerden ve 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresine yer verilerek rödövansçıdan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge istenilmesinin, Yasa'da yer almayan durumlara yer verilerek Yasa'yı aşan hükümler getirilmesinin, genel anlamda sayma yoluyla belirlenen durumların genişletilmesi anlamına geldiği; böylelikle, Yönetmelikte yer alan düzenlemeler ile Kanun hükümlerinin hedeflediği amacın dışına çıkıldığı anlaşıldığında dava konusu düzenlemelerde dayanağı Kanun'a uyarlık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Ön arama dönemi” başlıklı 17. maddesinin 5. fıkrası; “Genel arama dönemi” başlıklı 18. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 5. fıkrasında yer alan "arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi, 6. fıkrası ile “Detay arama dönemi” 19. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." ifadesi ve 5. fıkrası yönünden yapılan inceleme;
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 2. maddesinde madenlerin gruplara göre ruhsatlandırılacağı hüküm altına alınmış olup, arama faaliyetlerine ilişkin kuralların yer aldığı "Arama faaliyeti" başlıklı 17. maddesinde; "Arama ruhsatının düzenlenmesinden sonraki ilk bir yıl ön arama dönemidir. Ön arama süresi sonuna kadar, asgari faaliyetlerin tamamlandığını ve bu faaliyetlere ilişkin yatırım harcamalarını gösteren ön arama faaliyet raporunun verilmesi zorunludur. Bu süre içinde raporun verilmemesi hâlinde 20.000 TL idari para cezası verilir. Genel Müdürlüğe verilen raporların veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin bu sürede tamamlanmaması veya verilen raporların ya da yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde de 20.000 TL idari para cezası verilir.
Arama ruhsatı, IV. Grup madenlerde iki yıl, diğer gruplarda bir yıl olmak üzere genel arama dönemine hak sağlar.
Genel arama dönemi süresi sonuna kadar maden arama projesinde belirtilen maden kaynağına ilişkin bilgilerin ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını da gösteren genel arama faaliyet raporunun verilmesi zorunludur. Genel arama dönemi sonuna kadar ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin Genel Müdürlüğe verilmemesi halinde arama ruhsatı iptal edilir. Genel Müdürlüğe verilen ön arama ve genel arama raporlarının veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde 20.000 TL idari para cezası verilir ve eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin verilen sürede tamamlanmaması veya verilen ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde arama ruhsatı iptal edilir. İlgili mevzuat kapsamında diğer kurumların, ruhsat sahibinin gerekli izinlere ilişkin başvurusunu olumsuz sonuçlandırması veya bu izinlerin ruhsat sahibinden kaynaklanan nedenlerle alınamaması halinde arama ruhsatı iptal edilir. Bu fıkradaki yükümlülükleri yerine getirilen arama ruhsatı, IV. Grup madenlerde dört yıl detay arama dönemine hak sağlar. II. Grup (b) bendi, III. ve V. Grup ruhsatlarda ise genel arama dönemi sonuna kadar işletme ruhsat talebinde bulunulmaması halinde ruhsat iptal edilir.
Arama dönemlerinin süresinden önce tamamlanması hâlinde dönem sonu beklenmeden sonraki aşamalara geçilebilir.
Arama dönemleri ile ilgili proje, arama faaliyet raporları ve diğer belgeler yetkilendirilmiş tüzel kişilerce hazırlanır.
Detay arama dönemi sonuna kadar görünür maden kaynağına ilişkin bilgilerin ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını gösteren detay arama faaliyet raporunun verilmesi zorunludur.
IV. Grup maden ruhsatlarında detay arama dönemi sonuna kadar Genel Müdürlüğe verilen raporların ve yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin verilen sürede tamamlanmaması veya verilen raporların ve yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde ya da arama ruhsat süresi sonuna kadar işletme ruhsat talebinde bulunulmaması durumunda ruhsat iptal edilir." hükmü yer almıştır.
Yönetmeliğin "Ön arama dönemi" başlıklı 17. maddesinde; "...(4) Ön arama faaliyet raporunun süresi içinde verilmemesi hâlinde Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari para cezası uygulanır ve faaliyet raporu aranmaksızın genel arama dönemine hak sağlar.
(5) Genel arama dönemine geçmeye hak sağlayan ruhsat sahaları Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edilir...." düzenlemesi, "Genel arama dönemi" başlıklı 18. Maddesinde; "... (1) Genel arama dönemi, ön arama döneminin sonundan itibaren başlamak üzere IV. Grup madenlerde iki yıl, diğer grup madenlerde bir yıldır.
…
(4) Genel arama faaliyet raporunun veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde tespit edilen eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin bu sürede tamamlanmaması veya verilen raporların ya da yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari para cezası uygulanır ve arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir.
(5) Genel arama faaliyet raporunun süresi içinde verilmemesi hâlinde Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari para cezası uygulanır ve faaliyet raporu aranmaksızın IV. Grup ruhsatlarda detay arama dönemine hak sağlar. II. Grup (b) bendi, III. ve V. Grup ruhsatlarda, arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir.
(6) Detay arama dönemine geçmeye hak sağlayan ruhsat sahaları Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edilir." düzenlemesi, "Detay arama dönemi" başlıklı 19. maddesinde ise de; "(1) Detay arama dönemi, genel arama döneminin sonundan itibaren başlamak üzere IV. Grup madenlerde dört yıldır.
…
(4) Detay arama faaliyet raporunun veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde tespit edilen eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin bu sürede tamamlanmaması veya verilen raporların ya da yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde arama ruhsat süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir.
(5) Detay arama faaliyet raporunun süresi içinde verilmemesi hâlinde arama süresi sona ermiş ise ruhsat iptal edilir." düzenlemesi yer almakta olup, dava konusu edilen düzenlemeler altı çizili olarak gösterilmiştir.
Maden Kanunu'nun 17. maddesinin değerlendirilmesinden; II. Grup (b) bendi, III. Grup, IV. Grup madenler ile V. Grup madenlerin arama ruhsatı ile aranacağı, arama ruhsatının düzenlenmesinden sonra ilk bir yılın ön arama dönemi olduğu, arama ruhsatının ön arama döneminden sonra IV. Grup madenlerde iki yıl genel arama dönemine diğer madenlerde ise bir yıl genel arama dönemine hak sağladığı, genel arama dönemine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirildiği IV. Grup arama ruhsatının dört yıl detay arama dönemine hak sağladığı, diğer gruplar yönünden ise de genel arama dönemi sonuna kadar işletme projesi ile işletme ruhsat talebinde bulunulmaması halinde ruhsat süresi dolmuş olan arama ruhsatı iptal edileceği anlaşılmaktadır.
Başka bir deyişle; arama ruhsatı II. Grup (b) bendi, III. Grup, V. Grup madenler için bir yıl ön arama dönemine ve ardından bir yıl genel arama dönemine, IV. Grup madenler için ise de bir yıl ön arama dönemine, iki yıl genel arama dönemine ve dört yıl detay arama dönemine hak sağlamaktadır.
Dava konusu düzenlemelerde, anılan dönemler arasında geçiş yapmaya hak sağlayan ruhsat sahalarının Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edileceği düzenlenmiş olup, söz konusu geçişler doğrudan Kanun'un açık hükmü gereği kendiliğinden gerçekleşeceğinden hak sahiplerine ayrıca bir tebligat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ayrıca 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan, madenin cinsi dikkate alınarak süresi içinde verilen genel arama faaliyet raporunun veya detay arama faaliyet raporunun davalı idarece uygun bulunmaması halinde ilgilisine verilen süre içinde yine eksikliklerin tamamlanmaması veya arama dönemleri sonuna genel arama faaliyet raporunun veya detay arama faaliyet raporunun Genel Müdürlüğe verilmemesi hallerinde arama ruhsatı iptal edileceğine ilişkin Kanun hükmü karşısında, arama ruhsatının hangi koşullarda iptal edileceği düzenleyen ve dayanak Kanun'a aykırı düzenlemeler içermeyen dava konusu Yönetmelik maddelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “İşletme ruhsatı müracaatı” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrası ile “II. Grup (b) bendi, III., IV. ve V. Grup madenlerde işletme ruhsatı düzenlenmesi ve işletilmesi ile ilgili genel ilkeler” başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebilir." ifadesi yönünden yapılan inceleme;
Yönetmeliğin dava konusu 24. maddesinin 2. fıkrası ile 28. maddesinin 4. fıkrasında; Genel Müdürlüğün; madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebileceği düzenlenmiştir.
30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 766. maddesi uyarınca Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü kurulmuş olup, Genel Müdürlüğün görev ve yetkilerini sayma yolu ile belirleyen 768. maddesinde; "(1) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri şunlardır:
a) Tabii kaynaklar ile ilgili araştırma izni, arama ve işletme ruhsatı, işletme izni vermek ve bunlarla ilgili diğer işlemleri yapmak,
b) Tabii kaynakların değerlendirilmesine yönelik arama, tesis kurma, işletme ve faydalanma haklarını vermek, gerektiğinde bu hakların devir, intikal, taksir, terk, iptal işlemlerini yapmak, ipotek, istimlak ve diğer takyit edici hakları tesis etmek, bunların sicillerini tutmak ve muhafaza etmek,
c) İzin ve ruhsat sahalarındaki faaliyetleri takip etmek, faaliyetleri işletme güvenliği ve işletme projesine uygunluk açısından denetlemek, kaynak ve rezervlerin uluslararası standartlarda raporlanmasını, güvenilir ve etkin proje kabul, takip ve yönetimini sağlamak,..." hükmü yer almıştır.
4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 768. Maddesi uyarınca, İzin ve ruhsat sahalarındaki faaliyetleri takip etmek, faaliyetleri işletme güvenliği ve işletme projesine uygunluk açısından denetlemek, kaynak ve rezervlerin uluslararası standartlarda raporlanmasını, güvenilir ve etkin proje kabul, takip ve yönetimini sağlamak Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün görev ve yetkileri arasında sayıldığından, Genel Müdürlüğün madenin cinsi, rezerv miktarı, tenörü/kalitesi, üretimin yapıldığı bölge, işletme izin alanı gibi kıstasları dikkate alarak minimum yıllık üretim miktarlarını belirleyebileceğine yönelik dava konusu düzenlemelerde dayanağı Kanun'a ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi yönünden yapılan inceleme;
3213 sayılı Maden Kanununun "İşletme Faaliyeti" başlığını taşıyan 29. maddesinin 1. fıkrasında; işletme faaliyetinin, projesine ve bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yürütüleceği, işletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespit edilmesi hâlinde, projeye uygun faaliyette bulunulması için ruhsat sahibine altı aya kadar süre verileceği, bu süre sonunda projeye uygun faaliyette bulunulmaması hâlinde 50.000 TL idari para cezası verilerek üretim faaliyetinin durdurulacağı; ancak, projeye aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi hâlinde tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulacağı kuralı yer almıştır.
Maden Yönetmeliğinin ''Projeye Uygun Faaliyette Bulunulması'' başlığını taşıyan 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendinde; açık işletmelerde, ocağın genelinde heyelan tehdidinin olması, ters şev oluşması veya askıda malzeme olması gibi tehlikeli hallerde bu alandaki/ocaktaki projeye aykırı tehlikeli durum giderilinceye kadar hazırlık faaliyetleri dışındaki üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulacağı, faaliyetlerin projeye uygun hale getirilmesi yönündeki hazırlık çalışmaları ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınması esnasında zorunlu olarak üretilen madenin sevkiyatına izin verilmeyeceği; ancak, madenin özelliği, sahanın topografik, coğrafik konumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak sevkiyata hangi şartlarda izin verilebileceğine Genel Müdürlükçe karar verileceği kuralı yer almıştır.
Maden Kanununun 29. maddesinin değerlendirilmesinden, işletme faaliyetlerinin, projesine ve Maden Kanununa göre yürütülmesinin zorunlu olduğu; işletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespit edilmesi durumunda, doğrudan üretim faaliyetinin durdurulması söz konusu değil iken, projeye aykırı faaliyetin aynı zamanda işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi halinde, madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve maden işletmesinin çevre açısından arzettiği önem dikkate alınarak, tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulması gerektiği anlaşılmaktadır.
Maden Kanununun 29. maddesinde, projeye aykırı faaliyetin aynı zamanda işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi durumunda, doğrudan faaliyetin durdurulması konusunda bir istisna bulunmamaktayken, kanun maddesinin amaç ve kapsamına aykırı olarak Maden Yönetmeliğinin 35. maddesinin 8. fıkrasının dava konusu (ç) bendi ile projeye aykırı tehlikeli durum giderilinceye kadar hazırlık faaliyetleri dışındaki üretim faaliyetlerinin durdurulacağı belirtilmek suretiyle Yasa kuralının kapsamı daraltılmıştır.
Nitekim, dava konusu Yönetmeliğin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (jj) alt bendinde, "Maden işletme faaliyetleri: Üretime yönelik hazırlık çalışmaları ve üretim yapılması için gerekli faaliyetleri," (mm) alt bendinde "Madencilik faaliyetleri: Madenlerin aranması, üretime yönelik hazırlık çalışmaları, üretilmesi, sevkiyatı, cevher hazırlama ve zenginleştirme, atıkların bertarafı, ruhsat sahasındaki stoklama/depolama işlemleri, maden işletmelerinin kapatılması ve çevre ile uyumlu hale getirilmesi ile ilgili tüm faaliyetler ve bu faaliyetlere yönelik tesislerin yapılmasını," tanımlamaları dikkate alındığında, davalı idarenin, faaliyetlerin işletme güvenliğinin sağlamasına yönelik olduğu savunmasına itibar edilmemiştir.
Öte yandan, faaliyetlerin projeye uygun hale getirilmesi yönündeki hazırlık çalışmaları ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınması esnasında zorunlu olarak üretilen madenin sevkiyatına izin verilmeyeceği; ancak, madenin özelliği, sahanın topografik, coğrafik konumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak sevkiyata hangi şartlarda izin verilebileceğine Genel Müdürlükçe karar verileceği kuralı yönünden de, sevkiyata ancak işletme güvenliğinin sağlanması kapsamında, tehlikeli durumun giderilmesine yönelik çalışmalar kapsamında izin verilebileceği; bu tedbirler kapsamında olmayan sevkiyatın ise hiçbir durumda mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, Maden Yönetmeliğinin 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendi ile projeye aykırı tehlikeli durum giderilinceye kadar hazırlık faaliyetleri dışındaki üretim faaliyetlerinin durdurulacağı belirtilmek suretiyle Yasa'yı aşan bir hüküm getirildiği; Yasada doğrudan faaliyetin durdurulması konusunda bir istisna bulunmamaktayken, Yönetmelikte yer alan düzenlemeler ile Kanun hükmünün hedeflediği amacın dışına çıkıldığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemelerde dayanağı Kanun'a uyarlık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 10. fıkrası yönünden yapılan inceleme;
Maden Yönetmeliğinin ''Projeye Uygun Faaliyette Bulunulması'' başlığını taşıyan 35. maddesinin 10. fıkrasında ise; “İşletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun ve bu faaliyetlere bağlı olarak oluşan tehlikeli durumun, çevredeki yerleşim yerleri açısından da tehlike oluşturması halinde, söz konusu tehlikeli durumun giderilmesi için ruhsat sahibine altı aya kadar süre verilir. Verilen süre içerisinde gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince idari para cezası uygulanır. Tehlikeli durumun devam ettiği ve ruhsat sahibi tarafından da gerekli tedbirlerin alınamayacağının beyan edilmesi ve/veya bu durumun Genel Müdürlükçe tespit edilmesi halinde valilik tarafından gerekli tedbirler alınıncaya kadar ruhsat sahibinin sorumluluğu devam eder ve masraflar 6183 sayılı Kanuna göre ruhsat sahibinden tahsil edilir.” düzenlemesi yer almıştır.
Maden Kanununun 29. maddesinde uyarınca, işletme faaliyetlerinin, projesine ve Maden Kanununa göre yürütülmesinin zorunlu olduğu; işletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun ve projeye aykırı faaliyetin aynı zamanda işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi halinde, madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve maden işletmesinin çevre açısından arzettiği önem dikkate alınarak, tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetlerinin doğrudan durdurulması gerekmektedir.
Dava konusu düzenleme ile Maden Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca faaliyetin durdurulmasından sonra tehlikeli durumun giderilmesi için alınması gerekli tedbirler yönünden ruhsat sahibine sorumluluk yüklenmekte olup, dava konusu düzenlemede dayanağı Kanun'a aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Ruhsata dayalı olmayan üretim” başlıklı 55. maddesinin 5 ve 6. fıkraları yönünden yapılan inceleme;
3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Madenler" başlıklı 2. maddesi uyarınca, yer kabuğunda ve
su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir.
Yönetmeliğin 55. maddesinin 5. fıkrasında; “Madencilik faaliyetine yönelik olmayan yol, demiryolu, hava limanı, liman, tünel, toplu konut yapılacak alanlar, kanal, baraj, gölet gibi yapıların gerçekleştirilmesi ile yapı ve inşaat alanı için kazı faaliyetlerinin yapılması esnasında zorunlu olarak çıkarılan hafriyat malzemesi, mülk sahibi veya mülk sahibinden izin alınarak faaliyet sahibi tarafından 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında değerlendirilebilir.” kuralı yer almıştır.
Yönetmeliğin 55. maddesinin 6. fıkrasında ise; “Yol, demiryolu, hava limanı, liman, kanal, tünel, toplu konut ve benzeri inşaat çalışmaları ile baraj ve göletlerin su rezervuar alanlarından zorunlu olarak çıkarılan yapı ve inşaat malzemesi veya hafriyat malzemesinin, bu projeler kapsamında değerlendirilmesi ve ticarete konu edilmemesi kaydıyla ruhsat veya hammadde üretim izni alınması gerekmeksizin kullanılabilir. Ancak, söz konusu yapı ve inşaat çalışmalarından arta kalan yapı ve inşaat malzemesi veya hafriyat malzemesinin ticarete konu edilmek istenmesi halinde ise bu malzeme proje sahibi tarafından büyükşehir olan illerde valiliğe, diğer illerde il özel idaresine devredilir. Üretilen malzemenin izin alınmadan ticarete konu edilmesi halinde Kanunun 12 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince işlem tesis edilir. Bu fıkra kapsamında çıkarılan malzemenin kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan başka bir proje kapsamında değerlendirilmesinin istenilmesi durumunda valilik tarafından izin verilebilir.” kuralı yer almıştır.
18/03/2014 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarının çevreye zarar vermeyecek şekilde öncelikle kaynakta azaltılması, toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması, değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesine ilişkin teknik ve idari hususlar ile uyulması gereken genel kuralları düzenlemek amacıyla hazırlanmış olup, kaynakları ve bileşenleri Yönetmeliğin 1 numaralı ekinde detaylı olarak belirtilen, beşeri faaliyetler ve doğal afetler sonrasında meydana gelen hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarının, üretildikleri yerlerde ayrı toplanması, geçici olarak biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması, değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesine ilişkin esasları kapsamaktadır.
Dava konusu düzenlemeler ile; madencilik faaliyetlerine yönelik olmayan inşaat öncesinde arazinin hazırlanması aşamasında yapılan kazı ve benzeri faaliyetler sonucunda oluşan hafriyat toprağı ile konut, bina, köprü, yol ve benzeri alt ve üst yapıların yapımı esnasında ortaya çıkan inşaat atıklarının Maden Kanunu'nun 2. maddesinde belirtilen ekonomik ve ticari değeri bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirme yapılarak bahsi geçen hafriyat toprağı ve inşaat atıklarının nasıl ve kimler tarafından hangi koşullarda değerlendirileceğine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup, dava konusu düzenlemelerde dayanağı Kanun'a aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi" yönünden yapılan inceleme;
Yönetmeliğin 124. maddesinde; maden mühendisinin daimi nezaretçi olarak atanabilmesi için Genel Müdürlüğe yapılacak başvuru yönünden gerekli belgeler sayılmış olup, maddenin 1. fıkrasının (f) bendinde “oda sicil belgesi veya oda üye kimlik kartı” bu belgeler arasında gösterilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, oda sicil belgesinin; mühendislerin odaya üyeliklerinin devam ettiğine dair yılda bir kez alınan belgeyi ifade edeceği, yine dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinde, oda sicil belgesinin mühendislerin bağlı oldukları odaya üyeliklerinin devam ettiğine dair yılda bir kez alınan belgeyi ifade edeceği düzenlenmiştir.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununa dayanılarak hazırlanan 02/12/2002 tarih ve 24954 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ana Yönetmeliği'nin 1. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Ana Yönetmelik; kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı Odalarının işlev, işleyiş ve amaçlarını, üyelerinin, organlarının görev ve yetkilerini kapsar." düzenlemesine; "Üyelik ile İlgili Temel Hükümler" başlıklı 109. maddesinde, "Üyelik için aşağıdaki hükümler geçerlidir:
a) Türkiye'deki mühendis, mimar ve şehir plancıları, mesleklerinin uygulanmasını gerektiren işlerle uğraşabilmek ve mesleki öğretim yaptırabilmek için, meslek disiplininin ilgili olduğu Odaya kaydolmak ve kimlik belgelerini her yıl onaylatarak, üyeliklerini korumak zorundadırlar..." düzenlemesine yer verilmiştir.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, üyelik için Türkiye’de maden mühendisliği mesleğinin uygulanmasını gerektiren işlerle uğraşabilmek ve mesleki öğretim yaptırabilmek için, maden mühendisleri veya maden yüksek mühendislerinin Odaya üye olmak ve Oda kimlik belgelerini her yıl onaylatarak, üyeliklerini korumak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, gerek oda sicil belgesinin mühendislerin odaya üyeliklerinin devam ettiğine dair yılda bir kez alınan belge olarak tanımlanması gerekse de oda kimlik belgelerinin ilgili mevzuatı uyarınca her yıl onaylatma yükümlülüğü bulunması karşısında, dava konusu "EK-22 Daimi Nezaretçi Talep/Atama Belgesi"nde "Maden Mühendisleri Odası Vizesine" yer verilmemesi nedeniyle eksik düzenlemeden bahsedilmesine olanak bulunmadığından dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin “Daimi nezaretçi atama talebi ve atanması” başlıklı 124. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan "Genel Müdürlük ya da" ibaresi ile “Daimi nezaretçi eğitimi ve daimi nezaretçi sertifikası" başlıklı 126. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Genel Müdürlük veya" ibaresi yönünden yapılan inceleme;
3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesine 04/02/2015 tarih ve 6592 sayılı Kanun ile daimi nezaretçi tanımı eklenmiş ve daimi nezaretçi; işletmede daimi olarak istihdam edilen maden mühendisi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un "Daimi nezaret ve teknik eleman" başlıklı 31. maddesinin 1. fıkrasında; "(Değişik: 4/2/2015-6592/16 md.) Kaynak tuzlaları hariç olmak üzere maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetleri, maden mühendisi nezaretinde yapılır. Maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisi daimi olmak üzere, işletme tekniği, büyüklüğü ve yapısal durumu göz önüne alınarak diğer meslek disiplinlerinden mühendis istihdam edilmesi zorunludur. Daimi nezaretçi ile vardiyalı çalışan işletmelerde işletmenin büyüklüğü ve niteliği esas alınarak her vardiyada zorunlu olarak istihdam edilecek maden mühendisi ve görevlendirilecek diğer mühendislerin görev, yetki ve sorumlulukları, atanma usul ve esasları, eğitimi, çalışma usul ve esasları Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almıştır.
Yönetmeliğin 124. maddesinin 1. fıkrasında; Maden mühendisinin daimi nezaretçi olarak atanabilmesi için Genel Müdürlüğe verilmesi gerekli belgeler sayılmıştır. 1. fıkranın ( e) bendinde ise bu belgeler arasında Genel Müdürlük ya da Genel Müdürlük tarafından yetki verilen kamu kurumu, üniversiteler, meslek odası, dernek veya vakıflar tarafından düzenlenen eğitim programı kapsamında alınan daimi nezaretçi sertifikasına yer verilmiştir.
Yönetmeliğin 126. maddesinin 1. fıkrasında; Genel Müdürlük veya Genel Müdürlük tarafından yetki verilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, meslek odası, dernek veya vakıflar tarafından daimi nezaretçi eğitim programı hazırlanacağı ve yürütüleceği kuralı yer almıştır.
Maden Kanununun 31. maddesi gereği, daimi nezaretçinin görev, yetki ve sorumlulukları, atanma usul ve esasları, eğitimi, çalışma usul ve esaslarının Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle belirleneceği açık olup, dava konusu düzenlemeler ile daimi nezaretçinin eğitimi ile ilgili usul ve esasların düzenlendiği anlaşıldığından dava konusu düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Maden Yönetmeliğinin dava konusu “Arama ruhsatı veya sertifika verilmesi” başlıklı 14. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge'' ifadesi; “İcra yoluyla devir” başlıklı 84. maddesinin 2. fıkrası; “Ruhsat taban bedeli, ruhsat bedeli” başlıklı 94. maddesinin 8. fıkrasında yer alan "rödövans" ibaresi ile “Projeye uygun faaliyette bulunulması” başlıklı 35. maddesinin 8. fıkrasının (ç) bendinin İPTALİNE oybirliği ile;
2. Maden Yönetmeliğinin dava konusu “Müracaatlarin ruhsatlandırılması /sertifikalandırılması için gerekli belgeler” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinde yer alan "KEP adresi" yönünden oyçokluğu, dava konusu edilen diğer kısımlar yönünden oybirliği ile DAVANIN REDDİNE;
3. Dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL tutarın davacı üzerinde bırakılmasına ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL tutar ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
02/06/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY:
(X)- 21/09/2017 gün ve 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği'nin 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinde yer alan ''KEP adresi'' yönünden;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun, "Elektronik tebligat" başlıklı, 7/a maddesinde, "Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur." kuralı yer almıştır.
Tebligat Kanunu'ndaki bu düzenlemeden, tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabileceği ve yalnızca anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu getirildiği, bunlar dışındaki kişilerin kayıtlı elektronik posta adresi edinme zorunluluğu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3213 sayılı Maden Kanunu'nda, arama ruhsatı sahibi gerçek kişiler açısından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılacak tebligatların ve Bakanlığa yapılacak bildirimlerin kayıtlı elektronik posta adresi üzerinden iletilmesini zorunlu kılan bir kural bulunmamaktadır. Maden Yönetmeliği'nin dava konusu maddesi ile arama ruhsatı başvurularında verilmesi gereken belgeler arasında KEP adresinin aranması suretiyle tebligatların kayıtlı elektronik posta yoluyla yapılmasının zorunlu hale getirilmesinin, idarenin düzenleyici işlem tesis etme yetkisinin sınırsız olmaması ve daha önce kanunla düzenlenmeyen bir alanda idarenin düzenleme yapma yetkisinin bulunmaması gözönüne alındığında, hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Maden Yönetmeliği'nin 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 7 numaralı alt bendinde yer alan ''KEP adresi'' ibaresinin iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.