Danıştay 13. Daire 2021/2265 Esas 2022/2458 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/2265
Karar No: 2022/2458
Karar Tarihi: 02.06.2022

Danıştay 13. Daire 2021/2265 Esas 2022/2458 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/2265 E.  ,  2022/2458 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2021/2265
    Karar No:2022/2458

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: ... Bölge Müdürlüğü tarafından, 08/02/2021 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, … Mahallesinde bulunan, tapuda … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın "kat karşılığı konut inşaatı yapım işi" ihalesinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davalı idare tarafından belirlenen ihale şartnamesinin 16. maddesinde ihaleye katılabilmek için gereken belgeler arasında, tahmin edilen bedelin %50'sinden az olmamak üzere ihale tarihi itibarıyla geçerli olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan alınmış işin büyüklüğüne göre ''en az (B) grubu müteahhitlik karnesi'' veya son 15 yıl içerisinde bina inşaat işlerine ait 2886 sayılı Kanun ve 4734 sayılı Kanun kapsamında alınmış ''İş Deneyim Belgesi'' veya ilgili belediyeden alınmış isteklinin müteahhit olduğunu gösterir ''Yapı Kullanma İzin Belgesi'' veya bina inşaatına ait ''İş Bitirme Tutanağı ve Eki İnşaat Ruhsat Belgesi''nin yer aldığı, davacın ise su pompası imalatı işi ile uğraştığı, ihale konusu yerde işgalci sıfatıyla bulunduğu, ayrıca şartnamedeki nitelikleri taşıdığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin de ortaya konulamadığının görüldüğü, bu durumda, ihaleye konu işin niteliği ve ihale şartnamesi ile davacının durumu değerlendirildiğinde, davacının ihaleye katılabilecek kişilerin taşıması gerekli nitelikleri haiz olmadığı, kendi beyanıyla da sabit olduğu üzere su pompası imalatı işi ile iştigal ettiği, bahse konu yere ilişkin davacı ile idare arasında bir kira sözleşmesinin bulunmadığı, davacının söz konusu yerde işgalci olduğu, bu sebeple davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında meşru, kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale konusu taşınmazda 28 yıllık yatırımının bulunduğu, iş yerini davalı idarenin bilgisi dahilinde işlettiği, yapı kayıt belgesinin bulunduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının yapı kayıt belgesinin iptal edildiği, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    MADDİ OLAY :
    ... Bölge Müdürlüğü'nce, İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … Mahallesinde bulunan, tapuda … ada, … parselde kayıtlı bulunan 390,47 m² yüzölçümlü taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 35/a maddesi uyarınca kat karşılığı konut inşaatı yapım işi için 08/02/2021 tarihinde ihaleye çıkarılmasına karar verilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlâli" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince ihtilâfın niteliğine göre belirlenmektedir.
    Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
    İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlâl ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlâl etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
    “Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
    Dava dilekçesinin incelenmesinden, "ihale konusu taşınmazda yüksek meblağda yatırım ve tadilat gerçekleştirdiği, davalı idarenin takdir ettiği işgaliye bedelini mutat olarak ödediği" iddialarıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Ehliyet kavramının yukarıda yer verilen ölçütleri dikkate alındığında, davacının 1993 yılında taşınmaz üzerinde 390 m² kapalı alanlı bina yaptığı, ve davalı idareye ecrimisil bedeli ödediği, ihale tarihi itibarıyla mezkûr taşınmazı müştagil sıfatı ile kullandığı dikkate alındığında satış ihalesinin davacının hukukunu etkileyebilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, işbu davayı açmada meşru, kişisel ve güncel menfaatinin varlığının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara