Esas No: 2022/3441
Karar No: 2022/3813
Karar Tarihi: 03.06.2022
Danıştay 8. Daire 2022/3441 Esas 2022/3813 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2022/3441 E. , 2022/3813 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3441
Karar No : 2022/3813
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kütahya Dumlupınar Üniversitesi … Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 6114 sayılı Kanun'un 9/8. maddesi uyarınca eşdeğer sınava çağrılmasına ilişkin ÖSYM Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, 2022 ÜDS Mart Dönemi sınavından 20,00 puan aldığı, 2009 ÜDS İlkbahar Dönemi sınavından 2,50 puan aldığı, bu sınavdan yaklaşık 6 ay sonra girdiği 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınavından almış olduğu puanın ise 65,00 puan olması sebebiyle sınav sonucunun olağandışı olduğu kabul edilerek eşdeğer sınava çağrıldığı görüldüğünden, davalı idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarenin savunma dilekçesi ile eklerinin tarafına tebliğ edilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince FETÖ/PDY ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı ile yazışma yapılmadığı, eski rektör tarafından yapılan ihbarın halen geçerliliğinin bulunup bulunmadığı ve konu hakkında soruşturmacı atanıp atanmadığının Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğünden sorulmadığı, Mahkemece re'sen araştırma ilkesine uygun davranılmadığı, öte yandan dava konusu işlemde davacının hangi fiil ve davranışının olağandışı bulgu olarak değerlendirildiğinin açıkça belirtilmediği, işlemin tebliğinin usulsüz olduğu, dava konusu işleme dayanak gösterilen yasa maddesinin sınav tarihinden sonra yürürlüğe girdiği, hal böyle iken sonraki tarihli bir yasa maddesinin önceden gerçekleşen olay ve olgulara uygulanmasının hukuki güvenlik, idari işlemin geriye yürümezliği prensibi ile kazanılmış haklara saygı ilkesine aykırı olduğu, davacı hakkında FETÖ/PDY ile ilgili herhangi bir idari ve cezai soruşturmanın bulunmadığı, hakkında yapılan ihbarın asılsız olduğu, nitekim ihbarı yapan rektörün görevi sona erdikten sonra yeni atanan rektörün konuyla ilgili soruşturmacı ataması üzerine soruşturmacının raporu doğrultusunda disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu hususların İdare Mahkemesince araştırılmadığı, sınav güvenliğinin ihlali sonucunu doğurabilecek kopya çekme, sınav sorularının önceden ele geçirilmesi gibi herhangi bir somut isnada dayalı olmayan salt puan farkı kıyası yoluyla şüphe üzerine tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, diğer taraftan davacının 03.12.2021 tarihinde unipolar depresyon tanısı aldığı, düzenli ilaç kullandığı, prostat hastası olduğu, Üniversitesinin sınav görevlendirmelerine dahi katılamadığı, sınava girebilecek fiziksel yeterliliğinin bulunmadığı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının … tarih ve …sayılı, Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğünün … tarih ve … sayılı yazılarında, bazı akademik personelin yabancı dil sınav sonuçlarında anormallikler saptandığı belirtilerek bu hususta inceleme yapılmasının talep edildiği, davacının da aralarında bulunduğu 10 akademik personel hakkında yürütülen inceleme ve araştırma sonucu tanzim edilen ÖSYM İhbar Değerlendirme Komisyonunun … sayılı raporu doğrultusunda ÖSYM Yönetim Kurulunun … tarihli ve … sayılı kararı ile davacının eşdeğer sınava çağrılmasına karar verildiği, söz konusu kararda davacının 2002-ÜDS Mart Dönemi sınavından 20, 2009-ÜDS İlkbahar Dönemi sınavından 2.5, 2009-ÜDS Sonbahar Dönemi sınavından 65 puan aldığı, davacının 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınav sonucunun hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirilerek eşdeğer sınava çağrıldığı, davacının 10.02.2018 tarihinde uygulanan 2018 e-YDS sınavını ve sınav yeri olarak ise Ankara İlini tercih etiği, buna rağmen tercih ettiği sınava mazeretsiz olarak katılım sağlamadığı, bunun üzerine ÖSYM Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınav sonucunun geçersiz sayılmasına karar verildiği, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile davacının sınav tarihini kapsayan dönemde sağlık mazeretinin bulunması nedeniyle sınava katılamadığı anlaşıldığından 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınav sonucunun geçersiz sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan davacının davalı idarece belirlenecek yeni bir eşdeğer sınava katılarak yeniden değerlendirmeye tabi tutulabileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle iptal kararı verildiği, bu kararın Danıştay Sekizinci Dairesinin 07.10.2021 tarih ve E:2021/6252 K:2021/4425 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, iptal kararının gereği olarak davacının sınavı yeniden geçerli sayılarak durumun … tarih ve … sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, öte yandan yargı kararının gerekçesi de dikkate alınarak davacıya 8 ayrı sınava katılabileceği hususunda tercih hakkı tanınarak seçeceği üç sınava katılım sağlamadığı takdirde sınav sonucunun geçersiz sayılacağının dava konusu işlemle bildirildiği, davacının da 23.10.2022 tarihli YDS-2 sınavına katılacağı yönünde tercih formunu doldurduğu, yargı kararının gereğini yerine getirmekten ibaret olan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/B maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Posta giderleri avansından artan tutarın istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun'un 20/B maddesi uyarınca kesin olarak 03/06/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Dava, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi … Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 6114 sayılı Kanun'un 9/8. maddesi uyarınca eşdeğer sınava çağrılmasına ilişkin ÖSYM Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
6114 sayılı Kanunun 9/8. maddesi, davalı idareye sınavlardan sonra incelenen sınav belgelerinde, elektronik kayıtlarda veya yapılan analizlerde olağan dışı bulgulara rastlanması halinde adayların, maliyeti Başkanlık tarafından karşılanmak üzere Yönetim Kurulu kararı ile eşdeğer sınava çağırabilmesine olanak tanıyor ve yetki veriyor ise de, anılan maddede tanınan yetkinin Anayasa'da belirlenen hukuk devleti ilkesine uygun olarak kullanılması gerektiği, uyuşmazlıkta 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınavı için davacının sınav sorularını önceden ele geçirdiği veyahut kopya çektiği ya da sınavın tümü ile ilgili soruların önceden alındığı, toplu olarak kopya çekildiği vs. gibi herhangi bir durumun bu sınav bakımından mevcut olmamasına rağmen sadece davacının daha önceden girdiği sınavlarda aldığı notlar kıyaslanarak davaya konu işlemin tesis edildiği, bu şekilde yapılan bir değerlendirme sonucu 6114 sayılı Kanunun 9/8. maddesinde tanınan yetkinin kullanılmasının hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesini ihlal edeceği anlaşıldığından, eşdeğer sınava çağırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, benzer bir davada; ortaöğretim diploma notu itibariyle okulundaki öğrencilerin ortalamasından daha düşük bir ortalama ile …Anadolu Lisesi'nden mezun olan …'in, 1981-1999 yılları arasında üniversiteye girişte ÖSS ve ÖYS olmak üzere iki basamaklı sınav sisteminin uygulandığı dönemde, 1994,1995,1996 yıllarında yapılan Öğrenci Seçme Sınavını kazanamadığı için bu yıllarda ÖSYS'ye giremediği, 1997 yılında yapılan sınavların birinci basamağında asgari puan olan 105 puanın üzerinde bir puan alarak 131 puan ile sınavın ikinci basamağına katılmaya hak kazandığı, 1997 ÖYS'de 493 puan almış olmasına rağmen seçtiği üniversite programlarından birine yerleştirmesinin yapılmadığı, aldığı yüksek puana rağmen seçtiği üniversite programlarından birine neden yerleştirilmediğini soran ilgiliye idare tarafından verilen cevapta, üç profesörden müteşekkil akademik konsey tarafından sınav sonuçlarının değerlendirildiği ve ilgilinin, geçmiş yıllardaki düşük puanları dikkate alındığında bu başarısının izah edilemediği, dolayısıyla bu başarıyı kendi bilgi ve becerisiyle elde etmediği görüşü üzerine 1997 yılında girdiği ÖSYS sonucunun geçersiz sayılmasına karar verildiği olayda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 No’lu Protokol’ünün 2. maddesi çerçevesinde eğitim hakkından yoksun bırakıldığı iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuruda, Mahkemenin 17.01.2006 tarihli kararıyla, başvuranın kopya çektiğine dair bir kanıt veya bu hususta aleyhine yöneltilen açık bir suçlama olmadığı kopya çeken adayın sınav sonuçlarının iptal edilmesinin, ÖSYM'nin takdirine bırakılan bir mesele değil, merkezin görevlerinden biri olduğu, bu bakımdan Akademik Konseyin veya mahkemelerin söz konusu davada başvuranın uygunsuz davranışta bulunduğunu kanıtlayamamış olması ve 1997 senesinde düzenlenen sınava dershaneye giderek hazırlanmış olduğu açıklamalarına da itiraz edilmediği göz önünde bulundurularak başvuranın iyi sonuçlar almasının açıklanamaz olduğuna dair Akademik Konsey tarafından varılan sonucun, savunulmasının mümkün olmadığı, bu nedenle, başvuranın sınav sonuçlarını feshetme kararının, yasal ve makul bir temele dayanmadığı sonucuna varılarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 No'lu Protokol’ünün 2. maddesinde yer alan "eğitim hakkının" ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Buna göre, sınavların güvenilirlik, gizlilik, tarafsızlık, bilimsellik ilkeleri çerçevesinde ve adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yapılması, uygulanan sınavlarda gerekli her türlü güvenlik önlemlerinin alınması görevinin davalı idarenin sorumluluğunda olduğu, davacının girmiş olduğu 2009 ÜDS Sonbahar Dönemi sınavında, sınav güvenliğinin ihlali sonucunu doğurabilecek herhangi bir somut ve nesnel bir bulguya rastlanılmadığı, davacının bir önceki sınav sonucuna göre gösterdiği başarı oranının hayatın olağan akışına aykırı bulunmadığı, hal böyle iken eşdeğer sınava çağrılmasına dair işlemin sorumluluğunun davacıya yükletilemeyeceği, somut bir tespit bulunmazken şüpheli bulunan sınavının geçersiz sayılacağı tehdidi altında yeniden sınava hazırlanmasının kendisinden beklenemeyeceği açık olup; yukarıda yer verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlal kararında yer alan gerekçeler de nazara alındığında, davacının eşdeğer sınava çağrılması yönünde tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşü ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.