Danıştay 8. Daire 2020/2398 Esas 2022/3766 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/2398
Karar No: 2022/3766
Karar Tarihi: 03.06.2022

Danıştay 8. Daire 2020/2398 Esas 2022/3766 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/2398 E.  ,  2022/3766 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/2398
    Karar No : 2022/3766

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    2- (DAVACILAR)
    I- …
    II- …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Van İli, Çaldıran İlçesi, … Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi ve davacıların oğlu …'ın, 11/04/2014 tarihinde aynı okulda bir başka öğrenci tarafından bıçaklanması sonucu hayatını kaybetmesi olayında idarenin kusur ve ihmali bulunduğu gerekçesiyle davalı idareye 07/04/2015 tarihinde yapılan başvurunun 05/05/2015 tarihinde reddi üzerine açılan davada; anne … ve baba .. tarafından, çocuklarının hayatını kaybetmesi nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararın karşılanması maksadıyla baba … için 100.000-TL manevi, 5.000-TL'si cenaze ve defin gideri olmak üzere ıslah sonucu toplam 54.635,44-TL maddi tazminat, anne … için 100.000-TL manevi, ıslah sonucu 54,437,87 TL maddi tazminatın olayın meydana geldiği 11/04/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; baba … için, 5.000,00-TL cenaze ve defin gideri olmak üzere ıslah sonucu toplam 54.635,44-TL maddi tazminat istenildiği, Mahkemenin 12/01/2017 tarihli ara kararı ile davacı vekilinden maddi tazminat kalemleri arasında yer alan cenaze ve defin giderlerinin miktarını ve harcandığını gösterir tevsik edici bilgi ve belgelerin (fatura vb) istenildiği, Mahkemenin ara kararına cevaben davacı vekili tarafından sunulan cevabi yazıda, cenaze ve defin giderlerinin miktarını ve harcandığını gösterir tesvik edici bilgi ve belgelerin sunulamadığının belirtildiği, maddi tazminat isteminin bu kısmının (5.000,00-TL cenaze ve defin gideri) reddine, geriye kalan 49.635,44-TL destekten yoksun kalma tazminatının ise davacıya ödenmesi gerektiği, anne … için; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının istenildiği, bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan rapor uyarınca ıslah hakkı kullanılarak talep edilen 54.437,87-TL destekten yoksun kalma tazminatının davacıya ödenmesi gerektiği; olayın vuku buluş şekli ve davacıların bundan sonraki yaşamı üzerindeki neticeleri dikkate alınarak, davacıların bu olay nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde olmak üzere baba için 30.000,00-TL, anne için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle baba … için; 30.000,00-TL manevi, 49.635,44-TL maddi tazminat, anne … için; 30.000,00-TL manevi, 54.437,87-TL maddi tazminat istemi olmak üzere toplam 164.073,31-TL'lik kısmının kabulüne ve bu miktarın idareye başvuru tarihi olan 07/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi (5.000,00-TL cenaze ve defin gideri) ile manevi tazminat (140.000,00-TL) talebinin ve faiz isteminin ise reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacılar tarafından, 29/12/2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile maddi tazminat miktarı artırıldığından artırılan tazminat miktarı bakımından, bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, daha önceki tarihlerden itibaren faiz yürütülmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin reddine, davalı idarenin kararın esasına yönelik istinaf isteminin reddine, davalı istinaf isteminin miktar artırım dilekçesi ile artırılan tazminat miktarına (84.073,31 TL) arttırım dilekçesinin verildiği tarihten daha öncesinden faiz işletilmesine ilişkin bölümü yönünden kabulüne, kararın anılan kısmının kaldırılmasına karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğu, olayın idarenin sorumluluk alanı dışında gerçekleştiği; davacı tarafından ise hayatın olağan akışı gereği davacıların cenaze ve defin işlemlerine ilişkin giderleri faturalandıramamasının doğal olduğu ve tazminat miktarlarının düşük olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının ıslahla artırılan maddi tazminata işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının incelenmesi:
    Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ''Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir'' cümlesi, aynı Kanunun 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. '' cümlesi eklenmiştir.
    İdarenin işlem, eylem ve faaliyetleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini için açılan davalarda; eksilen ya da yoksun kalınan maddi değerin zaman içinde gecikmesi, bu gecikmeden doğan zararın telafisi için hükmedilecek maddi tazminata 3095 sayılı Kanun uyarınca faiz yürütülmesini gerekli kılmaktadır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Nitekim bu durum, Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla da kabul edilmiştir.
    Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle, tazminatın ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvuru üzerine, bu istemin idare tarafından açıkça veya zımnen reddi üzerine, idarenin, tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarak talep edebileceği, açılacak davada talep edilecek tazminat miktarının serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamakla birlikte, talep edilecek tazminat miktarının yüksek tutulması durumunda davacının talep ettiği tutar ölçüsünde ödemek zorunda kalacağı ve bu tür davalarda nispi olarak belirlenen yargılama harçlarının da yüksek olacağı, bunun da mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacağı açıktır.
    Yapılan bu açıklamalar karşısında, uğranılan zararın gerçek miktarının Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan bu gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Nitekim; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 09/06/2020 tarih ve E:2019/53, K:2020/853 sayılı kararı da bu yöndedir.
    Bu durumda, davacılar tarafından Mahkeme kaydına 29/12/2016 tarihinde giren miktar artırım dilekçesi ile arttırılan ve Mahkemece kabul edilen 84.073,31 TL'ye de davalı idareye başvuru tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ıslah ile artırılan kısma yürütülecek yasal faizin başlangıç tarihinin yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
    4. Kesin olarak, 03/06/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY :
    (X)- Dava Van İli, Çaldıran İlçesi, … Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi ve davacıların oğlu …'ın, 11/04/2014 tarihinde aynı okulda bir başka öğrenci tarafından bıçaklanması sonucu hayatını kaybetmesi olayında idarenin kusur ve ihmali bulunduğu gerekçesiyle davalı idareye 07/04/2015 tarihinde yapılan başvurunun 05/05/2015 tarihinde reddi üzerine açılmış olup; bakılan davada anne … ve baba … tarafından, çocuklarının hayatını kaybetmesi nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararın karşılanması maksadıyla baba … için 100.000-TL manevi, 5.000-TL'si cenaze ve defin gideri olmak üzere ıslah sonucu toplam 54.635,44-TL maddi tazminat, anne … için 100.000-TL manevi, ıslah sonucu 54,437,87 TL maddi tazminatın olayın meydana geldiği 11/04/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
    Davaya konu uyuşmazlık, davalı idarenin hukuka aykırı haksız fiilinden kaynaklanmaktadır. Müşterek hukukun "Gaspeden daima temerrüt halindedir" şeklindeki genel ilkesi gereğince; haksız fiilden doğan tazminat borçlarında temerrüt, haksız fiil tarihinde kendiliğinden gerçekleşir. Davalıya ayrıca bir bildirim yapılmasına gerek yoktur. Bu nedenle, davacı tarafından da talep edildiği üzere, hükmedilen tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi ve temyize konu kararın tazminata işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısımlarının belirtilen şekilde düzeltilmesi gerektiği görüşüyle bu kısma yönelik çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Hemen Ara