Esas No: 2018/8510
Karar No: 2022/3608
Karar Tarihi: 06.06.2022
Danıştay 4. Daire 2018/8510 Esas 2022/3608 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/8510 E. , 2022/3608 K.Özet:
Danıştay 4. Dairesi'nin 2018/8510 Esas ve 2022/3608 Karar sayılı kararında, davalı vergi dairesinin davacı şirkete örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu gerekçesiyle re'sen tarh ettiği cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada, Vergi Mahkemesi'nin davayı kabul etmesi sonrasında yapılan istinaf başvurusunun reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun reddedilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Ancak, kararın gerekçeli olarak yazılmaması ve hukuki değerlendirme yapılmaması nedeniyle Anayasa ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer alan kararların gerekçeli olması gerektiği kurallarına aykırı olduğuna hükmedilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesi'ne gönderilmesi kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Anayasa'nın 141. maddesi
- İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. ve 49. maddeleri
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/8510
Karar No : 2022/3608
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, ilişkili kişi ...'a 19.036.121,62-TL transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğundan bahisle vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2011/12 dönemi gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; söz konusu işlemin tahsisli satış yöntemiyle sermayenin artırılması işlemi olduğu anlaşıldığından transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu nedeniyle yapılan cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemin yerinde ve hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin bir mal veya hizmet alım satımı olmadığı, tahsisli satış yöntemi ile sermaye artımından ibaret olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Mahkemece, söz konusu işlemin tahsisli satış yöntemiyle sermayenin artırılması işlemi olduğu, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunduğundan bahisle davacı şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, konuya ilişkin herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmadığı, ancak sonucu itibariyle bir kanaate varıldığı göz önüne alındığında, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinde, kararlarda bulunacak hususlar sayılarak, kararlarda kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin yer almasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; aynı Kanun'un "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması halinde kararı bozacağı hüküm altına alınmıştır.
Danıştay'ın kimi kararlarında belirtildiği gibi, Yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin yargılama sürecinin sonunda ulaştığı "sonuç"tur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması, hem Anayasamızda, hem de yargılama hukukumuzda yer alan ilkelerdendir. Gerekçe, yargıcın çözümlemek durumunda olduğu uyuşmazlığa uygulanması gereken soyut hukuk kuralının saptanmasında, yorumlanmasında ve tüm ayrıntılarıyla ortaya konulup nitelendirilen maddi olaya uygulanmasında izlemiş olduğu yöntemi gösteren ve bu özelliği sebebiyle, yargılamanın nesnelliği ile varılan yargının doğruluğu konusunda davanın taraflarına güven, üst yargı yerine de denetleme olanağı veren açıklamadır. Yukarıda sözü edilen ilke ile sağlanmak istenen amaç da budur. Anlaşılabilir bir gerekçeye dayanmayan mahkeme kararlarının gerekçeli bir karar olarak kabulüne imkan bulunmadığı gibi ilgili mercilerin, kararın gerekçesinin ne olması gerektiği ya da gerekçe olarak belirtilen ifadelerin ne anlama geldiği konusunda bir yorum ya da belirlemede bulunmaları da beklenemez (İdari Dava Daireleri Kurulu, 02/03/2022 tarih ve E.2021/3533, K.2022/688 sayılı kararı).
Bakılmakta olan davada Mahkemece, söz konusu işlemin tahsisli satış yöntemiyle sermayenin artırılması işlemi olduğu, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunduğundan bahisle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, konuya ilişkin herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmadığı ve gerekçeye yer verilmediğinden kararın bu şekliyle Anayasa ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yer alan, kararların gerekçeli olması gerektiğine ilişkin kurallara aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; sözü edilen hususlara ilişkin olarak yeniden bir değerlendirme yapılarak ve bunun sonucuna gerekçede yer verilerek bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dairemizin, davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.