Danıştay 10. Daire 2017/2951 Esas 2022/3048 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/2951
Karar No: 2022/3048
Karar Tarihi: 06.06.2022

Danıştay 10. Daire 2017/2951 Esas 2022/3048 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/2951 E.  ,  2022/3048 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/2951
    Karar No : 2022/3048

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMLERİN_KONUSU : (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının (… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının) taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, Balıkesir ili, Edremit ilçesi, 19’uncu Mot. P. Tug. K.lığı emrinde silah teknisyeni olarak Bkm. Astb. Çvş. unvanıyla görev yaparken 04/03/2014 tarihinde, bir obüsün biten aküsünü, başka bir obüsün aküsüyle kablo bağlantısı kurmak suretiyle şarj ettiği sırada iki adet akünün patlaması neticesinde yaralanarak sol gözünün %80 oranında görme kaybına uğradığından bahisle 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı sonucu 240.529,00 TL) ve 20.000,00 TL manevi (miktar artırımı sonucu 30.000,00 TL) tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesince; olaya ilişkin 19'uncu Mot. P. Tug. K.lığı tarafından yapılan idari tahkikat raporunun incelenmesinden, obüslerin aküleri arasında aktarma sırasında teknik arıza sebebiyle akü patlamasıyla oluşan zararda davacıya ve davalıya atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığı kanaatine varıldığı, olayın hizmetin ifası sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle olay ile hizmet arasında illiyet bağı bulunduğundan, ortaya çıkan zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre davalı idarece karşılanması gerektiği, davacının olay nedeniyle meslekte kazanma gücü kayıp oranının bulunup bulunmadığının tespiti için GATA Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 25/01/2016 tarihli rapor ile davacının %24,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği, davacının maddi zararlarının tespiti için düzenlenen ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunan 18/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının maddi tazminat hak edişinin 240.529,00 TL olduğunun belirtildiği, davacı tarafından 29/03/2016 tarihli miktar artırımı dilekçesi ile maddi tazminat istemi raporda belirtilen tutara artırıldığından maddi tazminat isteminin kabulü gerektiği, öte yandan olay nedeniyle çektiği acı ve ıstırapları kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, olay tarihi ve paranın alım gücü göz önünde bulundurularak uygun miktarda manevi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 240.529,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının uğradığı zararın idarelerinin eylem veya işleminden kaynaklandığından söz edilemeyeceği, kusursuz sorumluluk şartlarının gerçekleşmediği, hükmedilen manevi tazminatın aşırı ve olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    Davacı tarafından, manevi tazminat talebinin 30.000,00 TL olarak artırıldığı, ancak Mahkemece 20.000,00 TL'ye hükmedildiği; miktar artırım talebinin kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMALARI:Davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hükmedilen maddi tazminat ve yasal faizin başlangıç tarihi yönünden bozulması; davacının temyiz isteminin reddi ile kararın manevi tazminat yönünden onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının Bakım Astsubay Çavuş unvanıyla silah teknisyeni olarak Balıkesir Edremit 19'uncu Mot. P. Tug. K.lığı emrinde görev yaparken, Topçu ve Füze Okul Komutanlığında icra edilecek topçu atışlarına katılmak üzere konakçı heyetinde görevlendirildiği, bu görev esnasında 04/03/2014 tarihinde çalışmayan bir obüs aracına bir başka obüsten akü takviyesi yaparken, diğer aracın iki aküsünün patlaması ve fırlayan akü parçaları ile akü asidinin davacının yüzüne isabet etmesi neticesinde yaralandığı, gördüğü tedavilere rağmen tam olarak iyileşemediği, Ankara GATA Komutanlığı Göz Polikliniği tarafından düzenlenen 02/02/2015 tarihli raporda, "sol gözde posttravmatik jukstafoveal ısos bant defekti olduğu ve görmesinin 0.2 ile uyumlu olduğu değerlendirildi. Haliyle işlem tedavi düşünülmedi. 6 (Altı) ay aralıklarla takibi önerilir." kanaatiyle “sol göz travmatik iridodiyaliz" tanısı konulduğu, akabinde GATA Göz Polikliniğinin 13/08/2015 tarihli muayene kaydına göre; “askerliğe elverişlidir” kararı verildiği, 23/02/2015 tarihinde davalı idareye müracaat ederek tazminat talep ettiği ve bu talebin zımnen reddedilmesi üzerine bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    27/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle, askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay'a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
    Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ve 7078 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile kabul edilen Geçici 45. maddede ise; kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte olan, tebliğde ve infaz aşamasında bulunanlar ile bu mercilerin arşivlerinde bulunan işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
    Uyuşmazlığa ilişkin olarak, "usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi" gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
    Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Bedensel Zarar" başlıklı 54. maddesinde, "Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar." hükmü; "Belirlenmesi" başlıklı 55. maddesinde, "Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
    Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    1-DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ
    a) Temyiz İstemine Konu Kararın, Manevi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    b) Temyiz İstemine Konu Kararın, Maddi Tazminat İsteminin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Dosyanın incelenmesinden; davacının Bakım Astsubay Çavuş rütbesiyle görevini icra ederken akü patlaması nedeniyle yaralandığı, olaydan sonra astsubay olarak görevine devam ettiği ve maluliyet aylığı bağlanmasına ilişkin herhangi bir müracaatının olmadığı, hakkında GATA Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 25/01/2016 tarihli raporda, her iki gözde kommosyo retina ve sol gözde görme kaybına yol açan yaralanması nedeniyle % 24,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı yönünde görüş bildirildiği, bakılan davada kalıcı olarak sakatlanması nedeniyle uğradığı zararların karşılığı olarak 1.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 240.529,00 TL) maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istediği, dava dilekçesinde maddi tazminat isteminin beden gücü kaybına bağlı olarak fazladan sarf edilen güç (efor) kaybı karşılığı uğranılan zarara yönelik olduğunun belirtildiği, olay nedeniyle tarafına nakdi tazminat ödenmediği, maddi zararın tespiti için düzenlenen 18/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait maaş bordrosu bilgileri (gerçek geliri) üzerinden meslekte kazanma gücü (efor) kaybı karşılığı tazminat hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacının güç (efor) kaybı zararının incelenmesi:
    Tazminat hukukunda, çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen içtihatlarla, kişinin kalıcı sakatlığı nedeniyle uğramış olduğu beden gücü kaybına bağlı olarak gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi "güç (efor) kaybı tazminatı" olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Beden gücü kaybına uğrayan kişinin günlük yaşamını ve çalışma hayatını sürdürebilmesi için zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarf ettiği gerçeğinden hareket edilerek zararı, bir anlamda, bu "fazladan sarf edilen gücün" oluşturduğu esası benimsenmiştir. Bu doğrultuda, idari faaliyetlerin neden ve etkisiyle kamu görevlilerinin veya diğer kişilerin güç (efor) kaybına dayanan maddi zararının idare hukukunun ilke ve kuralları uyarınca idarece tazmin edilmesi gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
    İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan toplam zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde ve gücünde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir.
    Uyuşmazlıkta, davacının dava konusu olay nedeniyle % 24,2 oranında bedensel güç kaybına uğradığı, bu nedenle günlük yaşamını ve çalışma hayatını emsallerine ve eskiye nazaran daha fazla güç (efor) sarf ederek sürdürmek zorunda kalması nedeniyle maddi zararının bulunduğu açık olup, davacının güç (efor) kaybından doğan zararı;
    Aktif dönemde, zarara uğranılan tarihten itibaren yasal emeklilik yaşı kabul edilen 55 yaşın sonuna kadar asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net asgari ücrete (2022 yılına kadar AGİ dahil, 2022 yılından sonra AGİ hariç olmak üzere) çalışma gücü kaybı olan % 24,2 oranının uygulanması; pasif dönemde ise, davacının 55 yaşını ikmalinden TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenen muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar geçecek süre için -bir çalışmanın karşılığı olmaması nedeniyle- AGİ hariç net asgari ücrete yine çalışma gücü kaybı oranının uygulanması suretiyle ortaya çıkacak miktarların toplanması suretiyle hesaplanmalıdır.
    Söz konusu hesaplamada, gelecek yılların asgari ücretlerinin bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihte bilinen net asgari ücret miktarının her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının efor (güç) kaybından kaynaklanan maddi zararının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak bir karar verilmesi gerekmekte olup, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

    c) Temyiz İstemine Konu Kararın, Hükmedilen Maddi ve Manevi Tazminata Uygulanan Yasal Faizin Başlangıç Tarihi Yönünden İncelenmesi:
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesince kabul edilen maddi ve manevi tazminata işletilecek yasal faizin başlangıcında olay tarihinin esas alındığı görülmektedir.
    Faiz en basit biçimiyle; idarenin tazmin borcu bağlamında, kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip yargı kararıyla tazminata mahkum edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanun'a göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye başvuru yapılmışsa yapılan başvuru tarihi, idareye başvuru yapılmadan adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Somut olayda, davacı tarafından olay tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte tazminatın ödenmesi talebinde bulunulduğu, Mahkeme kararında da olay tarihinden itibaren faizin işletilmesine karar verildiği, davacı tarafından dava açılmadan önce Milli Savunma Bakanlığı'na 23/02/2015 tarihinde ön karar başvurusu yapıldığı, idarenin söz konusu başvuruyu zımnen reddetmesi üzerine 30/04/2015 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açıldığı dikkate alındığında; hükmedilen tazminat miktarlarına başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden, bu kısım yönünden de kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    2- DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
    Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 29/03/2016 tarihli miktar artırım talebine yönelik dilekçe ile 1.000,00 TL maddi tazminat isteminin 240.529,00 TL, 20.000,00 TL manevi tazminat isteminin 30.000,00 TL olarak artırıldığı, Mahkeme tarafından manevi tazminat isteminin 20.000,00 TL kabul edilerek istem gibi karar verildiği (20.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği), temyiz dilekçesinde ise hükmedilen manevi tazminatın artırımına yönelik talebin yenilendiği görülmektedir.
    Bakılan uyuşmazlıkta, dava açıldıktan sonra ilk talep edilen manevi tazminat miktarının artmasına neden olabilecek nitelikte yeni bir hukuki veya maddi durumun ortaya çıktığını, başka bir ifadeyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın artmasına neden olabilecek bir hususun bulunduğunu gösterir bilgi ve belge sunulmadığı görüldüğünden, davacının hükmedilen manevi tazminatın artırımına yönelik temyiz isteminin kabulüne olanak bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davacının temyiz isteminin REDDİNE, davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
    2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi …Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının (… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının) maddi tazminat isteminin kabulü ile yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısımlarının BOZULMASINA, manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, davanın görüm ve çözümünde yetkili BALIKESİR İDARE MAHKEMESİNE gönderilmesine, kararın … İdare Mahkemesine ve taraflara tebliğine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara