Danıştay 3. Daire 2019/5325 Esas 2022/2757 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/5325
Karar No: 2022/2757
Karar Tarihi: 06.06.2022

Danıştay 3. Daire 2019/5325 Esas 2022/2757 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/5325 E.  ,  2022/2757 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/5325
    Karar No : 2022/2757

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Uluslararası Taşımacılık Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2013 ila 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin, 2013 yılı ve Aralık 2014 dönemi özel usulsüzlük cezaları, 2015 yılı kurumlar vergisi, 2016 yılı 6736 kurumlar vergisi matrah artırımı ve Nisan 2016 dönemine ait diğer amme alacağından oluşan kısmının iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği 2015 yılı kurumlar vergisi ve Nisan 2016 dönemine ait amme alacağının, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında asıl borçlu şirket tarafından yapılandırıldığı ve sözü edilen yapılandırmaya uyulmaması nedeniyle yapılandırmanın iptal edilmesi üzerine asıl borçlu şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenmeksizin kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istendiğinin anlaşıldığı olayda yapılandırma işlemiyle birlikte alacakların nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği dikkate alındığında, yapılandırma sonrası ödenmeyen vergi borçlarının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla adına ödeme emri düzenlenip usulüne uygun tebliğ edildikten sonra davacının sorumluluğuna gidilmesi gerekirken anılan usule uyulmaksızın tanzim edilen ödeme emrinin değinilen kamu alacaklarına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, ödeme emrinin diğer kısımları yönünden ise amme alacağının öncelikle şirket tüzel kişiliğinden tahsili amacıyla yapılması gerekli tüm muamelelerin usulüne uygun gerçekleştirilerek, malvarlığı araştırmalarında da şirketin vergi borçlarını karşılayacak tutarda haczi kabil herhangi bir mal varlığı bulunmadığı somut bir biçimde tespit edildiğinden söz konusu vergi borçlarının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, vergi borçlarının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci olan davacının takibinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin yapılandırmaya konu edilen kısımları iptal edilmiş, diğer kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl amme borçlusu şirket tarafından 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmaya internet üzerinden başvurulduğu ancak hiç ödeme yapılmadığından yapılandırmanın iptal edildiği, şirketin haczi kabil malvarlığına rastlanmadığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emirleri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı adına, asıl borçlu … Uluslararası Taşımacılık Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2013 ila 2016 yıllarına ait kamu alacağının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin, 2015 dönemi kurumlar vergisi ve Nisan 2016 dönemine ait amme alacağına ilişkin kısmının sözü edilen şirket tarafından 25/10/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırdığı, ödeme yapmadığından 18/06/2017 tarihinde yapılandırmanın iptal edildiği, sonrasında davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinin uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 62. maddesinde ise borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
    Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
    6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun'un 10. maddesinin 6. fıkrasında, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı, ilk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği hükmü yer almıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    6736 sayılı Yasa'nın yukarıda sözü edilen düzenlemesi uyarınca kamu alacağının yapılandırılması durumunda vergi borcunun vadesi değişmekte ise de yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği açık olup ödeme yapılmaması nedeniyle yapılandırmadan önceki duruma geri dönüleceğinden, dolayısıyla asıl borçlu şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenmesi gerekmediğinden davacının söz konusu borçtan kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin, 2015 dönemi kurumlar vergisi ve Nisan 2016 dönemine ait amme alacağına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 06/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara