Danıştay 13. Daire 2022/1661 Esas 2022/2517 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/1661
Karar No: 2022/2517
Karar Tarihi: 07.06.2022

Danıştay 13. Daire 2022/1661 Esas 2022/2517 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/1661 E.  ,  2022/2517 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/1661
    Karar No:2022/2517

    TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) ... Kurumu
    VEKİLİ : Av. ...
    2. (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) .... Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ...

    3. (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) .... Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. ...
    DİĞER MÜDAHİL (DAVALI): ... Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ....
    KARŞI TARAF (DAVACI) : .... Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ....
    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... K:.... sayılı kararının dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: ... İşletmesi Genel Müdürlüğü'nce 01/04/2021 tarihinde açık ihale ile usulü ile gerçekleştirilen "Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Bünyesinde Bulunan Havalimanları ile Havalimanlarına Bağlı Seyrüsefer Yardımcı İstasyonlarına 01/07/2021 - 30/06/2023 Tarihleri Arasında Toplam 3673 Personelle Özel Güvenlik Hizmet Alımı İşi" ihalesi dokümanına ilişkin olarak yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine yönelik ... tarih ve ... sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu Kurul kararının, davacı şirketin itirazen şikayet başvurusunda ileri sürdüğü 1. iddia yönünden incelenmesi; ihaleye ait Teknik Şartname’de 2021 yılına ait kıyafet ve teçhizatların sözleşme başlangıç tarihinde personele verileceği, 2022-2023 yılına ait kıyafetlerin ise, ilgili yılın 15 Mayıs ve 15 Eylül tarihlerinden 1 ay önce personele tam olarak teslim edileceğinin düzenlendiği, ihale konusu işin 30/06/2023 yılında bitecek olması ve kışlık kıyafetlerin 15 Eylül tarihinden 1 ay önce verileceği düzenlemesi dikkate alındığında, söz konusu düzenlemede tekliflerin sağlıklı şekilde oluşturulmasını engeller nitelikte bir belirsizliğin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından ileri sürülen 1 numaralı iddia bakımından dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı;
    Dava konusu Kurul kararı, davacı şirketin itirazen şikayet başvurusunda ileri sürdüğü kesin teminat ve ek kesin teminatın iadesinin ihale kapsamında istihdam edilen tüm personelden ibraname alınması şartına bağlanmasına ilişkin 2. iddia yönünden dava konusu edilmemiş olduğundan söz konusu iddianın incelenmediği;
    Dava konusu Kurul kararının, davacı şirketin itirazen şikayet başvurusunda ileri sürdüğü 3. iddia yönünden incelenmesi; uyuşmazlık konusu ihalenin kamu ihale mevzuatı açısından personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalesi olduğu, buna göre somut olayda işçinin ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş güvencesi tazminatı, sendikal tazminatlar ve sair alacaklarından asıl işveren olan ilgili kamu kurum ve kuruluşunun (somut olayda ihaleyi yapan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü) öncelikle sorumlu olduğu, her ne kadar kanunun açık düzenlemesi sorumluluğu kamu kuruluşuna yüklemekte ise de, ele alınan Teknik Şartname hükümlerinde İdarenin söz konusu işçilik alacakları yönünden hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı şeklindeki düzenlemenin mevzuata açıkça aykırı olduğu, dolayısıyla ihale dokümanında Kanuna aykırı düzenlemelere yer verilemeyeceği dikkate alındığında, Teknik Şartname’nin 10.20’nci maddesinde kıdem tazminatına ilişkin yükümlülüğün yüklenicinin sorumluluğunda olduğuna ilişkin yapılan düzenlemede ve davacının 3. iddiası bakımından dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan, davacı tarafça dokümanda kıdem tazminatı giderinin teklif bileşeni olarak kabul edilmediği ve idarece hazırlanan birim fiyat teklif cetvelinde kıdem tazminatına ait satır açılmadığı hususundaki itirazen şikayet konusunun incelenmediği ileri sürülmekte ise de, dava konusu kurul kararında, ihale konusu iş süresince kaç personelin iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ereceğinin belirlenemeyeceği, bu bağlamda hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde isteklilerin teklif fiyatlarına kıdem tazminatlarını dâhil etmelerinin gerekmediği belirtilmekle, Kurul kararında anılan itirazın karşılandığı ve hukuka uygun olarak belirlendiği;
    Dava konusu Kurul kararının, davacı şirketin itirazen şikayet başvurusunda ileri sürdüğü 4. iddia yönünden incelenmesi; ihale konusu özel güvenlik hizmeti kapsamında kullanılacak olan havalimanı giriş kartı, ehliyetli personel sayısı kadar PAT Sahalarında Araç Kullanma Belgesi ve tahsis edilen araca “Apron Araç Özel Plakası” temin etmek gibi giderlerin, ayrı iş kalemleri şeklinde düzenlenmesi zorunlu olan malzeme giderlerinden olmadığı, Tebliğ'in 78.30. maddesinin (ç) bendinde yer alan "bu nitelikteki genel giderler" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, personel giderlerine dâhil olduğu ve %4 oranındaki sözleşme ve genel giderler içerisinde yer aldığı anlaşılan söz konusu gider kalemine ilişkin olarak birim fiyat teklif cetvelinde ayrı bir satır açılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, davacının şikayet dilekçesinde öne sürmediği iddiasına ilişkin olarak, uyuşmazlığa konu hususu öğrendiği 02/03/2021 tarihini izleyen günden itibaren on gün içinde başvuruda bulunması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 19/03/2021 tarihinde itirazen şikâyet başvurusunda bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu kurul kararının bu yönüyle hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu Kurul kararının davacı tarafından ileri sürülen 3. iddiasının reddine ilişkin kısmının iptaline, 1 ve 4 numaralı iddiaların reddine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, iptale ilişkin kısım davalı idare ve davalı idare yanında müdahillerden Başkent ve DHMİ tarafından temyiz edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde, kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin öncelikli muhatabın ilgili kamu kurum ve kuruluşları olduğu, asıl işveren - alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu hallerde işçinin işçilik ve feshe bağlı alacaklarından asıl ve alt iş verenin müteselsilen sorumlu olduğu, aralarında sözleşme bulunması hâlinde sorumluluğun sadece iç ilişkide geçerli olmak ve işçiye karşı müteselsil sorumluluk hâlini değiştirmemek üzere taraflardan birine devrinin mümkün olduğu, asıl işverenin, işçiye fazladan yaptığı ödeme kadar halefiyet ilkesi gereği işçinin yani alacaklının yerine geçeceği ve alt işverene karşı rücu hakkı elde edeceği, 6552 sayılı Kanun'un 8. maddesi düzenlemesi ile işçinin alacağına daha çabuk ulaşmasının amaçlandığı, asıl işveren ile alt işverenin işçi alacaklarına yönelik olarak birbirlerinden olan taleplerinin durumunda değişikliğe yol açmadığı, söz konusu kural karşısında sözleşmenin uygulanması aşamasında herhangi bir boşluk doğmayacağından bu hususta ilgili taraflarca sorun yaşanmayacağı, idarelerin de yükleniciler gibi ihale ve sözleşme sürecinin her aşamasında kanuna uymak zorunda oldukları, öte yandan, ihale konusu iş süresince kaç personelin iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ereceğinin belirlenemeyeceği, bu bağlamda hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, emsal Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu ileri sürülmektedir.
    Davalı yanında müdahil Başkent tarafından, davalı idarenin kanunun emredici hükümlerini ortadan kaldıran bir düzenlemenin olmadığını açıkça deklare ettiği, ihaleye teklif verilmesine engel bir durumun olmadığı açık olduğundan davacının hukuken korunması gereken bir menfaati bulunmadığı, ihalenin esasına ve sonucuna etkili olmayan ve rekabete aykırılık oluşturmayan bir iddia nedeniyle kararın iptalinin kaynakların verimli kullanılması ilkesine aykırı olacağı, Teknik Şartname'deki bir düzenleme ile kanunun emredici hükümlerinin ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki iç ilişkiye dair bir düzenleme olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nda yer alan hüküm uyarınca kıdem tazminatının idarelerin yükümlülüğünde bulunan bir maliyet olduğu ileri sürülmektedir.

    Davalı yanında müdahil DHMİ tarafından, Kamu İhale Kanunu'na göre ihale edilen personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde, kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin öncelikli muhatabın ilgili kamu kurumu olduğu, İş Kanunu gereğince de asıl işverenin Kanundan doğan yükümlülüklerde alt işverenle birlikte sorumlu olduğu, bu nedenle kanunun emredici hükümlerini ortadan kaldıran bir düzenlemenin olmadığı, ihale sürecini ve sonucunu etkileyen ya da rekabete aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davacının korunması gereken bir menfaati bulunmadığı, ihale dokümanında yer alan kıdem tazminatına ilişkin kısmın hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olmadığı, iptal kararının davalı kurum tarafından ihalenin iptal edilmesi şeklinde uygulanacağından, idare ve kamu kaynaklarının kullanımı yönünden ciddi zararlara sebep olacağı, zorunlu olan güvenlik hizmetinin aksamasına neden olacağı, yeni bir ihale sürecinin en az 2 ay süreceği, bu süreçte havalimanlarındaki güvenlik hizmetlerinin karşılanmasında aksaklık yaşanacağı, 6552 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin işçilerin yalnızca kıdem tazminatı alacağını yüklenici firmalar yanında ihale makamlarından da talep edebilmelerine imkân verdiği, ihale makamlarının yapacakları işçilik ödemeleri sonrasında yüklenicilere rücu etmelerini engelleyici bir hüküm bulunmadığı, işçinin kıdem alacağı yönünden devlet güvencesi getirildiği, ilama bağlanmış olan işçilik alacaklarının ve haricen talep edilen kıdem tazminatlarının ödenmek durumunda kalındığından sonrasında yükleniciye rücu edebilmek için ihale dokümanında kıdem tazminatına ilişkin sorumluluğun yüklenicide olduğuna ilişkin ihale dokümanı düzenlemesi yapıldığı, kanun ile getirilen sorumluluğun ortadan kaldırılmadığı, başvuru konusu düzenlemenin iç ilişkiyi düzenlediği, kıdem tazminatına ilişkin hususun yaklaşık maliyete dahil edilmediği, teklif fiyatlarını etkilemediği, ihalenin sıhhatini etkileyecek bir durum oluşmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    ESAS YÖNÜNDEN:
    MADDİ OLAY :
    Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından 01/04/2021 tarihinde açık ihale ile usulü ile "Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Bünyesinde Bulunan Havalimanları ile Havalimanlarına Bağlı Seyrüsefer Yardımcı İstasyonlarına 01/07/2021 - 30/06/2023 Tarihleri Arasında Toplam 3673 Personelle Özel Güvenlik Hizmet Alımı İşi" ihalesi gerçekleştirilmiştir.
    İhale dokümanına ilişkin olarak davacı 04/03/2021 tarihinde ihaleyi yapan idareye şikayet başvurusunda bulunmuş, 11/03/2021 tarihli işlem ile şikayet başvurusu reddedilmiştir.
    Bunun üzerine davacı tarafından 19/03/2021 tarihinde itirazen şikayet başvurusunda bulunulmuş, söz konusu itirazen şikayet başvurusunun reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin yedinci fıkrasında, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”; “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatı” başlıklı 112. maddesinde, “Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kurum ve kuruluşların haklarında bu Kanun ve 854, 5953, 5434 sayılı Kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır. 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları; ... kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir. …” kuralları yer almış, bu madde çerçevesinde kıdem tazminatlarının ne şekilde hesaplanacağı, 08/02/2015 tarih ve 29261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik ile belirlenmiştir.
    4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, “Bu bendin uygulanmasında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı; bu Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca ihale konuşu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlendiği, bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı, yaklaşık maliyetinin en az %70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluştuğu ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlere ilişkin hizmet alımlarını ifade eder. ...” kuralına yer verilmiştir.
    Teknik Şartname’nin “Yüklenici Firmanın Yükümlülükleri” başlıklı 10’uncu maddesinde “…10.20. Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür. Yüklenicinin istihdam ettiği personelin; İş Kanunu, SGK Mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama ücreti, UBGT alacağı, AGİ alacağı ve uygulamalardan doğan kesintiler de dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusu da Yüklenicidir. Yüklenici tarafından istihdam edilen personele ilişkin herhangi bir sorumluluk DHMİ'ne yüklenemez. Kurum tarafından ödenen kıdem tazminatları ve diğer işçilik alacakları yüklenici firmaya rücu edilir.…” kuralı yer almıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davalı idare ile davalı idare yanında müdahillerden Başkent ve DHMİ tarafından dava konusu işlemin 3. iddia yönünden iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması talep edildiğinden, bu kısımla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
    Davacı tarafından itirazen şikâyet başvurusunda ileri sürülen üçüncü iddia, "Teknik Şartname’nin 10.20’nci maddesinde kıdem tazminatına ilişkin yükümlülüğün yüklenicinin sorumluluğunda olduğuna ilişkin yapılan düzenlemenin mevzuata aykırı olduğu, bu düzenlemenin Sözleşme Tasarısı’nın 36/f maddesi ile birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi sorumluluğunun tamamen kamu işvereni statüsüne binaen idarede olduğu, dokümanda kıdem tazminatı giderinin teklif bileşeni olarak kabul edilmediği, idarece hazırlanan birim fiyat teklif cetvelinde kıdem tazminatına ait satır açılmadığı"na ilişkindir.
    Uyuşmazlığa konu özel güvenlik hizmet alımı ihalesinin kamu ihale mevzuatı açısından personel çalıştırılmasına dayalı bir hizmet alımı olduğu açıktır.
    4857 sayılı Kanun’un 112. maddesinde, 4734 sayılı Kanun’un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine atıfta bulunularak, kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin olarak öncelikli muhatabın ilgili kamu kurum ve kuruluşları olduğu belirtilmiştir. 4734 sayılı Kanun’un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin ise personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerine ilişkin olduğu görülmektedir.
    Bununla birlikte, 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca, asıl işveren-alt işveren ilişkisinde, asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanun'dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte (müteselsil olarak) sorumlu olduğu açıktır. Dairemizin personel çalıştırılmasına dayalı diğer bir ihaleye ilişkin olarak verdiği ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında ayrıntılarıyla ele alındığı üzere, asıl işveren ile alt işverenin aralarında yapacakları sözleşme ile Kanun'da öngörülmüş müteselsil sorumluluk kuralını dış ilişkide işçi aleyhine olacak şekilde düzenleyememekle birlikte, ancak aralarındaki iç ilişki bakımından söz konusu kurala ilişkin belirleme yapabilmelerine engel bulunmamaktadır.
    İş Kanunu gereği, işçilere karşı diğer yükümlülüklerle birlikte kıdem tazminatının ödenmesi hususunda da asıl işveren olan ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının alt işveren olan yükleniciler ile birlikte sorumlu olduğu açıktır. Her ne kadar iddiaya konu Teknik Şartname düzenlemesinden kıdem tazminatı ödemelerinden yalnızca yüklenicinin sorumlu olduğu anlaşılmakta ise de, ihaleyi gerçekleştiren idare ile yüklenici arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen bu düzenleme, işçi açısından müteselsil borçlulardan herhangi birisine başvurabilmesine ilişkin seçimlik hakkı berteraf etmemektedir.
    Öte yandan, ihale konusu iş süresince kaç personelin iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ereceğinin önceden belirlenemeyeceği açıktır. Bu nedenle bu hususa ilişkin önceden hesaplama yapılması mümkün olmayıp, anılan belirsizlik bu tür hizmet alımlarının tamamı için geçerlidir. İhaleye teklif verecek olan isteklilerin bu belirsizlikleri de dikkate alarak tekliflerini hazırlamaları gerekmektedir.
    Bu itibarla, davacının itirazen şikâyet başvurusunda yer alan 3. iddiası yönünden başvurunun reddi yolundaki dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık, dava konusu işlemin bu iddia yönünden iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca .... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının temyize konu dava konusu işlemin iptaline ve davalı idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. DAVANIN BU KISMININ DA REDDİNE,
    4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ....-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    5. Aşağıda ayrıntısı gösterilen ....-TL temyiz yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    6. Mahkemece davalı idare lehine de vekalet ücretine hükmedildiğinden bu aşamada yeniden hükmedilmesine gerek olmadığına,
    7. Mükerrer ödemeye neden olmamak için Mahkemece hükmedilenler düşülerek hesaplanan, müdahil DHMİ tarafından yapılan ...-TL, müdahil ... tarafından yapılan ....-TL ve müdahil .... tarafından yapılan ....TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı idare yanında müdahillere ayrı ayrı verilmesine,
    8. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara ve müdahillere, istemi hâlinde kullanılmayan ....TL yürütmeyi durdurma harcının davalı idareye iadesine,
    9. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    10. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara