Esas No: 2019/6624
Karar No: 2022/3837
Karar Tarihi: 07.06.2022
Danıştay 8. Daire 2019/6624 Esas 2022/3837 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/6624 E. , 2022/3837 K.Özet:
Diyarbakır Lice ilçesinde geçici köy korucusu olarak görev yapan bir kişinin görevine son verilmesi işlemi, davacının kendisine tebliğ edildiğinde imzalamaktan imtina etmesi sebebiyle davanın açıldığı 14/03/2018 tarihinde süresi dolmuş olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı, tebligatın yapılmamış olması ve sahte tutanaklar hazırlanması iddialarını ileri sürerek temyiz istemiş, ancak Danıştay Sekizinci Dairesi, temyiz nedenlerini bozulmaya yeterli bulmamıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17/ç-1. ve 17/ç-9. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6624
Karar No : 2022/3837
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Diyarbakır ili, Lice ilçesi, … köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının, görevine Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17/ç-1. ve 17/ç-9. maddeleri uyarınca son verilmesine yönelik tesis edilen işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta; Mahkeme'nin 21/03/2018 tarihli ara kararı ile davalı idareden dava konusu işlemin davacıya tebliğ edilip edilmediği sorularak, tebliğ edilmiş ise buna ilişkin tebliğ alındısının onaylı ve okunaklı bir örneğinin gönderilmesinin istenildiği, cevaben gönderilen belgeler incelendiğinde; dava konusu işlemin 05/09/2016 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesiyle davacıya tebliğ edilmesine karşılık davacının söz konusu belgeyi imzalamaktan imtina ettiği ve keyfiyetin belge üzerine şerh düşüldüğü, bu durumda, her ne kadar tebliğ-tebellüğ belgesini imzalamaktan imtina etmiş ise de, davacının, dava konusu işlemden 05/09/2016 tarihinde haberdar olduğu ve görevine iade edilmesi istemli 17/01/2018 tarihli başvurusunun dava açma süresini yeniden canlandırmayacağı, dava konusu işlemin tebliğ tarihi olan 05/09/2016 tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içerisinde (en geç 05/10/2016 (Mahkeme kararına sehven 05/10/2016 yazıldığı, 05/11/2016 tarihi olması gerektiği açıktır.) günü mesai saati bitimine kadar) dava açılması gerekirken, bu sürenin geçirilmesinden sonra, 14/03/2018 tarihinde açılan işbu davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine,davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkiline dava konusu işleme yönelik tebligat yapılmadığı gibi, imzadan imtina edildiğine dair evrakında gerçek dışı olduğu, müvekkilinin kendisi hakkında sahte tutanaklar tutulduğunu idareye yaptıkları başvuru ile öğrendiğini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05/10/2015 tarih, E:2014/5776, K:2015/3204 sayılı kararının da bu yönde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Davacının görevine son verilme işleminin tebliğ edildiğine esas alınan Tebliğ Tebellüğ Belgesinde davacının imzasının bulunmadığı, imzadan imtina ettiği bilgisinin yazıldığı, bu şekilde imzadan imtinanın geçerli olabilmesi için davalı idareyi temsil edenler (polis, jandarma...) dışında tutanak tanığı olabilecek kişi/kişilerin imzasının alınması gerektiği, bu olmadığında tutanağın tebliğe esas sayılamayacağı, davacının dava konusu işlemi öğrenme tarihinin araştırılarak bir karar verilmesi gerekçesiyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından varsa artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.