Danıştay 13. Daire 2020/560 Esas 2022/2477 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/560
Karar No: 2022/2477
Karar Tarihi: 07.06.2022

Danıştay 13. Daire 2020/560 Esas 2022/2477 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/560 E.  ,  2022/2477 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2020/560
    Karar No:2022/2477

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … tarih ve … sayılı istasyonlu bayilik lisansı sahibi davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 01/11/2013 tarihinde yapılan denetim sonucunda, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 70.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 30/03/2018 tarih ve E.20604 sayılı işlemle bildirilen … tarih ve … sayılı … Kurulu (Kurul) kararının ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait istasyonda 01/11/2013 tarihinde yapılan denetimde, istasyon binasının bodrum katında plastik tank içerisinde motorin olduğu, tankın yanında bir adet jeneratör, dalgıç pompa ve yakıt ikmalinde kullanılan 10 metre plastik hortumun bulunduğunun tespit edildiği, plastik tank içerisinde bulunan motorinin marker ölçümünün geçersiz olduğu, plastik tankın istasyonun satış pompalarına bağlı olmadığı ve istasyonun yerleşik planınada bulunmadığı hususunun tutanakla sabit olduğunun görüldüğü; bu durumda, davacı şirketin ilgili mevzuat hükümlerine ve akaryakıt dağıtıcısı ile imzaladığı tek elden satış sözleşmesine aykırı olarak dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiğinin sübuta erdiği anlaşıldığından, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; davacıya isnat edilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen anılan Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrasının, anılan fiil için yasal dayanak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, davalı idare tarafından davacının fiili, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali eylemi olarak nitelendirildiğinden anılan fiilin karşılığı olarak aynı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uygulanmak suretiyle, hakkında ceza yaptırımı tayini gerekmekte ise de, maddenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle, davacı hakkında bu madde yönünden yaptırım uygulanmasına da hukuken olanak bulunmadığı;
    Öte yandan, davacı şirkete isnat edilen dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali fiilinin 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası yönünden değerlendirildiğinde, davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü, Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise, dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi olarak tanımlandığı, bu bağlamda, davacı şirketin fiili, idarî para cezası verilmesine dayanak olan Kanun'daki kural ile örtüşmediğinden, davacı şirkete 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği, bu itibarla, davacı şirkete atfedilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası, anılan fiil için yasal dayanak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, işbu davaya konu idari işlemin Kurum'un mevzuattan doğan yükümlülüğünün yerine getirilmesi suretiyle Kanun'a, hukuka ve usule uygun olarak gerçekleştirildiği, davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu kararın usul ve Kanun'a uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı şirkete ait " … Karayolu Üzeri … Köyü Mevkii ... Km (… ada, … pafta, … parsel) …/…" adresinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonunda 01/11/2013 tarihinde yapılan denetim sonucunda, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmal ettiğinin tespit edildiğinden bahisle davacı şirkete Kurul'un … tarih ve … sayılı kararıyla 70.000,00-TL idari para cezası verilmiştir.
    Bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    5015 sayılı Kanun'un "Bayiler" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetini yürütecekleri; aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lianslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü olduğu kuralına yer verilmiştir.
    5015 sayılı Kanun'un "İdari para cezaları" başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 3 numaralı alt bendinde, 5, 6, 7, 8 ve 17. maddelerin ihlâli hâlinde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasının (d) bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı; 19. maddesinin 7. fıkrasında ise, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
    Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin "Bayilik Lisansı Sahiplerinin Yükümlülükleri" başlıklı 38/d maddesinde, "Bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapılmaması" kuralı yer almaktadır.
    Dairemizce; 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir" bölümünün, (3) numaralı alt bendindeki "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesi'nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdari yaptırımlar ve idari para cezaları idarenin bir yargı kararına gerek olmaksızın, yasaların açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak, idare hukukuna özgü yöntemlerle, doğrudan doğruya bir işlem ile uyguladığı yaptırımlarla verdiği cezalardır. Kabahatler Kanunu'na göre hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilecek, fakat kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenecektir.

    Esasen ceza hukukunu ilgilendiren suçta kanunilik ve cezada kanunilik ilkeleri ceza hukukundan kabahatler hukukuna sirayet etmiştir. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza içeren hükümler ihdas edip edemeyeceği açısından idareye genel ve düzenleyici işlemlerle, kanunla çizilen çerçeve hükmün içeriğini hangi kabahatlerin yaptırım gerektireceği konusunda doldurma yetkisi verilmiştir. Fakat kabahatler karşılığında uygulanacak idari yaptırımlar ise ancak kanunla düzenlenecektir.
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdari para cezaları" başlıklı 19. maddesinde, bir kısım fiillere yönelik idarî para cezaları fıkralar hâlinde sayıldıktan sonra, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır. Kanun koyucunun bu düzenlemeyle, Kanuna aykırı hiçbir fiilin yaptırımsız kalmamasını sağlamayı amaçladığı görülmektedir.
    Anayasa Mahkemesi'nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun'un 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir" bölümünün, 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesine ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 07/04/2016 tarihli iptal kararının yürürlüğü 03/05/2016 tarihinden itibaren dokuz ay ertelenmesine rağmen bu süre içerisinde, iptal edilen kısma ilişkin yeni bir yasal düzenleme yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle davalı idare tarafından, "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilini işlediği tespit edilen davacı şirket hakkında Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince idari para cezası uygulanmıştır.
    5015 sayılı Kanun'un Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilen hükmü bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı dışında başka bir dağıtıcıdan ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmamasına yönelik yükümlülüğe ilişkin olmayıp, bu yükümlülüğe aykırılık nedeniyle verilecek idari para cezasının maktu olarak düzenlenmesinin adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayacağından, bu fiili işleyenler hakkında uygulanacak ceza maddesine ve miktarına yönelik bir iptal kararı olduğu, söz konusu yükümlülüğe aykırı davranan bayiler hakkında Kurumca ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak işlem tesis edilebileceği açıktır.
    Bu itibarla, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmeme yükümlülüğüne ilişkin olarak bu yükümlülüğün hukuka aykırı olduğundan bahisle verilmiş bir iptal kararı bulunmadığından, belirtilen yükümlülüğe riayet etmeyen bayilere, bu ihlâl nedeniyle verilecek cezayı özel olarak ayrıca düzenleyen kanun maddesinin iptali nedeniyle oluşan hukukî durum dikkate alındığında, Kanun'un 19. maddesinde özel olarak sayılmayan ihlâller nedeniyle uygulanacak cezaları düzenleyen aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
    2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3. Davalı harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam …-TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,
    4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 07/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
    Dairemizce; 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdarî para cezaları" başlıklı 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" kuralının, (3) numaralı alt bendindeki "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Kanun’un, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
    Anılan iptal kararı, 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik belirtilen tarihe kadar yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
    Anayasa Mahkemesi'nce, bayilerin dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idarî para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan "adalet" ve "hakkaniyet" ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, iptal kararının gerekçesine uygun yasal bir düzenleme yapılmadığı gözardı edilerek, davalı idarece 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c-3) bendine göre verilemeyen idari para cezasının, bu kez anılan maddenin yedinci fıkrası uyarınca verilmesinin hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri açısından kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kanun koyucu tarafından, 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile getirilen düzenleme ile madde yeniden düzenlenmiş ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "idari para cezaları" başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin 3 numaralı alt bendinde; 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin ihlâli hâlinde sorumlulara uygulanacak idari para cezası belirlenmiştir.
    Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 03/02/2017 tarihinden, bu konuda gerekli yasal düzenlemenin yapıldığı 28/02/2019 tarihine kadar olan dönemde bayiler için uygulanacak herhangi bir idarî para cezası bulunmamakta olup, lehe olan bu durumun 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere aynen uygulanması hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
    Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi'nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere lehe olan durumun uygulanmayıp, Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca idari para cezası verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Hemen Ara