Esas No: 2022/1419
Karar No: 2022/6755
Karar Tarihi: 07.06.2022
Danıştay 6. Daire 2022/1419 Esas 2022/6755 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/1419 E. , 2022/6755 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2022/1419
Karar No : 2022/6755
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACILAR)
1- …
2- …
3- …
4- … Derneği
VEKİLİ : Av. …
II- MÜDAHİL (DAVACILAR YANINDA) … Dayanışma Derneği
VEKİLİ : Av. …
DİĞER MÜDAHİL (DAVACI YANINDA): …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Mineral Maddeleri Endüstriyel İnşaat Taşımacılık Petrol Ürünleri İth. İhr. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, Kırlangıç Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen kök bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi" ile ilgili olarak yapılan incelemelerin, hesaplamaların ve değerlendirmelerin, yeterli düzeyde veri, bilgi ve belgeye dayandırıldığı, hayata geçirilecek projenin "Campanula peshmenii (Beyçıngırağı)" adlı bitki türü üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığı, ayrıca bölgeye has bitki türü olan "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" ve "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı bitkilerin dava konusu kalker ocağının faaliyetleri nedeniyle göreceği zararın o bitkilerin neslinin tükenmesi boyutunda etki etmeyeceği, dava konusu kalker ocağı ve kırma eleme tesisindeki faaliyetten dolayı çıkacak olan toz ve sesin çevreye etkisinin alınacak önlemler ve verilen taahhütler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacılar ve davacılar yanında müdahil tarafından, projenin gerçekleştirilmesi planlanan bölgede yaşayan halkın ÇED sürecine dahil edilmediği, bölgede birçok taş ocağının faaliyette olduğu, kümülatif etki nedeni ile bölgenin hava kalitesinin oldukça düşük olduğu, çıkan malzemenin nakli sırasında oluşan tozun insan, çevre ve hayvan sağlığını olumsuz yönde etkilediği, bu hususların keşif icrası sırasında da gözlendiği, bölgede bulunan yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının faaliyette olan taş ocakları nedeniyle kuruduğu, Campanula peshmenii Güner isimli endemik bitkinin faaliyet nedeniyle yok olma tehlikesi altında olduğu, Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan kök raporda da yukarıda belirtilen tespitlere yer verildiği, Mahkemece aynı bilirkişi heyetinden alınan ek raporun, ek rapor niteliğinde olmadığı, kök raporla çelişen yeni bir rapor niteliğinde olduğu, ek raporda, kök raporda yer verilen tespitlerin tamamen tersi tespitlere yer verildiği, bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmaması nedeniyle maddi olayın yeterince açıklığa kavuşturulmadığı kanaatine varıldığından, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, … Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tesis edilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; "Çevresel Etki Değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları... ifade eder.'' hükmüne; 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarihli, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 6. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralı yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, … Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, harita mühendisi, biyolog, jeoloji mühendisi, maden mühendisi, ziraat mühendisi ve 2 çevre mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 15/09/2021 havale tarihli kök bilirkişi raporunda; dava konusu ÇED Olumlu kararının mevzuata uygun olmadığı ve planlanan projenin çevre üzerindeki olası olumsuz etkilerinin tam olarak ortaya konulmadığı yolunda görüş bildirildiği, Mahkemece 26/10/2021 tarihli ara kararla; dava konusu projeden kaynaklanacak gürültünün ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmayacağı, dava konusu faaliyetin bölgeye has bitki türü olan ve bilirkişi raporunda bahsedilen "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" ve "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı bitkiler üzerindeki zararının boyutunun ve şeklinin ne olduğu hususlarının açıkça belirtilmesi, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının 2872 sayılı Çevre Kanunu'na, bu Kanuna dayanılarak hazırlanan Çed Yönetmeliği'ne ve kamu yararına uygun olup olmadığının (yukarıda belirtilen hususlar kapsamında) ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bu ara kararı üzerine hazırlanan ve kök bilirkişi raporunu hazırlayan 7 kişilik bilirkişi heyetinden yalnızca 1 biyolog ve 2 çevre mühendisi tarafından hazırlanan 24/11/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle, kalker ocağı ve kırma eleme faaliyetinin en önemli çevresel etkilerinin gürültü, titreşim ve toz olduğu belirtildikten sonra sayılan hususlarda yapılan hesaplamalardan dava konusu taşınmazdan kaynaklanacak gürültü, titreşim ve toz etkilerinin ilgili yönetmeliklerde yer alan sınır değerleri sağladığı, Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, … Mahallesi mevkiinde 10 birey olarak "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı bitkinin tespit edildiği, tespit edilen bu 10 birey ile birlikte Malatya İlindeki toplam birey sayısının 190'a çıktığı, bölgedeki faaliyetlerin bu türün nesli üzerinde toplam birey sayısının yaklaşık %5'ine zarar vereceği, ayrıca gerçekleştirilmesi planlanan proje alanı içinde yaklaşık 5 birey olarak "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" adlı bitkinin tespit edildiği, bölgedeki faaliyetlerin yalnızca bu bireylerin yok olmasına neden olacağı, türün neslinin yok olmayacağı yolunda kanaat bildirildiği ve Mahkemece kök bilirkişi raporu ile ek bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
15/09/2021 havale tarihli kök bilirkişi raporu ile 24/11/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; maden mühendisi tarafından, yapılacak patlatmaların hesaplamalarına yeteri kadar dikkat edilmeyerek kullanılacak patlatma miktarlarının bölgenin en yakın arazilerine, su kaynaklarına, havaya, yerleşim yerlerine, bitki ve toprak örtüsüne vereceği zararlara ve alınacak önlemlere dair değerlendirme- hesap yapılmadığı, yapılacak patlatmaların bölgenin etki alanı içerisindeki duraysız zeminlerde kaya düşmelerine sebebiyet verip vermeyeceği ile ruhsat sahası içindeki kaymaya müsait alanların bu sarsıntılardan etkilenerek göçmelere yol açıp açmayacağının incelenmemiş olduğu, yapılacak patlatma sonrası gerek oluşacak taş savrulmalarının azami mesafesinin ve partiküllerin havada gidebileceği mesafenin "Patlatma Tasarımları ve Patlatma Kaynaklı Etkiler Klavuzu" na göre hesaplanarak çevresel etkilerinin belirlenmesi gerektiği belirtilerek mevzuat gereklerine ve önlemlere uyulduğu takdirde maden işletmesinin madencilik açısından işletmeye uygun olacağı yolunda kanaat bildirildiği, jeoloji mühendisi tarafından, malzeme alanında herhangi bir işleme başlanmadığının görüldüğü, patlatma yoluyla alınacak malzeme alımlarında yer sarsıntısı tüm yönlere doğru olduğu için kaynak sularının etkileneceği ve kaynak sularını besleyen kırık ve çatlaklar sarsıntıdan dolayı yön değiştireceği için bölgede yüzeye çıkan suların zamanla kuruyacağı yolunda kanaat bildirildiği, biyolog tarafından, kök raporda; ruhsat alanına 787 metre mesafede dik bir kaya yüzeyi üzerinde Campanula peshmenii (Beyçıngırağı) türünün mevcut olduğunun tespit edildiği, bu türün sadece Malatya İli içinde yayılışa sahip olduğu, IUCN (2016)' ya göre [EN B2ab (v); C2a (ii) tehlike kategorisinde yer alan bir bitki türü olduğu, Valilikçe oluşturulan denetim komisyonunca 2019 yılında yapılan incelemede aynı yerdeki kaya üzerinde 5 farklı bireyin olduğunun rapor edildiği, keşif tarihinde yapılan incelemede ise 10 bireyin mevcut olduğunun tespit edildiği, geçen 2 yıl içinde türün birey sayısının artış gösterdiği, faaliyetin türün gelişimi üzerinde etkisinin gözlenmediği, alanda ayrıca "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" ve "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı türlerin tespit edildiği, "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" türününün faaliyet alanı içinde kalmasından dolayı faaliyetten etkilenmesinin mutlak olduğu, ÇED Raporundaki "florastik değerlendirmeler" kısmının yeterince özenli çalışılmadığı, florastik listeyi hazırlayan kişinin gözleme dayalı teşhis yapabilecek uzmanlıkta olmadığı (bitki sistematikçisi değil bir ekolog olduğu), tesis alanı içinde ve yakın çevresinde bulunan Campanula peshmenii (Beyçıngırağı), "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" ve "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı türlerin florastik liste içinde yer almadığı tespitlerine yer verildiği, ek raporda ise; Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, Kırlangıç Mahallesi mevkiinde 10 birey olarak "Ornithogalum Malatyanum (Yarsasalı)" adlı bitkinin tespit edildiği, tespit edilen bu 10 birey ile birlikte Malatya İlindeki toplam birey sayısının 190'a çıktığı, bölgedeki faaliyetlerin bu türün nesli üzerinde toplam birey sayısının yaklaşık %5'ine zarar vereceği, ayrıca gerçekleştirilmesi planlanan proje alanı içinde yaklaşık 5 birey olarak "Fritillaria İmperialis (Ağlayan Gelin)" adlı bitkinin tespit edildiği, bölgedeki faaliyetlerin yalnızca bu bireylerin yok olmasına neden olacağı, türün neslinin yok olmayacağı tespitlerine yer verildiği, çevre mühendisi tarafından, kök raporda; dava konusu projenin ÇED sürecinde, planlanan projenin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin tespit edildiği, yürürlükteki mevzuat kapsamında değerlendirildiği ve planlanan projenin olası çevresel etkilerinin azaltılması için gerekli tedbirlerin belirlendiği, proje faaliyete geçtiğinde sebep olacağı hava kirliliğini belirlemek amacıyla toz dağılım modellemesinin yapılmış olduğu, bu çalışmada projenin etki alanı içinde yer alan diğer toz yayan tesislerin de etkisinin birlikte değerlendirildiği böylece kümülatif bir hava kirliliği çalışması yapılmış olduğu, projenin hava kirliliği ile ilgili oluşturacağı çevresel etkilerin Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde verilen sınır değerlerin altında kalacağı dolayısıyla çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemesinin beklenmediği kanaatine yer verildiği, ek raporda ise; kalker ocağı ve kırma eleme faaliyetinin en önemli çevresel etkilerinin gürültü, titreşim ve toz olduğu belirtildikten sonra sayılan hususlarda yapılan hesaplamalardan dava konusu taşınmazdan kaynaklanacak gürültü, titreşim ve toz etkilerinin ilgili yönetmeliklerde yer alan sınır değerleri sağladığı tespitlerine yer verildiği, ziraat mühendisi tarafından, planlanan projenin gerçekleştirileceği alanın mera arazisi içinde olduğu, inceleme alanının güneyindeki … bölgesinde yaklaşık 4.500 m2 yüzölçümlü kayısı bahçesinin yine inceleme alanından çıkan 2 nolu su kaynağından sağlanan su ile sulandığı, özellikle dere yatağına yakın konumdaki ağaçların yaprakları üzerinde toz zararı emarelerinin bulunduğu, alandaki diğer tarla, bağ ve bahçelerde toz zararına rastlanmadığı, inceleme alanının kuzeyindeki … bölgesinde üzüm bağı, tarla ve ağaçların bulunduğu, burada çok yoğun toz zararına rastlandığı, aynı havzanın giriş kısmı içindeki mevcut kalker üretimi veya konkasör tesislerinin faaliyetlerinden kaynaklanan gürültü, tozuma ve taş fırlamasına ek olarak yeni proje alanında yapılacak delme-patlatma, kırma-eleme-depolama ve taşıma çalışmaları sırasında oluşacak tozun özellikle kırma eleme tesisine yakın olan mera arazilerinde ve tarım alanlarında toz zararına yol açacağı, arıcılık faaliyetlerinde de aynı durumun oluşacağı, tozun olumsuz etkisi nedeni ile merada ot veriminin- otlatma kapasitesinin azalması nedeni ile hayvansal üretimin olumsuz etkileneceği, tarımsal açıdan ele alındığında tesiste yapılacak çalışmaların, çevreyi, komşu meraları, çevre tarım arazilerini, mahalle yollarını, yerleşim alanlarını ve dolayısıyla mahalle halkını olumsuz etkileyeceği yolunda kanaat bildirildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen kök bilirkişi raporunda maden mühendisi bilirkişi tarafından ÇED Raporunda yapılmış olması gereken bir takım hesaplama ve incelemelerin yapılmamış olduğu tespitine yer verilmiş olmasına rağmen söz konusu eksikliklerin hangi gerekçeyle göz ardı edilebileceği açıklanmadan mevzuat gereklerine ve önlemlere uyulduğu takdirde maden işletmesinin madencilik açısından işletmeye uygun olacağı yolunda kanaat bildirildiği, jeoloji mühendisi tarafından, yapılacak patlatmaların bölgede yüzeye çıkan suların zamanla kurumasına sebep olacağı tespitine yer verilmiş olmakla birlikte bu durumun faaliyet alanına en yakın yerleşim yerlerinde ve bu yerleşim yerlerine ait tarım alanlarında mevcut su kaynaklarına zamanla olumsuz etkisinin olup olmayacağı hususunun değerlendirilmediği, öte yandan, maden mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişiler tarafından yapılan ve yukarıda yer verilen tespitlere itibar edilmemesinin gerekçesinin davanın reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında açıklanmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu projenin bulunduğu bölgede gerçekleştirilmesi planlanan benzer nitelikteki projeler için verilen ÇED Olumlu kararı ile ÇED Gerekli Değildir kararlarının iptali için açılan davalar sonucunda davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararlarının temyiz incelemesinin yapıldığı Dairemizin E:2022/271 ve E:2022/1226 sayılı dosyalarında Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporları denetime elverişli bulunmayarak yeni bilirkişi heyetiyle proje alanında keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyize konusu Mahkeme kararlarının bozulmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, bakılan dosyadaki bilirkişi raporunda yer alan ve yukarıda bahsedilen tespitlerin açıklığa kavuşturulması öte yandan bakılan dosya ile Dairemizin E:2022/271 ve E:2022/1226 sayılı dosyalarına konu Mahkeme kararları arasında çelişkiye mahal verilmemesini teminen İdare Mahkemesince; yukarıda belirtilen hususlar ile tarafların iddiaları, projenin yeri, nitelikleri ve proje tanıtım dosyasını hazırlayanların uzmanlık alanları da dikkate alınarak, dava konusu "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararına konu faaliyetin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının araştırılması amacıyla, aralarında çevre mühendisi, biyolog, hidrojeoloji mühendisi, ziraat mühendisi gibi uzmanlar da bulunmak ve gerekirse başka dallardan öğretim görevlilerine de yer verilmek suretiyle, projenin bulunduğu çevrenin özelliğine göre konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetiyle proje alanında keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacılar ile davacılar yanında müdahil … Dayanışma Derneğinin temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.Kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacılara iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 07/06/2022 tarihinde usul yönünden oyçokluğuyla, esas yönünden oybirliğiyle karar verildi.