Esas No: 2020/5318
Karar No: 2022/3842
Karar Tarihi: 07.06.2022
Danıştay 8. Daire 2020/5318 Esas 2022/3842 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/5318 E. , 2022/3842 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5318
Karar No : 2022/3842
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 2017 yılı Sonbahar Tıpta Uzmanlık Sınavı sonucunda Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi kadrosuna yerleştirilmeye hak kazanan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendi uyarınca hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde değerlendirme komisyonunca atamasının uygun görülmemesine ilişkin Kocaeli Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının şahsına yönelik belirtilen hususlara ilişkin bir olumsuzluğun veya hakkında açılmış bir kamu davası sonucunda verilmiş bir mahkumiyet kararının bulunmaması, annesi, babası ve kardeşleri hakkındaki bilgilerin ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi uyarınca davacıyı bağlamayacak ve aleyhine sonuç doğuracak şekilde değerlendirilemeyecek olması karşısında, salt bu gerekçe ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A maddesinde belirtilen genel şartları sağlamadığından bahisle atamasının yapılmaması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu işlemin yasal dayanağı olan 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin A-8 bendinde yer alan Devlet memurluğuna alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin, Anayasaya ve hukuka aykırı olduğunun Anayasa Mahkemesinin 24/07/2019 tarih ve E:2018/73; K:2019/65 sayılı kararı ile ortaya konularak iptal edilmesi karşısında, davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürümeyeceğinden uyuşmazlığın çözümünde işlem tarihindeki mevzuatın esas alınması gerektiği, işlem tarihinde yürürlükte bulunan Devlet Memurları Kanunun 48. maddesi uyarınca kamuya ilk defa atanacakların güvenlik soruşturmasının yaptırılmasının şart koşulduğu, davacının da bu kapsamda güvenlik soruşturması yapıldığı ve olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle atamasının yapılmadığı ileri sürülerek istinaf ikararının bozulması istenilmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : ÖSYM tarafından yapılan 2017 yılı Sonbahar dönemi Tıpta Uzmanlık Sınavı sonucunda davalı üniversitenin Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi kadrosuna yerleştirilmeye hak kazanan davacının, 657 sayılı DMK 48. maddesinin 1. Fıkrasının (A) bendi uyarınca hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun dava konusu işlem tarihindeki 48. maddesinde "Madde 48 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/14 md.) Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır. A) Genel şartlar: 1. Türk Vatandaşı olmak, 2. Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak, 3. Bu Kanunun 41 nci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak, 4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak, 5. (Değişik: 23/1/2008 - 5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…)(1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak. 6. Askerlik durumu itibariyle; a) Askerlikle ilgisi bulunmamak, b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak, c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak, 7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek (…) akıl hastalığı (…) bulunmamak. 8. (Ek: 3/10/2016 – KHK-676/74 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/60 md.) Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak. B) Özel şartlar: 1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41 nci maddelerde belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarının birinden diploma almış olmak, 2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak." hükmü yer almakta olup, Anayasa Mahkemesinin 24/07/2019 tarih ve E:2018/73; K:2019/65 sayılı kararıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (8) numaralı alt bendinin iptaline karar verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın "Anayasa Mahkemesinin kararları" başlıklı 153. maddesinde; Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının kesin olduğu, iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağı, Anayasa Mahkemesi'nin bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceği, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken hallerde Anayasa Mahkemesi'nin iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemeyeceği, iptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini öncelikle görüşüp karara bağlayacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmi Gazetede hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin 12/12/1989 tarih ve E:1989/11, K:1989/48 sayılı kararında, "Türk Anayasa sisteminde Devlete güven ilkesini sarsmamak ve ayrıca Devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece, hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadarki dönem için geçerli sayılması sağlanmasına" ilişkin hususlar belirlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi uyarınca, her ne kadar 657 sayılı Kanun'un anılan hükmü Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş ise de; dava konusu işlem tarihi olan 14/05/2018 tarihi itibariyle düzenlemenin yürürlükte olduğu, anılan düzenleme uyarınca davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapıldığı görüldüğünden, işin esasına girilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Davacı hakkında yaptırılan güvenlik soruşturma raporunun incelenmesinden; davacının kardeşi O.K.'nın PDY/FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle 667 sayılı KHK ile kapatılan … Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğü, örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren örgüt mensupları ile irtibatlı olduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başılatılan soruşturma sonucunda hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve E:… sayılı dosyada görülen kamu davası ile ... Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve E:… sayılı dosyada görülen kamu davasının devam ettiği; annesi M.K.'nın PDY/FETÖ ile müzahir finans kurumu Bankasya'da bulunan hesap bakiyesinin 2014 yılında 25.489,07-TL olduğu, babası Y.K.'nın Bankasya'da bulunan hesap bakiyesinin 2014 yılında 5.791,20-TL olduğu, kardeşi E.K.'nın PDY/FETÖ ile müzahir ve KHK ile kapatılan eğitim kurumunda kayıtlı olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda; davacı hakkında yaptırılan güvenlik soruşturmasında, davacı ile ilgili herhangi bir olumsuz durumun tespit edilmediği, ailesi hakkındaki bilgilerin de tek başına davacının FETÖ/PDY ile irtibatının veya iltisakının bulunduğu anlamına gelmeyeceği göz önüne alındığında, güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla; Bölge İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın, yukarıda aktarılan gerekçe ile onanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yer verilen GEREKÇE İLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 07/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Bölge İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın aynen onanması gerektiği oyu ile kararın değişik gerekçe ile onanması yönündeki çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.