Danıştay 13. Daire 2019/3807 Esas 2022/2475 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2019/3807
Karar No: 2022/2475
Karar Tarihi: 07.06.2022

Danıştay 13. Daire 2019/3807 Esas 2022/2475 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3807 E.  ,  2022/2475 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2019/3807
    Karar No:2022/2475

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacıya ait akaryakıt istasyonunda 10/11/2012 tarihinde yapılan denetimde, tanker ve tankerin boşaltım yaptığı yer altı tankından alınan numunelerin analizi sonucu jet yakıtı olduğu tespit edildiğinden, davacı şirkete, sözleşmeli dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmesi nedeniyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 38. maddesinin (c) ve (d) bentlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle aynı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince, tekerrür nedeniyle aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca iki katı uygulanmak suretiyle 140.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemle bildirilen … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerince davacıya ait istasyonda 10/11/2012 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, … plakalı tankerin, istasyon üzerinde "gaz yağı" ibaresi bulunan yer altı tankına boşaltım yaparken tankerden ve tankerin boşaltım yaptığı yer altı tankından numune alınarak İnönü Üniversitesi Petrol Analiz Laboratuvarına (İNÖNÜ-PAL) gönderildiği, İNÖNÜ PAL tarafından düzenlenen analiz raporunda, "jet-A1 yakıtı olabileceği düşünülen söz konusu numunenin ... yapılan analiz sonucunda gaz yağı olduğu tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildiği; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM) tarafından düzenlenen analiz raporunda ise, numunelerin, ASTM D 1655 jet yakıtı sınır değerlerine uygun olduğu ve aynı zamanda TS 3355 ısıtma ve aydınlatma amacıyla kullanılan gaz yağı standartlarına uygun olduğunun belirtildiği, … A.Ş.'nin (…) yazısında, numunelerin jet yakıtı olduğunun bildirildiği, davacının, petrol kaçakçılığı suçundan yargılandığı ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, İNÖNÜ PAL tarafından düzenlenen analiz raporunda, söz konusu numunelerin gaz yağı olduğunun tespit edildiği, mali bilirkişi raporunda suça konu ele geçen akaryakıt ile stok, fatura ve belgelerin uyumlu olduğu gerekçesiyle davacının beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği,
    Bu durumda, TÜBİTAK MAM tarafından düzenlenen analiz raporunda, alınan numunelerin, jet yakıtı sınır değerleri ile gaz yağı standartlarına uygun olduğunun tespit edildiği, İNÖNÜ PAL tarafından düzenlenen analiz raporunda ise numunelerin gaz yağı olduğunun belirtildiği, TÜBİTAK MAM tarafından düzenlenen analiz raporu ile İNÖNÜ PAL tarafından düzenlenen analiz raporunda alınan numunelerin jet yakıtı mı gaz yağı mı olduğu yönünden inceleme yapıldığı, davalı idarece İNÖNÜ PAL ile TÜBİTAK MAM raporları arasındaki çelişkinin ek rapor ya da başka bir kurumdan rapor alınarak giderilmediği, istasyondaki akaryakıt miktarı ile faturaların, irsaliyelerin uyumlu olmadığına ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, diğer bir anlatımla, davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiğinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … esas sayılı kararında da, istasyondaki akaryakıt ile stok, fatura ve belgelerin uyumlu olduğu, alınan numunelerin gaz yağı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacının beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nce; davacıya isnat edilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen anılan Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrasının, anılan fiil için yasal dayanak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, davalı idare tarafından davacının fiili, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde düzenlenen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali" eylemi olarak nitelendirildiğinden, anılan fiilin karşılığı olarak aynı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uygulanmak suretiyle, hakkında ceza yaptırımı tayini gerekmekte ise de, söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle, davacı hakkında bu madde yönünden yaptırım uygulanmasına da hukuken olanak bulunmadığı;
    Öte yandan, davacı şirkete isnat edilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali" fiili 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası yönünden değerlendirildiğinde, davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü, Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise, "dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi" olarak tanımlandığı, bu bağlamda, davacı şirketin fiili, idarî para cezası verilmesine dayanak olan Kanun'daki kural ile örtüşmediğinden, davacı şirkete 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasına dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği, bu itibarla, davacı şirkete atfedilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası, anılan fiil için yasal dayanak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek, davalı idarenin istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, harçtan muaf olduklarından aleyhlerine harca hükmedilemeyeceği, 5015 sayılı Kanun'da öngörülen petrol piyasasının düzenleme amacı doğrultusunda tayin edilen cezanın hakkaniyete aykırı ve ölçüsüz olmadığı, somut olayda üst sınırdan ceza uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    … İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerince, bayilik lisansı kapsamında "… Yolu Üzeri, 30. km. … Köyü, … /…" adresinde faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda 10/11/2012 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, … plakalı tankerin, istasyon üzerinde "gaz yağı" ibaresi bulunan yer altı tankına boşaltım yaparken, tankerden ve tankerin boşaltım yaptığı yer altı tankından numune alınmış, İNÖNÜ PAL tarafından söz konusu numunelere ilişkin düzenlenen analiz raporunda, "jet-A1 yakıtı olabileceği düşünülen söz konusu numunenin ... yapılan analiz sonucunda gaz yağı olduğu tespit edilmiştir" ifadelerine yer verilmiş; TÜBİTAK MAM tarafından düzenlenen analiz raporunda, numunelerin, ASTM D 1655 jet yakıtı sınır değerlerine uygun olduğu ve aynı zamanda TS 3355 ısıtma ve aydınlatma amacıyla kullanılan gaz yağı standartlarına uygun olduğu belirtilmiş; TÜPRAŞ yazısında ise, numunelerin jet yakıtı olduğu bildirilmiş, bunun üzerine, mezkûr tanker ve tankerin boşaltım yaptığı yer altı tankından alınan numunelerin analizi sonucu jet yakıtı olduğu tespit edildiğinden, şirkete sözleşmeli dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 38. maddesinin (c) ve (d) bentlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle aynı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince, tekerrür nedeniyle aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca iki katı uygulanmak suretiyle 140.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmış, söz konusu kararın iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
    Öte yandan, davacının, petrol kaçakçılığı suçundan yargılandığı ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, İNÖNÜ PAL tarafından düzenlenen analiz raporunda, söz konusu numunelerin gaz yağı olduğunun tespit edildiği, mali bilirkişi raporunda suça konu ele geçen akaryakıt ile stok, fatura ve belgelerin uyumlu olduğu gerekçesiyle davacının beraatine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    5015 sayılı Kanun'un "Bayiler" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetini yürütecekleri; aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lianslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü olduğu kuralına yer verilmiştir.
    5015 sayılı Kanun'un "İdari para cezaları" başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 5, 6, 7, 8 ve 17. maddelerin ihlâli hâlinde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasının (d) bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı; 19. maddesinin 7. fıkrasında ise, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
    Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin "Bayilik Lisansı Sahiplerinin Yükümlülükleri" başlıklı 38/d maddesinde, "Bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapılmaması" kuralı yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdari yaptırımlar ve idari para cezaları idarenin bir yargı kararına gerek olmaksızın, yasaların açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak, idare hukukuna özgü yöntemlerle, doğrudan doğruya bir işlem ile uyguladığı yaptırımlarla verdiği cezalardır. Kabahatler Kanunu'na göre hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilecek, fakat kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenecektir.
    Esasen ceza hukukunu ilgilendiren suçta kanunilik ve cezada kanunilik ilkeleri ceza hukukundan kabahatler hukukuna sirayet etmiştir. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza içeren hükümler ihdas edip edemeyeceği açısından idareye genel ve düzenleyici işlemlerle, kanunla çizilen çerçeve hükmün içeriğini hangi kabahatlerin yaptırım gerektireceği konusunda doldurma yetkisi verilmiştir. Fakat kabahatler karşılığında uygulanacak idari yaptırımlar ise ancak kanunla düzenlenecektir.
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdari para cezaları" başlıklı 19. maddesinde, bir kısım fiillere yönelik idarî para cezaları fıkralar hâlinde sayıldıktan sonra, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır. Kanun koyucunun bu düzenlemeyle, Kanuna aykırı hiçbir fiilin yaptırımsız kalmamasını sağlamayı amaçladığı görülmektedir.
    Dairemizce, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir" bölümünün, (3) numaralı alt bendindeki "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi'nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun'un 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir" bölümünün, 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesine ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 07/04/2016 tarihli iptal kararının yürürlüğü 03/05/2016 tarihinden itibaren dokuz ay ertelenmesine rağmen bu süre içerisinde, iptal edilen kısma ilişkin yeni bir yasal düzenleme yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle davalı idare tarafından, "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilini işlediği tespit edilen davacı şirket hakkında Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince idari para cezası uygulanmıştır.
    5015 sayılı Kanun'un Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilen hükmü, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı dışında başka bir dağıtıcıdan ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmamasına yönelik yükümlülüğe ilişkin olmayıp, bu yükümlülüğe aykırılık nedeniyle verilecek idari para cezasının maktu olarak düzenlenmesinin adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayacağından, bu fiili işleyenler hakkında uygulanacak ceza maddesine ve miktarına yönelik bir iptal kararı olduğu, söz konusu yükümlülüğe aykırı davranan bayiler hakkında Kurumca ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak işlem tesis edilebileceği açıktır.
    Öte yandan, uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak, davalı idarece İNÖNÜ PAL ile TÜBİTAK MAM raporları arasındaki çelişkinin ek rapor ya da başka bir kurumdan rapor alınarak giderilmediği; davacı hakkında kaçakçılık suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda, istasyondaki akaryakıt ile stok, fatura ve belgelerin uyumlu olduğu, alınan numunelerin gaz yağı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacının beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği; idarece, istasyondaki akaryakıt miktarı ile faturaların, irsaliyelerin uyumlu olmadığına ilişkin bilgi ve belgede sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmadığından, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmeme yükümlülüğüne ilişkin olarak bu yükümlülüğün hukuka aykırı olduğundan bahisle verilmiş bir iptal kararı bulunmadığından, belirtilen yükümlülüğe riayet etmeyen bayilere, bu ihlâl nedeniyle verilecek cezayı özel olarak ayrıca düzenleyen kanun maddesinin iptali nedeniyle oluşan hukukî durum dikkate alındığında, Kanun'un 19. maddesinde özel olarak sayılmayan ihlâller nedeniyle uygulanacak cezaları düzenleyen aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık, işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
    3. Davalı harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam …-TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,
    4. Temyiz posta giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    5. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
    6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 07/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :

    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
    Dairemizce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdarî para cezaları" başlıklı 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" kuralının, (3) numaralı alt bendindeki "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Kanun’un, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
    Anılan iptal kararı, 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik belirtilen tarihe kadar yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
    Anayasa Mahkemesi'nce, bayilerin dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idarî para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan "adalet" ve "hakkaniyet" ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, iptal kararının gerekçesine uygun yasal bir düzenleme yapılmadığı gözardı edilerek, davalı idarece 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c-3) bendine göre verilemeyen idari para cezasının, bu kez anılan maddenin yedinci fıkrası uyarınca verilmesinin hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri açısından kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kanun koyucu tarafından, 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile getirilen düzenleme ile madde yeniden düzenlenmiş ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "idari para cezaları" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin 3 numaralı alt bendinde; 8'inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin ihlâli hâlinde sorumlulara uygulanacak idari para cezası belirlenmiştir.
    Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 03/02/2017 tarihinden, bu konuda gerekli yasal düzenlemenin yapıldığı 28/02/2019 tarihine kadar olan dönemde bayiler için uygulanacak herhangi bir idarî para cezası bulunmamakta olup, lehe olan bu durumun 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere aynen uygulanması hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
    Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi'nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere lehe olan durumun uygulanmayıp, Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca idari para cezası verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Hemen Ara