Esas No: 2021/903
Karar No: 2022/3118
Karar Tarihi: 08.06.2022
Danıştay 10. Daire 2021/903 Esas 2022/3118 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/903 E. , 2022/3118 K.Özet:
Danıştay 10. Dairesi, Diyarbakır'da terör örgütü tarafından öldürülen bir adamın ailesinin davalı idareden manevi tazminat taleplerini reddetti. Mahkeme, davacıların temyiz istemlerini reddetti ve Bölge İdare Mahkemesi kararını onadı. Kararda, davacıların can güvenliği nedeniyle emniyet tedbirleri alınması yönünde kolluk güçlerine herhangi bir başvuru yapmadığı ve olayın meydana gelmesinde davalı idarenin herhangi bir ihmal ve/veya kusurunun bulunmadığı belirtildi. Kanunlar ise, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. ve 50. maddeleriydi.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/903
Karar No : 2022/3118
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
5- ...
6- ...
7- ...
8- ...
9- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : ...
İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN KONUSU : Davacılar tarafından, Diyarbakır ilinde, ... isimli derneğin başkanı ... 'ın kimliği belirsiz kişi veya kişilerce öldürülmesinden sonra çıkan olaylarda 09/06/2015 tarihinde yakınları ... 'ın evinde silahla vurularak öldürüldüğünden ve olayda davalı idarenin ihmal ve kusurunun bulunduğundan bahisle her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; ... başkanı ...'ın silahla vurularak yaşamını yitirmesi olayına ilişkin olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun ... sayılı dosyasıyla yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede; ''... 09/06/2015 saat 17:45 sıralarında ikametinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Şahsın arşiv araştırmasında PKK terör örgütü adına faaliyetlerde bulunmak suçundan kaydının olduğu tespit edilmiştir.'' ifadelerine yer verildiği, 09/06/2015 tarihi ve sonrasında meydana gelen olaylara ilişkin sosyal medya ve internet haber kaynakları üzerinden intikam amaçlı çağrı ve paylaşımlar yapıldığı, davacılar murisi ...'ın öldürülmesi olayına ilişkin olay tanığı kızı ...'ın 11/06/2015 tarihli, ''saldırganın Hizbullahçıların bırakmış olduğu sakal biçiminde sakalı vardı.'' şeklindeki ifadesi de dikkate alındığında, davacılar murisinin, PKK/KCK ve Hizbullah terör örgütleri arasında yaşanan bir hesaplaşma sonucu Hizbullah terör örgütüne müzahir şahıs tarafından silahla vurulduğu ve yaşanan ölüm olayının terör eyleminden kaynaklandığı kanaatine varıldığı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün 22/12/2017 tarihli yazısında; ..., ..., ... ve ... isimli şahısların hayatını kaybettiği olaya ilişkin herhangi bir ihbarın gelmediğinin belirtildiği, ...'ın öldürülmesi olayından sonra ve davacılar murisinin yaşamını yitirmesi öncesinde davacılar murisine yönelik eylem yapılacağı yolunda herhangi bir ihbar veya şikayetin Emniyet makamlarına iletilmediği, davacılar murisi ve/veya davacılar tarafından da can güvenliği nedeniyle emniyet tedbirleri alınması yönünde kolluk güçlerine herhangi bir başvuru yapıldığına ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, davacılar tarafından murisleri ...'ın 09/06/2015 tarihinde öldürülmesi olayına ilişkin olarak murislerinin Hizbullah Terör Örgütü çevresince hazırlanmış ölüm listesinde yer aldığının Emniyet tarafından bilinmesi karşısında güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle öldürüldüğü iddialarına ilişkin somut bir veri bulunmadığı, bu sebeplerle olayda davalı idarenin herhangi bir ihmal ve/veya kusurunun bulunmadığı, terör eylemlerine maruz kalanların uğradıkları zararların, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece tazmini yoluyla topluma pay edilmesinin sosyal devlet ilkesinin gereği olduğu, davacılar murisinin terör eylemine katılan, yardım eden veya terör örgütüne mensup biri olduğuna dair dosya kapsamında yeterli ve kesin bir bilgi ve delilin de yer almadığı, yetkili mercilerce bu yönde hukuken itibar edilebilir bir saptama, mahkumiyet kararı da bulunmadığı, olayın iki örgüt arasındaki hesaplaşma neticesinde yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olayları nedeniyle gerçekleştiği, 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, davacıların olay nedeniyle duyduğu acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının dindirilmesi için ve ölene yakınlık dereceleri de dikkate alınarak her bir davacı için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 180.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 13/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; dosya kapsamı itibarıyla ...'ın öldürülmesi olayından sonra ve davacılar murisinin yaşamını yitirmesi öncesinde davacılar murisine yönelik eylem yapılacağı yolunda herhangi bir ihbar veya şikayetin Emniyet makamlarına iletilmediği, davacılar murisi ve/veya davacılar tarafından da can güvenliği nedeniyle emniyet tedbirleri alınması yönünde kolluk güçlerine herhangi bir başvuru yapıldığına ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, dava konusu olayın meydana gelmesinde davalı idarenin herhangi bir ihmal ve/veya kusurunun bulunmadığı, kusursuz sorumluluk olan sosyal risk ilkesi kapsamı yönünden yapılan değerlendirmede; Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun ... sayılı dosyasıyla yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede; ''... 09/06/2015 saat 17:45 sıralarında ikametinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Şahsın arşiv araştırmasında PKK terör örgütü adına faaliyetlerde bulunmak suçundan kaydının olduğu tespit edilmiştir.'' ifadelerine yer verildiği, 09/06/2015 tarihi ve sonrasında meydana gelen olaylara ilişkin sosyal medya ve internet haber kaynakları üzerinden yapılan incelemede, bazı hesaplardan 09/06/2015 tarihinde meydana gelen ölümler sebebiyle intikam amaçlı çağrı ve paylaşımlar yapıldığı, olay tanığı ...'ın kızı ...'ın 11/06/2015 tarihli ifadesinde; saldırganın Hizbullahçıların bırakmış olduğu sakal biçiminde sakalı olduğuna ilişkin beyanlarda bulunduğu, buna göre, sosyal risk ilkesinin koşullarının gerçekleşmediği, davalı idarelerin sorumluluk türlerinden herhangi birisi içerisinde değerlendirilmesi imkanı bulunmayan olay nedeniyle meydana gelen zararın davalı idarece tazmini mümkün olmadığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmını kaldırılmasına, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dosya kapsamından ve Savcılık soruşturma dosyasından anlaşılacağı üzere murislerinin öldürülmesinin terör suçu olduğu, kasten öldürme suçu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle ödenmemiş olan temyiz yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.