Danıştay 8. Daire 2022/4092 Esas 2022/3914 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2022/4092
Karar No: 2022/3914
Karar Tarihi: 08.06.2022

Danıştay 8. Daire 2022/4092 Esas 2022/3914 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı avukat, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu tarafından verilen \"1 yıl işten çıkarma cezası\" kararına itiraz etmiş, cezanın \"1 yıl 6 ay işten çıkarma\" cezasına çevrilerek Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından onanmasına ilişkin kararın iptali için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş ve Bölge İdare Mahkemesi de istinaf başvurusunu reddetmiştir. Davacı, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz başvurusunda bulunmuştur. Ancak Danıştay, davaya konu işlemin \"meslekten çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası\" veya \"ticari faaliyetin icrasını engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davası\" olarak nitelendirilemeyeceğini ve temyiz yolu açık olmayan \"kesin\" bir karar olduğunu belirterek temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun \"İstinaf\" başlıklı 45. maddesi
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun \"Temyiz\" başlıklı 46. maddesi'nin (c) ve (d) bentleri
- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'n
Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/4092 E.  ,  2022/3914 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2022/4092
    Karar No : 2022/3914


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Barolar Birliği
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Avukat olan davacı tarafından, hakkında İstanbul Barosu Disiplin Kurulu'nca verilen " 1 yıl süre ile işten çıkarma cezası" kararına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz üzerine, cezanın "1 yıl 6 ay işten çıkarma" cezasına çevrilmek suretiyle düzeltilerek onanmasına ilişkin Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin (a) bendinde, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar avukatlığa kabule engel haller arasında sayılmış olup, her ne kadar davacı hakkında hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilmişse de … Ağır Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla müdahilin "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan ise 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve belirlenen cezanın 2 yıldan az oluşu nedeniyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın disiplin soruşturması açılmasına sebep olup olmayacağının değerlendirildiğinde, hakkında ceza kovuşturması yapılan sahsın suçu işlemediği yönünde beraat kararı bulunması halinde eylemin ayrıca disiplin cezasını gerektirmesi halinde disiplin kovuşturması yapılabileceği, aksi durumda verilen ceza mahkemesi kararlarının sonucu ne olursa olsun disiplin kovuşturmasına engel teşkil etmeyeceği, Ceza Mahkemesi kararında davacının kovuşturma aşamasında örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek ve örgütün içindeki konumu ve eylemlerini açıklamak suretiyle pişmanlık duyduğu ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı, adına kayıtlı GSM hattı üzerinden örgüt mensuplarınca özel bir server üzerinden yalnızca örgüt mensuplarının kendi arasında haberleşmesini sağlayan Bylock isimli kriptolu programı kullandığının tespit edildiği ve neticeten FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğunun tespit edildiği, Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sebebiyle zikredilen kararın hükme dönüşmediğinden disiplin cezasında esas alınamayacağı bilinmekle birlikte bu karardan bağımsız olarak yürütülecek disiplin kovuşturmasına engel teşkil etmeyeceğinden, davacı hakkında ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak yürütülen disiplin soruşturmasında davacının 1136 sayılı Kanun kapsamında disiplin suçu işlediği sabit görülerek takdir yetkisi kapsamında cezalandırma yoluna gidildiği, diğer taraftan işlemin takdir yetkisi kapsamında tesis edilecek bir işlem olup olmadığının değerlendirilmesinde, üyelerinin meslek kurallarına uygun davranmasından sorumlu olan idarenin meslek kurallarına uymayan üyelerine verdiği disiplin cezasında fiilin ağırlığına göre Kanunda belirtilen disiplin cezalarını takdir etmekte serbest olduğundan, davacının disiplin cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlemin takdir yetkisi kapsamında kaldığı, bu durumda, yapılan disiplin soruşturması ile elde edilen delillerden davacının eyleminin sabit olduğu anlaşıldığından, bu fiilin karşılığı olan idarenin takdir yetkisi kapsamında tesis edilen 1 yıl 6 ay süreyle işten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine, temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hukuka ve usule aykırı olduğu belirtilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinde, "1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
    3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
    6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; "Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları"; (d) bendinde ise, "Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları" hakkında verilen kararların Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin tek hakim sınırı dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay'a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
    Uyuşmazlıkta, "1 yıl 6 ay süre ile işten çıkarma" cezasının iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyiz kanun yoluna başvurulabilecek davaların tahdidi olarak sayıldığı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası" olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Disiplin cezaları" başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı bendinde, işten çıkarma, "avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerin yasaklanması" olarak tanımlanmış olup, meslekten çıkarılma sonucunu doğuran disiplin cezası niteliğine sahip bulunmayan dava konusu işlem hakkında açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun m.46/1-(c) kapsamında yer almadığı anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, serbest meslek faaliyeti, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veyahut ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması şeklinde tanımlanmakta olup, belirtilen tanımlamaya göre avukatlık mesleği ticari faaliyet olarak değerlendirilemeyeceğinden, bakılan davanın 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan "kesin" kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
    2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    Kesin olarak, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara